Âşık Remzâni

 

 
 
KUL HİMMET   78

Hazırlayan:  Hasan OYTUN
 
 
            Alevi inancında 7 ulu ozandan biri olan Kul Himmet, Tokat’a bağlı Almus ilçesinin bugünkü adı Görümlü Kasabası olan Varsıl köyündendir. 16. yüzyılın ikinci yarısında yaşamıştır. Kul Himmet bütün nefeslerinde Hz.Ali, 12 İmamlar ve Hacı Bektaş Veli’yi büyük bir içtenlikle anlatır. Kul Himmet’in nefesleri de diğer ulu ozanların nefesleri gibi her Alevi ceminin vazgeçilmez nefesleri arasındadır. Kul Himmet'in Pir Sultan Abdal’a bağlı olduğu, onun çevresinde yetiştiği, müridi olup O’nu izlediği şiirlerinde açıkça ortaya çıkar.
 
Ozanımızın hayatı ile ilgili daha geniş bilgi için "Yedi Ulu Ozanlar" bölümüne girebilirsiniz !
 
 
-1-
Âdem oğlu benim aslım sorarsan
Niye gelmiş niye gitmişim ben de
Gel sana bir doğru haber vereyim
Arif isen dinle kulak ver bende
 
On iki imamdan edep öğrendim
Muhammed Ali'nin haklığın bildim
Tâ ezel ezelden bir ikrar verdim
Okuduğum ilim ilm-i Umran'da
 
Dört nesneden tertip oldum yuğruldum
Geldim şu cihanda tamam bulundum
Cercis'inen bile öldüm dirildim
Vefa ile yatar idim alkanda
 
Muhabbetim Hasan Hüseyn Dehman'a
Can gözüyle bakar idim mihmana
İmam Zeynel ile girdim zindana
Yetmiş yıldır yatar idim bir handa
 
Eyüb'a vefayla bir kazan kurdum
İmam Bakır ile zuhura geldim
Eba Müslim ile bir teber çaldım
Bir zaman da cenk eyledim zamanda
 
Mürşidin nefesi haktır hakladım
İmam Cafer ilmin aldım sakladım
Üçyüz yıl da geyik ile otladım
Bir zaman da gezer idim seyranda
 
Musa Kâzım ile kurşunu yuttum
Kâmil ıssı oldum kemale yettim
Kırk yıl da Yunusla ibadet ettim
Bahri ile yüzer idim ummanda
 
Rıza'nın nefesi haktır hakladım
Mecnun ile bile yollar bekledim
Muhammed terinden bir gül sakladım
Bülbül ile gezer idim gülşanda
 
Muhammed Taki'ye özüm yetirdim
Halil ile bile nâra oturdum
On'ki imamlara iman getürdüm
Vücudum kefenim biçtim ol demde
 
Ali Nakî'ye özüm yetürdüm
Öküz ile şu dünyayı götürdüm
Üçler beşler yedilere katıldım
Kırklar ile bile idim irfanda
 
Hasan Askerî'ye ruhumu kattım
Cesedim yuğurup tabutum çattım
Nuh ile gemiyi ummana kattım
Yelken oldum bile estim tufanda
 
Yusuf ile gidip kuyuya düştüm
Hak emretti Cebrail'e ulaştım
Yakup ile oda yandım tutuştum
Ağlar idim âh ü zar ile gamda
 
Kul Himmet Üstadım günahkâr idim
Rabb'in cemalinde münevver idim
Anadan doğunca kâmil pîr idim
Şimdi bana derler makânın kande
 
-2-
Âlem sele gitse sana nolacak
Dünyada ağlama gül Ali derler
Yitirmiştir hocan seni bulacak
Uğrun uğrun bize gel Ali derler
 
Kul olsam da ben hocama yarasam
Eyüb gibi derde derman arasam
Siyah zülfün gilâbudun tarasam
İnanmaz kâfirler kel Ali derler
 
Hak nazar eylemiş var sıfatında
Binmişsen inmeyin aşkın atında
Hak muhabbet ile mürşit katında
Bize yanmış sönmüş kül Ali derler
 
Herkes bildiğince kuyu eşerse
Dalga gelir ters havalar eserse
Bir kul bir onulmaz derde düşerse
Gel derdime derman kıl Ali derler
 
Kul Himmet Üstadım doğar dolunur
Özü Mansur olan darda salınır
Yed'iklimi gezen nerde bulunur
Yine sende imiş bil Ali derler
 
-3-
Ali meydanına bir kurban geldi
İsmail'e inen koça benzettim
Anası meledi bağnmı deldi
İsmail'e inen koça benzettim

Kadir Mevlâ'm sürme çekmiş gözüne
Yüz sürelim tırnağına dizine
Koç dergâha gitti düşem izine
İsmail'e inen koça benzettim

Koçu tekbirledi kırkın birisi
Bir lokmadan kandı cümle gerisi
......................belimdedir varisi
İsmail'e inen koça benzettim

Kadir Mevlâ'm kabul etsin koçunu
Bağlayalım ayağının üçünü
Ali meydanıdır sorman suçunu
İsmail'e inen koça benzettim

Ufacık doğrayın koyun kazana
Mahrum can komayın çekin mizana
Kul olayım lügat kalem yazana
İsmail'e inen koça benzettim

İsmail'e inen koçun örneği
Yalan değil gözümüzün görneği
İdiris'e üsküf oldu tırnağı
İsmail'e inen koça benzettim

Kul Himmet Üstadım arzular canım
Koç ile birlikte akıyor kanım
Yâ İlâhi kabul olsun kurbanım
İsmail'e inen koça benzettim
 
-4-
Ali'nin cemalin âşıklar gördü
Anın için cila verdi cihana
On'ki âşık altı kapıdan geldi
Dolusunu sundu Fatıma Ana
 
Altı kapı Fatm'Ana'dan icattır
Ezelden âşıkın ervahı paktır
On'ki âlem doksan altı âyettir
Okuya okuya mal ettin cana
 
Bu nasıl buyruktur bin türlü hal var
Hak Muhammed Ali âleme server
MuhammedAli'nin yoluna dellal
On'ki âşık gönderdiler cihana
 
İmam Cafer'in buyruğu ser oldu
Ol demde on iki âşık var oldu
Muhammed Ali'ye yârıgâr geldi
Orada ayrıldı bin türlü ma'na
 
Bir kuş öter sesi gelir derinden
Herkesin çektiği kendi filinden
Kimse bilmez âşıkların halinden
Anınçün ağlarım ben yana yana
 
Kul Himmet Üstadım geride durma
Olura olmaza sırrını verme
Her yüze güleni dost olur sanma
Dost odur ki dostun oduna yana
 
-5-
Ali ismi dört kitapta okunur
Lâ ilahe illallahı yazılı
Vird edenler Ezazil'den sakınır
Lâ ilahe illallahı yazılı
 
Bektaşi Veli'nin ismi dildedir
Fatıma Ana'nm gözü yoldadır
Muhammed'in hub cemali güldedir
Lâ ilahe illallahı yazılı
 
Hasan bahçesinin gülü açıldı
Şah Hüseyin tazelendi seçildi
Huri kızlarına hülle biçildi
Lâ ilahe illallahı yazılı
 
Zeynel yarelendi akıyor kanı
Balar kazanında yıkandı donu
Elindedir İmam Cafer erkânı
Lâ ilahe illallahı yazılı
 
Musa Kâzım Iriza'nın destinde
Taki Naki Askeri'nin postunda
Cebrail'in kanadının üstünde
Lâ ilahe illallahı yazılı
 
Meyli muhabbeti saçı leyli var
Bunca âşıkların sende meyli var
Mehdi'nin boynunda bir hamaylı var
Lâ ilahe illallahı yazılı
 
Kul Himmet Üstadım dert ilâcına
Yüz sürelim Muhammed'in tacına
Fatm'Ana'nm saçbağınm ucuna
Lâ ilahe illallahı yazılı
 
-6-
Ali meydanına gelen kuzular
Hasan ile Hüseyin'in aşkına
Yaram çoktur yüreğimde sızılar
Hasan ile Hüseyin'in aşkına
 
Hacı Bektaş Veli düş geldi yine
Fatıma Ana'dan cuş geldi yine
İsmail koçuna eş geldi yine
Hasan ile Hüseyin'in aşkına
 
Hak Muhammed Ali çaldı erkânı
Hasan Hüseyin'dir gevherin kânı
Ilgıt ılgıt akar kurbanın kanı
Hasan ile Hüseyin'in aşkına
 
Zeynel Bakır Cafer bile geldiler
Gözyaşnı sile sile geldiler
İbrahim'in sürüsünden aldılar
Hasan ile Hüseyin'in aşkına
 
Kâzım Musa Rıza ile geldiler
Takî Nakî Askerî'yi buldular
Doksan bin er lokmasından yediler
Hasan ile Hüseyin'in aşkına
 
İsa gökten indi Mehdi biledir
Yaylımı sulağı arşı âlâdır
Arafat dağından koçu meledir
Hasan ile Hüseyin'in aşkına
 
Kul Himmet Üstadım gele her zaman
On'ki imamları bula her zaman
Kurbanınız kabul ola her zaman
Hasan ile Hüseyin'in aşkına
 
-7-
Altının kadrini sarrafı bilir
Açılmaz dükkânlar pazar mı ola
Salını salını sevdiğim gelir
İrakipler hile sezer mi ola
 
Seyreyledim yanağının alını
Ememedim leblerinin balını
Ayağına giymiş sırça nalını
Sevdiğim salınıp gezer mi ola
 
Yüce yüce yerlerine çıkınca
Ak ellere al kınalar yakınca
Sevdiğimin dal boyuna bakınca
Âşıkın bağrını ezer mi ola
 
Yüce yüce yaylaları yaylasam
Her güzelin bir ismini söylesem
Yalvarıp yakanp gönlüm eğlesem
Göğsünün bendini çözer mi ola
 
Kul Himmet Üstadım kendi halinde
Bir güzel sevmişim halkın dilinde
Kâtipler oturmuş kalem elinde
Sevdiğim ismini yazar mı ola
 
-8-
Âşık İbrahim de bir mâ'na söyler
Ben gidersem ismim kala dillerde
Âşıklar derdinin dermanın söyler
Ben gidersem ismim kala dillerde

İnil inil inilerim zar deyü
Gün perdeye indi vakit dar deyü
Önümüzde âşığımız var deyü
Ben gidersem ismim kala dillerde

Ötesi yok imiş burc-ı fenanın
Yalan değil bu sözüme inanın
Kesildi kısmetim tükendi nanım
Ben gidersem ismim kala dillerde

Neden ola bu âşıklar gülmedi
Dünya Sultan Süleyman'a kalmadı
Kadim değil giden geri gelmedi
Ben gidersem ismim kala dillerde

Toplansın kavimler gelsin yârenler
Ölüm ile ayrılığı bilenler
Kadim imiş emaneti verenler
Ben gidersem ismim kala dillerde

Mimar gelip tabutumu düzünce
Kaldırıp cenazem yerden üzünce
Kadir Allah fevt kalemim yazınca
Ben gidersem ismim kala dillerde

Kul Himmet Üstadım sevgi sır ola
O da iki değil hemen bir ola
Bir yâr bul ki mahşer günü yâr ola
Ben gidersem ismim kala dillerde
 
-9-
Atım eğerlendi kapıya geldi
Anam bana yana yana ağlasın
Körpe kuzularım anasız kaldı
Anam bana yana yana ağlasın

Anam duyup figanıma gelmedi
Deli gönül hasretini bulmadı
Başımızın al valası solmadı
Anam bana yana yana ağlasın

Babam tellerimi bergüzar etsin
Anam kokulasın yüzüne sürsün
Kavimlerim hısımlarım hep duysun
Anam bana yana yana ağlasın

Anam beni görür m'ola düşünde
Hasiretim kaldı kalem kaşında
Baykuş öter mezarımın taşında
Anam bana yana yana ağlasın

Göremedim kardaşımı anamı
Bacım duysa ateşime yana mı
Ellerimden soldurmadım kınamı
Anam bana yana yana ağlasın

Benli Mercan* derler benim adıma
Anam yansın ateşime oduma
Gök Yalıncak derler pîr üstadıma
Anam bana yana yana ağlasın

Kul Himmet Üstadım çektirmiş göçün
Ak gerdana dökmüş ol siyah saçın
Dünyadan ahrete göçtüğüm için
Anam bana yana yana ağlasın
 
