Âşık Remzâni |
YUNUS EMRE 91 Hazırlayan: Hasan OYTUN
Yunus Emre hakkındaki bilgiler kesin olmamakla beraber 1238 yılında doğduğu ve 1320’de hakka yürüdüğü şeklindedir. Anadolu’nun bir çok bölgesinde Yunus Emre’ye ait olduğu iddia edilen mezarlar vardır. Her
ne kadar bazıları gizlemeye çalışsa da Yunus Emre bir Alevidir. Sanatıyla,
düşüncesiyle kendinden sonraki kuşakları etkileyecek kadar büyük bir kişilik
Yunus Emre, bu kişiliğe giden yolda ilk dersi büyük Alevi önderi Hacı Bektaşı
Veli’den almıştır. Yunus
Emre Anadolu’da hüküm süren Selçuklu devletinin halkı zulüm altında tuttuğu,
baskılar uyguladığı ve bir de durmaksızın yinelenen Moğol saldırılarının olduğu
bir dönemde yaşamıştır. Bu dönemde bir de kıtlık olunca Anadolu insanı daha da
perişan oldu. Perişan olanlardan biri de Yunus Emre’ydi. Hacı Bektaşı Veli’nin
yapıtlarından "Vilayetname"’de geçen anlatıma göre Yunus Emre bu
kıtlık olan yılda köyünden yola çıkarak ulu Hünkâr Hacı Bektaşı Veli’nin
dergâhına varıp biraz buğday isteyecekti. Giderken eli boş gitmemek için yolda
heybesine alıç doldurdu. Ulu Hünkâr’ın huzuruna varıp halini anlattı. Bir kaç
gün misafir kaldıktan sonra gitme vakti gelmişti. Hünkâr, Yunus’a şöyle dedi:
"Buğday mı verelim nefes mi?" Yunus: "Nefesi ne edeyim, eşim
çocukların aç bana buğday verin." Bunun üzerine Yunus’a buğday verdiler.
Yunus dergâhtan ayrılınca yaptığı hatayı fark etti ve tekrar dergâha döndü.
Halifeler durumu Hünkâr’a bildirdiler, o da: "Biz kilidin anahtarını
Tapduk Emre’ye sunduk. Varsın ondan nasibini alsın." dedi. İşte asırlardır
güncelliğini ve derinliğini koruyan Yunus Emre kişiliğinin başlangıç noktası
burasıdır. Yunus bundan sonra yıllarca Tapduk Emre’nin dergâhında emek verir.
Bu aynı zamanda eğitimdir de. Bu eğitim sonucu öğrendiklerini insanlarla
paylaşmak için bütün Anadolu’yu gezer.
-1- Acep bu benim canım, Azad ola mı Ya Rab? Yoksa yedi Tamu’da, Yana kala mı Ya Rab?
Acep bu benim halim, Yer altında ahvalim. Varıp yatacak yerim, Akrep dola mı Ya Rab?
Allah olıcak kazı, Bizden ola mı razı? Görüp Habibi bizi, Şefi ola mı Ya Rab?
Can hulkuma geldik de, Azrail’i gördük de, Ya canımı aldık da, Asan ola mı Ya Rab?
Yunus kabre vardık da, Münkür Nekir geldik de, Bana sual sordak da, Dilim döne mi Ya Rab?
-2- Acep değil deli olsa, Aşk oduna yanan kişi, Aşka yakın yürümesin, İyi adın sanan kişi.
Kim sakınır iyi adın, Bıraksın elden aşk odun, Tezcek yoldurur kanadın, Daldan dala konan kişi.
Saldı beni uzak yola, Şu gözlerim dola dola Dertli halinden ne bile, Yüreği sağ olan kişi.
Âşıklar geçer arından, Dönmez olur ikrarından Şimdi ayrılmış yarından, Yalan dava kılan kişi.
Yürek yanar, yaşım akar, Şu gözlerim yola bakar. Gayri yüze nice bakar, Hak cemalin gören kişi.
Gözüm pınar olmuş akar, Şu zârım ki arşa çıkar. Mahv eyleyip varın yakar, Mâsivayı koyan kişi.
Yunus kodu yola başı, Vurur müddeiler taşı. Hiçtir münafıkın işi, Gelsin aşka doyan kişi.
-3- Acep bu ne nesnedir bu dert ile firak bana? Canımı sarhoş eyledi aşk ağusu tiryak bana.
Kimin direnci var ise derdine derman istesin, Kesdi benim direncimi derman oldu bu derd bana.
Aşk oduna yan der isen, gönüllere gir der isen, Kara nurlar aydın ola, ne kandil-ü çerağ bana.
Gökten inen dört kitabı günde bin kez okur isen, Erenlere münkir isen, didar ırak senden bana.
Miskin Yunus, erenlere tekebbür olma, toprak ol, Topraktan biter küllisi, gülistanı toprak bana.
-4- Acep şu yerde var m'ola? Şöyle garip bencileyin. Bağrı başlı, gözü yaşlı, Şöyle garip bencileyin.
Gezdim Rum ile Şam'ı, Yukarı illeri kamu. Çok istedim bulamadım, Şöyle garip bencileyin.
Kimseler garip olmasın, Hasret oduna yanmasın. Hocam kimseler duymasın, Şöyle garip bencileyin.
Söyler dilim, ağlar gözüm, Gariplere göynür özüm. Meğer ki gökte yıldızım, Şöyle garip bencileyin.
Nice bu dert ile yanam, Ecel ere bir gün ölem. Meğer ki sinimde bulam, Şöyle garip bencileyin.
Bir garip ölmüş diyeler, Üç günden sonra duyalar, Soğuk su ile yuyalar, Şöyle garip bencileyin.
Hey Emre'm, Yunus biçare, Bulunmaz derdine çare. Var imdi gez şardan şara, Şöyle garip bencileyin.
-5- Adım adım ileri, Beş alemden içeri, On sekiz bin hicabı, Geçtim bir dağ içinde.
Yetmiş bin hicab geçtim, Gizli perdeler açtım, Ol dost ile buluştum, Gördüm bir dağ içinde.
Gözler gibi görmedim, Söz gibi söyleşmedim. Musa gibi münacaat, Ettim bir dağ içinde.
Gökler gibi gürledim, Yeller gibi inledim, Sular gibi çağladım, Aktım bir dağ içinde.
Bir döşek döşemişler, Nur ile bezemişler. Dedim bu kimin ola, Sordum bir dağ içinde.
Ayrılmadım pirimden, Ayrılmadım şeyhimden, Aşktan bir kadeh aldım, İçtim bir dağ içinde.
Vardım ileri vardım, Levhi elime aldım, Ayetlerin okudum. Yazdım bir dağ içinde.
Kalpten büyük dağ olmaz, O Allaha doyulmaz. Sohbetine kanılmaz, Erdim bir dağ içinde.
Açtım Mekke kapısın, Duydum o dost kokusun, Erenlerin hepisin, Gördüm bir dağ içinde
Yunus eydür: Gezerim, Dost iledir pazarım, O Allahın didarın, Gördüm bir dağ içinde.
-6- Ağla gözüm ağla, gülmezem gayrı, Gönül dosta gider, gelmezem gayrı. Ne gam bunda bana bin kez ölürsem, Orda ölüm olmaz, ölmezem gayrı.
Yansın canım, yansın aşkın oduna, Aksın kanlı yaşım, silmezem gayrı. Göyündüm aşk ile ta kül olunca, Boyandım rengine, solmazam gayrı.
Beni irşad eden mürşidi kâmil, Yeter, bir el daha almazam gayrı. Varlığım yokluğa değişmişim ben, Bugün cana başa kalmazam gayrı.
Fenadan bâkîye göç eder olduk, Yöneldim şol yola, dönmezem gayrı. Muhabbet bahrının gavvası oldum, Gerekmez, Ceyhun'a dalmazam gayrı.
Dilerim fazlından ayırmayasın, Tanrım, senden özge sevmezem gayrı. Söyler aşık dilinden bunu Yunus, Eğer aşık isem, ölmezem gayrı.
-7- Aklım başıma gelmedi, aşk şarabın tatmayınca. Ben kendimi bilemedim, gerçek ere yetmeyince.
Kendini bilmeyen kişi hiç erişir mi menzile? Allah'a eremez kalır, er eteğin tutmayınca.
Eğer din îman gerekse, iyi diril bu dünyâda, Yarın orda bitmez işin, bugün burda bitmeyince.
Bülbül dahi âşık güle, nazar Hak'tan olur kula, Bir keleci gelmez dile, gönüllerde yanmayınca.
Gönüldeki bu razımı, sakınmaz derdim sözümü, Âşık ne katlanır söze? Aşk metaın satmayınca.
Bîçâre Yûnus'un sözün, key âşık gerek anlaya, O kuş dilidir, n'eylesin? Öğütlemez ötmeyince.
-8- Aklın ererse sor bana, ben evvelde kandayıdım, Diler isen deyiverem ezeli vatandayıdım.
Kalu bela söylenmeden, tertib düzen eylenmeden, Hak'tan ayrı değil idim, o ulu divandayıdım.
Eyyub ile derde esir, anlamadım çektim ceza, Belkıs ile taht üzere mühr ü Süleyman'dayıdım.
Yunus ile balık beni çekdi deme yuttu bile, Zekerya'yla kaçtım bile, Nuh ile tufandayıdım.
İsmail'e çaldım bıçak, bıçak bana kâr etmedi, Hak beni azat eyledi, koç ile kurbandayıdım.
