Âşık Remzâni

 

 

 

 

NOKSANİ BABA   49

Hazırlayan:  Hasan OYTUN

 

Noksani 19. yy. ozanıdır. Rahmetli Şinasi Koç’un 1943-45 yılları arasında derleyip toparladığı bilgiye göre ise 18.yy. ozanıdır.

 

Bu yüzyılın sonlarında Erzurum’da doğmuştur. Asıl adı İbrahim’dir. Döneminin koşullarına uyarak babası ona medrese öğrenimi yaptırır. Bu yıllarda İnce Molla olarak ünlenir.

 

Noksani’nin babası İsmail, Ağuçan Ocağından Sadık Dede’ye bağlıdır. Sadık dede ise Elâzığ’ın Sün köyünde Koca Seyyid oğullarındandır. Bu ocağın adı Ağuçan’dır. Günlerden bir gün Sadık Dede, taliplerinden İsmail’i görmek için Erzurum a gelir. Ev halkı büyük bir sevinçle kendisini karşılar. İçlerinde ibrahim yoktur. Sadık Dede, İbrahim’i sorar. Babası da “Buralardaydı. Nerede ise şimdi gelir.” Yanıtını verir.

 

Biraz sonra İbrahim içeri gelir. Onu yakından izleyen Sadık Dede, İbrahim’deki değişikliğin hemen fakına varmıştır. O duruma göre İbrahim, Alevi terminolojisiyle “zahir ilmine kapılmıştır. Kibirlidir. Kendinden üstün kimse olmadığı savındadır.

 

Bunu anlayan Sadık Dede, elini öpen İbrahim’in iki omuzu arasına iki eli ile vurur. Dua eder. İbrahim’in ağzından bir duman çıkar ve düşüp bayılır. Bir süre sonra ayılır ve Sadık Dede’ye bakarak söyler.

 

Gönlümün ziyası, gözümün nuru,

Gönlümde mihmanım sen oldun ezel.

Kolumun kuvveti, dizimin feri,

Ruh ile revanım sen oldun ezel.

 

Sadık Dede, İbrahim’e “Noksani” tapşırmasını verir. Bundan sonra kısa bir süre içerisinde deyişleri dillere yayılır. Halkın sevgilisi durumuna gelir.

 

Kaynak:

Erzurumlu Halk Ozanı Noksani Baba, Adil Ali Atalay Vaktidolu

Alevi-Bektasi Siirleri Antolojisi Cilt 3 İsmail Özmen

 

 

-1-

Ben mürşidim diyen meydana gelsin

Mürşit kimdir anın beyanı nedir

Evliya buyruğun okuyup görsün

Yetmiş üç farz vardır beyanı nedir

 

Dört kapı kırk makam on iki erkan

On yedi tarıkı eylesin beyan

Talibin gönlünde kalmasın güman

Göstersin cenneti niranı nedir

 

Kamil mürşit olan müşkülü seçer

Ana teslim olan kevserden içer

Talibin yetmiş bin hicabın açar

Bildirsin can içre cenanı nedir

 

Bu manayı bilen mürşit tamamdır

Ameli olursa on iki imamdır

Kalbi beyti Huda şahi alemdir

Yedi bahr içinde ummanı nedir

 

Bu sırra ermiyen mürşit olamaz

Hırsa nefse uyan özün bilemez

Ta'mah için gezer Hakkı bulamaz

Ne bilsin ikrarı imanı nedir

 

Hak kandadır bilmez yalanı söyler

Ben evladım deyip iftira eyler

Kerkez gibi her bir cifeyi boylar

Tanımaz yahşi'yi yamanı nedir

 

Bu üç haslette gezen daim mattır

Nefse kul olan şeytanı sıfattır

Gaybet buhtan eder sanar ayettir

Ak üzre fark etmez Kur'an'ı nedir

 

Noksani aç, gözün mürşidin tanı

Batının görürsen teslim et canı

Bir kapıya bend ol öğren irfanı

Bilesin küfr içre iymanı nedir.

 

-2-

Bir dinleyen yoktur derdimi desem

Asla bir meslekte elim kalmadı

Çok başvurdum sağa sola fayda yok

Döktü yaprak gazel gülüm kalmadı

 

Daim arz ederim ticaret karı

Asla sevmez oldu evdeki karı

Arayan bulurdu serveti varı

Soramam kimseye dilim kalmadı

 

Üç beş kuruş bulunurdu arasan

Şapkam kopmuş saçlarımı tarasan

Çıra yakıp meteliği arasan

Gitti kazanç servet pulum kalmadı

 

Gitmez hayalimden aşk-ı ateşim

Silsem de tükenmez gözümden yaşım

Ezelden yoksulluk boşlamaz peşim

Savruldu dumanım külüm kalmadı

 

Geçti bir devranım tıfıl çağlarda

Bülbül sesi dinler idim bağlarda

Vardı sürüm çobanlarım dağlarda

Şimdi seyretmeye malım kalmadı

 

Yorulmadan yüce dağlar aşardım

Bulanmadan kaynayıp da coşardım

Rençperliğe beş on boyun koşardım

Büküldü kametim belim kalmadı

 

Halılar yerinde yoktur hasırım

Düşündüm taşındım bilmem kusurum

Sular akmaz kol vermiyor mısırım

Düşsem tutunacak dalım kalmadı

 

Şimdi ticaretim yolcu bacından

Dizlerimde can yok öldüm acımdan

Kar edemem kuvvetimden gücümden

Gitti kuvvet derman halim kalmadı

 

Gönül müpteladır daim güzele

Yaprağım yok bağlar hasret gazele

Akla gelir bir Murgul'u tazele

Başka da gidecek yolum kalmadı

 

Sabreyle Noksani dert ile zora

Yokuşta yorulan bir düze vara

Bir gün devredersin kara toprağa

Görsem sağ tarafı solum kalmadı

 

-3-

Bir gül açılmış gülistan bağında

Kokusu tutupdur cümle âlemi

Yedi âyet yazılı her yaprağında

Kış olmazsa gülün rengi sola mı

 

Rengi kırımızıdır ortası sarı

Aynaya tek bakan görür didârı

Kandil-i kudretden görmez ağyarı

Yâr olanlar görür çekmez elemi

 

Kokusun alanlar mest olup gezer

Bağban olan Şah’a armağan düzer

Her yaprağı yüz dört kitabı yazar

Okuyanlar görür levh ü kalemi

 

Kapusu on iki kırkdır budağı

Dü cihâna hüküm ider dudağı

Arş Kürsî içidir dışı Tur dağı

Mûsâ kıldı anda Hak’la kelâmı

 

On deryadır bir de umman göldedir

Anı bilen canlar kadîm yoldadır

On sekiz bin âlem söyler dildedir

On ikinci zulmât dile gele mi

 

Gölden zahir oldu la’l ile mercan

Alemin derdine olupdur derman

Dü cihana eyler hükm ile ferman

Sevka gelse ihya ider âlemi

 

Sağından behişt kapusu açılur

Solundan yedi tamuya göçülür

On kapudan içeriye geçilür

Her can girer binde bir can bile mi

 

Bir tarafı muhabbetin bağıdır

Bir tarafı inci gevher dağıdır

Âb-ı hayvan çıkar Hamr ırmağıdır

İçenler ayıkdır sarhoş ola mı

 

Gülistan bahçesinde açılan güldür

Can bülbülü söyler sanmayın dildir

Ezelden Noksani ana maildir

Pire yeten hatm eyledi kelâmı

 

-4-

Bir kâmile candan hizmet eylesen

Nâr-ı aşka salup bişürür seni

Teslim olup her sırrını söylesen

Korktuğun yerlerden aşırır seni

 

Yalancı kallâşa hizmet eyleme

Mutlak münâfıkdır ülfet eyleme

Harf ile üstüne gelse söyleme

İblisden eşeddür şaşırır seni

 

Zahir ilmi çokdur mahlûka satar

İllerin bağında şakıyup öter

Yakınına varma yakanı tutar

Hakk’ın dergâhından düşürür seni

 

Dilde kavi ü ikrar muhabbet çokdur

Zerrece Hak nişanı kalbinde yokdur

Bâtınını görmezsen deme ki hakdır

Dar kapda kaynama taşırır seni

 

Noksani sakınıp uyma her cana

Bir can içre bin can yeter irfana

Kusuru sende bul düşme yabana

Nefse uyma yoldan düşürür seni

 

-5-

Bir mürvetim vardır gerçek erlere

Muhammed MustafaAli'den meded

Hatice Fatıma candan yarlara

Hasanla Hüseyin veliden meded

 

Zeynel Bakır'dır ezberim virdim

Ca'fer'in hakpayına yüzümü sürdüm

Musa Kazım Rıza rnürvete geldim

Şah Taki ba Naki uludan meded

 

Hasanü'l Askeri Şaha varalım

Muhammed Mehdi'nin yüzün görelim

Ma'sum - i Paklere can baş virelim

Hünkar Hacı Bektaş Veli'den meded

 

Şeyh Safi üstadım güruh - i Naci

Sadrüddin muhibb - i hanedan tacı

Veysel Karani'dir derdler ilacı

Sunar Sultan Hızır doludan meded

 

Mikail israfil rah - i Hak açar

Azrail elinden meyt - i can biçer

Delili Cebrail göklere uçar

Nurdan nerdübanı yol iden meded

 

Kamber'i Kamber idüp bildiren

Düşmişlerin elin alup kaldıran

Zülfekar la bed nefsimiz öldüren

Cümle ervahları kul iden meded

 

Pir Sultan Abdal'ı nuruna katup

Sultan Hatayi'le dest - eleman tutup

Kul Himmet'le her bir sırlara yetüp

Nesimi derisin yüzdüren meded

 