-10-
Ay mıdır gün müdür doğmuş aleme
Yüzünde balkıyor nur Hacı Bektaş
Musa Peygamber durunca selama
Binbir kelâmını sor Hacı Bektaş
 
İdiris'te imiş gevherin kânı
Tuba ağacıymış onun mekânı
Lâ'l ü mercan bezetmişler dükkânı
Musa'nın döktüğü dür Hacı Bektaş
 
Dört kerpiç üstüne bir yapı vardır
İlmi hikmet ile ser yapı vardır
Kilidi açılmaz bir kapı vardır
Açıp bir kapısın gir Hacı Bektaş
 
Mikâil durdurmuş yağmuru yeli
Hızır zapteylemiş deryayı gölü
İsmi Âzam imiş kilidin dili
Kilidin dilini sor Hacı Bektaş
 
Muallak taşını tutmuş durursun
Hem zahirin hem bâtının görürsün
İsteyenin muradını verirsin
Bu benim muradım ver Hacı Bektaş
 
Fatma Ana imiş sararıp solan
Menzile ermeyip geride kalan
Mü'minler göğsünde Beytullah olan
Halil'in yaptığı şar Hacı Bektaş
 
Halil'in yaptığı sara varalım
Hasan ile Hüseyin'i görelim
Zeynel'e Bakır'a yüzler sürelim
Cafer'e Sadık'a er Hacı Bektaş
 
Musa Kâzım bir de Şah Ali Rıza
Bir elinde dolu birinde meze
Kâfir imamlara eyledi ceza
Gen dünya başına dar Hacı Bektaş
 
Taki Naki gülistanda seslenir
Şah Askeri kafeslerde beslenir
Nice canlar eşiğine yaslanır
Açmayalım gizli sır Hacı Bektaş
 
Haber aldım Serçeşme'nin gözünden
Mehdi Dede'm gelecektir tezinden
Her şehit var Kerbelâ'nın düzünden
İmamlara yüzler sür Hacı Bektaş
 
Kul Himmet Üstadım Pir Sultan nazlı
Yıldız'dır yaylası köyü Banazlı
Bir pınar akıyor oniki gözlü
Suyu abı zemzem der Hacı Bektaş
 
-11-
Başına gelmişe bir yol danışam
Böyle ayrılığı gören var m'ola
Bir dertli bulam da derdim bölüşem
Böyle ayrılığı gören var m'ola
 
Âşıklar kalemi böyle yazıldı
Ciğerciğim bölük bölük ezildi
Sinem şerha şerha oldu üzüldü
Böyle ayrılığı gören var m'ola
 
Âşıklar bağrımı yaralı kodu
İrakip her yerde hasmınım dedi
Ferhat'ı Şirin'den ayıran cadı
Böyle ayrılığı gören var m'ola
 
Hak Muhammed Ali bilir halimden
Bülbül vaz mı gelir gonca gülünden
Ayrılığa zor demişler ölümden
Böyle ayrılığı gören var m'ola
 
Kul Himmet Üstadım haller nic'oldu
Âh ettim irakip belâsın buldu
Sevdiğim dağların ardında kaldı
Böyle ayrılığı gören var m'ola
 
-12-
Ben bir güzel sevdim ismi Halil'dir
Koca Nester Tekkesinden gül geldi
Cebrail'in elindeki delildir
Koca Nester Tekkesinden gül geldi
 
Koca Nester Tekkesinin çitili
Hak nasip eylemis açilmis gülü
Âsiklardir gülistanin bülbülü
Koca Nester Tekkesinden gül geldi
 
Deryalardan gemi ile geçilir
Idiris'le hülle donu biçilir
Zemheride taze gülü açilir
Koca Nester Tekkesinden gül geldi
 
Gelmis oturmuslar kirklar yediler
Kirkimiz da bir kisiyiz dediler
Gâhi Hak mülküne nisan kodular
Koca Nester Tekkesinden gül geldi
 
Kul Himmet Üstadim sefil gedayim
Kahirlar görmede gamlar yudayim
Yasimiz uzun olsun binamiz kaim
Koca Nester Tekkesinden gül geldi
 
-13-
Ben de şu dünyaya geldim geleli
Çarhı felek önümüzce dönüyor
Ecel şerbetini içip kanalı
Aldatıp da yüzümüze gülüyor

Acep felek kıyar m'ola bizlere
Sarar m'ola üç beş arşın bezlere
Âlemi seyreden ala gözlere
Kör olası kara toprak doluyor

Malım var deyip de mala güvenme
Malına güvenip odlara yanma
Yâr ile bir sine girerim sanma
Nicesinin nazlı yâri kalmıyor

Şu dünya dediğin üç beş gecedir
Mü'min olanların tahtı yücedir
Feleğin malı bir ağır suçadır
Lâzım olanları alıp gidiyor

Kul Himmet Üstadım dedi de gitti
Âhiret azığın dünyada tuttu
Nöbeti gelenler koydu üğüttü
Hayra dolanıp da şerre geliyor
 
-14-
Benim günahım çok senin katında
Allah bir Muhammed Ali el'aman
Sen kerem-kânısın zahir bâtında
Allah bir Muhammed Ali el'aman
 
Fatıma Hatice Zehra da bile
Bir dilek dilersen Hasan'dan dile
Şah Hüseyin ile girdik bu yola
Allah bir Muhammed Ali el'aman
 
Zeynel Bakır Cafer üçü bir katar
Kâzım Musa Rıza gözümde tüter
Deryaya gark olan ummana batar
Allah bir Muhammed Ali el'aman
 
Taki Naki Şah Askeri düşümüz
Yine arttı cünbüşümüz cûşumuz
Mehdi Dedem Hak Resul'dür başımız
Allah bir Muhammed Ali el'aman
 
Derdimin dermanı Sultan Yalıncak
Bağlayıp da bir ikrara kalıncak
Şefaat umarım senden ölüncek
Allah bir Muhammed Ali el'aman
 
Ciğerciğim kebap gibi çevrilir
Döne döne aşk oduna kavrulur
Gönlümün evinde harman savrulur
Allah bir Muhammed Ali el'aman
 
Kul Himmet Üstadım on iki katar
Oniki dükkânda metanın satar
Tutiler kumrular kafeste öter
Allah bir Muhammed Ali el'aman
 
-15-
Bir bezirgan geldi Hint'ten Yemen'den
Alırsan gevherin tazesi geldi
Ervahı ezelden hayli zamandan
Alırsan gevherin tazesi geldi

Bektaşi Veli'dir kulun imanı
Fatıma Ana'dır canların canı
Müşterisi varsa açam dükkânı
Alırsan gevherin tazesi geldi

Muhammed Ali'den tutmuş tayını
Hasan Hüseyin'den almış payını
Onlar içmiş abı zemzem suyunu
Alırsan gevherin tazesi geldi

Zeynel'i zindanda okuyup yazar
Bakırı Cafer'i katara düzer
Bir bezirgan gelmiş yükünü çözer
Alırsan gevherin tazesi geldi

Kâzım Musa Rıza der ki varalım
Taki Naki Askeri'yi görelim
Siz söylen de biz bahasın verelim
Alırsan gevherin tazesi geldi

Mehdi Dede'm der ki helâl kâr mıdır
On'ki imamlara doğru yol mudur
Her kulun da sermayesi var mıdır
Alırsan gevherin tazesi geldi

Kul Himmet Üstadım demem naşiye
Bir güneş doğa da âlem ısıya
Haber eylen gelsin pazar basıya
Alırsan gevherin tazesi geldi
 
-16-
Bir talip de kalkıp pîre varmazsa
Ali'nin yolundan bezmiş gibidir
Eksiğin el'alıp dara durmazsa
İblis ile yoldan azmış gibidir
 
İblise uyar da yoldan azarsa
Arifler ilmini okur yazarsa
Müride talibe kuşak çözerse
Seyyit Nesimî'yi üzmüş gibidir
 
Rehberin buyruğun haklamaz ise
Arayıp da kalbin yoklamaz ise
Pîrin eşiğini beklemez ise
Kend'eliyle kuyu kazmış gibidir
 
Geçitsiz ummanı varır boylarsa
Söyleme dediğin sim söylerse
Kapılarda gezip gıybet eylerse
Kızgın sac üstünde kızmış gibidir
 
Kul Himmet Üstadım öğüdün sunar
Ciğer kebap olmuş çevrilip yanar
Azrail de gelir göğsüne çunar
Bad eser harmanın tozmuş gibidir
 
-17-
Bu âleme doğdu muhabbet nuru
Yeşildir kisveti kırmızı donu
Hak Muhammed Ali üçünden berü
Canım arzuladı göresim geldi

Hak Muhammed Ali miraç yolunda
Zülfikar belinde Düldül altında
Şahın bahçesinde gonca gülünde
Dosta bir deste gül sunasım geldi

Özge gülün dost elinde taliptir
Muhabbet elinde aşkın kalıptır
İnci mercan yakut içre döküptür
Gülşan bahçesine giresim geldi

Gülşan bahçesinde Güruhı Naci
Muhammed Mustafa urundu tacı
Elinde dolusu geldi bir bacı
Alıp o doluyu içesim geldi

Aldım o doluyu içtim mest oldum
Soyundum tarikat abında yundum
Kâmil mürşit ile pîrime geldim
İkrar verip daman tutasım geldi

İkrar verip daman tuttum getirdim
Kudret kandiline Hakk'a yetirdim
Şahın bahçesinde bir gül bitirdim
Bülbül olup güle konasım geldi

Bülbül oldum kondum aşkım açıldı
Muhammed Mustafa müşkül seçildi
Hazreti Ali'den kapı açıldı
Fatıma Ana'yı göresim geldi

Fatma Ana Hatice'nin yanında
Bir nur doğmuş Kibriya'nın kolunda
Bir dest nergiz Zöhre Ana'nın elinde
On iki imama sunasım geldi

On iki imamlar girdi düşüme
Düştüm bozatlı Hızır'ın peşine
Yeşil Hasan Hüseyin'in başına
İmam Zeynel ile sarasım geldi

İmam Zeynel ile sardım getirdim
İmam Bakır ile irfana oturdum
İmam Cafer ilmihalin getirdim
Okudum öğrendim bileşim geldi

Okudum öğrendim bildim baş ettim
Musa Kâzım ile irfana yettim
Tarikat evinde marifet tuttum
Hakikat evine giresim geldi

Hakikat evinde alâmet şahı
Dört kitap ilmini var orda oku
Rıza bahçesinde bir kemha doku
Hülle donu edip giyesim geldi

Hülle donu ettim giydim salındım
Muhammed Mustafa'da taçlar urundum
Seyyidi ekremle semle urundum
Kırklar makamına giresim geldi

Kırklar makamında Taki Naki'dir
Gelir geçer gam gönlümün dağıdır
Âhir derler bu dünyanın sonudur
Bin bir âyetini sorasım geldi

Bin bir âyet orada hem bir olur
Hasanü'l Askeri orda bulunur
Mehdi de onunla beraber gelir
Münkirlere kılıç çalasım geldi

Kul Himmet Üstadım okur yazarım
Ağda okumuşum ilim dizerim
Destur pîrim bu cihanı gezerim
Âhiri dünyadan göçesim geldi
 
-18-
Bugün bize Pir geldi
Gülleri taze geldi
Önü sıra Kamber’i
Ali Murtaza geldi
 
Ali Murtaza şahım
Yüzüdür kıblegahım
Miracdaki Muhammed
Alemde padişahım
 
Padişahım yaradan
Okur ağdan karadan
Ben Pirden ayrılalı
Bin yıl geçti aradan
 
Aramı uzattılar
Yarama tuz attılar
Bir kul geldi Fazlı’ya
Bedestanda sattılar
 
Sattılar bedestanda
Ses verir gülistanda
Muhammed’in hatemi
Bergüzar bir arslanda
 
Arslanda bergüzarım
Pir hayalin gözlerim
Hep hasretler kavuştu
Ben hala intizarım
 
İntizarlık çekerim
Lebleri bal şekerim
Ben Pir’den ayrı düştüm
Göz yaşları dökerim
 
Dökerim gözyaşını
Gör Mevla’nın işini
Keşiş kurban eyledi
Yedi oğlunun başını
 
Keşiş kurban eyledi
Kafirler kan eyledi
Gökten indi melekler
Yerde figan eyledi
 
Figan eyler melekler
Kabul olsun dilekler
Yezid bir derd eyledi
O derd beni helaklar
 
