Âşık Remzâni



 

 

 

 

E   -   K

 

-41-

Ey gafil Kur`an`dan sen ne sorarsın

Sure-yi cemal-i aynamızdır Kur`an`ımız

Allah`ın levhinden aldık bu aşkı

Durmadan cağlıyor gözümüz bizim

 

Size karanlıktır aydın yolumuz

Hisarla örülüdür sağ ve solumuz

Mağripten maşruka uzar kolumuz

Her mevsim bahardır yazımız bizim

 

Nice mahluk vardır Hakk`ı hiç bilmez

Doğru kelam söylesen imlaya girmez

Tabiidir teccala baksada görmez

Hakikat tan ayrılmaz özümüz bizim

 

Anlayamazsan kendini sen yorma boşa

Ademe gel meyil verme dağ ile taşa

Hakikat ı bul emeğin gitmeye boşa

Ayet-i Kur`an`dır sözümüz bizim

 

Kur`an`ı natıktan aldık ilimi

Allah Adem`e verdi elini

Remzâni  cemalinde buldu yerini

Gayri yabanlara bakmaz gözümüz

 

-42-

Ey kavm-i Kufiyanlar göstermediniz Ehli Beyt`e vefa

Nasıl kıydınız Hüseyn`e eylediniz cefa

Şefaat yok sizlere lanet etti ya Muhammed Mustafa

Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar

 

Hazreti Muhammed`in tutmadınız vasiyetin

Ali gibi bir zata eylediniz hakaretin

Görerek iman etmediniz hem mucizetin

Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar

 

Peygamberin cenazesin bıraktınız ortada

Ali Fazlı yıkadı ulaştırdı mabuta

Kur`an da lanet var sizin gibi murtada

Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar

 

Kadir Hum`da dinlediniz Muhammed`in vasiyetin

Tutmadınız sözünü değiştiniz hilafetin

Narı Cehennem`dir yeriniz o melun itin

Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar

 

Ali`ye tuzak kurdunuz Hakk`a giderken

Zehirli kılıçla vurdunuz ibadet ederken

Fatıma`nın kaburgasın kırdınız Muhammed`i severken

Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar

 

İmam Hasan`ı öldürmek için zehir verdiniz

Ehli Beyt`i ortadan kaldırmaktı derdiniz

Muhammed`den nice kerametler gördünüz

Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar

 

Hüseyin`e mektuplar gönderip eylediniz daveti

Dediniz kurban canımı sana vereceği hilafeti

Kandırıp aldatdınız o masum zatı

Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar

 

Şah Hüseyin`in postasıydı o sefil Müslim

Kemiklerini kırdınız canını verdi Hakk`a teslim

Ey kafir Firat`da yetim yavrularını kestin

Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar

 

Hürşehit de Hakk`ın yolunda hür oldu

Kerbela çölünde Hüseyn`e yar oldu

Masum cesetler al kanla doldu

Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar

 

Ebu`l-Kasım hiç muradın almadı

Toy tutuldu ay güneş hiç doğmadı

Su yolunda kolları kesilip Abbas inledi

Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar

 

Bir yudum su vermediniz Ekber`le Askar`a

Lanet canınıza içiniz zindan kapkara

Babasın kucağında boğazından okla vurdunuz yara

Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar

 

Haymeleri tutuşup yağma yağma ettiniz

Ehl-i Beyt`in kellelerin mızraklara diktiniz

Bacıları soyutup yayan Şam`a doğru gittiniz

Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar

 

Şah Hüseyn`i öldürüp sinesine çıktınız

Yer gök ağladı asumanı yıktınız

Cehennem`de mekan oldu tacınız tahtınız

Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar

 

Remzâni  dertlerin çekilmez oldu

Ehl-i Beyt gülleri açmadan soldu

Yetmiş üç şüheda hep şehit oldu

Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar

 

-43-

Ey menim deli divane gönlüm

Nedir bu çektiğim yarin elinden elinden

Bülbül gibi ahu feryad ederken

Durdu didelerim zarın elinden elinden

 

Ayrılık hasretiyle dolmaz bu çile

Yazmakla bitmez gelmiyor dile

Mecnun`da ah ile düştü bu çöle

Mansur`da kurtulmadı darın elinden elinden

 

Şu sinemden gitmez oldu yareler

Dostun bu halleri beni pareler

Bir derde düştüm ki olmaz çareler

Aşık da ah eder korun elinden elinden

 

Aşka düşen gülmez derler cihanda

Nice dostlar mehman oldu bu handa

Çok oyunlar gördüm ulu Süphan ‘da

Derilmez güller harın elinden elinden

 

Yeşermedim ol bahçede dal gibi

Kırıldı kollarım kaldım sal gibi

Remzâni  de geldi geçti yel gibi

Ehl-i  Beyt de kurtulmadı zorun elinden elinden

 

