Âşık Remzâni

 

 

 

EDİP HARABİ   46

 

Hazırlayan: Hasan OYTUN

 

            1853 yılında İstanbul'da doğdu. Asıl adı Ahmet Edip'tir. Harabi sonradan şiirlerinde kullandığı mahlastır. Bazı şiirlerinde adı Edip olarak geçer. Bahriye Birlik katibi olan Harabi ömrünü İstanbul ve Rumeli'de geçirmistir. 17 yaşında Bektaşiliğe giren Harabi gördüğü eğitimden dolayı, dilini çok iyi kulanan bir Alevi dervişidir. Din dışı konularla ilgili yazdığı şiirlerde mükemmel bir uslub kullanmıştır. Alevi Bektaşi Kültür ve Edebiyatı üzerine yapılmış hemen hemen her çalışmada Edip Harabi’ye ait bir nefes örneği muhakkak zikredilmiştir. Özellikle Vahdet-i Mevcud olarak bilinen ve iradenin tekliğini ifade eden tasavvufun ileri merhalesine ilişkin analizler içeren bir çok mühim şiir üretmiştir. Çok genç yaşında, Merdiven Köyü Bektaşi tekkesinde Mehmet Ali Hilmi Dedebaba'dan nasip alıp tarikate giren Harabi hayatının sonuna kadar bu ikrara sadık kalmış, şiir ve nefesleri ile Bektaşi edebiyatının en kudretli ustadlarından biri olmuştur. Şiirlerini Ahmed Edib, Edib, veya Harabi mahlası kullanarak yazmıştır. Bazı şiirlerinde Zehra ve Lütfiya mahlaslarını da kullanmıştır. Harabi kelimesinin, diğer aşık geleneğinde olduğu gibisadece mahlas olmadığı söylenmektedir. Çünkü Alevi Kızılbaş kültüründe nasip almak manevi aleme ikinci doğum olarak kabul edildiği için, ikinci doğum için ikinci bir isim genelikle verilir. Harabi isminin Mehmed Ali Hilmi Dedebaba tarafından verildiği tahmin ediliyor. Birinci dünya savaşının bütün sıkıntılarını yaşayan Edip Harabi, son yıllarını hastalıkla geçirmiştir. 1917 yılında İstanbul Fatih’te vefat etmiştır.

 

-1-

Abes bir şey halk etmemiştir Huda

Nakıslığı kabul etmeyiz asla

Bacılar büyüttü işte essela

Bu dünyaya gelen evliyaları

 

Sanmayın ki ersiz komaz dünyayı

Düşünün bir kerre Meryem Ana'yı

Pedersiz doğurdu koca İsa'yı

Bacıların yoktur müdaralan

 

Ey erler biz sizden ziyade eriz

Çünki size hizmet hürmet eyleriz

Gittiğiniz yolda hep beraberiz

Etmeyiniz böyle boş davaları

 

Gerçi kıyafetçe size uymayız

Hakikatte sizden geri kalmayız

Malumunuz olsun erden saymayız

Bize nakıs deyen budalaları

 

Nakıstan mı geldi Ahmed-i Muhtar

Nakıszade midir Hayder-i Kerrar

Ananıza nakıs demeyin zinhar

Te'sir eder size bedduaları

 

Zehra'nın nutkunu güzel dinleyin

Ey erenler, erler doğru söyleyin

Biz doğurmadık mı beyan eyleyin

Sizi İrşad eden bu babaları

 

-2-

Aşkın ocağını yandırmak için

Hak'dan ihsân olmuş yelpazem vardır

Kâlâ-yı irfânı hem ölçmek için

İdris Peygamber'den endâzem vardır

 

Hayli muhibbâna oldum rehnümâ

Ölmeden öldürüp eyledim ihyâ

Sırr-ı Mûtû kalble en temûtû'ya

Mazher olmuş pek çok cenâzem vardır

 

Allah'dan ezelî takdîr olunmuş

Dest-i Ali ile tehrîr olunmuş

Mühr ü nübüvetle temhîr olunmuş

Böyle bir mukaddes icâzem vardır

 

Sûret-i zâhirde Harâbî'yim ben

Fakat Hak'kın başka hisâbiyim ben

Cümle enbiyânın kitâbıyım ben

Bozulmaz çözülmez sırâzem vardır

 

-3-

Ayn-i hakla nail olduk bu deme

Agah olduk şükür sırrı müpheme

Çünkü nasip olmaz her bir ademe

Pir Balım Sultanın yolu erkanı

 

Gayetle muğlaktır esrat-ı Huda

Biz agahız amma etmeyiz ifşa

Namahrem olana söylenmez asla

Pir Balım Sultanın raz-ı nihanı

 

Muhammed Mustafa Cenabı Haydar

Fatımatünzehra Şepper ü Şüpper

Enbiya evliya cümle erenler

Pir Balım Sultanın çoktur ihsanı

 

-4-

Bi peder derler mesihe

Belki ruhullah imiş

Kimseler bilmez o sırrı

Müphemi bir meryem bilir

 

Biz ne buğdayı ekle deriz

Ne de huri gılman isteriz

Cennetin derdi belasın

Hazreti adem bilir

 

Sofuyu ahmak ne bilsin

Künhümüz esrarımız

Kendi aklın kıyas eder

Bizi de sersem bilir

 

Babo haydardan diğer baba

Ben de etmem iltica

Can Harâbî sen kızılbaş

Olduğun adem bilir

 

-5-

Bize takdir olmuş Kalu Bela'dan

Anın çün sakin-i meyhaneyiz

Sakahüm hamrini ta ezeliden

İçtik dost elinden mestaneyiz biz

 

Hakk'ı her bir şeye kadir biliriz

Dünya vü uhraya nazır biliriz

Her nereye baksak hazır biliriz

Sacid-i Kabe vü buthaneyiz biz

 

