Âşık Remzâni |
E - K
-41- Ey gafil Kur`an`dan sen ne sorarsın Sure-yi cemal-i aynamızdır Kur`an`ımız Allah`ın levhinden aldık bu aşkı Durmadan cağlıyor gözümüz bizim
Size karanlıktır aydın yolumuz Hisarla örülüdür sağ ve solumuz Mağripten maşruka uzar kolumuz Her mevsim bahardır yazımız bizim
Nice mahluk vardır Hakk`ı hiç bilmez Doğru kelam söylesen imlaya girmez Tabiidir teccala baksada görmez Hakikat tan ayrılmaz özümüz bizim
Anlayamazsan kendini sen yorma boşa Ademe gel meyil verme dağ ile taşa Hakikat ı bul emeğin gitmeye boşa Ayet-i Kur`an`dır sözümüz bizim
Kur`an`ı natıktan aldık ilimi Allah Adem`e verdi elini Remzâni cemalinde buldu yerini Gayri yabanlara bakmaz gözümüz
-42- Ey kavm-i Kufiyanlar göstermediniz Ehli Beyt`e vefa Nasıl kıydınız Hüseyn`e eylediniz cefa Şefaat yok sizlere lanet etti ya Muhammed Mustafa Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar
Hazreti Muhammed`in tutmadınız vasiyetin Ali gibi bir zata eylediniz hakaretin Görerek iman etmediniz hem mucizetin Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar
Peygamberin cenazesin bıraktınız ortada Ali Fazlı yıkadı ulaştırdı mabuta Kur`an da lanet var sizin gibi murtada Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar
Kadir Hum`da dinlediniz Muhammed`in vasiyetin Tutmadınız sözünü değiştiniz hilafetin Narı Cehennem`dir yeriniz o melun itin Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar
Ali`ye tuzak kurdunuz Hakk`a giderken Zehirli kılıçla vurdunuz ibadet ederken Fatıma`nın kaburgasın kırdınız Muhammed`i severken Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar
İmam Hasan`ı öldürmek için zehir verdiniz Ehli Beyt`i ortadan kaldırmaktı derdiniz Muhammed`den nice kerametler gördünüz Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar
Hüseyin`e mektuplar gönderip eylediniz daveti Dediniz kurban canımı sana vereceği hilafeti Kandırıp aldatdınız o masum zatı Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar
Şah Hüseyin`in postasıydı o sefil Müslim Kemiklerini kırdınız canını verdi Hakk`a teslim Ey kafir Firat`da yetim yavrularını kestin Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar
Hürşehit de Hakk`ın yolunda hür oldu Kerbela çölünde Hüseyn`e yar oldu Masum cesetler al kanla doldu Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar
Ebu`l-Kasım hiç muradın almadı Toy tutuldu ay güneş hiç doğmadı Su yolunda kolları kesilip Abbas inledi Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar
Bir yudum su vermediniz Ekber`le Askar`a Lanet canınıza içiniz zindan kapkara Babasın kucağında boğazından okla vurdunuz yara Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar
Haymeleri tutuşup yağma yağma ettiniz Ehl-i Beyt`in kellelerin mızraklara diktiniz Bacıları soyutup yayan Şam`a doğru gittiniz Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar
Şah Hüseyn`i öldürüp sinesine çıktınız Yer gök ağladı asumanı yıktınız Cehennem`de mekan oldu tacınız tahtınız Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar
Remzâni dertlerin çekilmez oldu Ehl-i Beyt gülleri açmadan soldu Yetmiş üç şüheda hep şehit oldu Ta ezelden lanet canınıza ey kavm-i Kufiyanlar
-43- Ey menim deli divane gönlüm Nedir bu çektiğim yarin elinden elinden Bülbül gibi ahu feryad ederken Durdu didelerim zarın elinden elinden