-44-

Gafil gezme bu cihanda kör gibi

Gerçek ara gerçeği bul gerçek ol

Zahirinde görünürsün var gibi

Gerçek ara gerçeği bul gerçek ol

 

Hayal mayal ile bulaman yari

Gel kendinden şüphe etme sen bari

Yönün dön ademe Hakk`ın cemali

Gerçek ara gerçeği bul gerçek ol

 

Kıble duvar değil ademdir canım

Kalbimde her zaman odur mehmanım

Damarda ilikte ruhumda kanım

Gerçek ara gerçeği bul gerçek ol

 

Ararsan gerçeği sana çok yakın

Elinden dilinden belinden sakın

Ademden gel Hakk`ın sıfatın takın

Gerçek ara gerçeği bul gerçek ol

 

Çok zamanım geçti boşa yoruldum

Bir ustaz kamilde gerçeği buldum

Arifler nutkuyle Remzâni  oldum

Gerçek ara gerçeği bul gerçek ol

 

-45-

Gaflet uykusundan uyanıp geldim

Hakk’ı Hak eyleyen sultanı buldum

Ölmeden evvel mürşitten doğdum

Sırrı sır eyleyen sultanı buldum

                               

Cemalın güneşi göründü Hak’tan

Sen benim cismimi var ettin yoktan

Kendi hikmetini gösterdi çoktan

Sırrı sır eyleyen sultanı buldum

 

Şu tuğri sinamda kelam okudum

Tezgahım gütreten hali dokudum

Kendisi var iken geldim yok idim

Sırrı sır eyleyen sultanı buldum

                                

Aşka düştüm ağlar coşar boylarım

Gönlüm çarşısında Pazar eylerim

Şu fani dünyayı ne dem neylerim

Hakk’ı Hak eyleyen sultanı buldum

 

Cemalın cennettir bakar ağlarım

Huri gılmanları ikrar bağlarım

Remzâni `yim ayaklarda çağlarım

Sırrı sır eyleyen sultanı buldum

 

-46-

Gece gündüz ah-ü figan ederim

Bakmadın halime muhanet dost dost

Sensiz bu cihanı görmez gözlerim

Sormazsın hatırım muhanet dost dost

 

Geçer karşımda gülerdin bana

Nicelerini gark eyledin tufana

En sonunda kalsın bu dünya sana

Verdin bu zulümü muhanet dost dost

 

Ademi balçıktan getiren sensin

Nice yıllar kürede yatıran sensin

Firavun`u deryaya batıran sensin

Kapadın yolları muhanet dost dost

 

Gerçek gider gerçek yolunu izler

Dertliler ah edip tabibin gözler

Şu üstümden geçen baharlar yazlar

Soldurdun gülümü muhanet dost dost

 

Ustadım Sefil Edna Kemter`in oğlu

Bu aşkın elinden sinemiz dağlı

Remzâni  başımız ol Şah`a bağlı

Görürsün halimiz muhanet dost dost

 

-47-

Gece gündüz hasretini çekeriz

Bekliyoruz Hünkar Sefa gel yetiş

Gözlerimden kanlı yaşlar dökerim

Bekliyoruz Hünkar  Sefa gel yetiş

 

Halimiz gurbette oldu perişan

Nice canlar hasretinden devrişan

Cennetiniz uludur  çara kavuşan

Bekliyoruz Hünkar Sefa gel yetiş

 

Yazmakla bitmiyor yine bu sözler

Nice dostlar  vardır ikrarın izler

Şu bağrı yanıklar yolunu gözler

Bekliyoruz Hünkar Sefa gel yetiş

 

Verir muratları pirimiz ulu

Onlardan öğrendik erkanı yolu

On İki İmam soyu Hünkar`ın kolu

Bekliyoruz Hünkar  Sefa gel yetiş

 

Remzâni  dertlerin niçin bitmiyor

Yar sevdası şu sinemden gitmiyor

Yanar aşk ateşimiz duman tütümüyor

Bekliyoruz  Hünkar Sefa gel yetiş

 

-48-

Gece gündüz sohbetiniz

Canım dillerde dillerde

Tatlı gönül tatlı bade

Gördüm yollarda yollarda

                             

Doyulmuyor dilinizden

Bir gül aldım bağınızdan

Bir katrecik dolunuzdan

İçtim ellerde ellerde

 

Gidem dedim nazlı dosta

Aşkınızdan oldum hasta

Gel koyma bizi yasta

Kusur kullarda kullarda

                          

Öter tatlı diliniz var

Taze açan gülünüz var

Gel göğsümde yolunuz var

Saram kollarda kollarda

 

Remzâni  der düştüm derde

Kötü nefse çektim perde

Arar iken dostum nerde

Buldum gönülde gönülde

 

