Âşık Remzâni |
MUHYİDDİN ABDAL 33
Hazırlayan: Hasan OYTUN
Muhyiddin Abdal’ın, XV. yüzyılın sonları ile XVI. yüzyılın ilk yarısında yaşadığı
bilinmektedir. Önceleri onun hayatı ve kişiliği hakkında fazla bir bilgi
bulunmamasına rağmen, son zamanlarda Bayram Durbilmez tarafından 1998′de
“Muhyiddin Abdal Divânı (İnceleme-tenkitli metin) adlı bir
“Doktora Tezi” yapılmıştır. Bu sebeple Muhyiddin Abdal’ın da hayatı, eserleri
ve kişiliği bu takdire şayan çalışma ile ilim âleminin istifadesine
sunulmuştur.
Şiirlerinde Hacı Bektaş Velî, Otman Baba, Balım Sultan, Nesimî...vb. gibi
Alevî-Kalenderî-Hurûfî-Bektaşî ulularından bahsetmektedir. Balım Sultan'dan
inâbe almış, Akyazılı İbrahim Baba'ya intisab etmiştir. Bunun yanında Yûnus
Emre, Hatayî, Kaygusuz Abdal ve Nesimî gibi şâirlerin etkisinde kalmış olduğu
bilinmektedir (Durbilmez 1996: 427-438). Elimizdeki bu bilgilerden hareketle
Muhyiddin Abdal'ın 16. yüzyılda yaşamış olabileceğini kabul edebiliriz.
-1- Acep dosttan bize nazar
olamı Dost ile usulca pazar olamı Gönül diyarına hükmün
yürüten Gönülden günüle gezer ulamı Ne ki kılsa yine malumdur
ana Görüp aybımızı yazar olamı Söylesen hak sözün yüzünü
döner Yoksa cahil haktan bizar
olamı Erenler sözünü pişirir
söyler Erin nutku candan sızar ola
mı Muhittin fariğ ol sözü
üretme Söyledikçe bu söz uzar ola
mı -2- Ala gözlü
Sultan Baba Ululardan
ulusun sen Yedi iklim dört
köşeye Arşa kürse
dolusun sen
Yüzin gören
yoksul baylur Kâfirler îmâna
gelür Seni sevmeyen
ne olur Şâh-ı kerem
Ali'sin sen Şâhısın
eksüklü kulun İçenler ayılmaz
dolun İnceden incedür
yolun Tamâm gerçek
velîsin sen Doğru sözün yol
kılıcı Çaldığın iki
bölüci Düşmüşler elin alıcı Hakkın kudret
elisin sen Dehânından
kevser akar Nazarun Hakk
yola bakar Kokun cümle
âlem kokar Muhammedün
gülüsün sen Parlayup âteşün
yanar Cümle 'âlem
şulene çunar Susayanlar
senden kanar Âb-u hayât gölüsün sen Muhyiddîn
Abdal neylersin Dipsiz denizler boylarsın Ne bilir ne söylersin Aklınmı var delisin sen
-3- Ariflerin sohbeti candan olur Küfür gider Lutf-u
imandan olur Tarikatta taatin
temiz kılan Kendi ümmet, tarıkı
dinden olur Talep ile nefsini
bilmeyene Zira bilmezsen kusur
senden olur Bunca nimetler
yenilip içilir Bilir misin aslını
kandan olur Gelsin gevher alan
madenini buldum Maden benim ol gevher
benden olur Genci buldun ise key
faş eyleme Kavga düşer aleme
dandan olur Arifler sohbeti Muhyiddin Abdal Bile nur bilmeze
zindan olur
