Âşık Remzâni |
SEFİL ALİ 22
Âşık Sefil Ali, Çorum ili Boğazkale ilçesine bağlı Yazır köyünde 1847 de doğmuştur. Âşığın doğduğu Yazır köyü Sungurlu ilçesine bağlı iken Boğazkale’nin ilçe yapılması ile 1987 yılında Boğazkale’ye bağlanmıştır. Âşığın soyu Türkmen boylarından olup, Deveci oğulları olarak anılan bir sülaleden gelmektedir. Sefil Ali’nin köylüleri yağmur duası için Çorum Sungurlu ilçesinde Aygar Dağı’nın zirvesinde düz bir alan üzerinde bulunan Nöbeti Baba türbesine kurban götürmüşler. O gün Ali de kurbana gitmek istemiş, fakat babası Ali’yi kurbana göndermemiş. Beraber sığırları güdelim, ne yapacaksın kurbanda demiş. O gün sığır gütmeye İbik Çam denilen yere gitmişler. Babası türbeye çıkmış Ali ise sığırları çeşmeye indirmiş. Çeşmenin başında uyuya kalmış. Rüyasında oraya büyük bir kazan kurmuşlar ve Seyit Ali Sultan (Kızıl Deli) rüyasında Ali’ye o kazandan bir dolu içirmiş. Ali’nin sırtını ve gözlerini sıvazlayıp, “Benim yerim Kırşehir Hacıbektaş” demiş, gözden kaybolmuş. Ali uyanınca kendinde bir başkalık hissetmiş. Bu arada babası Ali’ye sığırları topla diye bağırmış. Ali değneğini saz edip etraftaki dağları, türbeleri sayarak deyişler söylemeye başlamış. Babası, Ali’nin bu durumundaki ani değişikliği fark etmiş, bu çocuk delirdi diye köyün dedesine götürmüş. “Dede bu çocuğa bir haller oldu, kendi kendine bir şeyler söylüyor” demiş. Dede, Ali’ye söyle bakalım deyince Ali, deyişler söylemeye başlamış. Dede “bu çocuğun üstüne varmayın bu delirmemiş, yetilmiş” demiş. Ali bu şekilde âşık olmuş.
Sefil Ali küçük yaşta zuhur eden bir salgın hastalıkta anne ve babasını
kaybetmiştir. Köye sığırtmaç duran küçük Ali bir zaman köyde çobanlık yaptıktan
sonra bir gün akşam köye dönünce, mal sahiplerine, “Ben artık sığırlarınızı
otlatmayacağım, kendinize başka bir sığırtmaç bulun” demiş. Ertesi gün köyden
Çorum’a gelip kendine bir saz temin etmiş. Kendi kendine saz çalmayı öğrenip
şiirler söylemeye başlamış. Ömrünü dostları ile muhabbetlerle geçiren
Sefil Ali, altmış yaşlarında iken 1907 yılında bu dünyadan göç etmiştir. Kabri
doğduğu köy olan Yazır köyündedir. Deyişleri Araştırmacı Yazar Mehmet Çevik tarafından uzun süren
bir çalışma sonunda titizlikle derlenerek 2007 yılında kitap haline getirilerek
“Âşık Sefil
Ali Hayatı Deyişleri” adı altında yayınlanmıştır.
