Âşık Remzâni |
HİLMİ DEDEBABA 34
Hazırlayan: Hasan OYTUN
Mehmet
Ali Hilmi Dedebaba 1842’de doğmuş ve 1907 yılında Hakk’a yürümüştür. Mehmet Ali
Dedebaba diye de tanınır. Mahlası, yani yol adı Hilmi dir. Ondokuzuncu yüzyılda
yaşamıştır. İstanbul’lu dur. Babası, Sultan Ahmet yakınındaki Güngörmez
Camii’nin imamı Nuri Efendi’dir. Annesi Emine Hatun’dur. Hem annesi hem de
babası Merdivenköy Şah Kulu Sultan Tekkesi postnişini Hasan Baba’dan
nasiplidir. 1857 yılında Bektaşiliğe giriş yapmıştır. 1864 yılında Şah Kulu
Sultan dergahının postnişininin Hakk’a yürümesinin ardından bu posta oturur.
Merkez dergah olan Hacı Bektaş Dergahında o yıllarda
görev yapmakta olan Selanikli Hacı Hasan Baba’dan, Mehmed Yesari Baba’nın
rehberligi ile hilafet alır. İstanbul’da Şah Kulu Dergahını genişletir,
görevine burada devam eder. Önce tekkenin kış meydanı yanına gömüldüğü bilinir.
Daha sonra ise, akrabaları tarafından kabri nakledilir, sağlığında yaptırmış olduğu,
Gözcü Baba bahçesindeki özel mezarına taşınır. Edip Harabi'de Hilmi Dedebaba'dan nasibini alan aşıklarımızdan birisidir. Mehmet Ali Hilmi Dedebaba’nın birçok Bektaşi babası gibi şiirleri vardır. İyi bir
şairdir. Hilmi mahlasıyla şiirlerini yazmıştır. Divanı 1909 yılında ahmed Mehdi
Baba tarafından basılmıştır. Daha sonra, 1909 yılında Doç. Dr. Bedri Noyan
Dedebaba tarafından, sözlük eklenmesiyle birlikte, yeni yazıya çevrilerek
tekrar yayımlanmıştır.
-1- Âbidân-ı Mustafâ'yız biz Hüseynîlerdeniz
Bâşımız top eyledik şâh-ı şehîdan aşkına
Nola mecrûh eylese a'dâ bizim endâmımız
Tîr-ita'n-ı zâhide kıldık hedef biz sînemiz
Âteş-iHubb-i İmâmeyn ile yansun cismimiz
Hamse-iehl-i kisâdır serde tâc-ı fahrımız
HacıBektaş-ı Veli'dir pîrimiz Hilmi Dede
-2- Adem libas harfle imla bir
gelir Tekmil edip meratibenle
a'laya bir gelir Ne cism-i basit ve ne
mürekkep olur vucud Ahir-i huvas hamse-ı ra'naya
bir gelir Her nakşı renge
girip suret-i
arz
edip Sonra cemal-i hüsna ile
dünyaya bir gelir Cismin sefinesine Nuh
can olur süvar Bahr-i Muhit ve kevn temaşaya bir
gelir Nefer-i nefs-i natika Hakk'ın kelimidir
ezel Bu tur tendat tecellaya bir
gelir Mehd-i vucuda ruh-u mukaddes
verip şeref Emvat cismi natb ile ahyaya
bir gelir Adem odurki marifet-i
nefsini anlayıp Vahdet deminde menzil-i
alaya bir gelir Hilmi beka-yı zat
ile bil noktayi sırrını Adem vucud-u nüsha-ı kubraya
bir gelir
-3- Alemi imkana geldik cismimiz
can eyledik Zahir oldu sırrı vahdet
canı canan eyledik Mü'mine mir'at olup mü'min