-4- Aşk olsun meydana gelip Doğru yolunca gidene Aferin Hakkı Hak bilip Hal giyip gönül güdene Arif isen özün yokla Tevekkül kapısın bekle Geç buldun ise pek sakla Duyunnak olmaz nadana Besleme gazab atını Çekersin zulumatını Tepele nefsin itini Zarar gelmesin bedene Gönlünü yüksekten indir Ar etme alçağa kondur Açı doyur susuz kandır İbade borcun ödene Nazar ırmayıp doğru bak Doğru gidene zeval yok Rahmet eder yarlıgar Hak Hak için kulluk edene Göresin yarin yüzünü Öpesin iki gözünü Hak yargılar Hak sözünü Hub dinleyip işidene Muhyiddin Abdal aşkolsun Sırrını eller duymasın Yemişin nadan yemesin Şayet yeyiben dadana
-5- Bize serleşker olmağa Şah-i kerem Ali gerek Mürşiddir rehber olmağa Adem Akyazılı gerek Âlem ademe çıkmağa Ulu ateşler cunmağa Er verip leşker çekmeğe Gene Sultan Bali gerek Muhyeddin derviş olmağa ölmezden önden ölmeğe Bir kişi nasib almağa Edeb erkan yolu gerek
-6- Bizim tacımız süreta,
Seb'ulmesani gösterir Zira bu Seb'ulmesani, Şekl -
i insanı gösterir Giydiğimiz hırka dahi, Çektiğimiz
sikke dahi Mescid ile Mekke dahi, Hep
bu nişanı gösterir Mekke'nin tavafı yedi, Mekke
deyu kim okudu Kim dünyadan elin yudu, Ol
cavidanı gösterir Görünen Hak'dır gözünde,
Söyleyen Hak'dır sözünde İnsanın hattı yüzünde, Hatm
- ı Kur'an - ı gösterir İnsandır Hak'kın mazharı,
Hak'dır insanın azheri La'l - i lebinin kevseri,
Hayat - ı canı gösterir Hak'ka aşık olan kişi,
Hak'la olur her bir işi Aşıkların gözü yaşı, Ab - ı
hayvanı gösterir Her kimin ki pakdir özü,
Uyanık dürür can gözü Muhyeddin' in sözü yüzü,
Şerh ü beyanı gösterir -7- Çün eriştim ben cananın
izine Yüzüm sürdüm ayağının tozuna Can tutuldu zülfünün
tuzağına Dil bend oldu kaşı ile
gözüne Gönül gözü sihrinden fehme
vardı Sabrı gitti korku düştü
özüne Aşıkı bin can ile kurban
olur Aferin bu şive ile nazına Hak Taala ismini yad eyledi Otuz iki hattı yazmış yüzüne Yüzünde hem sözünde yirmi
sekiz Ol sebebden zahir oldu özüne Rence deva derdine şifa
bulur Kim ki bu nüshayı alub
yazına Zi saadet zihi devlet mürüvvet Vakıf ola o kim gire razına Muhyeddin benliğim kayıdı
benden Hayalim düşeli şeksiz yüzüne -8- Dilberim bu cisme bir can
dediler Gönüller tahtına sultan
dediler Bu dertli canların şeksiz
tabibi Seni diriltmeye derman
dediler Şanında gelmiştir (ahsenil
kısas) Budur gökten inen furkan
dediler Sıfatın zatının evrakı gibi Yüzondört sure - i Kuran
dediler Yüzün hak fatiha, serdedir
boyun Cemaline arşı rahman dediler Hüsnün cennet imiş, haddin
melekler Yanağın ravza - yı rıdvan
dediler (Kab kar şın) dir kirpik
cana Dudağın çeşme - i hayvan
dediler Vusalm ka'bine eren aşıklar Şüphesiz Yusuf u Kenan
dediler Aşkımla devr eder bu çarhı
felek Kainat hükmünle ferman
dediler Ne fettan yay imiş kaşmla
gamzen Muhittin okuna kurban
