Âşık Remzâni |
KUL FAKIR 37 Hazırlayan: Hasan OYTUN
Asıl adı Ali Oymak olan Aşık Kul Fakır, Merzifon'un Kıreymir köyünde 1873 yılında doğmuştur. Ozanlık geleneğiyle küçük yaşta tanışan Aşık Kul Fakır, okur yazar olmamasına rağmen çalıp söylediği deyişleriyle çevresinde tanınmış ve adını duyurmuştur.
Gençliğinde güreş sporuyla ilgilenmekteyken bir düğüne pehlivan olarak gittiğinde, Gümüşhacıköy'lü Aşık Kul Hüseyin ile tanışır ve ondan çok etkilenir. Aşık Kul Fakır'ın hayata bakışını değiştiren o gün, adeta kendisini Allah yoluna adamaya karar verdiği dönüm noktası olur. Kendisine "Kul Fakır" mahlası da üstadı Aşık Kul Hüseyin tarafından verilir.
Yaşadığı
dönemde Çorum'lu Hakk aşığı Derviş Edna ile yol arkadaşı olmuş ve ona büyük bir
muhabbet beslemiştir. Mustafa Kemal Paşa ve önderliğini yaptığı milli
mücadeleye destek vermiş ve bunu defalarca dile getirmiştir. Mustafa Kemal Paşa
hakkında pek çok deyişi bulunmakla birlikte bazı deyişlerinde onu zamanın
mehdisi olarak tanımlamıştır.
Yüce
Allah nazarında makamının yüksek olduğunu gösteren bazı olaylar sayesinde,
yaşamı boyunca çevresinde büyük bir saygı uyandıran Aşık Kul Fakır, 1938
yılında Hakk'a yürümüştür. Türbesi Merzifon'daki evinin bahçesindedir.
Kul
Fakır’a ilişkin ayrıntılı bir araştırma, Ali İhsan Aktaş ve Sabri Yücel
tarafından Aşık Kul Fakır adıyla 1991 yılında yayımlanmıştır.
-1- Âb-ı engür müminlerin gönlüdür, Doldurup tasını kanan incimez, Gönül görüp dosta doğru varan da, Aşk-ı muhabbete eren incimez. Aşk-ı ilahi hidayete erene, Aldanma kalleşe, yüze gülene, Hak demişiz kevn-ü yolu kurana, Kadim ikrarında duran incimez. İkrarımız, irizamız bir oldu, Sekiz cennet kevn-ü mekan sır oldu, Sekiz cennet cemâlinde nur oldu, Her dem hub didara eren incimez. Veçhinde okunan Ümmü'l Kuran'dır, Buna inanmazsa fikri yalandır, Elbet erenlere gönlü âyândır, Görüp inanıp ta kanan incimez. Şah-ı Mevlam görmeyince tapmadı, Mühmin olan çığırından sapmadı, Veçhi Âdem vücudundan çıkmadı, Aşk-ı muhabbete eren incimez. Ali Muhammet'tir Muhammet Ali, Âlemin sultanı sevenin yari, Kendisi gösterdi ol yeşil eli, Emrini tutarsan Kuran incimez. Kul Fakır'em kuran kurdu âlemi, Velakad Keremna çaldı kalemi, Sağdaki yazıyor hayır olanı, İblis'i gönlünden süren incimez. -2- Allah gülü muhabbetten yarattı Muhammed alnının terini
kattı Şah-ı
Merdan
kokuladı sır etti Erilmez hiç ol sultanın sırrına Hasan-Hüseyin'i armağan kıldı Kerbela gününden bir nişan oldu Nesl-i imamlardan Abidin kaldı Sakın
durman
yalancının darına İmam
Bakır dediğimiz bir sırdır Dostun cemalinde balkıyan nurdur Caferi olanın ikrarı birdir Kem bakmayın erenlerin
yoluna Musa'yı
Kazım'dan haddini tanı İnkar
etme
Hakk'ın verdiği nanı Çıkma
Irıza'dan fark et sen seni Sürülürsün ol tamunun narına Muhammed Taki'yi verdi
emanet Sakın
emanete
etme hıyanet Ali'yyel Naki'den erdi
hidayet İkrar
verdim
ol üçlerin birine Hasan-ül-Askeri sehavetidir Ehl-i müminlerin kemaletidir Muhammed Mehdi'nin
velayetidir Sultan olan ihsan eder
kuluna Her dem dergahından ihsan
umarım Sıdkınan
seveni
ben de severim İstemem
Cennet'i
arzum Didar'ın Kıymet
yetmez
dostun zülfü teline Kul Fakır'ım kıymetini bilirsen Ser-best olup ikrarında durursan On iki imamlara meylin
verirsen Kavuşursun
erenlerin
nuruna