-49-

Gece ve gündüz hayalim zikrim

Kerbela Şahı`sın İmam Hüseyin

Sensin yine derdim dermanı

Şehitler gulamı İmam Hüseyin

 

Sana çağırır bunca kainat

Senin elindedir ilm-i mucizat

Kur`an senden inzal oldu nihayet

İlimler sahibi İmam Hüseyin

 

Koyma bizi boranında kışında

Canımız fedadır hak savaşında

Her yerde her zaman sensin karşımda

Muratlar verici İmam Hüseyin

 

Dayanılmaz bu gerçeğin zarına

Kavuştur bizleri koyma yarına

Çağıranın geldin yettin carına

Muratlar verici İmam Hüseyin

 

Remzâni `yi de muradına kavuştur

Aşkın bizi böyle candan almıştır

Bülbül olan has bağını bulmuştur

Şu sinam bağının gülü Hüseyin

 

-50-

Gecenin Leyla sı seherin vakti

Mecnun’um çöllerde yar diye diye

Nice yıldır böyle yanar tüterim

Derdime bir derman ver diye diye

                               

Şu ıssız geceler dost oldu bana

Kumlu kuru çöller post oldu bana

Bu dert hepsinden üst oldu bana

Bu çölde Leyla’mız var diye diye

 

Yaktın ateşine dönderdin küle

Dost bizi düşürdün dillerden dile

Attın gurbete hem verdin çile

Sende bu halleri gör diye diye

                                     

Aşkın pazarında dertler satılır

Nice canlar gelir derde katılır

Erenlerin katarına katılır

Gelde bir ikrarda dur diye diye

 

Remzâni  der bu didara ereyim

Dost cemalin o meydanda göreyim

Bu şirin canımı ona vereyim

Hünkar’a halimi sor diye diye

 

-51-

Gel dost sitem ile cefa eyleme

Dost ben senden ayrı gayrı değilem

Şu aşkın ateşin söndürüp durma

Yar ben senden ayrı gayrı değilem

                                        

Şu nadan sözlere inanıp kanma

El taşlarıyla aldanıp sineme vurma

İnsan beşerdir yanılmam sanma

Dost ben senden ayrı gayrı değilem

 

Kerem sözler eyleyip yolundan çıkma

Havayı boş yere gönüller yıkma

Hak sende mehmandır teccalı sokma

Dost ben senden ayrı gayrı değilem

                                        

Engin gönüllerde Hakk’ı bulursun

Özün turab olursa adem olursun

Cemalin Cennet’tir anla nolursun

Yar ben senden ayrı gayrı değilem

 

Remzâni  der yarelerim artıyor

Her geçen günler bizi tartıyor

Dünya sende olsa toprak örtüyor

Bilki ben senden ayrı gayrı değilem

 

-52-

Gel ey benim dertli sazım

Gece gündüz çektin nazım

Sensin benim bahar yazım

Ah benim dertli sazım

                                   

Sensin yine derdim alan

Şu tellerin aşka salan

Sözlerimde yoktur yalan

Ah benim dertli sazım

 

Çok dertlidir telin senin

Dosta gider yolun senin

Yiyen bilir balın senin

Ah benim dertli sazım

                                   

Şu sapında nakışın yok

Yad ellere bakışın yok

Sana karşı sözlerim çok

Ah benim dertli sazım

 

Bazı yerden yara aldın

Beni gurbet ele saldın

Söyle nerelerde kaldın

Ah benim dertli sazım

                                  

Şu göğsünden çıkar huyun

Haktan gelir bize oyun

Remzâni  dertlerin soyun

Ah benim dertli sazım

 

-53-

Gel ey derviş halleşelim

Derviş hali var mı sende

Bir kuş dili dilleşelim

Ötme hali var mı sende

 

Dervişlik  bizde pek uludur

Gittiğimiz Hak yoludur

Gerçek meydanda ölüdür

Mefte hali varmı sende

 

Dervişler çeker ‘’Hu’’yu

Kırklardan gelir soyu

Kudretten gelen payı

Yutma hali var mı sende

 

Gel gidelim biz bu yola

Sarılalım gonca güle

Arı gibi tatlı bala

Batma hali varmı sende

 

Peteğinde balın olsun

Gel ki boş kapların dolsun

Remzâni  kurbanın olsun

Mürşid pazarı varmı sende

 

-54-

Gel feryad etme divane gönlüm

Hü ile petekte balın olmalı

Ağlayıp boş yere dökme yaşını

Hakk`a çaglayacak selin olmalı

                                        

Bu aşkın tadını çekenler bilir

Mecnun'suz çöllere Leyla'mı gelir

Nice dertliler vardır dermanın bulur

Aşkın pazarında elin olmalı

 

Aşka neşe verir aşığın zarı

Dikene sorsalar gülmüdür yari

Nedir bülbülün ah ile zarı

Bahçede açmaya gülün olmalı

                                      