Ayrılık hasretiyle dolmaz bu çile Yazmakla bitmez gelmiyor dile Mecnun`da ah ile düştü bu çöle Mansur`da kurtulmadı darın elinden elinden
Şu sinemden gitmez oldu yareler Dostun bu halleri beni pareler Bir derde düştüm ki olmaz çareler Aşık da ah eder korun elinden elinden
Aşka düşen gülmez derler cihanda Nice dostlar mehman oldu bu handa Çok oyunlar gördüm ulu Süphan ‘da Derilmez güller harın elinden elinden
Yeşermedim ol bahçede dal gibi Kırıldı kollarım kaldım sal gibi Remzâni de geldi geçti yel gibi Ehl-i Beyt de kurtulmadı zorun elinden elinden
-44- Gafil gezme bu cihanda kör gibi Gerçek ara gerçeği bul gerçek ol Zahirinde görünürsün var gibi Gerçek ara gerçeği bul gerçek ol
Hayal mayal ile bulaman yari Gel kendinden şüphe etme sen bari Yönün dön ademe Hakk`ın cemali Gerçek ara gerçeği bul gerçek ol
Kıble duvar değil ademdir canım Kalbimde her zaman odur mehmanım Damarda ilikte ruhumda kanım Gerçek ara gerçeği bul gerçek ol
Ararsan gerçeği sana çok yakın Elinden dilinden belinden sakın Ademden gel Hakk`ın sıfatın takın Gerçek ara gerçeği bul gerçek ol
Çok zamanım geçti boşa yoruldum Bir ustaz kamilde gerçeği buldum Arifler nutkuyle Remzâni oldum Gerçek ara gerçeği bul gerçek ol
-45- Gaflet uykusundan uyanıp geldim Hakk’ı Hak eyleyen sultanı buldum Ölmeden evvel mürşitten doğdum Sırrı sır eyleyen sultanı buldum
Cemalın güneşi göründü Hak’tan Sen benim cismimi var ettin yoktan Kendi hikmetini gösterdi çoktan Sırrı sır eyleyen sultanı buldum
Şu tuğri sinamda kelam okudum Tezgahım gütreten hali dokudum Kendisi var iken geldim yok idim Sırrı sır eyleyen sultanı buldum
Aşka düştüm ağlar coşar boylarım Gönlüm çarşısında Pazar eylerim Şu fani dünyayı ne dem neylerim Hakk’ı Hak eyleyen sultanı buldum
Cemalın cennettir bakar ağlarım Huri gılmanları ikrar bağlarım Remzâni `yim ayaklarda çağlarım Sırrı sır eyleyen sultanı buldum
-46- Gece gündüz ah-ü figan ederim Bakmadın halime muhanet dost dost Sensiz bu cihanı görmez gözlerim Sormazsın hatırım muhanet dost dost
Geçer karşımda gülerdin bana Nicelerini gark eyledin tufana En sonunda kalsın bu dünya sana Verdin bu zulümü muhanet dost dost
Ademi balçıktan getiren sensin Nice yıllar kürede yatıran sensin Firavun`u deryaya batıran sensin Kapadın yolları muhanet dost dost
Gerçek gider gerçek yolunu izler Dertliler ah edip tabibin gözler Şu üstümden geçen baharlar yazlar Soldurdun gülümü muhanet dost dost
Ustadım Sefil Edna Kemter`in oğlu Bu aşkın elinden sinemiz dağlı Remzâni başımız ol Şah`a bağlı Görürsün halimiz muhanet dost dost
-47- Gece gündüz hasretini çekeriz Bekliyoruz Hünkar Sefa gel yetiş Gözlerimden kanlı yaşlar dökerim Bekliyoruz Hünkar Sefa gel yetiş
Halimiz gurbette oldu perişan Nice canlar hasretinden devrişan Cennetiniz uludur çara kavuşan Bekliyoruz Hünkar Sefa gel yetiş
Yazmakla bitmiyor yine bu sözler Nice dostlar vardır ikrarın izler Şu bağrı yanıklar yolunu gözler Bekliyoruz Hünkar Sefa gel yetiş
Verir muratları pirimiz ulu Onlardan öğrendik erkanı yolu On İki İmam soyu Hünkar`ın kolu Bekliyoruz Hünkar Sefa gel yetiş
Remzâni dertlerin niçin bitmiyor Yar sevdası şu sinemden gitmiyor Yanar aşk ateşimiz duman tütümüyor Bekliyoruz Hünkar Sefa gel yetiş
-48- Gece gündüz sohbetiniz Canım dillerde dillerde Tatlı gönül tatlı bade Gördüm yollarda yollarda
Doyulmuyor dilinizden Bir gül aldım bağınızdan Bir katrecik dolunuzdan İçtim ellerde ellerde