Dört eylemış kapısın
Lal–ü gevher yapısın
Yezidler şehit etti
İmamların hepisin
 
Hasana ağu virdiler
Hüseyine kıydılar
Zeynel ile Bakırı
Bir zindana koydular
 
Zindanda bir ezadır
Ca’fer yolu gözedir
Ca’ferin de bir oğlu
Musa Kazım Rıza’dır
 
Taki Naki ağlarım
Sinem yara dağlarım
Askeri ye Mehdi ye
On ikiye bağlarım
 
Müşteriye satarım
Dürlü Matah tutarım
Yüküm lal–ü gevherdir
On ikidir katarım
 
Satarım müşteriye
Kervan kalsın geriye
Cebrail huş eyledi
Cennetteki huriye
 
Cebrail huş eyledi
Hatırım hoş eyledi
Kanat verdi kuluna
Havada kuş eyledi
 
Kuş eyledi havada
Gezer dağda ovada
El kaldırmış melekler
Saf saf durmuş duada
 
El kaldırmış Hak’ına
İsm–i azam okuna
İsm–i azam duası
Tatlı cana dokuna
 
Dokunur tatlı cana
Ağlarım yana yana
İmamların davası
Kaldı ulu divana
 
Ulu divan kuruldu
Cümle mahluk derildi
Yezdan işaret etti
Sur–u mahşer vuruldu
 
Pir dediler Ali’ye
Hacı Bektaş Veli’ye
Hacı Bektaş tacını
Vurdu Kızıl Deli’ye
 
Kızıl Deli tacımız
Şah Ahmet muracımız
Karaca Ahmet Gözcümüz
Yalıncak duacımız
 
Kul Himmet Üstadımız
Bunda yoktur yadımız
Şah–ı Merdan aşkına
Hak vere muradımız
La ilahe illallah
 
-19-
Bugün dost ilinin yurduna vardım
Bu yaylanın güzelleri gelmemiş
Nazlı sevdiğimin yurduna vardım
Bu yaylanın güzelleri gelmemiş

Arap atlarına dursun beyleri
Bize geldi garip bülbül ünleri
Çifte çifte konan sehil evleri
Bu yaylanın güzelleri gelmemiş

Sordum Mecnun musun dedi Leylâ'yım
Gitme dilber dedim sana söyleyim
Sevdiğim bir Leylâ seni neyleyim
Bu yaylanın güzelleri gelmemiş

Eğlen dilber eğlen ben de geleyim
Nazlı sevdiğimi kanda bulayım
Sehil evlerinden haber alayım
Bu yaylanın güzelleri gelmemiş

İl ulus yaylasına çıktı mı ola
Yaylanın çiçeği koktu mu ola
Çarhı felek gücün yetti mi ola
Bu yaylanın güzelleri gelmemiş

Aşkın arttı derdim oldu yiğitler
Dertli yiğit alan kullar iniler
Issız kalmış kulakları çınılar
Bu yaylanın güzelleri gelmemiş

Kul Himmet Üstadım gözetir yolu
Sevdiğim gelmezse nic'olur hali
Evveli Muhammed âhiri Ali
Bu yaylanın güzelleri gelmemiş
 
-20-
Bin bir isim ile cihana gelen
Allah bir Muhammed Ali olmadı mı
Darı çeç üstünde namaz kıldıran
Hünkâr Hacı Bektaş Veli olmadı mı
 
Miracın yoluna bir arslan koydu
Kün dedi dünyanın binasın kurdu
Ol zaman arefe kerremen öttü
Öyle olunca arifler ulu olmadı mı
 
Yedi kişi irfan yolunu bekler
Muhammed arslanın sözünü haklar
Ay ile günleri koynunda saklar
Öyle olunca Fatma ulu olmadı mı
 
Yedi kişi kurdu irfan yolunu
Kim bağladı Cebrail'in kolunu
Gösterdi atası erlik gülünü
Hakikat ceminde sır olmadı mı
 
Kul Himmet Üstadım okur yazarım
Bir yeşil el geldi engûr ezerim
Ali Ali deyü ağlar gezerim
Kul Himmet Ali'ye yâr olmadı mı
 
-21-
Bugün nazlı yârim âleme gelmiş
Varsın irakipler ne derse desin
Onulmaz yaralar mehleme gelmiş
Varsın irakipler ne derse desin

Kırmızı gül karışmıştır harman
Mansur da dâr oldu bir ikranınan
S anlak yatalım bir ikrannan
Varsın irakipler ne derse desin

Gönül aşk atına bindi yarıştı
Geze geze dostun iline düştü
Hasretliler de yüz yüze kavuştu
Varsın irakipler ne derse desin

Ben dostun kitabın okur yazanm
Şöyle bir yavruda kaldı nazarım
Ben dostumun düğmelerin çözerim
Varsın irakipler ne derse desin

Kul Himmet Üstadım ikrar tazele
Biz de meyil verdik ezel ezele
Meylim düştü Ali gibi güzele
Varsın irakipler ne derse desin
 
-22-
Cihan derya iken derya su iken
Tâ ezelden arzumanım Kul Himmet
Şu dünyada hiçbir nesne yok iken
Anın için arzumanım Kul Himmet
 
Âşık olsam türlü ma'na söylesem
Bahri gibi ummanları boylasam
İmam Hüseyin'i dava eylesem
Anın için arzumanım Kul Himmet
 
Âşıklara uy dediler zamana
Mahluk muhtaç olmuş dine imana
Şimdi gayret kaldı sahip-zamana
Anın için arzumanım Kul Himmet
 
İkisi sevdiğim meth eder öğer
Hakk'ın ırahmeti insana yağar
Zöhre yıldızı da alnından doğar
Anın için arzumanım Kul Himmet
 
Ervahı ezelden Hakk'm nurudur
Muhammed Ali'nin gizli sırrıdır
Üstadımdır sevdiğimdir yarımdır
Anın için arzumanım Kul Himmet
 
Nurdandır on iki âşıkın aslı
Allah bir Muhammed Ali'dir nesli
Bir içim sudandır hocamın aslı
Anın için arzumanım Kul Himmet
 
Hatayî Pir Sultan Teslim Abdal'ı
Gönülden çıkmıyor asla hayali
Zatını sorarsan Muhammed Ali
Anın için arzumanım Kul Himmet
 
Elesti deminden gönlümün cûşu
Alan kardaşlara cevahir taşı
Doksan bin okunan âyetin başı
Anın için arzumanım Kul Himmet
 
Kul Himmet Üstadım cemalin cennet
Şol iki cihanda server Muhammed
Binbir ismi vardır bir ismi Himmet
Anın için arzumanım Kul Himmet
 
-23-
Çağıralım Muhammed'e Ali'ye
Lâ fetâ illâ Ali'dir duası
Pîrim Hünkâr Hacı Bektaş Veli'ye
Lâ fetâ illâ Ali'dir duası

Cebrail de cevlân kurup uçunca
İdiris cennette hülle biçince
Hızır Nebi Mil denizin geçince
Lâ fetâ illâ Ali'dir duası

Muhammed kalkü miraca yürüdü
Düldül Kamber Fatma Ana var idi
Bir arslan hamle etti kuş korudu
Lâ fetâ illâ Ali'dir duası

İsm-i Âzam duasına başladı
Hatemi arslanın ağzın taşladı
Arslan anda sakin oldu yavaşladı
Lâ fetâ illâ Ali'dir duası

Muhammed de vardı kırklar cemine
Hû diyelim gerçeklerin demine
Sormadılar gönlümüzün gamı ne
Lâ fetâ illâ Ali'dir duası

Selman bir üzüm getirdi ezdiler
Kırklar oturdular bade süzdüler
Cennetin üst eşiğine yazdılar
Lâ fetâ illâ Ali'dir duası

Hasan Hüseyin'e el eylediler
Zeynel Bakır Cafer gel eylediler
Kâzım Musa Rıza kul eylediler
Lâ fetâ illâ Ali'dir duası

Taki Naki Şah Askeri erenler
Mehdi ile mağaraya girenler
On'ki imamların yüzün görenler
Lâ fetâ illâ Ali'dir duası

Kul Himmet Üstadım karar kılıncak
Arayıp da musahibin buluncak
Derdimin dermanı Sultan Yalıncak
Lâ fetâ illâ Ali'dir duası
 
-24-
Dedesi oğlunu verdi hocaya
İsmini beyan eyledi heceye
Günde yedi baş keserdi geceye
Dedesinden imdat uman Hüseyin

Hüseyin'in pazarlığı hak ile
Divanına duramdım yük ile
Kâfirleri kırdırırdı ok ile
Kanı ılgıt ılgıt akan Hüseyin

Nurdan yapılıdır anın çardağı
Seherde salınır gövel ördeği
Kâfirler kaldırdı içti bardağı
Kanı ılgıt ılgıt akan Hüseyin

Sabahın seherinde kişneşir atlar
Yezitler içer de der afiyetler
İsmail de der ki ürüşür itler
Kanı ılgıt ılgıt akan Hüseyin

Nurdan yapılıdır onun odası
Dal boyuna hayran kaldı dedesi
Yemen'den geliyor onun gıdası
Gıdası kesilmez İmam Hüseyin

Kul Himmet Üstadım kollarım bağlı
Yezitler elinden ciğerim dağlı
Muhammed'in torunu Ali'nin oğlu
Davası kıyamete kalan Hüseyin
 
-25-
Dün gece seyrimde bir dolu içtim
Sultan Hacı Bektaş sen imdat eyle
Çok niyaz eyledim yalvara düştüm
Hünkâr Hacı Bektaş sen imdat eyle

Muratlar verici bir gani hansın
Eşin yok dünyada gevheri kânsın
Seni sevmeyenler odlara yansın
Hünkâr Hacı Bektaş sen imdat eyle

Muhamet Ali'dir Ali Muhammed
Seni sevenlerin didan cennet
Masum-ı pâklerden erişe himmet
Hünkâr Hacı Bektaş sen imdat eyle

Güvercin donunda süzülüp gelen
Dan çeç üstünde namaz kıldıran
Kerametle bu âlemi dolduran
Hünkâr Hacı Bektaş sen imdat eyle

Umarım ki hâre uğratma yolum
Ağzımın içinde lal etme dilim
Hasbahçe içinde soldurma gülüm
Hünkâr Hacı Bektaş sen imdat eyle

Pîrim günahkârım isyanım çoktur
Hazretine lâyık hediyem yoktur
Mürşitler mürşidi buyruğun haktır
Hünkâr Hacı Bektaş sen imdat eyle

Kul Himmet Üstadım arz'eder seni
Zahiri bâtında şefaat kânı
Kapına gelmişim mürüvvet günü
Hünkâr Hacı Bektaş sen imdat eyle
 
-26-
Dün ü günü hata etmektir işim
Tövbe günahıma estağfurullah
Muhammed Ali'ye bağlıdır başım
Tövbe günahıma estağfurullah
 
Hasan Hüseyin de Bakır nur ise
İmam Zeynel sır içinde sır ise
Eğer özümüzde benlik var ise
Tövbe günahıma estağfurullah
 
Biz İmam Cafer'in izinden çıkmak
Cafer'den yükünü tutagör ahmak
İlâyık değildir hatırlar yıkmak
Tövbe günahıma estağfurullah
 
Kâzım Musa Rıza kanım kaynaya
Taki Naki emek salmaya zaya
Dünü günü ettiğimiz bed-huya
Tövbe günahıma estağfurullah
 
Hasanü'l Askeri gülleri sata
Mehdi gönlümüzün gamını ata
Dünü günü ettiğimiz gaybete
Tövbe günahıma estağfurullah
 
Kul Himmet Üstadım Bağdat Basıra
Bak şu zamaneye bak şu asıra
Sen kerem-kânısın kalma kusura
Tövbe günahıma estağfurullah
 
-27-
Elâ gözlü usul boylu sultanım
Sen benim yaramı sar da andan git
Yaram yürektedir durmuyor kanım
Sen benim yaramı sar da andan git
 
Gidemedik yollarımız kış oldu
Kelp rakipler arkamızdan düş oldu
Derdimiz bir idi şimdi beş oldu
Sen benim yaramı sar da andan git
 
Döğün vurdun bu sineme köz ile
Bağrımı deldirdin nükte söz ile
Bir merhemin yok mu ballı tuz ile
Sen benim yaramı sar da andan git
 
