Âşık Remzâni

 

 

SEFİL ALİ   22

 

 

            Âşık Sefil Ali, Çorum ili Boğazkale ilçesine bağlı Yazır köyünde 1847 de doğmuştur. Âşığın doğduğu Yazır köyü Sungurlu ilçesine bağlı iken Boğazkale’nin ilçe yapılması ile 1987 yılında Boğazkale’ye bağlanmıştır. Âşığın soyu Türkmen boylarından olup, Deveci oğulları olarak anılan bir sülaleden gelmektedir. Sefil Ali’nin köylüleri yağmur duası için Çorum Sungurlu ilçesinde Aygar Dağı’nın zirvesinde düz bir alan üzerinde bulunan Nöbeti Baba türbesine kurban götürmüşler. O gün Ali de kurbana gitmek istemiş, fakat babası Ali’yi kurbana göndermemiş. Beraber sığırları güdelim, ne yapacaksın kurbanda demiş. O gün sığır gütmeye İbik Çam denilen yere gitmişler. Babası türbeye çıkmış Ali ise sığırları çeşmeye indirmiş. Çeşmenin başında uyuya kalmış. Rüyasında oraya büyük bir kazan kurmuşlar ve Seyit Ali Sultan (Kızıl Deli)   rüyasında Ali’ye o kazandan bir dolu içirmiş. Ali’nin sırtını ve gözlerini sıvazlayıp, “Benim yerim Kırşehir Hacıbektaş” demiş, gözden kaybolmuş.  Ali uyanınca kendinde bir başkalık hissetmiş. Bu arada babası Ali’ye sığırları topla diye bağırmış. Ali değneğini saz edip etraftaki dağları, türbeleri sayarak deyişler söylemeye başlamış. Babası, Ali’nin bu durumundaki ani değişikliği fark etmiş, bu çocuk delirdi diye köyün dedesine götürmüş. “Dede bu çocuğa bir haller oldu, kendi kendine bir şeyler söylüyor” demiş. Dede, Ali’ye söyle bakalım deyince Ali, deyişler söylemeye başlamış. Dede “bu çocuğun üstüne varmayın bu delirmemiş, yetilmiş” demiş. Ali bu şekilde âşık olmuş.

 

            Sefil Ali küçük yaşta zuhur eden bir salgın hastalıkta anne ve babasını kaybetmiştir. Köye sığırtmaç duran küçük Ali bir zaman köyde çobanlık yaptıktan sonra bir gün akşam köye dönünce, mal sahiplerine, “Ben artık sığırlarınızı otlatmayacağım, kendinize başka bir sığırtmaç bulun” demiş. Ertesi gün köyden Çorum’a gelip kendine bir saz temin etmiş. Kendi kendine saz çalmayı öğrenip şiirler söylemeye başlamış. Ömrünü dostları ile muhabbetlerle geçiren Sefil Ali, altmış yaşlarında iken 1907 yılında bu dünyadan göç etmiştir. Kabri doğduğu köy olan Yazır köyündedir.  Deyişleri Araştırmacı Yazar Mehmet Çevik tarafından uzun süren bir çalışma sonunda titizlikle derlenerek 2007 yılında kitap haline getirilerek “Âşık Sefil Ali Hayatı Deyişleri” adı altında yayınlanmıştır.

 

KAYNAK:

Mehmet Çevik

http://alevi-deyisleri-nefesler.tr.gg/

 

 

ŞİİRLERİ

 

-1-      

Ben gidiyom emanetin Allaha
Kömür gözlüm bu ellerde kal gayrı
Terki diyar eder belki gelmessem
Suna boylum kıymetimi bil gayrı

Yürek yarlırdır gönül coşkundur
Muhabbetim bir güzele düşkündür
Bugün yardan ayrılalı beş gündür
Durmaz akar gözlerimden sel gayrı

Benim sevdiğimin kaşı kemandır
Yar ile ettiğim ahtı amandır
Ben gidiyom geleceğim gümendir
Suna boylum helallaşah gel gayrı

Bakmaz mısın benim garip halime
Böyle olmadan gayil oldum ölüme
Ayrılık değneğini aldım elime
Dost köyünden ayrılıyor yol gayrı

Sefil Ali’m ben bu sırra eremem
Gül yüzlümün cemalini göremem
Lokman gibi her yareyi saramam
Dost köyünden ayrılıyor yol gayrı

 