Gidem dedim nazlı dosta Aşkınızdan oldum hasta Gel koyma bizi yasta Kusur kullarda kullarda
Öter tatlı diliniz var Taze açan gülünüz var Gel göğsümde yolunuz var Saram kollarda kollarda
Remzâni der düştüm derde Kötü nefse çektim perde Arar iken dostum nerde Buldum gönülde gönülde
-49- Gece ve gündüz hayalim zikrim Kerbela Şahı`sın İmam Hüseyin Sensin yine derdim dermanı Şehitler gulamı İmam Hüseyin
Sana çağırır bunca kainat Senin elindedir ilm-i mucizat Kur`an senden inzal oldu nihayet İlimler sahibi İmam Hüseyin
Koyma bizi boranında kışında Canımız fedadır hak savaşında Her yerde her zaman sensin karşımda Muratlar verici İmam Hüseyin
Dayanılmaz bu gerçeğin zarına Kavuştur bizleri koyma yarına Çağıranın geldin yettin carına Muratlar verici İmam Hüseyin
Remzâni `yi de muradına kavuştur Aşkın bizi böyle candan almıştır Bülbül olan has bağını bulmuştur Şu sinam bağının gülü Hüseyin
-50- Gecenin Leyla sı seherin vakti Mecnun’um çöllerde yar diye diye Nice yıldır böyle yanar tüterim Derdime bir derman ver diye diye
Şu ıssız geceler dost oldu bana Kumlu kuru çöller post oldu bana Bu dert hepsinden üst oldu bana Bu çölde Leyla’mız var diye diye
Yaktın ateşine dönderdin küle Dost bizi düşürdün dillerden dile Attın gurbete hem verdin çile Sende bu halleri gör diye diye
Aşkın pazarında dertler satılır Nice canlar gelir derde katılır Erenlerin katarına katılır Gelde bir ikrarda dur diye diye
Remzâni der bu didara ereyim Dost cemalin o meydanda göreyim Bu şirin canımı ona vereyim Hünkar’a halimi sor diye diye
-51- Gel dost sitem ile cefa eyleme Dost ben senden ayrı gayrı değilem Şu aşkın ateşin söndürüp durma Yar ben senden ayrı gayrı değilem
Şu nadan sözlere inanıp kanma El taşlarıyla aldanıp sineme vurma İnsan beşerdir yanılmam sanma Dost ben senden ayrı gayrı değilem
Kerem sözler eyleyip yolundan çıkma Havayı boş yere gönüller yıkma Hak sende mehmandır teccalı sokma Dost ben senden ayrı gayrı değilem
Engin gönüllerde Hakk’ı bulursun Özün turab olursa adem olursun Cemalin Cennet’tir anla nolursun Yar ben senden ayrı gayrı değilem
Remzâni der yarelerim artıyor Her geçen günler bizi tartıyor Dünya sende olsa toprak örtüyor Bilki ben senden ayrı gayrı değilem
-52- Gel ey benim dertli sazım Gece gündüz çektin nazım Sensin benim bahar yazım Ah benim dertli sazım
Sensin yine derdim alan Şu tellerin aşka salan Sözlerimde yoktur yalan Ah benim dertli sazım
Çok dertlidir telin senin Dosta gider yolun senin Yiyen bilir balın senin Ah benim dertli sazım
Şu sapında nakışın yok Yad ellere bakışın yok Sana karşı sözlerim çok Ah benim dertli sazım
Bazı yerden yara aldın Beni gurbet ele saldın Söyle nerelerde kaldın Ah benim dertli sazım
Şu göğsünden çıkar huyun Haktan gelir bize oyun Remzâni dertlerin soyun Ah benim dertli sazım
-53- Gel ey derviş halleşelim Derviş hali var mı sende Bir kuş dili dilleşelim Ötme hali var mı sende
Dervişlik bizde pek uludur Gittiğimiz Hak yoludur Gerçek meydanda ölüdür Mefte hali varmı sende
Dervişler çeker ‘’Hu’’yu Kırklardan gelir soyu Kudretten gelen payı Yutma hali var mı sende
Gel gidelim biz bu yola Sarılalım gonca güle Arı gibi tatlı bala Batma hali varmı sende
Peteğinde balın olsun Gel ki boş kapların dolsun Remzâni kurbanın olsun Mürşid pazarı varmı sende
