Âşık Remzâni |
EDİP HARABİ 46
Hazırlayan: Hasan OYTUN
1853
yılında İstanbul'da doğdu. Asıl adı Ahmet Edip'tir. Harabi sonradan şiirlerinde
kullandığı mahlastır. Bazı şiirlerinde adı Edip olarak geçer. Bahriye Birlik
katibi olan Harabi ömrünü İstanbul ve Rumeli'de geçirmistir. 17 yaşında
Bektaşiliğe giren Harabi gördüğü eğitimden dolayı, dilini çok iyi kulanan bir
Alevi dervişidir. Din dışı konularla ilgili yazdığı şiirlerde mükemmel bir
uslub kullanmıştır. Alevi Bektaşi Kültür ve Edebiyatı üzerine yapılmış hemen
hemen her çalışmada Edip Harabi’ye ait bir nefes örneği muhakkak
zikredilmiştir. Özellikle Vahdet-i Mevcud olarak bilinen ve iradenin tekliğini
ifade eden tasavvufun ileri merhalesine ilişkin analizler içeren bir çok mühim
şiir üretmiştir. Çok genç yaşında, Merdiven Köyü Bektaşi tekkesinde Mehmet Ali
Hilmi Dedebaba'dan nasip alıp tarikate giren Harabi hayatının sonuna kadar bu
ikrara sadık kalmış, şiir ve nefesleri ile Bektaşi edebiyatının en kudretli
ustadlarından biri olmuştur. Şiirlerini Ahmed Edib, Edib, veya Harabi mahlası kullanarak yazmıştır. Bazı şiirlerinde Zehra ve Lütfiya mahlaslarını da kullanmıştır. Harabi kelimesinin, diğer aşık geleneğinde olduğu gibisadece mahlas olmadığı söylenmektedir. Çünkü Alevi Kızılbaş kültüründe nasip
almak manevi aleme ikinci doğum olarak kabul edildiği için, ikinci doğum için
ikinci bir isim genelikle verilir. Harabi isminin Mehmed Ali Hilmi Dedebaba
tarafından verildiği tahmin ediliyor. Birinci dünya savaşının bütün
sıkıntılarını yaşayan Edip Harabi, son yıllarını hastalıkla geçirmiştir. 1917
yılında İstanbul Fatih’te vefat etmiştır.
-1- Abes bir şey halk etmemiştir Huda Nakıslığı kabul
etmeyiz asla Bacılar büyüttü işte essela Bu dünyaya gelen evliyaları Sanmayın ki ersiz komaz dünyayı Düşünün bir kerre Meryem Ana'yı Pedersiz doğurdu koca İsa'yı Bacıların yoktur müdaralan Ey erler biz sizden ziyade eriz Çünki size hizmet hürmet eyleriz Gittiğiniz yolda hep beraberiz Etmeyiniz böyle boş davaları Gerçi kıyafetçe size uymayız Hakikatte sizden geri kalmayız Malumunuz olsun erden saymayız Bize nakıs deyen budalaları Nakıstan mı geldi Ahmed-i Muhtar Nakıszade midir Hayder-i Kerrar Ananıza nakıs demeyin zinhar Te'sir eder size bedduaları Zehra'nın nutkunu güzel dinleyin Ey erenler, erler doğru söyleyin Biz doğurmadık mı beyan eyleyin Sizi İrşad eden bu babaları -2- Aşkın
ocağını yandırmak için Hak'dan
ihsân olmuş yelpazem vardır Kâlâ-yı
irfânı hem ölçmek için İdris
Peygamber'den endâzem vardır Hayli
muhibbâna oldum rehnümâ Ölmeden
öldürüp eyledim ihyâ Sırr-ı Mûtû
kalble en temûtû'ya Mazher olmuş
pek çok cenâzem vardır Allah'dan
ezelî takdîr olunmuş Dest-i Ali
ile tehrîr olunmuş Mühr ü
nübüvetle temhîr olunmuş Böyle bir
mukaddes icâzem vardır Sûret-i
zâhirde Harâbî'yim ben Fakat
Hak'kın başka hisâbiyim ben Cümle
enbiyânın kitâbıyım ben Bozulmaz