Neden ola bu âşıklar gülmedi
Dosta gidem dedim nasip olmadı
Lokman Hekim geldi derman bulmadı
Sen benim yaramı sar da andan git
 
Kelp rakipler kail olmaz bu deme
Sinem yaralıdır gelmişim eme
Sağalt bu yaramı yaralı koma
Sen benim yaramı sar da andan git
 
Açıp bu sinemi bak yarası var
Yaram onulmuyor çok yarası var
Rakipler vurmuşlar ok yarası var
Sen benim yaramı sar da andan git
 
Kul Himmet Üstadım hayal kovarsın
Müştak olur görmesine iversin
Seni beni yaratanı seversin
Sen benim yaramı sar da andan git
 
-28-
Erenler derilip ceme varınca
İptida şaz olup gülen kim idi
Kabe'yi yaptırıp bina kurunca
İptida içeri giren kim idi

Kim idi dünyada bulmadı yân
Cümleden uludur Mansur'un dân
Sarı öküzün bastıcağı mermeri
Hû deyip binasın kuran kim idi

Mermerin içinde bir kutu vardır
Kutu içindeki gizli bir sırdır
Kilidini açmak hayli hünerdir
Arayıp dilini bulan kim idi

Erenler kalmaya kulun suçuna
Yolum düşe geldi kırklar içine
Bizi götürdüler Çin ü Maçin'e
Garip halimizi soran kim idi

İdiris cennette hülle biçende
Okutup dersimi verdi hocam da
Selman parsacılık etti Acem'de
Hû deyip önüne gelen kim idi

Muhammed yürüdü miracım diye
Âşıklar çağırır ver bacım diye
Selman da dinledi muhtacım diye
Selman'ın bacını veren kim idi

Kul Himmet Üstadım yolu kodular
Yol uludan uluyadır dediler
Bize böyle dedi kırklar yediler
Kırkların içinde ulu kim idi
 
-29-
"Elif" Allah adın okur yazarım
Hocam bir ders verdi "be" deyu deyü
"Te" ile "Se" de kaldı nazarım
"Cim" cemalin gördüm "he" deyü deyü
 
"Hı" Hızır İlyas'ür ezel ezelden
Haberini aldım "Dal" ile'"Zal"den
"Rı" bize yol vermiş Kalûbelâdan
Giderim yoluna "Ze" deyü deyü
 
"Sin" de sualini vermeye geldim
"Şın" deyince anda eğlendim kaldım
"Sad" okudum "Dad" dan haberin aldım
"Ti" "Zı" "Ayın" "Gayın" "Pe" deyü deyü
 
"Ka" deyince Kafdağı'nı gezerdim
"Ke" deyince türlü ma'na yazardım
"Lam" da "Mim" de "Nun" da kaldı nazarım
Nic'oldu "Vav" ile "Hı" deyü deyü
 
Kul Himmet Üstadım böyle söylerim
Haddinden ziyade umman boylarım
Yirmi sekiz harfi tamam eylerim
Âhiri "Lâmelif' "Ye" deyü deyü
 
-30-
Ey gaziler gelin irfan içinde
Bir sema eyleyek Ali aşkına
Garip bülbül gibi gülşen içinde
Bir sema eyleyek Ali aşkına

Yoloğlu olanlar yola giderler
0l pîrlerini her zaman severler
Mahşer sorgusunu bunda sorarlar
Bir sema eyleyek Ali aşkına

Yoloğlu olanı yola katarlar
Gevher alırlar da gevher satarlar
Arşta melekler de sema tutarlar
Bir sema eyleyek Ali aşkına

Yoloğlu olanlar yola çekilir
Berkitir gönlünü hora çekilir
Cümle günahlar da yere dökülür
Bir sema eyleyek Ali aşkına

Bir üzüm getirdi Selman-ı sâil
Hak'tan ne getirirse hükmüne kail
Arş üstünde sema tuttu Cebrail
Bir sema eyleyek Ali aşkına

Kul Himmet Üstadım çalınsın sazlar
Cümlesinin başı Hakk'a niyazlar
Şeyhler meşayihler gelinler kızlar
Bir sema eyleyek Ali aşkına
 
-31-
Ezelden mü'mine armağan geldi
Kırklar irfan kurdu kadim yol oldu
Acem'de şah idi Urum'a geldi
Âhirinde Hacı Bektaş Vel'oldu

Nasip dağıtınca isim değişti
Destur şah dedi de bir dolu içti
Fatm'Ana'nm gözlerinden yaş düştü
Ezdiler de o kırklara verdiler

Kırklar Beytullah'ta bir irfan kurdu
Muhammed de o irfanda esürdü
Bekçisi var kapısında kim durdu
O kim idi hal evinde hal oldu

Dört feriştah yolladılar cihana
Duydu naci bekçi oldu kırklara
Fatma Ana özün çekinca dara
Ağladı da gözü yaşı sel oldu

Muhammed Ali'ye gel dedi geldi
Yetmiş iki için şeriat koydu
Şeriat tarikatın sırn oldu
Hakikatta Hak Muhammed Al'oldu

Şah isminde şeriata varmadı
Şah'sız bu cihana destur gelmedi
İrfanı kurdular ceme yürüdü
Şah geldi de cümlesine ul'oldu

Bir meyve verdi ki tadından doymaz
Onu yemeyenler canına kıymaz
Yetmiş iki millet ol şahı sevmez
Naci kuldu, güzel şaha kul oldu

Muhammed Ali'den tuttum elim var
Hızır ile kevser içtim dolum var
Doksan altı âyet yedi ilim var
Altı kapı âşıklarda sır oldu

Kul Himmet Üstadım var mı hatası
Allah âşık Muhammed'dir putası
Şah Hatayî'm âşıkların atası
Âhirinde Hacı Bektaş Vel'oldu
 
-32-
Fatma Ana özün dara çekince
Gözünün yaşından sel olmadı mı
Ah edip gözyaşm yere dökünce
Üzüm göğerip de dal olmadı mı
 
Üzümün dalından bir üzüm oldu
Muhammed kopardı eline aldı
Dolandı önüne bir arslan geldi
Orada kaleye kal olmadı mı
 
Selman geldi Seydullahı istedi
Muhammed cemalin gördü dost dedi
Kırklar da engûru olur has dedi
Ezdiler engûru bal olmadı mı
 
Kırklar Muhammed'in yoluna baktı
Muhammed gelmedi umudu aktı
Üzümün içinden dört çiğit çıktı
Bağbandı bekçisi Vel'olmadı mı
 
Elbet Mansur olan dönmez darından
Talip olan vaz mı gelir pîrinden
Muhammed nurundan Ali serinden
Erittiler halden hal olmadı mı
 
Tevhit kalktı kuduretten uyandı
Herbirisi bir irenge boyandı
İhlâs talip olan pîre dayandı
Kemendi üstadı Al'olmadı mı
 
Kul Himmet Üstadım gör bana n'oldu
Aşkı ile benzim sarardı soldu
Cebrail Habibe irehber oldu
Mü'minlere doğru yol olmadı
 
-33-
Gafil kaldır şu gönlünden gümanı,
Bu mülkün sahibi Ali değil mi?
Yaratmıştır on sekiz bin alemi,
Rızıkların veren Ali değil mi?
 
Gelin vazgeçelim biz bu gümandan,
Vallahi çıkarız dinden imandan.
Şefaat umarız on'ki imamdan,
Onların atası Ali değil mi?
 
Yaratıldı Mülcem ol oldu düşman,
Kast etdi Ali'ye oldu peşiman.
Kangı kitapta var ol Ömer Osman,
Kur'an'da okunan Ali değil mi?
 
Bin bir adı vardır, bir adı Hızır,
Her nerde çağırsan orada hazır.
Ali'm Padişahtır, Muhammet vezir,
O fermanı yazan Ali değil mi?
 
Kul Himmet Üstadım, ben bir fukara,
Acep bulunur mu derdime çare?
Günahkarım, nasıl varam huzura?
Divanda oturan Ali değil mi?
 
-34-
Gafil kalma şaşkın bir gün ölürsün.
Dünya dolu malın olsa ne fayda.
Ettiğin işlere pişman olursun.
Pişmancalık ele geçmez ne fayda.
 
Bir gün seni götürürler evinden.
Hak-kın kelamını kesme dilinden.
Kurtulmazsın Azrail'in elinden.
Türlü türlü yolun olsa ne fayda.
 
Söylersin de sen sözünden şaşmazsın.
Helalini haramından seçmezsin.
Kesilir kısmetin suda içmezsin.
Akan çaylar senin olsa ne fayda.
 
Sen söylersin söz içinde sözün var.
Çalarsın çırparsın oğlun kızın var.
Hiç demezsin üç beş arşın bezim var.
Bedestanlar senin olsa ne fayda.
 
Kul Himmet Üstadım çöksem otursam.
Türlü varlığımı ele götürsem.
Dünya benim diye zapta geçirsen.
Bütün dünya senin olsa ne fayda.
 
-35-
Gel Ali yoluna gideyim dersen
Salmayasın Muhammed'in peşini
El kaldırıp tavaf edeyim dersen
Salmayasın Muhammed'in peşini

Şu dünyada malı mülkü n'edersin
Kahirler götürüp gamlar yutarsın
Soluna gidersen yanlış gidersin
Salmayasın Muhammed'in peşini

Soluna gidersen yoldan azarsın
Elâ gözden kanlı yaşlar süzersin
Gurbetlik illerde ağlar gezersin
Salmayasın Muhammed'in peşini

Bir köprü yaptırmış ol kıldan ince
Nicesi gidiyor gidemez nice
Muhammed kılavuz gider önünce
Salmayasın Muhammed'in peşini

Zebaniler gelir sual sormaya
Dilin tutmaz cevabını vermeye
Biri hamle eder sana vurmaya
Salmayasın Muhammed'in peşini

Zebaniler odlu topuz atışa
Her nerene değse yana tutuşa
Çağırınca Muhammed'in yetişe
Salmayasın Muhammed'in peşini

Kul Himmet Üstadım günah tartılır
Alıp gümüş mihenklere sürtülür
Muhammedi çağıranlar kurtulur
Salmayasın Muhammed'in peşini
 
-36-
Gel seninle bir ahd'aman edelim
Hal evinde hal olalım sevdiğim
Bağlanalım bir ikrara duralım
Yaradana kul olalım sevdiğim
 
Doyamadım bu dünyanın tadına
Âşık oldum Muhammed'in adına
Kerem Dede'm gibi aşkın oduna
Yana yana kül olalım sevdiğim
 
Dost cemalin yüzün gören hac'oldu
Kabe'yi tavaf eylemek nic'oldu
Sevip sevip ayrılması güc oldu
Mahşerecek bir olalım sevdiğim
 
Gel seninle bir salâha çıkalım
Enginlerden uğrun uğrun bakalım
Garip bülbül gibi kanat kalkalım
İntizarda bir olalım sevdiğim
 
Kul Himmet Üstadım nedir çareler
Göz göz oldu sızılıyor yareler
İkimizi bir kefene saralar
Bir kabirde sır olalım sevdiğim
 
-37-
Gelişin nerdendir bezirgan başı
Hint ile Maçin'den geleni bilin
Yükünün bir tayı cevahir taşı
Onun madenini bileni bilin

Var git âşık var git bu nasıl sual
Âşıkı mat etti sorduğun sual
Cihan derya iken ta ondan evvel
Yüz balığa sual soranı bilin

İnsanı yarattı çamur olmadan
Ona can gelip cihana dönmeden
Bu dünyaya hiçbir nesne gelmeden
Cansız şu dünyaya geleni bilin

İnsana buyrulan bu nasıl ferman
Lokman Hekim ona bulmadı derman
Çarkı yok peri yok döner değirmen
Müşteriden sözü alanı bilin

Kul Himmet Üstadım bu nasıl pazar
O hangi kul idi canından bezer
Bir çeşme akıyor kırk yerden süzer
O çeşme gözünü bileni bilin
 
-38-
Gitme derviş gitme sana ne dedim
Fatm'Ana'yı müjdeleyen kim idi
Bin yılda bir kere doğan yıldızı
Ali'nin alnında gören kim idi

O nasıl kul idi doğdu ölmedi
0 nasıl kul idi hergiz gülmedi
Anasının kim olduğun bilmedi
Babasına nikâh olan kim idi

Dünü günü çağırırım Hûda'ma
Yedi gün emeğin geçti o deme
Yetmiş iki gömlek indi âdeme
Gömleğin tersini giyen kim idi