-54- Gel feryad etme divane gönlüm Hü ile petekte balın olmalı Ağlayıp boş yere dökme yaşını Hakk`a çaglayacak selin olmalı
Bu aşkın tadını çekenler bilir Mecnun'suz çöllere Leyla'mı gelir Nice dertliler vardır dermanın bulur Aşkın pazarında elin olmalı
Aşka neşe verir aşığın zarı Dikene sorsalar gülmüdür yari Nedir bülbülün ah ile zarı Bahçede açmaya gülün olmalı
Çok hastayım buldum amma tabibi Sormazlar halimi niçin ne gibi Sundular zehiri yedim bal gibi Doğru söyleyecek dilin olmalı
Remzâni sabreyle çile dolacak Elbet birgün sahibimiz gelecek İsteyenin muradını verecek Hakikat şehrine yolun olmalı
-55- Gel gönül aç gözünü gafletten uyan Huruflar içinde elif bir geldi Açagör can gözün gafletten uyan Allah Muhammed Ali nur geldi
Beş esmadır isimlerin tamamı Fatıma`dan geldi onların varı Gel farkeyle ki sen bulasın imanı Gürühlar içinde Naci bir geldi
Üçler Beşler Kırklar Yediler tamam Onlardan var oldu On İki İmam Ondört Masum-ı Pak nur oldu zaman Arif-i Billaha gerçek sır geldi
Arifler fark edip gerçeğe erdi Aslı bir noktadan Kırklar`ı buldu Muhammed`de bir olup makama girdi Nebiler içinde Mürsel bir geldi
Adem ol Remzâni halini düşün Amelini kazan ki burada peşin Doğru çalış riya olmasın işin Şehitler içinde Hüseyin bir geldi
-56- Gel gönül sabreyle
uyma efsala Didarımız Şahı Merdan Ali'dir Efsala uyanlar düşer
yolundan Yolumuz Şahı Merdan Ali'dir Hakk ile haktan söyle
sözünü Hakk için yürürsen
saklar izini Sen göremezsen senin
görür gözünü Gözümüz Şahı Merdan Ali'dir Hakk için yürürsen
yolundan kalman El ne derse desin
billahi duyman Vardığın hakk yolu ise
geriye dönmen Döndürmeyen Şahı Merdan Ali'dir Varınca kapıya gel
beri derler Otur diye sana yol
gösterirler Ne izde yürürsen
onlar bilirler Bilenimiz Şahı Merdan Ali'dir Kırklar seni bir
araya alırlar Ne istersen muradını
verirler Eğer kokar olduysan
güllerinden dererler Derenimiz Şahı Merdan Ali'dir Sunarlar badeyi yuta
bilirsin O anda şüphesiz Hakkı
görürsün Dünya'da iken sen
orada ölürsün Ölenimiz Şahı Merdan Ali'dir Orada müsadeyi sana
verirler Gördüğünü ört
görmediğini deme derler Remzâni `ye ileriyi bil derler Bilenimiz Şahı Merdan Ali'dir
-57- Gel kardeş bühtan eyleme Hakk`a Ettiğin dünyada çekersin sonra ``Şu eğri, şu doğru`` diye yan bakma Kendi ettiğinden bulursun sonra
Atma rastlarsın attığın taşa Adem ol konma kokan üleşe Haddini bil hududun çıkma sen dışa Tuzak sendedir düşersin sonra
Kemalet ehli ol kemalini bil At bu kötü huyu kalbinden sil Kötülük yapana sen iyisini bil Hakk nizam kantarında tartarlar sonra
Hakk seni yaratmış noksansız vallah Fark eyle kendini ademsin billah Ademi hak bilmedi tavuzu gümrah Takılır boynuna halkalar sonra
Gönül bir kibriyadır yıkma kimsenin Gel mundar eyleme yazık bedenin Sana emanettir bu nazik tenin Kıymetin bilmezsen yanarsın sonra
Adem ol Remzâni ademi tanı Kalbine koyma kıl ile kalı Bu ruhun emanettir alırlar hanı Adem isen libasın giyersin sonra
-58- Gel kardeş sen yolumuza Gir dediniz girdik işte Canı başı hak yoluna Ver dediniz verdik işte
Derdine bir tabib ara Yarene bir melhem sara Kerem gibi sen de nara Gir dediniz girdik işte
Gel gidelim gönder gahı Affeder cümle günahı Hünkar gibi ulu Şahı Gör dediniz gördük işte
Sen kendi kendin tanı Kerbela`da aç meydanı Hüseyin için sen bu canı Ver dediniz verdik işte
Remzâni der sırrın açma Ölmeyene kefen biçme Her köprüden sakın geçme Dur dediniz durduk işte