-3- Ariflerin dinde dünya bir puldur Sultanımın mah cemalin övmeli Gönül bir ahvali sultana bildir Emri budur galip nefsi dövmeli Hak gönülde aşk gemisi oynarken Arifler katında mana anarken Muhabbetin ummanları kaynarken Ol dem hemen aşk teline değmeli Arifler satarlar dürr ü mercam Arifler vezninen tartar her cam Kimin bunda işlemezse dükkanı Onlar mahluk bu sıradan kovmalı Bin üç yüz yirmi üç tamam duyarsan Anlayıp sır edip kalbe koyarsan Kul Fakır'ım aziz cana kıyarsan Her dem Hüseyin'e boyun eğmeli -4- Aşkın cemalin çıkmaz serimden Pare pare etseler ayrılmam senden Ayırma sevdiğim bizi bu demden Canım kurban olsun yoluna dilber Ya nice sevmeyim böyle dilberi Sıdk ile severim sevdiğim yari Ay ile gün gibi hüsnü cemali Ezelden hayranım nuruna dilber Kaşların bismillah levhi kudret Gözlerin velleyli nuru hidayet Elheme esmasın vücudun ayet Cihanda erilmez sırrına dilber Dost bakışlı aslan pençeli Yaralı kalbime vurdun hançeri İlikten kemikten kandan içeri Bari ihsan eyle kuluna dilber Kul Fakır'ım sızlar yürek yaresi Dostun dosta kavuşmanın sırası Sultanım elinde derdim çaresi Ezelden yanarım narına dilber -5- Batın tarafından bir haber geldi Yetiş Balım Sultan car deyi geldim Okudu fermanı elime verdi Yetiş Balım Sultan car deyi geldim Sak durun, erenler meydan açacak Çürüğünen sağlamları seçecek Kafirin beyleri geri kaçacak Yetiş Balım Sultan car deyi geldim Ahmedi Cemal´den gele bir emir Şah-ı Merdan şu meydanda dolanır Teberleri Horasan´da bilenir Yetiş Balım Sultan car deyi geldim Doksan bin evliya gülbangin ceker Al beyaz bayrağın meydana diker Çok savaş eyleyip çok kanlar döker Yetiş Balım Sultan car deyi geldim Cihanda feleğe eyleme minnet Mü´mine kaç kez oldu farz ile sünnet Yine sizden olsun bizlere himmet Yetiş Balım Sultan car deyi geldim Kul Fakır´ım otuz üçte kalacak Mahluk azdı belasını bulacak Yol´u inkar edenleri kıracak Yetiş Balım Sultan car deyi geldim -6- Cemalin görenler nura gark
olur Göster cemalını görek
sultanım Senin huzurunda diller lal
olur Merhaba hoş geldin aziz mihmanım Seni seven canlar didara
erdi Nat Ali suresi hakkında geldi La
feta
illa ki Ali'yi gördü İlla
ki
Zülfikar dinim imanım Şahsı
Merdan
sırr-ı Yezdan
Ali'sin Muratlar verici cömert
ganisin Cümle erden, evliyadan
ulusun Sıtkınan
sevene
cansın cananım Bilirim ki kalp evinde durağın 0l sebepten yakın oldu
ırağın Gün be gün artıyor ahım firağım Yine senden erdi derde dermanım Seni sevenleri biz de
severiz Sevmeyene nalet olası deriz Kabul et sultanım kapında kuluz Kul Fakır diyor
ki ben de kurbanım
-7- Çaresizim zara düştüm n'eyleyim Hele bir zaman da seyran eyleyim Vefasız
dünyayı seçmen her dayim Bir dost vardır, yola
çetin sarılmaz Dostunu tanıyan canını verir Yalancı
tuzağa tutulur kalır Kişi
ettiğini elbette bulur İkrarsız
kimseye
tavaf olunmaz İkrarın
varısa sahip zamansın Emrini tutarsan Şah-ı Merdan'sın Manayı
fark
edip On ik'imamsın Her kırda bayırda cuma
kılınmaz Mısri
Camide
namaz kılmalı Okuduğun
Fatiha'yı bilmeli Fatm'Ana sırrından haber
almalı Muhammed-Ali'siz devran
sürülmez Kul Fakır'ım devran
Şah-ı Merdanın Velayet sahibi Balım Sultan'ın İcti
badesini
fazl-ı Yezdan'ın Gönül aşk atına bindi yorulmaz
-8- Deli gönül pervaz vurdu
uçuyor Kanat da yeleğin ibadetidir Gözlerinden kanlı yaşlar saçıyor Dilber de meylinin hasiretidir Hasretinden oldu gönül perişan Meyinden içenler olur ürüşan Kul olup da kapısında çalışan Daim aşıkların iradetidir Aşık
olud
iradeye yetenler Her dem hub-Cemale nazar
edenler Bizden değil eğri yola
gidenler İrakıbın
bağrı taştan katıdır Kara taşa tohum eksen biter mi Dert görmeyen derde derman
katar mı Bülbül gülsüz, kuru dalda