tecelli eylemi Sema veçhullah'ı biz
her yüzde seyran eyledik Sureti manada bir gördük, sıfi zati biz Hakkı
bir
bildik, biz ezel hakkıyla
ikame
eyledik Kahrın
lütfun
bir bilip yarin safayap olmuşuz Allemel esma rumuzunu bildik
isan eyledik Zakir mezkür cümle hakdır ey
Hilmi Dede Men aref sırrını görüp
tahriki irfan eyledik
-4- Aşık ol derdile yanıp yakıla subh u mesa,-6- Âyinetuttum yüzüme, Ali göründü gözüme Ali göründü gözüme
Âdem Baba Havva ile, Hem Allemel'esmâ ile Ali göründü gözüme
Hazreti Nuh Neciyyullah, Hem İbrahim Halilullah Ali göründü gözüme
İsâ'yı Ruhullah oldur, İki âlemde Şah oldur Ali göründü gözüme
Ali evvel Ali âhır, Ali bâtın Ali zâhir Ali göründü gözüme
Ali candır Ali canan, Ali dindir Ali iman Ali göründü gözüme
Hilmî gedayi bir kemter, Görür gözüm dilim söyler Ali göründü gözüme
-7- Ayn u ebru mescid u mihrab u minberdir bana,
-8- Bihamdillah
haber aldım yine cânân otağından
Zülâl-i bâde-i aşka virüpdür neşe-i sâni
Hakikat ni’metinin ehl-i inkâr lezzeti bilmez
Sürüp hâk ü der dergâh-ı pîre vechin ey âşık
İdenler Hazret-i Hünkâr’a candan kulluk ey Hilmî -9- Bu
âlem kim görürsün bir tecelli-gâhdır câna
Kimi zâlim kimi mazlûm kimi fâsık kimi ma’sûm
Kimi âlim kimi câhil kimisi mürşid-i kâmil
Sunûât-ı İlâhidir bu ef’âl-i tenevvü hep
Münezzeh cümle eşyâdan aceb sırr-ı hafîdir bu
Bu kîl ü kâl bu kesret olupdur perde-i vahdet
Gören kimdir görünen kim bu vahdet-hânede Hilmi -10- Celîl-i
nazm-ı aşkı enver-i ruhsâre yazmışlar
Kirâmen kâtibin evvel sücûd-ı âyet-i seb’â
Okudum mushaf-ı hüsnünde yârin semme vechullah
Gel ey zâhid dem-i âdemdesin insâniyet kesb it
Yıkarsa kalbin a’dâlar iriş bir mürşîd-i zâta
Göründü şabbı emred sûretinde aynuma bir er -11- Dost cemâlin görmeğe, Her bir âzam göz oldu
Cûş etti can aşk ile, Doldu gönlüm zevk ile
Dost iline varmağa, Varup yâri görmeğe
Dağ u sahrâ serteser, giydi yeşil câmeler
Her eşyâ bir harf olmuş, Hem mazruf hem zarf olmuş
Kalmadı gayri ağyâr, Yar ile doldu diyâr
Hilmiyâ bâzâra gel, Nakd-i cânın ver evvel
-12-
Gelmiş cemâlin şânına nûrun alâ nûr âyeti
Hüsnün gören âşıklara cennet visâlündür senin
Nergis gözün yağmalamış imân u akl-ı âşıkı
Yûsuf misâli niceler çâh-ı zenehdânındadır
Yandım yıkıldım ey sanem Allah içün kandır beni
Lutf eyleyüp Hilmi Dede cânânımız kılsa kabûl -13- Ehl-i şevkiz meşrebi rindaneyiz
Bektaşiyiz Zahid-i bedulara biganeyiz Bektaşiyiz Merd-i tecridiz alaikten
geçüp olduk beri Bi tekellüf saldn-i
meyhaneyiz Bektaşiyiz Bi garaz bu bezm-i işrethane-i alemdeyiz Cam-ı
