ALEVİ YOLU
Hazırlayan: Hasan OYTUN
Alevilik Nedir ?
Sözlük anlamına göre Alevi, Hz. Ali’ye bağlı ve ondan yana olan kimse
demektir. Alevilik ise genel olarak Hz. Ali’yi sevmek ve onun soyunun yani Ehli
Beyt’in yolundan gitmek olarak tanımlanabilir.
Ülkemizde bugün yaygın şekilde Alevi olarak adlandırılan kitleler için
kaynaklarda birçok ismin kullanıldığını söyleyebiliriz. Anadolu’daki Alevi
kitleleri nitelemek üzere kaynaklarda, kızılbaş, rafızi, ışık, mülhid ve torlak
gibi adların kullanıldığını görmekteyiz. Bunlardan en çok kullanılanı Kızılbaş
adı olmuştur. Anadolu Alevileri kendileri için çok anlamlı Kızılbaş adını,
Osmanlı yönetiminin ahlakdışı anlamlar yükleyerek, sünni kitlelere aşılayarak
bir psikolojik savaş aracı olarak kullanması sonucunda bırakmak zorunda
kalmışlardır.
Genel olarak ifade etmek gerekirse Bektaşi sözcüğü de yukarıda
değindiğimiz kitleler için kullanılmıştır. Bektaşilik Hacı Bektaş Veli’ye
dayanılarak kurulmuştur. Alevilik ve Bektaşiliği birbirinden bağımsız olarak
ele almak bugün gelinen noktada tarihsel ve sosyolojik açıdan mümkün
görünmemektedir. Her iki terim de zaman zaman birbirinin yerine
kullanılabilmektedir. Prof. Melikoff’un da belirttiği gibi “Alevilik,
Bektaşilik’ten ayrılamaz. Çünkü her iki deyim de aynı olguya, Türk halk
İslamlığı olgusuna bağlıdır. ”Alevilik ve Bektaşilik, inanç ve ahlak esasları
ve edebiyatları bakımından temel olmayan farklılıklar dışında ortaktırlar. En
temel farklılık, Bektaşi kitlelerin daha çok şehirde yaşamalarına karşın,
Alevilerin göçebe/yarıgöçebe çevrelerde yaşamaları şeklinde ortaya çıkmış
sosyal bir farklılıktır. Ancak tarihsel olarak doğru olan bu sosyal farklılık
günümüzde anlamını yitirmeye başlamış, “Alevi” adı daha yaygın olarak
kullanılır olmuştur.
Alıntı: alevikulturdernekleri.com
Diğer Bir Açıdan Alevilik
Allah, Muhammed, Ali kutsallığını kalbinde taşıyan, Hz. Ali’nin
adaletinden ayrılmayan temelinde insan sevgisi bulunan, her dine, mezhebe her
inanca saygı duyan ve hoşgörü ile bakan, dil, din, ırk, renk, farkı gözetmeyen,
eline diline sahip olma ilkelerini şart koşan, gelmek isteyen, inançlı
insanları çatısı altına alarak manevi susuzluklarını gideren, insanları
yaşadıkları toplumda kendi istekleriyle kendi kendilerini yargılamalarını
sağlayan, laik, demokrat, eşitlikçi, katılımcı, paylaşımcı düşünceyi savunan,
zalime ve zulme karşı gelen, mazlumun yanında olan, şeriatın bağnaz
kurallarına bağlı olmayan, ve onu reddeden, İslam dinini kendine göre ve sünni
inancın dışında yorumlayan, aslı doğruluk, kemali dostluk, cevheri, merhamet,
görüşü eşitlik, hazinesi bilgi, meyvesı sevgi hamuru ile yoğrulmuş, insanı
Kamil ve erdemli insan yaratmayı ön gören, korkuyu aşıp sevgi ile Tanrı`ya
yönelen, Enel-Hak ile insanın özünde Tanrı`yı gören, yaradan ile yaradılan
ikiliği ile varlık birliğine varan, edep ve ahlaklığı yaşamın temeline oturtan,
insanı yücelten, hamurunda hem ilahiliğin hemde irfaniliğin mayası bulunan;
kişinin ahlaklı ve karakterli yaşam ilkelerini belirleyen, Hz. Muhammed ve Hz.
Ali’den gelen neslin imametini teberra ve tebelle ilkesi ile sahiplenen, dini
biçim ve şekil olarak değil, gerçek anlamıyla algılayan, dini bağımsız bir
irade gücü ve batını özelliği ile evrimleştiren akıl ve iman bütünlüğünde
birleştiren ve tüm bunları Kırklar Cemi ile yürüten bir inanç sistemidir.