çözülmez sırâzem vardır -3- Ayn-i hakla nail olduk bu deme Agah olduk şükür sırrı müpheme Çünkü nasip olmaz her bir ademe Pir Balım Sultanın yolu erkanı Gayetle muğlaktır esrat-ı Huda Biz agahız amma etmeyiz ifşa Namahrem olana söylenmez asla Pir Balım Sultanın raz-ı nihanı Muhammed Mustafa Cenabı Haydar Fatımatünzehra Şepper ü Şüpper Enbiya evliya cümle erenler Pir
Balım Sultanın çoktur
ihsanı -4- Bi peder
derler mesihe Belki
ruhullah imiş Kimseler
bilmez o sırrı Müphemi bir
meryem bilir Biz ne
buğdayı ekle deriz Ne de huri
gılman isteriz Cennetin
derdi belasın Hazreti adem
bilir Sofuyu ahmak
ne bilsin Künhümüz
esrarımız Kendi aklın
kıyas eder Bizi de
sersem bilir Babo
haydardan diğer baba Ben de etmem
iltica Can
Harâbî sen kızılbaş Olduğun adem
bilir -5- Bize takdir
olmuş Kalu Bela'dan Anın çün
sakin-i meyhaneyiz Sakahüm
hamrini ta ezeliden İçtik dost
elinden mestaneyiz biz Hakk'ı her
bir şeye kadir biliriz Dünya vü
uhraya nazır biliriz Her nereye
baksak hazır biliriz Sacid-i Kabe
vü buthaneyiz biz Harâbî sen
bizi divane sanma Özünü fehm
etmez mestane sanma Yıkılmış
çürümüş kaşane sanma Hazineler
dolu viraneyiz biz -6- Cahiller
çekemez ehli kemali Zira
sözlerinin hikmeti vardır Nasıl
anlatayım bilmem bu hali Ehli dilin
şan ü şöhreti vardır Vücudu
mürdemi kamil ü irfan Sızdırılmış
altın gibidir her an Her nereye
gitse olsa numayan İtibar
ederler kıymeti vardır Kamillerin
ilm ü irfanı malum Aklı fikri
fazlı irfanı malum Sözü özü
doğru vicdanı malum Her müşkili
halle kudreti vardır Bir insan
cahil ü nadan olursa İnsan
suretinde hayvan olursa Harabi`ye
karşı düşman olursa Mutlak onda
haset illeti vardır -7- Daha Allah
ile cihan yok iken Biz anı var
edip ilan eyledik Hakk'a
hiçbir layık mekan yok iken Hanemize
aldık mihman eyledik Kendisinin
ismi henüz yok idi İsmi şöyle
dursun cismi yok idi Hiçbir
kıyafeti resmi yok idi Şekil verip
tıpkı insan eyledik Allah ile
burda birleştik Nokta-i
amaya girdik birleştik Sırr-ı Küntü
kenzi orda söyleştik İsmi
şerifini Rahman eyledik Aşikar
olunca zat ü sıfatı Kûn dedik
var ettik bu semavatı Birlikte
yarattık hep kainatı Nam ü
nişanını cihan eyledik Yerleri
gökleri yaptık yedi kat Altı günde
tamam oldu kainat Yarattık
içinde bunca mahlûkat Erzakını
verdik ihsan eyledik Asılsız
fasılsız yaptık cenneti Huri
gılmanlara verdik ziyneti Türlü
vaidlerle her bir milleti Sevindirip
şad ü handan eyledik Bir cehennem
kazdık gayetle derin Laf ateşi
ile eyledik tezyin Kıldan gayet
ince kılıçtan keskin Üstüne bir köprü
mizan eyledik Gerçi Kün
emriyle var oldu cihan Arş-ı Kürsü
gezdik durduk bir zaman Boş kalmasın
diye bu kevnü mekan Ademin
halkını ferman eyledik İrfan olan
bilir sırrı müphemi İzhar etmek
için ism-i azamı Çamurdan
yoğurduk yaptık ademi Ruhumuzdan
bir ruh revan eyledik Adem ile
Havva birlik idiler Ne güzel bir
mekan bulduk dediler Cennetin
içinde buğday yediler Sürdük bir
tarafa puyan eyledik Adem ile
Havva'dan geldi çok insan Nebiler