Er oturur Serçeşme'nin başında
Melekler çığrışır arşın yüzünde
Zülfikar gaiptir Nil Denizi'nde
Beş vakit namazın kılan kim idi

Kul Himmet Üstadım güzeller hası
Şilinsin kalbinde kalmasın pası
Dağılınca kuduretin lokması
Mevlâ'dan izinsiz yiyen kim idi
 
-39-
Günde varsam gelsem şahı kereme
Pîre varmayınca yoktur çaresi
Lokman Hekim em çalmadı yareme
Pîre varmayınca yoktur çaresi

Toprak olsam türap olsam yol olsam
Erisem de hal evinde hal olsam
Hacı Bektaş eşiğinde kul olsam
Pîre varmayınca yoktur çaresi

İsmail'e inen koçu getirsem
Cebrail'in her hizmetin yetirsem
Selman gibi genç oğlanı görürsem
Pîre varmayınca yoktur çaresi

Seksen bin hacıyla Kabe'ye varsam
Orda Muhammed'in yüzünü görsem
Şah aşkına su dağıtsam su versem
Pîre varmayınca yoktur çaresi

Seksen bin hacıyla Kabe'ye varsam
Amentü okusam abdestim alsam
Ulu camilerde beş vakit kılsam
Pîre varmayınca yoktur çaresi

Günde günde kurban etsem yedirsem
Kurbanınız kabul ola dedirsem
Muhammed'in tülbendini yudursam
Pîre varmayınca yoktur çaresi

Bir günde üç kere kurban eylesem
Mansur gibi boynum üryan eylesem
Ağlasam ağlasam figan eylesem
Pîre varmayınca yoktur çaresi

Çağıralım Muhammed'i Ali'ye
Biz de hizmet ettik bizden uluya
Varsam hizmet etsem Kızıl Deli'ye
Pîre varmayınca yoktur çaresi

Şeyh Ahmet Dede'ye bir niyaz etsem
Gözcü Karc'Ahmet'e halim arz etsem
Kendi elim ile devemi yitsem
Pîre varmayınca yoktur çaresi

Kadir Allah sen bilirsin halimiz
Yeter m'ola eşiğine elimiz
Yine onlar mısmıl eder ölümüz
Pîre varmayınca yoktur çaresi

Kul Himmet Üstadım vallahi billah
Hüseyniler çığrışırlar hüvallah
Pîr meydanındayız Allah eyvallah
Pîre varmayınca yoktur çaresi
 
-40-
Hacı Bektaş tekkesine gireli
Dervişleri gül göründü gözüme
Zahir bâtın himmetine ereli
Dervişleri gül göründü gözüme

Hacı Bektaş vatan tutmuş Urum'dan
Bu nasıl sevdadır gitmez serimden
Hayır gülbank aldım güzel pirimden
Dervişleri gül göründü gözüme

Dervişleri mengûşesin takınır
Korkarım ki rakibinden sakınır
Anda "Bismillah" âyeti okunur
Dervişleri gül göründü gözüme

Âşıkların badesini dolduran
Düşmüşlerin elin alıp kaldıran
Dan çeç üstünde namaz kıldıran
Dervişleri gül göründü gözüme

Kul Himmet Üstadım hem kulhüvallah
Hüsnüne âşıkım Amentübillah
Yüzüm basa geldim Derviş Feyzullah
Dervişleri gül göründü gözüme
 
-41-
Hak Muhammed Ali selâm göndermiş
Gel gidelim pîrin selâmı ile
Fatm'Ana'yı yeşil nura bindirmiş
0l Habibullahın kelâmı ile

Hak Muhammed Ali sevgili dostum
Bektaşi Veli'dir dâmanım destim
Nice bezirganlar önünü kestim
Bellerde oturdum harami ile

Hasan Hüseyin'in derdine düştüm
Gemiler yaşadım deryalar geçtim
İstanbul'da Kırkçeşme'den su içtim
Sohbet ettim Âşık Viranî ile

İmam Zeynel sağ elinde saz ile
Bâkır'a Cafer'e var niyaz ile
Cebrail cennetten geldi kız ile
Muhabbet ettiler yaranı ile

Kâzım Musa Rıza'dadır nazarım
Takî Nakî sevdasına gezerim
Askerî'den dersim okur yazarım
Dört kitap okudum Kur'an'ı ile

Mehdi-i resulün eteğin tuttum
On'ki imamları gözledim gittim
Yusuf kuyusunda bir zaman yattım
Muhabbet eyledim Kenan'ı ile

Kul Himmet Üstadım sinem yaralı
Nice günler gördüm ağlı karalı
Kul Himmet de Küpeli'yi göreli
Hak nazar eylemiş cananı ile
 
-42-
Hak taâlâ Cebrail'i salınca
0l demde miraca erdi Muhammed
Haykırıp önüne arslan çıkınca
Hatemin ağzına verdi Muhammed

Doksan bin âlemi tasvir eyledi
Gördüğünü irşat etti söyledi
Muhammed yükünü bugün tayladı
Özge müşkülleri sordu Muhammed

Muhammed de mahbubuna çıkınca
İnsana acaip durup bakınca
Giyinip de hulle donun biçince
Cümle ashabını derdi Muhammed

Kul Himmet Üstadım serden geçince
Halledip de müşkülleri seçince
Ali'm pençe vurup kapı açınca
Orada kırk kimse gördü Muhammed
 
-43-
Hak'tan bir sevdadır geldi serime
Mustafa Murtaza Hayder aşkına
Yalvarırım Hacı Bektaş pîrime
Mustafa Murtaza Hayder aşkına

Fatma Ana hayalini sezerim
Şehriban Ana'da kaldı nazarım
Ali Ali diye ağlar gezerim
Mustafa Murtaza Hayder aşkına

Muhammed Ali'dir Serçeşme gözü
Hasan Hüseyin kabul et bizi
Zeynel Bakır ile sürelim izi
Mustafa Murtaza Hayder aşkına

İmam Cafer Kâzım Musa-i Rıza
Bizi dergâhından eyleme cüda
Taki ile Naki imdat et bize
Mustafa Murtaza Hayder aşkına

Hasan Askerînin bütündür ahdi
Mağaradan gelen Muhamet Mehdi
Nice âşıkları aşkına yaktı
Mustafa Murtaza Hayder aşkına

Hakikat evinde iman eylerim
Eriş Şah-ı Merdan dilek dilerim
Bu sinemi aşk oduyla delerim
Mustafa Murtaza Hayder aşkına

Kul Himmet Üstadım kaynadı coştu
Hızır Nebi Hızır İlyas ulaştı
Üç güzel sevdası serime düştü
Mustafa Murtaza Hayder aşkına
 
-44-
Hakk'ın mürselleri haber getirmiş
Her sabah her sabah yalvarır kullar
Onlar özlerini Hakk'a yetirmiş
Her sabah her sabah yalvarır kullar
 
Uyuma ki Muhammed'i göresin
Yaradan Allah'tan kısmet alasın
Günahlı isen günahsız olasın
Her sabah her sabah yalvarır kullar
 
Uymayasın kör şeytanın sözüne
Kalk gidelim Muhammed'in izine
Kul olanın uyku girmez gözüne
Her sabah her sabah yalvarır kullar
 
Açmayalım Muhammed'in sırrını
Talip olan gözetmez mi pîrini
Gülistanda dinle bülbül zarını
Her sabah her sabah yalvarır kullar
 
Nuh Peygamber ile kaldık gemide
Tabip gerek bu yareme em ede
Kimi kilisede kimi camide
Her sabah her sabah yalvarır kullar
 
Kula farz eylemiş beş vakit namaz
Namazın farzını boynunda komaz
Evliyalar enbiyalar uyumaz
Her sabah her sabah yalvanr kullar
 
Kul Himmet Üstadım ecel düş gelir
Her dem böyle gitmez bir gün kış gelir
Yaradana yalvarması hoş gelir
Her sabah her sabah yalvanr kullar
 
-45-
Her sabah her sabah ötüşür kuşlar
Allah bir Muhammed Ali diyerek
Bülbül de gül için figana başlar
Allah bir Muhammed Ali diyerek
 
Kıblemizden kısmetimiz verile
Arı da iniler kudret balına
Veysel Karan gitti Yemen eline
Allah bir Muhammed Ali diyerek
 
Biz çekelim imamların yasını
Dinleyelim gerçeklerin sesini
İmam Hasan içti ağu tasını
Allah bir Muhammed Ali diyerek
 
Mümin olan inc’elekten elendi
Talip olan Hak yoluna dolandı
Şah Hüseyin al kanlara bulandı
Allah bir Muhammed Ali diyerek
 
İmam Zeynel parelendi bölündü
Muhammed Bakır’a secde kılındı
İmam Cafer’e de erkân çalındı
Allah bir Muhammed Ali diyerek
 
Uçtu gönül kuşu bulmaz yuvası
Serimize çöktü Şah’ın havası
Musa Kazım Rızan’nın da duası
Allah bir Muhammed Ali diyerek
 
Taki ile Naki bir olup gitti
Ol Hasan Askeri nur olup gitti
Mehdi mağarada sır olup gitti
Allah bir Muhammed Ali diyerek
 
Fatma Düldül Kamber durdu duaya
İsa kahrıyla çıktı havaya
Şehriban soyundu bindi deveye
Allah bir Muhammed Ali diyerek
 
Dört kitap indi dört dine düştü
Kuran Muammed’in virdine düştü
Kul Himmet Ali’nin derdine düştü
Allah bir Muhammed Ali diyerek
 
-46-
Kur'an'ı okuyup ilmine eren
Sim hakikatta "elifi bilen
Yetmiş yedi kere cihana gelen
İllâ feta illâ Ali okunur

Kur'an'ı okuyan ilmin hannası
Dağılanda kuduretin lokması
Sultanlar sultanı gönlümün hası
İllâ feta illâ Ali okunur

Sular gibi akıp akıp durulan
Kul değildir pîr önünde yorulan
Pîr aşkına sinesinden delinen
İllâ feta illâ Ali okunur

Âşıklara dil verüben söyleyen
İnip aşkın deryasını boylayan
Divane gönlümün gamın eğleyen
Ülâ feta illâ Ali okunur

Fatma'nın belinde kemeri âyet
Yine pîrden ola bize inayet
Yere göğe destur verdi Muhammed
İllâ feta illâ Ali okunur

İmam Hasan cümlesinin başıdır
Çağırınca Şah Hüseyin işitir
Günahtan geçici gani kişidir
İllâ feta illâ Ali okunur

Sende olan gönüllerin putası
Zeynel İba'ya göz gönül katası
Bâkır'm Cafer'in nurdur atası
İllâ feta illâ Ali okunur

Kâzım Musa Rıza'yı özünde bilen
Taki'ye Naki'ye yüzünü süren
Askeri'yle bile zuhura gelen
İllâ feta illâ Ali okunur

Mehdi'nin başında yeşildir tacı
Okudu melekler indi miracı
Selman'a verildi sebatlık pacı
İllâ feta illâ Ali okunur

Kul Himmet Üstadım bu meyden içti
Bu meyden içenler kaynadı coşdu
Sekiz uçmak dokuz hesaba düştü
İllâ feta illâ Ah' okunur
 
-47-
Kurbanlık koyunda geldi meydana
Önünce delili Cebrail deyü
Ol güzelce koçtan haberin alan
Hakk'a kurban oldu İsmail deyü

Dört kimse kurbanı yerinden alan
Götürüp meydanda duaya duran
Zâkirin zikrine Düvazdeh İmam
Okuyup da alan gerçek er deyü

Tekbirini al da bıçağını vur
Eksik yerin koma hizmetini gör
Boğazla keşküle kanın öyle ser
Zira Hak sırdadır can da sır deyü

Arala postundan getir meydana
Hasan Hüseyn ile Zeynel'e cana
Bakır ile bile girdik kazana
Kaynadık yine de olduk hal deyü

Cafer ilmi hikmet kitabın okur
Bülbül gülistanın dalında şakır
Bağ-ı Arafat'ta bir delil yatur
Müminler aynası şevki nûr deyü

Musa-i Kâzımdır lokmayı sunan
Taki ile Naki nûş edip kanan
Hasan Askeri'dir irfana gelen
Mehdi şu cihanda oldu sır deyü

Amel eyle ol kurbanın işinde
Hesap onun yüreğinde döşünde
Ehl-i cemaat irfan kor başında
Saki çağırır ki kadeh sun deyü

