Âşık Remzâni

 

 

PİR SULTAN ABDAL   75

Hazırlayan:  Hasan OYTUN

 

            Pir Sultan Abdal, 16. yüzyılda yaşamıştır. Asıl adı Haydar olan Pir Sultan Abdal’ın Sivas’ın Yıldızeli’ne bağlı Banaz Köyü’nden olduğu söylenir. Yaşam öyküsü Alevi-Bektaşi toplumunun deyiş ve söylecelerine dayanır. Şiirlerinden ise Safevi Devleti hükümdarı Şah İsmail’in oğlu olan Şah Tahmasb zamanında yaşadığı anlaşılır. Pir Sultan Abdal, döneminin toplumsal sorunlarına eğilmiş, bunları kendisine konu edinmiş, çıkış yolları aramış, yer yer şiirini sanatını da bu uğurda aracı yapmış bir ozandır. Bu nedenle halkla, halkın sorunlarıyla özdeşleşmiş ve bütünleşmiştir. Pir Sultan Abdal, Osmanlı zulmüne karşı Anadolu halkının sıkılmış yumruğudur. Haksız gidişe “dur” diyen bir haykırıştır.

Ozanımızın hayatı ile ilgili daha geniş bilgi için "Yedi Ulu Ozanlar" bölümüne girebilirsiniz !

 

-1-
Âdemoğlu şu dünyaya gelince,
Yeni açmış güle benzer misali.
Anasından doğup kırkı çıkınca,
Kalaylanmış taşa benzer misali.
 
Mushaf alıp hocasına varınca,
Destur alıp mektebinden dönünce,
On yşından on beşine girince,
Yen'aşlama dala benzer misali.
 
Yirmisinde kara sakal getirir,
Otuzunda bağdaş kurmuş oturur,
Kırk yaşında sohbetleri yetirir,
Önü bendli göle benzer misali.
 
Ellisinde kara sakal bozarır,
Altmışında dinlenmekten haz alır,
Kalbi dıkızlanır, aklı azalır,
İçi çürük koza benzer misali.
 
Yetmşinde deve gibi mozular,
Sekseninde ilik, kemik sızılar,
Doksanında yol göründü gaziler,
Gazel olmuş güle benzer misali.
 
Pir Sultan'ım bunu böyle buyurdu,
Müminleri Hak kendisi kayırdı.
Yüz yaşında talan geldi savurdu,
Uçup gider kuşa benzer misali.
 
-2-
Alçakta yüksekte yatan erenler
Mürvetiniz yok mu aldı dert beni
Başım alıp hangi yere gideyim
Gittiğim yerlerde buldu dert beni
 
Oturup benimle ibadet kıldı
Yalan söyledi de yüzüme güldü
Yalın kılıç olup üstüme geldi
Çaldı bölük bölük böldü dert beni
 
Üstümüzden gelen boran kış gibi
Yavru şahin pençesinde kuş gibi
Seher çağı bir korkulu düş gibi
Çağırta çağırta aldı dert beni
 
Abdal Pir Sultan'ım gönlüm hastadır
Kimseye diyemem gönlüm yastadır
Bilmem deli oldu bilmem ustadır
Şöyle bir savdaya saldı dert beni
 
-3-
Allah Allah desem, kalksam yürüsem,
Acap şu dağları aşamam m'ola?
Boz atlı Hızır'ı yoldaş eylesem,
Varıp efendime düşemem m'ola?
 
Sevdiğim, bağında güllerin gonca,
Usuldur boyların, bellerin ince.
Adı güzel imamların önünce,
Kerbelâ'da şehit düşemem m'ola?
 
Sakın hey sevdiğim, nâsiden sakın,
Erenler geri almaz attığı okun.
Irak yerlerini sen eyle yakın,
İki atlayıp bir dem düşemem m'ola?
 
Ben güzel pîrîme verdiğim ikrar,
Doluda, kırçından, borandan saklar.
İhlâs âşık olan ikrarın bekler,
İkrarın bendini çesemem m'ola?
 
Pir Sultan Abdal'ım, dost çiresine,
Arzumanım kaldı şah cilvesine.
Altmış ile yetmiş üçün arasına,
Özümü irfana koşamam m'ola?
 
-4-
Ali Ali diye ne inilersin?
İnilersin dolap derdin ne senin?
Sen de benim gibi yardan m'ayrıldın?
İnilersin dolap derdin ne senin?
 
Dolap iniledi düştü ırmağa,
Muhammed'in hub cemalin görmeğe.
Hasan Hüseyin'e bir su vermeğe,
İnilersin dolap derdin ne senin?
 
Kim kesti getirdi seni yerinden?
Dağlar taşlar ah eyledi zarından.
Sen de mi ayrıldın nazlı yarinden?
İnilersin dolap derdin ne senin?
 
Sana yad ellerin eli mi değdi?
Yoksa ırakibin dili mi değdi?
Yaz bahar ayının seli mi değdi?
İnilersin dolap derdin ne senin?
 
Pir Sultan Abdal'ım aşka dayandı,
Hasret narı ile ciğerim yandı.
Yoksa Hüseyin'den haber mi geldi?
İnilersin dolap derdin ne senin?
 
-5-
Amanın eyle mürüvvet,
Gördüğüne tapma gönül.
Yüzüne bakmayanın sen,
Tozuna da bakma gönül.
 
Bir kardaşa meyil verip,
Tuz ile ekmeğin yiyip,
Azıcık noksanın görüp,
Tez başına kakma gönül.
 
Arap ata binip coşma,
Karlı buzlu dağlar aşma,
Her gördüğüne sır açma,
Doluları dökme gönül.
 
Pir Sultan'ım gündür ava,
Çektiğim emekler hava.
Nasihatım olsun sana,
Sen hatırlar yıkma gönül.
 
-6-
Arzuladım size geldim
Hünkâr Hacı Bektaş Veli
Eşiğine yüzüm sürdüm
Hünkâr Hacı Bektaş Veli
 
Pir elinden dolu içtim
Doğdum elinize düştüm
Ak cenneti gördüm geçtim
Hünkâr Hacı Bektaş Veli
 
Rehber aradım aradan
Cümle alemi yaradan
Beş taşlı şahit getiren
Hünkâr Hacı Bektaş Veli
 
Güvercin donunda durur
Cümle eksikler yetürür
Beş taşlı şanit getüren
Hünkâr Hacı Bektaş Veli
 
Âşıkların semah döner
Kırk budakta şem'a yanar
Dolusun içenler kanar
Hünkâr Hacı Bektaş Veli
 
Bahçende gördüm gülünü
Erenler sürsün demini
İmam Rıza'nın torunu
Hünkâr Hacı Bektaş Veli
 
Balım Sultan er köçeği
Keser kılıcı bıçağı
Erenlerin bal çiçeği
Hünkâr Hacı Bektaş Veli
 
Pir Sultan'ım gerçek Veli
Erenlerden çekmez eli
On İki İmam'ın yolu
Hünkâr Hacı Bektaş Veli
 
-7-
Be yarenler, be kardaşlar,
Gör n'eyledi zaman bizi?
Gözüm yaşını akıttı,
Sel eyledi zaman bizi.
 
Can nice ayrılır tenden,
Ten nice ayrılır candan.
Ayak ayak nerdübandan,
İn eyledi zaman bizi.
 
Gelin gidelim zecril'e,
Can kurban olsun asile.
Bir halden bilmez cahile,
Kul eyledi zaman bizi.
 
Kimi baydır, kimi fakir,
Yaradan Mevla'ya şükür.
Ne akıl kodu, ne fikir,
Del'eyledi zaman bizi.
 
Pir Sultan'ım döne döne,
Dolu içtim kana kana.
Şu yerde kim yana yana,
Dul eyledi zaman bizi.
 
-8-
Ben de şu dünyaya geldim sakinim
Kalsın benim davam divana kalsın
Muhammed Ali'dir benim vekilim
Kalsın benim davam divana kalsın
 
Yorulan yorulsun ben yorulmazam
Derviş makamından ben ayrılmazam
Dünya kadısından ben sorulmazam
Kalsın benim davam divana kalsın
 
Ben de vekil ettim Bari Hüda'mı
O da kulu gibi zulüm ede mi
Orda söyletirler bir bir adamı
Kalsın benim davam divana kalsın
 
Mümin müslüm döşürür de cem olur
Anda sınık yaralara em olur
Kara taş erir de safi dem olur
Kalsın benim davam divana kalsın
 
Pir Sultan Abdal'ım dünya kovandır
Giden adil beyler kalan ihvandır
Muhammed divanı ulu divandır
Kalsın benim davam divana kalsın
 
-9-
Ben dervişim dersin dava kılarsın,
Hakk’ı zikretmeye dilin var mıdır?
Kendini gör, elde sen ne ararsın?
Hâlâ hâl etmeğe hâlin var mıdır?
 