-59- Gel kardeş seninle yola gidelim Sakın yücelerden bakmamasına Bağlanıp da bir ikrar güdelim Yapılmış gönülleri yıkmamasına
Engin turablarda mahsul bol olur Ademin gönlünde Hakk`a yol olur Arifler sohbeti her dem bal olur Bal yapalım yedikçe bıkmamasına
Gönlümüz sırlıdır kimse bilmesin Elalem duyup bize gülmesin Açsın güllerimiz her dem solmasın Gayrı çiçeklere bakmamasına
Gel nutuf haklayalım her şeyin başı Beyhude ömrü vermeyelim yaşı Muhammed Ali`dir Kırklar`ın başı Korumuza yabanı sokmamasına
Remzâni turabdır herkesten engin Gönlümüzde olmasın kibirle kin Bu aşkın atına gel doğru bin Beyhude yollara sapmamasına
-60- Gelin dostlar bir olalım Birlik makamı kuralım Kadim ikrarda duralım Gelin dostlar bir olalım
Böyle imiş Hakk`ın yolu Birlikte gerçekler dolu Birdir Muhammed`le Ali Gelin dostlar bir olalım
Eksik noksan düzeltelim Gönül bağın bezetelim Gerçek yoldan söz edelim Gelin dostlar bir olalım
Kırklar birlik ile buldu Gönülleri nurla doldu Allah bile birlik oldu Gelin dostlar bir olalım
Remzâni der her gün böyle Aşk Allah`tır doğru söyle Yardımcımız olsun Mevla Gelin dostlar bir olalım
-61- Gittin bu ellerden görünmez oldun Bir haber alamadım bilinmez oldun Ağlar bu gözlerim silinmez oldu Yandı didalarım yar diye diye
Bilmem hastamısın bilmem sağmısın Hiç bilinmez oldun gamlı bağmısın Kalbimden çözülmeyen gönül bağımsın Yandı didalarım yar diye diye
Sen gideli perişandır halimiz Hakk nazar eylesin bulak yolumuz Bülbül gibi feryat eder dilimiz Yandı didalarım yar diye diye
Bunca ümitlerim senin üstüne Ah yaresi vurma menim kasdime Hünkar'ım kavuştur İmam nesline Yandı didalarım yar diye diye
Çok günler bekledim bir haber yoktur Sineme vurduğun zehirli oktur Yine akşam oldu gelenim yoktur Yandı didalarım yar diye diye
Sensiz bu dünya haramdır bana Azrail artık dokunsun cana Ağla Remzâni sen yana yana Yandı didalarım yar diye diye
-62- Gönlüm arz eyledi pir cemalin Sultanlar sultanı Pir Sefa geldin Çoktan beri hasretiniz çekerdik Derdimiz dermanı yar Sefa geldin
Bir ışık aydınlık kavuştu bize Hünkar mehman oldu hanemize Bizler de muhtacız her zaman size Yaremize melhem kıl Sefa geldin
Bunca müminlerin yolunu gözler Hep gelip geçiyor baharlar yazlar Seni çağırıyor muhabbet sazlar Derdimiz dermanı sen Sefa geldin
Hünkar kavuşturdu çok şükür bizi Her an her saat anarız sizi Muhiplerin çağırır soluktur yüzü Derdimize derman Pir Sefa geldin
Remzâni der Hakk’sın ayrılmam senden Serim kurban olsun can ile tenden Müşkiller halloldu hep gönül birden Aşkımın nur tacı sen Sefa geldin
-63- Gönül ah eyleyip feryada düştü Çeker hasretini yol zari zari Açılan bahçede gonca gülleri Öter şeyda bülbül dil zari zari
Nice yıldır feryatla ederim ah’ı Gönlümde mehmansın ey Şahlar Şahı Velayetler serverisin gördüm vallahi Sana aşık olan kul zari zari
Hasta oldum has bahçende ötmeye Bağlandım ustada ikrar gütmeye Elim belim dilim bağlı Hakka yetmeye Hasretinden varsam yol zari zari
Gökten inmiş bir meleyke nuru var Dört kitapta okunuyor yeri var Remzâni ’nin bir yar için zari var Arı gibi inler bal zari zari
-64- Gönül aşkın katarına Katıl da gel katıl da gel Kul olup da bir pazarda Satılda gel satıl da gel
Muhammed çok dolaştı Cebrail le hayli uğraştı Hak nice sırlar açtı Katılda gel katılda gel