Kul Himmet Üstadım gerçek velisin
Doluyu sunansın pîrîm Ali'sin
Rehbere armağan eder birisin
Rehberin serdiği sofradır deyü
 
-48-
Kusurum çok idi yoluma geldi
Bağışla günahım mürvet ya Ali
Aradığım kazanç hep beni buldu
Bağışla günahım mürvet ya Ali
 
Günahlara kalmaz kerem-kânısın
Hayır eyleyensin mürvet ganisin
On sekiz bin âlem sultanı sensin
Bağışla günahım mürvet ya Ali
 
Kul olanın günahları çok olur
Arar da derdinin dermanın bulur
Varır bir gerçekten haberin alır
Bağışla günahım mürvet ya Ali
 
Hint'te Muhammed'in carına yeten
Hasan Hüseyin'in elini tutan
Zeynel ile Bakır zindanda yatan
Bağışla günahım mürvet ya Ali
 
İmam Cafer imiş dünyayı buran
Kâzım Musa Rıza yoluna giden
Taki Naki Askeri'ye niyaz eden
Bağışla günahım mürvet ya Ali
 
İmamlar dergâhı bir doğru yoldur
Hak Muhammed Mehdi sen bizi güldür
Şahı Merdan derler tuttuğum eldir
Bağışla günahım mürvet ya Ali
 
Kul Himmet Üstadım halime bakın
Ayırma katan katara takın
Mürvet erler carımıza tez yetin
Bağışla günahım mürvet ya Ali
 
-49-
Leylâ'm Leylâ'm der de daim ağlarsın
Mecnun'un durduğu pınar sen misin
Kavuşturamazsın nesin beklersin
Mecnun'un durduğu pınar sen misin
 
Mecnun'u sen çok bekledin durdun mu
Gelene geçene haber sordun mu
Ezelden dertliyim deşme dedin mi
Mecnun'un durduğu pınar sen misin
 
Yolumuz uğradı bir hoş çöllere
Güzel sevdik diye düştük dillere
Garip bülbül öter oldu bağlara
Mecnun'un durduğu pınar sen misin
 
Bu pınar Ali'dir artıp çağlayan
O Leylâ'nın yollarını bağlayan
Leylâ gelir deyu Mecnun'u eğleyen
Mecnun'un durduğu pınar sen misin
 
Mecnunla bile bu pınarda kalan
Ferhat ile bile kayayı delen
Leylâ'sın bulmadan Leylâ'yı bulan
Mecnun'un durduğu pınar sen misin
 
O nasıl pınardır üç ağzı vardır
Üç lezzeti vardır üç tadı vardır
Hak Muhammed Ali üstadı vardır
Mecnun'un durduğu pınar sen misin
 
Kul Himmet Üstadım bakın hoşuna
Mim duası yazılmıştır kaşına
Ali Muhammed'tir bakın işine
Mecnun'un durduğu pınar sen misin
 
-50-
Mansur ile dara durduğum zaman
01 zaman konuştum üstadımınan
Pîrin divanına geldiğim zaman
Çok gezdim danıştım üstadımınan

Cebrail de cevlan kurup dönünce
Çevrinip kaldırdı nura konunca
Şah-ı Merdan bize dolu sunuca
Cür'asından içtim üstadımınan

Haramilik ettim belde oturdum
İki elim kızıl kana batırdım
Bezirgan vurdum da metan getirdim
Cevahir bölüştüm üstadımınan

Yusuf ile kuyulara atıldım
Yunus ile deryalara katıldım
Esir diye bir pazarda satıldım
Mısır'da buluştum üstadımınan

Hak Muhammed Ali dilimde virdim
Günbegün artıyor onulmaz derdim
Mansur'un durduğu darı da gördüm
Çözüp ağzım açtım üstadımınan

Halil Peygamberi nâra attılar
Mancınığın gökyüzüne tuttular
01 kâfir şehrinde neler ettiler
Çimene karıştım üstadımınan

Bir âyet var Fatm'Ana'nın saçında
Gören kâfir donuverdi haçında
Çok güldüm oynadım Çin ü Maçin'de
Bile kondum göçtüm üstadımınan

Hak Muhammed Ali sevgili dostum
Yağmur ile yağdım yel ile estim
Ferhat ile bile kayalar kestim
Dağlarda buluştum üstadımınan

Bölük bölük nur bulaşmış yüzüne
Ağlayı ağlayı düştüm izine
Hızır ile girdim mil denizine
Bedkânını içtim üstadımınan

Şah-ı Merdan bize dolu sunalı
Cafer ile bile içip kanalı
Bir divan söyledim on bir haneli
On ikiye yettim üstadımınan

Kul Himmet Üstadım tuttuk damanı
Orda bir eyledik ahdi amam
Çok gezdim dolandım Hind'i Yemen'i
Sevdalara düştüm üstadımınan
 
-51-
Medet Allah ya Muhammed ya Ali
Yusuf kuyusunda zindana düştüm
Gülbengi çekilen Bektaşi Veli
Gayretiniz yokmu ummana düştüm
 
Fatıma ananın eteğin tuttum
Server Muhammede göz gönül kattım
İmam Hasan ile çok metap sattım
Şah Hüseyin ile dükkana düştüm
 
İmamı Zeynele can kurban ettim
Muhammed Bakırla musahip tuttum
Caferi Sadığa göz gönül kattım
Naci deryasında ummana düştüm
 
Musa Kazım Şah Rıza ya kavuştum
Kerbela çölünde cenge giriştim
Yezit ordusuyla hayli vuruştum
Yaralandı sinem al kana düştüm
 
Taki Naki Askeri dir nurumuz
Mehdi mağarada gizli sırrımız
Cebrail ölümüz Cerrah berimiz
Kırkların ceminde erkana düştüm
 
On İki dergahında ölüm var
Gece gündüz sohbetim var demim var
Çok günahım varsa neden gamım var
Ali gibi Şahı Merdana düştüm
 
Kul Hümmet Üstadım bu nasıl yazı
Lezzet verir şirin muhabbet tuzu
Ali nin alnında Zöhre yıldızı
Meyli muhabbeti Selmana düştüm
 
-52-
Mekke ile Medine'de oturan
Seher vakti Kara Pirbat sen eriş
Toplan gözetip gülle çeviren
Seher vakti Kara Pirbat sen eriş

Selman Dedem eyek (?) saldı götürdü
Elman Dede'm muradına yetürdü
Üçyüz yıllık yerden haber getürdü
Seher vakti Kara Pirbat sen eriş

Bayraklar çekildi sancak dikildi
Pîrim destur verdi yer gök şad oldu
On iki irenkten metah dokundu
Seher vakti Kara Pirbat sen eriş

Ağdağ erenleri cümleden ulu
Muradımız versin Muhammed Ali
Ona hizmet eylen on iki veli
Seher vakti Kara Pirbat sen eriş

Kul Himmet Üstadım derdini dilden
Ben ikrar vermişim dönmem bu yoldan
On'ki imamların geldiği yerden
Seher vakti Kara Pirbat sen eriş
 
-53-
Miraç Kapısı'nda Yedikule'de
Muhammed'i gördüm yâr Ali ile
Çok hikmetler vardır arşı âlâda
Önünce Kanber'i var Ali ile

Gezer dolaşırım Hacı Bektaş'ı
Fatma Ana şu âlemin güneşi
Eleste gülünden gönlümün cuşu
Sevdası serimde bir Ali ile

Dergâha çekilir yol vara vara
Gelin sığınalım Gani Settar'a
Bağdat'ta Mansur'u çektiler dara
Mansur da iniler dar Ali ile

Dolap dost dedi de indi ırmağa
Kâmil arif gerek buna ermeğe
Hasan Hüseyin'e bir su vermeğe
Dolap da iniler zâr Ali ile

İmam Zeynel zindanında oturmuş
Bâkır'ı Cafer'i ele getirmiş
Üç yüz yılda bir top nergiz bitirmiş
Selman'ın çiğninde pîr Ali ile

Kâzım Musa Rıza ağlatma bizi
Taki Naki Asker gözetir sizi
Eczanede gördüm şemsi nur yüzü
Ahd ile peymanı var Ali ile

Kul Himmet Üstadım sen binler yaşa
Müşteriler baha vermez kumaşa
Mehdi Dede'm gelse olur temaşa
İsrafil'i çalar sur Ali ile
 
-54-
Muhammed Ali'den sünnet oldular
Muhammed'i seven salâvat versin
Onlar Muhammed'e ümmet oldular
Muhammed'i seven salâvat versin

Şeriatin şartı kaçtır dediler
Vacibin bilenler beştir dediler
Gusülün farzına üçtür dediler
Muhammed'i seven salâvat versin

Abdestin farzına dörttür dediler
Bunu bilenlere merttir dediler
İk'ellerin bileklerin yudular
Muhammed'i seven salâvat versin

Yatsı namazına doğru varalım
Bin seksen vitr vacip anda görelim
Üç avretin beş eri var bilelim
Muhammed'i seven salâvat versin

Kul Himmet Üstadım Amentübillâh
Eğer inanmazsan işte Bismillah
Evvel âhir lâ ilahe illallah
Muhammed'i seven salâvat versin
 
-55-
Muhammed Ali'nin yolun gözlerim
Odur elâ gözlü sultanım benim
Bektaşi Veli'nin izin izlerim
Odur elâ gözlü sultanım benim

Cebrail cennette sordu ahvali
Bu bir kadim yoldur öteden beri
Biri Ali'nin Düldül'ü biri Kanber'i
Odur elâ gözlü sultanım benim

Hasan Hüseyin'e ağlar gezerim
Akar çeşmim yaşı çağlar gezerim
Zeynel Bakır Cafer'dedir nazarım
Odur elâ gözlü sultanım benim

Kâzım Musa Inza'dır katarım
Taki Naki Askeri'ye yeterim
Mehdi-i Resul'ün peşin tutarım
Odur elâ gözlü sultanım benim

Kul Himmet Üstadım aklım başımda
Gündüz hayalimde gece düşümde
Selman'ın çiğninde çocuk yaşında
Odur elâ gözlü sultanım benim
 
-56-
Muhammed Ali'ye malum her işler
Sevenler mihmanı Ali'yi sever
Gelin böyle gafil durman kardaşlar
Sevenler mihmanı Ali'yi sever

Mü'minimiz mürşidimiz Ali'dir
Gittiğimiz erenlerin yoludur
Özünü bilenler mihman Ali'dir
Sevenler mihmanı Ali'yi sever

Âşık ile maşuk anda hal olur
Mihman gelir her muhabbet bol olur
Kıl köprüsü sana cadde yol olur
Sevenler mihmanı Ali'yi sever

Muhammed miraçta hem de vezirdir
Şahı Merdan üstümüzde hazırdır
Mihman ile gelen Sultan Hızır'dır
Sevenler mihmanı Ali'yi sever

Kul Himmet Üstadım ey Şah-ı Merdan
Sevdası serimden ayrılmaz her dem
Biz de böyle gördük üstaddan pirden
Sevenler mihmanı Ali'yi sever
 
-57-
Müminin ikrarı ahdi bir gerek
Yazı mı yazılır buzun üstüne
Fitili yakmağa Kâmil er gerek
Muhabbet kattılar tuzun üstüne
 
Gerçeklerde olur marifet hüner
Üfürür ateşsiz fitili yanar
Nihan olsun deme yeşil nur konar
Kırkların anası kızın üstüne
 
Hak nida eylemiş Zühre geline
Nurdan kuşak kuşattılar beline
Kırk yılda bir kere doğup doluna
Muhabbeti bir yıldızın üstüne
 
Bir kapı açıldı içeri vardım
Bir ayak üstüne kırk saat durdum
Zeynel Âbidin'i sohbette gördüm
İsmini yazdırmış sazın üstüne
 
Öz evinden ikiliği atarlar
Gevher alırlar da gevher satarlar
Doksan bin er gelmiş semah tutarlar
Ağdağ'ın başında düzün üstünde
 
Sultan Hacı Bektaş mucizat vermiş
Dahi söz mü olur sözün üstüne
 
Kul Himmet Üstadım kelâm eyledi
Hak ne buyurduysa anı söyledi .
Birikti kâfirler baskın eyledi
Ali gibi bir şah-bazın ütüne
 