Çok hastayım buldum amma tabibi

Sormazlar halimi niçin ne gibi

Sundular zehiri yedim bal gibi

Doğru söyleyecek dilin olmalı

 

Remzâni  sabreyle çile dolacak

Elbet birgün sahibimiz gelecek

İsteyenin muradını verecek

Hakikat şehrine yolun olmalı

 

-55-

Gel gönül aç gözünü gafletten uyan

Huruflar içinde elif bir geldi

Açagör can gözün gafletten uyan

Allah Muhammed Ali nur geldi

 

Beş esmadır isimlerin tamamı

Fatıma`dan geldi onların varı

Gel farkeyle ki sen bulasın imanı

Gürühlar içinde Naci bir geldi

 

Üçler Beşler Kırklar Yediler tamam

Onlardan var oldu On İki İmam

Ondört Masum-ı Pak nur oldu zaman

Arif-i Billaha gerçek sır geldi

 

Arifler fark edip gerçeğe erdi

Aslı bir noktadan Kırklar`ı buldu

Muhammed`de bir olup makama girdi

Nebiler içinde Mürsel bir geldi

 

Adem ol Remzâni  halini düşün

Amelini kazan ki burada peşin

Doğru çalış riya olmasın işin

Şehitler içinde Hüseyin bir geldi

 

-56-

Gel gönül sabreyle uyma efsala

Didarımız Şahı Merdan Ali'dir

Efsala uyanlar düşer yolundan

Yolumuz Şahı Merdan Ali'dir

 

Hakk ile haktan söyle sözünü

Hakk için yürürsen saklar izini

Sen göremezsen senin görür gözünü

Gözümüz Şahı Merdan Ali'dir

 

Hakk için yürürsen yolundan kalman

El ne derse desin billahi duyman

Vardığın hakk yolu ise geriye dönmen

Döndürmeyen Şahı Merdan Ali'dir

 

Varınca kapıya gel beri derler

Otur diye sana yol gösterirler

Ne izde yürürsen onlar bilirler

Bilenimiz Şahı Merdan Ali'dir

 

Kırklar seni bir araya alırlar

Ne istersen muradını verirler

Eğer kokar olduysan güllerinden dererler

Derenimiz Şahı Merdan Ali'dir

 

Sunarlar badeyi yuta bilirsin

O anda şüphesiz Hakkı görürsün

Dünya'da iken sen orada ölürsün

Ölenimiz Şahı Merdan Ali'dir

 

Orada müsadeyi sana verirler

Gördüğünü ört görmediğini deme derler

Remzâni `ye ileriyi bil derler

Bilenimiz Şahı Merdan Ali'dir

 

-57-

Gel kardeş bühtan eyleme Hakk`a

Ettiğin dünyada çekersin sonra

``Şu eğri, şu doğru`` diye yan bakma

Kendi ettiğinden bulursun sonra

 

Atma rastlarsın attığın taşa

Adem ol konma kokan üleşe

Haddini bil hududun çıkma sen dışa

Tuzak sendedir düşersin sonra

 

Kemalet ehli ol kemalini bil

At bu kötü huyu kalbinden sil

Kötülük yapana sen iyisini bil

Hakk nizam kantarında tartarlar sonra

 

Hakk seni yaratmış noksansız vallah

Fark eyle kendini ademsin billah

Ademi hak bilmedi tavuzu gümrah

Takılır boynuna halkalar sonra

 

Gönül bir kibriyadır yıkma kimsenin

Gel mundar eyleme yazık bedenin

Sana emanettir bu nazik tenin

Kıymetin bilmezsen yanarsın sonra

 

Adem ol Remzâni  ademi tanı

Kalbine koyma kıl ile kalı

Bu ruhun emanettir alırlar hanı

Adem isen libasın giyersin sonra

 

-58-

Gel kardeş sen yolumuza

Gir dediniz girdik işte

Canı başı hak yoluna

Ver dediniz verdik işte

 

Derdine bir tabib ara

Yarene bir melhem sara

Kerem gibi sen de nara

Gir dediniz girdik işte

 

Gel gidelim gönder gahı

Affeder cümle günahı

Hünkar gibi ulu Şahı

Gör dediniz gördük işte

 

Sen kendi kendin tanı

Kerbela`da aç meydanı

Hüseyin için sen bu canı

Ver dediniz verdik işte

 

Remzâni  der sırrın açma

Ölmeyene kefen biçme

Her köprüden sakın geçme

Dur dediniz durduk işte

 

-59-

Gel kardeş seninle yola gidelim

Sakın yücelerden bakmamasına

Bağlanıp da bir ikrar güdelim

Yapılmış gönülleri yıkmamasına

 

Engin turablarda mahsul bol olur

Ademin gönlünde Hakk`a yol olur

Arifler sohbeti her dem bal olur

Bal yapalım yedikçe bıkmamasına

 

