Âşık Remzâni

 

 

 

KUL FAKIR   37

Hazırlayan:  Hasan OYTUN

 

            Asıl adı Ali Oymak olan Aşık Kul Fakır, Merzifon'un Kıreymir köyünde 1873 yılında doğmuştur. Ozanlık geleneğiyle küçük yaşta tanışan Aşık Kul Fakır, okur yazar olmamasına rağmen çalıp söylediği deyişleriyle çevresinde tanınmış ve adını duyurmuştur.

 

            Gençliğinde güreş sporuyla ilgilenmekteyken bir düğüne pehlivan olarak gittiğinde, Gümüşhacıköy'lü Aşık Kul Hüseyin ile tanışır ve ondan çok etkilenir. Aşık Kul Fakır'ın hayata bakışını değiştiren o gün, adeta kendisini Allah yoluna adamaya karar verdiği dönüm noktası olur. Kendisine "Kul Fakır" mahlası da üstadı Aşık Kul Hüseyin tarafından verilir.

 

            Yaşadığı dönemde Çorum'lu Hakk aşığı Derviş Edna ile yol arkadaşı olmuş ve ona büyük bir muhabbet beslemiştir. Mustafa Kemal Paşa ve önderliğini yaptığı milli mücadeleye destek vermiş ve bunu defalarca dile getirmiştir. Mustafa Kemal Paşa hakkında pek çok deyişi bulunmakla birlikte bazı deyişlerinde onu zamanın mehdisi olarak tanımlamıştır.

 

            Yüce Allah nazarında makamının yüksek olduğunu gösteren bazı olaylar sayesinde, yaşamı boyunca çevresinde büyük bir saygı uyandıran Aşık Kul Fakır, 1938 yılında Hakk'a yürümüştür. Türbesi Merzifon'daki evinin bahçesindedir.

 

            Kul Fakır’a ilişkin ayrıntılı bir araştırma, Ali İhsan Aktaş ve Sabri Yücel tarafından Aşık Kul Fakır adıyla 1991 yılında yayımlanmıştır.

 

 

-1-

Âb-ı engür müminlerin gönlüdür,

Doldurup tasını kanan incimez,

Gönül görüp dosta doğru varan da,

Aşk-ı muhabbete eren incimez.

 

Aşk-ı ilahi hidayete erene,

Aldanma kalleşe, yüze gülene,

Hak demişiz kevn-ü yolu kurana,

Kadim ikrarında duran incimez.

 

İkrarımız, irizamız bir oldu,

Sekiz cennet kevn-ü mekan sır oldu,

Sekiz cennet cemâlinde nur oldu,

Her dem hub didara eren incimez.

 

Veçhinde okunan Ümmü'l Kuran'dır,

Buna inanmazsa fikri yalandır,

Elbet erenlere gönlü âyândır,

Görüp inanıp ta kanan incimez.

 

Şah-ı Mevlam görmeyince tapmadı,

Mühmin olan çığırından sapmadı,

Veçhi Âdem vücudundan çıkmadı,

Aşk-ı muhabbete eren incimez.

 

Ali Muhammet'tir Muhammet Ali,

Âlemin sultanı sevenin yari,

Kendisi gösterdi ol yeşil eli,

Emrini tutarsan Kuran incimez.

 

Kul Fakır'em kuran kurdu âlemi,

Velakad Keremna çaldı kalemi,

Sağdaki yazıyor hayır olanı,

İblis'i gönlünden süren incimez.

 

-2-

Allah gülü muhabbetten yarattı

Muhammed alnının terini kattı

Şah-ı Merdan kokuladı sır etti

Erilmez hiç ol sultanın sırrına

 

Hasan-Hüseyin'i armağan kıldı

Kerbela gününden bir nişan oldu

Nesl-i imamlardan Abidin kaldı

Sakın durman yalancının darına

 

İmam Bakır dediğimiz bir sırdır

Dostun cemalinde balkıyan nurdur

Caferi olanın ikrarı birdir

Kem bakmayın erenlerin yoluna

 

Musa'yı Kazım'dan haddini tanı

İnkar etme Hakk'ın verdiği nanı

Çıkma Irıza'dan fark et sen seni

Sürülürsün ol tamunun narına

 

Muhammed Taki'yi verdi emanet

Sakın emanete etme hıyanet

Ali'yyel Naki'den erdi hidayet

İkrar verdim ol üçlerin birine

 

Hasan-ül-Askeri sehavetidir

Ehl-i müminlerin kemaletidir

Muhammed Mehdi'nin velayetidir

Sultan olan ihsan eder kuluna

 

Her dem dergahından ihsan umarım

Sıdkınan seveni ben de severim

İstemem Cennet'i arzum Didar'ın

Kıymet yetmez dostun zülfü teline

 

Kul Fakır'ım kıymetini bilirsen

Ser-best olup ikrarında durursan

On iki imamlara meylin verirsen

Kavuşursun erenlerin nuruna

 

-3-

Ariflerin dinde dünya bir puldur

Sultanımın mah cemalin övmeli

Gönül bir ahvali sultana bildir

Emri budur galip nefsi dövmeli

 