Harâbî sen bizi divane sanma

Özünü fehm etmez mestane sanma

Yıkılmış çürümüş kaşane sanma

Hazineler dolu viraneyiz biz

 

-6-

Cahiller çekemez ehli kemali

Zira sözlerinin hikmeti vardır

Nasıl anlatayım bilmem bu hali

Ehli dilin şan ü şöhreti vardır

 

Vücudu mürdemi kamil ü irfan

Sızdırılmış altın gibidir her an

Her nereye gitse olsa numayan

İtibar ederler kıymeti vardır

 

Kamillerin ilm ü irfanı malum

Aklı fikri fazlı irfanı malum

Sözü özü doğru vicdanı malum

Her müşkili halle kudreti vardır

 

Bir insan cahil ü nadan olursa

İnsan suretinde hayvan olursa

Harabi`ye karşı düşman olursa

Mutlak onda haset illeti vardır

 

-7-

Daha Allah ile cihan yok iken

Biz anı var edip ilan eyledik

Hakk'a hiçbir layık mekan yok iken

Hanemize aldık mihman eyledik

 

Kendisinin ismi henüz yok idi

İsmi şöyle dursun cismi yok idi

Hiçbir kıyafeti resmi yok idi

Şekil verip tıpkı insan eyledik

 

Allah ile burda birleştik

Nokta-i amaya girdik birleştik

Sırr-ı Küntü kenzi orda söyleştik

İsmi şerifini Rahman eyledik

 

Aşikar olunca zat ü sıfatı

Kûn dedik var ettik bu semavatı

Birlikte yarattık hep kainatı

Nam ü nişanını cihan eyledik

 

Yerleri gökleri yaptık yedi kat

Altı günde tamam oldu kainat

Yarattık içinde bunca mahlûkat

Erzakını verdik ihsan eyledik

 

Asılsız fasılsız yaptık cenneti

Huri gılmanlara verdik ziyneti

Türlü vaidlerle her bir milleti

Sevindirip şad ü handan eyledik

 

Bir cehennem kazdık gayetle derin

Laf ateşi ile eyledik tezyin

Kıldan gayet ince kılıçtan keskin

Üstüne bir köprü mizan eyledik

 

Gerçi Kün emriyle var oldu cihan

Arş-ı Kürsü gezdik durduk bir zaman

Boş kalmasın diye bu kevnü mekan

Ademin halkını ferman eyledik

 

İrfan olan bilir sırrı müphemi

İzhar etmek için ism-i azamı

Çamurdan yoğurduk yaptık ademi

Ruhumuzdan bir ruh revan eyledik

 

Adem ile Havva birlik idiler

Ne güzel bir mekan bulduk dediler

Cennetin içinde buğday yediler

Sürdük bir tarafa puyan eyledik

 

Adem ile Havva'dan geldi çok insan

Nebiler Veliler oldu mümayan

Yüzbin kerre doldu boşaldı cihan

Nuh Naciyullah'a tufan eyledik

 

Salih'e bir deve eyledik ihsan

Kayanın içinden çıktı nagehan

Pek çokları buna etmedi iman

Anları hak ile yeksan eyledik

 

Bir zaman Eshab-ı Kefh'i uyuttuk

Hazreti Musa'yı Tur'da okuttuk

Şit'i çulha yaptık bezler dokuttuk

İdris'e biçtirip kaftan eyledik

 

Süleyman'ı Dehr'e sultan eyledik

Eyyub'a acıdık derman eyledik

Yakub'u ağlattık nalan eyledik

Musa'yı Şuayb'a çoban eyledik

 

Yusuf'u kuyuya attırmış idik

Mısır'da kul diye sattırmış idik

Zeliha'yı ona çattırmış idik

Zellesinden bendi zindan eyledik

 

Davut peygambere çaldırdık udu

Kazadan kurtardık Lût ile Hûd'u

Bak ne hale koyduk nar-ı Nemrud'u

İbrahim'e bağ u bostan eyledik

 

İsmail'e bedel cennetten kurban

Gönderdik şad oldu Halil ür rahman

Balığın karnını bir hayli zaman

Yunus peygambere mekan eyledik

 

Bir mescide soktuk Meryen Ana'yı

Pedersiz doğurttuk orda İsa'yı

Bir ağaç içinde Zekeriyya'yı

Biçtirip kanına rızan eyledik

 

Beyt-i Mukaddes'te Kudüs şehrinde

Nehri Şeria'da Erden nehrinde

Tathir etmek için günün birinde

Yahya'yı, İsa'yı üryan eyledik

 

Böyle cilvelerle vakit geçirdik

Bu enbiya ile çok iş bitirdik

Başka bir Nebi'y-yi zişan getirdik

Anın her nutkunu Kur'an eyledik

 

Küffarı Kureyşi ettik bahane

Muhammet Mustafa geldi cihane

Halkı davet etmek için imane

Murtaza'yı ona ihvan eyledik

 

Ana kıyas olmaz asla bir nebi

Nebiler şahıdır Hakk'ın habibi

Biz anı Nebi'y-yi ihsan eyledik

 

Hak Muhammed-Ali ile birleştik

Hep beraber Kabe-kavseyn'e gittik

O makamda pek çok muhabbet ettik

Leylerel esrayı seyran eyledik

 

Bu sözleri sanma her insan anlar

Kuş dilidir bunu Süleyman anlar

Bu sırrı müphemi arifan anlar

Çünkü cahillerden pinhan eyledik

 

Hak ile hak idik biz ezeliden

Ta ruz-i Elest'te Kalubeli'de

Mekan-ı Hüda'da bezm-i celide

Cemalini gördük iman eyledik

 

Vahdet alemini bilmeyen insan

İnsan suretinde kaldı bir hayvan

Bizden ayrı degil Hazreti Süphan

Bunu Kur'an ile ayan eyledik

 