Dertli olmayanlar derde yanar mı?
Sâdık derviş ikrârından döner mi?
Dertsiz bülbül gül dalına konar mı?
Ben bülbülüm dersin, gülün var mıdır?
 
Bir gün balık gibi ağa sararlar,
Mürşitten rehberden haber sorarlar.
Tütsü yakıp köşe köşe ararlar,
Ben arıyım dersin, balın var mıdır?
 
Mürşit huzurunda dâra durmağa,
Dâra durup Hakk’a boyun vermeğe,
Muhabbetten geçip hırka giymeğe,
Çar pâreden derviş şalın var mıdır?
 
Pir Sultan'ım senin derdin deşilmez,
Derdi olmayanlar derde düş olmaz.
Mürşitsiz rehbersiz yollar açılmaz,
Mürşit eteğinde elin var mıdır?
 
-10-
Ben gayrı nesne bilmezem
Allah bir Muhammed Ali
Özümü gayra salmazam
Allah bir Muhammed Ali
 
Bir mum yanar bir şişede
Bülbül eğlenmez meşede
Yedi iklim dört köşede
Allah bir Muhammed Ali
 
İki kuş gördüm yuvada
Döner muallak havada
Dağda deryada ovada
Allah bir Muhammed Ali
 
Yaktıcağım bir çıraktır
Bindiceğim bir buraktır
Yerden göğe bir direktir
Allah bir Muhammed Ali
 
Pir Sultan'ım bu bir sırdır
Sırrını saklayan erdir
Ay da sırdır gün de sırdır
Allah bir Muhammed Ali
 
-11-
Beni görüp yönün öte döndürme,
Yine gitmez meylim sendedir sende.
Hilâl kaşlarını yere indirme,
Günah sende değil bendedir bende.
 
Seker vardır dudağında, dilinde,
Arzumanım kaldı gonca gülünde.
Sen bir padişahsın, hükmün elinde,
Senin ile davam sendedir sende.
 
Sensiz çıkıp yaylaları yaylamam,
Engeller içinde sırrın söylemem.
Çok günah işledim, inkar eylemem,
İk'ellerim kızıl kandadır kanda.
 
Nice beyler ile gezdim yoruldum,
Bulanık kan gibi aktım duruldum.
Sencileyin çok güzele sarıldım,
Dahi senin sevgin candadır canda.
 
Pîr Sultan Abdal'ım böyle deyiptir,
Âsıklar güzeli sevegeliptir.
Bir güzel sevmeyle kanlı m'oluptur?
Kellem terkidedir yandadır yanda.
 
-12-
Bir güzelin aşığıyım erenler
Onun için taşa tutar el beni
Gündüz hayalimde gece düsümde
Kumdan kuma savuruyor yel beni
 
Rayhanını devşir arı dest ile
Ben deliyim öğüt ver usul ile
Düşmanıyım el yanında dost ile
Bir gececik mihman eyle sar beni
 
Al gül olsam al gerdana takılsam
Kemer olsam ince bele sarılsam
Köle olsam pazarlarda satılsam
Kölem deyü al sinene sar beni
 
Abdal Pir Sultan`im gamzeler oktur
Hezaren sinemde yaralar çoktur
Benim senden özge sevdiğim yoktur
İnanmazsan git Allah´a sor beni.
 
-13-
Bir nefescik söylüyeyim
Dinlemezsen neyleyeyim
Aşk deryasın boylayayım
Ummana dalmaya geldim
 
Aşk harmanında savruldum
Hem elendim hem yoğruldum
Kazana girdim kavruldum
Meydana yenmeğe geldim
 
Ben Hakkın edna kuluyum
Kem damarlardan beriyim
Ayn-i Cem'in bülbülüyüm
Meydana ötmeye geldim
 
Ben Hak ile oldum aşna
Kalmadı gönlümde nesne
Pervaneyim ateşine
Şemine yanmağa geldim
 
Pir Sultan'ım yeryüzünde
Var mıdır noksan sözümde
Eksiğim kendi özümde
Dârına durmağa geldim
 
-14-
Bir yavru yolladım gurbet ellere,
Emaneti sana Boz Atlı Hızır.
Seni bekçi derler de nice ellere,
Emeneti sana Boz Atlı Hızır.
 
Ah nice günler gördüm aklı karalı,
Nice günler gördüm dertli çareli.
Bir yavru yolladım yürek yaralı,
Emeneti sana Boz Atlı Hızır.
 
Haktan bize bizden halka zulüm yok,
İmanım var vadesize ölüm yok.
Senden başka kanadım yok kolum yok,
Emeneti sana Boz Atlı Hızır.
 
Pir Sultan Abdal’ım böyle m'olacak?
Beklerim yollarda yavrum gelecek.
Analı babalı murad alacak,
Emeneti sana Boz Atlı Hızır.
 
-15-
Birlik makamında bir güzel gördüm
Leblerinin şekeri var kandi var
Âşıkı çok imiş aradım sordum
Nice bencileyin derdimendi var
 
Cemali geliyor hayalde düşte
Canım asumanda kandilde düşte
Uzakta yakında yepinde pişte
Her nereye baksam Ali'm kendi var
 
Gâh bahçeye girer gülden görünür
Gâh mana söyleşir dilden görünür
Gâh gönül evinde mihman görünür
Âşıkına türlü türlü fendi var
 
Şükür olsun bu sevdaya ulaştım
Muhabbet bağını gezdim dolaştım
On İki İmam'ın cemine düştüm
Şimdi boynumuzda aşk kemendi var
 
Pir Sultan'ım sever böyle dilberi
Bu cümle Cihanın yekta gevheri
Kahrın lutfun çeker ise gel beri
Sevdiğimin nerde bir menendi var
 
-16-
Bu dünyanın evvelini sorarsan
Allah bir Muhammed Ali'dir Ali
Sen bu yolun sahibini ararsan
Allah bir Muhammed Ali'dir Ali
 
Tahtını terketti İbrahim Edhem
Süleyman Nebiye verildi hatem
Her kulun alnına yazıldı sitem
Allah bir Muhammed Ali'dir Ali
 
Erenler öldürür yoldan şaşanı
İhlas ile kaldırtırlar düşeni
Tarikatta her kişinin nişanı
Erenler katında bellidir belli
 
Erenler elinden dolu içildi
Ol saadette kil ü kal'den geçildi
Firdevsi alâ'da güller açıldı
Cennet-i alâ'nın gülidir güli
 
Pir Sultan Abdal'ım ummana daldı
Yenemedi kendin engine saldı
Hakıpayinize yüz süregeldi
Erenlerin kemter kuludur kuli
 
-17-
Bülbül olsam gül dalında şakısam
Öz bağında biten gül neme yetmez
Süleymanın kuş dilinden okurum
Bana talim olan dil neme yetmez
 
Derviş oldum pir eteğin tutarım
Hakka doğru çekilmiştir katarım
Baykuş gibi garip garip öterim
Issız viraneler çöl neme yetmez
 
Aşk kitabın ele aldım yazarım
Yolum Hakka doğru meylim nazarım
Neme gerek dağı taşı gezerim
Karşıda görünen yol neme yetmez
 
Dünyanın ötesi neden malumdur
Anın da aslına eren alimdir
Az yaşa çok yaşa sonu ölümdür
Bana hırkayla şal çul neme yetmez
 
Pir Sultan'ım sırrım kimseler bilmez
Tevekkül malını erteye koymaz
Kişi kısmatından artuğun yemez
Bana kısmat olan mal neme yetmez
 
-18-
Cem-i çiçeklerin hası,
Ağ gül ile kırmızı gül.
Deli gönül eğlencesi,
Ağ gül ile kırmızı gül.
 
Demi demi şirin demi,
Gelir geçer dünya gamı.
 
Talip olmak pirindendir,
İrenk almak gülündendir.
Muhammed'in terindendir,
Ağ gül ile kırmızı gül.
 
Demi demi şirin demi,
Gelir geçer dünya gamı.
 
Pir Sultan'ım ey gaziler,
Alnımızda al yazılar.
Talip de Pir'in arzular,
Ağ gül ile kırmızı gül.
 
Demi demi şirin demi,
Gelir geçer dünya gamı.
 