Hak gönülde aşk gemisi oynarken

Arifler katında mana anarken

Muhabbetin ummanları kaynarken

Ol dem hemen aşk teline değmeli

 

Arifler satarlar dürr ü mercam

Arifler vezninen tartar her cam

Kimin bunda işlemezse dükkanı

Onlar mahluk bu sıradan kovmalı

 

Bin üç yüz yirmi üç tamam duyarsan

Anlayıp sır edip kalbe koyarsan

Kul Fakır'ım aziz cana kıyarsan

Her dem Hüseyin'e boyun eğmeli

 

-4-

Aşkın cemalin çıkmaz serimden

Pare pare etseler ayrılmam senden

Ayırma sevdiğim bizi bu demden

Canım kurban olsun yoluna dilber

 

Ya nice sevmeyim böyle dilberi

Sıdk ile severim sevdiğim yari

Ay ile gün gibi hüsnü cemali

Ezelden hayranım nuruna dilber

 

Kaşların bismillah levhi kudret

Gözlerin velleyli nuru hidayet

Elheme esmasın vücudun ayet

Cihanda erilmez sırrına dilber

 

Dost bakışlı aslan pençeli

Yaralı kalbime vurdun hançeri

İlikten kemikten kandan içeri

Bari ihsan eyle kuluna dilber

 

Kul Fakır'ım sızlar yürek yaresi

Dostun dosta kavuşmanın sırası

Sultanım elinde derdim çaresi

Ezelden yanarım narına dilber

 

-5-

Batın tarafından bir haber geldi

Yetiş Balım Sultan car deyi geldim

Okudu fermanı elime verdi

Yetiş Balım Sultan car deyi geldim

 

Sak durun, erenler meydan açacak

Çürüğünen sağlamları seçecek

Kafirin beyleri geri kaçacak

Yetiş Balım Sultan car deyi geldim

 

Ahmedi Cemal´den gele bir emir

Şah-ı Merdan şu meydanda dolanır

Teberleri Horasan´da bilenir

Yetiş Balım Sultan car deyi geldim

 

Doksan bin evliya gülbangin ceker

Al beyaz bayrağın meydana diker

Çok savaş eyleyip çok kanlar döker

Yetiş Balım Sultan car deyi geldim

 

Cihanda feleğe eyleme minnet

Mü´mine kaç kez oldu farz ile sünnet

Yine sizden olsun bizlere himmet

Yetiş Balım Sultan car deyi geldim

 

Kul Fakır´ım otuz üçte kalacak

Mahluk azdı belasını bulacak

Yol´u inkar edenleri kıracak

Yetiş Balım Sultan car deyi geldim

 

-6-

Cemalin görenler nura gark olur

Göster cemalını görek sultanım

Senin huzurunda diller lal olur

Merhaba hoş geldin aziz mihmanım

 

Seni seven canlar didara erdi

Nat Ali suresi hakkında geldi

La feta illa ki Ali'yi gördü

İlla ki Zülfikar dinim imanım

 

Şahsı Merdan sırr-ı Yezdan Ali'sin

Muratlar verici cömert ganisin

Cümle erden, evliyadan ulusun

Sıtkınan sevene cansın cananım

 

Bilirim ki kalp evinde durağın

0l sebepten yakın oldu ırağın

Gün be gün artıyor ahım firağım

Yine senden erdi derde dermanım

 

Seni sevenleri biz de severiz

Sevmeyene nalet olası deriz

Kabul et sultanım kapında kuluz

Kul Fakır diyor ki ben de kurbanım

 

-7-

Çaresizim zara düştüm n'eyleyim

Hele bir zaman da seyran eyleyim

Vefasız dünyayı seçmen her dayim

Bir dost vardır, yola çetin sarılmaz

 

Dostunu tanıyan canını verir

Yalancı tuzağa tutulur kalır

Kişi ettiğini elbette bulur

İkrarsız kimseye tavaf olunmaz

 

İkrarın varısa sahip zamansın

Emrini tutarsan Şah-ı Merdan'sın

Manayı fark edip On ik'imamsın

Her kırda bayırda cuma kılınmaz

 

Mısri Camide namaz kılmalı

Okuduğun Fatiha'yı bilmeli

Fatm'Ana sırrından haber almalı

Muhammed-Ali'siz devran sürülmez

 

Kul Fakır'ım devran Şah-ı Merdanın

Velayet sahibi Balım Sultan'ın

İcti badesini fazl-ı Yezdan'ın

Gönül aşk atına bindi yorulmaz

 

-8-

Deli gönül pervaz vurdu uçuyor

Kanat da yeleğin ibadetidir

Gözlerinden kanlı yaşlar saçıyor

Dilber de meylinin hasiretidir

 

Hasretinden oldu gönül perişan

Meyinden içenler olur ürüşan

Kul olup da kapısında çalışan

Daim aşıkların iradetidir

 

Aşık olud iradeye yetenler

Her dem hub-Cemale nazar edenler

Bizden değil eğri yola gidenler

İrakıbın bağrı taştan katıdır

 

Kara taşa tohum eksen biter mi

Dert görmeyen derde derman katar

Bülbül gülsüz, kuru dalda öter mi

Gül de sevdiğimin muhabbetidir

 