Yusuf ile ben kuyuda yattım, cefa çektim bile, Yakub ile çok ağladım, bulunca figadayıdım.
Mirac Gecesi Ahmed'in döndürdüm arşta nalini, Üveys ile vurdum tacı Mansur'la urgandaydıdım.
Ali ile vurdum kılıç, Ömer ile adl eyledim, On sekiz yıl Kafdağı'nda Hamza'yla meydandayıdım.
Ezeliden dilimde uş Tanrı birdir, haktır Resul, Bunu böyle bilir iken sanma ki gümandayıdım.
Yere bünyad vurulmadan, Âdem dünyaya gelmeden, Öküz, balık eylenmeden, ben ezeli andayıdım.
Yunus senin aşık canın ezeli aşıklar ile, Mülke bünyad vurulmadan seyran-ı cevlandayıdım.
-9- Aldı benim gönlümü, n'olduğun bilemezem, Yavı kıldım ben beni, isteyip bulamazam.
Gönülsüz girdim yola, halimden gelmez dile, Bir dem derdim demeye, bir dertli bilemezem.
Şakirem derdim ile, sataştım güle güle, Dertliler bulacağız ben beni bulamazam.
Aydurlar ise bana, senin gönlün kim aldı? Nice haber vereyim, ağlarım aydamazam.
Bu benim gönlüm alan, doludur cümle âlem, Nereye bakar isem, onsuz yer göremezem.
Ayık olup oturman, ayıksızlar getirmen, Severem aşk esriğin, ben ayık olamazam.
Yunus’a kadeh sunan, Enel Hak demin vuran, Bir cur’a sundu bana, içtim ayılamazam.
-10- Allah diyelim daim, Allah görelim n'eyler? Yolda duralım kaim, Allah görelim n'eyler?
Allah deyi kıl zarı, Odur kamunun varı. Ondan umalım yarı, Allah görelim n'eyler?
Çıkarmayalım dilden, Ayrılmayalım yardan. Irılmayalım yoldan, Allah görelim n'eyler?
Açlık sonu tokluktur, Tokluk sonu yokluktur. Bu yollar korkuluktur, Allah görelim n'eyler?
Sen sanmadığın yerde, Nagah açıla perde. Derman erişe derde, Allah görelim n'eyler?
Gündüz olalım saim, Gece olalım kaim. Allah diyelim daim, Allah görelim n'eyler?
Adı sanı dillerde, Sevgisi gönüllerde Şu korkulu yollarda, Allah görelim n'eyler?
Adı sanı uşatdım, Küfrümü suya attım. Miskinliğe el kattım, Allah görelim n'eyler?
Her dem dalalım bahre, Aldanmayalım dehre. Sabreyleyelim kahra, Allah görelim n'eyler?
Ar namusu bıraktım, Külümü suya attım. Dervişliğe el kattım, Allah görelim n'eyler?
Mecnun gibi avare, Âşık olmuşum yare. De Yunus sen biçare, Allah görelim n'eyler?
Yunus sanma andadır, Bu aşk sana sendedir. Can kayumu ondadır, Allah görelim n'eyler?
N’etti bu Yunus, n’etti? Bir doğru yola gitti. Pirler eteğin tuttu, Allah görelim n'eyler?
-11- Arayı arayı bulsam izini, İzinin tozuna sürsem yüzümü. Hak nasip eylese görsem yüzünü, Ya Muhammed canım arzular seni.
Bir mübarek sefer olsada gitsem Kabe yollarında kumlara batsam Hup cemalin bir kez düşte seyretsem Ya Muhammed canım arzular seni.
Ali ile Hasan Hüseyin anda, Sevgisi gönülde, muhabbeti canda. Yarın mahşer gününde, ulu divanda Ya Muhammed canım arzular seni.
Arafat dağıdır bizim dağımız Anda kabul olur bizim duamız Medine'de yatar Peygamberimiz Ya Muhammed canım arzular seni
Yitirdim o dostu bilmem ne yanda? Sevgisi gönülde, muhabbet canda. Yarın mahşer günü ulu divanda, Ya Muhammed canım arzular seni.
Yunus senin methin eder dillerde, Sevilirsin bütün bu gönüllerde. Ağlayı ağlayı gurbet ellerde, Ya Muhammed canım arzular seni.
-12- Aşk eteğin tutmak gerek akıbet zeval olmaya, Aşkdan bir elif okuyan kimseden sual olmaya.
Aşk dediğin duyar isen, aşka candan uyar isen, Aşk yoluna candır feda, ona feda mal olmaya.
Asilzadeler nişanın, eğer bilmek diler isen, Her sözün bir manası var, sözünde vebal olmaya.
Ariflerden nişan budur, her gönülde hazır ola, Kendini teslim eyleye, sözde kıyl-ü kal olmaya.
Görmez misin sen arıyı? Her bir çiçekten bal eder, Sinek ile pervanenin yuvasında bal olmaya.
Eğer gevher ister isen; ariflere hizmet eyle, Cahile bin söyler isen manada miskal olmaya.
Miskin Yunus zehr-i katil, aşk elinden tiryak olur, İlm-ü amel zühd-ü taat, pes aşksız helal olmaya.
-13- Aşk ile gelen erenler, İçer ağuyu nuş eder. Taptuğa çıkmayan çaylar, Deniz ile savaş eder.
Biz bu yoldan üşenmedik, Erenlerden usanmadık. Kimseyi yavuz sanmadık, Her ne eder kolmaş eder.
Kolmaşa verdik sözünü, Söz ile döğdük yüzünü. Yaban canavarı gibi, Belinler ondan şeş eder.
Bu sohbete gelmeyenler, Hak nefesi almayanlar. Sürün onu burdan gitsin, Durur ise çok iş eder.
Cahildir manadan almaz, Oturur kararı gelmez. Öleceğini hiç bilmez, Yüz bin yıllık teşviş eder.
Dağ ne kadar yüksek ise, Yol onun üstünden aşar. Yunus Emre’m yolsuzlara, Yol gösterir ve hoş eder.
-14- Aşk makamı Ali`dir, Aşk kadim ezelidir. Aşk sözünü söyleyen, Cümle kudret dilidir.
Diyen o, işiten o, Gören o, gösteren o, Her sözü söyleyen o, Suret can menzilidir.
Suret söz kanda buldu, Kanda söz işit oldu. Suret kendi geldi dil, Dil hikmetin yoludur.
Suretler ün diyemez, Söz kendisi söylemez. İşler hicapsız olmaz, Risalet hasılıdır.
Bu bizim işretimiz, Odur bu lezzetimiz. İçip esridiğimiz, Aşk şerbeti gülüdür.
Onu ona dersin onun, Söyleyen o, söz onun. O bizimdir, biz onun, Gayrı tesbih dilidir.
Yunus sözün tak kılan, Görmedi münkir olan. Ömrün zulmete salan, Marifet yaksuludur.
-15- Aşkın aldı benden beni, Bana seni gerek seni. Ben yanarım dünü günü, Bana seni gerek seni.
Ne varlığa sevinirim, Ne yokluğa yerinirim, Aşkın ile avunurum, Bana seni gerek seni
Aşkın aşıklar öldürür, Aşk denizine daldırır, Tecelli ile doldurur, Bana seni gerek seni
Aşkın zincirini üzem, Deli olam dağa düşem. Sensin dünü gün endişem, Bana seni gerek seni.
Sufilere sohbet gerek, Ahilere ahret gerek, Mecnunlara Leyla gerek, Bana seni gerek seni.
Eğer beni öldüreler, Külüm göğe savuralar Toprağım anda çağırır, Bana seni gerek seni.
Ne Tamu'da yer eyledim, Ne Uçmak’ta köşk bağladım, Senin için çok ağladım, Bana seni gerek seni.
Cennet dedikleri ne ki; Bir kaç köşkle, birkaç huri. İsteyene ver onları, Bana seni gerek seni.
Yunus çağırırlar adım, Gün geçtikce artar od'um, İki cihanda maksudum, Bana seni gerek seni.
-16- Aşkın ile aşıklar,
-17- Aşkın odu ciğerimi, Yaka geldi yaka gider. Garip başım bu sevdayı, Çeke geldi, çeke gider.
Kâr etti firak canıma, Aşık oldum cananıma, Aşk zencirin dost boynuma, Taka geldi, taka gider.
Sadıklar durur sözüne, Gayri görünmez gözüne. Bu gözlerim dost yüzüne, Baka geldi, baka gider.
Bülbül eder ah-ü figan, Hasret ile yandı bu can. Benim gönülcüğüm ey can, Çıka geldi, çıka gider.
Arada olmasın naşı, Onulmaz bağrımın taşı. Gözlerimin kanlı yaşı, Aka geldi, aka gider.
Miskin Yunus'un sözleri, Efgan eder bülbülleri. Dost bahçesinin gülleri, Koka geldi, koka gider.
-18- Ayetler ile bilinen, Her yerde hazır bulunan. Cennet içinde salınan, Hasan ile Hüseyin'dir.
Bundan Âşura eyleyen, Hem ruhunu şâd eyleyen. Anda şefaât eyleyen, Hasan ile Hüseyin'dir.
Muhammed'dürür dedesi, Gayet oldu o gün ıssı Evliyâlar ser-çeşmesi, Hasan ile Hüseyin'dir.
Kanlı gömleğini alan, Düşmanına karşı duran, Yezid'e kılıçlar salan, Hasan ile Hüseyin'dir.
Yunus eyder onda kalan, Bu dünyanın sonu viran. Kerbelâ'da şehid olan, Hasan ile Hüseyin'dir.