-19-
Çeke çeke ben bu dertten ölürüm
Seversen Ali'yi değme yaram
Ali'nin yoluna serim veririm
Seversen Ali'yi değme yarama
 
Ali'nin yarası yar yarasıdır
Buna merhem olmaz dil yarasıdır
Ali'yi sevmeyen Hakk'ığn nesider
Seversen Ali'yi değme yarama
 
Bu yurt senin değil konup göçersin
Ali'nin dolusun bir gün içersin
Körpe kuzulardan nasıl geçersin
Seversen Ali'yi değme yarama
 
Ilgıt ılgıt oldu akıyor kanım
Kem gelde didara talihim benim
Benim derdim bana yeter ey canım
Seversen Ali'yi değme yarama
 
Pir Sultan Abdal'ım deftere yazar
Hilebaz yar ile olur mu pazar
Pir merhem çalmazsa yaralar azar
Seversen Ali'yi değme yarama
 
-20-
Çektiğim cevr ü cefayı,
Çekerim senden ötürü.
İkrâr, iman bir olunca,
Sen de çek benden ötürü.
 
İkrâr imanı güderim,
Sensiz âlemi n'iderim?
İşte geldim, uş giderim,
Bir tatlı dilden ötürü.
 
Severim tatlı dilleri,
Koklarım gonca gülleri,
Sararım ince belleri,
Gittiğim yoldan ötürü.
 
Bana ne kıyak bakarsın?
Sinemi oda yakarsın.
Bana ne sitem edersin?
İkrârsız elden ötürü.
 
Ferhat Şirin'ine tapar,
Külüngün havaya atar,
Başını altına tutar,
Can verir candan ötürü.
 
Mümin olan Hakk'a tapar,
Münafıklar yoldan sapar.
Arka vermiş dağı çeker,
Ferhat Şirin'den ötürü.
 
Pir Sultan'ım, deme yalan,
Etme imanına talan.
Bu dünyada gerçek olan,
Ser verir sırdan ötürü.
 
-21-
Çıkıp gökyüzünde sökün eyleyen
Şam'da Kul Yusuf'u görmeye geldim
Eğildim turaba yüzümü sürdüm
Hakkın divanına durmaya geldim
 
Nurdan kuşak kuşattılar belime
Hak Muhammed Ali geldi dilime
İnem gidem imamların yoluna
Yusuf'tan bir haber almaya geldim
 
Hani benim hırka ile postlarım
Men tutimi bir kafeste beslerim
Yüküm lal-ü gevher müşter'isterim
Alan kardeşlere satmaya geldim
 
Yapusu var usul ile yapulu
Hocası var kapusunda tapulu
Bir şar gördüm üç yüz altmış kapulu
Kimin açıp kimin örtmeye geldim
 
Pir Sultan Abdal'ım dünyadan göçtü
İdris peygamber de donunu biçti
Suyu suya köpr'eyledi kim geçti
Yusuf'tan bir haber almaya geldim
 
-22-
Deli gönül inil inil inleme,
Kadir Mevla'm hasretime sal beni.
Viranlıkta görsen baykuş sanırsın,
Bir hüma kuşuyum, sen de bil beni.
 
Ulu bezirganım, kumaş satarım,
Gökyüzünde uçan kuşu tutarım.
Yetmiş iki dilden bilir öterim,
Onun için fark edemez el beni.
 
Akpınar'ın boz bulanık seliyim,
O sebepten aklım yoktur, deliyim.
Naci derler dört güruhun biriyim,
Ararsan Hak divanında bul beni.
 
Gider idim ben de kendi işime,
Aşkın doluları yağdı başıma.
Ağu kattı benim tatlı aşıma,
Ummanlara gark eyledi sel beni.
 
Pir Sultan'ım, ırak yoldan gelirsin,
Gevherin kıymetin nasıl bulursun?
Eksikliğim çoktur sen de bilirsin,
Eksiklikle kabul eyle gel beni.
 
-23-
Derdim çoktur hangisine yanayım    
Yine tazelendi yurek yarası    
Ben bu derde nerden derman bulayım    
Meğer Şah elinden ola çaresi    
       
Türlü donlar giyer gülden naziktir    
Bülbül cevreyleme güle yazıktır    
Çok hasretlik çektim bağrım eziktir    
Güle güle gelir canlar paresi    
       
Benim uzun boylu selvi çınarım    
Yüreğime bir od düştü yanarım    
Kıblem sensin yönüm sana dönerim    
Mihrabımdır iki kaşın arası    
       
Didar ile muhabbete doyulmaz    
Muhabbetten kaçan insan sayılmaz    
Münkir üflemekle çırağ söyünmez    
Tutuşunca yanar aşkın çırası    
       
PIR SULTAN'ım kati yüksek uçarsın    
Selamsız sabahsız gelir geçersin    
Aşık muhabbetten niçin kaçarsın    
Böyle midir ilimizin töresi    
 
-24-
Dostun bahçesine bir hoyrat girmiş
Koru dur benli dilber korudur
Gülünü dererken dalını kırmış
Koru dur benli dilber korudur
 
Hangi dinden isen ona tapayım
Yarın mahşer günü bile kopayım
Evel bir yol ak gerdandan öpeyim
Beri dur benli dilber beri dur
 
Dervişe ne olsa kendi tacından
İrakibe ölüm, yare gecinden
Benzimin sarısı senin ucundan
Sarı dır benli dilber sarıdır
 
Bu meydanda serilidir postumuz
Çok şükür Mevla´ya, gördük dostumuz
Bir gün kara toprak örter üstümüz
Çürütür benli dilber çürütür
 
Kendisi okur da kendisi yazar
Hak hilal kaşına eylemiş nazar
Senin akranların Cennet´te gezer
Huri dir benli dilber Huridir
 
Abdal Pir Sultan`ım başından başlar
Eyisini yerde kemini taşlar
Bin çiçekten bir kovana bal işler
Arıdır benli dilber arıdır.
 
-25-
Emek çektim bir ev yaptım erenler
Yine bu güzele bildiremedim
Bahar geldi çiçek bitti ot bitti
Toprak güldü taşı güldüremedim
 
Önüne rehber almıştır kadıyı
Gelir kitabın okuyu okuyu
Burhan ile buldum yetmiş ikiyi
İkisin bir kaba sığdıramadım
 
Yüreğimde belli belli yaralar
Şeytan kalbin almış gözün köreler
Hakka niyaz eylemeye ar eyler
Eğilip bir secde kıldıramadım
 
Hu demine bir ikrarı güdenin
Tuh yüzüne ikrarından dönenin
Pir Sultan'ım munafıkın nadanın
Gönül aynasını sildiremedim
 
-26-
Erenlere eş olayım
Bu yola yoldaş olayım
İçeyim serhoş olayım
Aymak elinden gelir mi?
 
Alna yazılmış yazıyı
Besili körpe kuzuyu
Hakkın yazdığı yazıyı
Bozmak elinden gelir mi?
 
Dere tepe dümdüz olur
Gece geçip gündüz olur
Gökte kaç bin yıldız olur
Saymak elinden gelir mi?
 
Pir Sultan'ım ey Hatayi
Dilimiz söyler hatayı
Pişmedik çiğ yumurtayı
Soymak elinden gelir mi?
 
-27-
Gafil kaldır gönlündeki gümanı
Bu mülkün sahibi Ali değil mi
Yaratmıştır on sekiz bin alemi
Irızgını veren Ali değil mi
 
Gelin vaz geçelim böyle gümandan
Vallahi çıkarız dinden imandan
Şefaat umariz On'ki İmam'dan
Onların atası Ali değil mi
 
Yarattı Mülcem'i o da oldu düşman
Kasdetti Ali'ye son oldu püşman
Hangı kitapta gördün Ömer Osman
Kur'an-da okunan Ali değil mi
 
Binbir adı vardır birisi Hızır
Her nerde çağırsam orada hazır
Ali'm padişahtır Muhammed vezir
Bu fermanı yazan Ali değil mi
 
Pir Sultan Abdal'am ben bir fukara
Acep bulunur mu derdime çare
Yüzü kara nasıl varam huzura
Divanda oturan Ali değil mi
 
-28-
Geçemezsin deli gönül geçilmez,
Bir tuzakta tutamazsın epsem dur.
Bu erenler dolusudur içilmez,
Bağrın deşsen içemezsin epsem dur.
 
Gerçek ere bir münasip yar gerek,
Er odur ki ikrarında dur gerek.
Cesedinden el yuyanlar nur gerek,
Bu kavl ile duramazsın epsem dur.
 
Evvel ikrar verip sonra dönersin,
Sehil yokuş görüp döner kaçarsın.
Ondurayım deyip yara açarsın,
Azdırıp da saramazsın epsem dur.
 