Sözlerimiz bizim pek muhakkaktır

Doğan ölen yapan bozan hep Hak'tır

Her nereye baksan Hakk'ı mutlaktır

Ahval-i vahdeti beyan eyledik

 

Vahdet sarayına girenler için

Hakkı hakkel yakın görenler için

Bu sırrı Harâbî bilenler için

Birlik meydanında cevlan eyledik

 

-8-

Didar-ı ademde hazreti süphan

Hudut u müphemi tastir eylemiş

Nüsha-i kübradır vücut u insan

Maye-i hikmetle tahmir eylemiş

 

Kabe kavseyn yazmış ebruvanına

Serahen vehhaben dü çeşmanına

İki gamze ile hep müjganına

Sure-i fetahna tahrir eylemiş

 

Kuranda buyurmuş hallak-ı ezel

İnsandan yok imiş bir nesne güzel

Ey Harâbî resmini ressam-ı ezel

Hame-i kudretle tasvir eylemiş

 

-9-

Enbiya içinde Şah kul kamerim

İcrası ahmed-i muhtara mahsus

Zülfikar-ı Düldül Feth-i Hayber'in

Cenabı Haydar-ı Kerrar'a mahsus

 

Ne erler halketti hazreti barı

Kimi sire bindi gem etti marı

Velakin yürütmek cansız duvarı

Hacı Bektaş Veli Hünkar'a mahsus

 

Men arif sırrını idrak eylemek

Mansur-u vech en el hak nutkun söylemek

Mürşid-i kamilin pendin dinlemek

Harâbî vakıf-ı esrara mahsus

 

-10-

Etmeyip şah-ı peygamberden haya haktan hazer

Kufiyan-ı bivefalar nakz-ı abd etmiş meğer

Kurretül ayn-ı resulü eylemişler derbeder

Var ise gel hatır-ı şah-ı Resulullah eğer

     Ey saba var Kerbela deştinden eyle bir güzer

     Ver bize lütf et Hüseyn ibn Ali'den bir haber

 

Teşnegane kıl nazar bir katre su bulmuş mudur

Gülistan-ı Ahmed-i Muhtar'ı gör solmuş mudur

Kerbela toprağı hep alkan ile dolmuş mudur

Bul Hüseyn-i Kerbelayı bak şehid olmuş mudur

     Ey saba var Kerbela deştinden eyle bir güzer

     Ver bize lütf et Hüseyn ibn Ali'den bir haber

 

Kırdılar mı gülbengi şah-ı nebinin dalını

Kestiler mi ol Aliyyel Murtazanın palını

Hiç soran var mı garibanın ahvalini

Eyle tahkik hanedan-ı ehl-i beytin halini

     Ey saba var Kerbela deştinden eyle bir güzer

     Ver bize lütf et Hüseyn ibn Ali'den bir haber

 

Gel yetimler haline rahm et Huda'nın aşkına

Sadık ul va'dül emin ol Mustafa'nın aşkına

Fatih-i Hayber Aliyyel Murtaza'nın aşkına

Kaffe-i ervah-ı pak enbiyanın aşkına

     Ey saba var Kerbela deştinden eyle bir güzer

     Ver bize lütf et Hüseyn ibn Ali'den bir haber

 

Hazret-i Abbas şehid olmuş mu eyle cüstücü

Kavm-i Süfyan ordugah-ı şaha etmiş mi ulu

Zaptına almış mıdır nehr-i Fıratı ol adu

Verdiler mi bak yetimana aceb bir katre su

     Ey saba var Kerbela deştinden eyle bir güzer

     Ver bize lütf et Hüseyn ibn Ali'den bir haber

 

Anda var bak Habib-i Kibriyanın halini

Saki-i Kevser Aliyyel Murtazanın halini

Eyle tahkik busegah-ı Mustafa'nın halini

Evliya vü enbiya Hayrünnisa'nın balini

     Ey saba var Kerbela deştinden eyle bir güzer

     Ver bize lütf et Hüseyn ibn Ali'den bir haber

 

Zulm ile seddoldu mu rah-ı şehid-i Kerbela

Çıktı-mı eflake dek ah-ı şehid-i Kerbela

Bak zevale erdi mi mah-ı şehid-i Kerbela

Hun ile alude mi şah-ı şehid-i Kerbela

     Ey saba var Kerbela deştinden eyle bir güzer

     Ver bize lütf et Hüseyn ibn Ali'den bir haber

 

Masuman u mazluman hep anda kurban oldu mu

Damen-i pak-ı sekine Zeyneb al kan oldu mu

Kasım u Leyla Zeliha hep perişan oldu mu

Ehl-i beyte bak esir-i al-i Mervan oldu mu

     Ey saba var Kerbela deştinden eyle bir güzer

     Ver bize lütf et Hüseyn ibn Ali'den bir haber

 

Bir haber yok mu Harabi şahdan hasretteyiz

Ağlayup şam ü seher ah duzah-ı gurbetteyiz

Hatır-ı naşad etme pür hüzn il keder uzletteyiz

Biz harabız matem-i cansuz ile mihnetteyiz

     Ey saba var Kerbela deştinden eyle bir güzer

     Ver bize lütf et Hüseyn ibn Ali'den bir haber

 

-11-

Evvel beni asla hiç bilmez idi

Şimdi ahbab olduk bildi züğürtlük

Yanıma uğrayıp hiç gelmez idi

Bize mihman oldu geldi züğürtlük

 

Merdane gezerdim kahraman idim

Cömert oğlu cömert bir insan idim

Elim tutulmazdı pehlivan idim

Eyvah ayağımı çeldi züğürtlük

 

Ocağımda incir ağacı bitti

Edip züğürtlük canıma yetti

Beş para kalmadı hepisi bitti

Kesenin dibini deldi zuğürtlük

 

-12-

Ey derviş açlıktan etme şikayet

Tekkeyi bekleyen çorba içermiş

Derya kenarında kalma nihayet

Atı alan Üsküdar`ı geçermiş

 