Alıntı: dostunsayfasi.com
Bektaşilik Nedir ?
Hacı
Bektaşı Veli adına kurulan, Hz. Ali ve On İki İmam sevgisine dayanan Anadolu ve
Balkanlarda yayılan günümüzde de varlığını sürdüren önemli bir Alevi
tarikatıdır.
Bektaşiliğin
doğuşu 1240 yılına dayanır. Babailer isyanının bastırılmasından sonra Baba
İshak’ın halifesi olan Hacı Bektaşı Veli etrafında toplananlar Hz. Muhammed’i
mürşit, Hz. Ali’yi rehber, Hacı Bektaşı Veli’yi de pir olarak kabul ettiler.
Bektaşilik
genel anlamda Alevi inancını oluşturan Hz. Ali, On İki İmamları esas almasının
dışında eski Türk kültürünü ve Anadolu inançlarının bazı olumluluklarını da
alarak gelişmesini tamamladı.
Bektaşiliği
kurumlaştıran kişi Balım Sultan’dır. Bektaşilik idare bakımından iki kola
ayrılır. Babaganlar ve Çelebiler. Babaganlar kendilerinin Hacı Bektaş’ın
"yol evladı" olduklarını belirtirler. Babaganlar daha çok kentlerde
örgütlendiler. Çelebiler kendilerini Hacı Bektaş’ın "bel evladı"
olduklarını belirtirler. Çelebiler daha çok kırsal alanda örgütlendiler. Bütün
bu çelişkilere rağmen Bektaşilik gelişmesini sürdürdü. Osmanlı ordusunun özel
birlikleri olan Yeniçerilerin tamamına yakını Bektaşiydi. Padişah II.Mahmud
Yeniçeri ocağını kaldırırken Bektaşiliği de yasaklamayı ihmal etmedi.
Bektaşilik
günümüzde Alevi inancının en önemli öğesi niteliğindedir. Bir çok Bektaşi
kuralı Alevi inancı içinde kabul görmüştür. Hacı Bektaşı Veli’nin Türbesi de
bulunan Nevşehir ilinin Hacıbektaş ilçesi bu anlamda sadece Bektaşiler için
değil, bütün Aleviler için önemli bir merkez konumundadır.
Alıntı: antoloji.com
Alevi Yolunun Seceresi, Soyunun Beceresi
Hakk`a Niyetle
Cenabı Hakk`ın asıl yaşam şekli
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Büsbütün hakikat iç içe ekli
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Hakk`ın gizli sırrı bu yolda mevcut
Hak bu hoş vahdetle buluyor vücut
Bil cümle alem bu secdeye sücut
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Adem`den hak güruh Naci`ye geldi
Özünü yetmiş üç içine aldı
Ehli irfana yol elini verdi
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Hak peygamberleri bir aynı izde
Ruhul kuddusatla bil aziz özde
Mürşit rehber talip üçlüsü bizde
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Muhammed Ali bu yolun serveri
Ehl-i Beyt ile gider ileri
Top yekün sevici erlerin eri
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
İslamiyetten bir eşit yol doğdu
Bu hakkın yolunu kırk kişi sürdü
Bir can kırk can, kırk can bir canan oldu
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Suretel müstakim dosdoğru yol bu
Sosyal adaletle hakimiyet bu
Gönülden gönüle hak muhabbet bu
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Binbir donlarda baş gösterdi Ali
Pirim Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli
O hem ezelidir hem de ebedi
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Şahımız ruhunu bu yola verdi
Bütün varlığını bu hale serdi
Salman bu feyizle kırklara erdi
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Şehitler serdarı İmam Hüseyin
Doğru yol uğruna verdi her şeyin
Hak yaşasın diye eyiden eyin
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
İmam-ı Cafer`dir kutbul arifan
Hakkı onda gördü Beyazıt Bestan
Hakikat ilminin bezmiyle mestan
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Ahmet Yesevi`dir pirimin piri
Doksan bin Horasan yolun rehberi
Seksen bin gerçekçi rum erenleri
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Güvercin donuyla yumuşak iniş
O kara hüyüğün üstüne konuş
Zulmette olana ışığın sunış
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Darı çeç üstünde ibadetül arz
Bozup bozulmadan kifayeyi farz
Ele bele dile bil sahibül tarz