Veliler oldu mümayan Yüzbin kerre
doldu boşaldı cihan Nuh
Naciyullah'a tufan eyledik Salih'e bir
deve eyledik ihsan Kayanın
içinden çıktı nagehan Pek çokları
buna etmedi iman Anları hak
ile yeksan eyledik Bir zaman
Eshab-ı Kefh'i uyuttuk Hazreti
Musa'yı Tur'da okuttuk Şit'i çulha
yaptık bezler dokuttuk İdris'e
biçtirip kaftan eyledik Süleyman'ı
Dehr'e sultan eyledik Eyyub'a
acıdık derman eyledik Yakub'u
ağlattık nalan eyledik Musa'yı
Şuayb'a çoban eyledik Yusuf'u
kuyuya attırmış idik Mısır'da kul
diye sattırmış idik Zeliha'yı
ona çattırmış idik Zellesinden
bendi zindan eyledik Davut
peygambere çaldırdık udu Kazadan
kurtardık Lût ile Hûd'u Bak ne hale
koyduk nar-ı Nemrud'u İbrahim'e
bağ u bostan eyledik İsmail'e
bedel cennetten kurban Gönderdik
şad oldu Halil ür rahman Balığın
karnını bir hayli zaman Yunus
peygambere mekan eyledik Bir mescide
soktuk Meryen Ana'yı Pedersiz
doğurttuk orda İsa'yı Bir ağaç
içinde Zekeriyya'yı Biçtirip
kanına rızan eyledik Beyt-i
Mukaddes'te Kudüs şehrinde Nehri
Şeria'da Erden nehrinde Tathir etmek
için günün birinde Yahya'yı,
İsa'yı üryan eyledik Böyle
cilvelerle vakit geçirdik Bu enbiya
ile çok iş bitirdik Başka bir
Nebi'y-yi zişan getirdik Anın her
nutkunu Kur'an eyledik Küffarı
Kureyşi ettik bahane Muhammet
Mustafa geldi cihane Halkı davet
etmek için imane Murtaza'yı
ona ihvan eyledik Ana kıyas
olmaz asla bir nebi Nebiler
şahıdır Hakk'ın habibi Biz anı
Nebi'y-yi ihsan eyledik Hak
Muhammed-Ali ile birleştik Hep beraber
Kabe-kavseyn'e gittik O makamda
pek çok muhabbet ettik Leylerel
esrayı seyran eyledik Bu sözleri
sanma her insan anlar Kuş dilidir
bunu Süleyman anlar Bu sırrı
müphemi arifan anlar Çünkü
cahillerden pinhan eyledik Hak ile hak
idik biz ezeliden Ta ruz-i
Elest'te Kalubeli'de Mekan-ı
Hüda'da bezm-i celide Cemalini
gördük iman eyledik Vahdet
alemini bilmeyen insan İnsan
suretinde kaldı bir hayvan Bizden ayrı
degil Hazreti Süphan Bunu Kur'an
ile ayan eyledik Sözlerimiz
bizim pek muhakkaktır Doğan ölen
yapan bozan hep Hak'tır Her nereye
baksan Hakk'ı mutlaktır Ahval-i
vahdeti beyan eyledik Vahdet
sarayına girenler için Hakkı hakkel
yakın görenler için Bu sırrı
Harâbî bilenler için Birlik
meydanında cevlan eyledik -8- Didar-ı
ademde hazreti süphan Hudut u
müphemi tastir eylemiş Nüsha-i
kübradır vücut u insan Maye-i
hikmetle tahmir eylemiş Kabe kavseyn
yazmış ebruvanına Serahen
vehhaben dü çeşmanına İki gamze
ile hep müjganına Sure-i
fetahna tahrir eylemiş Kuranda
buyurmuş hallak-ı ezel İnsandan yok
imiş bir nesne güzel Ey
Harâbî resmini ressam-ı ezel Hame-i
kudretle tasvir eylemiş -9- Enbiya
içinde Şah kul kamerim İcrası
ahmed-i muhtara mahsus Zülfikar-ı
Düldül Feth-i Hayber'in Cenabı
Haydar-ı Kerrar'a mahsus Ne erler
halketti hazreti barı Kimi sire
bindi gem etti marı Velakin
yürütmek cansız duvarı Hacı Bektaş
Veli Hünkar'a mahsus Men arif
sırrını idrak eylemek Mansur-u