Bir insanın doğru özü olursa

Hakkı ispat eder sözü olursa

Kendini görecek gözü olursa

Pirincin taşını görüp seçermiş

 

Hazreti peygamber bak ne söylemiş

Harâbî de ona iman eylemiş

Dünya mezrea-i ahiret imiş

İnsan ektiğini mutlak biçermiş

 

-13-

Ey ehl-i teberrâ kapanmaz asla
Pir Balım Sultan'ın ulu meydânı
Haşre dek sürülür böyle bî pervâ
Pir Balım Sultan'ın dem ü devrânı

 

Bendegânı râh-ı Hudâ'da haktır
Vâkıf-ı esrâ-ı Şâh-ı Levlâk'tır
Merd-i Mücerreddir tâir ü pâktır
Pir Balım Sultan'ın hep dervîşânı

 

Avn-i Hakla nâil olduk bu deme
Âgâh olduk şükür sırr-ı mübheme
Çünkü nasîb olmaz her bir âdeme
Pir Balım Sultan'ın yolu erkânı

 

Gayetle muğlaktır esrâr-ı Hudâ
Biz âgâhız amma etmeyiz ifşâ
Nâ mahrem olana söylenmez asla
Pir Balım Sultan'ın râz-ı nihanı

 

Muhammed Mustafa cenâb-ı Hayder
Fâtıma-tüz-Zehrâ Şebbîr ü Şübber
Enbiyâ evliyâ cümle erenler
Pir Balım Sultan'ın hep senâhânı

 

Zâhidin ta'nından etmeyiz keder
Hak erenler elbet bizi hıfz eder
Ey Harâbî korkma sana da yeter
Pir balım Sultan'ın çoktur ihsânı

 

-14-

Ey erenler erler nasıl ersiniz

Söyleyin sizinle davamız vardır

Bacılara niçin nakıs dersiniz

Bizim de Hazret-i Havva'mız vardır

 

Bizi de halk eden Sultan değil mi

Arslanın dişisi arslan değil mi

Söyleyin makbul-i Rahman değil mi

Ümm-i Gülsüm, Zeyneb, Leyla'mız vardır

 

Lütfiya fakire kemter bacıdır

Muhammed Ali'ye kuldur nacidir

Cümle erenlerin başı tacıdır

İşte Fatıma-tüz-Zehra'mız vardır

 

-15-

Ey hace sen bizi cahil mi sandın

Biz ledün ilminin ulemasıyız

Bizi mezhebine dahil mi sandın

Biz Beni İsrail enbiyasıyız

 

Gerçi okuyorsun Levlake Levlak

Fakat perdesini edemezsin çak

Cahilsin bizi de etmedin idrak

Biz o küntükenz'in muammasıyız

 

Mecma-ül-bahreyni abad eyledik

Hızr'a ab-ı hayat imdad eyledik

Tur'da biz Musa'yı İrşad eyledik

Biz Hacı Bektaş'ın hulefasıyız

 

Sakın Harabi' yi divane sanma

Bakup sözlerine efsane sanma

Hasılı sen bizi bigane sanma

Biz Allah'ın halis akrabasıyız

 

-16-

Ey sofi dünyayı boş mu sanırsın

Her zamanın vardır bir peygamberi

Sen kendi dinini hoş mu sanırsın

Niçin farketmezsin hayr ile şerri

 

Bul o peygamberi sen biat eyle

Her bir hadisine itaat eyle

Kıldığın namaza nedamet eyle

Müslüman ol kalma böyle serseri

 

Vaızlara uyan hakkı bulamaz

Nur-u nübüvvetle ruhu dolamaz

Hakikat bağına vasıl olamaz

Bir ademin karga olsa rehberi

 

Bu "la" dan vazgeçip "illa" der idin

Rah-ı hakikate sen gider idin

Hem küfrü imanı farkeder idin

Sevmiş olsa idin Al-i Haydar'ı

 

Hangi hakkı bilmezlerden ders aldın

Neden böyle bahr-i Süfyana daldın

Dalalet zulmeti içinde kaldın

At elinden böyle sönük feneri

 

Şarap içme zemzem suyu iç dersin

Allah‘ın mekanı yoktur hiç dersin

Meryem'in oğluna zımnen piç dersin

Biz biliriz vardır anın pederi

 

Mescitte Meryem'in kefili biziz

Nikah olur iken vekili biziz

Cibril'in Harabi delili biziz

Tehi'mi zannettin hak erenleri

 

-17-

Ey sofi nutkuma gel eyle iman

Her sözüm Mevlanın sözü gibidir

Tıpkı bana benzer Hazreti Süphan

İşte yüzüm anan yüzü gibidir

 

Eğri olanları sözle düzlerim

Çünkü hep ayettir benim sözlerim

Her gizli ahvali görür gözlerim

Gözüm Hakkın kudret gözü gibidir

 

Allahtan Harabi beri değilsin

Her yerde her vakit ayn değilsin

Rabbül aleminden gayri değilsin

Senin özün Hakkın özü gibidir

 

-18-

Ey zahit şaraba eyle ihtiram

Müslüman ol ter et bu kılükalı

Ehline helaldır na-ehle haram

Biz içeriz bize yoktur vebali

 

Sevaba girmek çün içeriz şarap

İçmezsek oluruz duçar-ı azap

Senin aklın ermez bu başka hesap

Meyhanede bulduk biz bu kemali

 

Kandil geceleri kandil oluruz

Kandilin içinde fitil oluruz

Hakkı göstermeye delil oluruz

Fakat kör olanlar görmez bu hali

 

Sen münkirsin sana haramdır bade

Bekle ki içesin öbür dünyada

Bah saçma Harâbî bundan ziyade

Çünkü bilmez haram ile helali

 

-19-

Ey vaiz sen bize va'z edemezsin

Çünkü her bir ilmin deryasıyız biz

Bizim yurdumuza hiç gidemezsin

Hakikat Kaf'inin Anka'sıyız biz

 