öter mi Gül de sevdiğimin muhabbetidir Muhabbet eyleyek cesetten
candan Geçmişiz
dünyadan,
maldan melaldan Kul Fakır'ım cöfer
saçar dükkandan Alış-veriş
eyle
kar gayretidir
-9- Dertli gönlümü deftere Yazım neyleyim neyleyim Ben söyledim yar tutmadı Sözüm neyleyim neyleyim O yar merhamet etmiyor Sevdası serden gitmiyor Kırık kollarım tutmuyor Dizim neyleyim neyleyim Kul Fakır’ım dost yoluna Dost düşman çıktı seyrine Mezarımı dost köyüne Kazım neyleyim neyleyim -10- Dosttan ayrılmanın değildir ahdı Gaul ü laden bizi yardan ayırdı Eyliğe çalışmak erenler cahtı İnkar sırrımızı ele duyurdu Öğüt verip anlamanın çağıdır Sinemde koylanan aşkın dağıdır Şimdiki çekilen gam sancağıdır Balım Sultan sevenleri kayırdı Gel de bir nasihat edelim kardeş Dost deyi sevdiğim çıkıyor kalleş İş dikkate bindi sanmayın yavaş Özü sağ olanı hamdan ayırdı Ham garışmaz ehl-i aşkın işine Seller gam çağlıyor didem yaşına Bilmezdim ki hangi aylar başına Bize dost elinden destur buyurdu Kul Fakır ciğerin közlemesin mi Sırrını yad elden gizlemesin mi Dost işin sonunu gözlemesin mi Taze uyardılar çoktan uyurdu -11- Dostun gül cemali cennettir bana Ne çare ayrılık zamanı geldi İstemem ayrılmak senden sultanım Ne çare ayrılık zamanı geldi İstemem ayrılmak senden sultanım Gül cemale aşkın ile nalanım Çıkarma gönlünden dinim imanım Ne çare ayrılık zamanı geldi Kul Fakır’im aşık aşka yanandır Hak erenler birbirinden kanandır Dosta doymak olmaz kanan yalandır Ne çare ayrılık zamanı geldi -12- Enginlerden giden yokuş bitmedi Ali'yi sevende hilaf olmadı Muhabbete serin veren kalmadı Şimdiki ülfetler zenginlerinen Zengin derler sim ü zeri olana Bakmazlar ki başındaki borana Hak mihmandır kanaatte kalana Sinek bir olamaz zambullarınan Zambul olup bal yapmaya başlarsan Hakka sevilirsin emrin işlersen Bir ağaca kırk meyvayı aşlarsan Yemişi çekilir zembillerinen Kul Fakır'ım ezelinden zem bilmez Mümin olan garezinden kem bilmez Sen seni bilirsen seni kim bilmez Muhabbet eyleyek duygularınan -13- Evvelce şeriat birinci
kapın İkinci
tarikat
muhkem yap yapın Üçüncü marifet fark edip tapın Marifetsiz kişi elde ne gezer Marifetsiz canın işi de
zordur Sürerler tamuya durağı nardır İkilik
gerekmez
Hak kavIi birdir İcraatsız
kelam
dilde ne gezer Dördüncü kapıda turap
olmalı Dört kapı'da kırk makam'ı bulmalı Kırk
ikide
şirin kelam olmalı Kelamı
duymayan
ker de ne gezer Otuz üç huruftur ilmin kapısı Altı
bin
altı yüz altmış tabisi Altının
içinde
mevcut hepisi Kendini görmeyen kör de ne
gezer Kul Fakır'ım Dört
Kitap da aynıdır Ayakta ölenin hali gayrıdır Bu aşkın elinden
sinem dağlıdır Derdi olmayanda derman ne
gezer
-14- Ey dile mana verenler,
defter-i Kur'an gibi Aşk
ile
aşna olanlar eğleşir sultan
gibi İlmine
amel
olmayan, azdırır
Şeytan gibi Serseri gezme ey gafil, fark
eyle insan gibi Bir makamda bin can gördüm,
cümlesi bir can gibi Onlar neşteri çekerler,
Şimir ü
Mervan gibi Can u dilden diler isen,
derdine derman gibi İşidip
de
anlamazsan, gidip gel hayvan gibi Nan-ı
nimet
(i) fark etmezsen, yediğin
saman gibi Mecazide eli vardır, görünür
Rahman gibi Kurda kuşa talip olmuş, hükm-ü
Süleyman gibi Adaletin baki kalsın, ussuz
kalma Han gibi Zulmle yapılan binanın, ahiri
viran gibi Gafil durma hey canım, bu
okunan ferman gibi Niyazım
ol
veçhullahta, Hak ademde var gibi Hakk'ı
ademde
bilmeyen, küllühün finnar
gibi Kul Fakır'ım gönlüm
ister, alemi görem gibi Toprağa
secde
etmezem, ol sofu-yu har gibi