dediler -9- Dinle imdi ne diyeyim Delil-i burhandır Ali Gel eşiğne yüz süreyim Kıble i imandır Ali Pervane olup yanarsın Şarab - ı aşkı sunarsın Her müşkülünü tadarsın Mürşidi gümandır Ali Anın sırrı ayan olmaz O cevhere ziyan olmaz Vasfı dilde beyan olmaz Defter - i divandır Ali Vücudum şehrinde bulam Birliğin varlığın bilem Tamam onsekizbin alem İçinde sultandır Ali Hakikattir marifettir Tarikattır şeriattır Nübüvvettir velayettir Küllide yeksandır Ali Gel geçelim kıl ü kalı Gözetelim doğru yolu Muhammed Mustafa Ali Hem bahri ummandır Ali Hüsn - ü halkı gönlüm aldı Hüseyn cisme can oldu Bize haktan nida geldi Halikül rahmandır Ali Şunu ben diyeyin size Çün bu haber değdi bize Kimdir görünen bu göze Ki ser-i pinhandır Ali Muhittin'in cism ü canı Muhammed Ali'dir kanı Doğru seyreder cihanı Ol gene-i nihandır Ali
-10- Doğruya nazar eyleriz
Biz eğri nazar
bilmeyiz Nakd ile pazar
eyleriz Veresi pazar bilmeyiz
Biz ol mekanda oluruz
Emr ile bunda geliriz
Nakdi kamilden alırız
Kayba intizar
bilmeyiz Haktır sevdiğimiz
bizim Haktır öğdüğümüz
bizim Boyun eğdiğimiz bizim
Haktır özge yar
bilmeyiz Biz bu mülke
gelüptürüz Ölmeden ön ölüpdürüz Yar ile yar olupduruz
Arada ağyar bilmeyiz Sazımızı ele aldık Koşmamızı çalageldik Namusumuz yere saldık
Biz aşıkız ar
bilmeyiz Aşk ile meydana
geldik Nazara divana geldik Pervaneyiz yana
geldik Zincir ile dar
bilmeyiz Evvel ahır yar
kuluyuz Hayder-i Kerrar
kuluyuz Ezelden ikrar kuluyuz
Müminiz inkar
bilmeyiz Muhyiddin Abdal coşunca Dalga deryayı aşınca Aşk önümüze düşünce Hiç sabr u karar
bilmeyiz
-11- Dört mukarreb ferişte, Her
birisi bir işte Müekkeldir ademe, Adem nedir
gör işte Hak der Kur'an içinde,
Kerametim ademde Bil ki öyle olıcak, Hak'ka
çıkar bir işte Terk - i dünya ibadet, Dedi
Peygamber Ahmed Bu sözün manası ne, Gel dinle
haber işte Dinle Ahmed sözünü, Anla
sözün özünü Bilmez isen remzini,
Muhyeddin' e sor işte -12-
Elif Allah, lam Ali Mim Muhammed'dir hocam Bunu böyle bilenler Gerçek ümmettir hocam Hocalık sana oldu Ama halk bizde kaldı Her kişi aslın bilmek Farz ve sünnettir hocam Yoktan var olduğumuz İnsanca geldiğimiz Allah'ı bildiğimiz Binbir minnettir hocam Hakikatı kim göre Tarikata kim gire Marifete kim ere Bir yanar odum hocam Şaha bende olmayan Ölmeden ün ölmeyen Men arefı bilmeyen Bu yolda mattır hocam Muhittin bilmez yalan Gelsin bir öğut alan Gönlünde bilki olan Matluptan yadtır hocam -13- Erenlerin eşiğinde Yaslanıbanı yattım ben Erenlere beli dedim Sıdk ile ikrar ettim ben Şahım da rehberim oldu Heman kıblem nurum oldu Gani Otman pirim oldu Anın eteğin tuttum ben Eğnime giydim abayı Terkettim kamu kabayı Severim Sultan Baba'yı Can ile gönül kattım ben Güller açılır çağında Bülbüller öter bağında Musa ile Tur dağında Koyunu bile güttüm ben Hocamdan