İkrar alıp ikrarında durmazsan,
Varıp mürşit eteğinden tutmazsan,
Kalbini arıtıp temiz etmezsen,
Kıraç yerde bitemezsin epsem dur.
 
Pir Sultan'ım söyler sözün doğrusun,
Yezit bundan ne anlasın, ne duysun.
Arıt kalp evini sultan otursun
Tacın tahtın terketmezsen epsem dur.
 
-29-
Gel benim sarı tamburam,
Sen ne için inilersin?
Içim oyuk, derdim büyük,
Ben anın'çin inilerim
 
Koluma taktılar teli,
Söyletirler bin bir dili,
Öldüm ayn-ı cem bülbülü,
Ben anın'çin inilerim.
 
Koluma taktılar perde,
Ugrattılar bin bir derde.
Kim konar, kim göçer burda?
Ben anın'çin inilerim.
 
Göğsüme tahta döşerler,
Durmayıp beni okşarlar,
Vurdukça bağrım deşerler
Ben anın'çin inilerim.
 
Gel benin sarı tamburam,
Dizler üstünde yatıram,
Yine kırıldı hatıram,
Ben anın'çin inilerim.
 
Sarı tamburadır adım,
Göklere ağar feryadım,
Pîr Sultan'ımdır üstadım,
Ben anın'çin inilerim.
 
-30-
Geldim gider oldum illerinize
Dostlar bizi safa ile gönderin
Doyamadım tatlı dillerinize
Dostlar bizi safa ile gönderin
 
Şöyle bir güzelden ahd alamadım
Bir ahdine bütün yar bulamadım
Bir daha ya geldim ya gelemedim
Dostlar bizi safa ile gönderin
 
Himmet eylen şu dağları aşalım
Pir aşkına kaynaşalım coşalım
Gelin birer birer helallaşalım
Dostlar bizi safa ile gönderin
 
Çıkalım yaylaya inelim düze
Himmet eylen yaran ahbaplar bize
Bir selam göndersem gelir mi size
Dostlar bizi safa ile gönderin
 
Pir Sultan Abdal'ım Hakka yakındır
Edebi erkânı hemen takın dur
Ölüm uzak derler heman yakındır
Dostlar bizi safa ile gönderin
 
-31-
Gelin canlar bir olalım
Münkire kılıç çalalım
Hüseyn'in kanın alalım
Tevekkeltü taalallah
 
Özü öze bağlayalım
Sular gibi çağlayalım
Bir yürüyüş eyleyelim
Tevekkeltü taalallah
 
Açalım kızıl sancağı
Geçsin yezitlerin çağı
Elimizde aşk bıçağı
Tevekkeltü taalallah
 
Pir Sultan'ım geldi cuşa
Münkirlerin aklı şaşa
Takdir olan gelir başa
Tevekkeltü taalallah
 
-32-
Gelin ey erenler seyran edelim
Açıldı kapısı Seyyit Ali'nin
Eksiğimiz bilip dâra duralım
Himmeti ganidir Kızıl Deli'nin
 
Çekti sancağını dağlar dolanır
Mümin olan canlar aşka bulanır
Kurbanlar tığlanur çırak uyanır
Çekilir gülbenkler Seyyit Ali'nin
 
Ne güzel baharı yetmiştir şimdi
Lalesi sümbülü açmıştır şimdi
Abdallar semahı tutmuştur şimdi
Himmeti ganidir Seyyit Ali'nin
 
Baba İbrahim şehitler ayırır
Kırkların ceminden o da beridir
Pirim cansız duvarları yürüdür
Himmeti ganidir Kızıl Deli'nin
 
Pir Sultan’ım eydür kendi özümüz
Güzelce Şah'ıma var niyazımız
Bir gün kara toprak örter yüzümüz
Himmet'i ganidir Seyyit Ali'nin
 
-33-
Gelin özümüze sitem uralım
Hile ile hurda ile hal olmaz
Hakkın divanına nice varalım
Hak katında yalancıya yer olmaz
 
Yine gerçeklerden açtık kapuyu
Bir pirin önünde kıldık tapuyu
Arı birlik ile yapar yapuyu
Birlik ile bitmeyende bal olmaz
 
Erenler gafletten kalktı uyandı
Gerçeklerin nefesine boyandı
Bu yolun içine girde uyandı
Be gaziler bunda hiç vebal olmaz
 
Ali kulu olan Hak'tan utana
Var pazarlık ile cevher satana
Bu yolun içinde riya tutana
Sürün gitsün dört kapuda yer olmaz
 
Pir Sultan'ım eydür kalbimiz nurdur
Müminler gözlüyse munafık kördür
Erenlerin yolu kadimdir birdir
Her tepenin başında da yol olmaz
 
-34-
Gelin yiyelim içelim
Bu güzellik geçer birgün
Alem yaran yaran olmuş
Ali'm sırrın açar olmuş
 
Yeyip yediren bir adem
Eksik etmez bari Hüdam
Gök ekini misal adem
Anı eken biçer bir gün
 
Yeyip yedirmesi hoşdur
Dayan kahpe yürek taşır
Can dedikleri bir kuştur
Kuş kafesten uçar bir gün
 
Ağaçlarda yeşil yaprak
Bastığımız kara toprak
Yer altında kefen yırtmak
Boyumuzdan geçer bir gün
 
Pir Sultan'ım düşümüzde
Uzak değil karşımızda
Baykuş mezar taşımızda
Dertli dertli öter bir gün
 
-35-
Gelmiş iken bir habercik sorayım
Niçin gitmez Yıldız dağı dumanın
Gerçek erenlere yüzler süreyim
Niçin gitmez Yıldız dağı dumanın
 
Alçağında al kırmızı taşın var
Yükseğinde turnaların sesi var
Ben de bilmem ne talihsiz başım var
Niçin gitmez Yıldız dağı dumanın
 
Benim şahım al kırmızı bürünür
Dost yüzün görmeyen düşman bilinir
Yücesinden Şah'ın ili görünür
Niçin gitmez Yıldız dağı dumanın
 
El ettiler turnalarla kazlara
Dağlar yeşillendi döndü yazlara
Çiğdemler takınsın söyle kızlara
Niçin gitmez Yıldız dağı dumanın
 
Şah'ın bahçesinde gonca gül biter
Anda garip garip bülbüller öter
Bunda ayrılık var ölümden beter
Niçin gitmez Yıldız Dağı dumanın
 
Ben de bildim şu dağların şahısın
Gerçek erenlerin nazargahısın
Abdal Pir Sultan'ın nazargahısın
Niçin gitmez Yıldız dağı dumanın
 
-36-
Gelsin ikrarına beli diyenler
İniltim derdim Muhammed Ali'dir
İsmin anınca salavat verenler
Meşrebim virdim Muhammed Ali'dir
 
Gör'e Mansur kabul eyledi darı
Alemde nesne bulmadı serseri
Her kande bakarsam mürşidi piri
Gözümle gördüm Muhammed Ali'dir
 
Kimse bahane bulmadı naklime
Haktan gayrı nesne gelmez aklıma
Düşünceğiz bu gurbet iklimine
Mekanım yurdum Muhammed Ali'dir
 
Gezeyim alemde bir yar bulamadım
Bu akan çeşmimin yaşın sileyim
Arıttım pak ettim gönlüm sarayım
İçeri girdim Muhammed Ali'dir
 
Dosttan haber geldi inili inili
Unul yürekteki yaralar unul
Pir Sultan der melul olma ey gönül
Kalmışa yardım Muhammed Ali'dir
 
-37-
Gidi Yezid bize Kızılbaş demiş
Meğer Şah'ı sevmiş dese yoludur
Yetmiş iki millet sevmezler şahı
Biz severiz Şah'ı Merdan Ali'dir
 
Kırkımız da bir katara dizildik
Hak Muhammed ümmetine yazıldık
Hakikat şerbeti olduk ezildik
Biz içeriz bize sunan Ali'dir
 
Gidi Yezid bizler haram yemedik
Batındaki gördüğümüz demedik
İkrar birdir dedik geri dönmedik
Yedileriz birincimiz Ali'dir
 
Muhammed dinidir bizim dinimiz
Tarikat altından geçer yolumuz
Hem Cibril-i Emin'dir rehberimiz
Biz müminiz mürşidimiz Ali'dir
 
Pir Sultan'ım Nesimi'dir pirimiz
Evvel kurban ettik Şah'a serimiz
On İki İmam meydanında dârımız
Biz şehidiz serdarımız Ali'dir
 
-38-
Gitme giden sana sual sorayım,
Ya ne bu dünyanın üstünde durur?
Vallahi billahi ben onu gördüm,
Dünya Sar'Öküz'ün üstünde durur.
 