-19- Bana namaz kılmaz diyen, Ben bilirim namazımı. Kılar isem, kılmaz isem, O Hak bilir niyazımı.
Hak'tan başka kimse bilmez, Kâfir, Müslüman kimdiğin. Ben kılarım namazımı, Hak geçirdiyse nazımı.
O nazı dergâhtan geçer, Mânâ şarabından içer. Hicabsız can gözün açar, Kendi siler dost gözünü.
Dost burdadır belli beyan, Dost dîdârın gördüm ayan. İlm-ü hikmet okuyanın, Buna değindir azimi.
Gizli sözü şerheyleyip, Türlü nükteler söyleyip, Değme ârif şerhetmeye, Bu benim gizli razımı.
Sözüm mânâsına erin, Bî-nişandan haber verin. Dertli âşıklara sorun, Bu benim dertli sözümü.
Dert âşıkın dermanıdır, Dertli âşıklar ganîdir. Kadir-ü kudret ünüdür, İşitenler âvâzımı.
Dost isteyen gelsin bana, Göstereyim dostu ona. Budur sözüm önden sona, Ben bilirim kend'özümü.
Yunus imdi söyle Hakk'ı, Münkir tutsun sana dakı. Pişipdürür Hakk'ın hânı, Ârifler tatsın tuzumu.
-20- Be hey kardaş hakk'ı bulam mı dersin, Hakk'a yarar amel işlemeyince. Tarikat sırrına erem mi dersin, Kamil mürşid sana söylemeyince.
Özenirsen gardaş, tevhide özen, Tevhiddir nefsinin kal'asın bozan. Hiç kendi kendine kaynar mı kazan? Çevre yanın ateş eylemeyince.
Değme kişi gönül evin düzemez, Hakk'ın taktirini kimse bozamaz. Tarikat ummandır dalıp yüzemez, Aşkın deryasını boylamayınca.
Aşkım galip geldi yüreğim harlar, Aşık olan ar-ı namusu n'eyler. Behey Yunus sana söyleme derler Ya ben öleyim mi söylemeyince.
-21- Ben bir acep ile geldim, Kimse halim bilmez benim. Ben söylerim, ben dinlerim, Kimse dilim bilmez benim.
Benim dilim kuş dilidir, Benim ilim dost ilidir. Ben bülbülüm, dost gülümdür, Bilin gülüm solmaz benim.
O dost bana gelsin demiş, Sundum kadeh alsın demiş. Aldım kadeh, içtim şarap, Ayruk gönlüm ölmez benim.
Ne durum var, ne durağım, Hiç yerde yoktur kararım. Hakk'a münacat etmeğe, Belli yerim olmaz benim.
Sor durduğum yeri bana, Gelirsen gösterem sana. Bir zerrece Hak'tan ayrı, Gözüm nesne görmez benim.
Tur dağında bir tecelli, Gör Musa'ya neler kıldı. Yunus eydür Hak katında, Sözüm geri kalmaz benim.
-22- Ben dert ile ah ederim,
-23- Ben dost ile dost olmuşum, Kimseler dost olmaz bana. Münkirler bakıp gülüşür, Selâm dahi vermez bana.
Ben dost ile dost olayım, Canımı feda kılayım. Ölmezden evvel öleyim, Dünya bâki kalmaz bana.
Terk eyledim cümle işi, Hak yoluna kodum başı. Dost yüzünü göreliden, Sabr-ü karar olmaz bana.
Ben âşık-ı bîçâreyim, Baştan ayağa yareyim. Ben bir deli dîvâneyim, Akıl da yâr olmaz bana.
Aşk odu yaktı canımı, Kimseler bilmez halimi. Seçemem soldan sağımı, Garet-ü âr olmaz bana.
Sanmanız beni deliyim, Dost bahçesi bülbülüyüm. Mevlâ'nın kemter kuluyum, Kimse bahâ vermez bana.
Ey bîçâre âşık kimden, Korkar senin canın acep? Korktuğun da dost olacak, Hayf ile kâr olmaz bana.
Bülbül oluban öterim, Dâyim oturup ağlarım. Dahi kime yalvarayım? Hemen derman sensin bana.
Bülbül oluban öterim, Dost bahçesinde biterim. Gül alırım, gül satarım, Bağ-u bağban olmaz bana.
Miskin Yunus nice diyem, Fâni cihanı terk edem. Yana yana Hakk'a gidem, Perde hicap olmaz bana.
-24- Ben yürürüm yane yane Aşk boyadı beni kane Ne akilem, ne divane Gel gör beni aşk n'eyledi?
Gâh eserim yeller gibi Gâh tozarım yollar gibi Gâh akarım seller gibi Gel gör beni aşk n'eyledi?
Akar sulayın çağlarım Dertli ciğerim, dağlarım Şeyhim anuban ağlarım Gel gör beni aşk n'eyledi?
Ya elim al kaldır beni Ya vaslına erdir beni Çok ağlattın, güldür beni Gel gör beni aşk n'eyledi?
Ben yürürüm ilden ile Şeyh sorarım dilden dile Gurbette hâlim kim bile? Gel gör beni aşk n'eyledi?
Mecnun oluban yürürüm O yâri düşte görürüm Uyanıp melûl olurum Gel gör beni aşk n'eyledi?
Miskin Yunus biçareyim Baştan ayağa yareyim Dost ilinden avareyim Gel gör beni aşk n'eyledi?
-25- Benem ol aşk bahrisi, Denizler hayran bana Derya benim katremdir, Zerreler umman bana
Kaf dağı zerrem değil, Ay ü güneş bene kul Hak'tır aslım şek değil, Mürşittir Kur'ân bana
Çün dosta gider yolum, Mülk-i ezeldir ilim Aşktan söyler bu dilim, Aşk oldu seyran bana
Yoğiken ol barigâh, Vâridi ol padişah Ah bu aşk elinden âh, Derd oldu derman bana
Adem yaratılmadan, Can, kalıba girmeden Şeytan lâ'net olmadan, Arş idi seyran bana
Yaratıldığı Mustafa, Yüzü gül gönlü safa Ol kıldı Hakka vefa, Andandır ihsan bana
Aşk halinden bilmeyen, Ya delidir ya diri Ben kuş dili bilirim, Söyler Süleyman bana
Şeriat ehli ırak, iremez bu menzile Aslım Hak'tır şek değil, Mürşidim Kur'ân bana
Yunus bu halk içinde, Eksiklidir Hak bilir Divâne olmuş çağırır, Dervişlik bühtan bana
-26- Benim burda kararım yok,
-27- Bilirim seni yalan dünyasın, Evliyaları alan dünyasın.
Kaçan kurtulsa kuş kurtulaydı, Şahin kanadın kıran dünyasın.
Sevdiğim aldın beni aldattın, Dönüp yüzüme gülen dünyasın.
Süleyman tahtın sen viran kıldın, Masumlar boynun buran dünyasın.
Dünya, bununla yedi kez doldu, Ahır bizden de kalan dünyasın.
Aşık Yunus, sema'la çarh vurur, Bu çarhımızı bozan dünyasın.
-28- Bir acep onulmaz derdim var idi, Derde derman buldum Elhamdülillah. Vasil oldum Muhammed Mustafa`ya, Ağlar iken güldüm, Elhamdülillah.
Açıldı sır babı seyhim yüzünden, Can safalar sürdü tatlı sözünden. Mâsivâ tozunu gönül yüzünden, Tevhit ile sürdüm, Elhamdülillah.
Bir şehre vardım ki adı denilmez, Bir bahre daldım ki haddi bulunmaz. Mürde dil oluban geri dönülmez, Ölmezden ön öldüm, Elhamdülillah.
Hakk'ın dergâhına tutmuşum elim, Gördüğüm halleri serh eyler dilim. Yokluk ummanına uğradı yolum, Fena fillâh oldum, Elhamdülillah.
Yunus Emrem kâmil oldu imanın, Hazreti Hakk'a vasıl oldu canın. Lâmekân şehridir senin mekânın, Beka billâh oldum, Elhamdülillah.
-29- Bir gün o hazrete karşı, Varam ağlayı ağlayı, Azraile hem canımı, Verem ağlayı ağlayı.
Çün Azrail ala canım, Geçe benim ömrüm günüm. Kefen ola cümle donum, Giyem ağlayı ağlayı.
Ben yürürem yana yana, Gözüm yaşı döne kana, Bir gün şu karanlık sine, Girem ağlayı ağlayı.
Mühür vuralar dilime, Zincir vuralar koluma. Amel defterim elime, Alam ağlayı ağlayı.
Yunus'un hep budur işi, Yoluna fedadır başı. İman et bize yoldaşı, Diyem ağlayı ağlayı.
-30- Bir karardan durmayalım, Gel dosta gidelim gönül. Hasretinden yanmayalım, Gel dosta gidelim gönül.
Yoldaş olalım ikimiz, Gel dosta gidelim gönül. Haldaş olalım ikimiz, Gel dosta gidelim gönül.
Gel gidelim can durmadan, Suret terkini urmadan. Araya düşman girmeden, Gel dosta gidelim gönül.
Gel gidelim kalma ırak, Dost için kalalım yarag, Şeyh'in katındadır durak, Gel dosta gidelim gönül.
Terk edelim ili şarı, Dost için kılalım zarı. Ele getirelim yâri, Gel dosta gidelim gönül.
Bu dünyaya kanmayalım, Fanidir aldanmayalım. Bir iken ayrılmayalım, Gel dosta gidelim gönül.
Biz bu cihandan geçelim, O dost iline uçalım. Arzu hevadan geçelim, Gel dosta gidelim gönül.