ben sebak aldım Okudum sebakın bildim Üstad'erdim üstad oldum Gör ne üstada erdim ben Maksudum didar eyledim Gönülden nazar eyledim Nakd ile pazar eyledim Alana gevher sattım ben Kadimi leyi ü neharım Hayat u bad - ı seherim Hem sedefim hem güherim Özge madende buldum ben Ben Muhammed'in gülüyüm Ehl - i kemalin kuluyum Dost bağının bülbülüyüm Cennet bağında öttüm ben Kim bilir aşık halinden Söyleşeyim hal dilinden Muhyiddin'em aşk elinden Uş yine deli oldum ben
-14- Erenler görünüz ne tühfe
canım Defterim elimde, dilde
divanım Okurum yazarım bir gizli
gencim Cahiller gözünden hayli
nihanım Ummandan gelirim gerçi
katreyim Denizim deryayım, bahrı
ummanım Gelende, gidende, devri
zamanda Çarh ile dönerim devri zamanım Onsekiz bin alem mevziimdir
benim Kah-ı yahşi olur, kahı
yamanım Ay ile güneşte seyran ederim Kah-ı şemsim, kah-ı maha
tapanım isa'yım, Musa'yım, hem
Mustafa'yım Ahmet'im, Mahmut'um, ehli
imanım Safilim, Sailim, gazibim,
yetim Erenler yolunda kulum,
kurbanım Muhittin Abdal`ım bir kemter
kulum Hakkın fazlıyla ehli irfanım
Ey hakka yol isteyen Bu yolda niyaz nedir Biliyorsan mürşidin Yolda kılavuz nedir Miraç gecesinde hak Buyurdu Muhammed'e Beş vakitle koy sünnet Ol sünnete farz nedir Cuma günü Ahmede Çalab bir ayna sundu Aynada ne göründü Gören arı göz nedir Yediyi sekiz ettim Sekizi dokuz ettim Unuttum hep yüz ettim Yüz içinde yüz nedir Hak yarattı her şeyi Ne var ki kötü iyi Kabul kıldı kamuyu Arada gammaz nedir Muhyittin sözü dinle Sözünü bilde söyle Kim söyler kim işitir Bu sözde iki arz nedir
-16- Ey Hak'kın talibi gezme
avare Gel boyun sun kulluk eyle
bir ere Ere yeten Hak'ka yeter yakın
bil Erden olur yine derdine çare Derdli isen iste bul
tabibini Zira tabib bimar eder bimara Sana gerek olanı iste ara Kişi Mekke'yi bulur sora
sora Hakim benim dürlü kumaş
bendedir Dükkan açub girdim bir ulu
şara Çağırın şol sarraflara kim
gelsün Uş bu gün meta' çıkardım
pazara Sarraf bilür gevherin
kıymetini Baha biçsün ol kıymetli
gevhere Arifin esrarını taş idem ben Ne münasib deyem ehi - i
inkara Okudum bildim der ise
demesün Her kimdeki var ise ol
emmare Muhyeddin' in pazarı Hak
iledir Ki gözlü gerek gele Hak'kı
göre -17- Gel beri gel ey hekim Dinle sözün hasını Kulak ver bu kelama Bilesin enfesini Dört kitabın manasın Bir elifte bulmayan Dört kitabı okusa Bilmeye esmasını Erin erin diyenler Sıfatın bezeyenler Ne erliği var ise Gidersin vesvasını Kimin kalbi saf değil Her sözü mushaf değil Bilmeyen arif değil İlim ve meşmasini Ger faki ise faki Hakkı yakin bil hakkı Havbin vechinde oku Taha ile yasini Muhittin mana ectar Alana cevher satar Kuranda delil tutar Bu sözün imlasını -18- Gelsin bizden can isteyen İstediği can bulundu Hakkın lütfu kereminden Bil-cümle ihsan bulundu .......... Bincan beter bir deminden Vücudum cem-ül ceminden Yusufu Kenan bulundu Kim görmedi ben dağladım Sözü yerinde bağladım Yetmiş iki dil ağladım Mührü Süleyman bulundu Uyan ey gafil yatmış dur Haşr olup nefh olundu sur Ağlıyor bak gözün aç, gör Ol genc-i pinhan bulundu Hak ayan oldu halka taş Dört anasırla heft ü şeş Zerre dikizlendi güneş Katrede umman bulundu Ten varup aslını buldu Can yine yerine geldi Söz burada tamam oldu Delil ve burhan bulundu Merhemi vardır yaranın Tabib eylerdi çarenin Muhittin'i bi çarenin Derdine derman bulundu -19- Hakikat bahrınin deri Yedi deryadan süzüldü Dirildi müftü müderris Nice fetvalar düzüldü Yazanlar iki dört dördün İçinde bir elif gördüm Elifi noktaya verdim Yetmiş iki harf yazıldı Kim bu sözden alır öğüt Ona mürekkeple divit Dil kalemdir gönül kağıt Kelam üstüne dizildi Yüzünde hasrolmuş kaffuha E, l, ra ile ta, ha Sanki bulut indi maha Zülfü yüzüne çözüldü Zahidin zannın boyladım Bi nokta şerhin söyledim Bin bir suali eyledim Mat oldu aklı bozuldu Niye anlamaz cim daldan Bi haberdir hat ve haldan Aciz kaldı bu sualdan Zerre zerre hep ezildi Zahidin dili tutuldu İlmi bir yola satıldı Sanırsın kaftan atıldı Ol lain kendi çözüldü Görenler feth oldu kandan Du alem kaffiyle bundan Şol Azazil çıktı dinden Haktan eksildi üzüldü Muhittin aba vü şalda İki bayram nedir yılda Nesiminin iş bu yolda Yek-ser derisi yüzüldü -20- Hazerim şarabı benim Abı hayat bendedir Kevser dileyenler
gelsin Kadir ü beraat
bendedir Geldi iman hissesi Gitti gamı gussasi Ali Hamza kissası Ol hikayet bendedir Musa ile Tur benim Cennetiyle hur benim İki benim bir benim Bin kainat bendedir Okuyup yazan dahi terazi düzen dahi Ol yedi ezen dahi Onbir kamet bendedir Ey can sözümü işit Benim mah ile hurşit Hem talibim hem
mürşit Çok hidayet bendedir Muhyiddin`im eğlence Düş oldu gizli gece Hem yenmiş türlü
rence Özge necat bendedir.
-21- İnsan, insan derler
idi İnsan nedir şimdi
bildim Can deyu söylerler
idi Bu can nedir şimdi
bildim Müminin kalbinde olan Bulmadı taşrada kalan Kendisinde buldu
bulan İman nedir şimdi
bildim Bir kılı kırk
yardıkları Birin köprü
gerdikleri Erenler gösterdikleri Erkan nedir şimdi bildim Ehli takvanın tuttuğu Müminlere ok attığı Münkirlerin
şekkettiği Güman nedir şimdi
bildim Sohbette sözünü
bilmez Sözünün yüzünü bilmez Ne gafil, özünü
bilmez Hayvan nedir şimdi
bildim Özümü eyledim zelil İnayet eyledi Celil Dil içinde yanan
delil Buhran nedir şimdi
bildim Muhyiddin eder Hak nazır Görene her yerde
hazır Nihan nedir, nedir
zahir İnsan nedir şimdi
bildim.