Gönlümüz sırlıdır kimse bilmesin

Elalem duyup bize gülmesin

Açsın güllerimiz her dem solmasın

Gayrı çiçeklere bakmamasına

 

Gel nutuf haklayalım her şeyin başı

Beyhude ömrü vermeyelim yaşı

Muhammed Ali`dir Kırklar`ın başı

Korumuza yabanı sokmamasına

 

Remzâni  turabdır herkesten engin

Gönlümüzde olmasın kibirle kin

Bu aşkın atına gel doğru bin

Beyhude yollara sapmamasına

 

-60-

Gelin dostlar bir olalım

Birlik makamı kuralım

Kadim ikrarda duralım

Gelin dostlar bir olalım

 

Böyle imiş Hakk`ın yolu

Birlikte gerçekler dolu

Birdir Muhammed`le Ali

Gelin dostlar bir olalım

 

Eksik noksan düzeltelim

Gönül bağın bezetelim

Gerçek yoldan söz edelim

Gelin dostlar bir olalım

 

Kırklar birlik ile buldu

Gönülleri nurla doldu

Allah bile birlik oldu

Gelin dostlar bir olalım

 

Remzâni  der her gün böyle

Aşk Allah`tır doğru söyle

Yardımcımız olsun Mevla

Gelin dostlar bir olalım

 

-61-

Gittin bu ellerden görünmez oldun

Bir haber alamadım bilinmez oldun

Ağlar bu gözlerim silinmez oldu

Yandı didalarım yar diye diye

 

Bilmem hastamısın bilmem sağmısın

Hiç bilinmez oldun gamlı bağmısın

Kalbimden çözülmeyen gönül bağımsın

Yandı didalarım yar diye diye

 

Sen gideli perişandır halimiz

Hakk nazar eylesin bulak yolumuz

Bülbül gibi feryat eder dilimiz

Yandı didalarım yar diye diye

 

Bunca ümitlerim senin üstüne

Ah yaresi vurma menim kasdime

Hünkar'ım kavuştur İmam nesline

Yandı didalarım yar diye diye

 

Çok günler bekledim bir haber yoktur

Sineme vurduğun zehirli oktur

Yine akşam oldu gelenim yoktur

Yandı didalarım yar diye diye

 

Sensiz  bu dünya haramdır bana

Azrail artık dokunsun cana

Ağla Remzâni  sen yana yana

Yandı didalarım yar diye diye

 

-62-

Gönlüm arz eyledi pir cemalin

Sultanlar sultanı Pir Sefa geldin

Çoktan beri hasretiniz çekerdik

Derdimiz dermanı yar Sefa geldin

                              

Bir ışık aydınlık kavuştu bize

Hünkar mehman oldu hanemize

Bizler de muhtacız her zaman size

Yaremize melhem kıl Sefa geldin

 

Bunca müminlerin yolunu gözler

Hep gelip geçiyor baharlar yazlar

Seni çağırıyor muhabbet sazlar

Derdimiz dermanı sen Sefa geldin

                              

Hünkar kavuşturdu çok şükür bizi

Her an her saat anarız sizi

Muhiplerin çağırır soluktur yüzü

Derdimize derman Pir Sefa geldin

 

Remzâni  der Hakk’sın ayrılmam senden

Serim kurban olsun can ile tenden

Müşkiller halloldu hep gönül birden

Aşkımın nur tacı sen Sefa geldin

 

-63-

Gönül ah eyleyip feryada düştü  

Çeker hasretini yol zari zari

Açılan bahçede gonca gülleri

Öter şeyda bülbül dil zari zari

 

Nice yıldır feryatla ederim ah’ı

Gönlümde mehmansın ey Şahlar Şahı

Velayetler serverisin gördüm vallahi

Sana aşık olan kul zari zari

 

Hasta oldum has bahçende ötmeye

Bağlandım ustada ikrar gütmeye

Elim belim dilim bağlı Hakka yetmeye

Hasretinden varsam yol zari zari

 

Gökten inmiş bir meleyke nuru var

Dört kitapta okunuyor yeri var

Remzâni ’nin bir yar için zari var

Arı gibi inler bal  zari zari

 

-64-

Gönül aşkın katarına

Katıl da gel katıl da gel

Kul olup da bir pazarda

Satılda gel satıl da gel

                                 

Muhammed çok dolaştı

Cebrail le hayli uğraştı

Hak nice sırlar açtı

Katılda gel katılda gel

 

Kırklar katar düzer idi

Ali engür ezer idi

Selman Şeydullah gezer idi

Getir de gel getirde gel

                                 

Savaşlarda olur nara

Mansur niçin düştü dara

Halil  gibi sende nara

Atıl da gel atıl da gel

 

Açar adem gülü solmaz

Aşkta asla yalan olmaz

Remzâni  de zulüm olmaz

Katıl da gel katılda gel

 