Kılavuz ol gönül bana, Gel gidelim yârdan yana. Canım kurbandır canana, Gel dosta gidelim gönül.
Bu dünya olmaz payidar, Aç gözünü, canın uyar. Olgıl bana yoldaş u yâr, Gel dosta gidelim gönül.
Kara haberin almadan, Can bedenden ayrılmadan, Azrail bizi bulmadan, Gel dosta gidelim gönül.
Gerçek erene varalım, Hakk'ın haberin soralım. Yunus Emre'yi alalım, Gel dosta gidelim gönül.
-31- Bir kez gönül yıktın ise, Bu kıldığın namaz değil. Yetmiş iki millet dahi, Elin, yüzün yumaz değil.
Ne erenler geldi geçti, Bunlar yurdu kaldı göçtü. Pervaz urup Hakk'a uçtu, Hüma kuşudur kaz değil.
Yol odur ki; doğru vara, Göz odur ki; Hakk'ı göre, Er odur ki; alçak dura, Yüceden bakan göz değil.
Erden sana nazar ola, İçin dışın pür nur ola, Belî kurtulmuştan ola, Şol kişi kim gammaz değil.
Doğru yola gittin ise, Er eteğin tuttun ise, Bir hayır da ettin ise, Birine bindir az değil.
Yunus bu sözleri çatar, Sanki balı yağa katar. Halka meta'ların satar, Yükü gevherdir, tuz değil.
-32- Bir söz diyeyim sana, dinle canın var ise, Kem tamahlık eyleme, aklın sana yâr ise.
Manadan getirmişler, kardeşten yâr yeğrektir, Oğuldan daha tatlı, eğer doğru yâr ise.
Gördün yârin eğridir, neyin varsa ver kurtul, Atalardan öğüttür, işittiğin var ise.
Yârin sana sadıksa, köle ol kapısında, Çıkar ciğerin yedir, eğer çaren var ise.
Onsuz sözün gör nedir, çok söz havan yüküdür. Ârife bir söz yeter, tende gevher var ise.
Ekmek yiyip tuz basmak, o namertler işidir, Ekmek onu komaya, tuzun hakkı var ise.
Eyilik erin yâri, ölürse uçmak yeri, Senden sonra söylenir, ne dirliğin var ise.
Yunus miskin delidir, hem sözünden bellidir, Ayıplaman yârenler, eksikliği var ise.
-33- Bize didar gerek, dünya gerekmez, Bize mânâ gerek, dâvâ gerekmez.
Bize Kadir gecesidir bu gece, Ko seher olmasın, seher gerekmez.
Bize aşk şerbetinden sun a saki, Bize uçmaklarda Kevser gerekmez.
Badyalarda dolu dolu içelim biz, Biz esrik olmazız, humar gerekmez.
Yunus esriyiben düştü sokakta, Çağırır Taptuk'una âr gerekmez.
-34- Bu cihana ben gelmeden sultan-ı cihanda idim, Sözü gerçek, hükmü revan, ol hükm-i sultanda idim.
Halayık bunda gelmeden, gökler melayık dolmadan, Bu mülke bünyad olmadan, mülkü yaradanda idim.
Yüz yirmi dört bin hası, dört yüz kırk dört tabakası, Devlet makamında o gün ulu hanedanda idim.
Gussa beni görmez idi, kaygu eli ermez idi, Endişe şehrinden taşra bir yüce mekânda idim.
Yunus bu cümle varlığın dost katında zerre değil, Güft ile kelâmdayım, hem burda hem orda idim.
-35- Bu dünyadan gider olduk, Kalanlara selam olsun. Bizim için hayır dua, Kılanlara selam olsun.
Ecel büke belimizi, Söyletmeye dilimizi. Hasta iken halimizi, Soranlara selam olsun.
Tenim ortaya açıla, Yakasız gömlek biçile. Bizi bir aşan vech-ile, Yunanlara selam olsun.
Azrail alır canımız, Kurur damarda kanımız. Yuyacağın kefenimiz, Saranlara selam olsun.
Gider olduk dostumuza, Eremedik kasdımıza. Namaz için üstümüze, Duranlara selam olsun.
Sözdür söylenir araya, Kimse döymez bu yaraya. İltüp bizi makbereye, Koyanlara selam olsun.
Aşık odur Hakk'ı seve, Hak derdine kıla deva. Bizim için hayır dua, Kılanlara selam olsun.
Dünyaya gelenler gider, Hergiz gelmez yola gider. Bizim halimizden haber, Soranlara selam olsun.
Aşık Yunus söyler sözü, Kan yaş ile doldu gözü. Bilmeyenler bilsin bizi, Bilenlere selam olsun.
-36- Bugün sohbet bizim oldu, bize bizim diyen gelsin, İçirdi aşk bize şehdin, nuş eyleyip yudan gelsin.
Kanaat hırkası içre selamet başını çektim, Melamet göyneğin biçtim, arif olup giyen gelsin.
Bu aşk meydanı içinde, çağırdım bir avaz ettim, Müezzinlik bizim oldu, imam oldum uyan gelsin.
Bu ummanda delim türlü, güher vardır ele girmez, Bahasız inci bulunmaz, cana başa kıyan gelsin.
Suret nakşın gidermekle, gönül mükü temiz olmaz, Akar rahmet suyu çağlar, gönül kirin yuyan gelsin.
Ey dostlar işidin sözüm, dün etmişim bu gündüzüm, Ben yavu kıldım kend'özüm, bu Hak yola giren gelsin.
Yunus miskin onu görmüş, eline hem divan almış, Alimler okuyamamış, bu manadan duyan gelsin.
-37- Canım kurban olsun senin yoluna,
-38- Denizler olsa bir kadeh, Susuzluğum kanmaz benim. İniltilerim kesilmez, Gözüm yaşı dinmez benim.
Gel varalım bizim ile, Ki giresin bahçelere. Daim öter bülbülleri, Gülistanım solmaz benim.
Bizim ilin bahçeleri, Daim tazedir gülleri. Mamure durur bostanım, Ağyar gülüm üzmez benim.
Mansur kadehin nice kez, Maşuka sundu elime. Dört yanımda od vurdular, Kimse hâlim bilmez benim.
Yana yana kül oluban, Sen maşukanın yolunda. Günde bin kez yanar isem, Dosttan yüzüm dönmez benim.
Canım aşkın külüngüne, Ferhat olup tuttum başım. Daim dağları keserim, Şirin'im hiç sormaz benim.
Yunus eydur: Ey sultanım, Aşkın ile yandı canım. Gel kılar isen dermanım, Artık canım ölmez benim.
-39- Dertli ne ağlayıp gezersin burda? Ağlatırsa Mevlâ'm yine güldürür. Nice dertli kondu göçtü burada, Ağlatırsa Mevlâ'm yine güldürür.
Bu dert benim munisimdir, yârimdir, Arşa çıkan benim ah ü zarımdır. Seni ağlatan lutf ıssı kerimdir, Ağlatırsa Mevlâ'm yine güldürür.
Daim Hakk'a cemalini diledur, Zikr ile mevlayı dilden anadur. Kahrı kime ise lütfu onadır, Ağlatırsa Mevlâ'm yine güldürür.
Sevdaya salma şu garib başını, Akıtır gözünden kanlı yaşını. Kerimdir onarır kulun işini, Ağlatırsa Mevlâ'm yine güldürür.
Yunus senin gözlerinde çok hal var, Önünde uğrayıp geçecek yol var. Gece gündüz dur da Mevlâ'ya yalvar, Ağlatırsa Mevlâ'm yine güldürür.
-40- Dervişlik dedikleri, Hırka ile taç değil. Gönlün derviş eyleyen, Hırkaya muhtaç değil.
Hırkanın ne suçu var? Sen yoluna varmazsan. Var git yolunca yürü, Er yolu kalmaç değil.
Dirsin şeyhin aşkına, Yalın ayak, başı açık. Er var dirlik dirlikmiş, Yalın ayak aç değil.
Durmuş marifet söyler, Erene Yunus Emre'm. Yol eriyle yoldadır, Yolsuza yoldaş değil.
-41- Divaneler, divaneler,
-42- Dolap niçin inilersin? Derdim vardır inilerim. Ben Mevlâ'ya aşık oldum, Onun için inilerim.
Benim adım dertli dolap, Suyum akar yalap yalap. Böyle emreylemiş Çalap, Derdim vardır inilerim.
Beni bir dağda buldular, Kolum kanadım kırdılar, Dolaba lâyık gördüler, Derdim vardır inilerim.
Ben bir dağın ağacıyım, Ne tatlıyım, ne acıyım. Ben Mevlâ'ya duacıyım, Derdim vardır inilerim.
Dağdan kestiler hezenim, Bozuldu türlü düzenim. Ben bir usanmaz ozanım, Derdim vardır inilerim.
Şu dülgerler beni yondu, Her azam yerine kondu. Bu iniltim Hak'tan geldi, Derdim vardır inilerim.
Suyum alçaktan çekerim, Dönüp yükseğe dökerim. Gör beni neler çekerim, Derdim vardır inilerim.
Yunus burda gelen gülmez, Kişi muradına ermez. Bu fanide kimse kalmaz, Derdim vardır inilerim.
-43- Dünyanın mekrine gönlünü verme, Sen de kurtulmazsın mevtin elinden. Ben filanım diye göğsünü germe, Sen de kurtulmazsın mevtin elinden.
Hani Meryem, hani ya oğlu İsa, Ejderha olurdu elinde Asa. Firavun' un kavmiyle cenk eder Musa, O da kurtulmadı mevtin elinden.