-58-
Müminler bu yola türap olursa
Mahrum kalmaz Ali diye çağıran
Darda bunda zulümatta kalırsa
Mahrum kalmaz Ali diye çağıran

Akılbâlik yaşı tende ise de
Hakk'ın hayalleri canda ise de
İk'elleri kızıl kanda ise de
Mahrum kalmaz Ali diye çağıran

Talip on yaşında musahip tuta
Yiğirmide özün gerçeğe kata
Otuzunda vara mürşide yete
Mahrum kalmaz Ali diye çağıran

Kırk yaşında pişkin dese sözünü
Ellisinde türap etse özünü
Altmışında Hakk'a dikse gözünü
Mahrum kalmaz Ali diye çağıran

thlâs talip pîr yolunda olursa
Yetmişinde belâsına durursa
Sekseninde Hak aşkına verirse
Mahrum kalmaz Ali diye çağıran

Kul Himmet Üstadım.......hanını
Doksanında değiştirse donunu
Yüz yaşında Hakk'a verse tenini
Mahrum kalmaz Ali diye çağıran
 
-59-
Ne güzel sevmişim hayli zamandan
Muhammed Ali'nin havası ile
Çok meta' kaldırdım Hint'ten Yemen'den
Bektaşi Veli'nin devesi ile

Kâtipler hüsnünü yazdı bir zaman
Bahriler ummanda yüzdü bir zaman
Hüseyn âşık oldu gezdi bir zaman
O da Fatm'Ana'nın hevesi ile

Yedi kişi lokma verdi ye deyü
Beyan edip şu sırrını de deyü
Hasan Hüseyin de yandı su deyü
Bir kuyu verdiler kovası ile

Zeynel Bakır müminlerin imanı
Cafer'i Sadık'ın yoktur gümanı
Gezdim seyreyledim Hind'i Yemen'i
O yedi kişinin duası ile

Kazım Musa Rıza bendi coşurdu
Taki Naki Askeri'ye düşürdü
Verdi aşkın küresinde pişirdi
Kavurdular aşkın tavası ile

Mehdi Dede'm geldi girdi düşüme
Sır vermedim yaranıma eşime
Bir kuşcağız mekân tuttu başıma
Cücüğün özledi yuvası ile

Kul Himmet Üstadım artıyor derdim
Şah-ı Merdan Ali dilimde virdim
Şah Necef dağında Ali'yi gördüm
Gezdim Tur dağını ovası ile
 
-60-
Sabahtan uğradım Sultan Oyuk'a
Irast geldim şehitlerin beşine
Onda Sultan Hızır düş geldi bana
Yüzüm sürdüm ayağına peşine

Birinin bakışı aklımı aldı
Birisi onulmaz sevdaya saldı
Birinin hayali gönlümde kaldı
Selâm saldım yaranına eşine

Ağlayı ağlayı düştüm izine
Sürmeler çekinmiş elâ gözüne
Kaldır nikabını bakam yüzüne
Mim duası yazılıdır başına

Hani benim elâ gözlü lökerim
Gözlerimden kanlı yaşlar dökerim
Dili şerbet dudakları şekerim
Şeker değmiş dudağına dişine

Kul Himmet Üstadım sırrım saklı mı
Gönül seyyah olmuş gezer iklimi
Üç güzel sevmişim alır aklımı
Çeşit çeşit vala bağlar başına
 
-61-
Sarıkebe güzel keklik alamaz
Yürü şahin isen öne gel öne
Yazı kuşu gül kadirin bilemez
Bülbül isen güle kona gel kona

Aşk ezelden âşıkların yârıdır
Senin aşk dediğin Hakkın nurudur
Ayda yılda gelmek gönül farıdır
Bugün git de yarın yine gel yine

Âşıklar gamlıdır değmen gönüle
Gönül bir güzele düştü beğile
Dolap gibi döne döne inile
Marifet suyuyla yuna gel yuna

Kıyma felek kıyma dahi genç yaşım
Eğer ağlar m'ola yaranım eşim
Sakın ağlamasın bacım kardaşım
Derdimin ortağı ana gel ana

Halil'in yaptığı köye şar isen
Sen de Muhammed'e intizar isen
Eğer âşıklara özge yâr isen
Sualim vermeğe sine gel sine

Kul Himmet Üstadım doğan olmasın
Kelp irakip kastimize yelmesin
Azrail'le tatlı canım almasın
Kendi elin ile ala gel ala
 
-62-
Sevdiğim Allah bir Muhammed Ali
Günahkârım günahımı bağışla
Pîrim hünkâr Hacı Bektaşi Veli
Günahkârım günahımı bağışla
 
Fatma Ana ile oynadım güldüm
Ağladıkça çeşmim yaşını sildim
Günahkârım sana mürvete geldim
Günahkârım günahımı bağışla
 
İmam Hasan ile çok yedim içtim
İmam Hüseyin'e derdimi deştim
İmam Zeynel Bakır Cafer'e düştüm
Günahkârım günahımı bağışla
 
Kâzım Musa Rıza dahi nerdedir
Taki Naki Şah Askeri ordadır
Mehdi mağarada Mansur dardadır
Günahkârım günahımı bağışla
 
Kul Himmet Üstadım benzim gazelden
Mevlâ'm muradımı vere tez elden
Sana cömert derler ezel ezelden
Günahkârım günahımı bağışla
 
-63-
Seyrimde bir sara vardım
On iki dükkânı vardır
Muhammed Ali'yi gördüm
Ne güzel mekânı vardır

Ali'yi sevdim ezeli
Sevdaya düştüm seveli
Urum'da Bektaşi Veli
Onun yeşil donu vardır

Hasan'a kalındı nazar
Hüseyin okuyup yazar
Yakup ne ağlayıp gezer
Yusuf-i Kenan'ı vardır

Zeynel'e zindanda yol var
Bâkır'ı Cafer'de hal var
Musa-i Kâzım'a yalvar
Göğsünde imanı vardır

Taki'yle Naki gelecek
Şah Askeri'yi bulacak
Mehdi'de kılıç çalacak
İmamların kanı vardır

Kul Himmet Üstadım iren
Yıkık gönlüm evi viran
Kulun kısmetini veren
Âlemin sultanı vardır
 
-64-
Seyyah oldum şu alemi gezerim
Bir dost bulamadım gün akşam oldu
Kendi efkarımla okur yazarım
Bir dost bulamadım gün akşam oldu
 
İki elim gitmez oldu yüzümden  
Ah ettikçe kan yaş gelir gözümden   
Kusurum gördüm kendi özümden   
Bir dost bulamadım gün akşam oldu  
 
Bozuk şu dünyanın düzeni bozuk  
Tükendi daneler kalmadı azık  
Yazıktır şu geçen ömüre yazık  
Bir dost bulamadım gün aksam oldu    
 
Gene kırcalandı dağların başı
Durmadan akıyor gözümün yaşı
Verdiği emeği alıyor kişi
Bir dost bulamadım gün akşam oldu
 
Kul Himmet Üstadım ummana daldım
Gidenler gelmedi bir haber alam
Abdal Oldum Çullar Geydim Bir Zaman  
Bir Dost Bulamadım Gün Akşam Oldu
 
-65-
Seyyah olup şu âlemi gezerken
Dest edip cihanı gezen geldin mi
Şu garip başımdan aldın aklımı
Aklımı başımdan alan geldin mi
 
Her ne ister isen açık bazanım
Dost aşkına ben derimi yüzerim
Hayalinde gönül eğler gezerim
Dermansız yaramı saran geldin mi
 
Aşkın küresinde yüreğim pişti
Korkarım araya engel karıştı
Şahı Merdan Ali geldi yerişti
Gizli sırlarıma eren geldin mi
 
Naz etme sevdiğim nazın vakti mi
Gönül seyyah eder gezer iklimi
Bir güzel sevmişim alır aklımı
Hemi alıp hemi veren geldin mi
 
Kul Himmet Üstadım aklımı aldı
Serimi onulmaz sevdaya saldı
Dahi bir kaç sözüm bekaya kaldı
Dünyada ahrette yaran geldin mi
 
-66-
Sofu üç pınarın gözün ararsan
Onu bilen bu cihanı fark eder
Deryadaki kuşun izin ararsan
Onu bilen bu cihanı fark eder

Vardım bir hastaya somadım halin
Başcağızı kabak ayağı yalın
İk'evlat doğurmuş bir erkek gelin
Onu bilen bu cihanı fark eder

İnşallah hayırdır taptığım tapı
Bozulmaz Mevlâ'nın yaptığı yapı
On iki bahçede kırk sekiz kapı
Onu bilen bu cihanı fark eder

Kalem alıp kaşlarını yazmalı
Seyyah olup şu âlemi gezmeli
Bir kuş vardır ayaklan çizmeli
Onu bilen bu cihanı fark eder

Bahçesinde üç tomurcuk gülü var
Kendisi bir amma iki dili var
Memleketi padişahı ili var
Onu bilen bu cihanı fark eder

Kul Himmet Üstadım ol Şahı Merdan
Yine haber geldi gülyüzlü pîrden
Muhammed Ali'nin hatemi nurdan
Onu bilen bu cihanı fark eder
 
-67-
Soyunsam da girsem dostun koynuna
Sinesi sineme düz olur olsun
Zülfün kement etmiş takmış boynuna
Duyar irakipler söz olur olsun

Baharı da erdi dostun ilinin
Yarası sinemde halkın dilinin
S af asın sürmedim Benli Gelin'in
Dursun simden sonra kız olur olsun

Yaylasın yayladım pare karınan
Bir selâm yolladım intizarınan
Dermedim gülünü bahar yazman
Dursun simden sonra güz olur olsun

Sefil Mecnun buldu m'ola Leylâ'sın
Aşk ile ma'naya kansın boylasın
Yâr gelsin yâreme melhem eylesin
İsterse yalman tuz olur olsun

Kul Himmet Üstadım hayal düşünen
Bir dahi uğradım boran kısman
İrakibin derdi doksan taşınan
On daha vursun da yüz olur olsun
 
-68-
Süzülüp güvercin donunda gelen
Doksan bin erlerin nasibin veren
Dan çeç üstünde namazın kılan
Hak der yalvarırım Hacı Bektaş'a

Güvercin donunda çıkmış oturan
Eksik işin tamamını yetiren
Kara taşı hamur diye yuğuran
Hak der yalvarırım Hacı Bektaş'a

Saat tutup kara taşı kaldıran
Mucizatın cümle yana bildiren
Çift öküzü bir kazana dolduran
Hak der yalvarırım Hacı Bektaş'a

Gözlü pınarların çağlayıp akar
Seksen bin evliya delilin yakar
Doksan bin evliya gülbankın çeker
Hak der yalvarırım Hacı Bektaş'a

Ağzının ataşı çıkar meşeden
Odalara geyik postu döşeden
Al'Osman oğluna kılıç kuşadan
Hak der yalvarırım Hacı Bektaş'a

Kul Himmet Üstadım bir pîr nefesi
Cihana kâr eder ya onun sesi
Doksan bin erlerin Serçeşme başı
Hak der yalvarırım Hacı Bektaş'a
 
-69-
Şu yetmiş ikiden ayır özünü
Şu yetmiş ikiye katar hal seni
Bâtıla çekerler Hakk'ın sözünü
Hakk'ı vird etmeğe koymaz el seni

Seyyah olur ilden ile düşersin
Marifette külli hale düşersin
Hakikat suyunda göle düşersin
Çalkalanır mısmıl eder göl seni

Hakk'ın buyruğunu tutmazsan eğer
Ölüm var dünyada duymadın meğer
Eser bir ruzigâr dalganı döğer
Nuh tufanı derler atar yel seni

Hak mahrum çıkarmaz emek çekeni
Kuduretten bezetmişler dükkânı
Bülbül de gül için kocar dikeni
Muhammed'e kavuşturur gül seni

Kul Himmet Üstadım ede bilirsen
Şahin katarını yede bilirsen
Ali'nin yoluna gidebilirsen
O dergaha ulaştırır yel seni
 
-70-
Tâ ezelden kuruludur binası
Sağrı Çamlık derler pîre gelmişim
Muhammed Ali'nin tevhithanesi
Açılmadık gizli sırra gelmişim

Bektaşi Veli'den verildi selâ
Fatıma Hatice âlâdır âlâ
Sultan Oyuk kendi beş şehit ile
Öyle bir sevgili yâre gelmişim

Hasan Hüseyin de yandı su diye
Zeynel'i Bâkır'ı bulduk Hû diye
Cafer'i Sadık'ın darı bu diye
Urganım boynumda dara gelmişim