Gitme giden gitme bir dahi soram,
Ya bu öküz neyin üstünde durur?
Vallahi billahi ben onu gördüm,
Öküz de bir salın üstünde durur.
 
Gitme giden gitme bir dahi soram,
Ya bu sal da neyin üstünde durur?
Vallahi billahi ben onu gördüm,
Sal da bir balığın üstünde durur.
 
Gitme giden gitme bir dahi soram,
Ya bu balık neyin üstünde durur?
Vallahi billahi ben onu gördüm,
Balık da deryanın üstünde durur.
 
Gitme giden gitme bir dahi soram,
Ya bu derya neyin üstünde durur?
Vallahi billahi ben onu gördüm,
Derya da ikrarın üstünde durur.
 
Gitme giden gitme bir dahi soram,
Ya bu ikrar neyin üstünde durur?
Pir Sultan'ım der ki: Ben onu gördüm,
İkrar da imanın üstünde durur.
 
-39-
Gözleyi gözleyi gözüm dört oldu
Ali'm ne yatarsın günlerin geldi
Korular kalmadı kara yurd oldu
Ali'm ne yatarsın dar günün geldi
 
Sancak gele Kazova'ya dikile
Münafık başına taşlar döküle
Mümin olanlar da Hakka çekile
Ali'm ne yatarsın günlerin geldi
 
Kızılırmak gibi bendinden boşan
Hama'dan Mardin'den, Sivas'a döşen
Düldül eğerlendi Zülfikar kuşan
Ali'm ne yatarsın günlerin geldi
 
Sene tekmil olduğunu bildiler
Yezid lain gömleğini giydiler
Kasdeyleyüb imamlara kıydılar
Ali'm ne yatarsın günlerin geldi
 
Abdal Pir Sultan'ım bu sözüm haktır
Vallahi sözümün hatası yoktur
Şimdiki sofunun yezidi çoktur
Ali'm ne yatarsın günlerin geldi
 
-40-
Hak için kendini kurbân eylelen
Şah-ı Merdan oğlu İmam Hüseyin
Cümle erenlere fermân eyleyen
Erenler serdârı İmam Hüseyin
 
Muhammed Ali'nin çeşmi çırağı
Erenler yolunun gülşeni bağı
Ciğerler pâresi gönül durağı
Gözlerimin nûru İmam Hüseyin
 
Ceddi Muhammed'dir atası Ali
Anası Fâtıma cihan evveli
Cümle evliyâlar ederler beli
Evliyâlar pîri İmam hüseyin
 
Bâtının sultânı mü'minler şâhı
Gaib ^leminin şems ile mâhı
Şah Hüseyn'im deyü ederler âhı
Mâtem ile zârı İmam Hüseyin
 
Pir Sultan'ım eydür tutar dâmânım
Dostunun dostuyuz biz hânedânın
Dü çeşmi değil mi Şah-ı Merdânın
Erenler hünkârı İmam Hüseyin
 
-41-
Hak Muhammed Ali geldi dilime
Mürvet günâhıma kalma yâ Ali
Külli günâhımı aldım elime
Mürvet günâhıma kalma yâ Ali
 
Hatîce Fâtıma mihr-i mahabbet
Yine senden olur kuluna rahmet
İmam Hasan İmam Hüseyn mürüvet
Mürvet günâhıma kalma yâ Ali
 
İmam Zeynel Abidîn'e erelim
İmamların dîvanına duralım
Doksan bin erlere niyâz edelim
Mürvet günâhıma kalma yâ Ali
 
İmâmı Cafer'dir dîdemin nuru
İmam Bâkır imamların süruru
Dilerim çektirmeye âh ü zârı
Mürvet günâhıma kalma yâ Ali
 
Mûsi-i Kazım'dan İmam Rızâ
Umarım inâyet edesin bize
Günahım çok benim deyeyim size
Mürvet günâhıma kalma yâ Ali
 
İmam Taki İmam Naki'dir virdim
Anlara sığındım dayandım durdum
Hasan-ül-Asker'e yüzümü sürdüm
Mürvet günâhıma kalma ya Ali
 
Pir Sultan'ım tamam oldu sözümüz
Muhammed Mehdi'ye var niyâzımız
On iki imâma bağlı özümüz
Mürvet günâhıma kalma yâ Ali
 
-42-
Hak nasib eylese dergâha varsam
Daim divanında dursam ya Ali
Eğilsem payine niyaz eylesem
Yüzüm tabanına sürsem ya Ali
 
Yüzüm tabanına sürdüğüm zaman
Kalmadı kalbimde zerrece güman
Kâfire Zülfikar çaldığın zaman
Önünce Kanber'in olsam ya Ali
 
Kanber gibi hizmetine yeldirsen
Bir dem ağlatsan da bir dem güldürsen
Çeküp Zülfikar'ı beni öldürsen
Kesmem eteğinden elim ya Ali
 
Hiç çekem mi eteğinden elimi
Hak katında kabul kıldım ölümü
Erler doğru sürün Ali yolunu
Mümince kulların görsem ya Ali
 
Mümin olan neresinden bellidir
Haklı söyler nefesinden bellidir
Erenlerin cemi gonca güllüdür
Tomurcuk güllerin dersem ya Ali
 
Mümin olan müslimini getürse
Hakikatı Hak cemine yetürse
Dizi dize verüp irfan otursa
Doyunca didarın görsem ya Ali
 
Pir Sultan'ım niyaz eyle pirine
İnan gel Muhammed Ali yoluna
Bu divanda girem kalbin evine
Yarın fırsat elden gider ya Ali
 
-43-
Hayali gönlümde yadigâr kalan,
Allah bir Muhammet Ali'dir Ali.
Darı geç üstünde namazın kılan,
Allah bir Muhammet Ali'dir Ali.
 
Ali'dir cümle dillerde söylenen,
Kispetini krallardan bürünen,
Cebrail'e nur içinde görünen,
Allah bir Muhammet Ali'dir Ali.
 
Aslan olup yol üstünde oturan,
Selman'a destinde nergis getiren,
Kendi cenazesin kendi götüren,
Allah bir Muhammet Ali'dir Ali.
 
Yer gök arasına nizamlar kuran,
Ak kağıt üstüne yazılar yazan,
Engür şerbetini Kırklar'a ezen,
Allah bir Muhammet Ali'dir Ali.
 
Terkisine Muaviye bindiren,
Hamza Pehlivan'a deve gönderen,
Yezit'in gözüne perde indiren,
Allah bir Muhammet Ali'dir Ali.
 
Pir Sultan'ım der ki: Ummana dalan,
Yezit'in kalbini gümana salan,
Bin saatlik yolu kuşlukta alan,
Allah bir Muhammet Ali'dir Ali.
 
-44-
Hızır Paşa bizi berdar etmeden
Açılın kapılar Şah'a gidelim
Siyaset günleri gelip yetmeden
Açılın kapılar Şah'a gidelim
 
Gönül çıkmak ister Şah'ın köşküne
Can boyanmak ister Ali müşküne
Pirim Ali On İki İmam aşkına
Açılın kapılar Şah'a gidelim
 
Her nereye gitsem yolum dumandır
Bizi böyle kılan ahd ü amandır
Zincir boynum sıktı haylı zamandır
Açılın kapılar Şah'a gidelim
 
Ilgın ılgın eser seher yelleri
Yare selam eylen Urum Erleri
Bize Peyik geldi Şah bülbülleri
Açılın kapılar Şah'a gidelim
 
Çıkarım bakarım kale başına
Mümin müslümanlar gider işine
Bir ben mi düşmüşüm can telaşına
Açılın kapılar Şah'a gidelim
 
Yaz seli gibiyim akar çağlarım
Hançer alıp ciğerciğim dağlarım
Garip kaldım şu arada ağlarım
Açılın kapılar Şah'a gidelim
 
Pir Sultan'ım eydür mürvetli Şah'ım
Yaram başverdi sızlar ciğergahım
Arşa direk direk de olmuş ahım
Açılın kapılar Şah'a gidelim
 
-45-
Hızır Paşa’nın zulmü var ise
Ne yapayım benim de bir ahım var
Senin tuğlu padişaın var ise
Benim arkam kal’em bir Allahım var
 
Şol icra Tanrısı yatmaz uyumaz
Kimsenin hakkını kimsede komaz
Hünkâr sağır olmuş ünümü duymaz
Masumlar boğdurur padişahım var
 
Gönül verdim ikrar verdim Hayder’e
Geçmem beni etseler pare pare
İrafizi deye çektiler dare
Acab benim bunda ne günahım var
 
Pir Sultan Abdal’ım yedullahımız
Batına hükmeder padişahımız
Sahib çıkar miskin kul (a) Allahımız
Şefaat edecek güzel şahım var
 
-46-
İşitip avazın ben de varayım,
Eylen uçup gitme konadur bülbül.
Senin aşkın benim kalbim evini,
Vücudum şehrini donadur bülbül.
 