Yunus balık ile deryada yüzdü, İskender seyredip âlemi gezdi. İndi Süleyman'ın tahtını bozdu, Sen de kurtulmazsın mevtin elinden.
Nemrut İbrahim'le çok cenk eyledi, Semaya çıkmaya hem kasdeyledi. Son-ucu bir sinek helâk eyledi, Sen de kurtulmazsın mevtin elinden.
Gökten Kur'an ayet ayet inerdi, Dertli olanlara derman olurdu. Dünyada kalsa Muhammed kalırdı, Sen de kurtulmazsın mevtin elinden.
Yunus Emre ister dünyada iman, Hani tahtın yel götüren süleyman. Lokman da bulmadı derdine derman, O da kurtulmadı mevtin elinden.
-44- Ey bana iyi diyen,
-45- Ey dervişler, ey kardaşlar, Ne acep derdim var benim. Mecnun olmus der görenler, Ne acep derdim var benim.
Dervis olan ar eylemez, Âşık olan zâr eylemez. Hekimler timar eylemez, Ne acep derdim var benim.
Deryanın mevci çağladı, Hasret yüreğim dağladı. Halim görenler ağladı, Ne acep derdim var benim.
Derdine düştüm Mevlâ'nın, Avarasıyım sevdanın. Mevci yenilmez deryanın, Ne acep derdim var benim.
Âşık Yunus düştün gine, Düştün hemen aşk derdine. Girdin hakikat yurduna, Ne acep derdim var benim.
-46- Ey yaranlar ey kardaşlar,
-47- Ey dünü gün Hak isteyen, bilmez misin Hak kandadır? Her kandasam anda hazır, kanda bakarsam andadır.
İstemegil Hakk'kı ırak, gönüldedir Hakk’a durak, Sen senliğin elden bırak, tenden içeri candadır.
Gir gönüle bul ordadır, benlik defterin dürdedir, O has gevher bil ordadır, sanma ki o ummandadır.
O ummanda yüzbin gevher, bir zerreden oldu kemter, O cana zevâl mi erer, zevâl canı hayvandadır.
Eylegil sûretin vîran, can sırrıdır ona eren, Bâtın gözüdür dost gören, zâhir gözü yabandadır.
Kim ki gaflet içre geçer, canı zevâl suyun içer, Derviş sırrı arştan uçar, çünkü mekânı ordadır.
Yunus Emre gözün aç bak, iki cihan doludur Hak, Gümânı sıdkı oda yak, söyl’eşkere nihandadır.
-48- Geldi geçti ömrüm benim, Şu yel esip geçmiş gibi. Hele bana şöyle gelir, Şu göz açıp yitmiş gibi.
İşbu söze Hak tanıktır, Bu can gövdeye konuktur. Bir gün çıkap da gidecek, Kafesten kuş uçmuş gibi.
Miskin âdemoğlanını, Benzetmişler ekinciye. Kimi biter, kimi yiter, Yere tohum saçmış gibi.
Bu dünyada bir nesneye, Yanar içim, göynür özüm. Yiğit iken ölenlere, Gök ekini biçmiş gibi.
Bir hastaya vardın ise, Bir içim su verdin ise, Yarın anda sana gele, Hak şarabın içmiş gibi.
Bir miskini gördün ise, Bir eskice verdin ise, Yarın anda karşı gele, Hulle donun biçmiş gibi.
Yunus Emre bu dünyada, İki kişi kalır derler. Meğer Hızır, İlyas ola Âb-ı Hayat içmiş gibi.
-49- Gelin bir nazar eylen,
-50- Gelin bu faktan geçelim, Lâle gevherler biçelim. Aşkın şarabın içelim, İçebilirsen gel beri.
Şahımdan destur almışam, Ben mürşidime kanmışam, Kanadımı bağlamışam, Uçabilirsen gel beri.
Dost bahçesinin gülüyem, Ben gülümün bülbülüyem, Dört kapının kilidiyem, Açabilirsen gel beri.
Açıktır bahçe kapısı, Misler kokuyor kokusu, Kıldan incedir köprüsü, Geçebilirsen gel beri.
Yunus eydür: Halim yaman, Dağları bürüdü duman, İşte İncil, işte Kur'an, Seçebilirsen gel beri.
-51- Gelin ey kardeşler gelin,
-52- Hak bir gevher yarattı kendinin kudretinden, Nazar kıldı gevhere, eridi heybetinden.
Yedi kat yer yarattı o gevherin tozundan, Yedi kat gök yarattı o gevherin buğundan.
Yedi deniz yarattı o gevher damlasından, Dağları muhkem kıldı o deniz köpüğünden.
Muhammed'i yarattı mahluka şefkatinden, Hem Ali'yi yarattı müminlere fazlından.
Kayıp işi kim bilir meğer Kur'an ilminden, Yunus içti esridi o gevher denizinden.
-53- Hak cihana doludur, Kimseler Hakk'ı bilmez. Onu sen senden iste, O senden ayrı olmaz.
Dünyaya inanırsın, Rızka benimdir dersin. Niçin yalan söylersin? Çün sen dediğin olmaz.
Ahret yavlak ıraktır, Doğruluk gey yaragtır Ayrılık sarp firaktır Hiç varan geri gelmez
Dünyaya gelen göçer Bir bir şerbetin içer Bu bir köprüdür geçer Cahiller onu bilmez
Gelin tanış olalım İşi kolay kılalım Sevelim sevilelim Dünyaya kimse kalmaz
Yunus sözün anlarsan Ma'nisini dinlersen Sana bir amel gerek Bunda kimesne kalmaz
-54- Hak ile pazarım, bile gezerim, Dayim sezerim, Hak bendedir bende. Ben yadda kaldım, kalbe saklandım, Sıdkım pakladım, Hak bendedir bende.
Ateşe girersem yanmazam asla, Hem zehir yer isem ölmezem asla. Hak'tan ayrı mıyım, sanmazam asla, Pek çok yokladım, Hak bendedir bende.
Burası nâdana pek uzacıktır, Züht-ü takva insana tuzacıktır. Mürşide hizmeti bir mezeciktir, Nutku hakladım, Hak bendedir bende.
Hak ile birlikte yanar mı Yunus? Doymayınca kalbi kanar mı Yunus? Kırk yıllık hizmetten döner mi Yunus? Onu sakladım, Hak bendedir bende.
Emr Resûl'den asla şaşamaz Yunus, Tefrik zümresine düşemez Yunus. Nur-u Muhammed'siz coşamaz Yunus, Bir kucakladım, Hak bendedir bende.
-55- Hak'tan gelen şerbeti, İçtik elhamdulillah. Şol kudret denizini, Geçtik elhamdulillah.
Şol karşıki dağları, Meşeleri, bağları, Sağlık safalık ile, Aştık elhamdulillah
Kuru idik yaş olduk, Kanatlandık kuş olduk. Birbirmize eş olduk, Uçtuk elhamdulillah.
Vardığımız illere, Şol safa gönüllere. Halka tapduk manisin, Saçtık elhamdulillah.
Balım Sultan ilinden, Şeker damlar dilinden. Dost bağının yolundan, Geçtik elhamdülillah.
Beri gel barışalım, Yad isen bilişelim. Atımız eğerlendi, Estik elhamdulillah.
İndik Rum'u kışladık, Çok hayır, şer işledik. Uş bahar geldi geri, Göçtük elhamdulillah.
Dirildik pınar olduk, İrkildik ırmak olduk. Artık denize dolduk, Taştık elhamdulillah.
Taptuk'un tapusunda, Kul olduk kapısında. Yunus miskin çiğ idik, Piştik elhamdülillah.
-56- Her kaçan anarsam seni, Kararım kalmaz Allahım. Senden gayrı gözüm yaşın, Kimseler silmez Allahım.
Sensin ismi baki olan, Sensin dillerde okunan. Senin aşkına dokunan, Kendini bilmez Allahım.
Sen yarattın cismi, canı, Sen yarattın bu cihanı. Mülk senindir kerem kanı, Kimsenin olmaz Allahım.
Okunur dilde destanın, Açılır bağ ve bostanın. Sen baktığın gülistanın, Gülleri solmaz Allahım.
Aşkın bahrına dalmayan, Canını feda kılmayan, Senin cemalin görmeyen, Meydana gelmez Allahım.
Zar olur aşıkın işi, Durmaz akar gözü yaşı. Senden ayrı düşen kişi, Didarın görmez Allahım.
Aşık Yunus seni ister, Lütf eyle cemalin göster. Cemalin gören aşıklar, Ebedi ölmez Allahım.
-57- Her nereye döner isem aşk iledir işim benim, Odur gönlümde teşvîşim, hem aşktır yoldaşım benim.
Aşksızlara göynür özüm, onun çün fâş olur râzım, Görüceğiz âşıkları, kaynar içim dışım benim.
Bu aşk bize rahmânîdir, hem canımızın canıdır, Onun için şeytan ile her dem bu savaşım benim.
Benim canım bir kuştur ki, gövdem onun kafesidir, Dosttan haber geliceğiz, bir gün uçar kuşum benim.
Geldim dünyayı seyrettim, ya bugün ya yarın gittim, Ben burda eğlenemezem, burda bitmez işim benim.
Yunus aydır: Ben âşıkım, hem âşıkım hem sâdıkım Bu ayrık âşıklar gibi yoktur âlâyişim benim.
-58- Hey yarenler gelin görün, Ben yine oldum divane. Ne dünüm dün, ne günüm gün, Bir od durur düştü cana.