Kâzım Musa Inza'dan demim var
Taki Naki Askeri'den umum var
Mehdi-i Resulden başka kimim var
İmamları sora sora gelmişim

İsrafil gelince surlar çalınır
Bir Zühre yıldızı doğar dolunur
Ali'nin alnında hazır bulunur
Beytullah üstünde nura gelmişim

Yedi kişi sürer irfan yolunu
Abdalların giyer hırka şalını
Ala çöve ile vâde yelini
Ezelden ganidir cara gelmişim

Kul Himmet Üstadım sırrın söyleme
Geçitsiz ummanı geçip boylama
Bizi dergâhından mahrum eyleme
Elim kandır yüzüm kara gelmişim
 
-71-
Talip ınzasız yola gidersin
Rehberin yüzünü gördün mü talip
Şu dünyayı malı mülkü neylersin
Bir pîre bir ikrar verdin mi talip

İrehber önünce erkân götürür
Sarıp sınık yaralan bitirir
Elini mürşide pîre yetürür
Bağlandın katara durdun mu talip

Bir aşina tut ki sara yareni
Bir musahip tut ki baka çareni
Ölüm vardır kimse savmaz sıranı
Giden kervanları gördün mü talip

Kırk sekiz kapıyı açıp girerler
İçinde zevk ile safa sürerler
Mahşer sorgusunu bunda sorarlar
Bu divana sorgun verdin mi talip

Kul Himmet Üstadım budur naciler
Şah aşkına su dağıtır hacılar
Temennaya gezer müslim bacılar
Ehli irfan derler gördün mü talip
 
-72-
Tan yüzünde şahı kervan gidiyor
Anın katarından ayırma bizi
Kanber otursana katar gidiyor
Anın katarından ayırma bizi

Ezel ezel imiş Muhammed Ali
Rum'u irşat etti Bektaşi Veli
Arap oğlu gelir eli develi
Anın katarından ayırma bizi

Gül kokusu Muhammed'in teridir
Ah ettikçe karlı dağlar eridir
Hatice Fatıma Hak katarıdır
Anın katarından ayırma bizi

Cebrail de kanadını açınca
Rahmetini yeryüzüne saçınca
Hasan Hüseyin de andan içince
Anın katarından ayırma bizi

İmam Zeynel bekler zindan içini
Bağışlaya günahını suçunu
Bakır Cafer yükletince göçünü
Aran katarından ayırma bizi

Kâzım Musa Rıza Hakk'ın kuludur
Taki Naki Askeri intizarıdır
Selman'ın çiğninde bir oğlan vardır
Anın katarından ayırma bizi

Kul Himmet Üstadım Mehdi nic'oldu
On'ki imamların tacı yüc'oldu
Pîrin eşiğine giden hac'oldu
Aran katarından ayırma bizi
 
-73-
Yalnızların yardımcısı
Kimim var Ali'den gayn
Sefillerin duacısı
Kimim var Ali'den gayn

Bilirim yoktan var ettin
Yeri göğü sen yarattın
Yaktın vücudum kül ettin
Kimim var Ali'den gayn

Âşıkları aşka salan
Bahr'olup ummana dalan
Düşmüşlerin elin alan
Kimim var Ali'den gayn

Gönlümün sırrı penahım
İmamlardır secdegâhım
Yerden gökten çok günahım
Kimim var Ali'den gayn

Gönlümün müptelâsıyım
Dertliyim divanesiyim
Ali'dir irfan ocağım
Kimim var Ali'den gayn

Kul Himmet Üstadım derdim
Dilimde ezberim virdim
Gözüm açtım seni gördüm
Kimim var Ali'den gayn
 
-74-
Yalvaralım Muhammed'e
Ali deyü Ali deyü
Ağlar gezerim dünyada
Ali deyü Ali deyü

Bektaşi Veli'de hal var
Fatm'Ana'da bir hayal var
Sabah sabah Hakk'a yalvar
Ali deyü Ali deyü

Hasan Hüseyin öğrüşür
Melekler çar çar çağrışur
Sinem bülbülü çığnşur
Ali deyü Ali deyü

İmam Zeynel semah tutar
Bakır Cafer ona yeter
Kumru dost dost deyü öter
Ali deyü Ali deyü

Musa-i Kâzım'dan içtim
İmam Rıza'ya ulaştım
Pîrin sevdasına düştüm
Ali deyü Ali deyü

Taki Naki bu dediler
Askeri'ye hu dediler
Mehdi'dir kırklar yediler
Ali deyü Ali deyü

Kul Himmet Üstadım katar
Gevher alır gevher satar
Arşullahta bir kuş öter
Ali deyü Ali deyü
 
-75-
Yerde insan gökte melek yoğuken
Kudretinden bir nur indi süzüldü
Cümle mahluk kandildeki nur iken
"Ayın" Ali "Mim"Muhammed yazıldı

0 dem yaratıldı dev ile peri
Kaftan Kafa hükmederdi herbiri
Vardı hem onların bir sultanları
Gayet pehlivandı zor bazu idi

Üçyüz elli batman gürzü çıkardı
Uzun kargı kûh-i Kafi yıkardı
Cümle dağlar onun havfin çekerdi
Yedi iklim dört köşeye zar idi

Üçyüz aitmiş arşın idi kameti
Hiçbir kula benzemezdi heybeti
Yetmiş yedi arşın idi sıfatı
Bakınca mağripten maşrık düz idi

Kaf dağında bir bağ vardı hurmadan
0l vakit yok idi dünyada insan
Gördü bağ içinde bir tane civan
Şad ü hurrem olup gayet sevindi

Nigâr mısın deyip sundu elini
Benliğinden geçti sindi halini
Özge bilemedi hiç ahvalini
Tezden hemen yüz üstüne yıkıldı

Yedi günden sonra buldu özünü
Eli bağlı kan doldurmuş gözünü
Sultan Süleyman'a vurdu yüzünü
Süleyman'sın şu bendini çöz indi

Süleyman der kim bağladı elini
Kaddin hilal olmuş bükmüş belini
Kim eyledi sana bunca zulümü
Hakk'ın emri böyle imiş gez indi

Dev de der ki beni bağlayan uşak
Akıl baliğ değil on iki ancak
Bir darp ile beni eyledi helak
Yavru şahin gibi uçtu süzüldü

Süleyman der biz bu sırrı biliriz
01 işi tutanı biz de severiz
Sanma senin ellerini çözeriz
Elin bağlı bin yıl dahi gez indi

Dev de der ki âhirinde n'olacak
Bu dert bize kıyamete kalacak
Süleyman der Muhammed var gelecek
Âhir zaman yakın derler sezildi

Nice bin yıl geçti nice bin saat
Yer duruldu karşı geldi yedi kat
Zahir oldu Ali ile Muhammed
Karşısında dev dirildi dizildi

Mekke Medine'nin halkı duruştu
Devi görenlerin tebdili şaştı
Kabe'nin üstüne gölgesi düştü
Kamu görenlerin benzi bozuldu

Yedi iklim padişahı geldiler
Geldiler de taraf taraf kondular
Tezden Muhammed'e haber verdiler
Gelince bir haber al gel tez dedi

Muhammed der dev'e nerde bağlandın
Adın nedir bunca nerde eylendin
Süleyman Nebi'ye Nuh'a varmadın
Elin bağlı bin yıl dahi gez indi

Dev de der ki yüzbin adım atladım
Kaftan Kafa kadar hükmeder idim
Süleyman Nebi'ye Nuh'a uğradım
Ne yaram öğündü ne bağ çözüldü

Yüz yiğirmi dörde verilmez adet
Bunca peygamberden bulmadım medet
Eleman mürüvvet kıl ya Muhammed
Kuşça canım kafesinden süzüldü

Süleyman'dan haberini alın mı
Kaftan ırak yollarından gelin mi
Görünceğiz sen oğlanı bilin mi
Eğlenme de şu orduyu gez indi

Büyük küçük bu haberi duydular
Dellal koyup çarşı çarşı sordular
Cümlesi de derildiler geldiler
Hepsi devin karşısında dizildi

Nice günler geçti aylar savuştu
Dert ehli de dermanına kavuştu
Bunca insan tekçe tekçe buluştu
Gümanım kalmadı umum üzüldü

Dev de der ki beni aldı bu merak
Gelemem bir dahi menzilim ırak
Aradığım oğlan hurdadır mutlak
Yana yana şu vücudum köz oldu

Muhammed der deve dava eyledin
Bunca halkı bir araya derledin
Oğlan burda sen oğlanı görmedin
Elin bağlı bin yıl dahi gez indi

Dev de der ki sanman beni deliyim
Kaftan ırak yollarımdan gelirim
Görünceğiz ben oğlanı bilirim
Kaşlarında mim duası yazılı

Hak emriyle gökten Cebrail indi
îndi de namına sultanı sundu
Allah Muhammed'e selâm gönderdi
Muhammed'sin dev bendini çöz indi

Muhammed Selman'a gel dedi geldi
Âleme bir nurdur balkıdı doğdu
Selman'ın donunda Ali'yi gördü
Dev Muhammed hırkasına sarıldı

Dev de Muhammed'e söyler pusudan
İşte ellerimi bağlayan oğlan
Yerde insan gökte melek yoğuken
Duyar idim çok dev başın keserdi

Ali devin kusuruna kalmadı
Kimi inandı da kim'inanmadı
Tâ elesten ikrar veren dönmedi
Münkirin gönlüne lanet yazıldı

Büyük küçük bu haberi işitti
Ali'nin sırrına kim erdi yetti
Dev müslüman oldu sılaya gitti
Cemaat dağıldı alay bozuldu

Kul Himmet Üstadım dediğim neden
Gitmiyor sevdası bir dem serimden
İkrarlık güderek elest deminden
Hakk'ın ismi kalbimize yazıldı
 
-76-
Yetmiş iki yol koymuşlar âdeme
Hakk'a doğru giden yol hangisidir
Kırk sekiz kapı koymuşlar bu dama
Kilidini açan dil hangisidir
 
Kırk sekiz kapıdır on iki hisar
Bir merdiven vardır arifler basar
Gâhi yağmur yağar gâhi yel eser
Derde derman esen yel hangisidir
 
Yerin göğün sahibi ol Bari Huda
Bizi de esmekten eyleme cüda
Gelip gark edersin ulu deryada
Kıymet taşı çıkan göl hangisidir
 
Kul Himmet Üstadım edelim tövbe
Herkes günahını koymuş bir kaba
Erenler de yüzün sürer türaba
Hakk'a teslim olan kul hangisidir
 
-77-
Yetmiş üç milletin hayır dileği
Yalvaralım Yaradan'a sabahtan
Sabahtan dolanır Hakk'ın meleği
Yalvaralım Yaradan'a sabahtan
 
Sabahtan sesini dinler Yaradan
Uyuyup kalanlar kalır sıradan
Seher vakti kısmet verir Yaradan
Yalvaralım Yaradan'a sabahtan
 
Uymayalım kör şeytanın sözüne
Kul olanın uyku girmez gözüne
Horozlar uyanır arşın yüzüne
Yalvaralım Yaradan'a sabahtan
 
Herkes metasını alır satışır
Hak Muhammed Ali cara yetişir
Cümle kuşlar yuvasında ötüşür
Yalvaralım Yaradan'a sabahtan
 
Kul Himmet Üstadım yolu kurdular
Kafeste ötüşür kumru tutiler
Seher vakti dilek kabul dediler
Yalvaralım Yaradan'a sabahtan
 
-78-
Yolun eğrisine gitme
İn türaba sür yüzünü
Helâlına haram deme
İn türaba sür yüzünü

Ali güzel Veli güzel
Elindeki dolu güzel
İmamların yolu güzel
İn türaba sür yüzünü

Fatm'Ana'nın gül yüzüne
Sürmeler çekmiş gözüne
Şahın ayağı tozuna
İn türaba sür yüzünü

İmam Hasan ağu içti
Uçmak kapıların açtı
Şah Hüseyin şehit düştü
in türaba sür yüzünü

Kâzım Musa Rıza kaçür
Taki Naki Asker eştir
Hızır Nebi'ye yoldaştır
İn türaba sür yüzünü

Kul Himmet Üstadım erler
Hizmet edin erler pîrler
Mehdi'ye Muhammed derler
İn türaba sür yüzünü
 
 

                                             - Ozanlarımız -