-65-

Gönül bu gidişle Hakk`ı bulaman

Hakk`a yarıyacak hal olmayınca

Sen kendi aklınla dostu bulaman

Bir ustaz kamilden el olmayınca

                                              

Zamanın öldürüp boşa yorulma

Yalan dünya ateşine kavrulma

Riyakarlar harmanında savrulma

Hakikat şehrinin yeli olmayınca

 

Ömür gelir geçer bitmez hayalet

Gaipte arama bulunmaz Cennet

Her sular içilmez badeye niyet

Aşkın kadehinden  dolu olmayınca

                                           

Gel gezme yabanda yolunu çevir

Kin kibir nefis kabını devir

Görüntüye aldanma geçiyor ömür

Elinde bir gerçek yol olmayınca

 

Remzâni  aldanma bakıp huyuna

Dikkat et kandırırlar girme oyuna

Her gerçeğim diyenin bakma soyuna

Hünkar Hacı Bektaş Veli olmayınca

 

-66-

Gönül hasretini görmek istiyor

Ne olur Hünkar`ım kavuştur bizi

Arzumanım kaldı nur cemalında

Ne olur Hünkar`ım kavuştur bizi

 

Yollarımız ırak kavuşmak çetin

Sana güveniyoruz ayırma bütün

Hayali gönlümde melek sıfatın

Ne olur Hünkar`ım kavuştur bizi

 

Çetin olur şu gurbetin zulümü

Hünkar`ım uğratma sarpa yolumu

Sahipsizim gurbette koyma ölümü

Ne olur Hünkar`ım kavuştur bizi

 

Bu aşkımı bilmezlere sezdirme

Pirsizlere düğümümü çözdürme

Dostlardan ayırıp yaban gezdirme

Ne olur Hünkar`ım kavuştur bizi

 

Remzâni  hakirem turabdır başım

Durmadan akıyor gözümden yaşım

Doğdu nurunuz kalbime güneşin

Ne olur Hünkar`ım kavuştur bizi

 

-67-

Gönül senin ile seyyah edelim

Verdiğin ikrarda durabildin mi

Arayıpda bir mürşide erelim

Gönül karayı silebildin mi

 

Mürşid olmayınca müşkül seçilmez

Gönüller hallolmadan demler içilmez

Bu bir gizli sırdır paha biçilmez

Can ile varını verebildin mi

 

Gel aşkın ateşinde sinanı pişir

Bir ustaz kamille yolunu aşır

Teslim ol mürşide gönlünü coşur

Açılır can gözün görebildin mi

 

Mürşid pazarında açar güllerin

Gir rıza şehrine öter dillerin

O zaman yeşerir ıssız çöllerin

Orada bir dükkan açabildin mi

 

Remzâni  der böyle dosta ereyim

Bu şirin canımı sana vereyim

Sallan karşımda çık ki göreyim

Ölmezden evvel ölebildin mi

 

-68-

Görüp halinizi hayale düştüm

Dökülür gözümün gülleri dostlar

Avcılar avladı sinem yareli

Nedir bu efkarlı ünlerim dostlar

 

Ben garibim şu halimi bildiniz

Seven canlar bütün gelip gördünüz

Gece gündüz dem devranlar sürdünüz

Hakk`a doğru gider yolları dostlar

 

Katılmış katara yolcu kervanı

Hünkar`dan almıştır ulu fermanı

Gönül birlikte sürerler devranı

Kırklar`a uymuş halleri dostlar

 

On İki sayısı var birdir durağı

Hakk yolunda aydınlanır çırağı

Muhammed Ali`dir dostlar süreği

``Hü hü`` diye yapar balları dostlar

 

Remzâni  der bir can kafes öreyim

Dostlar için şirin canlar vereyim

Muti kalbi ente mute ereyim

Ölmezden evvel ölen halleri dostlar

 

-69-

Hakk`tan hakikat den haber almayan

Giremez meclisine irfan almadan

Gönül bağın veran edip oturur

Yar için ağlayıp zari olmadan

                                 

Yalan yanlış demez fetva verirsin

Kendi noksanını görmez eli görürsün

Ezrail`i görmeden canın verirsin

Can pazarında serili malın olmadan

 

Halk içinde durmaz gaybet yaparsın

Hakk`ı koyup batıl yola saparsın

Bir eylik etmeden başa kalkarsın

Gerçek meydanında yerin olmadan

                                 

Haram hor demez alışmış eli

Yalan yanlış söyler hiç durmaz dili

Sarpa gidiyor şaşırmış yolu

Boş koşar sevdaya yari olmadan

 

Remzâni  bu noksanı özünde ara

Fark eyle kendini düşersin nara

Kerbela aşkına aldınsa yara

Sakla bu sırları ziyan olmadan

 