-15- Eylik ehli eyilikte kalacak Bundan böyle kem belasın bulacak Yolu doğru süren
Ali olacak İsterse
atası dine hor olsun Al'evladı
olan
yola bakarlar Sim ü zeri sevmez hale
bakarlar Diline bakmazlar dine
bakarlar İsterse
Ali'nin
kendinden gelsin Deselen yerinde Muhammed-Ali Yolu doğru süren
cümleden ulu Sıtkınan
çağıran yetirir eli İsterse
kendisi
Yemen'de olsun "Der Yemen Peş Yemen" buyurdu Allah Nerede çağırsam hazırdır billah Şefaatkarımız
ol
Resulullah İster
ise
İsa havadan gelsin Doğrunun
dostudur
Muhammed-Ali Eğrinin
hasmıdır işit bu dili Serseri Kul Fakır onların kulu İsterse
bu
cihan hep senin olsun
-16- Gel ey gönül gezme cümle
alemi Sehavet ararsan, özünü yokla Çalan böyle çalmış levh-i
kalemi Müşteri
olmazsa,
matahın satma Sen bir bezirgansın, her
hana konma Irazısız
kara
elini sunma İlmine
amil
ol, cifeye kanma Sak ol bu sözümü yabana atma Yabana atanlar yabani kalır Başına
gelenler
eyisin bilir Erenler yolunda kıyl u kal olur Köprü dururken çamura batma Bu yolun sahibi köprüyü
kurdu Sırat'ı
Muzan'ı eline verdi Sen onu görmesen o
seni gördü Sen de fark et bunu uzağa gitme Mümin olan yakın görür
didarı Müslim olan mihman eledi canı Hünkar Hacı Bektaş Veli'nin
şanı Sırrı
Balım Sultan Kadıncık Ana (Fatma) Kadıncık
Ana'dır Urum'un eri Ona mihman oldu Horasan piri Şemsinin
şulesi kamerin nuru Gamınan
kaderi
araya katma Kul Fakır'ım nura
hile katışmaz Aşkın
kürresine
düşmeyen pişmez Hakk'a mihman olan yolundan şaşmaz Tuttuğun
dameni
mudara tutma
-17- Gel gönül gidelim dost illerine Aşkınan gidende yol incinir mi Sultanı bilirse kulun halini Mushafın yazmaya el incinir mi Mushafın Kübradır vucüd-ı insan Allamet Esma’yı .uyurdu süphan İlm-i müsemmayı zikreder lisan Hal ile söyleyen dil incinir mi Dilde ikrar gerek tekrar olmasın Güllerimiz has bahçede solmasın Kel ırakip andelibi görmesin Bülbülün sesinden gül incinir mi Güllük gülistanlık dostun cemali Aslı pak olanlar bulur kemali Su balığı sakın öldürmen anı Balık oynayınca göl incinir mi Kul Fakır’ım marifet burasında Kulluk hatmolunda ba’yı isminde Yüz on dört surede mevcut yasinde Hakikate eren hal incinir mi -18- Gelmek ibadettir, gitmek
icazet Yerle gök damarı dürüldü kat
kat Halk içinde oturuyor
Muhammed Ismarladık sizi, unutman
bizi Evvel ezelinden ikrarım
verdim Gönülde ezberim dilimde
virdim Şükr´olsun efendim cemalin
gördüm Ismarladık sizi, unutman
bizi Cemal´de mevcuttur on yedi ayet Peygamber ruhuna verek selavat Hem doğar dulunur nur-u velayet Ismarladık sizi, unutman
bizi Sitret-ül münteha ol yedi kapı Üç yüz altmış altı ayetin hepi Her daim ettiğim Ali´nin methi Ismarladık sizi, unutman
bizi Kul Fakır´ım Pir´e bağladım özüm Sırr-ı Balım Sultan süreyim yüzüm Nur-u Cemalettin ya iki gözüm Ismarladık sizi, unutman
bizi
-19- Gezdim cevlan ettim cümle alemi Benden gayrısında günah
kalmamış Bilmem nere varır sonra
hallarım Eller marifetli solak kalmanuş Kemali ararsan özünü yokla Na-ehli nadandan sırrını sakla Olura olmaza matahın satma Altunu bilecek sarraf kalmamış Hıfz-ı
lisan
selamete erdirir Ayn-el müşahede Hakk'ı gördürür Zamane mahluğu seni
öldürür Eline alacak silah kalmamış Silah nedir, kılıç nedir,
el nedir Edep nedir erkan nedir yol
nedir Efsaneyi gerçek gibi
dinletir Hakkı
bilebilen
sürek kalmamış Hakkı
menguş edip guşuna
takın Aman sak dur, İblis görmesin
sakın Hesap yetiremem sağına bakın Sözlere bakarsan ölek kalmamış Söz gerekmez amal ister
orada Hizmetine dikkat eyle burada Huma kuşu yedinci kat semada Konup eğleşecek tünek