Kırklar katar düzer idi Ali engür ezer idi Selman Şeydullah gezer idi Getir de gel getirde gel
Savaşlarda olur nara Mansur niçin düştü dara Halil gibi sende nara Atıl da gel atıl da gel
Açar adem gülü solmaz Aşkta asla yalan olmaz Remzâni de zulüm olmaz Katıl da gel katılda gel
-65- Gönül bu gidişle Hakk`ı bulaman Hakk`a yarıyacak hal olmayınca Sen kendi aklınla dostu bulaman Bir ustaz kamilden el olmayınca
Zamanın öldürüp boşa yorulma Yalan dünya ateşine kavrulma Riyakarlar harmanında savrulma Hakikat şehrinin yeli olmayınca
Ömür gelir geçer bitmez hayalet Gaipte arama bulunmaz Cennet Her sular içilmez badeye niyet Aşkın kadehinden dolu olmayınca
Gel gezme yabanda yolunu çevir Kin kibir nefis kabını devir Görüntüye aldanma geçiyor ömür Elinde bir gerçek yol olmayınca
Remzâni aldanma bakıp huyuna Dikkat et kandırırlar girme oyuna Her gerçeğim diyenin bakma soyuna Hünkar Hacı Bektaş Veli olmayınca
-66- Gönül hasretini görmek istiyor Ne olur Hünkar`ım kavuştur bizi Arzumanım kaldı nur cemalında Ne olur Hünkar`ım kavuştur bizi
Yollarımız ırak kavuşmak çetin Sana güveniyoruz ayırma bütün Hayali gönlümde melek sıfatın Ne olur Hünkar`ım kavuştur bizi
Çetin olur şu gurbetin zulümü Hünkar`ım uğratma sarpa yolumu Sahipsizim gurbette koyma ölümü Ne olur Hünkar`ım kavuştur bizi
Bu aşkımı bilmezlere sezdirme Pirsizlere düğümümü çözdürme Dostlardan ayırıp yaban gezdirme Ne olur Hünkar`ım kavuştur bizi
Remzâni hakirem turabdır başım Durmadan akıyor gözümden yaşım Doğdu nurunuz kalbime güneşin Ne olur Hünkar`ım kavuştur bizi
-67- Gönül senin ile seyyah edelim Verdiğin ikrarda durabildin mi Arayıpda bir mürşide erelim Gönül karayı silebildin mi
Mürşid olmayınca müşkül seçilmez Gönüller hallolmadan demler içilmez Bu bir gizli sırdır paha biçilmez Can ile varını verebildin mi
Gel aşkın ateşinde sinanı pişir Bir ustaz kamille yolunu aşır Teslim ol mürşide gönlünü coşur Açılır can gözün görebildin mi
Mürşid pazarında açar güllerin Gir rıza şehrine öter dillerin O zaman yeşerir ıssız çöllerin Orada bir dükkan açabildin mi
Remzâni der böyle dosta ereyim Bu şirin canımı sana vereyim Sallan karşımda çık ki göreyim Ölmezden evvel ölebildin mi
-68- Görüp halinizi hayale düştüm Dökülür gözümün gülleri dostlar Avcılar avladı sinem yareli Nedir bu efkarlı ünlerim dostlar
Ben garibim şu halimi bildiniz Seven canlar bütün gelip gördünüz Gece gündüz dem devranlar sürdünüz Hakk`a doğru gider yolları dostlar
Katılmış katara yolcu kervanı Hünkar`dan almıştır ulu fermanı Gönül birlikte sürerler devranı Kırklar`a uymuş halleri dostlar
On İki sayısı var birdir durağı Hakk yolunda aydınlanır çırağı Muhammed Ali`dir dostlar süreği ``Hü hü`` diye yapar balları dostlar
Remzâni der bir can kafes öreyim Dostlar için şirin canlar vereyim Muti kalbi ente mute ereyim Ölmezden evvel ölen halleri dostlar
-69- Hakk`tan hakikat den haber almayan Giremez meclisine irfan almadan Gönül bağın veran edip oturur Yar için ağlayıp zari olmadan
Yalan yanlış demez fetva verirsin Kendi noksanını görmez eli görürsün Ezrail`i görmeden canın verirsin Can pazarında serili malın olmadan
Halk içinde durmaz gaybet yaparsın Hakk`ı koyup batıl yola saparsın Bir eylik etmeden başa kalkarsın Gerçek meydanında yerin olmadan
Haram hor demez alışmış eli Yalan yanlış söyler hiç durmaz dili Sarpa gidiyor şaşırmış yolu Boş koşar sevdaya yari olmadan