Koca Seyyid Köse Seyyid pirlere

Mir seyyidle seyyid Mencekilere

Seyyid Sabun'la Baba Mansurlulara

Sarı Saltık Kızıl Deli'den meded

 

Minnet eyleyelim Uryan Hızır'a

Abdal Musa Garib Musa Hızır'a

Gözcü Karaca Ahmed gele nazıra

Bekleye kar (u) kış toludan meded

 

Sultan Ali Abbas alemin nurı

Kürteren şeyhleri onların yari

Gönlümüz arzular güzel hub yari

Baldıran zehiri bal iden meded

 

Kara Pirbat yardım ider düşküne

Abdülvahhab yol gösterir şaşkına

Derviş Halil Derviş Cemal aşkına

Manzur çeşmesini göl iden meded

 

Urfa'da yatan Halilü'r - rahman

Sultan Sinemilli her derde derman

Şeyh Hüseyin ile güzel Şeyh Çoban

Şeyh Ahmet Dede'ye gel iden meded

 

Sultan Melek nikab çekmiş yüzüne

Kişdim evliyasın düştüm izine

Dülük Baba Kurt Baba'nın tuzuna

Kavuşalım himmet Ali'den meded

 

Hızır Abdal ile mermeri atan

Yalıncak Sefil'in carına yeten

Sultan Samud ile birliğe biten

Seyyid Battal Gazi Veli'den meded

 

Şeyh İbrahim de bir gürbüz erdir

Kara Naci ile hem sadık yardir

Abuzer Gaffar'ı bir gizli sırdır

Eba Müslim ile car iden meded

 

Sefil Kemter Er Mustafa Virani

Kul Yusuf ile Edna hem Kul Veli

Kul Siyahi Kul Hüseyin Şeyhoğlu

Kaygusuz sersem'i gül iden meded

 

Fuzuli Niyazi Derviş Sezayi

Huzuri Zaifi Hayreti Dayi

Eşrefoğlu aşk ummanda Hudayi

Aşk ile babından gel iden meded

 

Hakkı İbrahim'le kılın nidayı

Kemal - i ümmi'yi Mansur Hüdayi

Sela diye dinleyenler sedayı

Candan dinleyeni dirilden meded

 

Nice bin aşkın var gani ilahı

Cümlesi bir dilden söyler ger gahi

Güni güni seyr iderler dergahı

Her taraf cemalin nur iden meded

 

Bu dünyada gerçek erenler çokdur

Vasfını itmeye kudretim yoktur

Üçler beşler kırklar yediler hakdır

Dört kapudan Hakk'a gel iden meded

 

Niyazım seksen bin Urum erine

Yetir doksan bin Horasan pirine

Yüz bir şah evliyasının nuruna

Gel bağışla bizi Yaradan meded

 

Yek nefes ile can binasın kuran

On sekiz bin alem kalbine giren

Çar anasır şeş cihetden dem vuran

La mekan ilmi yol iden meded

 

İbtida vücutda Adem'i kuran

Havva ile cennet içre oturan

Töhmet idüp bu dünyaya getüren

Naci ile Şit'i yar iden meded

 

Ezel kudret kandilinde nur iden

O zamanda Adem ile yar iden

Güruh - i Naci kolunda seyr iden

Muhip kullarını nur iden meded

 

Yetmiş iki millet icad eyleyen

Her birine bir dil ile söyleyen

Naci deryasına girüp boylayan

Halkdan ırak Hakk'a yar iden meded

 

Evliyayı "Yetmişiki" den seçen

Cisminden vaz - gelüp varından geçen

Güruh - ı naciye rahmetin saçan

Lahmike kavlini hur iden meded

 

Nuh - u Nebi ile gemiyi çatan

Kimini gark idüp kimine yeten

Mağribden top atup maşrıkta tutan

Lut kavmine hışmı yol iden meded

 

İlyas ile yedi deryada yüzen

Yunus ile balık karnında gezen

İsa'yle balçıkdan yarasa düzen

Cercis'i öldürüp dirilden meded

 

Ya'kub ile ağlayuben zar iden

Halil İbrahim'e narı nur iden

Yusuf'a kuyuda yetüp car iden

Mısr'a sultan idüp şad iden meded

 

İshak Nebi'ye nübüvvet viren

Hızır ile ab - ı hayata giren

El yesa'u Zülkifl ile dem vuran

Münkirler gözünü kör iden meded

 

İdris Nebi ile hulleyi biçen

Kadi - i haşr olup müşkiller seçen

Ma'rifet bağında bülbül tek uçan

Kokusunu gonca gül iden meded

 

İsmail'e kurban diye emr olan

Koçu göndertip şad idüp gülen

Musa ile bin bir kelam söyleyen

Davudi ahengi mum iden meded

 

Eyyüb gibi sabr eyleyüp her derde

Lokman gibi tavaf olup her yerde

lskender Şuayib Salih güherde

Yahya ismin virüp dirilden meded

 

Kaf dağından Süleyman'a yol açan

Zekeriya ile özünü biçen

Yuşa'ile bile cevahir saçan

Üzeyr ölmişken dirilden meded

 

Muhammed'le hatm - i enbiya olup

Yüz yirmi dört bin nebiden gelüp

Nur- i nübüvveti Ali'de bulup

Dü cihan Sultanı Veliden meded

 

Noksani kulunuz ister keremi

Gönlümüzden kaldır derd (ü) veremi

Tabib olup yaralarım sara

Cümle derde deva eyleyen meded

 

-6-

Bu garip gönlümü eğler gezerken

Muhabbetle aşkın toruna düştüm

İlme hizmet idüp okur yazarken

Gerçek evliyanın birine düştüm

 

Ölmeden öldürüp meni kıldı hak

Hırsı nefsi tamam hep kıldı helak

Ma'rifet suyundan yuyup itti pak

Şah - ı velayetin nuruna düştüm

 

Aklım alıp beni divane kıldı

Elim alıp bahri ummana daldı

Gülşan bahçesinde kendi gül oldu

Bülbül olup gülün zarına düştüm

 

Kokusu gelüptür aşkın ilinden

Aslı Muhammed'in alnı terinden

Çaharde'i ma'sum pakler zarından

Mansur tek enel - Hakk darına düştüm

 

Hadice- i Kibriya Ahmed'in yari

Fatıma Ali'nin kavi - i ikrarı

Hasan Hüseyin'in abd - i kemteri

Bendine bend olup carına düştüm

 

Zeynel Aba Şahım Muhammed Bakır

İmam Ca'fer yüz dört kitabı okur

Kazım'ın vasfına olmuşum zikir

Rıza ile Naci şarına düştüm

 

Taki bu Naki'ye Hak didik beli

Hasanülasker'den içtik bir dolu

Muhammed Mehdi'nin Noksani kulu

Aşık olup aşkın narına düştüm

 

-7-

Bu gönlüm çok sever güzel methini

Güzelde yangına sel bulunmalı

Bakması mest eder cansız yatanı

Gülerken yanakta hal bulunmalı

 

Gezerken ceylandır bakarken maral

İnce narin değil tam orta karal

Gezmesen o bağda solmadan saral

Sevda bahçesinde gül bulunmalı

 

Güzeli bulmalı eyyam deminde

Yoktur bir kusuru hub endamında

Bulmalı eşini tıfıl çağında

Sinesi üstünde el bulunmalı

 

Ölçülmez güzelin asla kıymeti

Herbir yerde olur onun rağbeti

Dinlenir mecliste olsa sohbeti

Güzelde hünerli dil bulunmalı

 

Herbir mahlukatı mevlam yarattı

Kimini çok kimin bir karar etti

Güzelin gamzesi canlara battı

Böyle güzellere kul bulunmalı

 

Güzel olan her dernekte seçilir

Verse bir kadehte zehir içilir

Gezdiği yerlerde güller açılır

Güzelde eda naz fel bulunmalı

 

Nedendir Noksani fazla yazarsın

Az şeylerden sinirlenir azarsın

Bir gün olur tatlı candan bezersin

Alemde cennete yol bulunmalı

 

-8-

Çok günah işledim hesaba gelmez

İnayet irişe Ali'den meğer

Sevdana düşeli hiç yüzüm gülmez

Derman ola Bektaş Veli'den meğer

 

Bir gerçek yüzünden bu derde düştüm

Muhammet aşkına yandım tutuştum

Ali'nin yolunda can baştan geçtim

İkrarımız kalu - beli'den meğer

 

Fatıma bağında sebuy - i ahmer kokladık

Kibriya sevgisin candan sakladık

Naci kavlin duyduk biz de hakladık

Pir elinden içtik doludan meğer

 

Muhammed Bakır'dan el etek tutup

Cafer ile muhip şarına yitüp

Kazım Musa (Rıza) küfrü imana katup

Ayırmaya bir dem Ali'den meğer

 

Taki ba Naki rengine boyanmak

Askeri nutkundan canım uyanmak

Mehdi - i Şah'ı velayete dayanmak

Delil olup Kızıl Deli'den meğer

 

Noksani kulunun isyandır işi

Daim bir ikrara bağlıdır başı

Kalkup pervaz eder gönlümün kuşu

Bize de gel oldu Ali'den meğer

 

-9-

Çoktan beri intizarın çektiğim

Candan arzumanım dost sefa geldin

İkrarına hem giriftar olduğum

Ahdiyle peymanım sen sefa geldin

 

Bir saat miktarı geldin oturdun

Selâm verip cana hayat yetirdin

Yüzüm basa kadem kerem getirdin

Candan arzumanım sen sefa geldin

 

Eğip kuşlarını hilal eyliyen

Kem sözlerim ab-ı zülal eyliyen

Hamd olsun hatırım sual eyliyen

Hatırımı soran dost sefa geldin

 

Mevlam her Mansur'u Hallaç etmesin

Kendinden gayrıya muhtaç etmesin

Lokman Hekim bana ilaç etmesin

Tabib-i mihmanım sen sefa geldin

 

Noksani cahile eylemez minnet

Kamilin medhini eyler ne hacet.