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Bu meydanda nice başlar kesildi
Nesimi yüzüldü Mansur asıldı
Enel hak diyerek sesler yükseldi
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Nice Şemsi Tebriz nice Mevlana
Nice Yunus yandı Taptuk`tan yana
Serini verdiler hep kana kana
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Seyyit evlatları bütün ocaklar
Hakikat yoluna bağlı bucaklar
Saadetle dostu saran kucaklar
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Konfüçyüs`ün sürdüğü o ulu yol
Buda`nın büründüğü o gerçek hal
Her nerede varsa bir gerçek ahval
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Rabia anayla Hasani Basri
Muhiddin Arabi Cüneyd Bağdadi
Seven sevilenin ayak turabi
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Ahi dostluğunun komin yasası
Şeyh Bedreddin´in bir ortak esası
Müşterek yaşamla hak paylaşması
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Karl Marks´ın o eşit hak teorisi
Engels ile yolcu kardeş ilkesi
Haktan hakkı hakça al felsefesi
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Aşık maşuğunu bu yolda buldu
Dostun sevgisi ile boşalıp doldu
Kullara kul iken Pir Sultan oldu
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Şeyh Arap Ali bu yolu yaşadı
Şehy Mamo´ya da bir hoş yaşattırdı
Hakkın sevgisiyle dost aşlattırdı
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Rabbülalemin´in gözüyle bakın
Hümanizmi özle öz öze akın
El ele el Hakka Hak Hakka yakın
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Üç sünnet yedi farz buyrukla ayan
Can cem ikrar iman yetmiş üç beyan
Dört kapı kırk makam oniki erkan
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Ol Kuran´ı natık divanda hazır
Her can cananından alıyor huzur
Darda kalanlara yetişir Hızır
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Bektaşi´nin yolu bu gün var değil
Hakkın öz varıyla hep var olmuş bil
Bu yasa önünde saygıyla eğil
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Yol hak sevgiyle bir güneş gibi
Hergün doğa gelmiş şimdi yepyeni
Yaşatıyor seni hemde bedeni
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Adem´den Hatem´e gelen yol budur
Hatem´den her deme gelecek odur
İlmi ledüne koş kabını doldur
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Bu yoldan ulu bir yol daha yoktur
Zatı Kemal Hakk´ın hakkı mutlaktır
``Çoban`` hakkı kadar hakka ortaktır
Pür hür Alevi`nin yaşayışında
Pür hür Caferi´nin yaşantısında
Muhabbetimizle
Huzur dolu günler doğsun cihana
Ben sen sen ben olup bir can canana
İhmale uğramış bir fert kalmasın
O gül yüzler gülsün bütün insana
Mehmet Çoban
Özetlemesiyle
Yazılan yazılar deryadan bir damla
Gel sen bu manayı iyice bir anla
Duaz-ı İmam nedir ?
Duaz, Duazdeh'in kısaltılmış halidir. Duazdeh Farsça olup on iki (12)
anlamına gelmektedir. Duaz, cem ibadetlerinde söylenen ve On İki İmam`ların adlarının
geçtiği deyişlerdir. Bu deyişlerde ayrıca On İki İmam'ların yanı sıra başta Hz.
Peygamber ve Hacı Bektaş Veli olmak üzere Alevi ulularının adları
geçmektedir. Duaz için “deyiş” tanımını yaptık. Anlaşılır olması
için böyle bir tanım uygundur. Ancak duaz bir nevi dua olarak da algılana
bilinir. Şüphesiz Alevilik ve Aleviler hakkında biraz bilgi sahibi olan
kişiler için Duaz'ın, nefesin, türkünün, deyişin farklı anlamlara sahip
olduğu açıktır. Fakat günümüz gerçekliği doğrultusunda genel bir tanım olması
ve bu tanımın yaygınlaşıp kabul görmesi için deyiş tanımı en uygun olanıdır.
Deyiş; Aleviliği çağrıştıran her melodinin adıdır. Türkü, nefes, duaz bunlar da
alt adlardır. Yoz ve yobaz üretimden farklı olduğunun anlaşılması için Deyiş
en uygun tanımlamadır.
Alıntı: dostunsayfasi.com
Mersiye Nedir ?