Muhabbet eyleyek cesetten candan

Geçmişiz dünyadan, maldan melaldan

Kul Fakır'ım cöfer saçar dükkandan

Alış-veriş eyle kar gayretidir

 

-9-

Dertli gönlümü deftere

Yazım neyleyim neyleyim

Ben söyledim yar tutmadı

Sözüm neyleyim neyleyim

 

O yar merhamet etmiyor

Sevdası serden gitmiyor

Kırık kollarım tutmuyor

Dizim neyleyim neyleyim

 

Kul Fakır’ım dost yoluna

Dost düşman çıktı seyrine

Mezarımı dost köyüne

Kazım neyleyim neyleyim

 

-10-

Dosttan ayrılmanın değildir ahdı

Gaul ü laden bizi yardan ayırdı

Eyliğe çalışmak erenler cahtı

İnkar sırrımızı ele duyurdu

 

Öğüt verip anlamanın çağıdır

Sinemde koylanan aşkın dağıdır

Şimdiki çekilen gam sancağıdır

Balım Sultan sevenleri kayırdı

 

Gel de bir nasihat edelim kardeş

Dost deyi sevdiğim çıkıyor kalleş

İş dikkate bindi sanmayın yavaş

Özü sağ olanı hamdan ayırdı

 

Ham garışmaz ehl-i aşkın işine

Seller gam çağlıyor didem yaşına

Bilmezdim ki hangi aylar başına

Bize dost elinden destur buyurdu

 

Kul Fakır ciğerin közlemesin mi

Sırrını yad elden gizlemesin mi

Dost işin sonunu gözlemesin mi

Taze uyardılar çoktan uyurdu

 

-11-

Dostun gül cemali cennettir bana

Ne çare ayrılık zamanı geldi

İstemem ayrılmak senden sultanım

Ne çare ayrılık zamanı geldi

 

İstemem ayrılmak senden sultanım

Gül cemale aşkın ile nalanım

Çıkarma gönlünden dinim imanım

Ne çare ayrılık zamanı geldi

 

Kul Fakır’im aşık aşka yanandır

Hak erenler birbirinden kanandır

Dosta doymak olmaz kanan yalandır

Ne çare ayrılık zamanı geldi

 

-12-

Enginlerden giden yokuş bitmedi

Ali'yi sevende hilaf olmadı

Muhabbete serin veren kalmadı

Şimdiki ülfetler zenginlerinen

 

Zengin derler sim ü zeri olana

Bakmazlar ki başındaki borana

Hak mihmandır kanaatte kalana

Sinek bir olamaz zambullarınan

 

Zambul olup bal yapmaya başlarsan

Hakka sevilirsin emrin işlersen

Bir ağaca kırk meyvayı aşlarsan

Yemişi çekilir zembillerinen

 

Kul Fakır'ım ezelinden zem bilmez

Mümin olan garezinden kem bilmez

Sen seni bilirsen seni kim bilmez

Muhabbet eyleyek duygularınan

 

-13-

Evvelce şeriat birinci kapın

İkinci tarikat muhkem yap yapın

Üçüncü marifet fark edip tapın

Marifetsiz kişi elde ne gezer

 

Marifetsiz canın işi de zordur

Sürerler tamuya durağı nardır

İkilik gerekmez Hak kavIi birdir

İcraatsız kelam dilde ne gezer

 

Dördüncü kapıda turap olmalı

Dört kapı'da kırk makam'ı bulmalı

Kırk ikide şirin kelam olmalı

Kelamı duymayan ker de ne gezer

 

Otuz üç huruftur ilmin kapısı

Altı bin altı yüz altmış tabisi

Altının içinde mevcut hepisi

Kendini görmeyen kör de ne gezer

 

Kul Fakır'ım Dört Kitap da aynıdır

Ayakta ölenin hali gayrıdır

Bu aşkın elinden sinem dağlıdır

Derdi olmayanda derman ne gezer

 

-14-

Ey dile mana verenler, defter-i Kur'an gibi

Aşk ile aşna olanlar eğleşir sultan gibi

 

İlmine amel olmayan, azdırır Şeytan gibi

Serseri gezme ey gafil, fark eyle insan gibi

 

Bir makamda bin can gördüm, cümlesi bir can gibi

Onlar neşteri çekerler, Şimir ü Mervan gibi

 

Can u dilden diler isen, derdine derman gibi

İşidip de anlamazsan, gidip gel hayvan gibi

 

Nan-ı nimet (i) fark etmezsen, yediğin saman gibi

Mecazide eli vardır, görünür Rahman gibi

 

Kurda kuşa talip olmuş, hükm-ü Süleyman gibi

Adaletin baki kalsın, ussuz kalma Han gibi

 

Zulmle yapılan binanın, ahiri viran gibi

Gafil durma hey canım, bu okunan ferman gibi

 

Niyazım ol veçhullahta, Hak ademde var gibi

Hakk'ı ademde bilmeyen, küllühün finnar gibi

 

Kul Fakır'ım gönlüm ister, alemi görem gibi

Toprağa secde etmezem, ol sofu-yu har gibi

 