Seyyit Seyfi oğlu dedem Muhammet

Mürşidim mihmanım sen sefa geldin

 

-10-

Derde düştüm bi nihayet Ya Ali senden medet

Umarız senden inayet Ya Ali senden medet

 

Cürmümüz yazmaktan aciz kiramen katibin

Fatime Hatice Hakkı affet Ya Ali senden medet

 

Zatı paki hürmetine tevbe kıldım ya rahim

Geç suçumdan kıl inayet Ya Ali senden medet

 

Şah Hasan Hulki Rıza hakkı ya rabbül gafur

Hüseyin aşkına rahmeyle Ya Ali senden medet

 

Çarde’i masumi pakten umarım lütfü ata

Zeynelin rahinde Hâk et, Ya Ali senden medet

 

Bakır’ı nuru hudadan gönlümüz rüşan kılıp

Cafer’i ilmin nasip eyle Ya Ali senden medet

 

Musayı Kazım Ali Musa Rıza`nın aşkına

İsterim eyle şefaat Ya Ali senden medet

 

Şah Cafer’i dergahında bi sevap şermende

Cürmünü affet temamet Ya Ali senden medet

 

Nakinin yüzü suyu için Askeri olup şefi

Mehdi’nin feth et vilayet ya Ya Ali senden medet

 

Noksani derdine düşüp kapına geldim hakim

Ve şifa eyle selamet Ya Ali senden medet

 

-11-

Dost cemâlin gördüm buldum safâyı

Şâz oluben güldüm elhamdülillah

Kalmadı gam gusse attık cefayı

Can kurban dilersen dönemem billâh

 

Surette melekdir güruhda Nâcî

Mâh yüzün seyr eden neyler mi’râcı

Bir tavaf sevabın bulmaz bin hacı

Alnında yazılmış nûr-ı arşullâh

 

Kaşların mihrabı kıbl-i imândır

Kirpiklerin kasdı sîne-i çandır

Gözlerin fitne-i âhır zamandır

Yıkar bu âlemi neûzübillâh

 

Kametin elifdir benzer çinâra

Vasf edemez dilim olsan sad pare

Zülf ü zenahdânın gören biçâre

Dembedem zikr eder tebarekallah

 

Leblerin esrarı beyt-i Rahmân’dır

Vücûdun şehri dârü’l-amandır

Noksani kulunun cismine candır

Kalb-i viranımda nefh-i Rûhullâh

 

-12-

El aman mürvettir kapına geldim

Muhammed Mustafa Ali gel yetiş

İsyan deryasına gark oldum kaldım

Hünkar Hacı Bektaş Veli gel yetiş

 

Tama aldatmakdır geziyor her bar

Hırsa nefse fırsat verme ya Cebbar

Sana sığınmışım Vahidülkahhar

Car günüdür İmam Zeynel gel yetiş

 

Yezidler elinde müşkil halimiz

Münkir münafık ferş etti yolumuz

Ya Muhammed Bakır sen al elimiz

İmam Ca'fer kaldır kali gel yetiş

 

Dağlarca günahım vurma gül yüze

Cehennem narını gösterme bize

Musi-i Kazım ile pir İmam Rıza

Taki Naki İmam Ali gel yetiş

 

Tevbekanm muhabbetim var yolda

Mürvete gelmişim kusurum elde

Göster cemalini eyleme dulda

Hasan ül Askeri şahım gel yetiş

 

Noksani arzu eder didar-ı cennet

Ma'sum-i paklerden erişe himmet

El-aman mürüvvet Mehdi Muhammed

San Saltık Kızıl Deli gel yetiş

 

-13-

Elif emr eyledi o kadir Allah

Be bir nokta idüben saldı cihâna

Te tekmil eyledi cümle a’zâmız

Se sabit kademle erdik bir cana

 

Cim cinân iline yetirdi beni

Ha Haydar bağında bitürdü beni

Hı halkdan ayırıp yitirdi beni

Dal döndü vücûdum dâr-ı cinâna

 

Zel zikrim Muhammed Ali’ye vardı

Rı rahim Hadîce-i Zehra’ya, irdi

Ze zehri Hasan’dan içdim buyurdu

Sin ser verdi Hüseyn içün merdâne

 

Şın şarâbı nüş itdim Zeynelabâ’dan

Sat sıfât-ı Bakır göründü candan

Dat zamirim Ca’fer-i ilm-i irfandan

Ti tarik-i Hakk’ım geldim beyâna

 

Zı zuhur eyledim Kâzım ilinden

Ayn aynım açıldı Rızâ gölünden

Gayn gulâm-ı Kanber oldum yolundan

Fe fark-ı farkullah oldu beyâna

 

Kaf kısmetler Taki Nakî’den gelür

Kef küfrüm Askerî imâna bilür

Lâm leb-i kevserdi sakimiz olur

Mim Mehti’nin meyinden içmişim kana

 

Nun ne yüzden baktımsa göründü cemâl

Vev velayet mührü hatm etdi kemâl

Küfr ile imân celâl hem cemâl

Cümlesin bir bildim etmem bahane

 

He hemdemim çârdeh’i ma’sum-i pâkdır

Bâtınımız sultan zahirimiz hâkdır

Lâm elif ile gönlümüz pâkdır

Ayni Beytullah’dır düşme gümâna

 

Ye yolum hakikat gülistan râhı

Yedilere yetüp bulduk dergâhı

Noksani bî-nevâ hem rüy siyâhî

Mürvet deyüp geldim Şâh-i Merda

 

-14-

Ey gönül gel sabreyle her derde dermandır sabır

Çaresiz dertler devası şahi Lokman'dır sabır

 

Gel tefekkür eyliyelim dert nedir derman nedir

Derdi Hü dermanı Hü bir sırrı süphan'dır sabır

 

Cenabı Haktan sana bin türlü dert gelse eğer

Ah edip incinme canım elde burhandır sabır

 

Arifler kavlince dert içinde derman gizlidir

Herkese derdini açma haktan ihsandır sabır

 

Her ne denli zarı kılsan derdini Hak arttırır

Şükredip razı olursan rahatı candır sabır

 

Nice yıllar derde düşüp sabreden Eyyüb'ü gör

Katlanır cevri belaya bildi iymandır sabır

 

Noksani dedi Resul (El sabır muftahul ferah)

Cahi derde kıl tahammül Mısır'a sultandır sabır

 

-15-

Etme mahrum didarından ya ilahi gözüm aç

Haki payi devletin oldu uşaka set taç

 

Fermanım var sen şahinden beklerim yollarını

Küntü kenzin hazinesi adet oldu bize paç

 

Gösterildi bir nazarda hüsnünü şahi cihan

Derdim artar gün be gün oldum anın için na mizaç

 

Cem olurda halkı dünya merhem olmaz zahmıma

Derdi uşaka oluptur vusleti hüsnün ilaç

 

Okurum hüsnün kitabın yedi ayetle beğim

Ört nikabın görmesinler bed nazarlar seni kaç

 

Biz zaif mücrümü bi neva kullarına

Rahmetin bahrı tükenmez lütfedip bir katre saç

 

Noksani' ye sorsalar hüsnün bahasın dost senin

Kıymet olmaz bir muyuna verse bu dünya haraç

 

-16-

Evvel kaldı hakikati bilmeyen

Bilmeyen de söyler bilen de söyler

Yedi derya denizine dalmayan

Dalmayan da söyler dalan da söyler

 

Hak Muhammet Ali üçü bir idi

Akıl ermez evliyaya sır idi

Kendi mevtasını kılan kim idi

Kılmayan da söyler kılan da söyler

 

Evvel elif yekta olan mim idi

Ebcet hesabında anlar cim idi

Olmadan içeru ol dem var idi

Olmayan da söyler olan da söyler

 

Olur olmaza hiç sorma suali

Dört kapunun kaç kat olur duvarı

Yedi kere anasından doğanı

Doğmayan da söyler doğan da söyler

 

Noksani' yim hakikatin yoludur

Akıl ermez evliyanın sırrıdır

Kendi mevtasını kılan Ali'dir

Kılmayan da söyler kılan da söyler

 

-17-

Ezel mestaneyim hup cemaline

Nikap perdesini kaldır sultanım

Anınçün meyletmem dünya maline

Bize Hakkın lütfun buldur sultanım

 

Evvel bir katreyken ummana daldım

Anasır bahrında eğlenip kaldım

Şükür bu gönülde mihmanı buldum

Elif Allah doğru yoldur sultanım

 

Ab - ı hayat gelir canan elinden

İlm - i hikmet keşfolunur dilinden

Bülbül vazgeçer mi gonca gülünden

Destinle bir bade doldur sultanım

 

Felek aldı sevdiceğim elimden

Tufan oldu çeşmimdeki selimden

Süleyman'ım kimse bilmez dilimden

Avazını ol yare bildir sultanım

 

Aşıka sor maşukunun yarasın

Hisab eder yerin göğün arasın

Pirim ihsan eyle derdim çaresin

Noksani huplara kuldur sultanım

 

-18-

Firkatin oduna yandım tutuştum

Kaldır nikabını yüzden yâ Ali

Dünya cefâsından vaz geçti gönlüm

Ayırma katardan izden yâ Ali

 

Himmet eyle bir gerçeğe varalım

Pendine bend olup hizem kılalım

Ağyarı sağ bari göster bilelim

Dönmeyelim izden tozdan yâ Ali

 