-2-

Ben seni sevdim seveli hayalimden gitmedin
Çevrildim çevrildim geldim iline dilber senin
Barekallah terk etmedin güzelliğin cefasın
Gazetığın kalkan mı ettin koluna dilber senin

İşlemeli fülor fese hoşça bağla yemeni
Beyaz dülbent kara kaşlar kemanıdır kemanı
Dostum benden geçti diye zerre etme gümeni
Tel tel olmuş ebruların dalına dilber senin

Gül misali yanakların nuri ziya yüzlerin
Aşığa cefa değil mi şifa ile sözlerin
Dişlerin inci mercandır gayet şirin gözlerin
Söyledikçe şeker mi ektin diline dilber senin

Ak gerdana ne yakışır söyle dilber alayım
Eğer param yetmez ise haktan dilek dileyim
Sen benim yarim olursan ben de senin olayım
Kelp rakip dokunmasın teline dilber senin

Üçyüz altın taktırayım akgerdana ılayık
Alayım yar yanına üçbeş tane halayık
Bu sevdaya düşen aşık kendini bulmaz ayık
Ahiri şallar yakışır beline dilber senin

Sefil Ali’m bu sevdalar akıl koymuyor başta
Ben bir vefa göremedim kavum ile kardaşta
Bu dünyanın vefası yok ahirete iman işte
Birgün göçü yükletirler salına dilber senin

 

-3-

Ben yârimi gördüm aşk pazarında

Cihan yârin bir teline az gelir

Cümle âlem olsa ahu zarında

Yine yârin bir teline az gelir

 

Mısır ülkesine etseler sultan

Deseler ki senin olsun şu cihan

Yüz bin deve yükü cevahir mercan

Yine yârin bir teline az gelir

 

Yüz bin Arap yüz bin hem acem kızı

Yüz bin huri olsa mahitap yüzü

Versen Gürcistan’ı versen Tiflis’i

Yine yârin bir teline az gelir

 

İstanbul şehiri ve saltanatı

Yüz bin Arap yüz bin küheylan atı

Şu dünyanın tacı tahtı devleti

Yine yârin bir teline az gelir

 

Sefil Ali’m bir yâr sevdim cihanda

Emsali bulunmaz kevn-u mekânda

Yüz bin âşık methin etse zebanda

Yine yârin bir teline az gelir 

 

-4-

Bir çift keklik gördüm çekilmiş sarpa

Ayrılmaz eşinden gezer ikisi

Biri nazlı ferik bir ‘ondan körpe

İnciyi mercanı dizer ikisi

 

Birini benzettim servi dalına

Birini benzettim cennet gülüne

Defteri kalemi almış eline

Hünkâra arzuhal yazar ikisi

 

Sefil Ali’m güzeller var ellerde

Altın kemer kuşalıdır bellerde

Güvel ördek gibi derin göllerde

Çırpını çırpını yüzer ikisi

 

-5-

Bir meydana yolum düş geldi vardım
Hep bir dilden ali imran okurlar
Çok şükür efendim cemalin gördüm
İki ben var iki bayram okurlar

Her dem velayetten dersin almışız
Menarref sırrına egah olmuşuz
Heleta suresin hatmen bilmişiz
Fetahne kitabın dürden okurlar

Ezberimde elif ye ile vardır
Elemneşreh leke yüzlerin nurdur
Kaşların velleyli dişlerin dürdür
İsminin suresin yasin okurlar

Gayet noksanım çok tamama saya
Tebareke Allah kaşların yaya
İsmin vedduası ali abaya
O sebepten ilmi ledun okurlar

Sefil Ali’m olahadın manası
Lailahe illallahdır binası
Hünkar efendimin zülfü danesi
Iğrandıkça ismi azam okurlar

 

-6-

Dün gece kırkların cemine girdim

Gördüm oturuyor bir veliyullah

Niyazbend olup da darına durdum

Sürdüm yüzlerimi elhamdülillah

 

Bir dolu verdiler alda iç deyi

Bu dünyanın lezzetinden geç deyi

Bir kitap açtılar oku seç deyi

Erilmez manasına sırr-ı sırrullah

 

Ledün kitabından dersimi aldım

Manası acayip ben hayran kaldım

Doksan bin kelamdan yedi harf aldım

Göründü gözüme künt-ü kenzullah

 

Balım Sultan bu meydanda hâk idi

Tekbir aldı yedullahı okudu

Muhabbette bülbül gibi şakıdı

Açtı can gözümü el şükürullah

 