kalmamış Kul Fakır'ım sen
de varabilün mü Sorgusuz Cennet'e girebilün
mü Huri gılman derler
görebilün mü Neyleyim Cennet'te melek kalmamış
-20- Gönül arzuladı düştük yollara Sürdüğümüz Balım Sultan yoludur Düşürdün sultanım bizi dillere Durduğumuz Ali Mansur darıdır Darına dururuz cem-i alada Göster didarını bize seyramda Sultan Cemal derler aslı pek-zade Cemalin görmek de gözün karıdır Şükür kavuşturdu Pir Balım Sultan Gezindi bendimi ol Şah-ı Merdan Kusurum çok imiş, yakamda noksan Sıtkınan sevenin sadık
yaridir Dertliyim derdime dermana geldim Ali’m veliyullah fermana geldim Cömertsin sultanım ihsana geldim Güzel nutkun kalp evini arıtır Kul Fakır’ım serim kurban yoluna Sultan olan bakar kulun halına Lahmike cismike indi şanına Ruh be ruhumuzu veren velidir -21- Gün be gün artıyor ahım, Nazlı yarim
sen gel yetiş Bağı
hüsnüm
goncalandı, Dil-figarım sen
gel yetiş Hasretinin şiddetinden gözlerim
hep kan ağladı İniler
kürre-i
derya ol asuman ağladı Merhamet buyur gedana bende
derman kalmadı Leyi ü nehar arzederim, dil nigarım gel yetiş Yeri göğü derk etmeyen maksuduna
eremez Kaf u Nun'u fark etmeyen, didarını göremez Bu bir Beytullah kapısı, binde
bir can giremez Sen hakikat miftahısın, aslan
Ali'm gel sen yetiş İrakipler
tan
ederler Hakk'ı
sevdiğim benim Dostun sevdası serimde,
sarardı nazik
tenim Ne bağıranı ne çağıranı, sana
ayandır dost
halim Elim yerde gözüm gökte, bi-mekanım sen
gel yetiş Kul Fakır'ın yari
sensin, türlü cöferler dürrüsün Dergahından
ayrı kılma, arttı zarım gel sen yetiş
-22- Her neyi arasan vardır bu demde, Velâkad Keremna Ben-i Âdemde, Uzaktan arama, fark et sen sende, Bir pınardan bin deryayı süzen var. Alemin mabudu Âdemde hazır, Vezirlikten geçip olursun kizir, Nereden baktımsa göründü Hızır, Yek nefeste dü cihanı gezen var. Alemin aradığ vardır Âdemde, Arayıp bulanlar demezki bende, Görenler derlerki, ne vardır şunda, Dört kitabı cem eyleyip yazan var. Okuyup ilimle âlim olanlar, Seni farketmez mi kendin görenler, Mümin-müslim böyle mi olur erenler, Günde yüzbin tarikinden dönen var. Erenler sevmezler yoldan kayanı, Bu Dem'e koymazlar ikrar süyanı, Gerçek olan farketmez mi yalanı, Sen demeden diyeceğin bilen var. Gerçek olan belli olur işinden, Dost, dosta varamaz gönül kışından, Halim yaman oldu adu taşından, Abu Cehil gibi kuyu kazan var. Kul Fakır'ım taş atan başına atar, Herkesin attığı kendini tutar, Sabırlı kulların Didâr'a yeter, Kırklar meydanında engür ezen var. -23- Her sabah her sabah bülbülün sesi Bülbül avazını güle getirir Yiğit olan sırrın kimseye demez Kötü kalbindekin dile getirir Yiğit olan eşiğinden bellidir Yiğit kamil olur yüzü yerdedir Kurttan doğan yine kurt eniğidir Akıbet başına bela getirir Yalnız gidip yoldaş olma yolsuza Komşu olma rehbersize pirsize Selam verme namussuza arsıza Birgün namusuna hile getirir Erenler de der ki Selman-ı paktır Kırklar da derler ki cümlesi haktır Cehennem evinin ateşi yoktur Herkes ateşini bile getirir Kul Fakır'ım gezdim gurbet ellerde Bülbül ötmez gülistansız güllerde Çok keramet vardır tatlı dillerde Dağdaki deliyi dile getirir
-24- İkrarından
dönmez kavli sadıklar imanı
ne bilir özü fasıklar Dinini
talatmış gider şaşıklar Halim
yaman oldu körler elinden Kendini
göremez sana taş atar Emrini
yitirmiş, nehyini tutar Aman
Balım Sultan içinden kurtar Dadım
çoktur "bilmem kimler" elinden Kime
vardıysam sadığim dedi İşleğine
baktım işlemez adü Haramı
helhalden lezzetli yedi Hayrımı