Elest gününden kırmışız ahdi

Senden nazar gerek bilmenem cehdi

Kalbimizi eyle Tanrı’nın tahtı

Çıkarma gönülden gözden yâ Ali

 

Bülbül ile muhabbetin gülüne

Canım kurban evliyanın yoluna

Her demde cesette canda buluna

Muhabbetin dadı tuzu yâ Ali

 

Rahmetin bahrına yetmek murâdım

Yedi iklim çâr köşeyi aradım

İnayet sahibi Hak seni gördüm

Lütfün diriğ etme bizden yâ Ali

 

Cemâlin isterim cennet içinde

Ricamız kabul et rahmet içinde

Yedi derya-ilm-i hikmet içinde

İledüp bizi bir sözden yâ Ali

 

Noksani yanupdur aşkın nârına

İntizârı var ire hak dîdârına

Âşıkların sâdıkların nuruna

Yetiştir yakında tezden yâ Ali

 

-19-

Geldim şu dünyaya gezeyim dedim

Serimi meydanda buldum sonradan

Zamana halkına sırrımı dedim

Sermayemde zarar gördüm sonradan

 

Geldi bizim ile sevdi sevişti

Al kadeh ver kadeh doldurdu içti

Sadık yarim diye ikrarlaşmıştı

Özü çürük imiş duyduk sonradan

 

Ey zalim girme benim kanıma

Cefa verdin cesedime canıma

Hangi peygamber girdi deve donuna

Af deyince bizde duyduk sonradan

 

Mümin isen bir ikrarda durulur

Hak yolunda can baş kurban verilir

İpi çürük olanın bir gün kırılır

Temel olmayınca tutmaz sonradan

 

Noksani' yem der ki bizde varalım

Canı başı Hak yoluna koyalım

Milcan oğlu Muaviye'ye neydelim

Tuğyan talip olmaz duyduk sonradan

 

-20-

Gönlüm ister meramına ermeyi

Neyleyim talihim var olmayınca

Çok isterim bülbül sesi duymayı

Bülbül gülü sevmez har olmayınca

 

Nasihatim gezme gönül yabanda

Bir umudum kaldı karasabanda

Düşmüşüm efkara iş yok tabanda

Gönül ziyan eder kar olmayınca

 

Devrettim otuzu kırka yüz tuttum

Hiçbir gün gülmedim daim yas tuttum

Bir dem için bir ateşi dost ettim

Yandırır cismimi kar olmayınca

 

Gözüm yaşı akar eli işlemez

Bülbül figan eder gülü beslemez

Gönül verip yar kolunu yaslamaz

Dostun seni sevmez yar olmayınca

 

Feryat eder daim sende kar bülbül

Ah eder bülbülü için gonca gül

Yüz bin mihnet etsen yine eldir el

Kalpte senin için ar olmayınca

 

Hoşa gider güzellerin oynağı

On sekizde yakar gönül sığnağı

Terkedemez güzel seven sevmeyi

Bulanıp da sonra dur olmayınca

 

Kader gül demezse asla gülünmez

Gönül kuşu pervaz etse yorulmaz

Dostun güzel olsa yine sarılmaz

Baştan iki gönül bir olmayınca

 

Bu sene kısmet çok fazla gezdi

Gözüm gördüğünü elim de yazdı

Zalim gurbet elden usandı bezdi

Noksani Hod'da durmaz zar olmayınca

 

-21-

Gönlümün ziyası gözümün nuru

Gönlümde mihmanım sen oldun ezel

Kolumun kuvveti dizimin feri

Ruh ile revanım sen oldun ezel

 

Bilmem huri midir melek midir zatın

Nuru ilahiye benzer sıfatın

Teşneyim nûş ettir lebi hayatın

Derdimin dermanı sen oldun ezel

 

Gösterip mah yüzün eyleme meftun

Aklım fikri m aldın olmuşum mecnun

Cefa ile aşkın eyledin mahzun

Kulunum sultanım sen oldun ezel

 

Noksanî kulundur kapında şahım

Pertevi hüsnündür şems ile mâhım

Cüda kılma bir dem alma bu âhım

Dem ile devranım sen oldun ezel

 

-22-

Günde yüz bin kere ya Ali dersen

Ali yalancının piri değildir

Dört kitapta her ma'nayı söylersen

Ali yalancının piri değildir

 

Yalancı ezelden Hakk'ın düşmanı

Düşünmez mahşeri ulu divanı

Al kırmızı akar şehitler kanı

Ali yalancının piri değildir

 

İblis benlik ile takındı tavkı

Ayın okur mim sayamaz kör fakı

Zalim kalır mı sana mazlumun ahı

Ali yalancının piri değildir

 

Bin ayak bir kaba derilir yarın

Hak mizan terazi kurulur yarın

Davamız mahşerde görülür yarın

Ali yalancının piri değildir

 

Noksani davamı koydum mahşere

Ne hup ıras geldim bugün yar yare

Bihamdülillah yeldik bir hayli kare

Ali yalancının piri değildir

 

-23-

Hakk'ı görmek diler isen suret-i insana bak

Arayup gezme bu halkı cismin içre cana bak

 

Aşıkın mir'acı derler dostunun didarıdır

Bu söze ispat dilersen defter-i Rahman'a bak

 

Yedi iklim çar köşe bir dilberin vechindedir

Gel oku Ümmü'l Kitab'ı mektap irfana bak

 

Ta'an idüp yetmiş ikiye dime kim beyhudedir

Sen seni fehm eyle küfrdeki imana bak

 

Herkes bu haliyle buldu Rabb'isin bi-iştikak

Rabbel-alemin buyurdu;ayet-i Kur'an'a bak

 

Dil-i Ya'kub'un ağladub zar eyleme Yusuf deyü

Mısr-ı tende Şah oluptur Yusuf-ı Ken'an'a bak

 

Ademe hürmeten yaratıldı zemin ü asuman

Secdegah-ı alem oldu lütf ile ihsana bak

 

Hakk'ı bul öz kalbin içre gel Noksanî iş bu dem

Himmetlidir evliyanın ahd ile peymana bak

 

-24-

Hakikat rahına gideyim dersen

Günahların ele al da gel beri

Bir kamile yoldaş olayım dersen

Hırsı nefsi tamah sal da gel beri

 

Varup bir kamilden öğren nefsini

Nefsini bildinse bildin Rabb'ini

Varlıktan geçipte yok et kendini

Şeriatde edep al da gel geri

 

Tarikat dediğin bir ince yoldur

Girmek diler isen nefsini öldür

Zikr - i tesbih ile kalbini doldur

Aşk - ı illahide al da gel beri

 

Ma'rifete girmek dilerse canın

Mansur meydanıdır al gel urganın

Suret uğrusundan sakla imanın

Herkesin dilinden bil de gel beri

 

Hakikat ummandır dalabilirsen

Bir ulu şehirdir ehlin bulursan

İptida bir sadıka yoldaş olursan

Bir işini koyma dal da gel geri

 

Sağdan müsahip tut sırrını söyle

Yarını yar idüp birliği boyla

Mürebbini bulup hem delil eyle

Sadık pirden himmet al da gel geri

 

Bir kamil mürşide özünü yitür

Dört kapu kırk makam yerine getir

Dört canı bir idüp birliğe otur

Bahr - i muhabbete dal da gel beri

 

Bahr - i muhabbete dalan aşıkan

Muhabbetten kaçarı olur perişan

Dergah - ı Ali'den isterler nişan

Yükün la'l (ü) gevherden al da gel beri

 

Yükünü Mısır'dan Bağdat'a ilet

Yemen illerinde müşteri gözet

Mülkün sahibiyle hesabın düzelt

Beklemeye bekçi bul da gel beri

 

Bir oda yap çar duvarını bir et

Rüzigar girmesin ma'mur abad et

Kapusun sır kilidiyle bünyad et

Beklemeye bekçi bul da gel beri

 

Metaın açuben müşteri gözle

Sadık sofilerin izini izle

Hain haramiden metaın gizle

Cevahir sarrafın bul da gel beri

 

O mal kıymetlidir her can alamaz

Can baha vermeyen malik olamaz

Kamile irmeyen kemal bulamaz

Bir gerçekten himmet al da gel beri

 

Noksani' yem arzum hakikat raha

Bir gerçek yüzünden yetir dergaha

Bir niyazım vardır gül yüzlü Şah'a

Lütf ide diyemi sen de gel beri

 

-25-

Hamdu lillah hakkı gördüm sırrı vahdet mendedir

Kandil içre nure erdim feyzi kudret mendedir

 

Ademe erdim sürüldüm cennet içinde hemen

Tevbemi Hak kıldı makbul lütfü izzet mendedir

 

Gah celalım bahriyle gark eylerim bu alemi

Zahir eylerim cemalın Nuh'u necat mendedir

 

Hızır ile zulmat içinde içmişim abı hayat

On iki ilme karıştım ilmi hikmet mendedir

 

Set çektim cümle cihana oldum iskender bu dem

Beklerim babı vilayet şimdi nöbet mendedir

 

Mum edip ahengi davuddan süzülmüş gelirim

Möhrü Süleyman elimde taç ile taht mendedir

 

Veda kıldım İbrahimle canı kurban etmeğe

İsmailim hak yolunda koç baş bizzat mendedir

 

Yakup ile zarı kıldım ağlarım Yusuf diye

Yusuf oldum Mısır içinde kandı nebat mendedir

 

Tur'a çıktım Musa ile danışıp bin bir kelamı

Hak kelamıdır kelamım fazlı rahmet mendedir

 

İsa ile göğe ağıp ruhu kutsa ermişim

Yağmur ile yere yağdım türlü nimet mendedir

 

Eyyup ile derde düştüm hem demiş sabrı şükür

Hikmet'i Lokmana erdim renç ve sıhhat mendedir

 