Bu dünya dönmüş zindana, Koydular bizi zindana. Zindanda gülmek mi olur? Yürüyeyim yana yana.
Dünyada dertsiz baş olmaz, Derd'olanın ahı dinmez. Yanar bu yüreğim sönmez, Yaram erişmiştir cana.
Ben bir garipçe bülbülüm, Gülistana güle geldim. Avunam, gülem dilerdim, İnlemem doldu cihana
Yunus Emre'm bu dünyada, Kim güldü ki sen gülesin. Külli hep ağlayı geçti, Kim geldi ise cihana.
-59- Hor bakma sen toprağa, Toprakta neler yatar? Kani bunca evliya, Yüz bin Peygamber yatar.
Cennette buğday yiyen, Gaflet gömleğin giyen, Hem dünyaya meyleden, Adem Peygamber yatar.
Arkasıyle kum çeken, Göz yaşıyle yuğuran, Kabeye temel kuran, Halil Peygamber yatar.
Vücudunu kurt yiyen, Kurt yedikçe şükreden, Belalara sabreden, Eyyup Peygamber yatar.
Balık karnında yatan, Deryaları seyreden, Kabak kökün yastanan, Yunus Peygamber yatar.
Kuyuda nihan olan, Köle diye satılan, Mısır’a sultan olan, Yusuf Peygamber yatar.
Yusuf’un yavu kılan, Kurt ile dava kılan, Ağlayıp gözsüz kalan, Yakup Peygamber yatar.
Asasın ejder eden, Bahre vurup yol eden, Firavun helak eden, Musa Peygamber yatar.
O Allahın habibi, Dertlilerin tabibi, Enbiyalar serveri, Resul Muhammed yatar.
Hayber kalasın yıkan, Kafiri oda yakan Şahinler gibi bakan, Ali gibi er yatar.
Ata ana gülleri, Kur’an okur dilleri Fatm’ana oğulları; Hasan, Hüseyin yatar.
İğnesin suya atan, Balıklara getirten Tacın tahtın terkeden, İbrahim Ethem yatar.
Gündüzler saim olan, Geceler kaim olan. Ariflerin sultanı, Bayzit Bestami yatar.
O Hakikat erleri, Gelip geçti her biri. Konyada o Mevlana, Hüdevandigar yatar.
Çok Hakk'ın has kulları, Fikr eyle sen bunları. Saysam o erenleri, Nice sultanlar yatar.
Yunus, sen de ölürsün, Kara yere girersin. Bu toprağın altında, Çok günahkar kul yatar.
-60- İbret almaz mısın sen ölülerden? Ölenler bizim gibi kul değil mi? Bunca yıl yatarlar yerin altında, Yatanlar bizim gibi kul değil mi?
Niçin gelmezsin Habib'in yoluna? Tutunasın mürşidin eteğine. Hakk'ı zikreyleyip rahmet gölüne, Dalanlar bizim gibi kul değil mi?
Cefa ile ömrüm geçti bilmedim, Arayıp derdime derman bulmadım. Terkettim beş niyazımı kılmadım, Kılanlar bizim gibi kul değil mi?
Söylemezsin Hakk'a lâyık sözleri, Toprak ile dolar kara gözleri. Gülleriniz varken taze yüzleri, Solanlar bizim gibi kul değil mi?
Dervis Yunus söyler kendi halini, Irak sanma sen kendine ölümü. Firdevs bahçesinin gonca gülünü, Derenler bizim gibi kul değil mi?
-61- İlim ilim bilmektir, İlim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsin, Ya nice okumaktır?
Okumaktan mani ne? Kişi Hakkı bilmektir. Çün okudun bilemedin, Ha bir kuru emektir.
Okudum bildim deme, Çok taat kıldım deme. Eri hak bilmez isen, Abes yere yelmektir
Dört kitabın manası, Bellidir bir elifte. Sen elifi bilmezsin, Bu nice okumaktır?
Yiğirmi dokuz hece, Okursun uçtan uca. Sen elif dersin hoca, Mânâsı ne demektir?
Yunus der ki: Ey hoca, Gerekse var bin Hacca. Hepisinden iyice, Bir gönüle girmektir.
-62- İsmi Sübhan virdin mi var? Bahçelerde yurdun mu var? Bencileyin derdin mi var? Garip garip ötme bülbül.
Ötme bülbül, ötme bülbül, Derdi derde katma bülbül. Benim derdim bana yeter, Bir de sen dert katma bülbül.
Bilirim âşıksın güle, Gülün hâlinden kim bile, Bahçedeki gonca güle, Dolaşıp söz atma bülbül.
Bilirim âşıksın verde, Cünunun var gayet serde, Şu sinemde olan derde, Bir de sen dert katma bülbül.
Pervaz olup uçar mısın? Deniz derya geçer misin? Bencileyin nâçar mısın? Sen de hâlin söyle bülbül.
Ah bülbülüm uslu musun? Kafeslerde besli misin? Bencileyin yaslı mısın? Garip garip ötme bülbül.
Yunus vücudun pak derken, Cihanda mislin yok derken. Seher vakti "Hakk!.. Hakk!.." derken, Bizi de unutma bülbül.
-63- İster idim Allah'ı, buldum ise ne oldu? Ağlar idim dün ü gün, güldüm ise ne oldu?
Erenler meydanında, yuvarlanır top idim, Padişah çevganında kaldım ise ne oldu?
Erenler meclisinde deste kızıl gül idim, Açıldım, ele geldim, soldum ise ne oldu?
Danişmentler, alimler medresede bulduysa, Ben harabat içinde buldum ise ne oldu?
İşit Yunus'u, işit, uş yine deli oldu, Erenler manasına daldım ise ne oldu?
-64- İşbu vücudum şehrine, bir dem giresim gelir, İçindeki Sultanın yüzün göresim gelir.
İşidirim sözünü, görümezem yüzünü, Yüzünü görmekliğe canım veresim gelir.
O Sultanın halvetinin, yedi hücresi vardır, Yedisinden içeri varıp giresin gelir.
Her kapıda bir kişi, yüz bin çerisi vardır, Aşk kılıcın kuşanıp, cümle kırasım gelir.
Erenlerin sohbeti arttırır marifeti, Bi dertleri sohbetten, her dem süresim gelir.
Leyla ve Mecnun benim, Şeyda-yi Rahman benim, Dost oldu bize mihman, bunca yıl bunca zaman. Gerçek İsmail'leyin, kurban olasım gelir,
Erenlerin nazarı toprağı gevher eyler. Erenler kademinde, toprak olasım gelir
Miskin Yunus'un nefsi, dört tabiat içinde Aşkla can sırrına, pinhan varasım gelir
-65- İşitin ey yârenler, Kıymetli nesnedir aşk. Değmelere bitinmez, Hürmetli nesnedir aşk.
Hem cefadır hem safa Hamza'yı attı Kaf'a. Aşk iledir Mustafa, Devletli nesnedir aşk.
Dağa düşer kül eyler, Gönüllere yol eyler, Sultanları kul eyler, Hikmetli nesnedir aşk.
Kime kim vurdu ok? Gussa ile kaygu yok. Feryad ile âhı çok, Firkatli nesnedir aşk.
Denizleri kaynatır, Mevce gelir oynatır. Kayaları söyletir, Kuvvetli nesnedir aşk.
Akılları şaşırır, Deryalara düşürür. Nice ciğer pişirir, Key odlu nesnedir aşk.
Miskin Yunus n'eylesin? Derdin kime söylesin? Varsın dostu toylasın, Lezzetli nesnedir aşk.
-66- İşitin ey yarenler, Aşk bir güneşe benzer. Aşkı olmayan gönül, Misal-i taşa benzer.
Taş gönülde ne biter? Dilinde ağu tüter. Nice yumşak söylese, Sözü savaşa benzer.
Aşkı var, gönül yanar, Yumuşar, muma döner. Taş gönüller kararmış, Sarp katı kışa benzer.
O sultan kapısında, Hazreti tapısında. Aşıkların yıldızı, Her dem çavuşa benzer.
Geç Yunus endişeden, Gerekse bu bişeden. Ere aşk gerek önden, Ondan dervişe benzer.
-67- Kâbe ve Put, iman benim, Çark vurup da dönen benim. Bulut olup göğe ağan, Rahmet olup yağan benim.
Yaz yaratıp yer donatan, Gönlümüz evi hanedan. Hoşnutum ata anadan, Kulluk kadrin bilen benim.
Yıldırım olup şakıyan, Kakıyıp nefsin dokuyan, Yer kadasında berkiyen, Şu ağılı yılan benim.
Hamzayı kaf'tan aşıran, Elin ayağın şişiren. Gözsüzlerin gözündeki, Boz pusarık duman benim.
Et ve deri, sünük çatan, Hükmeyleyip diri tutan, Kudret beşiğinde yatan, Hikmet sütün emen benim.
Âşık olan gelsin beri, Göstereyim doğru yolu. Makamımdır gönül şarı, Ayrılmayıp duran benim.
Yeri, göğü benim kuran, Ayrılmadan kayim duran, Irmaklara göl çağıran, Adım Yunus, umman benim.
-68- Kerem et, bir beri bak, nikabı yüzden bırak, Ayın on dördü müsün? Balkırır yüz ve yanak.
Şu ağzından keleci yüz bin şükrane ile, Destur gelsin taşraya söylesin dil ve dudak.
Otuz iki inciyi mercana düzmüş gibi, Kıymeti dürden olmuş, yaraşır inciden ak.
Sıfatın arılığı bulgur ve nohut gibi, İki kaşın yay, alnın genç aya verir sabak.