Haberdar olaydın şirri süphandan

Feragat ederdin küfr-ü imandan

Anlamadın derim sen bu Kur'an'dan

Kur'an'ın esrar-ü manasıyız biz

 

Biz tertip eyledik Kabe-kavseyn'i

Kurbu ev ednada kurduk ayini

Fehm eyleyemezsin sen o mabeyni

Mirac'in Leyletel esrarıyız biz

 

Tur'da biz Musa'yı irşad eyledik

İsa'yı çarmıhtan azad eyledik

Çıkardık göklere imdat eyledik

Bunların sebebi ihyasıyız biz

 

Kafü-nundan daha nişan yok iken

Bu görüp bildiğin cihan yok iken

Hakka sığınacak mekan yok iken

Bizde gizlenmişti ama'sıyız biz

 

İbrahim'e narı gülzar eyledik

Tecri mintahtihel enhar eyledik

Yok iken Harâbî biz var eyledik

Bu kevn ü mekanın hûdasıyız biz

 

-20-

Ey zahit sen bizi sanma günahkar

Günahımız yoktur sevabımız var

Gördüğümüz demi hoş görür Settar

Bu sırra Kuran'la cevabımız var

 

Fiilimizi bais-i azap sanma

İçtiğimiz haram bir abdır sanma

Sana haram olan şaraptır sanma

Cennet ırmağından şarabımız var

 

Elest bezmindeki ahd ü peymandan

Ayrılmayız asla biz o imandan

İsmail'e nazil olan kurbandan

Soframızda meze kebabımız var

 

Hakk'tan bize her dem hidayet olur

Muhammed Ali'den inayet olur

Saz çalsak Allah'a ibadet olur

Davud peygamberden rebabımız var

 

Bu ana değin ta kalu beladan

Haberimiz vardır her maceradan

Harâbî'ye ihsan olmuş Hüda'dan

Okuyoruz işte kitabımız var

 

-21-

Ey zahid, getirmez seni Cennet’e

Aldığın abdestle, bu savm ü salat

Gel bihüde yere girme zahmete

Cübbeyi, tesbihi, seccadeyi at

 

Zemzemi terkeyle, nûş eyle şerab

Aklın ermez senin bu başka hesab

Bir pir-i mugaana eyle intisab

İhsan etsin sana iç ab-ı hayat

 

Cennet’i, Huri’yi, Gılman’ı terkit

Sıdk ile gönlünü Allah’a berk it,

Cami’lere gitme puthaneye git

Alla’a vasıl ol, Allah’la kalk yat.

 

Mermerin üstüne ne eksen bitmez

Zühd ü riya ile yol Hakk’a gitmez

Bizim indimizde beş para etmez

Meta-ı va’zını başkasına sat

 

İncitme Allah’ın derdimendini

Gönül kırma asla sakın kendini

Dinle Harâbî’nin nush-u pend’ini

Yorganına göre ayağını uzat.

 

-22-

Hak kendini halka bildirmek için

İnsanı kendine timsal eyledi

Kur'anı natıkın tefsiri için

Kur'an-ı samiti inzal eyledi

 

"Senürihim ayatina fil'afak"

Kur'anda buyurmuş ol Rabbülfelak

çeşmini kendi özüne bir bak

Hak sende sun'un ikmal eyledi

 

İnsan kainatta olmuş bibedel

"Vettini" suresin şerbetmiş güzel

Halkı ikaz için Hallak-ı ezel

Bunca peygamberler irsal eyledi

 

Zahit bu esrara değildir agah

Leylei Miraçta Hazreti Allah

Bir suret-i şahı emretti nagah

Muhammede arz-ı Cemal eyledi

 

Ebsem ol uzatma sözü Harabi

Güzel sev sıdk ile çoktur sevabı

Sofi şükür Allah nuş-i şarabı

Sana haram bize helal eyledi

 

-23-

Hak Musa'ya Tur'da etti hitabı

Bana gelen bende birleşmiş olur

Fakat bir kulum var ismi Harabi

Ana eren bana erişmiş olur

 

Kahhar olduğuma iman edenler

Harabi'yi sevsin beni sevenler

Edip Harabi'ye karşı gelenler

Benimle kavgaya girişmiş olur

 

Kulum Harabi'ye hürmet eyleyen

İzzet bulur ana izzet eyleyen

Anınla riyasız sohbet eyliyen

Bizzat benim ile sözleşmiş olur

 

Her kim ister ise olmağa baki

Abıhayat üzre ediptir saki

Edip Harabi'ye olan mülaki

Tahkik benim ile birleşmiş olur

 

-24-

Hakkı bilirdi vaiz

İsyanı olmasaydı

Fıkhi feraizinde

Noksanı olmasaydı

 

Doğru yolu bulurdu

Allah'a kul olurdu

İmanına musallat

Şeytanı olmasaydı

 

Cisri sıratı geçmek

Mümkün değildi asla

Eğer küpün içinde

Kurbanı olmasaydı

 

Savmı salata guslü

Abdesti terk ederdi

Cennette Huri Gılman

Seyrani olmasaydı

 

Vaizlerin dilinden

Herkes çıkardı dinden

Erenlerin Harabi

Erkanı olmasaydı

 

-25-

Hayder-i Kerrar'a canım fedadır

Çünki kendileri Şah-ı veladır

Bazı müfsidlerin sözü hebadır

Söylüyorlar haşa Allah Ali'dir

 

Sırr-ı Hakk'a bunlar agah değildir

Hakk'a gidenlere hemrah değildir

Ali Hak'dır fakat Allah değildir

Böyle zannedenler mutlak delidir

 

Ali'nin pek büyük kerameti var

Kerametten büyük velayeti var

Halik deyen erin delaleti var

Zira hak Muhammed Ali celidir

 

Dinle bu söz vaiz pendi değildir

Benden Hak söylüyor indi değildir

İman-ı Harabi şimdi değildir

Ta bezm-i Elest ü kalu beli'dir

 

-26- 

Herkesin mâtlûbu bir gül olurdun

Bu gülşenden gonca dermiş olaydın

Aynelyakiyn görüp Hakk’ı bulurdun

Bezm-i erenlere ermiş olaydın.