aşk u
şevk ile mestaneyiz Bektaşiyiz Malik-i genc-i rümuzuz
bizdedir dürr-i Necef Gerçi zahirbine biz
viraneyiz Bektaşiyiz Mürg-i şehbaz-ı kadimiz
asman-ı feyzde Tair-i takdis ile hem
taneyiz Bektaşiyiz Sabitiz ikrarımızda şekkimiz yoktur
bizim Ahd-i yar ser veren
merdaneyiz Bektaşiyiz Canımız
kıldık feda Hilmi cemalullaha biz Şem-i
aşka yanmağa pervaneyiz Bektaşiyiz
-14- Ey şeha a'dalara ali himem keşlik nedir Kale-i vaslına ihsanı keremkeşlik nedir Rehgüzannda hezar üftadeler
pamal olur Goncai hüsnün için dillerde demkeşlik nedir Dehre bir alemnüma olmuş cefa
pişe henüz Gül güler serkeşlenip bülbülde
gamkeşlik nedir Görmemek güçtür görüp ah
eylemek müşküldürür Hemdem-i vuslat için dilde elemkeşlik nedir İllere
rengin
edalar ile reftar eyleyip Hilmi-i meftununa derdi sitemkeşlik nedir
-15- Eyledim nakd-i dili bir mah ranaya feda,-16- Ferah-ı
devleti dil bulsa da bir bulmasa da
Menzil-i aşka eren sıdk ile ehl-i hâle
Gözümün yaşı ile beslediğim âlemde
Bâde-i la’l-i lebinden kanan ehl-i aşkın
Hilmiyâ Gülşen-i vahdetde ne gam zâhid-i har -17- Gönül keştîsiyle bahr-i mihnette
Sensin bize dâim hallâl-i müşkil
Şâd olsun gönlümüz gamdan kurtulsun
Lütfundan yolumuz eyle küşâde
Sensin benim ancak hısn-ı hasînim
Ey dâver-i âlem ey zât-ı ekrem
Ey dâver-i âlem ey zât-ı ekrem
Afveyle cürmümüz eyle şefâat
-18- Hak
Muhammed Ali kurretü’l-aynım İkrâr u imânum şâh Hüseynim
Ali Zeyne’l-abâ Bâkır u Ca’fer
Musâ Kâzım’dır penâh-gâhımız
Aliyü’r-rızâdur kıble-i hâcet
Hasanü’l-askerî ka’be-i irfân Muhammed Mehdî’dir sâhibü’z-zamân
Fahr-ı risâletdir öz dedeleri Hadicetü’l-kübrâ hem ceddeleri
On iki imama bendeyiz bende
Pîrim Hacı Bektaş evlâd-ı Haydar -19- Hanbağı'na
kurulmuş âşıkların otağı
Gelpîr evine âşık eyle özünü puhte
Haknûr-i kudretinden lûtf eyleyüb uyarmış
Ey saki-i meveddet, sun bize aşk meyinden Pus eylesün hemişe mestaneler ayağı
Mescûdumuzcemâl-i yâr olduğun nihan tut
Girkalb-i mü'mine sen her cânibe sücûd et
Hilmîözün hemişe dervîş-i derdmend et
-20- Her dem gönlümde zikrim Aman ya Murtaza Ali Evvel ahir budur fikrim Aman ya Murtaza Ali Gece gündüz ibadetim Secde eyleyüp taatim Zikr fikrim münacatım Aman ya Murtaza Ali Görünen bu can gözüme Nazar eyleyen özüme Halavet veren sözüme Aman ya Murtaza Ali Efendimsin sen ezeli Seni bildik lem yezeli Kalp ve sinemde yazılı Aman ya Murtaza Ali Görünen hem gören sensin İşitip
söyleyen
sensin Bu kudret i veren sensin Aman ya Murtaza Ali Arş
kalbimde mahmudum Sensin