Katrede deryayı ummanı
buldum Eriştim, menzili payam
buldum Zehi menzil, zehi bu dem
içinde Ne kutlu saat ol devranı
buldum Aşkın pazarını seyre
dururken Nigaha düş olup cananı
buldum Can erdi vuslata ref oldu
nikab Yakub'um Yusufu Kenan'ı
buldum Vücudum turuna çıktım bi
güman Ben anda Musa'yı Ümranı
buldum Tevrat'ı, Zebur'u, hem de
İncil'i Muhammed katında furkanı
buldum Dilberim meğer ki yüzü
mushafmış Yazılmış hattında Kur'an'ı
buldum (bist ve heşt ve S ve D)
buldu nişanı Ayeti, delili, burhanı
buldum Muhittin`im bugün divan - i
Ali'de Okudum, defter ve divanı
buldum
-23- Kılarız namazı kılmayız
değil Biz hakkın emrini bilmeyiz
değil Kur'an kitabımız İslam
dinimiz Hadisten ayetten almayız
değil Bildik rumuzunu savm ı
salatın İsteyip ıssını bulmayız
değil Talibiz ruz - ü - şeb ilmu
ledüne Aşkıyla bahrine dalmayız
değil Sıdk ile mihraba tuttuk
yüzümüz Yönümüz kıbleye salmayız
değil Muhittin ağlarız bir dost
için biz Bir zaman güleriz gülmeyiz
değil -24- Keramet-i adem benim Emir-emanet bendedir Ruh u can ve kan benim Keşf-i keramet bendedir "kaf" ile
"nun"un mü'nisi İstivada değil midir? Yedi yer gök yedi mushaf Ol yedi ayet bendedir Çar anasırla dört kitap Ateş, hava, su ve turap Haşr ü neşr ve ihtisap Lavh ve devat bendedir Yüz yiğirmi dörtbin alem Üçyüz altmış beşe kadem Kuh kafa çekildi alem Had ve nihayet bendedir Aşık isen ey din eri Gezme yabanda serseri Anari gitme gel beri Nur-u hidayet bendedir Benim Kul Muhittin Abdal Bendedir hayat-ı zilal Gel dinler isen vasfı hal Arı-hikayet bendedir -25- Medine'den gider oldun
Kufe'ye Dön gitme İmam dedi sünniler Uğratırlar seni cevr ü
cefaya Dön gitme İmam dedi sünniler Kolumuzdan uçtu Ali Mürteza Neyleyeyim Mevla'dan geldi
bir kaza Ayrılmaktan ölmek yeğdir hem
bize Dön gitme İmam dedi sünniler Ümmü Gülsüm gördü şişede
kanı Yere vurup Arşa çıktı figanı Dön gitme yezitler öldürür
seni Dön gitme İmam dedi sünniler Muhyiddin yasım var aşıklar
gelsin Buna inanmayan Tamu'da
yansın Ümm - ü Gülsüm nice fırkata
kansın Dön gitme İmam dedi sünniler -26- Nefsini bilmeyen kes can
olamaz Özü hayvan dürür insan
olamaz Ol heman serseri gezer
yabanda Vücudu şehrine sultan olamaz Nutku yoktur anın hem canı
cindir Hayatı çeşme - i hayvan
olamaz Dizbediz oturur yüz yıllık
yolda Iraktır yakını mihman olamaz Hüsnü gibi hulku azız
olmayan Mısır'a Yusuf - i Ken'an
olamaz Yüzünde hak Fatiha'yı
bilmeyen Akl - i kamil ehi - i irfan
olamaz Şeriatte edebin saklamayan Tarikatte pişip büryan
olamaz Ma'rifet ahından içip
kanmayan Hakikat babında umman olamaz Muhyeddin kuş dilinden