Bu Sefil Ali’ye bir dolu sundu

Zahirde batında Ali’dir kendi

Ay iki şak oldu dizine indi

Piri böyle gördüm hem vallah billâh

 

-7-

Dünya kayıp iken bir yıldız doğdu
Yedi kanadına şemaler vurdu
Sağ ve solunda ay ve gün doğdu
Dünyaya şule verip ısıtmadı mı

İbdida bey dedi elifi yazdı
Anın üzerine kuranı düzdü
Fadime gubbede yıldızı süzdü
Gubbesi o zaman kurulmadı mı

Beş nesne üstüne bağlandı nurlar
Pençeyi vurunca göründü haller
O zaman sürüldü ürfanlar yollar
Oniki ruh urda bilimedi mi

On iki ruh getirdi Hızırın atın
Derya köpüğünden yarattı zatın
O zaman dere eddi ol yedi katın
Balığı deryaya kaçırmadı mı

Yetmişbin yıl dolandı kimse yok idi
Cihan ıssız dünya bütün su idi
Mehracın önünde gubbe göründü
Görünce feriştah sevinmedi mi

O zaman feriştah gubbeye kondu
Kırmızı nur anda sivalin sordu
Ak nur ol zamanda cavabın verdi
O zaman bu dünya kurulmadı mı

Söyler
Sefil Ali’m gurüf bendesi
Horasandan gelir gülün goncası
Doksan bir evliyanın kadim hocası
Hünkar Hacı Bektaş Pir olmadı mı

 

-8-

Evvel alim yeşil giyip
Şu dünyaya gelen kimdir
Mağruptan top atıpta
Maşırıktan tutan kimdir

Hacılar hakkın evinde
Gezer Arafat dağında
Kırk yıl balık kursağında
Beş vaktini kılan kimdir

Beş vakit Kabenin için
Kanber arar düldül için
İsmaile inen koçun
Bıçak çalıp kesen kimdir

Sefil Ali’m bir varalım
Hak divanına duralım
Azraile bir soralım
Kendi canın alan kimdir

 

-9-

Gayriye nazar kılma âdeme bak

Nefsin öldür vech-i ferman sendedir

Vücudun Mushaf-ı kübra iyi bak

Cemale bak nur-u Rahman sendedir

 

Tefekkür eyle ki ezel ne idin

Sulb-u pederinde bir meni idin

Hakk’a mirat oldun bir izi idin

Her ne ki ararsan cümle sendedir

 

Her ne yaratılmış kevn-ü mekânda

Pak eyle kalbini kalma gümanda

Gayriye nazar kılma cümlesi sende

Sebb-ül mesan ümm-ül Kur’an sendedir

 

Ol Hakk’ın vücudu genc-i pinhandır

Her zerre varlığın delil burhandır

Yine bu hazine sende ayandır

Künt-ü kenzi mahfi Allah sendedir

 

Sefil Ali’m ikrarım Ali evlada

Şahadet getirmişim kalu belada

Maksadım haşrolmak taht-ı livada

Çünkü  iman ikrar  biat sendedir

 

-10-

Gıbla tarafından bir yeşil sancak
Seksenbin er ile Şam'a gelecek
Çıkıp minareye sela verecek
Şaz olupda cümle alem duyacak

Kabeyi Behtullahın yolunu açar
Sivas galesinde çok ganlar saçar
Vezirler mansubun terk eder kaçar
Ötlen vakti Kayseriyi alacak

Hünkar Hacı Bektaş Velim de mehman
Ol zaman met olur o şahı hüman
Emeksiz sofuyu vur deyi ferman
Hatay kulu hemen yazıp salacak

Al yeşil sancaklar parlar meydanda
Ehli mümin olan dirilir onda
Aliyül Veliyullah okunur künde
Şaz olup da mümin kullar gülecek

Kuşlukda Anakara'ya uğradır yolu
İzmir'de çağırdır adını Ali
Figana koyuldu İstanbul eli
Dünya yedi kere ırgalanacak

Orda melekler seyrine çıkacak
Ay ile gün hecabını çekecek
Kafirlerin kalesini bozacak
Orda acem şahı karşı gelecek

Dil bilmez asiler deryaya kaçar
Haktan lütf olur deryaya saçar
Kah yerden yürüyüp kah gökten
Yetmiş gün uruma kılıç çalacak

İşte o zaman şeriatı dizecek
Kafirlerin icatını bozacak
Marub maşrık İsfahanı gezecek
Dünya yedi kere hem dolanacak

Yeniden kuracak erkanı yolu
Yolu baddal eden şeytanın kulu
Sakın gafil olma ey Sefil Ali
Vallahi billahi böyle olacak

 

-11-

Gönül arz eyledi düştü yollara

Aşıkların ahu zarı değil mi?