Bülbülün donları sarı gazelden,
Gözünün sürmesi yeğdir ezelden.
Bülbül güle aşık olmuş ezelden,
Hardan mı gülden mi yanadır bülbül?
 
Sultan ider irahmetli kuluna,
Tabip gerek derde derman bulana.
Benlik ile konma gülün dalına,
Harı var, pençeni kanadır bülbül.
 
Pir Sultan dilinden gevherler saçar,
Her kişi boyunca libasın biçer.
Geçer bu güzellik eyyamı geçer,
Bu dünyanın sonu fenadır bülbül.
 
-47-
Kahpe felek sana n'ettim neyledim
Aksine döndürdün çark-ı devranı
Hani n'oldu esk'adalet eski gün
Perişan eyledin cümle cihanı
 
Dayanılmaz âşıkların derdine
Akıl yetmez ezberine virdine
Nakes konmak ister cömert yurduna
Tilki kovdu ülkesinden arslanı
 
Anca bu yaraya dayandı Eyyub
Huda'nın cefasın safaya sayıp
Cahiller kamile sen bilmen deyip
Anın için kaybettiler irfanı
 
Pir Sultan'ım niye geldin cihana
Kusur senin imiş etme bahane
Evvel kullar yalvarırdı sultana
Şimdi minnetç'ettin kula sultanı
 
-48-
Koca başlı koca kadı,
Sende hiç din iman var mı?
Haramı, helali yedi,
Sende hiç din iman var mı?
 
Fetva verir yalan yulan,
Domuz gibi dağı dolan.
Sırtına vururum palan,
Senin gibi hayvan var mı?
 
İman eder, amel etmez,
Hakk'ın buyruğuna gitmez.
Kadılar yaş yere yatmaz,
Hiç böyle bir şeytan var mı?
 
Pir Sultan'ım, zatlarımız,
Gerçektir şöhretlerimiz.
Haram yemez itlerimiz,
Bu sözümde yalan var mı?
 
-49-
Koyun beni Hak aşkına yanayım
Dönen dönsün ben dönmezem Pir'imden
Pir'imden dönüp mahrum mu kalayım
Dönen dönsün ben dönmezem Pir'imden
 
Benim Pir'im gayet ulu kişidir
Yediler ulusu Kırklar eşidir
On İki İmamın server başıdır
Dönen dönsün ben dönmezem Pir'imden
 
Kadılar müftüler fetva yazarsa
İşte kement işte boynum asarsa
İşte hançer işte kellem keserse
Dönen dönsün ben dönmezem Pir'imden
 
Ulu mahşer olur divan kurulur
Suçlu suçsuz gelir anda derilir
Piri olmayanlar anda dirilir
Dönen dönsün ben dönmezem Pir'imden
 
Pir Sultan’ım arşa çıkar ünümüz
O da bizim ulumuzdur Pirimiz
Hakka teslim olsun garip canımız
Dönen dönsün ben dönmezem Pir'imden
 
-50-
Kul olayım kalem tutan ellere,
Katip arzuhalim Şah'a böyle yaz.
Şekerler ezeyim şirin dillere,
Katip arzuhalim Şah'a böyle yaz.
 
Allahın seversen katip böyle yaz,
Dünü gün ol Şah'a eylerim niyaz.
Umarım yıkılsın şu kanlı Sivas,
Katip arzuhalim Şah'a böyle yaz.
 
Sivas ellerinde sazım çalınır,
Çamlı beller bölük bölük bölünür.
Dosttan ayrılmışım bağrım delinir,
Katip arzuhalim Şah'a böyle yaz.
 
Münafığın her dediği oluyor,
Gül benzimiz sararıp da soluyor,
Gidi Mervan şad olup da gülüyor,
Katip arzuhalim Şah'a böyle yaz.
 
Pir Sultan Abdal'ım, ey Hızır Paşa,
Gör ki neler gelir sağ olan başa.
Hasret koydun bizi kavim kardaşa,
Katip arzuhalim Şah'a böyle yaz.
 
-51-
Kur'an yazılırken arş-ı Rahman'da
Kudret katibinin elinde idim
Güller açılırken kevn ü mekânda
Bülbül idim gonca gülünde idim
 
Evvel Cebrail'in ilk kelamında
Kırklar meclisinde aşk meydanında
Muhammed Ali'nin sır kelamında
Nihan söyleşirken dilinde idim
 
Kırklar arş üstünde kurdular cemi
Muhabbet halk olup sürdüler demi
Balçıktan yarattı Allah Ademi
Ben ol vakit anın belinde idim
 
Yunus'un deryaya daldığı zaman
Kırk gündüz kırk gece kaldığı zaman
Ali zülfikarı çaldığı zaman
Hayber kalesinde kolunda idim
 
Pir Sultan'ım içtim aşkın dolusun
Makadir bilmeze vermem yarısın
Bir kuşa seksen bin şehrin kapısın
Tayin verilirken yanında idim
 
-52-
Mevlâ'm çün yarattı Ahmed'i nurdan,
İnsan olan gelir nura çevrilir.
Böyle kurulmustur bu çarh-ı devran,
Mansur olan gelir dâra çevrilir.
 
Yegin sular dâim engine akar,
Pervaneler özün odlara yakar.
Serçe kanda olsa aslına çeker,
Bülbül olan gelir güle çevrilir.
 
Gümanlı gönülde nur mu eğlenir?
Cennet haricinde hur mu eğlenir?
Arısız kovanda bal mı eğlenir?
Arı olan gelir bala çevrilir.
 
Bir sürçmekle at ayağı kesilmez,
Bir suç ile âdemoglu asılmaz.
Bu yolu erenler kurdu, basılmaz,
Yol ehli kandaysa yola çevrilir.
 
Pîr Sultan Abdal'ım yatır hastadır,
Elinde gülleri deste destedir.
Âdemoglu bir acayip nesnedir,
Muhabbetle tatlı dile çevrilir.
 
-53-
Muhammed Ali'nin kurduğu yoldur
Ak üstünde kara seçebilirsen
İ'tikadı dilden söyleyen dildir
Ali'nin sırrına erebilirsen
 
Erenler seni ol ceme katarlar
Kötü amellerin taşra atarlar
Bir gün yularından çeküp tutarlar
Çektikleri yere varabilirsen
 
Erenler seni ol ceme getürür
Kalmış işlerini Hak'ka yetürür
Gördüm mü Hak ana mihman oturur
Mihman gözü ile göre bilirsen
 
Aslı mervan olan katara gelmez
Küfrü imân eden âşıklar ölmez
Mü'minin suâli ahrete kalmaz
Dünyada süalin verebilirsen
 
Pir Sultân abdal'ım eller men'olur
Dört kapudan bir gün birden yol olur
Dünyadan ahrete doğru yol olur
Verdiğin ikrâre durabilirsen
 
-54-
Mürşide varmaya talip olursan
İptida insandan rehber isterler
Verdiğin ikrara doğru gelirsen
Ahd ile peymandan rehber isterler
 
Rehberin var ise olursun insan
Rehberin yok ise kalırsın hayvan
Arasat gününde açılır meydan
Açılan meydanda rehber isterler
 
Mürşidin nazarı müşkülü seçer
Kamil olan talip sıratı geçer
Can kuşu kafesten akıbet uçar
Tenden uçan candan rehber isterler
 
Şah-ı Merdan bir yol kurdu kuluna
Bu yola giden rehberden biline
Girmek ister isen İmam yoluna
On İki İmamdan rehber isterler
 
Tarikat babına girmek dilersen
Hakikat güllerin dermek dilersen
Erenler sırrına ermek dilersen
Sır ile pinhandan rehber isterler
 
Pir Sultan'ım söyler bu hikayeti
Yirmi sekiz harfle yedi ayeti
Nefsini bilmektir sözün gayeti
Bilmeğe irfandan rehber isterler
 
-55-
Nasıl yar diyeyim ben böyle yare,
Mecnun edip çöle saldıktan sonra.
Alemin bağına bülbüller konmuş,
Nidem benim gülüm solduktan sonra.
 
Karadır kaşların, keman istemem,
Şu gönlümden özge mihman istemem.
Ölsem de derdime derman istemem,
Ok vurup sinemi deldikten sonra.
 