-70-

Hakk’a giden hacılardan

Tat alırlar acılardan

Yol süren yolculardan

Sorarım yarim seni

                                 

Adem i Kabe bilenlerden

Canla başı verenlerden

Hak yolunda ölenlerde

Sorarım yarim seni

 

Doğan güneşle aydan

Dostlardan gelen paydan

Şaha doğru akan çaydan

Sorarım yarim seni

                              

Sinam yare açan gülden

Dertli dertli öten dilden

Gece gündüz esen yelden

Sorarım yarim seni

 

Aşka düşen bilir halden

Koku alır gonca gülden

Remzâni `ye giden yoldan

Ararım yarim seni

 

-71-

Hakk’ın gündüz gecesini

Seçemezsin demedim mi

Zevkle dolu tatlı canın

Geçemezsin demedim mi

 

Bu dünyanın böyle huyu

Akar gider damah suyu

Bilemem hafta geçer ayı

Ölçemezsin demedim mi

 

Amelin yok ömrün biter

Başında dumanlar tüter

Hayallar  kapında yatar

Kaçamazsın demedim mi

 

Fırsat verme gel zalime

Seni götürür pis ölüme

Konarsın damah dalına

Uçamazsın demedim mi

 

Dünya için aldın tapu

Ahret için yapman yapu

Remzâni  bir kitli kapu

Açamazsın demedim mi

 

-72-

Her kavim içinde çıkar güruhlar

Hiç boşa gitmez haklı soluklar

Gece gündüz cağırır bağrı yanıklar

Dostları bizden ayırdın felek

 

Dostlar bize kinli kibirli bakıyor

Şu yaralı sinemi od`a yakıyor

Geçen günleri başa kakıyor

Elleri bize güldürdün felek

 

``Seni kurelerde pişirem`` dedin

``Durgun sular gibi coşuram``dedin

``Gel bu meydanda taşırmam``dedin

Açmadan gönlümü soldurdun felek

 

Aldattın meni fırsat bekledin

Dertlerimi dert üstüne ekledin

Eyi olmam bu yareyi kökledin

Ölmedem evvel öldürdün felek

 

Remzâni  dertlerin böyle gidecek

Sevdiğine cefa zulüm edecek

Hakk``a boyun eğen ikrar güdecek

Aşkla sabrımı alma gel felek

 

-73-

Her sabah her sabah dileğim budur

Ver muradımızı İmam Hüseyin

Ahd ile peymanım isteğim budur

Ver muradımızı İmam Hüseyin

 

Ceddin Muhammed atan Ali için

Erenlerin sürdüğü erkan yol için

İmam Hasan`ın içtiği zehr-i bal için

Ver muradımızı İmam Hüseyin

 

Zeynel`in zindanda payını verdin

Bakır`ı kazanda kaynatıp gördün

Bunca müminlere yol erkan kurdun

Ver muradımızı İmam Hüseyin

 

Cafer-i Sadık`tan ilim yazarım

Kazım Musa ile menim pazarım

Tağı Nağı Askeri`de kaldı nazarım

Ver muradımızı İmam Hüseyin

 

Saklıdır gönlümde Muhammed Mehdi

Bekler müminlerin sendedir ahdı

Sensin Remzâni `nin tac ile tahtı

Ver muradımızı İmam Hüseyin

 

-74-

Her zaman dolaşma gaflet içinde

Terk eyle körlüğü yola gel gönül

Fark eyle özünü kendini tanı

Kaldır gönlünden karayı gönül

 

Her zaman ağlayıp her zaman gülme

Daima şükreyle şikayet bilme

Rızasız bir yere eline salma

Çıkar sahibi sorarlar gönül

 

Karışma her yere kendini tanı

Sahip ol diline etme bühtanı

Düşün sen başına gelecek halı

Zahmeri kışında kalırsın gönül

 

Kendini esirge gelecek halden

Başına ne gelse çekersin dilden

Zulümat içinde kalırsın belden

Nefsin gazabına uyma ha gönül

 

Teslim ol mürşide yola gelesin

Gel tanı nefsini Hakk`ı bulasın

Remzâni  kulunu burda göresin

O yanda arama yanılırsın gönül

 

-75-

Horasan erleri gerçekler piri

Hünkar Hacı Bektaş Veli`m gel yetiş

Cümle evliyalar bir deste gülü

Hünkar Hacı Bektaş Veli`m gel yetiş

 

Evvel Ali`ydin sonra Veli oldun

Güvercin donunda sen Rum`a kondun

Dar-ı çeç`in üstünde namazın kıldın

Hünkar Hacı Bektaş Veli`m gel yetiş

 

Anda Rum erleri korktu yelinden

Dervişler çıraklar kalktı yerinden

Remzâni `yi de sen ayırma yolundan

Hünkar Hacı Bektaş Veli`m gel yetiş

 