Arz´edip giderim dostun iline

Arz ummanım Seyfe Gölü değil mi?

 

Nüş edip aşkın badesin içince

Muhabbetin kapıların açınca

İncirli´yi Güzelli´yi geçince

Görünen Malya´nın Çölü değil mi?

 

Biz de vardık Çilehane Beştaş´a

Yolumuz Malya´nın Çölü´nden aşa

Kırklar Meydanı´nda oturan başa

Hünkar Hacı Bektaş Veli değil mi?

 

Yüz süre idim Gök Eşik´in üstüne

O zaman kavuşur gönül dostuna

On sekiz bin alemi almış destine

Mü´minlerin doğru yolu değil mi?

 

Kırkbudak´ta şem´aların balkıyor

Seyran bağlar burcu burcu kokuyor

Ak Pınar´da ab-ı zemzem akıyor

Cennet-i ala´nın balı değil mi?

 

Evvel ahir budur Tanrı´nın yari

Alemler nazarı cihanın varı

Şems´in şelvesi Kamer´in nuru

Cennette balkıyan Ali´m değil mi?

 

Sefil Ali´m intizardır yarine

Yarin illeri de nerden görüne

Dura idim Balım Sultan darına

Saadetli Hünkar´ın darı değil mi?

 

-12-

Muhabbet çırağın yakan Ali’dir

Aşığım didara pervane gibi

Cümle vücut içre bakan Ali’dir

Aşığım didara pervane gibi

 

Bağ ve bostan olmuş gülleri Ali

Öter bülbül olmuş dilleri Ali

Desti kudret olmuş elleri Ali

Aşığım didara pervane gibi

 

Ali Aba ile dost beyan olur

Kırklara dara durur hak ayan olur

Kemerbest olur çün üryan olur

Aşığım didara pervane gibi

 

Sefil Ali’m eder meydan Ali’dir

Selman ile cevlan eden Ali’dir

Erenler sultanı merdan Ali’dir

Aşığım didara pervane gibi

 

-13-

Ne acayip kulun var hey kadir Allah

Boş kervanı salmış yolu bulunmaz

Ben sofuyum diye meydana çıkar

Bir hayır amelde eli bulunmaz

 

Meydana gelmişte beli bes diyor

Toplamış haramı kazancım has diyor

Haktan haberi yok cennet istiyor

Pirsiz şu cennetin yolu bulunmaz

 

Tazece kesildim akçayım diyor

Erenler elinde bohçayım diyor

Dört duvarı mamur bahçeyim diyor

Meyvesi bitecek dalı bulunmaz

 

Kime sorsam hakkın yâriyim diyor

Lokmanım yarayı sarayım diyor

Her çiçekten aldım arıyım diyor

Boş tutmuş kovanı balı bulunmaz

 

Sefil Ali’m hakkın binasın yıkma

Kulda kusur çoktur kusura bakma

Ali ismi çoktur hep delip takma

Benim aradığım Ali bulunmaz

 

-14-

Nedir benim ara yerde çektiğim
Günde yüz taş değer dost senin için
Gönül kuşu kalkmış havada döner
Dolanıp döndüğüm dost senin için

Gönlüm endişede gözüm yollarda
Gahi boran gahi gırcı bellerde
Şu yalan dünyada gurbet ellerde
Eğlenip kaldığım dost senin için

Dünyayı yaratan şol bari kani
Önünü düşün de sonunu tanı
Haddeden çekilmiş tel ettin beni
Sararıp solduğum dost senin için

Sefil Ali’m der ki turaptır gönlüm
Turabın yoluna eğridir boynum
Cihan güzel olsa şad olmaz gönlüm
Şad olup güldüğün dost senin için

 

-15-

Sabah oldu kutlu günler doğuyor

Yetiş Garip Musa Merdan Ali’ye

İhsan ettiğine nurlar yağıyor

Yetiş Garip Musa Merdan Ali’ye

 