Remzâni bu noksanı özünde ara Fark eyle kendini düşersin nara Kerbela aşkına aldınsa yara Sakla bu sırları ziyan olmadan
-70- Hakk’a giden hacılardan Tat alırlar acılardan Yol süren yolculardan Sorarım yarim seni
Adem i Kabe bilenlerden Canla başı verenlerden Hak yolunda ölenlerde Sorarım yarim seni
Doğan güneşle aydan Dostlardan gelen paydan Şaha doğru akan çaydan Sorarım yarim seni
Sinam yare açan gülden Dertli dertli öten dilden Gece gündüz esen yelden Sorarım yarim seni
Aşka düşen bilir halden Koku alır gonca gülden Remzâni `ye giden yoldan Ararım yarim seni
-71- Hakk’ın gündüz gecesini Seçemezsin demedim mi Zevkle dolu tatlı canın Geçemezsin demedim mi
Bu dünyanın böyle huyu Akar gider damah suyu Bilemem hafta geçer ayı Ölçemezsin demedim mi
Amelin yok ömrün biter Başında dumanlar tüter Hayallar kapında yatar Kaçamazsın demedim mi
Fırsat verme gel zalime Seni götürür pis ölüme Konarsın damah dalına Uçamazsın demedim mi
Dünya için aldın tapu Ahret için yapman yapu Remzâni bir kitli kapu Açamazsın demedim mi
-72- Her kavim içinde çıkar güruhlar Hiç boşa gitmez haklı soluklar Gece gündüz cağırır bağrı yanıklar Dostları bizden ayırdın felek
Dostlar bize kinli kibirli bakıyor Şu yaralı sinemi od`a yakıyor Geçen günleri başa kakıyor Elleri bize güldürdün felek
``Seni kurelerde pişirem`` dedin ``Durgun sular gibi coşuram``dedin ``Gel bu meydanda taşırmam``dedin Açmadan gönlümü soldurdun felek
Aldattın meni fırsat bekledin Dertlerimi dert üstüne ekledin Eyi olmam bu yareyi kökledin Ölmedem evvel öldürdün felek
Remzâni dertlerin böyle gidecek Sevdiğine cefa zulüm edecek Hakk``a boyun eğen ikrar güdecek Aşkla sabrımı alma gel felek
-73- Her sabah her sabah dileğim budur Ver muradımızı İmam Hüseyin Ahd ile peymanım isteğim budur Ver muradımızı İmam Hüseyin
Ceddin Muhammed atan Ali için Erenlerin sürdüğü erkan yol için İmam Hasan`ın içtiği zehr-i bal için Ver muradımızı İmam Hüseyin
Zeynel`in zindanda payını verdin Bakır`ı kazanda kaynatıp gördün Bunca müminlere yol erkan kurdun Ver muradımızı İmam Hüseyin
Cafer-i Sadık`tan ilim yazarım Kazım Musa ile menim pazarım Tağı Nağı Askeri`de kaldı nazarım Ver muradımızı İmam Hüseyin
Saklıdır gönlümde Muhammed Mehdi Bekler müminlerin sendedir ahdı Sensin Remzâni `nin tac ile tahtı Ver muradımızı İmam Hüseyin
-74- Her zaman dolaşma gaflet içinde Terk eyle körlüğü yola gel gönül Fark eyle özünü kendini tanı Kaldır gönlünden karayı gönül
Her zaman ağlayıp her zaman gülme Daima şükreyle şikayet bilme Rızasız bir yere eline salma Çıkar sahibi sorarlar gönül
Karışma her yere kendini tanı Sahip ol diline etme bühtanı Düşün sen başına gelecek halı Zahmeri kışında kalırsın gönül
Kendini esirge gelecek halden Başına ne gelse çekersin dilden Zulümat içinde kalırsın belden Nefsin gazabına uyma ha gönül
Teslim ol mürşide yola gelesin Gel tanı nefsini Hakk`ı bulasın Remzâni kulunu burda göresin O yanda arama yanılırsın gönül
-75- Horasan erleri gerçekler piri Hünkar Hacı Bektaş Veli`m gel yetiş Cümle evliyalar bir deste gülü Hünkar Hacı Bektaş Veli`m gel yetiş
Evvel Ali`ydin sonra Veli oldun Güvercin donunda sen Rum`a kondun Dar-ı çeç`in üstünde namazın kıldın Hünkar Hacı Bektaş Veli`m gel yetiş
Anda Rum erleri korktu yelinden Dervişler çıraklar kalktı yerinden Remzâni `yi de sen ayırma yolundan Hünkar Hacı Bektaş Veli`m gel yetiş