Mersiye,
Kerbela katliamını işleyen, Ehli Beyt'e ve On İki İmam'lara bağlılığı, sevgiyi dile
getiren bir ağıt türüdür. Özellikle Muharrem ayı boyunca söylenen ve Ehli Beyt
taraftarlarının olduğu her coğrafyada ve her dilde söylenen ağıtlar bütünüdür
mersiyeler. Mersiyelerde zalim olana, haksız olana bir öfke var. Yine mazlum
olana, haklı olana bir sevgi ve sempati var. Mersiyeleri salt ağıt boyutuyla
algılamak eksiklik olur. Mersiyeler bu noktada bilinç taşımasıdır. Aynı zamanda
ne kadar da zaman geçmiş olursa olsun, iyinin unutulmayacağının ve kötünün,
zalimin her daim lanetleneceğinin göstergeleridir. Edebi açıdan, Ehlibeyte
bağlı olanlar için bir edebi zenginliktir.
Muharrem Orucu'nun Anlamı
Kurban
Bayramı Hicri Takvim'e göre Zilhicce ayının 10. günü başlar. Kurban Bayramının
1'nci gününden başlayarak 20 gün sayılır. 20'nci günün akşamı Muharrem Orucu
için niyet edilir ve oruç başlar. Muharrem Orucundan önce 3 günlük MASUM-U PAK
ORUCU tutulur. Bu oruç Küfe'de şehit düşen Müslüm Bin Akıyl ile çocukları
İbrahim ve Muhammet için tutulur. Müslüm, İmam Hüseyin'in amcasının oğlu
İbrahim ile Muhammet ise amcasının torunlarıdır. 3 günlük Masum-u Pak ve 12
günlük Muharrem Orucu olmak üzere toplam 15 gün oruç tutulduktan sonra Muharrem
Ayı'nın 13'ncü günü kurbanları tığlanır ve AŞURE dağıtılır. Kurban, İmam
Zeynel Abidin'in Kerbela katliamından kurtuluşundan duyulan sevinci belirtir.
Muharrem Ayında eğlence yapılmaz, bıçağa ve kesici aletlere el sürülmez,
düğün-nişan-sünnet törenleri yapılmaz, karı koca ilişkileri kesilir, kurban
kesilmez, et yenilmez. Kerbela şehitleri'nin çektikleri susuzluğu hissetmek
için su içilmez, eğlence yerlerine gidilmez, saç ve sakal traşı olunmaz.
Günümüzde bunların bir bölümü uygulanamamaktadır. Örneğin, sakal traşı olmamak
gibi...
Su saf olarak içilmemektedir. Vücudun su ihtiyacı yenilen yemeklerden,
çay-kahve-meşrubat-meyve suyu-ayran gibi sıvı içeceklerden karşılanır.
Alevi inancı şekilciliğe takılıp kalmayı değil, özü benimser. Aklın ve ilmin
yolundan ayrılmaz. Önemli olan İmam Hüseyin'in ve diğer Kerbela Şehitleri'nin
çektikleri acıyı ve zorlukları beyninde, kalbinde ve gönlünde duymaktır. Onlar
gibi düşünüp, onlar gibi yaşayıp, onlar gibi inanmaktır. Zalime karşı çıkıp,
mazlumdan yana olmaktır. Eline-diline-beline sadık olup insanca ve onurluca
yaşamaktır. Onlara layık olmaktır. Ölmeden önce ölmek, öldükten sonra
yaşamaktır. Yaşayan ölü olmamaktır. Yarın onlar'ın huzuruna alnı açık yüzü pak
çıkmaktır. Onlar'ın bıraktığı onurlu mirasa sahip çıkmaktır.
Belirlenmiş bir iftar vakti'de yoktur. Akşam olup güneş batınca, karanlık gözle
görünce oruç açılır. Gece sahura kalkma uygulaması Muharrem Orucu'nda yoktur.
Oruç tutulmadan önce (yatmadan önce) şöyle niyet edilir. Niyetten sonra
Muharrem Orucu başlar.
Bismi Şah, Allah Allah.
Erenlerin hikmetine, Er Hak Muhammed-Ali aşkına, İmam Hüseyin efendimizin sussuzluk orucu niyetine, Kerbela Şehitleri'nin temiz ruhlarına, Matem orucu niyeti ile Hz. Fatma anamızın şefaatine, 12 İmam, 14 Masum-u Pak
Efendilerimizin şevkine, 17 Kemer Bestlerin hürmetine, Hazır-gayip gerçek erenlerin
yüce hümmetleri üzerimizde hazır ve nazır ola, Lanet Münkire, Lanet Yezid'e,Rahmet Mümin'e,
Allah Eyvallah. HÜ.
Alıntı: cemevi-gooi.nl
- Yolumuz -
|