Yüz yirmi dört nebi yüzüne veren ziya

Ahmedin zehrindeki hömrü nübüvvet mendedir

 

Tevrat, İncil, Zebur, Furkan sıfatımdır menim

Asliyim yüz dört kitabın yedi ayet mendedir

 

Yedi tamu içre narım yakarım münkürleri

Mazharı nuru hüdayım heft ile heşt mendedir

 

Çar anasır içinde Hakkı isbat eyledim

Mahfı sultanım ezelden tacı devlet mendedir

 

Dört kapı kırk makamı şeş cihetten okudum

Hem şeriat hem tarikat hem hakikat mendedir

 

Noksani şahi alem eşiğinde ben geda

Dergahı haktan gelirim çünkü himmet mendedir

 

-26-

Hamd ü sena olsun Perverdigâr’a

Âdem suretinde geldik bu hana

İkrar imân akıl aşk u muhabbet

Can gözümüz açup bakdık cihâna

 

Gizli eden tenler içinde canı

Can ile muhabbet itdiren kanı

Bir nefesde ihya eden âlemi

Her nutkundan girüp gezer her cana

 

Bin bir donda gezen mevcudu kendi

Her biri bir yüzde görüp inandı

Her yüzde seyr eden Hakk’a dayandı

Bu da nasip olmaz binde bir cana

 

Herkes âdemim der bilmez demini

Demine irişmeyen çeker gamını

Her ne yüzde baksa görür kemini

Kemlik kendindedir atar yabana

 

Adem’i hak bilenler Hakk’a yiterler

Nârını nûr bilüp cana atarlar

Can pazarın idüp gevher satarlar

Can ü ser virenler gelsün meydana

 

Hakikat yolundan cana kıymayan

Hakk’ı görüp evliyaya uymayan

Can kulagile Hak kelâmın dutmayan

Sureti âdemdir döner hayvana

 

Ademe hizmet kıl gönül adamı bul

Yetiş bir kâmile özün eyle kul

Muhabbet babında Rızâ’ya bend ol

Döndüre vücûdun dâr-ı cihâna

 

Her can kâmilim der tutma sözünü

Benlikte gezenin sürme izini

Nefsinden suâl it anla özünü

Nefsini bilmeyen düştü gümâna

 

Özünü sözünü bilen tamamdır

Nutku fi’li râhı on iki imamdır

Sâki-i kevserdir destinde camdır

Dolusundan içen olur mestâne

 

Dolusunu binde bir cana sunmaz

İkrarı hak bilür sözünden dönmez

Meyyiti görmemiş namazın kılmaz

Ölmeden evvel öl gel gir irfana

 

Âdem ol Noksanî âdemi anla

Pir nutkundan Hakk’ın kelâmın dinle

Özün katre idüp ummanı boyla

Ummana dalanlar çıkmaz bir yana

 

-27-

Havalanıp gönül çekme gel ceza

Kılavuzsuz gökte uçar kuş olmaz

Belaya sabır et kazaya rıza

Kişinin başına gelmez iş olmaz

 

Halına şükreyle sen sana bakın

Kendinden yukarı bakmadan sakın

Akıllı ol adın divane takın

Divaneler sırrı hergîz faş olmaz.

 

Kötülük edene sen eylik eyle

Arif ol herkesin halini söyle

Özün hâke indir alçağı boyla

Alçak yerde bahar olur kış olmaz

 

Konuş akranınla haddini tanı

Sadık kalb oluben gözlegil nânı

Hak yoluna kurban ver şirin canı

Sermaye gerektir eli boş olmaz

 

Yetiş bir mürşide aça can gözün

Sakın her ledüne harcetme sözün

Yürü Dımaşk'a da gösterme izin

Balı zehr edersin sonra nuş olmaz

 

Hak söze bak kimden gelürse haktır

Sözünü bilmeyen Hak'tan ıraktır

Ben mü'minim deyüp cihanda çoktur

Nişansız mü'minin sözü guş olmaz

 

Her yere uzatma Noksanî elin

Kalbinden bilmeze bildirme halin

Haramisi çok olursa bir belin

Uğrama ziyandır karı hoş olmaz

 

-28-

Hayâli gönlümde mihmân olalı

Gâhî deli gezeriz gâhî divâneyiz

Soyundum dost yolunda olmuşum ‘üryân

Gâh usul gezeriz gâh efsâneyiz

 

Dost cemâlin gördüm oldum serseri

Yoluna cân verip buldum Haydar’ı

Nûş edip içirdin âb-ı Kevser’i

Gâh âyık gezeriz gâh meztâneyiz

 

Âşıkız bekleriz bâb-ı velâyet

Vechinde yazılıdır ol yedi âyet

İki kaş çar kiprik zülfü tamâmet

Gâh âşıkâne gâh kıblegâhız

 

Muhammed Ali’nin aşkına düştüm

Arştan yeşil kandîl nûra karıştım

İmam Hasan ile ağu içtim

Gâh Ka’be tavâf gâh puthâneyiz

 

İmam Hüseyin’in kemter kuluyuz

Zeynel bahçesinde cân bülbülüyüz

Ma’rifet bâbında aşkın gülüyüz

Aynı Hüdâ’mile seyrândayız

 

Bakır’ın hakkı şükür ederiz

Ca’fer’in dost ismin zikir ederiz

Hemân yedi tamû’yu fikir ederiz

Nâci deryâsında dürdâneyiz

 

Musâ Kâzım ile yedi deryâyı yutup

Rızâ kapısında behişte yetip

Özüm katre edip ummana katıp

Kırklar meydânında pervâneyiz

 

Taki’yiz şol ‘âlemi gezeriz

Naki ismin dört kitâpta yazarız

Askeri’yiz ayaklardan tozarız

Secdse-i âdeme sâdıkâneyiz

 

Noksani’yiz Şâh Mehdi’ye bendeyiz

Perde inse Kırklar ile cemdeyiz

Hakkı hâzır biliriz demdeyiz

Dost eşiğine sırayla cân kurbânıyız

 

-29-

İlâhî zât-ı pâkinden budur muradım

Senden gayrisine muhtâc eyleme

Ah (ü) zâr ederim budur feryadım

Senden gayrisine muhtâc eyleme

 

Muhammed Mustafa inâyetiçün

Aliyy-il-Murtazâ velâyetiçün

Zehra ile Kibriya hidâyetiçün

Senden gayrisine muhtâc eyleme.

 

Hasan Hulki Rızâ cemâli içün

Hüseyn-i Kerbelâ merali içün

Zeynel Abidin’in kemâli içün

Senden gayrisine muhtâc eyleme

 

Ma’sum-i pâklerin yüzü suyuna

Niyazım Bâkır’ın hâk-i pâyine

Bağışla Ca’fer-i Sâdık soyuna

Senden gayrisine muhtâc eyleme

 

Mûsî-i Kâzım’dır puşt-i penâhım

Rızâ kapusıdır hem kıblegâhim

Taki hürmeti içün pâdişâhım

Senden gayrisine muhtaç eyleme

 

Naki ile aşkın bahrına daldım

Hasanü’l-Askerî’den nutkumu aldım

El, âmân Mehdi mürvete geldim

Senden gayrisine muhtaç eyleme

 

Noksanî derdmendi zaif biçâre

Sığınmışım gönlü gani Settar’e

Mürvet on iki imamlar gelmişim çâre

Senden gayrisine muhtaç eyleme

 

-30-

Kader layık gördü gurbet elini

Gönlümü sılada eğlerken gördüm

Erken kalkıp hazırlığa başlarken

Çorap çamaşırı bağlarken gördüm

 

Aldım da çantamı çıktım kapıya

Nazar ettim bağ bostana yapıya

Değer vermem mala mülke tapuya

Yarimi peşimden ağlarken gördüm

 

Yola çıktım ayaklarım gitmiyor

Yokuşu çıkmaya dizim tutmuyor

Ah ederim elim yare yetmiyor

Hasretlik gönlümü dağlarken gördüm

 

Bilmem nasip midir yoksa ki kader

Kimseye küsemem böyle mukadder

Gittikçe gönlümü aldı bir keder

Bahar seli gibi çağlarken gördüm

 

Gel vazgeç Noksani gurbet karından

Asla fayda yoktur dünya varından

Git al muradını kendi yarinden

Dermansız devayı sağlarken gördüm

 

-31-

Kimse rızasıyla çıkmaz vatandan

Lakin ab u dane dar belasıdır

Meşakkatle püryan oldu her yanım

Namerdin töhmeti ar belasıdır

 

Çok kimseler ayran bulmaz içime

Gözü yoktur bu dünyada geçime

Altmışında kır karışmaz saçıma

Berduşluk temelde har belasıdır

 

Yolu düşmez bu dünyada yokuşa

Kurban kessen eli gitmez bir işe

Sevdasını vermiş alış verişe

Zararı var ise kar belasıdır

 

Gönlünü verenler var zanaata

Zanaatın yoksa gir kanaata

Çalışıp kazanıp kon saltanata

Fazla zengin olmak zor belasıdır

 

Neden sana mevlam az taksim etmiş

Taksimde kısmetin yapana atmış

Herkes çalışırken Noksani yatmış

İdare midare var belasıdır

 

-32-

La - mekansın bi - mekansın

Bilirim cism içre cansın

Gah olursun sekiz cennet

Gahi niran olan dostum

 

La'l ü mercan kanı sensin

Gönlümün burhanı sensin

Katremin ummanı sensin

Sırr-ı Süphan olan dostum

 

Gönül meyhanesi sende

Şarab - ı la'li kande

Kapında kulluğun mende

Şah - ı sultan olan dostum

 

Aslın güher gönlün gani

Sensin bu cismimin canı

Aşıkların yol erkanı

İlm - i cavidan olan dostum

 