matlup ve mabudum İki
alemde maksudum Aman
ya Murtaza Ali Hac ve zekat ve namazım Savm
ı salat
ve niyazım Sensin benim çare sazım Aman ya Murtaza Ali Ehli beytin bendesiyim Aşıklar
efendisiyim Bir ayn şermendesiyim Aman ya Murtaza Ali Şahım
sen
merhamet eyle Hilmi 'ye mürüvvet eyle Mahşer
günü
şefkat eyle Aman ya.Murtaza Ali
-21- Kaşınla
kirpiğin zülfün senin ey kâmet-i zîbâ
Cemâlün hüsn ü ânun ruhları âlün gül-endâmın
Gözün âhû dişün incû dehânun hokka-i dârû
Müselsel turre-i kisvelerin hable’l-metin olmuş
Kulağın mahzen-i hikmet meşâmın bûy olur Hak’dan
Vücûdun Tûr-ı Sinâsı tecelligâh-ı Mevlâ’dur
Tavaf eyler melâik ins ü cin Hilmî Dede ey yâr Men
aref sırrına irdin ise âdem oldun -23- Menzil-i
mi’râca mahbûb-ı Hak itdükde urûc
İndiler gökden yere teşrifin istikbâl içün
Semme vechullahdan ref oldu cümle perdeler
Âşikâr itdi kamu sırr-ı hafiyi Hak sana
Yâ Resulullah koma zulmetde Hilmî mücrimi -24- Mey ü mahbûb arzu kıldığım ayb itme ey
vâiz
-25- Nûr-ı kandîl-i mu’allâdır Huseyn-i Kerbelâ
Tayyib u tâhir, mutahhardır sıfât u zât ile
Râhına canlar fedâ cânân-ı âlemdir ezel
Bûy-ı aşkıyla mu’attardır dimâğ-ı âşıkân
Zübde-i âl-i Muhammed’dir vücûd-ı nâziki
Seyyid-i şübbân-ı ehli’l-cenne’dir çün lâ-cerem
Zikr ider nâm-ı şerîfin rûz u şeb Hilmî müdâm
-26- Nûr-ı
vechündür habîbüm kıble-i ulyâ bana
Ey sıfatın âyet-i hedinehü’s-sebil
Âb-ı zemzem menbaı çâh-ı zenehdânındadır
Bezm-i hâssından bu Hilmî bendeni dûr eyleme Yalınız cismim değil olsu fedâ cân Ahmed’e -27- Oldu gül ruyun görüp gülşende gül hayran sana,-28- Rıza babında bir hak vücudum hakpay-asa,-29- Şah-ı iklim-i velayetdir Hüseyn-i Kerbela, Sıbt-ı sultan-ı risaletdir Hüseyn-i Kerbela, Sahib-i genc-i adaletdir Hüseyn-i Kerbela, Şafi’-i ruz-ı kıyametdir Hüseyn-i Kerbela, Mahzar-ı feyz-i şehadetdir Hüseyn-i Kerbela.
Cedd-i pakıdır cemi’ enbiyanın mefharı, Valid-i zi-şandır cümle veliler serveri, Ceddesidir müminin ve müminatın maderi, Bıd’a-i nur-ı nebüvvetdir o zatın masdarı, Nur-ı kandil-i seyadetdir Hüseyn-i Kerbela.
Ol Hasan hulki’r-rıza kim kurretu’l-ayn-ı resul, Mader-i valasıdır sıbt-ı nebi necl-i betül, Mukteda-yı ehl-i imandır bular zat-ı fahul, İktida etmek olmuşdur bize erkan-ı usul, Şem’-i mihrab-ı imammetdir Hüseyn-i Kerbela.
Sulb-ı pakı eyledi kevneyni envar ile zeyn, Seyidü’l-seccad Ali zeyne’l-aba necl-i Hüseyn, Al-i yasin ile doldu hamdün lillah hafekeyn, Selsebil feyzinin müştakı olmuş hur u ayn, Merkez-i bab-ı saadetdir Hüseyn-i Kerbela.