-15-

Eylik ehli eyilikte kalacak

Bundan böyle kem belasın bulacak

Yolu doğru süren Ali olacak

İsterse atası dine hor olsun

 

Al'evladı olan yola bakarlar

Sim ü zeri sevmez hale bakarlar

Diline bakmazlar dine bakarlar

İsterse Ali'nin kendinden gelsin

 

Deselen yerinde Muhammed-Ali

Yolu doğru süren cümleden ulu

Sıtkınan çağıran yetirir eli

İsterse kendisi Yemen'de olsun

 

"Der Yemen Peş Yemen" buyurdu Allah

Nerede çağırsam hazırdır billah

Şefaatkarımız ol Resulullah

İster ise İsa havadan gelsin

 

Doğrunun dostudur Muhammed-Ali

Eğrinin hasmıdır işit bu dili

Serseri Kul Fakır onların kulu

İsterse bu cihan hep senin olsun

 

-16-

Gel ey gönül gezme cümle alemi

Sehavet ararsan, özünü yokla

Çalan böyle çalmış levh-i kalemi

Müşteri olmazsa, matahın satma

 

Sen bir bezirgansın, her hana konma

Irazısız kara elini sunma

İlmine amil ol, cifeye kanma

Sak ol bu sözümü yabana atma

 

Yabana atanlar yabani kalır

Başına gelenler eyisin bilir

Erenler yolunda kıyl u kal olur

Köprü dururken çamura batma

 

Bu yolun sahibi köprüyü kurdu

Sırat'ı Muzan'ı eline verdi

Sen onu görmesen o seni gördü

Sen de fark et bunu uzağa gitme

 

Mümin olan yakın görür didarı

Müslim olan mihman eledi canı

Hünkar Hacı Bektaş Veli'nin şanı

Sırrı Balım Sultan Kadıncık Ana (Fatma)

 

Kadıncık Ana'dır Urum'un eri

Ona mihman oldu Horasan piri

Şemsinin şulesi kamerin nuru

Gamınan kaderi araya katma

 

Kul Fakır'ım nura hile katışmaz

Aşkın kürresine düşmeyen pişmez

Hakk'a mihman olan yolundan şaşmaz

Tuttuğun dameni mudara tutma

 

-17-

Gel gönül gidelim dost illerine

Aşkınan gidende yol incinir mi

Sultanı bilirse kulun halini

Mushafın yazmaya el incinir mi

 

Mushafın Kübradır vucüd-ı insan

Allamet Esma’yı .uyurdu süphan

İlm-i müsemmayı zikreder lisan

Hal ile söyleyen dil incinir mi

 

Dilde ikrar gerek tekrar olmasın

Güllerimiz has bahçede solmasın

Kel ırakip andelibi görmesin

Bülbülün sesinden gül incinir mi

 

Güllük gülistanlık dostun cemali

Aslı pak olanlar bulur kemali

Su balığı sakın öldürmen anı

Balık oynayınca göl incinir mi

 

Kul Fakır’ım marifet burasında

Kulluk hatmolunda ba’yı isminde

Yüz on dört surede mevcut yasinde

Hakikate eren hal incinir mi

 

-18-

Gelmek ibadettir, gitmek icazet

Yerle gök damarı dürüldü kat kat

Halk içinde oturuyor Muhammed

Ismarladık sizi, unutman bizi

 

Evvel ezelinden ikrarım verdim

Gönülde ezberim dilimde virdim

Şükr´olsun efendim cemalin gördüm

Ismarladık sizi, unutman bizi

 

Cemal´de mevcuttur on yedi ayet

Peygamber ruhuna verek selavat

Hem doğar dulunur nur-u velayet

Ismarladık sizi, unutman bizi

 

Sitret-ül münteha ol yedi kapı

Üç yüz altmış altı ayetin hepi

Her daim ettiğim Ali´nin methi

Ismarladık sizi, unutman bizi

 

Kul Fakır´ım Pir´e bağladım özüm

Sırr-ı Balım Sultan süreyim yüzüm

Nur-u Cemalettin ya iki gözüm

Ismarladık sizi, unutman bizi

 

-19-

Gezdim cevlan ettim cümle alemi

Benden gayrısında günah kalmamış

Bilmem nere varır sonra hallarım

Eller marifetli solak kalmanuş

 

Kemali ararsan özünü yokla

Na-ehli nadandan sırrını sakla

Olura olmaza matahın satma

Altunu bilecek sarraf kalmamış

 

Hıfz-ı lisan selamete erdirir

Ayn-el müşahede Hakk'ı gördürür

Zamane mahluğu seni öldürür

Eline alacak silah kalmamış

 

Silah nedir, kılıç nedir, el nedir

Edep nedir erkan nedir yol nedir

Efsaneyi gerçek gibi dinletir

Hakkı bilebilen sürek kalmamış

 

Hakkı menguş edip guşuna takın

Aman sak dur, İblis görmesin sakın

Hesap yetiremem sağına bakın

Sözlere bakarsan ölek kalmamış

 

Söz gerekmez amal ister orada

Hizmetine dikkat eyle burada

Huma kuşu yedinci kat semada

Konup eğleşecek tünek kalmamış

 