Cemalin nur lebin kevser

Hakikat rahına rehber

Yüz dört kitapta ser defter

Sırr - ı Fürkan olan dostum

 

Hakikat ilminin babı

Zulmet içre afıtabı

Ma'mur eyleyen harabı

Gahi viran olan dostum

 

Bilirim mekanın kande

Nişanın var bin bir canda

Noksani' m der meylim sende

Şah - ı huban olan dostum

 

-33-

Lâmekân ilinde bi nişan iken

Zuhur etti beni bir kân içinde

Üçyüz altmış altı nehirden gelen

Özüm katre etti umman içinde

 

Bir zaman ummanda cansız yatırdı

Can ceset verip el ayağım bitirdi,

Nokta olup kalbim içre oturdu

Rızkımı bitirdi ol kan içinde

 

Tekmil vücut içre saldı cihane

Nefsi verdi iki babdan âyene

Gözünde nur oldu baktım cihâne

Bencileyin yüz bin ver han içinde

 

Bir zaman maderden şir emdim kandım

Tez vakit andan dahi usandım

Diş bitirip abi nana dayandım

Vücudum beslerdim devran içinde

 

On beşine yetip buldum kemalim

Nefse uyup isyan bahrına daldım

Vesveseyle bile otuz’a geldim

Hemen gezer idim güman içinde

 

Çok ilim okudum aklım yetmedi

Cahd eyledim kimse elim tutmadı

Çok âmel kazandım fayda etmedi

Hor zelil gezerdim zindan içinde

 

Mani ilmi ledünden dersimi aldım

Okuyup fehm ettim sırrını bildim

Hakikat şehrini arz edip geldim

Kâmile yetiştim irfan içinde

 

İbtida nefsimden okuttu beni

Nunkundan diriltti bu ölmüş teni

Merhamet eyledi ol gönlü gani

Katre olup gezdim umman içinde

 

Rabbimi öğrendim cümlenin canı

Küfür deryasında buldum imânı

Derde düştüm çok ara’dım dermanı

Tabibe eriştim bir an içinde

 

Derdimin dermanı yine dert oldu

Şahı merdan zübanımda vird oldu

İkrarımız birdir ceset dört oldu

Mansur gibi gezdim meydan içinde

 

Adalet sultanı yek nazar kıldı

Üç yüz altmış altı burcumu aldı

Aduları sürdü kendisi kaldı,

Vücudum taht oldu sultan içinde

 

Gönlümün evinde kalmadı kara

Aşkı muhabbetle geldim didare

Dilimi eyledim sed hazer pare

Evsafın okunur kur’an içinde

 

Bülbül oldum gülü vasf eder dilim

Mahluk fark eylemez halim ehvalin

Gülşen bahçesine uğradı yolun

Bağı cennet huri gılman içinde

 

Bir köşede Hak kelâmın söylerler

Bir köşede raksı sema ederler

Muhabbet rahine doğru giderler

Lehmeke lehmi olmuş bir can içinde

 

Muhabbet bağında bir kubbe gördüm

Adem sıfatında aslını sordum

Aslı kainattır zatını bildim

Aleme can olan cihan içinde

 

Muhammet’tir tacı şemsiyle kamer

Ali’yul Murtaza belinde kemer

İki kulağında şebberi şübber

Hasanla Hüseyin iznan içinde

 

Bir gözünde Zeynel Aba nur olmuş

Bir gözünde İmam Bakır sır olmuş

Bir yüzünde İmam Cafer durr olmuş

Bir gözünde Kazım nuran içinde

 

Burnundan ağzından Rıza dem vurdu

Bir elinden Taki cihanı kurdu

Bir elinde Naki divane vardı

Cennet kapısında rızvan içinde

 

Hasan Aleskari’ kuvvet ayağı

Muhammet mehdidir kudret ayağı

Kubbeden zuhurdur cennetin bağı

Bir fidan bitip tir cinan içinde

 

Fidan kemalini buldu cennette

Sivi ahmer oldu sırrı vahdette

Arz eyliyen okur ilmi hikmette

Arz etmiyen kaldı güman içinde

 

On iki imamdan zuhura gelen

Çarde’yi masumu paki hak bilen

Yolunda ser verip bendesi olan

Sultan olur iki cihan içinde

 

Gülşen bahçesinde gezdim bir zaman

Gördüm ki kurulmuş bir ulu divan

Muhammet Mustafa ol şiri Yezdan

Mürşidi Kâmil var meydan içinde

 

Hakikat babında danışık olup

Muhammet’le Ali lisana gelip

Bahaneden bir nokta da yanılıp

Mürşid dare dikti meydan içinde

 

Ol zaman havadan bir top nur indi

Mürşidi kâmilin dizine kondu

Minnetçi olup bile dare durdu

Nur nura karıştı nuran içinde

 

Minnet kabul olup dardan indiler

Ağızların temannaya sundular,

Yerli yerine gediğine kondular,

Tercüman dilerler erkân içinde

 

Cebrail emroldu gülşen bağına

Tercüman getir ki niyaz dağıla

Himmetleşip girdi yolun sağına

Kendi özün buldu cinan içinde

 

Gülşan bahçesinde bir fidan gördü

Arasında sivi ahmeri buldu

Desturu şah deyip eline aldı,

Sağ elinde geldi bir an içinde

 

Cebrail öz hizmetine yer aldı,

Sivi ahmeri ol Resule sundu

Himmeti dileyip çar pare kıldı

Dört zat olup geldi zaman içinde

 

Fatimetüzzehra’dır Ali’nin yari

Beline kuşandı hem Zülfikarı

Düldül ata binip kırdı küffarı

Kamber önü sıra meydan içinde

 

Her pare içinde üçer nokta var

On iki noktadır birbirine yar

Yüzüne müştaktır şemsiyle kamer

Daim gelir gider cihan içinde

 

Bunlardır âlemin nizamın veren

Kaadili kudrete asılıp duran

Ezel yerin göğün binasın kuran

Âdemi var eden isyan içinde

 

Âdemin tevbesin kabul eyliyen

Âdemde mevcut bilmeyip söyliyen

Halkı yetmiş iki millet eyliyen

Cümlesi vird eder züban içinde

 

Yüzyirmi dört bin nebiler nuru

Evliyanın kavli sırrı ikrarı

Her taraftan gösteren nuru envarı

Sıfatı âdemde her can içinde

 

Mahluk ile her bir dilden söyliyen

Güruhu Naciden karar eyliyen

Hakikat bahrına dalıp boylıyan

Muhabbet bağında gülşan içinde

 

Noksanî’nin cesedinde can olan

Gönüller tahtında hem sultan olan

Eşidip gösteren hem dilde gelen

Evsafın okurum fur’kan içinde

 

-34-

Mansur'um deyüben meydana giren

Berdar olur ikrarından geçemez

Birlik makamından canı serveren

Katreyi görse ummandan seçemez

 

Gülşah bahçesinde dürlü gül açar

Bülbül olup gülün şevkiyle uçar

Pirden zehir gelse engür der içer

Her can zehri bal ediben içemez

 

Sırr - ı hakikati gönülden tutar

Lahmı lahm olup birliğe yiter

Narı nur eyleyüp canını atar

Yüz bin pare kılsan gönlün açamaz

 

Zahirinde mahlukata hor olur

Batınında evliyaya yar olur

Muhammed bendine giriftar olur

Aşkın zincirini kimse açamaz

 

Çar köşeye bakarım cemal görünür

Batınında yeşil tacı vurunur

Bir nazardan dü cihan görünür

Gönül kuşu olmayanlar uçamaz

 

Özü hak sözü hak kendi hak olur

Mestane suyunda yunar pak olur

Nutku kevser kendi cömert sak olur

Münkir olan dolusundan içemez

 

Noksani' ye dolu sunup kandıra

Havarici tamu içre yandıra

Dembedem meylimiz Hakk'a döndüre

Mürşide yetmeyen serden geçemez

 

-35-

Medet mürvet dedim kapina geldim

Muhammet Mustafa Ali gel yetiş

İsyan deryasına gargolup kaldim

Pirim Ulu Haci Bektaş Veli gel yetiş

 

şu benim halimi pirime bildir

Kalbimizin evini nur ile doldur

Cesedim ölmeden nefsimi öldür

Fadime Hatice Ulu gel yetiş

 

Bir tarafta nefsi emmar em azar

Bir tarafta vesvese çok hille düzer

Günahımızı yazmaktamelekler bezer

şah İmam Hasan Hüseyin Veli gel yetiş

 

Demah aldatmada geziyor her bar

Hırsa nefse fırsat vermeye cabbar

Sana sığınmışam Vahüdür Gahhar

Car günümün İmam Zeyneli Ali Aba gel yetiş

 

Yezidiler elinde müşkül halimiz

Münkür münafık farş eyledi yolumuz

İmam Bakır sen al bizim elimiz

İmam Cafer kali kaldır gel yetiş

 

Dağlarca günahımızı gel vurma yüze

Cehennem narını gösterme bize

Musayi Kazim'la Pir Musrü Riza

Tağı Naki İmam Ali gel yetiş

 

Tövbekaram günahkaram bu yolda

Medet mürvet dedim kusurum elde

Göster cemalini gizleme darda

Askeri gönlümün gülü gel yetiş

 

Noksani kulun ister didarı Cennet

Mahsumu paklarda yetişe himmet

Sana Sığınmışım Mehdi Muhammet

Sarı Saltık Kızıldeli gel yetiş

 

-36-

Narı aşkın yaktı cismini eyledi hanı harap

Saki'ya lütfet lebinden bade'i cami şarap

 

Tığı gamzin uğrayalı sine'i üryanıma

Dilimi sad pare kılıp etti bağrımı kebap

 