 

Kendini bileydin Hakk’ı bilirdin

Eğri yoldan doğru yola gelirdin

Bir sofraya konsan belki yenirdin

Böyle çiğ kalmayıp pişmiş olaydın.

 

Harâbî seninle düştü davaya

Daha âla idi öbür dünyaya

Ey Şâni postunu sermiş olaydın

Giriftâr olmazdın derd-ü belâya.

 

-27-

Kaf u nûn hitabı izhâr olmadan

Biz bu kâinatın ibtidasıyız

Kimseler vasıl-ı didar olmadan

Ol “kabe kavseyn”in “ev edna”sıyız

 

Yoğ iken Adem’le Havva alemde

Hak ile Hak idik sırr-ı mübhemde

Bir gececik mihman kaldık Meryem’de

Hayret-i İsa’nın öz babasıyız

 

Bize peder dedi tıfl-ı Mesiha

“Rabbi erini” diye çağırdı Musa

“Len terani” deyen biz idik ana

Biz Tûr-ı Sina’nın tecellasıyız.

 

“Künt-ü kenz” remzinin olduk ağahı

Hakka’l-yakin gördük cemalullahı

Ey hoca bizdedir sırr-ı ilahi

Biz Hacı Bektaş’ın fukarasıyız.

 

Zahida şanımız “İnna fetahna”

Harâbî kemteri serseri sanma

Bir kılkırk yarar kamiliz amma

Pir Balım Sultan’ın budalasıyız.

 

-28-

Kardeş muhabbeti niçün bozarsın

Hakk erenler buna ka’il olur mu?

Âdâb u erkândan yoldan azarsın

Bu hal ile âdem kâmil olur mu?

 

Meyvesiz gölgesiz sen bir şecersin

Haddinden ziyade dolu içersin

Her sözün önüne durmaz geçersin

İnsan muhabbete ha’il olur mu?

 

Bu yolda hak ile yeksan olanlar

Kadeh tek boşalub yine dolanlar

Hep kendi özünde Hakk’ı bulanlar

Senin gibi Hakk’dan gafil olur mu?

 

Tabib-i hâzik bul gel, kalma sersem

Savuştur yaranı var iken merhem

Kelam-ı Hakk’ı fehm eden âdem

Hiç kendi sözüne ma’il olur mu?

 

-29-

Kimsenin hatasın göremez idin

Kendi noksanını bilmiş olaydın

Herbir söze cevap veremez idin

Benlik davasından geçmiş olaydın

 

Kulağın olaydı sözüm duyardın

İrfanın olaydı bana uyardın

Ayağın ısırıp kana boyardın

Bir kelbin ağzında on diş olaydın

 

Ben nereye kaçsam görecek idin

Defter-i amalim dürecek idin

Bilirim Şani`yi sürecek idin

Dervişan üstüne teftiş olaydın

 

Gazeller yaparsın lafların çoktur

Lakin o sözlere karnımız toktur

Gerçi hiddetine sözümüz yoktur

Ey Harâbî biraz geniş olaydın

 

-30-

Kün dedi var etti kevn ü mekâni

Bu kudret Hazret-i kibriyânındır

Levlâke levlâke emr-i Sübhânî

Ki âlem Muhammed Mustafa'nındır

 

Akla fikre sigmaz hikmet-i settâr

Yâri agyâr eder nâri da gülzâr

Süre-i Hel etâ seyf-i Zülfikar

Cenâb-i Aliy-yel - Mürtezâ'nindir

 

Her gemisî olan kaptan değildir

Her zengin olanlar sultan değildir

Bu nutku söyleyen irfan değildir

Edib-i Harâbî budalânındır

 

-31-

Mecma'-ül-bahrayne vardığım zaman
Hızır'ı bulub candan gulâmı oldum
Ledün ilmin bana eyledi ihsan
Sırr-ı sırrullahın tamâmı oldum

 

Hayat âbın câna gıdâ eyledim

Vâdi-i Eymen'de duâ eyledim
Geldim ehl-i aşka salâ eyledim
Salâtı irfânın imâmı oldum

 

Can kulağı ile sözüm dinleyin
Ey ârifler ehl-i Hak'ka söyleyin
Birleşerek beni tavâf eyleyin
Çünkü Lâmekân'ın makamı oldum

 

Her bir tarîkatten isti'fâ ettim
Tarîk-ı Hudâ'ya iltica ettim

Ey Harâbî Hakka iktida ettım

Şükür Bektaşî-yül Melâmî oldum

 

-32-

Mezhebinden sual olunsa zahit

Dersin ki mezhebim Ebu Hanife

Zerre kadar senin imanın olsa

İmam demez idin böyle herife

 

Haşa sümme haşa imam değildir

Vallahi imam-ı azam değildir

Imamlık bertaraf İslam değildir

Kulak asma böyle bir er caife

 

Hazreti cenab-ı nebi-i ihsan

Evladına oldu bu herif düşman

Harâbî sen İmam Cafer'e bağlan

Baska mezhepleri etme vazife

 

-33-

Musa Haktan sordu Turu Sinada

Yarabbi yok iken bu kevni mekan

Seninle bir kimse yoktu arada

Ne suretle nasıl oldun nümayan

 

Görüyorum laşek kudretle oldun

Seni kim yarattı nasıl var oldun

Sen bu Allahlığı nereden buldun

Beyan et kalbimde kalmasın güman

 

Bizim üstümüze Haklanıyorsun

Gah varlanıp gahi yoklanıyorsun

Niçin bizden böyle saklanıyorsun

Göster cemalini gel işte meydan

 