KAYNAK: Mehmet Çevik http://alevi-deyisleri-nefesler.tr.gg/
ŞİİRLERİ
-1- Ben gidiyom emanetin Allaha
-2- Ben seni sevdim seveli hayalimden gitmedin
-3- Ben yârimi gördüm aşk pazarında Cihan yârin bir teline az gelir Cümle âlem olsa ahu zarında Yine yârin bir teline az gelir
Mısır ülkesine etseler sultan Deseler ki senin olsun şu cihan Yüz bin deve yükü cevahir mercan Yine yârin bir teline az gelir
Yüz bin Arap yüz bin hem acem kızı Yüz bin huri olsa mahitap yüzü Versen Gürcistan’ı versen Tiflis’i Yine yârin bir teline az gelir
İstanbul şehiri ve saltanatı Yüz bin Arap yüz bin küheylan atı Şu dünyanın tacı tahtı devleti Yine yârin bir teline az gelir
Sefil Ali’m bir yâr sevdim cihanda Emsali bulunmaz kevn-u mekânda Yüz bin âşık methin etse zebanda Yine yârin bir teline az gelir
-4- Bir çift keklik gördüm çekilmiş sarpa Ayrılmaz eşinden gezer ikisi Biri nazlı ferik bir ‘ondan körpe İnciyi mercanı dizer ikisi
Birini benzettim servi dalına Birini benzettim cennet gülüne Defteri kalemi almış eline Hünkâra arzuhal yazar ikisi
Sefil Ali’m güzeller var ellerde Altın kemer kuşalıdır bellerde Güvel ördek gibi derin göllerde Çırpını çırpını yüzer ikisi
-5- Bir meydana yolum düş geldi vardım
-6- Dün gece kırkların cemine girdim Gördüm oturuyor bir veliyullah Niyazbend olup da darına durdum Sürdüm yüzlerimi elhamdülillah
Bir dolu verdiler alda iç deyi Bu dünyanın lezzetinden geç deyi Bir kitap açtılar oku seç deyi Erilmez manasına sırr-ı sırrullah
Ledün kitabından dersimi aldım Manası acayip ben hayran kaldım Doksan bin kelamdan yedi harf aldım Göründü gözüme künt-ü kenzullah
Balım Sultan bu meydanda hâk idi Tekbir aldı yedullahı okudu Muhabbette bülbül gibi şakıdı Açtı can gözümü el şükürullah
Bu Sefil Ali’ye bir dolu sundu Zahirde batında Ali’dir kendi Ay iki şak oldu dizine indi Piri böyle gördüm hem vallah billâh
-7- Dünya kayıp iken bir yıldız doğdu
-8- Evvel alim yeşil giyip
-9- Gayriye nazar kılma âdeme bak Nefsin öldür vech-i ferman sendedir Vücudun Mushaf-ı kübra iyi bak Cemale bak nur-u Rahman sendedir
Tefekkür eyle ki ezel ne idin Sulb-u pederinde bir meni idin Hakk’a mirat oldun bir izi idin Her ne ki ararsan cümle sendedir
Her ne yaratılmış kevn-ü mekânda Pak eyle kalbini kalma gümanda Gayriye nazar kılma cümlesi sende Sebb-ül mesan ümm-ül Kur’an sendedir
Ol Hakk’ın vücudu genc-i pinhandır Her zerre varlığın delil burhandır Yine bu hazine sende ayandır Künt-ü kenzi mahfi Allah sendedir
Sefil Ali’m ikrarım Ali evlada Şahadet getirmişim kalu belada Maksadım haşrolmak taht-ı livada Çünkü iman ikrar biat sendedir
-10- Gıbla tarafından bir yeşil sancak
-11- Gönül arz eyledi düştü yollara Aşıkların
ahu zarı değil mi? Arz´edip
giderim dostun iline Arz
ummanım Seyfe Gölü değil mi? Nüş
edip aşkın badesin içince Muhabbetin
kapıların açınca İncirli´yi
Güzelli´yi geçince Görünen
Malya´nın Çölü değil mi? Biz
de vardık Çilehane Beştaş´a Yolumuz
Malya´nın Çölü´nden aşa Kırklar
Meydanı´nda oturan başa Hünkar
Hacı Bektaş Veli değil mi? Yüz
süre idim Gök Eşik´in üstüne O zaman
kavuşur gönül dostuna On
sekiz bin alemi almış destine Mü´minlerin
doğru yolu değil mi? Kırkbudak´ta
şem´aların balkıyor Seyran
bağlar burcu burcu kokuyor Ak Pınar´da
ab-ı zemzem akıyor Cennet-i
ala´nın balı değil mi? Evvel
ahir budur Tanrı´nın yari Alemler
nazarı cihanın varı Şems´in
şelvesi Kamer´in nuru Cennette
balkıyan Ali´m değil mi? Sefil
Ali´m intizardır yarine Yarin
illeri de nerden görüne Dura
idim Balım Sultan darına Saadetli
Hünkar´ın darı değil mi?