Çün ezelden rahi aşkı caniyle kıldık kabul

Yine anda bulduk iyman oldu haktan fethi bap

 

Zülfü zincirin takalı boynumuza ol senem

Rızadır sırrı enelhak olmuşuz üınmül kitap

 

Hızır la hemrah oluben zahmeti bulduk bu dem

İçiben abi hayatı kana geldik hem çu ap

 

Dünya ukba için cenneti niranı anmazız

Mah cemalın seyir edeliden didemiz görmedi hap

 

Aşıkız ruzi ezelden ademe kıldık sucut

Hakkı ademde bulanlar çekmedi asla azap

 

Noksani mahv eyle varın Hakkı görün aşikar

Dost görünüp her taraftan ref ola yüzden nikap

 

-37-

Nedendir de zalim felek nedendir

Yağan yağmur ile kar benim için

Artıyor günbegün dert ile keder

Niye bir kez gülmez yar benim için

 

Eller gül gönderir daim dostuna

Kahpe felek düşmüş benim kastıma

Gözün dikmiş mezarımın üstüne

Geniş dünya şimdi dar benim için

 

Görünmez dağların başı dumandır

Kaldım gurbet elde halim yamandır

Yatarım burada hayli zamandır

Derdi çekmek olur ar benim için

 

Dahi mihnet çekti erlerin eri

Nuş etti şerbeti dünyanın varı

Geçen günler geçti dönmezler geri

Bilmem daha neler var benim için

 

Bilmem bir günümü hayli zamandır

Yağar boran tipi karlı dumandır

Noksani bu dünyada halın yamandır

Belli ki yaşamak zor benim için

 

-38-

Nefse uyup gönül yolundan çıkma

Bağlanır yolların şaşarsın bir gün

Vesvas - ı hannası kalbine sokma

Ecel çengeline düşersin bir gün

 

Arılara bakup ibret alsana

Her çiçeğin hamın hasın bilsene

İkilikten geçip biri bulsana

Birlikten geçersen şaşarsın bir gün

 

Can gözün göremez edersin inat

Suret - i güzeli seversin gayet

Nefse kul olana yoktur hidayet

İmandan gümana düşersin bir gün

 

İman ile güman bir kapda durmaz

Nefse uyan münkir didarı görmez

İkrar, iman, rıza kandedir sormaz

Dar kapda kaynama taşarsın bir gün

 

İrfanlarda okur ilmim çok dersin

Tenhalarda inkar edüp yok dersin

Kız gelin aldadup hak bende dersin

Nefsin ateşinde bişersin bir gün

 

İblis ile nefs atına binersin

zag misali her bir leşe konarsın

Çiğ bişmiş demezsin elin sunarsın

Kelp olup murdarlar eşersin bir gün

 

Mahluka doğru yol ta'rif idersin

Hak'dan döner iğri yola gidersin

Halal haram her ne bulsan yudarsın

Cismine zehrolur şişersin bir gün

 

Zahirinde ummanları yüzersin

Batınında dürlü hile düzersin

Ebu Cehil gibi kuyu kazarsın

Kendi duzağına düşersin bir gün

 

Balı zehir idüp sonra içersin

Batılını tutar Haktan kaçarsın

Dilber görsen pervaz idüp uçarsın

Çok havaya çıkma düşersin bir gün

 

Nefs içün gezenler Hakk'ı bulamaz

Bin bir yere gitse murad alamaz

Hikmet - i nefsinden halas bulamaz

Dergah - ı Ali'den düşersin bir gün

 

Bunca küstahlığı özümde buldum

Sanmayın illere ben dahil geldim

Kabul eyle Şah'ım bak tevbe kıldım

Tevfikınden refikına koşarsın bir gün

 

El - haris ke'l mahrum dedi çün Ahmed

Nefsine hakim ol dilersen rahmet

Noksani mürşide kıl candan hizmet

Korktuğun hallerden aşarsın bir gün

 

-39-

Nefse uyup kim sırrı farş eyledi

Özü çürük kalbini taş eyledi

 

Lanet’i hak söyleyin ol mel’una kim

Gezmeyip rızada her işin yaş eyledi

 

Hakkı görüp münkür oldu ta ezel

Özünü merduda yoldaş eyledi

 

Halk içinde sefi meratim deyip

Taşresin dolu için boş eyledi.

 

Tenhalarda nefsi emmare ile

Zahri Man dembedem nuş eyledi

 

Hem tankı evliyadan gezmeyip

Her taraftan yolların şaş eyledi

 

Kendi kendine teberra kavlini

Okumağa daim piş eyledi

 

Böyle surette gezen bi dinlerin

Kalbini tipi boran kış eyledi

 

Noksanî eyle teberra sen ana

Kim vücudun nefs ile hoş eyledi

 

-40-

Rahi Hakka meyil eden iptida candan geçer

Dünya uhradan elin çeker hanı malından geçer

 

Mürşidi kamile yetip canı başı teslim eden

Varını mahv eyleyip hem şirki tuğyandan geçer

 

Mürşit nefesin Hak bilen sıtkiyle eyler kabul

Kusurun ele alınca pir olan kandan geçer

 

Diliyle kalbi bir olan vadına helef eylemez

Muhabbeti Hak'la olur zanla gümandan geçer

 

Mürteza ve Mustafaya bende olan her zaman

Hasan Hüseyin aşkına cümle cihandan geçer

 

Zeynel abanın kavlini can ile eden kabul

Lahmeke lehme karışır küfrü iymandan geçer

 

Bakırın sırrına yeten kul iken sultan olur

Cafer'i Sadık elinden daim erkandan geçer

 

Kazım'ın şevki gönülden kuş olup pervaz eder

Bir nazardan aşk ile kürş darı cihandan geçer

 

Musi Rızaya yetenin kavli fiili sırdadır

Mahluk anlamaz işini özliyen candan geçer

 

Muhammed Taki elinden cami aşkı nuş eden

Naki için derde düşer küllü dermandan geçer

 

Askeri dilin açıp gevher saçan bu aleme

Nef hasiyle ölüyü ihya eder kandan geçer

 

Mehdiden payını alan Hak ile yeksan olur

Batını Hakka yeter zahiri ad şandan geçer

 

Levhi mahfuzdaki yedi ayeti tefsir eden

Cümle yüzde Hakkı görür yahşi yamandan geçer

 

Noksani gel doğru raha katreyi ummana gel

Zatı pake vasil olanlar huri gılmandan geçer

 

-41-

Ruz ü şeb işimiz cevr ile isyan

Mürvet Ağuiçen sen imdat eyle

Şan-ı devletindir lutf ile ihsan

Mürvet Ağuiçen sen imdat eyle

 

Merhamet kânısın âsi kullara

Sen uğratma korktuğumuz yerlere

Kıl müyesser bizi doğru yollara

Mürvet Ağuiçen sen imdat eyle

 

Ceddin Halil-ul rahman hürmeti

Atan Zeynel Âbidin’in izzeti

Nasip eyle bize ruh- i rahmeti

Mürvet Ağuiçen sen imdat eyle

 

Dilimde ezberim kalbimde fikrim

Muhammet Ali’dir daima zikrim

Kusurum çok lâkin kesmenem şükrüm

Mürvet Ağuiçen sen imdat eyle

 

Dedin lâtaknatu min rahmetullah

Kesmenem ümidim cömertsin billah

Ali evladına dedik eyvellah

Mürvet Ağuiçen sen imdat eyle

 

Elestüde ikrar vermişiz pîrim

Ruz-i mahşer ümidim varım

Noksanî der dağlarca var kusurum

Mürvet Ağuiçen sen imdat eyle

 

-42-

Sanmayın erenler dünden bu günden

Nice binbir kerre bu hana geldik

Hak Taala nura tecelli kıldı

Ol nurdan payımız aldık da geldik

 

Kandil - i kudreti yarattı nurdan

On iki ervahı yarattı sırdan

Lamekan şehrini yarattı nurdan

Aşk u mahabbeti cevlhana geldik

 

Ademe kavuştuk cennete girdik

Havva ile orda çok demler sürdük

Yerin göğün binasını biz kurduk

Arzu kıldık anı seyrana geldik

 

Hak buyurdu buğday yemeyin hey can

Galebe eylese nefs ile şeytan

Yedikte buğdayı eyledik isyan

Sürüldük cennetten cihana geldik

 

Tevbe kıldık makbul oldu sözümüz

Muhammet cisminde açtık gözümüz

Adem'den Hatem'e sürdük yüzümüz

Ol demde suret - i insana geldik

 

Muhammet cisminde karar eyledik

Hak buyurdu Hak kelamın söyledik

İndik aşkın deryasına boyladık

İkrar verdik Şah - ı Merdan'a geldik

 

Başımıza v'urduk tac - ı Levlak'i

Çıktık seyr eyledik arş - ı eflaki

Mi'rac'a çıkuben biz gördük Hakk'ı

Hatemi hac verdik arslana geldik

 

Hadice Fatıma Muhammed Ali

Ezelden kurdular erkanı yolu

Hasan Hüseyin'dir can kurban veli

Eşiğine can baş kurbana geldik

 

İmam - ı Zeynel'den Bakır'a indik

Ca'fer - i Sadık'a göz gönül kattık

Musi - i Kazım'dan Rıza'ya yettik

Taki Naki Şah - ı hubana geldik

 

Cardeh - i Ma'sum - i pak'dir sırrımız

On iki imamlardan gelür nurumuz

Kırkların ceminde vardır yerimiz

Uğradık mekteb - i irfana geldik

 

Erenlerden biz de destur almışız

Noksani' yem Lamekan'dan gelmişiz

Münkirin gözüne perde olmuşuz

Hakikat bahsini beyana geldik

 