Kul Fakır'ım sen de varabilün mü

Sorgusuz Cennet'e girebilün mü

Huri gılman derler görebilün mü

Neyleyim Cennet'te melek kalmamış

 

-20-

Gönül arzuladı düştük yollara

Sürdüğümüz Balım Sultan yoludur

Düşürdün sultanım bizi dillere

Durduğumuz Ali Mansur darıdır

 

Darına dururuz cem-i alada

Göster didarını bize seyramda

Sultan Cemal derler aslı pek-zade

Cemalin görmek de gözün karıdır

 

Şükür kavuşturdu Pir Balım Sultan

Gezindi bendimi ol Şah-ı Merdan

Kusurum çok imiş, yakamda noksan

Sıtkınan sevenin  sadık yaridir

 

Dertliyim derdime dermana geldim

Ali’m veliyullah fermana geldim

Cömertsin sultanım ihsana geldim

Güzel nutkun kalp evini arıtır

 

Kul Fakır’ım serim kurban yoluna

Sultan olan bakar kulun halına

Lahmike cismike indi şanına

Ruh be ruhumuzu veren velidir

 

-21-

Gün be gün artıyor ahım, Nazlı yarim sen gel yetiş

Bağı hüsnüm goncalandı, Dil-figarım sen gel yetiş

Hasretinin şiddetinden gözlerim hep kan ağladı

İniler kürre-i derya ol asuman ağladı

 

Merhamet buyur gedana bende derman kalmadı

Leyi ü nehar arzederim, dil nigarım gel yetiş

Yeri göğü derk etmeyen maksuduna eremez

Kaf u Nun'u fark etmeyen, didarını göremez

 

Bu bir Beytullah kapısı, binde bir can giremez

Sen hakikat miftahısın, aslan Ali'm gel sen yetiş

İrakipler tan ederler Hakk'ı sevdiğim benim

Dostun sevdası serimde, sarardı nazik tenim

 

Ne bağıranı ne çağıranı, sana ayandır dost halim

Elim yerde gözüm gökte, bi-mekanım sen gel yetiş

Kul Fakır'ın yari sensin, türlü cöferler dürrüsün

Dergahından ayrı kılma, arttı zarım gel sen yetiş

 

-22-

Her neyi arasan vardır bu demde,

Velâkad Keremna Ben-i Âdemde,

Uzaktan arama, fark et sen sende,

Bir pınardan bin deryayı süzen var.

 

Alemin mabudu Âdemde hazır,

Vezirlikten geçip olursun kizir,

Nereden baktımsa göründü Hızır,

Yek nefeste dü cihanı gezen var.

 

Alemin aradığ vardır Âdemde,

Arayıp bulanlar demezki bende,

Görenler derlerki, ne vardır şunda,

Dört kitabı cem eyleyip yazan var.

 

Okuyup ilimle âlim olanlar,

Seni farketmez mi kendin görenler,

Mümin-müslim böyle mi olur erenler,

Günde yüzbin tarikinden dönen var.

 

Erenler sevmezler yoldan kayanı,

Bu Dem'e koymazlar ikrar süyanı,

Gerçek olan farketmez mi yalanı,

Sen demeden diyeceğin bilen var.

 

Gerçek olan belli olur işinden,

Dost, dosta varamaz gönül kışından,

Halim yaman oldu adu taşından,

Abu Cehil gibi kuyu kazan var.

 

Kul Fakır'ım taş atan başına atar,

Herkesin attığı kendini tutar,

Sabırlı kulların Didâr'a yeter,

Kırklar meydanında engür ezen var.

 

-23-

Her sabah her sabah bülbülün sesi

Bülbül avazını güle getirir

Yiğit olan sırrın kimseye demez

Kötü kalbindekin dile getirir

 

Yiğit olan eşiğinden bellidir

Yiğit kamil olur yüzü yerdedir

Kurttan doğan yine kurt eniğidir

Akıbet başına bela getirir

 

Yalnız gidip yoldaş olma yolsuza

Komşu olma rehbersize pirsize

Selam verme namussuza arsıza

Birgün namusuna hile getirir

 

Erenler de der ki Selman-ı paktır

Kırklar da derler ki cümlesi haktır

Cehennem evinin ateşi yoktur

Herkes ateşini bile getirir

 

Kul Fakır'ım gezdim gurbet ellerde

Bülbül ötmez gülistansız güllerde

Çok keramet vardır tatlı dillerde

Dağdaki deliyi dile getirir

 

-24-

İkrarından dönmez kavli sadıklar

imanı ne bilir özü fasıklar

Dinini talatmış gider şaşıklar

Halim yaman oldu körler elinden

 

Kendini göremez sana taş atar

Emrini yitirmiş, nehyini tutar

Aman Balım Sultan içinden kurtar

Dadım çoktur "bilmem kimler" elinden

 

Kime vardıysam sadığim dedi

İşleğine baktım işlemez adü

Haramı helhalden lezzetli yedi

Hayrımı hıfzet şerler elinden

 

Şeriatın şartlarını atalım

Tarikatta pir emrini tutalım

Marifette bir mürşide yetelim

Sazlar düzen almaz teller elinden

 