-12- Muhabbet çırağın yakan Ali’dir Aşığım didara pervane gibi Cümle vücut içre bakan Ali’dir Aşığım didara pervane gibi
Bağ ve bostan olmuş gülleri Ali Öter bülbül olmuş dilleri Ali Desti kudret olmuş elleri Ali Aşığım didara pervane gibi
Ali Aba ile dost beyan olur Kırklara dara durur hak ayan olur Kemerbest olur çün üryan olur Aşığım didara pervane gibi
Sefil Ali’m eder meydan Ali’dir Selman ile cevlan eden Ali’dir Erenler sultanı merdan Ali’dir Aşığım didara pervane gibi
-13- Ne acayip kulun var hey kadir Allah Boş kervanı salmış yolu bulunmaz Ben sofuyum diye meydana çıkar Bir hayır amelde eli bulunmaz
Meydana gelmişte beli bes diyor Toplamış haramı kazancım has diyor Haktan haberi yok cennet istiyor Pirsiz şu cennetin yolu bulunmaz
Tazece kesildim akçayım diyor Erenler elinde bohçayım diyor Dört duvarı mamur bahçeyim diyor Meyvesi bitecek dalı bulunmaz
Kime sorsam hakkın yâriyim diyor Lokmanım yarayı sarayım diyor Her çiçekten aldım arıyım diyor Boş tutmuş kovanı balı bulunmaz
Sefil Ali’m hakkın binasın yıkma Kulda kusur çoktur kusura bakma Ali ismi çoktur hep delip takma Benim aradığım Ali bulunmaz
-14- Nedir benim ara yerde çektiğim
-15- Sabah oldu kutlu günler doğuyor Yetiş
Garip Musa Merdan Ali’ye İhsan
ettiğine nurlar yağıyor Yetiş
Garip Musa Merdan Ali’ye Sen
Ali oğlusun Ali Veli’sin Aslan
pençeli de gayet ünlüsün Ne
adam öldürdün ne de kanlısın Yetiş
Garip Musa Merdan Ali’ye Horasan
ilinden çıka gelesin Ardıçtan
kılıcı ele alasın Kâfirleri
bölük bölük bölesin Yetiş
Garip Musa Merdan Ali’ye Sefil
Ali’m der ki garipçe başım Acem’den
Urum’a atıldı taşım Her
nereye gidersem Hızır yoldaşım Yetiş
Garip Musa Merdan Ali’ye
-16- Salını salını cemal efendim
-17- Sevdana düşeli gezmedim hele
-18- Sultan Feyzullah'a ehledim niyaz
-19- Şah-ı Merdan cûşa geldi sırrın aşikâr eyledi Yağmuru yağdıran menim Ömer diye söyledi Ol dem de şimşek balkıyıp yedi sema gürledi Hem sakidir hem bakidir nuru rahmanım Ali
Ömer vardı ol Muhammed katına dedi beyan Ya Muhammed Ali midir arş yüzünde gürleyen Çark-ı gerdün elindedir türlü hikmet eyleyen Hem sakidir hem bakidir nuru rahmanım Ali
Muhammed lisana geldi yektir Ali’m bir dedi Hem evveli hem ahiri her şeye kadir dedi Ali’ye şek getirenler mutlaka kâfir dedi Hem sakidir hem bakidir nuru rahmanım Ali
“Lahmike lahmi” buyurdu “cismim Ali demmike” “Ali benim veçhim” dedi zülcelâl-ı rabbike Hükmü baki adilham dir la ilahe gayruke Hem sakidir hem bakidir nuru rahmanım Ali
“Kün” deyince var eyledi on sekiz bin âlemi Hem yazandır hem bozandır levh-i mahfuz kalemi Cümle dertlerin dermanı yaraların merhemi Hem sakidir hem bakidir nuru rahmanım Ali
Sefil Ali’m akıl ermez hikmetine Ali’nin Sarraf olan kıymet biçsin gevher ile lal’inin Hem aşığa maşuk oldu aklın aldı delinin Hem sakidir hem bakidir nuru rahmanım Ali
-20- Yas-u matem günü doğdu, dolunur Ağla gözler İmam Hüseyin aşkına Derdimize derman orda bulunur Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına
Ağla, bu günlerde gözünü silme Ab-ı revan eyle, zay olur sanma Aç gözün gafletten sen, gafil olma Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına
Hüseyin’e türlü zahım verdiler Taze iken gonca gülün derdiler Ah, edip melekler saçın yoldular Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına
Yaktılar ciğerim, attılar nâra Dünyada, ahrette yüzleri kara Bir su vermediler gül yüzlü yâra Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına
On’iki imamları düşürdün kana Çok figan eyledi Şehiban Ana Yas-u matem günü mümin olana Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına
Ehl-i Beyt ismini kaldırak, dedi Dünyayı, ahreti saymadı adü Siyah zülfün alkanlara beledi Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına
Hasan, Hüseyin de Tanrı’nın dostu Lânet Yezit ona eyledi kastı Mervan soyu sürban ellerin kesti Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına
Ebul Kasım düğmelerin çözmedi Seyyit Zeynep al valasın bozmadı Fatma Ana ciğerciğin közledi Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına
Sefil Ali’m onlar şehit Hak içün Canım kurban Hüseyin-i pak içün Rûz-ı mahşerde cömert sâki içün Ağla gözler İmam Hüseyn aşkına
-21- Yer yok iken gök yok iken var idim
-22- Yine bir derde düştüm dermanım kızıldeli
- Ozanlarımız - |