Hazret-i sultan Bakır’dır veli-i zül-celal, Ca’fer-i Sadık imam-ı mukteda-yı ehl-i hal, Hami-i din-i Muhammed mahzar-ı fazl u kemal, Musa Kazım Ali Musa er-rıza ferhande fal, Evc-i a’la-yı şerafetdir Hüseyn-i Kerbela.
Pertev-i misbah-ı kudretdir Taki bedrü’d-düca, Enver-i hurşid-i hikmetdir Naki fevku’l-a’la, Askeri’dir Kehkeşan-ı ziynet efza-yı sema, Mehdi-i sahib-i zamandır nir-i arş-ı hüda, Şu’le bahşa-yı şeca’atdir Hüseyn-i Kerbela.
Hacı Bektaş-ı Velidir pirimiz hünkarımız, Ol erenler serveridir mürşid-i dildarımız, Biz güruh-ı naciyiz al-i abadır yarimiz, Ehl-i aşkız böyledir Hilmi Dede ikrarımız, Menba’-ı nur-ı hidayetdir Hüseyn-i Kerbela.
-30- Tarîk-ı
aşka gir cânâ sevâd-ı mâsivâdan geç
Rızâ vü emr-i Hakk’ı tut yapış bir dest-i mürşide
Hakîkat bâbının miftâhı aşk-ı sırr-ı alâdır
Hayâl-i nefs imiş âlemde hubb-ı saltanat zevki
Bekâbillaha yetmeklik dilersen sen de ey Hilmi
-31- Vakt olur ahval-i sadat-i
seleften söyleriz Dem güler ashab-ı sırrı men
areften söyleriz Gahi ol sultanı kasr-ı arifandan
bahs açıp Gabi şahı Kerbela gahi Neceften
söyleriz Şahı
bahtı Hakkadır ikbalimiz Bektaşiyiz Kıssamız
birdir
veli biz her taraftan söyleriz Balsız
arılar gibi sanma ki endaz eyleyip Zahidi hodbin gibi hali
saraftan söyleriz Hilmiya bizden sanıp ta'n
etmesün alem bizi Biz ne dersek Hazret-i
Hünkar Veliden söyleriz
-32- Yazdı levh-i kâinâta kilk-i kudret kâf u nûn Yek nazarda oldu peydâ küllü şey’in yesdurûn Kendine kendini mir’ât etti eşyâ koydu âd Semme vechullâhı seyretmek için hep mü’minûn Her eser oldu müessirden ‘iyân ey merd-i Hakk Küntü kenzin sırrını fehm etti andan nâzirûn Gerçi abdiyyetle zâhir oldu Fahr-ı enbiyâ Alem-i kudsiyyet ma’nada hatta dâimûn Kalb-i âdemdir tecelligâh-ı Rabbi’l-âlemîn Kim ki vâkıftır bu sırra oldu ehl-i fâizûn Her mezâhirde sıfât-ı Hakk’ı izhâr eyleyen Oldu bî-şekk cennet-i irfân içinde hâlidûn Nûş edince câm-ı mevti aşk ile Hilmi Dede Gûş edenler diyeler innâ ileyhi râci’ûn -33- Yarab bihakk-ı sure-i Yasin ve kaf ha,-34- Zümre-i nâçîzleriz bende olup Hayder'e
Haybet-i Lâfetadan arz u sema titredi
Dest-i velâyet ile salladı Zul fikar'ın
Şah-ı Velâyet Ali cümlemizin serveri
Kalbi seliminde çün hubbu Ali olanlar
Râhı mahabbetinde mest-i mey-i aşkolur
Mevt ü hayat elinde ol veli-i mutlakın
Cennet ü duzah anın emrine fermanberi
Tâ ki çıkar nisbeti silsile-i ahdimiz
Mürşidimiz Muhammed rehberimiz Ali
İlk cihanda ebed kaygu çeker mi dahi
- Ozanlarımız - |