hıfzet şerler elinden Şeriatın
şartlarını atalım Tarikatta
pir emrini tutalım Marifette
bir mürşide yetelim Sazlar
düzen almaz teller elinden Tel
kıramaz hakikate karışan Aşkın
küresinde kaynayıp pişen Her
dem bahar olur goncaya düşen Kul
Fakır'ın zan güller elinden
-25- İkrarını
aldım bir sadık dostun Tazelendi
gönlüm gülizar gibi Gönül
goncasını dermekte kastım Açılmış
bahçada olan ter gibi "Len
terani" dedi haddi bölüğüm Karşı
dağda cemalını
gördüğüm Uzak
değil aşk içinde bulduğum Kalbi
Beytullah'ta gizli sır gibi Tur·i
Sina'sında Musa peygamber Tekellüm
eyledi ol sırrı Haydar Muhammet
Miraç'ta görünce ol der Haykıruban
hamle kıldı şir gibi Sak
durun meydanda aslan yatıyor Yaramazı
habersizden yırtıyor Oturmuş
mizana matah satıyor Terazi
gönüldür tartar dil gibi Doğru
tutun terazinin dilini Doğrulukta
sevdi Allah kulunu Ali
ile Muhammed'in yolunu Saklayalar
bu meydanda er gibi Şah
Hasan sırrını Hüseyin saklar İmam
Zeynel gibi çilesin bekler İmam
Bakır idi "Masum-u pak"lar Gönül
gerek kalaylı bakır gibi Cafer-i
Sadık'ın Buyruk'u elde Musa-yı
Kazım'ın lisanı dilde İmam
Irıza'nın makamı serde Şeriksiz
nazirsiz Allah bir gibi Kadirdir
Allah'ın ihsanı boldur İncitme
canını, nefsini öldür Şimdiki
mahluğun putası puldur Şah
Taki ha-Naki sevgi can gibi Can
içinde cananını görene Hak
aşikar hakikatta durana Erden
himmet Hak'tan nazar alana Hasan-ül
Askeri, Mehdi var gibi Var
olan meydanda On iki imamdır Cümlenin
sahibi şah-ı Merdan'dır Gerçek
aşıkların azmi didardır Yad
uğrular yaramazlar har gibi Har
kondurma gonca gülün üstüne Er
olan har gülü almaz destine Çalışırız
Kerbelanın kastine Harın
oğlu imdat verdi Hür gibi Kul
Fakır'ım matem ehl-i mümünin Makamı
bellidir Kaf ile Nun'un Sevdası
serimde imam Hüseyn'in Aşkı
derunumu yaktı nar gibi
-26- İncil'den
geldi bir ehl-i tufan Haneyi
dağıttı ezeli şeytan Aslını
sorarsan Şimir ü Mervan Garaz
etti Hüseyin'in kanına Hüseyin
düşmanı din hıyaneti Ona
nasip olmaz Hakk'ın rahmeti Şeytanlar
hocası bağı mabeti Azanların
yakın olman yanına Yanına
varanlar yolundan azar Ebu
Cehil gibi kuyular kazar Tabisi
akraba dilinden bezer Hak
buyurdu hazer oldu şanına Ömer
Nakıs gibi adalet güder Şimir'le
Mervan'ın yolunda gider Şeytana
kul olmuş dedelik eder Huyu
aşna olmuş mundar tenine Kul
Fakır'ım garaz Şimir'in işi Gitmiyor
adünün gönlünün kışı Muhammed
Ali'ye attılar taşı Şükrolsun
karıştı kanı kanıma
-27- Kafirin kıralı dönmez
sözünden Hayır
gelmez
amelinden özünden Bin kul yanar bir münafık yüzünden Mehdi Resul sahip zaman gel yetiş Yüzbin asker süvarisi peşinde Hile çoktur ol mel'unun işinde Atatürk var Türkiye'nin başında Mehdi Resul sahip zaman gel yetiş Balım
Sultan
aman sonu uzatma Mürüvvet diyeni tufana katma Atatürk'ün fidanların budatma Mehdi Resul sahip zaman gel yetiş Şu
Çar-ı mel'unun gider mi kini Ali İmran okur
gerçeğin dili Gün gibi balkıyor Muhammed
dini Mehdi Resul sahip
zaman gel yetiş Kul Fakır'ım der
ki sevmem ziyneti Çalışalım
Şah-ı Merdan gayreti Kerbelada akan kanlar
hürmeti Mehdi Resul sahip zaman gel yetiş -28- Kişi
şu alemde Hakk'ı göremez İbret
nazarıyla hal olmayınca Arz'ettiği
maksuduna eremez Küllü
varlığından dur olmayınca Varlık
Hak'kın biz neyiz ki arada Koşma
canım pervaz vurup havada Balım
Sultan kabul etmez sırada Kaddin
Elif, vücud Dal olmayınca Elif
okur Ba'dan haber alanlar Haddesinde
mucizatın görenler Her
dem Hak yoluna kurban olanlar Kabul
olmazmış kan olmayınca Dost
yoluna akıtalım kanımız Yaramaza