Tel kıramaz hakikate karışan

Aşkın küresinde kaynayıp pişen

Her dem bahar olur goncaya düşen

Kul Fakır'ın zan güller elinden

 

-25-

İkrarını aldım bir sadık dostun

Tazelendi gönlüm gülizar gibi

Gönül goncasını dermekte kastım

Açılmış bahçada olan ter gibi

 

"Len terani" dedi haddi bölüğüm

Karşı dağda cemanı gördüğüm

Uzak değil aşk içinde bulduğum

Kalbi Beytullah'ta gizli sır gibi

 

Tur·i Sina'sında Musa peygamber

Tekellüm eyledi ol sırrı Haydar

Muhammet Miraç'ta görünce ol der

Haykıruban hamle kıldı şir gibi

 

Sak durun meydanda aslan yatıyor

Yaramazı habersizden yırtıyor

Oturmuş mizana matah satıyor

Terazi gönüldür tartar dil gibi

 

Doğru tutun terazinin dilini

Doğrulukta sevdi Allah kulunu

Ali ile Muhammed'in yolunu

Saklayalar bu meydanda er gibi

 

Şah Hasan sırrını Hüseyin saklar

İmam Zeynel gibi çilesin bekler

İmam Bakır idi "Masum-u pak"lar

Gönül gerek kalaylı bakır gibi

 

Cafer-i Sadık'ın Buyruk'u elde

Musa-yı Kazım'ın lisanı dilde

İmam Irıza'nın makamı serde

Şeriksiz nazirsiz Allah bir gibi

 

Kadirdir Allah'ın ihsanı boldur

İncitme canını, nefsini öldür

Şimdiki mahluğun putası puldur

Şah Taki ha-Naki sevgi can gibi

 

Can içinde cananını görene

Hak aşikar hakikatta durana

Erden himmet Hak'tan nazar alana

Hasan-ül Askeri, Mehdi var gibi

 

Var olan meydanda On iki imamdır

Cümlenin sahibi şah-ı Merdan'dır

Gerçek aşıkların azmi didardır

Yad uğrular yaramazlar har gibi

 

Har kondurma gonca gülün üstüne

Er olan har gülü almaz destine

Çalışırız Kerbelanın kastine

Harın oğlu imdat verdi Hür gibi

 

Kul Fakır'ım matem ehl-i mümünin

Makamı bellidir Kaf ile Nun'un

Sevdası serimde imam Hüseyn'in

Aşkı derunumu yaktı nar gibi

 

-26-

İncil'den geldi bir ehl-i tufan

Haneyi dağıttı ezeli şeytan

Aslını sorarsan Şimir ü Mervan

Garaz etti Hüseyin'in kanına

 

Hüseyin düşmanı din hıyaneti

Ona nasip olmaz Hakk'ın rahmeti

Şeytanlar hocası bağı mabeti

Azanların yakın olman yanına

 

Yanına varanlar yolundan azar

Ebu Cehil gibi kuyular kazar

Tabisi akraba dilinden bezer

Hak buyurdu hazer oldu şanına

 

Ömer Nakıs gibi adalet güder

Şimir'le Mervan'ın yolunda gider

Şeytana kul olmuş dedelik eder

Huyu aşna olmuş mundar tenine

 

Kul Fakır'ım garaz Şimir'in işi

Gitmiyor adünün gönlünün kışı

Muhammed Ali'ye attılar taşı

Şükrolsun karıştı kanı kanıma

 

-27-

Kafirin kıralı dönmez sözünden

Hayır gelmez amelinden özünden

Bin kul yanar bir münafık yüzünden

Mehdi Resul sahip zaman gel yetiş

 

Yüzbin asker süvarisi peşinde

Hile çoktur ol mel'unun işinde

Atatürk var Türkiye'nin başında

Mehdi Resul sahip zaman gel yetiş

 

Balım Sultan aman sonu uzatma

Mürüvvet diyeni tufana katma

Atatürk'ün fidanların budatma

Mehdi Resul sahip zaman gel yetiş

 

Şu Çar-ı mel'unun gider mi kini

Ali İmran okur gerçeğin dili

Gün gibi balkıyor Muhammed dini

Mehdi Resul sahip zaman gel yetiş

 

Kul Fakır'ım der ki sevmem ziyneti

Çalışalım Şah-ı Merdan gayreti

Kerbelada akan kanlar hürmeti

Mehdi Resul sahip zaman gel yetiş

 

-28-

Kişi şu alemde Hakk'ı göremez

İbret nazarıyla hal olmayınca

Arz'ettiği maksuduna eremez

Küllü varlığından dur olmayınca

 

Varlık Hak'kın biz neyiz ki arada

Koşma canım pervaz vurup havada

Balım Sultan kabul etmez sırada

Kaddin Elif, vücud Dal olmayınca

 

Elif okur Ba'dan haber alanlar

Haddesinde mucizatın görenler

Her dem Hak yoluna kurban olanlar

Kabul olmazmış kan olmayınca

 

Dost yoluna akıtalım kanımız

Yaramaza bildirmeyiz halımız

Havariç'ten gizli ol mekanımız

Ehl-i irfan meclis dur olmayınca

 