Hak dedi ben yarattım seni insan

Kendimi kendimde eyledim pinhan

Sırrımı cahile etmedim ayan

Arifibillaha eyledim ihsan

 

Hak Musa’ya böyle etti hitabı

Beni görmekliğin budur sevabı

Tıpkı bana benzer kulum Harâbî

Git anı ziyaret eyle her zaman

 

-34-

Ne çare zahida Kızılbaş olduk

Da'ima bade-yi gülfam süzeriz

Bezmimize mahbub bir saki bulduk

Anın içün böyle sarhoş gezeriz

 

Bektaşiyiz yahu etmeyüz inkâr

Ne mahz söylenir dillerde her bar

Bizlere bir mahbub olursa şikâr

Kırk kişi ile anı heman düzeriz

 

Harâbî nedir bu melâmet hali

Efsane söyleyüb uzatma kali

Zahid ağzı bizce torba misali

Çekince yuların ağzın büzeriz.

 

-35-

Nur-u nübüvvetten olunca âgâh
Ali Muhammed'e îmâm eyledi
Anınçün cenab-ı hazreti Allah
Ali'ye velâyet ihsân eyledi

 

Nübüvvetsiz aslâ velâyet olmaz
Velâyetsiz dahi nübüvvet olmaz
Hak'kı elden komak hakikat olmaz
Bunu bilmeyenler ziyân eyledi

 

Lûtf-ü Hak'la Ahmed bir peygamberdir
Saye-i Ahmed'e velî Hayder'dir
Bunları halk eden Allah ekberdir
Her bir velî böyle beyan eyledi

 

Gerçi her şey hak'dır bil muhakkakdır
Ali Hak'dır fakat mahlûk-ı Hak'dır
Ali'ye hâlik u hakk-ı mutlattır
Deyenler bîhûde gümân eyledi

 

Nebî velî Hak'ka hayrân olmuştur

Cümlesi vasıl-ı Subhan olmuştur

Hak sende Harâbî pinhân olmuştur
Cemâlini senden ayân eyledi

 

-36-

Peder ve valdem oldu bahane

Merecel bahriyanı yeltekiyane

Bin ikiyüz altmış dokuzda kane

Eriştim zahiren geldim cihane

 

Berzahtan kurtuldum çıktım aradan

Onyedi yaşında doğdum anadan

Muhammed ali hilmi dede babadan

Çok şükür hamdolsun geldim imkane

 

Namım Edip idi Harâbî oldum

Erenlerin ayak turabı oldum

Hakk'ın bir mukaddes kitabı oldum

Aşk olsun okuyan ehli irfane

 

-37-

Şer-i şerif inkar olunmaz amma

Şeriat var şeriattan içeri

Tarikatsız Allah bulunmaz amma

Tarikat var Tarikattan içeri

 

Gördüğün şeriat şeriat değil

Gittiğin Tarikat Tarikat değil

Hakikat sandığın Hakikat değil

Hakikat var hakikatten içeri

 

Vechi Harâbî ye gel eyle dikkat

Hakkın cemalini eylersin rüyet

Sade Hak var demek değil Marifet

Marifet var Marifetten içeri

 

-38-

Sofi nefret mi verir meclis-i rindane sana

Yoksa siklet mi verir sohbet-i mestane sana.

 

Mese-i hamr-i Hudadan haberin yok zira

Saki-i bezm-i ezel sunmadı peymane sana.

 

Cura-i cam-i ilahiden eger içse idin

Bir olurdu o zaman mescid ü meyhane sana.

 

Sana göstermeyecek sahid-i maksud-u cemal

Çünkü ta kalû belide dedi bigane sana.

 

Eyleme gebr ü müsülmani Harâbî tefrik

Çünkü birdir bilürüz kabe vü puthane sana.

 

-39-

Varlık deryasına dalma ey kardeş

Kardaşlıkta birlik dirlik isterler

Benlik davasından geç yavaş yavaş

Muhiplikte birlik dirlik isterler

 

Er ol Hakkıyla geçir bu demi

Berzaha düşürür benlik ademi

Resulullah dedi “Lahmike lahmi’

Dervişlikte birlik dirlik isterler

 

Harâbî kemteri söyleten Haktır

Senlik benlik lafzı burda yasaktır

Kendini beğenmek çıkmaz sokaktır

Hak erenler birlik dirlik isterler.

 

-40-

Ya Hü Burda Olan Muhibbana bak

Öyle Sarga Burga Kardaş Değildir

Edebinle Otur Yahut Burdan Kalk

Herkes Senin Gibi Kalleş Değildir

 

Hak Yüzüdür Burda Gördüğün Yüzler

Velakin Göremez Kör Olan Gözler

Bezm-İ Erenlerde Söylenen Sözler

Hakkın Esrarıdır Haşhaş Değildir

 

Muhibim dervişim demesi güçtür

Demirden leblebi yemesi güçtür

Tarikat libasın giymesi güçtür

Çünkü o ipekli kumaş değildir

 

Putperest Yahudi Hıristiyan olan

Ayrı gayrı değil nümayan olan

Hakka iman edip Müslüman olan

Yeşilbaş Kızılbaş akbaş değildir

 

Söylenen Sözlerin Cümlesi Hoştur

Dolulara Dolu Boşlara Boştur

Harâbî Kemteri Sanma Sarhoştur

Yer İçer Zevk Eder Ayyaş Değildir

 

-41-

Ya Muhammed bize nâkıs diyorlar
Nedendir erlerin bu hatâları
Ehl-i Beyt'e karşı düşkün olurlar

Çünkü doğru değil iddiâları

 

Vâlidemiz Havvâ Bacı değil mi
Hadîce-tül-Kübrâ Bacı değil mi
Fâtıma-tüz-Zehrâ Bacı değil mi
Kur'ân'da var bunların senâları