Sen Ali oğlusun Ali Veli’sin

Aslan pençeli de gayet ünlüsün

Ne adam öldürdün ne de kanlısın

Yetiş Garip Musa Merdan Ali’ye

 

Horasan ilinden çıka gelesin

Ardıçtan kılıcı ele alasın

Kâfirleri bölük bölük bölesin

Yetiş Garip Musa Merdan Ali’ye

 

Sefil Ali’m der ki garipçe başım

Acem’den Urum’a atıldı taşım

Her nereye gidersem Hızır yoldaşım

Yetiş Garip Musa Merdan Ali’ye

 

-16-

Salını salını cemal efendim
Zülfiyin telleri ırandı geldi
Kahi ihsan eder kahi cevreder
Fevziyi gönlümde eğlendi kaldı

Hüsnün gören aşık divane neden
İsmin virdimdedir okurum her dem
Aslım Muhemmetten neslin Aliden
Cennet bahçesinden bavandı geldi

Leyline har sevdasına yeldiğim
Bu sevdayı aşk yolunda bulduğum
Günahım çok sen af eyle sevdiğim
Comartlık şanında ihsana geldi

Sefil Ali’m beli dedim inandım
Bir güzel bağlamış kim çözer bendim
Dar günümde yetiş aman efendim
Yaramı sarmaya yar kendi geldi

 

-17-

Sevdana düşeli gezmedim hele
Dertli yüreciğim ezildi gitdi
Şefaat kıl ya Muhamrned ya Ali
İşde can cesetden üzüldü gitdi

Kusur mu eksik olur halk olan halktan
Ya ilahi kurtar bizi bu halden
Yemini Virani Fuzulü sultan
Onlar bir gatere düzüldü gitdi

Göz göz oldu bu sinamde yareler
Yine pirden ola buna çareler
Şimdi aradan gaktı eski töreler
İnsan muhabbetden yozuldu gitdi

Bizi halk eyledi sulbi pederden
Başım hayli değil gamdan kederden
Mansuru çekdiler dönmedi dardan
Nesimi meydanda yüzüldü gitdi

Ali adı aşıklardan ıradı
İblise uyanlar almaz muradı
Kendini bağanır fitne töredi
Cihan böyle böyle bozuldu gitdi

Sefil Ali’m der ki daha nolacak
Cihan böyle böyle karer bulacak
Hiç geri kalır mı başa gelecek
Ezelden deftere yazıldı gitdi

 

-18-

Sultan Feyzullah'a ehledim niyaz
Muhabbet mürselin olduğu yerler
Cemalin görünce oldum şaduman
Kırklar ile bade sunduğu yerler

Girdik seyreyledik balım evine
Akıllar çok olur gören sevine
Garahüyük ak pınarın soluna
Güvercin olupda konduğu yerler

Çok şükür Hünkara sürdüm yüzümü
Eşiğine eyledim hem niyazımı
Balkıyan şavkına tuttum yüzümü
Nur ile münevver olduğu yerler

Yanar çırakları poslar serili
Cümle erenler hep yanında derili
Altın hülle ile üstü bürülü
Cümlenin secdeye indiği yerler

Şemalleri yanar kırk budağında
Balım Sultan behtullahın sağında
Dut ağacı bitmiş hem budağında
Cümlenin nuş edip gandığı yerler

Sefil Ali’m kara taştan atı var
Alemde söylenir çok hikmeti var
Muhammet Aliden aslı zatı var
Türlü nişan galdı gonduğu yerler

 

-19-

Şah-ı Merdan cûşa geldi sırrın aşikâr eyledi

Yağmuru yağdıran menim Ömer diye söyledi

Ol dem de şimşek balkıyıp yedi sema gürledi

Hem sakidir hem bakidir nuru rahmanım Ali

 

Ömer vardı ol Muhammed katına dedi beyan

Ya Muhammed Ali midir arş yüzünde gürleyen

Çark-ı gerdün elindedir türlü hikmet eyleyen

Hem sakidir hem bakidir nuru rahmanım Ali

 

Muhammed lisana geldi yektir Ali’m bir dedi

Hem evveli hem ahiri her şeye kadir dedi

Ali’ye şek getirenler mutlaka kâfir dedi

Hem sakidir hem bakidir nuru rahmanım Ali

 

“Lahmike lahmi” buyurdu “cismim Ali demmike”

“Ali benim veçhim” dedi zülcelâl-ı rabbike

Hükmü baki adilham dir la ilahe gayruke

Hem sakidir hem bakidir nuru rahmanım Ali

 