Dürr-ü Hakk'ın cöferine dalanlar

Künt-ü kenzden sebağını alanlar

Ben aşığım deyi dava kılanlar

Kürrede kaynayıp hallolmayınca

 

Aşık ol kim aşnasına erendir

Sadık ol kim ikrarında durandır

Arif ol kim manasını görendir

İkilik var olur bir olmayınca

 

Kul Fakır'ım birlik Hakk'ın birliği

Dirliğimiz Şah-ı Merdan dirliği

Hasan-Hüseyin‘dir aşkın varlığı

Gönül yanmaz imiş pir olmayınca

 

-29-

Mehdi Resul gelse gerek

Ya doğdu ya doğsa gerek

İsa Resul'ün kavlince

Hem musahhih olsa gerek

 

Kavi ü karar hep bir olur

Münkirin işi zor olur

İnkar yolunda yorulur

Menzilinde kalsa gerek

 

Düzeltir yolu erkanı

Sorarlar mezhebi dini

Hakk'a giden doğru yönü

Aşikare kılsa gerek

 

Aşikar Muhammed dini

Kadimdir Ali'nin yolu

Allah'ın sevgili kulu

Bir musahib gelse gerek

 

Gözleriz sahip sultanı

Ya geldi gelecek yani

Alınır imamlar kanı

Tez tufanlar verse gerek

 

Tufan münkire yakışır

Mümin yoluna çalışır

Küsüler hepten barışır

Kul eyliğe dönse gerek

 

Eyiler eyliği güder

Azgınlar eğriye gider

İşleği Şimir'den beter

Ben müminim dese gerek

 

Müminler öyle mi olur

Müslimler böyle mi olur

Ehl-i Beyte ser verilir

Kul da kuıban olsa gerek

 

Yanına kullar dökülür

Bırakıp anlan çekilir

Göz gördü gönül yakılır

İkrarında dursa gerek

 

İkrarımız Amentü'ye

Yoldaş olunmaz kötüye

Ne dersin kalbi batığa

Dergahından sürse gerek

 

İblis dergahtan sürülür

Eyi eyiynen derilir

Ay doğar güneş dolunur

Şarnaları yansa gerek

 

Cemde aydınlık olacak

Bir ismi Lam'la gelecek

Ayın aydınlık duracak

Mim de Mim'e vursa gerek

 

Kul Fakır'ım karar olur

Ayın Mim ile bir olur

Akıl ermez esrar olur

Cim Cemali görse gerek

 

-30-

Merhaba hoş geldin ey din ulusu

Yolu doğru süren dinin velisi

Gelmem mubah olsun Ali reisi

Geldiğin mekanlar sen ma´mur ola

 

Hidayet Allah´tan biz ne söylesek

Yükümüzü cevahirden taylasak

Al evladın tellallığın eylesek

Dersimizi Sultan Cemali vere

 

Dersimi almışım Sultan Cemal´den

Efendim ayırma zat-i kemalden

Elestü gününde ikrar imandan

Mü´minlikle kavl ü karar bir ola

 

Mü´min olan özün Hakk´a yetirir

Yalancılar tuzağına tutulur

Sabredelim azan belasın bulur

Bin üç yüz otuz üç eşrafın gele

 

Kul Fakır´ım vakit yakın dediler

Bunda ayırt olur adil, adüler

Kutübler kelamı yektir dediler

İnşallah ülkeye bir sahib gele

 

-31-

O dergahın bu dergahtır

Mümin gönlü Beytullah'tır

Her dem işi gücü Hak'tır

Muhabbeti tan etmeyin

 

Muhabbet müminin işi

Olmaz ise gıllıgışı

Sırrı Settar olan kişi

Yok yere bühtan elmeyin

 

Bühtan eden merdud olur

Mümin olan Hakk'ı bulur

Mekanından haber alır

Vücuttan taşra gitmeyin

 

Vücuddan haberin alan

Veçhullaha nazar kılan

Kudurette cöfer olan

Müşterisiz mal satmayın

 

Kul Fakır'ım cöfer yükü

Muhabbetten gelir koku

Sene bin üç yüz yirmi'ki

Sak durun gafil yatmayın

 

-32-

Seyrimde gezerken üç dilber gördüm

Biri aydır,biri ol güne benzer

Aşkın dolusunu sundu elime

Biri allar giymiş ahtere benzer

 

Üçler olup beşten haber alınca

Üç sünneti,yedi farzı kılınca

Sağıma soluma haber verince

Sağdaki  sevdiğim Sultana benzer

 

Mümin olan arı gibi iniler

Bin çiçekten alır balı bir eyler

Güzeli görenler aynayı n'eyler

İçi ahret dışı dünyaya benzer

 

Aklımı başımdan aldı bakışı

Yaktı şu sinemi aşlın ataşı

Ölmeden evveli ölse bi kişi

Kur'an da okunan imlaya benzer

 

Kul Fakır'ım ezel ağladım, gülmem

Okumuşum aktan,karayı bilmem

Bin derman verseler bu derdi vermem

Her dem kalp evinde durana benzer

 

-33-

Şaha doğru giden kervan

Çok ağlattın güldür beni

Düşmüşem elden ayaktan

Tut elimden kaldır beni

 