anlamayan Göklere uçup Süleyman olamaz -27- Okusunlar yazsınlar Hoşça name düzsünler Söylenecek bir sözü İnci gibi dizsinler Girip gönül şarına Konu can pazarına Sarf eyleye birine Cevher yoğun çözsünler Şeriatı yüzleyip Marifeti izleyip Hakikati sersinler 0l hikayet bendedir Derviş olan yolunda Mana gerek dilinde Erenlerin gönlünde Balık olup yüzsünler Muhittin' e uyanlar Gelsin derdim duyanlar Ben seyyahım diyenler Can mülkünü gezsinler -28- On sekiz bin alemde Mevcut haktır şöyle bil Haktan gayri arada Kimse yoktur şöyle bil Hak söyleyip söyleten Haktır gören gösteren Hak çağıran işiten Bir mutlaktır hakkı bil İman vechinde yedi Hattı tahrir eyledi Kudret kalemi ile Yazdı takdir öyle bil Hakla yeksan olup hep Cümle şeye doğru bak Nazarı doğru olan Yüzü aktır şöyle bil Muhittin`im bir güldir Haktan ayrı değildir Anasırda ne ki var Dört sebaktır şunu bil -29- Otuz iki hurufu "Lam" ve
"ba" da bulmuşum Özün bilen arifi Ben sözünden bilmişim Bugün gün kün fekanla Karıştım ol cihanla Ben aşk ile ve canla Dört unsurdan gelmişim Yetmişüç inbisatın Sıfat içinde zatın Onyedi muhkematın Hoş bahrine dalmışım Birisi ruh ve rahmet Birisi yüzdeki hat Onbir müteşabihat Ana agah olmuşum Şeriati berk edip Tarikatı derk edip Mülk ü malı terkedip Böyle amel kılmışım Marifet hakka yardır Hakikat anda sırdır Mü'minler hepsi birdir Böyle amel kılmışım Gel ey hak muteberi Gitsin gönül hubari Ben bu tahkik haberi Evliyadan almışım Çalab bir ayna sundu Göz gördü can uyandı Gönül gamdan ayandı Ben pasları silmişim Muhittin`im ben gaip Sohbet gaip, er gaip Ben beni elden koyup Özüm hakka salmışım -30- Şah-ı Merdan hüruc etti
-31- Şeriatı yüzleyip, Tarikatı gözleyip, Marifeti izleyip, Hakikati sezsinler. Okusunlar yazsınlar, Hoşça name düzsünler, Söylenecek bir sözü, İnci gibi dizsinler. Derviş olan yolunda, Name gerek dilinde, Erenlerin gölünde, Balık gibi yüzsünler. Muhyiddin’e uyanlar, Gelsin dedim
duyanlar, Ben seyyahım
diyenler, Can mülkünü
gezsinler. -32- Şükür elhamdülillah, Kara sakal ağardı. Gördüm dağlar
başında, Ağırub kar yağardı. Eski sürüldü gitti, Geldi yenisi yetti, Ekilen yerden bitti, Yer yeşerdi köğerdi. Yerin yetti nebatı, Götürdü zulumatı, Erdi Hızır hayatı, Can bostanın suvardı. Urdu can baş
terkisin, Çekmez ölüm kaygısın, Açtı gaflet uykusun, Gönül gözün uyardı. Sünbül nergis
menekşe, Aşık oldu bu nakşe, Bunlar Hakka yüz
tutup, Her dem boynun
eğerdi. Sultana erdi kuldan, Aşık oldu gönülden, Muhyiddin can-u
dilden, Erenleri severdi. -33- Varmagıl bir yere gel
olmayınca, Sana bir mürşit kamil
olmayınca. Senin yolun varub
menzile ermez, Gönülden gönüle yol
olmayınca. Kişi alçak kapulardan
geçemez, Eğilip ham kaddi dal
olmayınca. Ol aşıka zehi aşık
demezler, Akuban gözyaşı sel
olmayınca. Men kulum dimekle
kişi kul olmaz, Özü miskin nefsi kul
olmayınca. Özü vahdet cismi
sohbet bula mı, Kişinin müşkili hal
olmayınca. Cahilin sohbetinde
can bite mi, Sohbeti has özü bal
olmayınca. Boyun çeküp göz
kırpmak kar eylemez, Dilbere söyleyüp dil
olmayınca. Muhyiddin demekle olbulunmadı, Çöp kımıldar mı hiç
yel olmayınca.
- Ozanlarımız - |