Coşkun çaylar gibi çağlamayan yar,
Gönlünü gönlüme bağlamayan yar.
Benim bu halime ağlamayan yar,
Daha ağlamasın öldükten sonra.
 
Pir Sultan Abdal'ım, sürem bu yolu,
İnsan-i kamilin olurum kulu.
İster yağmur yağsın, isterse dolu,
Nidem ben ummana daldıktan sonra.
 
-56-
Ötme bülbül ötme, şen değil bağım
Dost senin derdinden ben yana yana
Tükendi fitilim eridi yağım
DDost senin derdinden ben yana yana
 
Deryadan bölünmüş sellere döndüm
Ateşi kararmış küllere döndüm
Vakitsiz açılmış güllere döndüm
Dost senin derdinden ben yana yana
 
Haberin duyarsın peyikler ile
Yaramı sarsınlar seyikler ile
Kırk yıl dağda gezdim geyikler ile
Dost senin derdinden ben yana yana
 
Abdal Pir Sultan'ım, doldum eksildim
Yemeden içmeden sudan kesildim
Zülfün kemendine kondum asıldım
Dost senin derdinden ben yana yana  
 
-57-
Padişah katlime ferman dilese
Yine geçmem ala gözlü Şah´ım dan
Cellatlar karşımda satır bilese
Yine geçmem ala gözlü Şah´ım dan
 
Ol yedi yerimden vursalar yara
Cerrahlar derdime bulmazsa çare
Kemendim boynumda çekilsem dara
Yine geçmem ala gözlü Şah´ım dan
 
Kara dır kaşları benzer kömüre
Münafıklar zarar verir ömüre
İki ellerim bağlasalar demire
Yine geçmem ala gözlü Şah´ım dan
 
Eğer beni katsa kervan göçüne
Götürseler Hindistan´a ma Çin´e
Urganım atsalar dar ağacına
Yine geçmem ala gözlü Şah´ım dan
 
Ahiri katlime ferman yazılsa
Çıksam teneşire tabut düzülse
Kefenim biçilse mezar kazılsa
Yine geçmem ala gözlü Şah´ım dan
 
Pir Sultan Abdal`ım derim vallahi
Ölsem de terk etmem Pir´i billahi
Huzuru mahşerde dilerim Şah´ı
Yine geçmem ala gözlü Şah´ım dan
 
-58-
Sabahtan uğradım ben bir figana,
Bülbül ağlar ağlar güle getirir.
Bakın şu feleğin çürük işine,
Her bir cefasını kula getirir.
 
Depreştirme benim dertlerim tamam,
Muhabbet şirindir, vermiyor aman.
Üstümüzde dönen çarh ile devran,
Felek bizi halden hale getirir.
 
Pir Sultan Abdal'ım, sözlerim haktır,
Hak diyen canlardan hiç şüphem yoktur.
Cehennemde ateş olmaz, nar yoktur,
Herkes ateşini bile götürür.
 
-59-
Sefasına cefasına dayandım,
Bu cefaya dayanmayan gelmesin.
Rengine hem boyasına boyandım,
Bu boyaya boyanmayan gelmesin.
 
Rengine boyandım, meyinden içtim,
Nice canlar ile didar görüştüm.
Muhabbet eyleyip candan seviştim,
Muhabbeti küfür sayan gelmesin.
 
Muhabbet eyleyip yokla pirini,
Yusun senin namus ile arını.
Var bir gerçek ile kıl pazarını,
Kıldığın pazardan ziyan gelmesin.
 
Kırklar bu meydanda gezer dediler,
Evliyayı yola dizer dediler,
Destini destinden üzer dediler,
Nefsaniyetine uyan gelmesin.
 
Pir Sultan'ım eydür: Dünya fanidir,
Kırkların sohbeti aşk mekânıdır.
Kusura kalmayan kerem kanıdır,
Gönülde karası olan gelmesin.
 
-60-
Seher vakti kalkan kervan,
İniler de zarilenir.
Bir güzele düşen gönül,
Çiçeklenir, korulanır.
 
Bahçenizde güller biter,
Dalında bülbüller öter.
Engel gelir bir kal katar,
Olan işler gerilenir.
 
Bülbül geldi kondu dala,
Bülbülden hata yok güle.
Engel bir taş atar göle,
Yüzen ördek yaralanır.
 
Pir sultan abdal göçelim,
Pir elinden bade içelim.
İnkar olandan kaçalım,
İnkar bir gün parelenir.
 
-61-
Sensin bizim zahir batın ulumuz
Aman medet mürvet Pir Hacı Bektaş
Her taraftan sana çıkar yolumuz
Ali'sin bir adın var Hacı Bektaş
 
Seni sevdik senden yana yakıldık
Münkirlerin kesretinden sıkıldık
Herbirimiz künc-i gamda takıldık
Yetiş bu imdada er Hacı Bektaş
 
Pirlerin pirisin yok sana teki
Müminin canısın münkirin şeki
Zahirde batında değilsin iki
Yetmiş üç milletsin bir Hacı Bektaş
 
Şahların şahısın zat-i Ali'sin
Her ilmin kânısın Şah-ı Veli’sin
Abdal Musa kendi Kızıl Deli'sin
Abdalların başı der Hacı Bektaş
 
Pir Sultan Abdal’ım sana dayandım
Uyur idim hizmetimden uyandım
Her isteyenlere verdin inandım
Benim de muradım ver Hacı Bektaş
 
-62-
Serseri girme meydana,
Aşık senden hal isterler.
Kallaşlıkla urma demi,
Tastik ehli kal isterler.
 
Uyan bu gaflet habından,
İsbat isterler batından.
Her aşıkın sohbetinden,
Erkan ile yol isterler.
 
Erenler oynar utulmaz,
Bu yola hile katılmaz.
Bunda har mihre satılmaz,
Ya gevher, ya la'l isterler.
 
Bir kılı kırk pay ederler,
Birin yol tutup giderler.
Dile n'itibar edenler,
Hal içinde hal üsterler.
 
Pir Sultan Abdal n'eylersin?
Müşkül halledip söylersin.
Arısın çiçek yaylarsın,
Yarın senden bal isterler.
 
-63-
Sordum sarı çiğdeme,
Sen nerede kışlarsın?
Ne sorarsın hey derviş,
Yer altında kışlarım.
 
Sordum sarı çiğdeme,
Yer altında ne yersin?
Ne sorarsın hey derviş,
Kudret lokmasın yerim.
 
Sordum sarı çiğdeme,
Benzin neden sararmış?
Ne sorarsın hey derviş,
Hak korkusun çekerim.
 
Sordum sarı çiğdeme,
Anan baban var mıdır?
Ne sorarsın hey derviş,
Anam yer, babam yağmur.
 
Sordum sarı çiğdeme,
Sende kardeşlik var mı?
Ne sorarsın hey derviş,
Ben erlerle kardeşim.
 
Pir Sultan'ım erlere,
Yüzü dolu nurlara.
Ak sakallı pirlere,
Çiğdemde kardeşlik vardır
 
-64-
Sultan suyu gibi çağlayıp akma,
Durulur gam yeme divane gönül.
Dam başında duman, dağ başında kış
Görülür gam yeme divane gönül
 
Bizden selam söylen dosta gidene
Yuf yalancıya da lanet nadana
Bunca düşman ardımızdan yetene
Yorulur gam yeme divane gönül
 
Şah-ı Merdan önümüzde kılavuz.
Yıkılır mı hakk'ın yaptığı havuz?
Üç günlük dünyada, bir yahşi yavuz,
Dirilir gam yeme divane gönül.
 
Pir Sultan Abdal'ım, sırdan sırada,
Bu iş böyle oldu, kalsın burada.
Cümlemizin yeltendiği murada,
Erilir gam yeme divane gönül.
 
-65-
Şu kanlı zalımın ettiği işler
Garip bülbül gibi zareler beni
Yağmur gibi yağar başıma taşlar
Dostun bir fiskesi paralar beni
 
Dar günümde dost düşmanım belloldu
On derdim var ise şimdi elloldu
Ecel fermanı boynuma takıldı
Gerek asa gerek vuralar beni
 
Pir Sultan Abdal'ım can göğe ağmaz
Haktan emrolmazsa ırahmet yağmaz
Şu ellerin taşı hiç bana değmez
İlle dostun gülü yaralar beni
 
-66-
Şu karşıki karlı dağı gördün mü?
Rüzgârını bulmuş eriyip gider.
Akan sularıdan ibret aldın mı?
Yüzünü yerlere sürüyüp gider.
 