Gören pervane olur, nice oda düşmesin, Gözlerinin bakışı can alır iki çırak.
Aşkın zemzemesinden âşık boynu zincirli, Azatlık istemezler şöyle kaldılar tutsak.
Hangi bir nesneni ki, dil nice şerh eylesin? İlâhî sen beklegil yavuz gözlerden ırak.
Boynun vavuk boynundan, hiç fark eyleyemedim, Gümana veren beni küpeli iki kulak.
Yunus Hak tecellisin senin yüzünde gördü, Çare yok ayrılmaya, çün sende göründü Hak.
-69- Kıyamet gününde mahşer yerine Yeşil berat ile gelir Fâtıma Sağında Hatice solunda Havva Yeşil berat ile gelir Fâtıma
Nurdan beratını almış eline Seğirdiben gelir mahşer yerine Müminler müjdeler birbirine Yeşil berat ile gelir Fâtıma
Mahşer yerinde feryad ediyor Ümmetlerim diye niyaz ediyor Alıp cehennemden azad ediyor Yeşil berat ile gelir Fâtıma
Yedikleri arpa darı danesi Habibullah imiş onun babası Oldur Hasan Hüseyin'in anası Yeşil berat ile gelir Fâtıma
Yedi kat göklerden iner melekler Arş altında kabul olur dilekler Hûriler gılmanlar yolunu bekler Yeşil berat ile gelir Fâtıma
Derviş Yunus'ta kıyamet olacak Kişi ettiğini onda bulıcak Zaif ümmetini şef'i olıcak Yeşil berat ile gelir Fâtıma
-70- Kim dervişlik ister ise, Diyem ona n'etmek gerek. Şerbeti elinden koyup, Ağuyu nuş etmek gerek.
Gelmek gerek terbiyete, Cümle bildiklerin koya. Mürebbisi ne der ise, Pes olanı tutmak gerek.
Tuta sabr-u kanaatı, Tahammül eyleye katı. Terk eyleye suretini, Bildiğin unutmak gerek.
Dünyadan gönlünü çeke, Eli ile arpa eke. Ununa yarı kül kata, Güneşte kurutmak gerek.
Diyem ona nice ede, Nefsi dileğin bu yolda. Kaçan ki iftar eyleye, Üç günde bir etmek gerek.
Böyledir derviş dirliği, Koya cümle ayyarlığı. Ondan bulusar erliği, Çok kahırlar yutmak gerek.
Bakma dünya sevisine, Aldanma halk gövüsüne. Dönüp didar arzusuna, O Hakk'a yüz tutmak gerek.
Yunus şimdi nedir dersin, Ya kimin kaydını yersin. Bin kişi bu sözü desin, Ona gücü yetmek gerek.
-71- Kime gönül verir isem, benim ile yâr olmadı, Hâlim bilip, derdim sorup, bana vefakâr olmadı.
Haktan meğer takdir idi, âşık oldu gönlüm sana, Hiç kimseler bencileyin, aşka giriftâr olmadı.
Aşktan şikâyetim yoktur, kendi tâliimdendürür, Kendi yolun aramayan âdem değil er olmalı.
Aşk bir ulu hilatdürür, bir niceye verir Çalap, Bir niceler kaldı mahrum, aşktan haberdar olmadı.
Aşk bir ulu nazardurur, âşık canlar erenlerdir, Aşka düşmeyen gönüller viran durur şar olmadı.
İbrahim'e Nemrud od'un, aşktır gülistan eden, Aşktan nazar ericeğiz, gülzar oldu, nâr olmadı.
Hak yarattı göğü ol Ahmed'in dostluğuna, Levlâk ona delil oldu, onsuz yer gök var olmadı.
Aşkta kahırlar çok olur, aşıklara gayret gerek, Yunus âşık oldun ise, âşıklarda âr olmadı.
-72- Ko ben şeyhin eşiğinde yanayım
Münkirler ki yolumu da basarsa
Benim şeyhim gayet ulu kişidir
Derviş Yunus bu cihana gelicek
-73- Nitekim ben beni bildim, Yakın bil ki, Hakk'ı buldum, Korkum onu buluncaydı, Şimdi korkudan kurtuldum.
Ben kimseden korkumazam, Ya bir zerre kayırmazam, Ben imdi kimden korkayım? Korktuğum ile bir oldum.
Azrail gelmez yanıma, Sorucu gelmez sinime. Bunlar benden ne sorarlar? Onu sorduran ben oldum.
Ya ben onca kaçan oldum, Onun buyruğun buyuram. O geldi gönlüme doldu, Ben ona bir dükkân oldum.
Dükkân ıssı dükkânından, Hali değildir evinden. O bu araya gelelden, Halka bir ulu kân oldum.
Canlılar bizden el alır, Cansızlar eri ne bilir? Hem verirler, hem alırlar, Ben bir ulu divan oldum.
Yunus'a Hak açtı kapı, Yunus Hakk'a kılır tapı. Benim işim devlet bâki, Ben kul iken sultan oldum.
-74- O dost bize gelmez ise, ben dosta geri varayım, Çekeyim cevri cefayı, dostun yüzünü göreyim.
Sermâye bir avuç toprak, onu dahi aldı bu aşk, Ne sermâye var, ne dükkân, pazara niye varayım?
Kurulmuştur dost dükkânı, dost içine girmiş gezer, Günahım çok gönlüm sezer, ben dosta çok yalvarayım.
Gönlüm der ki; dost benimdir, gözüm der ki; dost benimdir, Gönlüm der ki göze; sabret, bir dem haberin sorayım.
Hak nazar kıldığı cana, bir göz ile bakmak gerek, Ona ki Hak nazar kıldı, ben onu nice yereyim?
Tapduk der ki; Yunus'a bu aşk Hakk'a erse gerek, Kamulardan o yücedir, ben ona nice varayım.
-75- On sekiz bin âlemin cümlesi BİR içinde, Kimse yok BİR'den ayrı, söylenir BİR içinde.
Cümle BİR onu BİR'ler, cümle ona giderler, Cümle dil onu söyler, her BİR tebdil içinde.
Cümle göz onu gözler, kimse yok nişan verir, Gören kim, gösteren kim? Kaldık müşkil içinde.
Kim gördü onu ayan, ne nakş-u ne hod nişan, Söz "len terânî" dir Musa'ya Tur içinde.
Doksan bin Hak kelâmı, altmış bini hâs-u âm, Otuz bini hâssül-hâs, otuz bin sır içinde.
Oldurur ol gizli söz, ârif söyler dün gündüz, Hiç nişanı denmedi hûr-u kusur içinde.
Yunus sen diler isen, dostu görem der isen, Ayandır görenlere, ol gönüller içinde.
-76- Ömür bohçasının gülü solmadan, Uyan gel gözlerim, gafletten uyan. Ecel bir gün bize haydi demeden, Uyan gel gözlerim, gafletten uyan.
Niçin gaflet ile mağrur olursun? Kervan göçer gider, yolda kalırsın. Be vallahi sonra pişman olursun, Uyan gel gözlerim, gafletten uyan.
Kaba döşekte yatma döne döne, Mağrur olup uyuma kana kana. İletirler seni karanlık sine, Uyan gel gözlerim, gafletten uyan.
Derviş Yunus söyler: Sözün tutulmaz, Senin kumaş bu illerde satılmaz. Böyle yatmak ile Hakk'a varılmaz, Uyan gel gözlerim, gafletten uyan.
-77- Sen burda garip mi geldin?
-78- Sen sende iken menzil alınmaz, Bahri olmadan gevher bulunmaz.
Er açtı yolu ayan eyledi, Tolun ay doğdu, hergiz tolunmaz.
Er manasından, almayan cahil, Taştandır bağrı hergiz delinmez.
Er vurdu yare, zahmi belirmez, Yâr bu yareme merhem bulunmaz.
Mağripten maşrik erin gözüne, Ayan görüne perde olunmaz.
Ko ikiliği, gel birliğe yet, Bir olan canlar ayrı dölenmez.
Yunus, ver canını hak yoluna, Can vermeyince canan bulunmaz.
-79- Sensin kerîm, sensin rahîm, Allah sana sundum elim. Senden artık yoktur emim, Allah sana sundum elim.
Ecel geldi vade erdi, Bu ömrüm kadehi doldu. Kimdir ki içmeden kaldı, Allah sana sundum elim.
Gözlerim göğe süzüldü, Canım göğüsten üzüldü. Dilim tetiği bozuldu, Allah sana sundum elim.
Uş biçildi kefen donum, Hazrete yönelttim yönüm. Aceb nice ola hâlim? Allah sana sundum elim.
Urdular suyum ılıdı, Kavim kardaş cümle geldi. Esen kalsın kavim kardaş, Allah sana sundum elim.
Geldi salacam sarılır, Dört yana selâ verilir. İl namazıma derilir, Allah sana sundum elim.
Salacamı götürdüler, Makberime yetirdiler. Halka olup oturdular, Allah sana sundum elim.
Çün cenazeden şeştiler, Üstüme toprak eştiler. Hep koyubanı kaçtılar, Allah sana sundum elim.
Yedi tamu, sekiz uçmak, Her birinin vardır yolu. Her bir yolda yüz bin çarşı, Allah sana sundum elim.
Geldi Münker ile Nekir, Her birisi sordu bir dil. İlâhi sen cevap vergil, Allah sana sundum elim.
Görün acep oldu zaman, Gönülden eyleniz figan. Ölür çün anadan doğan, Allah sana sundum elim.