-76-

İkrar yaylasında koyun güderdim

Boludu  kaymağı, sütü yaylanın

Şifalı suyu tatlı ekmeği

Şan verir dillere adı yaylanın

 

Lale sümbül çiçekleri açılır

Kokuları her tarafa saçılır

Zemzem gibi soğuk suyu içilir

Yaşatır havası tadı yaylanın

 

Yayla hastalara lokman oluyor

Gelen dostlar burda şifa buluyor

Süt ve kaymağından kısmet alıyor

Hak Hak diye yanıyor odu yaylanın

                                                   

Takdir-i ilahi gurbete attı

Bir zaman yayladan ayrı yaşattı

Gün geldi kuzuyu koyuna kattı

Çok olur yaylımı sütü yaylanın

 

Remzâni  der emeğim çok yaylaya

Gören canlar Allah için söyleye

Gece gündüz ümidim var Mevla ya

Duyulur aleme adı yaylanın

 

-77-

İsmini sevdiğim gül yüzlü dostum

Verdin muradımız elhamdülillah

Dest-i gudretinle aşkın meyinden

Verdin muradımız elhamdülillah

 

Yedi iklimden gelir sizin kokunuz

Nurdan sıfatlanmış ol dem yapınız

Hünkar elinize vermiş tapunuz

Verdin muradımız elhamdülillah

 

Aradığım buldum senin yolunda

Bülbül oldum öttüm gonca gülünde

Aşkın badesini içtim elinde

Verdin muradımız elhamdülillah

 

İçtim yine zemzeminden lezinden

Bizi mahrum etme girdap gözünden

Hünkar Hacı Bektaş Veli izinden

Verdin muradımız elhamdülillah

 

Kapında misgindir Remzâni  kulun

Haktır biat ettim hem doğru yolun

Muharrem Sefa`dır o gizli sırrım

Verdin muradımız elhamdülillah

 

-78-

Kahırlı kahırlı sitem eyleme

Gelip şu halimi sorma bir daha

Eğilip önüne niyaza gelsem

Uzatıp elini verme bir daha

 

Binbir türlü cefalara bürünsem

Mecnun gibi nice çöller sürünsem

Leyla diye kapınıza gelirsem

Bakıp şu halimi sorma bir daha

 

Gönül bağım viran oldu bitmiyor

Dallarında artık bülbül ötmüyor

Yarem çok derindir sargı tutmuyor

Uzatıp elini sorma bir daha

 

Barınacak bir köşesi kalmasa

Derdim çoktur lokman gelip bulmasa

Şu dünyada sevgililer kalmasa

Gelip de hatırım sorma bir daha

 

Coskun sular gibi çağlar akarsın

Hatır gönül demez yıkarsın

Mağrurluk kusurluk süsü takarsın

Riyayla yanıma gelme bir daha

 

Remzâni  der muhanet suyundan içme

Altın köprüsü olsa üstünden geçme

Ölsem de kefen gelip sen biçme

Şu soluk yüzümü görme bir daha

 

-79-

Kalkıp yücesinden öten turnalar

Bir name yazayım götürün yare

Allah`ını seversen selamım söylen

Alıp dertlerimi konun turnalar

 

Hasret kalmışsın sende eşine

Gündüz hayaline gece düşüne

Sabır kıl turnam kavuş peşine

Ötün dertli dertli canım turnalar

 

Şu bizim ellerden uçup geçesin

Belki raslatırsın görki seçersin

Ah edip ağlıyor kaldır peçesin

Söylen selamımı yarime turnalar

 

Turnam sizde eresiniz murada

Çileler bitmezmi acep burada

Selam göndersinler bazı arada

Söylen bu halimi varın turnalar

 

Çıkar çıkar yarim bakar yollara

Hünkar`ım yardım et darda kullara

Bülbül gibi zarım gonca güllere

Aşkıyla sohbeti görün turnalar

 

Çok ağlasamda yine derdim dinmiyor

Nazlı yardan hiç selamlar gelmiyor

Remzâni `nin halin kimse bilmiyor

Hünkar`a söyleyin halim turnalar

 

-80-

Kardeş aşka düşem dersen

Aşkın gizli hali vardır

Dost bağına girem dersen

Açmıs gonca gülü vardır

 

Dünya için girme nara

Bulunur derdine çare

Herşeyin gerçeğin ara

Her gönülden yolu vardır

 

Doğar güneş ile aylar

Verilir kısmetler paylar

Derya için akar çaylar

Coşkun akan seli vardır

 

Hak yoluna atılsana

Gel kervana katılsana

Dost pazarında satılsana

Hakk’ın böyle kulu vardır

 

Remzâni  der aşktır yarim

Gece gündüz Hak didarım

Gelir isen dost pazarım

Hacı Bektaş Veli’m vardır

 

 

 

 

                                       -  Ana Sayfa  -