bildirmeyiz halımız Havariç'ten
gizli ol mekanımız Ehl-i
irfan meclis dur olmayınca Dürr-ü
Hakk'ın cöferine dalanlar Künt-ü
kenzden sebağını alanlar Ben
aşığım deyi dava kılanlar Kürrede
kaynayıp hallolmayınca Aşık
ol kim aşnasına erendir Sadık
ol kim ikrarında durandır Arif
ol kim manasını görendir İkilik
var olur bir olmayınca Kul
Fakır'ım birlik Hakk'ın birliği Dirliğimiz
Şah-ı Merdan dirliği Hasan-Hüseyin‘dir
aşkın varlığı Gönül
yanmaz imiş pir olmayınca
-29- Mehdi Resul gelse gerek Ya doğdu ya doğsa gerek İsa
Resul'ün
kavlince Hem musahhih olsa gerek Kavi ü karar hep bir olur Münkirin işi zor olur İnkar
yolunda
yorulur Menzilinde kalsa gerek Düzeltir yolu erkanı Sorarlar mezhebi dini Hakk'a giden doğru yönü Aşikare
kılsa gerek Aşikar
Muhammed
dini Kadimdir Ali'nin yolu Allah'ın sevgili kulu Bir musahib gelse gerek Gözleriz sahip sultanı Ya geldi gelecek yani Alınır
imamlar
kanı Tez tufanlar verse gerek Tufan münkire yakışır Mümin yoluna çalışır Küsüler hepten barışır Kul eyliğe dönse
gerek Eyiler eyliği güder Azgınlar
eğriye gider İşleği
Şimir'den beter Ben müminim dese gerek Müminler öyle mi olur Müslimler böyle mi olur Ehl-i Beyte ser verilir Kul da kuıban olsa
gerek Yanına
kullar
dökülür Bırakıp
anlan
çekilir Göz gördü gönül yakılır İkrarında
dursa
gerek İkrarımız
Amentü'ye Yoldaş
olunmaz
kötüye Ne dersin kalbi batığa Dergahından
sürse
gerek İblis
dergahtan
sürülür Eyi eyiynen derilir Ay doğar güneş dolunur Şarnaları
yansa
gerek Cemde aydınlık olacak Bir ismi Lam'la gelecek Ayın
aydınlık duracak Mim de Mim'e vursa gerek Kul
Fakır'ım karar
olur Ayın
Mim
ile bir olur Akıl
ermez
esrar olur Cim Cemali görse gerek
-30- Merhaba hoş geldin ey din
ulusu Yolu doğru süren dinin
velisi Gelmem mubah olsun Ali reisi Geldiğin mekanlar sen ma´mur
ola Hidayet Allah´tan biz ne
söylesek Yükümüzü cevahirden taylasak Al evladın tellallığın
eylesek Dersimizi Sultan Cemali vere Dersimi almışım Sultan
Cemal´den Efendim ayırma zat-i
kemalden Elestü gününde ikrar imandan Mü´minlikle kavl ü karar bir
ola Mü´min olan özün Hakk´a
yetirir Yalancılar tuzağına tutulur Sabredelim azan belasın
bulur Bin üç yüz otuz üç eşrafın
gele Kul Fakır´ım vakit yakın
dediler Bunda ayırt olur adil,
adüler Kutübler kelamı yektir
dediler İnşallah ülkeye bir sahib
gele -31- O dergahın bu dergahtır Mümin gönlü Beytullah'tır Her dem işi gücü Hak'tır Muhabbeti tan etmeyin Muhabbet müminin işi Olmaz ise gıllıgışı Sırrı
Settar
olan kişi Yok yere bühtan elmeyin Bühtan eden merdud olur Mümin olan Hakk'ı bulur Mekanından
haber
alır Vücuttan taşra gitmeyin Vücuddan haberin alan Veçhullaha nazar kılan Kudurette cöfer olan Müşterisiz
mal
satmayın Kul Fakır'ım cöfer
yükü Muhabbetten gelir koku Sene bin üç yüz yirmi'ki Sak durun gafil yatmayın
-32- Seyrimde gezerken üç dilber gördüm Biri aydır,biri ol güne benzer Aşkın dolusunu sundu elime Biri allar giymiş ahtere benzer Üçler olup beşten haber alınca Üç sünneti,yedi farzı kılınca Sağıma soluma haber verince Sağdaki sevdiğim
Sultana benzer Mümin olan arı gibi iniler Bin çiçekten alır balı bir eyler Güzeli görenler aynayı n'eyler İçi ahret dışı dünyaya benzer Aklımı başımdan aldı bakışı Yaktı şu sinemi aşlın ataşı Ölmeden evveli ölse bi kişi Kur'an da okunan imlaya benzer Kul Fakır'ım ezel ağladım, gülmem Okumuşum aktan,karayı bilmem Bin derman verseler bu derdi vermem Her dem kalp evinde durana benzer -33- Şaha doğru giden kervan Çok ağlattın güldür beni Düşmüşem elden ayaktan Tut elimden kaldır beni Tut elimden ferman eyle Gel bu derde derman eyle Götür yare kurban eyle Öldür derse öldür beni Arıydım baldan ayrıldım Ne şirin dilden ayrıldım Bülbüldüm gülden ayrıldım Gülistana kondur beni Tut elimden düşmeyeyim Doğru yoldan şaşmayayım Derdim çoktur deşmeyeyim Böyle şaha bildir beni Yandı Kul Fakır’ın bağrı Derde tay olmuyor ağrı Çek katarı şaha doğru Eli süre indir beni -34- Yine gam çağlıyor divane