Yunus, uzatma bu sözü, Allah’ına tut hep yüzü. Didardan ayırma bizi, Allah sana sundum elim.
-80- Severim ben seni candan içeri, Yolum vardır bu erkandan içeri.
Beni bende demem, bende değilim, Bir ben vardır bende, benden içeri.
Nereye bakar isem dopdolusun, Seni kanda koyam benden içeri!
O bir dilberdürür yoktur nişanı, Nişan olur mu nişandan içeri.
Beni benden sorman, bende değilim, Sûretim boş yürür dondan içeri.
Beni benden alana ermez elim, Kadem kim basa sultandan içeri.
Tecelliden nasib erdi kimine, Kiminin maksudu bundan içeri.
Kime didar gönünden şule değse, Onun şulesi var günden içeri.
Senin aşkın beni benden alıptır, Ne şirin dert bu dermandan içeri.
Şeriat, tarikat yoldur varana, Hakikat, marifet, andan içeri.
Süleyman kuş dilin bilir dediler Süleyman var Süleyman'dan içeri.
Unuttum, din diyanet kaldı benden. Bu ne mezhepdürür dinden içeri.
Dinin terkedenin küfürdür işi, Bu ne küfürdür imandan içeri.
Geçer iken Yunus şeş oldu dosta, Ki kaldı kapıda andan içeri.
-81- Şol cennetin ırmakları, Akar Allah deyü deyü. Çıkmış İslam bülbülleri, Öter Allah deyü deyü.
Salınır tuba dalları, Kur'an okur hem dilleri. Cennet bağının gülleri, Kokar Allah deyü deyü.
Kimi yiyip, kimi içer, Hep melekler rahmet saçar. İdris nebi hülle biçer, Diker Allah deyü deyü.
Hep nurdandır direkleri, Gümüştendir yaprakları. Uzadıkça budakları, Biter Allah deyü deyü.
Aydan aydındır yüzleri, Şekerden tatlı sözleri, Cennette huri kızları, Gezer Allah deyü deyü.
Hakk'a âşık olan kişi, Akar gözlerinin yaşı, Pürnur olur içi dışı, Söyler Allah deyü deyü.
Ne dilersen Hak'tan dile, Kılavuzla gir bu yola. Bülbül âşık olmuş güle, Öter Allah deyü deyü.
Açıldı gökler kapısı, Rahmetle doldu hepisi. Sekiz cennetin kapısı, Açar Allah deyü deyü.
Rıdvan dürür kapı açan, İdris dürür hülle biçen. Kevser şarabını içen, Kanar Allah deyü deyü.
Miskin Yunus var dostuna, Koma bugünü yarına. Yarın Hakk'ın divanına, Varam Allah deyü deyü.
-82- Taştın yine deli gönül, Sular gibi çağlar mısın? Aktın yine kanlı yaşım, Yollarımı bağlar mısın?
Nidem elim ermez yare, Bulunmaz derdime çare. Oldum ilimden avare, Beni burda eğler misin?
Yavı kıldım ben yoldası, Onulmaz bağrımın başı. Gözlerimin kanlı yaşı, Irmak olup çağlar mısın?
Ben toprak oldum yoluna, Sen aşırı gözetirsin. Şu karşıma göğüs geren, Taş bağırlı dağlar mısın?
Harami gibi yoluma, Aykırı inen karlı dağ. Ben yarimden ayrı düştüm, Sen yolumu bağlar mısın?
Karlı dağların başında, Salkım salkım olan bulut. Saçın çözüp benim için, Yaşın yaşın ağlar mısın?
Esridi Yunus'un canı, Yoldayım illerim kanı Yunus düşte gördü seni, Sayru mısın, sağlar mısın?
-83- Türlü türlü cefanın, Adını aşk vermişler. Bu cefaya katlanan, Dosta halvet vermişler.
Aşk durur türlü belâ, Döndürür hâlden hâle. Dost elinden piyâle, Key melâmet olmuşlar.
Kime ki aşk ulaşa, Her dem kaynaya taşa. İyi dirlik hem yavuz, Dört yanında durmuşlar.
Her kim aşk eri ise, Aşka müşteri ise, Aşk onun yâri ise, Canına od vurmuşlar.
Miskin Yunus'un canı, Başında serencamı. Aşka münkir âdemi, Bu meydandan sürmüşler.
-84- Uş yine aşkın beni mest-ü harab eyledi, Yaktı gönül evimi, bağrı kebab eyledi.
Dal gibi büktü belim, inilerim dün-ü gün, Çekti kemende beni, ceng-ü rebâb eyledi.
Ayıplaman yarenler benim zâr eylediğim, N'eyleyeyim, n'ideyim, hükmü Çalap eyledi.
Göz ile görür iken derdim bilinmez idi, Bu ayrılık od'ları beni türab eyledi.
Ger diler isen fakı, tekke edin gel Hakk'ı, Yine Yunus gibiye Tanrı hitab eyledi.
-85- Vuslat halin eydiserem vuslat halin bilenlere, Yedi türlü nişan gerek hakikate erenlere.
Yedisinden birisi eksik olur ise olmaya, Bir nesne eksik gerekmez bu sarp yola varanlara.
Evvel nisanı budurur; yermeye cümle milleti, Yerenler yerini kıldı, yer değmedi yerenlere.
İkinci nişanı budur ki; nefsini semirtmeye, Zinhar siz ondan olmanız, nefsine kul olanlara.
Üçüncü nişanı budur; cümle heveslerden geçe, Hevesler eri yolda kor, yetemez yol varanlara.
Dördüncü nişan oldur; dünyadan münezzeh ola, Dünya seni sayrı eyler, kul kaygısı saranlara.
Yunus yedi nişan dedi, evet üçünü gizledi, Onu dahi deyiverem gelip halvet soranlara.
-86- Ya Rab bu ne derttir, derman bulunmaz, Ya bu ne yaradır, zahmı belirmez.
Benim garip gönlüm aşktan usanmaz, Varır aşka düşer, hiç bana dönmez.
Döner gönlüm bana öğüt verir çok, Âşık olan gönül aşktan usanmaz.
Âşık ki câna kaldı âşık olmaz, Canın terketmeyen maşûku bulmaz.
Aşk pazarıdır bu canlar satılır, Satarım canımı hiç kimse almaz.
Âşık bir kişidir bu dünya malın, Âhıret korkusundan bir pula saymaz.
Bu dünyâ o âhıretten içeri, Âşıkın yeri var kimesne bilmez.
Âşık öldü diye salâ verirler, Ölen hayvan olur, âşıklar ölmez.
Beyim âşık isen var sen yoluna, Bunda başlar yiter kanlar sorulmaz.
Erenler meydanı arştan uludur, Salarlar cevgânı topu belirmez.
Yunus bu tevhîde gark oldu gitti, Geri gelmekliğe aklı derilmez.
-87- Yalan söyler görmeyen, Haberi gören bilir. Gerçek erin halini, Yolda can veren bilir.
Tatma gönülde kini, Hoş tut gönül miskini. Dünya ahret ekini, Ekip götüren bilir.
Ademin toprağını, Dört ferişte götürdü. Suyunu neden kattı? Yapıp yuğuran bilir.
İsrafil ve Azrail, Mikail ve Cebrail. Kıyamet ne gün kopar? Yarın sur vuran bilir.
Dokuz kırkı yaşayan, Eylenmedi dünyada. Saati bir dem imiş, Sohbeti süren bilir.
Ölmez dirlik bulduran, Evliya sohbetidir. Yunus dahi bilmezse, Okunan Kur'an bilir.
-88- Yer gök yaratılmadan Hak bir gevher eyledi, Nazar kıldı gevhere sığmadı devreyledi.
Gevherden buğu çıkar ol buğdan gök yarattı, Gökyüzünün bezeğin çok yıldızlar eyledi.
Göğe eyitti dön dedi, aya yürüsün dedi, Suyu muallâk tutup üstüne yer eyledi.
Yer çalkandı durmadı, bir dem karar kılmadı, Yüce yüce dağları Hak çöksüler eyledi.
Cebrail yere indi, bir avuç toprak aldı, Dört feriştek yoğurdu bir peygamber eyledi.
Çün can gövdeye girdi, aksırdı duru geldi, El götürdü şol kadar Hakk'a şükür eyledi.
Allah eydür Âdem’e şükür erdin bu deme, Bu dünyada ne duydun, dilin neye söyledi?
Yok iken var eyledin, toprak iken can verdin, Kudret diliyle andın, dilim söyler eyledi.
Bu söz Hakk’a hoş geldi, kulun aziz eyledi, Ne geçtiyse gönlünden, verdi hâzır eyledi.
Bu söz Yunus’a kandan, haber veresi candan, Meğer ol sultan lütfü ona nazar eyledi.
-89- Yok yere geçirdim günü,
-90- Yürü yürü yalan dünya, Yalan dünya değil misin? Yedi kez boşalıp yine, Dolan dünya değil misin?
Bir od bıraktı özüme, Duman girdi gözüme, Bu gözle bugün yüzüme, Gülen dünya değil misin
Bir od bıraktın vay dile, Tutuştum yandın dert ile. Kıyamete bir kurt ile, Kalan dünya değil misin?
Nide idim dağlar aşıp, Dağlar aşıp sular geçip, Havanın önüne düşüp, Yelen dünya değil misin?
Yunus Emre'm sür sefayı, Sür sefayı, çek cefayı. Ol Muhammed Mustafa'yı, Alan dünya değil misin?
-91- Zinhâr vermegil gönül dünya payına bir gün,
- Ozanlarımız - |