-76- İkrar yaylasında koyun güderdim Boludu kaymağı, sütü yaylanın Şifalı suyu tatlı ekmeği Şan verir dillere adı yaylanın
Lale sümbül çiçekleri açılır Kokuları her tarafa saçılır Zemzem gibi soğuk suyu içilir Yaşatır havası tadı yaylanın
Yayla hastalara lokman oluyor Gelen dostlar burda şifa buluyor Süt ve kaymağından kısmet alıyor Hak Hak diye yanıyor odu yaylanın
Takdir-i ilahi gurbete attı Bir zaman yayladan ayrı yaşattı Gün geldi kuzuyu koyuna kattı Çok olur yaylımı sütü yaylanın
Remzâni der emeğim çok yaylaya Gören canlar Allah için söyleye Gece gündüz ümidim var Mevla ya Duyulur aleme adı yaylanın
-77- İsmini sevdiğim gül yüzlü dostum Verdin muradımız elhamdülillah Dest-i gudretinle aşkın meyinden Verdin muradımız elhamdülillah
Yedi iklimden gelir sizin kokunuz Nurdan sıfatlanmış ol dem yapınız Hünkar elinize vermiş tapunuz Verdin muradımız elhamdülillah
Aradığım buldum senin yolunda Bülbül oldum öttüm gonca gülünde Aşkın badesini içtim elinde Verdin muradımız elhamdülillah
İçtim yine zemzeminden lezinden Bizi mahrum etme girdap gözünden Hünkar Hacı Bektaş Veli izinden Verdin muradımız elhamdülillah
Kapında misgindir Remzâni kulun Haktır biat ettim hem doğru yolun Muharrem Sefa`dır o gizli sırrım Verdin muradımız elhamdülillah
-78- Kahırlı kahırlı sitem eyleme Gelip şu halimi sorma bir daha Eğilip önüne niyaza gelsem Uzatıp elini verme bir daha
Binbir türlü cefalara bürünsem Mecnun gibi nice çöller sürünsem Leyla diye kapınıza gelirsem Bakıp şu halimi sorma bir daha
Gönül bağım viran oldu bitmiyor Dallarında artık bülbül ötmüyor Yarem çok derindir sargı tutmuyor Uzatıp elini sorma bir daha
Barınacak bir köşesi kalmasa Derdim çoktur lokman gelip bulmasa Şu dünyada sevgililer kalmasa Gelip de hatırım sorma bir daha
Coskun sular gibi çağlar akarsın Hatır gönül demez yıkarsın Mağrurluk kusurluk süsü takarsın Riyayla yanıma gelme bir daha
Remzâni der muhanet suyundan içme Altın köprüsü olsa üstünden geçme Ölsem de kefen gelip sen biçme Şu soluk yüzümü görme bir daha
-79- Kalkıp yücesinden öten turnalar Bir name yazayım götürün yare Allah`ını seversen selamım söylen Alıp dertlerimi konun turnalar
Hasret kalmışsın sende eşine Gündüz hayaline gece düşüne Sabır kıl turnam kavuş peşine Ötün dertli dertli canım turnalar
Şu bizim ellerden uçup geçesin Belki raslatırsın görki seçersin Ah edip ağlıyor kaldır peçesin Söylen selamımı yarime turnalar
Turnam sizde eresiniz murada Çileler bitmezmi acep burada Selam göndersinler bazı arada Söylen bu halimi varın turnalar
Çıkar çıkar yarim bakar yollara Hünkar`ım yardım et darda kullara Bülbül gibi zarım gonca güllere Aşkıyla sohbeti görün turnalar
Çok ağlasamda yine derdim dinmiyor Nazlı yardan hiç selamlar gelmiyor Remzâni `nin halin kimse bilmiyor Hünkar`a söyleyin halim turnalar
-80- Kardeş aşka düşem dersen Aşkın gizli hali vardır Dost bağına girem dersen Açmıs gonca gülü vardır
Dünya için girme nara Bulunur derdine çare Herşeyin gerçeğin ara Her gönülden yolu vardır
Doğar güneş ile aylar Verilir kısmetler paylar Derya için akar çaylar Coşkun akan seli vardır
Hak yoluna atılsana Gel kervana katılsana Dost pazarında satılsana Hakk’ın böyle kulu vardır
Remzâni der aşktır yarim Gece gündüz Hak didarım Gelir isen dost pazarım Hacı Bektaş Veli’m vardır
- Ana Sayfa - |