 

Ezvâc-ı tâhirât nâkıs olur mu
Nâkıs deyen erler Hak'kı bulur mu
Böyle kem söz erden hiç umulur mu

Kim doğurdu bunca enbiyâları

 

Abes bir şey halk etmemiştir Hudâ
Nâkıslığı kabul etmeyiz asla
Bacılar büyüttü işte esselâ

Bu dünyâya gelen evliyâları

 

Sanmayın ki ersiz olmaz dünyâyı
Düşünün bir kere Meryem Ana'yı
Pedersiz doğurdu koca îsâ'yı

Bacıların yoktur müdârâları

 

Ey erler biz sizden ziyâde eriz
Çünkü size hizmet hürmet eyleriz
Gittiğiniz yolda hep berâberiz

Etmeyiniz böyle boş dâvâları

 

Gerçi kıyafetçe size uymayız
Hakîkatte sizden geri kalmayız
Mâlûmunuz olsun erden saymayız

Bize nâkıs deyen budalaları

 

Nâkıstan mı geldi Ahmed-i Muhtâr
Nâkıszâde midir Hayder-i Kerrâr
Anınıza nâkıs demeyin zinhâr

Te'sir eder size bedduâları

 

Zehrâ'nın nutkunu güzel dinleyin
Ey erenler erler doğru söyleyin
Biz doğurmadık mı beyân eyleyin

Sizi irşâd eden bu babaları

 

-42-

Ya rab senin mekanın yok

Yatağın yok yorganın yok

Hem dinin hem imanın yok

Her bir şeyden münezzehsin

 

Sesin çıkmaz avazın yok

Abdestin yok namazın yok

Hiçbir yere niyazın yok

“Kul hüvallahu ahad”sın

 

Kapın büyük açan yoktur

Seni kapıp kaçan yoktur

Anan yoktur baban yoktur

Ya Rab “Allahüssamed”sin

 

Elmasın yok boncuğun yok

Aban keben gocuğun yok

Karın kızın çocuğun yok

“Lem yelid ve lem yüled”sin

 

Her bir şeye kudretin var

Akla sığmaz hikmet”in var

Yetmiş iki milletin var

Sen hallak-ı “kün fekan”sın

 

Sağın da var solun da var

Eğri doğru yolun da var

Bir Harâbî kulun da var

Sen hallak-ı “kün fekan”sın

 

-43-

"Yedullah" ayetin bilemez ise

Hak nasip etmemiş zahit neylesin

Allahın emrini dinlemez ise

Cankulağı yoktur nasıl dinlesin

 

Bu remzi fehmeder insan olanlar

Ne bilsin cahil ü nadan olanlar

Vakıf-ı esrar-ı Kur'an olanlar

Hakikatı gelsin bize söylesin

 

Ey vaiz efendi Harabi der ki

Dinle bu nutkumu bilmezsin çünkü

Ben öyle mukaddes bir Kabe'yim ki

Kabe gelsin beni tavaf eylesin

 

-44-

Zahid senin kitabın

Mızraklı ilm-i haldir

Vaz geç sen o kitabından

Zira o kil u kaldir

 

Cenetde hurilerle

Zevk(u) safayı ta'lim

Etmek sana ayıp hem

Abesle iştigaldir

 

Bal şerbeti ile süt

Irmaklarından içmek

Me'mül edersin amma

Yok aslı hiç hayaldir

 

Beyhude etme zahmet

Savmı, salatı terk et

Firdevs içün ibadet

Etmek büyük vebaldir

 

Cehd eyle gir bu günkü

Cennet-i arifane

Hakk'ı bulursun anda

Lahuti bir visaldir

 

Gel eyle terk-i mescid

Divare olma sacid

Allah'a secde eyle

Hakk kıblesi cemaldir

 

Zemzem suyu ne hacet

Nuş et şarab-ı vahdet

Hak neşesi var anda

Baki vü layezaldir

 

Bu söz değil muhalif

Kur'an-ı izz u şane

Laşşek kelam hakdır

Ayet-i zülcelale

 

Esrar-ı küntü kenzi

Faş eyleme Harâbî

Bu bahre yok nihayet

Diller bu sırada lal'dir

 

-45-

Zahida kes meylini bu çerh-i kec devvardan

Kendini dur etme asla hazret-i Settar'dan

 

Olma hahişger cinanın huri vü gılmanına

Bilmiş ol bunlar seni mecbur eder didardan

 

Gayret et nur-u nübüvvetle münevver olmağa

Eyle istimdad her dem Ahmed-i Muhtar'dan

 

Kalma cahil nokta-i ba remzinin agahı ol

Münharif olma cenab-ı Haydir-i Kerrar'dan

 

Mahrem-i esrar-ı Hak olmak içtin bir kamili

Bul haber al leyi e- i Esra'daki esrardan

 

Hak ile Hak ol Enelhak sırrına ol aşina

Canını canane ver havf eyleme berdardan

 

Böyle sen bezm-i ezelden ahd ü peyman eyledin

Ey Harabi dönme zinhar verdiğin ikrardan

 

-46-

Zühd ü riya ile olan ibadet

Hatadır hazret-i settar`a karşı

Böyle namaz ile olamaz ümmet

Hiç kimse Ahmed`i muhtar`a karşı

 

Tarikatsız mümin olamaz kimse

Nuru nübüvvetle dolamaz kimse

Hak'kı Peygamber'i bulamaz kimse

Yatıp kamak ile divare karşı

 

Allah gözlerine çekmiş bir perde

Yok dersin Allah`ı gökte ve yerde

Gösterelim gel de gör Hak`kı nerde

Secde eyleyesin didara karşı

 

Ebsem ol Harâbî sen nasıl ersin

Halli müşkül böyle sözler söylersin

İçtinab et belki hata edersin

Haydar`ı kerrar`e hünkara karşı

 

                                                -  Ozanlarımız  -