“Kün” deyince var eyledi on sekiz bin âlemi

Hem yazandır hem bozandır levh-i mahfuz kalemi

Cümle dertlerin dermanı yaraların merhemi

Hem sakidir hem bakidir nuru rahmanım Ali

 

Sefil Ali’m akıl ermez hikmetine Ali’nin

Sarraf olan kıymet biçsin gevher ile lal’inin

Hem aşığa maşuk oldu aklın aldı delinin

Hem sakidir hem bakidir nuru rahmanım Ali

 

-20-

Yas-u matem günü doğdu, dolunur

Ağla gözler İmam Hüseyin aşkına

Derdimize derman orda bulunur

Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına

 

Ağla, bu günlerde gözünü silme

Ab-ı revan eyle, zay olur sanma

Aç gözün gafletten sen, gafil olma

Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına

 

Hüseyin’e türlü zahım verdiler

Taze iken gonca gülün derdiler

Ah, edip melekler saçın yoldular

Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına  

 

Yaktılar ciğerim, attılar nâra

Dünyada, ahrette yüzleri kara

Bir su vermediler gül yüzlü yâra

Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına

 

On’iki imamları düşürdün kana

Çok figan eyledi Şehiban Ana

Yas-u matem günü mümin olana

Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına

 

Ehl-i Beyt ismini kaldırak, dedi

Dünyayı, ahreti saymadı adü

Siyah zülfün alkanlara beledi

Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına

 

Hasan, Hüseyin de Tanrı’nın dostu

Lânet Yezit ona eyledi kastı

Mervan soyu sürban ellerin kesti

Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına

 

Ebul Kasım düğmelerin çözmedi

Seyyit Zeynep al valasın bozmadı

Fatma Ana ciğerciğin közledi

Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına

 

Sefil Ali’m onlar şehit Hak içün

Canım kurban Hüseyin-i pak içün

Rûz-ı mahşerde cömert sâki içün

Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına

  

-21-

Yer yok iken gök yok iken var idim
Nice makam makam gezdim idi ben
Kandilde nur idim seyreder idim
Nuh ile gemiyi dizdim idi ben

Kün deyince var eyledim alemi
Nice Süleyman’a çaldım kalemi
Miraçta danıştım bin bir kelamı
Muhammet suresin yazdım idi ben

Bir avuç toprağı deryaya saçtım
İsmim Adem idi karaya düştüm
Kubbe-i cihanın kapısın açtım
Kırkların engürün ezdim idi ben

Çar noktayı elif dilimde idi
Kuduret kalemi elimde idi
Dört melek la mekan elimde idi
Doksan bin sureyi yazdım idi ben

Ahirinde ismim Ali koydurdum
Mümin kullarının Kalbine girdim
Sefil Ali gece gündüz hem virdim
Boz Dev’in bendini çözdüm idi ben

 

-22-

Yine bir derde düştüm dermanım kızıldeli
Sarabın lal ünden içtim meyvem kızıldeli
Aşkına düşmeden evvel sevdakar olmuş idim
Sefil sana kurban olsun bu canım kızıldeli

Evvel ismin Seyyid Ali türlü hikmet eyliyen
Seyyid ismin zemindendir böyle bildim söyliyen.
Ellerini ateş edip,ordusunu doylayan,
Hem dinimsin hem imanım sen methim kızıldeli.

Ya nasıl vasıf eylemeyim evliyalar şahını,
Hüsnün gören aşıklara verdim türlü zahımı
Figanım arşa çıkardın alem duydu ahımı
Hem pirimsin hem üstadım,sultanım Kızıldeli

Fatma anam ah eyledi Hüseyinin göçünü
Sevdiğim senden isterim derdimin ilacını
Hacı Bektaş Veli sultan sana verdi tacını
Rumeline bağ olan sultanım Kızıldeli

Hak Muhammed-Ali,Hasan,Hüseyin virdindeyim
Zeynel, Bakır,Cafer,Kazım,Rıza nın derdindeyim
Şah Takiye ba Nakiye ,Askerinin bendindeyim
Mehdi ile bile gelen sultanım Kızıldeli.

Sefil Ali’m bir pınar da irşad etti kendini
Arayanlar orda bulsun dedi arz eden beni
Cismin aydır aya benzer hüsnün cevahir kani
Muhammed mustafaya dost olan kızıldeli

                                                    

                                                        -  Ozanlarımız  -