Tut elimden ferman eyle

Gel bu derde derman eyle

Götür yare kurban eyle

Öldür derse öldür beni

 

Arıydım baldan ayrıldım

Ne şirin dilden ayrıldım

Bülbüldüm gülden ayrıldım

Gülistana kondur beni

 

Tut elimden düşmeyeyim

Doğru yoldan şaşmayayım

Derdim çoktur deşmeyeyim

Böyle şaha bildir beni

 

Yandı Kul Fakır’ın bağrı

Derde tay olmuyor ağrı

Çek katarı şaha doğru

Eli süre indir beni

 

-34-

Yine gam çağlıyor divane gönlüm

Derelerden akan coşkun sel gibi

Hiç merhamet etmez hub-liga yarim

Uğrun gelir uğrun gider el gibi

 

Uğrun olma Hak'tan gizli yer yoktur

Her nereye baksan görünen Hak'tır

Benim sevdiğim dost, cihanda tektir

Hayali gönlümde balkır nur gibi

 

Nur nura karışır nuru görünce

İkiliği attım bir'i bulunca

Gönül, dürrün aldı bahre dalınca

Kimin aldım kimin sattım bir gibi

 

Birlik makamında didar görünür

Yalancı sofular mihnette kalır

Bana bundan iyi tamu mu olur

Pervaneyim yanıyorum nar gibi

 

Narı nur eyleyen erdi visale

Nokta huruf oldu düştü lisane

Hak kendini mihman etti insana

Ben kendimi göremedim kör gibi

 

Kendini görene alem göründü

Levh-i Mahfuz'da bir kalem çalındı

Her kulun kısmeti anda verildi

Nasibim Hüda'dan gelir dür gibi

 

Kul Fakır'ım dürrün hara talatrna

Yakından fark eyle uzağa gitme

Hükmeden kadı'nın sözünü tutma

Defterine yazdırırsın şer gibi

 

-35-

Yüz yirmi dört bin nebinin sesi

Sesini duyanlar çeker yası

İsmi Azam ol Ali'nin duası

Okuyanlar mahrum kalmaz inşallah

 

Nice nebi veli göçtü bu handan

Sevenleri biz de serveriz candan

Alış veriş etmek biz her dükkandan

Erenler verdiğin almaz inşallah

 

Erenlerin kavli birdir iki olmaz

İkilikte kalan menzile eremez

Nara atsalar şu canım yanmaz

Ali'yi sevenler ölmez inşallah

 

"Muti kable ente mute" ermişiz

Ölmeden evvelin bir kez ölmüşüz

Biz bu hana üç beş defa gelmişiz

Baki ıkrar fani olmaz inşallah

 

Elüstü bezminde bir ıkrar verdik

Gahi akıllandık gâhi deli olduk

Sultan Veyis ile Yemen'den geldik

Sırrımıza kimse ermez inşallah

 

Aşığın çektiği aşk belasıdır

Hitabından gelen Hak nidasıdır

Kendini bilmeyen Hakk'a asıdır

Böyle güruhlara salmaz inşallah

 

Kul Fakır'ım başa gelen ne haldır

Hakkında ferman var işin de zordur

Balım Sultan düşmüşleri sen kaldır

Bize bühtan eden onmaz inşallah

 

-36-

Zamane cahilin yanına varma

Cahil-i nadana sırrını verme

O seni görmezse sen onu görme

Budur bu alemde halın makbulu

 

Hal içinde haller vardır görürsen

Eğer bu sözümden ibret alırsan

Hak kelamı fark eyleyip bilirsen

Al-i imran okur dilin makbulu

 

Kul Fakır'ım bizde geldik o şardan

Getirip götüren ol şah-ı merdan

Evveli kulluktur ahiri sultan

Doğup dolunandır nurun makbulu

 

-37-

Zamane halkından çevir yüzünü

Kulak sağır, duyuraman sözünü

Mahluk Deccal olmuş, kaybet izini

Doğru dost yoluna varan kalmadı

 

İşin doğru ise devranın döner

Gönül şemasında çerağlar yanar

Pervane kul olmuş şevkinen döner

Aşk-ı muhabbete yanan kalmadı

 

Nar-ı aşka sarfolursa bu beden

Belli olur hemi yoktan var eden

Terk et benliğini sen çık aradan

Varını meydana koyan kalmadı

 

Gönül varlığını verme havaya

Suret uğrulan girdi araya

İtikat kalmadı ata anaya

Büyük küçüğünü sayan kalmadı

 

İnsan itikatı verdi paraya

Tabip yok ki merhem sara yaraya

Asla musahipsiz girme sıraya

Kadim ikrarında duran kalmadı

 

İkrar baki, yol kadimdir gaziler

Hak sevdiğim, tan ediyor bazılar

Irakıp taş vurdu, yaram sızılar

Azdı yaralarım saran kalmadı

 

Kul Fakır'ım tabip gerek yaraya

Şimdi mahluk kul olmuştur paraya

Hak demişim Şah-ı Merdan Ali'ye

Sakla cöferini alan kalmadı

 

 

                                                          - Ozanlarımız -