gönlüm Derelerden akan coşkun sel
gibi Hiç merhamet etmez hub-liga
yarim Uğrun
gelir
uğrun gider
el gibi Uğrun
olma
Hak'tan gizli yer yoktur Her nereye baksan görünen Hak'tır Benim sevdiğim dost,
cihanda tektir Hayali gönlümde balkır nur
gibi Nur nura karışır nuru
görünce İkiliği
attım bir'i bulunca Gönül, dürrün aldı bahre dalınca Kimin aldım kimin
sattım bir
gibi Birlik makamında didar
görünür Yalancı
sofular
mihnette kalır Bana bundan iyi tamu mu olur Pervaneyim yanıyorum nar
gibi Narı
nur
eyleyen erdi visale Nokta huruf oldu düştü lisane Hak kendini mihman etti
insana Ben kendimi göremedim kör
gibi Kendini görene alem göründü Levh-i Mahfuz'da bir kalem çalındı Her kulun kısmeti anda
verildi Nasibim Hüda'dan gelir dür
gibi Kul Fakır'ım dürrün
hara talatrna Yakından
fark
eyle uzağa gitme Hükmeden kadı'nın sözünü
tutma Defterine yazdırırsın şer gibi
-35- Yüz yirmi dört bin nebinin sesi Sesini duyanlar çeker yası İsmi Azam ol Ali'nin duası Okuyanlar mahrum kalmaz inşallah Nice nebi veli göçtü bu handan Sevenleri biz de serveriz candan Alış veriş etmek biz her dükkandan Erenler verdiğin almaz inşallah Erenlerin kavli birdir iki olmaz İkilikte kalan menzile eremez Nara atsalar şu canım yanmaz Ali'yi sevenler ölmez inşallah "Muti kable ente mute" ermişiz Ölmeden evvelin bir kez ölmüşüz Biz bu hana üç beş defa gelmişiz Baki ıkrar fani olmaz inşallah Elüstü bezminde bir ıkrar verdik Gahi akıllandık gâhi deli olduk Sultan Veyis ile Yemen'den geldik Sırrımıza kimse ermez inşallah Aşığın çektiği aşk belasıdır Hitabından gelen Hak nidasıdır Kendini bilmeyen Hakk'a asıdır Böyle güruhlara salmaz inşallah Kul Fakır'ım başa gelen ne haldır Hakkında ferman var işin de zordur Balım Sultan düşmüşleri sen kaldır Bize bühtan eden onmaz inşallah
-36- Zamane cahilin yanına varma Cahil-i nadana sırrını verme O seni görmezse sen onu görme Budur bu alemde halın makbulu Hal içinde haller vardır görürsen Eğer bu sözümden ibret alırsan Hak kelamı fark eyleyip bilirsen Al-i imran okur dilin makbulu Kul Fakır'ım bizde geldik o şardan Getirip götüren ol şah-ı merdan Evveli kulluktur ahiri sultan Doğup dolunandır nurun makbulu
-37- Zamane halkından çevir
yüzünü Kulak sağır, duyuraman
sözünü Mahluk Deccal olmuş, kaybet
izini Doğru
dost
yoluna varan kalmadı İşin
doğru ise devranın
döner Gönül şemasında çerağlar yanar Pervane kul olmuş şevkinen döner Aşk-ı
muhabbete
yanan kalmadı Nar-ı
aşka sarfolursa
bu beden Belli olur hemi yoktan var
eden Terk et benliğini sen çık aradan Varını
meydana
koyan kalmadı Gönül varlığını verme
havaya Suret uğrulan girdi
araya İtikat
kalmadı ata anaya Büyük küçüğünü sayan
kalmadı İnsan
itikatı verdi paraya Tabip yok ki merhem sara
yaraya Asla musahipsiz girme sıraya Kadim ikrarında duran
kalmadı İkrar
baki,
yol kadimdir gaziler Hak sevdiğim, tan
ediyor bazılar Irakıp
taş vurdu,
yaram sızılar Azdı
yaralarım saran kalmadı Kul Fakır'ım tabip
gerek yaraya Şimdi
mahluk
kul olmuştur paraya Hak demişim Şah-ı Merdan
Ali'ye Sakla cöferini alan kalmadı
- Ozanlarımız - |