-43-

Ümmetlik dava kılarsan

Ver selavet Mustafa ya

Hak bendesi olam dersen

Ver iradet Murtaza ya

 

Fatimeye iyman getir

Haticeye ikrar getir

Tas ile ağu iç otur

Gel Hasan Hulki rızaya

 

İmam Hüseyin'i Hak bil

Kerbela ya var şehit ol

Bulam dersen hakka vusul

Hizmet et Zeynel aba ya

 

Muhabbet ile gel pire

Kalb evin sile süpüre

Kulluk et imam Bakır'a

Eresin lütfü hüdaya

 

İmam Cafer kavlin hakla

Sadık ol ikrarın bekle

Sırrı hakkı candan sakla

Yetesin Kazım Rızaya

 

Takiden umarsan himmet

Naki ye kıl candan hizmet

Diler isen Haktan rahmet

Özünü Hak eyle paye

 

Hasan Elaskere eriş

Din yolunda cenge karış

Kıl hak ile alış veriş

Vermegil emeğin zaya

 

Noksani bu sözün söyler

Aşkın deryasını boylar

Mehdi şaha niyaz eyler

Gire cenneti nevaya

 

-44-

Vücudun evini seyran eyledim

Bir köşenin yetmiş iki yolu var

Evvelinde altmışına uğradım

On ikinin türlü türlü hali var

 

Yedi kapı açılır arşın katında

Dördü zahirinde üçü batında

Bir kulu var kendi iradetinde

Üç yüz altmış altı yeksen kulu var

 

Bir bedestanı var kırk da dükkanı

Bin alıcı bir sarraftır satanı

Dört direk üstünde on iki nişanı

Cevher satar türlü türlü lalı var

 

Kimse bilmez o gevherin kıymetin

Bir kalesi vardır yapısı metin

Kalenin kapısın açması çetin

Bir kilidin otuz iki dili var

 

Destur olmayınca ben açamadım

Ağlayup güleni ben seçemedim

Kıldan köprü yaptın ben geçemedim

Daha bundan gayrı müşkül halı var

 

Baykuşun deveyi sağdığın gördüm

Karıncanın göğe ağdığın gördüm

Bir anadan beş kız doğduğun gördüm

Bir babanın doksan dokuz oğlu var

 

Doksan dokuz oğlan ne yedi içti

Beş kızın lebinden kuvveti geçti

Oğlanın birisi deryaya düştü

Hâlâ yüzer oynar şimdi gölü var

 

Birinin on eri var daha kızım der

Birinin beş babası var ben öksüzüm der

Bir koyunun on kuzusu var yozum der

O koyunun memesi yok südü var

 

o koyunun südü ne tatlı, acı

Anın da ana göre vardır muhtacı

Firdevs bahçesinde üç gül ağacı

Her birinin on altışar gülü var

 

OL gülün birine elim uzattım

Alma diye çağırır bir boz atlım

Bülbüllerin feryadını gözettim

Her birinin ayrı ayrı dili var

 

Noksani bu sırra ereyim dersen

Çârdeki masumu göreyim dersen

Îmanla cennete gireyim dersen

Cem evine diri varma ölü var

 

-45-

Yine havalandı gönlümün kuşu

Aşk ile şevk ile döner Şah deyu

Her dem bahar ister istemez kışı

Muhabbet bağında döner Şah deyu

 

Şer-i Muhammed'den bağlıdır başı

Hakikat yolunda döker gözyaşı

Arzu etmiş Rumda Hacı Bektaş'ı

Kubbesin üstünde döner Şah deyu

 

Mest olmuş eğlenmez aşkın bülbülü

Zehra vü Kübra'dır hakikat gülü

Saki - i kevserden gelse bir dolu

Aşk meyinden içer kanar Şah deyu

 

Hakikat meyinden içen uyanır

Hasan Hulk- u Rıza rengin boyanır

İmam Hüseyn al kanlara suvanır

Zakir sema eder döner Şah deyu

 

Masum - ı paklerden sağ kapı açar

Arif olan nice müşküller seçer

Lahmükelam olan serinden geçer

Kudretten delili yanar Şah deyu

 

Zeynel'abidin'le zindana düşer

Bakır kazanında kaynayıp pişer

Cafer ile yedi deryayı geçer

Gülşen bahçesinde döner Şah deyu

 

Kazım'la erişir gevher - i kana

Rıza ile girer hal meydanına

Sekiz uçmak içre Hak irfanma

Didarı seyreder döner Şah deyu

 

Muhammed Takiden bulur imanı

Ali Naki kaldıra za gümanı

Askeri Mehdi - i sahip zamanı

Kalpte mihman eder tutar Şah deyu

 

Noksani gönülde kuş gezer iken

Yer gök kurulmadan suda yüzerken

Kandildeki nurdan okur yazarken

Aşkın cür'asından sunar Şah deyu

 

-46-

Ya ilahi yek nefesle alemi var eyledin

Hızırı yarattın o dem düşmüşe car eyledin

 

Kimine gülzarı kıldın ol demi ettin Halil

Kimini yaktın o demde nur iken nar eyledin

 

Kimini mansur ediben mahrem ettin razıma

Söyleyip ol dem Enelhak sonra berdar eyledin

 

Kimine ol demde verdin nefsi Şeytan'ı lain

Yar iken ezel seninle anı ağyar eyledin

 

Kiminin gönlü içinde anı kıldın zemheri

Üşüdüp ol dem ile bahanesin kar eyledin

 

Kiminin kalbini o dem eyleyip yevmi bahar

Türlü bin nimet bitirdin bağı gülzar eyledin

 

Kimini bülbül edip saldın gülün sevdasına

Kimine gül şan içinde ol demi har eyledin

 

Kimine ol dem verdin masivanın hubbunu

Tama kıldı nice malı sonrasın mar eyledin

 

Kimisi ol dem içinde buldu cenneti naim

Kimini inkara saldın yarini nar eyledin

 

Ya ilahi hamdü minnet gösterip hüsnün bu dem

Noksani' ye aşkın verdin vakfı esrar eyledin

 

-47-

Yine mürüvvetim gül yüzlü pire

Eriş al elimiz pir Ağuiçen

Adular komaz ki yolumuz vara

Çıkar şehrimizden pir Ağuiçen

 

Bir yandan vesvese düşmüş kasdime

Hırsı nefsi tama gelir üstüme

Yalan gaybet böhtan gelir destime

Yapıştırır kurtar pir Ağuiçen

 

Düşmanlar geliptir başa varamam

Arada set çeker didar göremem

Cümle kusur bende ilde aramam

Bağışla suçumuz pir Ağuiçen

 

Vücudun tahtında şah seni buldum

İsyan deryasına gark oldum kaldım

Merhamet kanısın mürvete geldim

Rahmın kesme bizden pir Ağuiçen

 

Çün ezelden cismimize can idin

Gönlün ganı cömert bir Sultan idin

Biz günah edici sen gufran idin

Affet günahımız pir Ağuiçen

 

Yedi tamu yaptın sekiz de cennet

Rahmeti yarattın isyana nisbet

Can oldun cesette her cana minnet

Soldurma gülümüz pir Ağuiçen

 

Halili rahmandır pirin atası

Zehir idi bal ile doldurdu tası

Kandildeki nurdan gelir ötesi

Doğru kıl yolumuz pir Ağuiçen

 

Noksani kulunum gelmişem cara

Elimde kusurum durmuşum dara

Gafletten çıkarıp yetir didara

Koyma zulumatta pir Ağuiçen

 

-48-

Yüzün şemsü kamer gözlerin nurdur

Ayın hilaline benzer kaşların

On sekiz bin alem hüsnüne kuldur

Labin Kevser olmus dürdür dişlerin

 

Ak alnın sadeftir kirpiğin oklar

Münkir inkar olur mü’mini haklar

Gerçek aşık olan kapuyu bekler

Efendim kıyasa gelmez işlerin

 

Zülfün gül yüzüne eyler bin nikap

Münkirler gözüne görünür hicap

Yedi hat vech ile hem yüz dört kitap

Fitne salar dü cihana saçların

 

Celalinden münkirlere bakarsın

Yedi tamu içre nare yakarsın

Kalbini de vesveye sokarsın

Gözlerinden akar kanlı yaşların

 

Cemalinden bakarsan mü’min kullara

Geçer serden baştan düşer yollara

Marifet bağında gonca güllere

Gülistan bahçesinde öter kuşların

 

Seven sizi can içre cananısın

Aşıklar katredir sen umanısın

Gönül bir gemidir sen dümensin

Yelken açmak ister bu dervişlerin

 

Cemalin benzettim ümmü l- kitaba

Arifler zerredir sen afitaba

NOKSANI kusurum gelmez hisaba

Şah’ım aft kıl cümlemizin suçların

 

-49-

Zahid aç dideni bak nur - ı Yezdan kandedir

İlmü'l - esmayı oku gör canda canan kandedir

 

Aşık ol aşk ateşinde cismini mahv eyle kim

Göresin cennet - i niran hur ü gılman kandedir

 

On sekiz bin aleme ibret göziyle kıl nazar

Ademi bil ire deme gör zat - ı bürhan -kandedir

 

Nefse uyma ruh - i beyti kıl hayat - ı cavidan

Hızr ile hemrah olup gör ab - ı hayvan kandedir

 

Men aref sırrın dilersen hak - i pay - i arif ol

Ademi ma'niden oku gör kim irfan kandedir

 

Saf it mir'at kalbi anlayasın sen Hakk'ı

Vahdeti bul kesret içre gör ki Subhan kandedir

 

Zerre ol Noksani vasıl eyle şemse özünü

Katre ol gir bahr - ı aşka gör ki umman kandedir

 

                                                 -  Ozanlarımız  -