Sürünün önünde giden avcılar,
Sıcak sıcak günde yakar güneşler.
Evvel zaman yemiş veren ağaçlar,
Onlar da kalmamış kuruyup gider.
 
Kadirsin Allah'ım sen de kadirsin,
Üstümüze dört direkli çadırsın.
Çağırdığımız yerde hazır nazırsın,
Cümlemiz üstüne yürüyüp gider.
 
Bizim deryamız derindir boylanmaz,
Bin nasihat etsen biri dinlenmez.
Gidi merkep hiçbir yere bağlanmaz,
Başında yuların sürüyüp gider.
 
Pir Sultan'ım söyler sözü özünden,
Aşıksın sakınır iki gözünden.
Olur olmaz münkirlerin sözünden,
Eksilmez gölümüz kuruyup gider.
 
-67-
Şu yalan dünyâya geldim geleli
Şu gönlüm gamı gitmez dahi ne
Sevgili cânandan ayrı düşeli
Şu çeşmimin yaşı dinmez dahi ne
 
Neylersin sen anın çırağın yakub
Olurun olmazın kahrını çeküp
Dört yanımız aldı engeli rakip
Va'desi yetesi olmaz dahi ne
 
Gel dediğim yerde gelir isterin
Dur dediğim yerde durur isterin
Bİr hâlimden bilir dilber isterin
Gönül sâhibisin bulmaz dahi ne
 
Pir Sultan Abdal der girdik bir yola
Dost odur ki dostun yolunda ola
Tedbîrin üstüne takdir havâla
Kulun kendi dediği olmaz dahi ne
 
-68-
Şu yalan dünyaya geldim giderim
Gönül senden özge yar bulamadım
Yaralandım al kanlara bulandım
Gönül senden özge yar bulamadım
 
Güzel olan neyler altın akçayı
Arif olan düzer türlü bohçayı
Vücudunda seyreyledim bahçeyi
Dosta el değmedik nar bulamadım
 
Güzellerin zülfü destedir deste
Erenler Hak için oturmuş posta
Bir zaman sağ gezdim bir zaman hasta
Hasta halin nedir der bulamadım
 
Felek kırdı benim kolum kanadım
Baykuş gibi viranlarda tünedim
Bugün üç güzelin nabzın sınadım
Can feda yoluna der bulamadım
 
Felek benim kurulu yayım yastı
Her köşe başında yolumu kesti
Keskin kadeh ile dolumdan içti
Yandı yüreciğim kar bulamadım
 
Pir Sultan Abdal'ım dağlar ben olsam
Üstü mor sümbüllü bağlar ben olsam
Alem çiçek olsa arı ben olsam
Dost dilinden tatlı bal bulamadım
 
-69-
Uyur idik uyardılar
Diriye saydılar bizi
Koyun olduk ses anladık
Sürüye saydılar bizi
 
Halımızı hal eyledik
Yolumuzu yol eyledik
Her çiçekten bal eyledik
Arıya saydılar bizi
 
Hak divanına dizildik
Aşk defterine yazıldık
Bal olduk şerbet ezildik
Doluya saydılar bizi
 
Pir Sultan Abdal'ım şunda
Çok keramet var insanda
O cihanda bu cihanda
Ali'ye saydılar bizi
 
-70-
Viran bahçelerde bülbül öter mi
Gönül eğlencesi gül olmayınca
Merhemsiz yaralar unar biter mi
Bir gerçek Veliden el olmayınca
 
Nefse uyan Hakka uymuş değildir
Gaziler namazın kılmış değildir
Bu gezen abdallar derviş değildir
Arkasında hırka şal olmayınca
 
Tabib olmayınca yaram sarılmaz
Mürşid olmayınca Pire varılmaz
Yüzbin asker olsa yezid kovulmaz
Eli Zülfikar'lı Ali olmayınca
 
Bu aşk meydanında bir divan olur
O meydana düşen nevcivan olur
İtikatsız talib boş kovan olur
Vızılar arısı bal olmayınca
 
Değme arif bunu böyle bilemez
Bilir ama yine arif olamaz
Her mürşid ölüyü diri kılamaz
Hünkâr Hacı Bektaş Veli olmayınca
 
İki melek gelir sual sorarlar
Döker de hurcunu gevher ararlar
Bir kılın üstüne köprü kurarlar
Geçemezsin Hakka kul olmayınca
 
Pir Sultan'ım baştan dalga aşırır
Bu aşkın doluşu aşka düşürür
Her bildiğin rehber çiğ mi pişirir
Yanıp ateşlere kül olmayınca
 
-71-
Yas u matem günü derdim yeniler
Yarin sesi kulağımda çınılar
Sordum ki dağlara niçin iniler
Dedi çekticeğim karın elinden
 
Alnıma yazılmış kara yazılar
İtikattır talip pirin arzular
Sordum ki çamlara neden sızılar
Dedi çekticeğim pürün elinden
 
Varup Hakkın divanına durursun
Pervan olup aşk oduna yanarsun
Sordum degirmene ne hoş dönersin
Dedi çekticeğim perin elinden
 
Varup bir pir ile pazar edersin
Oturup da ikrarını güdersin
Sordum garip bülbül niçin ötersin
Dedi çekticeğim harın elinden
 
Serçeşmeden gelir suyun durusu
Nasibimiz verir pirin birisi
Dedim Pir Sultan'ım benzin sarısı
Dedi çekticeğim yarin elinden.
 
-72-
Yol içinde yol sorarsan
Yol Muhammed Ali´nin dir
Yetmiş iki dil sorarsan
Dil Muhammed Ali´nin dir
 
Kani bizden evvel gelen
Beş vaktini tamam kılan
On parmağı pınar olan
El Muhammed Ali´nin dir
 
Varma Yezid´in yanına
Çirki bulaşır tenine
Yazık değil mi canına
Can Muhammed Ali´nin dir
 
Cennet kapısı açıldı
Aleme rahmet saçıldı
Bağ-u bahçeler açıldı
Gül Muhammed Ali´nin dir
 
Söyler Pir Sultan`ım söyler
Hakk´ın birliğini birler
Doğmuş bu aleme nurlar
Nur Muhammed Ali´nin dir.
 
-73-
Yürü bre Hızır Paşa
Senin de çarkın kırılır
Güvendiğin padişahın
O da bir gün devrilir
 
Nemrud gibi Anka n'oldu
Bir sinek havale oldu
Davamız mahşere kaldı
Yarın bu senden sorulur
 
Şahı sevmek suç mu bana
Kem bildirdin beni Hana
Can için yalvarmam sana
Şehinşah bana darılır
 
Hafid-i Peygamber'im has
Gel Yezid Hüseynimi kes
Mansur'um beni dâra as
Ben ölünce il durulur
 
Ben Musa'yım sen Firavun
İkrarsız Şeytan-ı lain
Üçüncü ölmem bu hain
Pir Sultan ölür dirilir
 
-74-
Yürü bre yalan dünya,
Yalan dünya değil misin?
Hasan ile Hüseyin'i,
Alan dünya değil misin?
 
Ali bindi Düldül ata,
Can dayanmaz bu fırkata.
Boz kurt ile kıyamete,
Kalan dünya değil misin?
 
Tanrı'nın arslanın alıp,
Düldül'ü dağlara salıp,
Yedi kere ıssız kalıp,
Dolan dünya değil misin?
 
Bak şu kaşa, bak şu göze,
Ciğer kebap oldu köze.
Muhammed'i bir top beze,
Saran dünya değil misin?
 
Pir Sultan'ım ne yatarsın?
Kurmuş çarhını dönersin.
Ne konarsın, ne göçersin,
Duran dünya değil misin?
 
-75-
Zahir batın On'ki İmam aşkına
Aman Şah'ım mürüvvet deyü geldim
Pirim nazar eyle şu ben düşküne
Aman Şah'ım mürüvvet deyü geldim
 
Bakmaz mısın cesedimin nârına
Elim ermez oldu cihan kârına
Yüzüm yerde geldim durdum dârına
Aman Şah'ım mürüvvet deyü geldim
 
Hacı Bektaş oğlun günahkar gördüm
Aradım isyanımı özümde buldum
Yüzümün karasın elime aldım
Aman Şah'ım mürüvvet deyü geldim
 
Erenler yolundan bir taş kaldırdım
Gönül bahçesinde gülün soldurdum
Bugün eksikliğim nefsi öldürdüm
Aman Şah'ım mürüvvet deyü geldim
 
Pir Sultan’ım eydür karşımda durma
Gidip münkirlerle yol erkân kurma
Alnımın karasın yüzüme vurma
Aman Şah'ım mürüvvet deyü geldim
 
 
 

                                            Ozanlarımız -