vech en el hak nutkun söylemek Mürşid-i
kamilin pendin dinlemek Harâbî
vakıf-ı esrara mahsus -10- Etmeyip şah-ı peygamberden haya haktan hazer Kufiyan-ı bivefalar nakz-ı abd etmiş meğer Kurretül ayn-ı resulü eylemişler derbeder Var ise gel hatır-ı şah-ı Resulullah eğer Ey saba var
Kerbela deştinden eyle bir güzer Ver bize
lütf et Hüseyn ibn Ali'den bir haber Teşnegane kıl nazar bir katre su bulmuş mudur Gülistan-ı Ahmed-i Muhtar'ı gör solmuş mudur Kerbela toprağı hep alkan ile dolmuş mudur Bul Hüseyn-i Kerbelayı bak şehid olmuş mudur Ey saba var
Kerbela deştinden eyle bir güzer Ver bize
lütf et Hüseyn ibn Ali'den bir haber Kırdılar mı gülbengi şah-ı nebinin dalını Kestiler mi ol Aliyyel Murtazanın palını Hiç soran var mı garibanın ahvalini Eyle tahkik hanedan-ı ehl-i beytin halini Ey saba var
Kerbela deştinden eyle bir güzer Ver bize
lütf et Hüseyn ibn Ali'den bir haber Gel yetimler haline rahm et Huda'nın aşkına Sadık ul va'dül emin ol Mustafa'nın aşkına Fatih-i Hayber Aliyyel Murtaza'nın aşkına Kaffe-i ervah-ı pak enbiyanın aşkına Ey saba var
Kerbela deştinden eyle bir güzer Ver bize
lütf et Hüseyn ibn Ali'den bir haber Hazret-i Abbas şehid olmuş mu eyle cüstücü Kavm-i Süfyan ordugah-ı şaha etmiş mi ulu Zaptına almış mıdır nehr-i Fıratı ol adu Verdiler mi bak yetimana aceb bir katre su Ey saba var
Kerbela deştinden eyle bir güzer Ver bize
lütf et Hüseyn ibn Ali'den bir haber Anda var bak Habib-i Kibriyanın halini Saki-i Kevser Aliyyel Murtazanın halini Eyle tahkik busegah-ı Mustafa'nın halini Evliya vü enbiya Hayrünnisa'nın balini Ey saba var
Kerbela deştinden eyle bir güzer Ver bize
lütf et Hüseyn ibn Ali'den bir haber Zulm ile seddoldu mu rah-ı şehid-i Kerbela Çıktı-mı eflake dek ah-ı şehid-i Kerbela Bak zevale erdi mi mah-ı şehid-i Kerbela Hun ile alude mi şah-ı şehid-i Kerbela Ey saba var
Kerbela deştinden eyle bir güzer Ver bize
lütf et Hüseyn ibn Ali'den bir haber Masuman u mazluman hep anda kurban oldu mu Damen-i pak-ı sekine Zeyneb al kan oldu mu Kasım u Leyla Zeliha hep perişan oldu mu Ehl-i beyte bak esir-i al-i Mervan oldu mu Ey saba var
Kerbela deştinden eyle bir güzer Ver bize
lütf et Hüseyn ibn Ali'den bir haber Bir haber yok mu Harabi şahdan hasretteyiz Ağlayup şam ü seher ah duzah-ı gurbetteyiz Hatır-ı naşad etme pür hüzn il keder uzletteyiz Biz harabız matem-i cansuz ile mihnetteyiz Ey saba var
Kerbela deştinden eyle bir güzer Ver bize
lütf et Hüseyn ibn Ali'den bir haber -11- Evvel beni asla hiç bilmez idi Şimdi ahbab olduk bildi züğürtlük Yanıma uğrayıp hiç gelmez idi Bize mihman oldu geldi züğürtlük Merdane gezerdim kahraman idim Cömert oğlu cömert bir insan idim Elim tutulmazdı pehlivan idim Eyvah ayağımı çeldi züğürtlük Ocağımda incir ağacı bitti Edip züğürtlük canıma yetti Beş para kalmadı hepisi bitti Kesenin dibini deldi zuğürtlük -12- Ey derviş
açlıktan etme şikayet Tekkeyi
bekleyen çorba içermiş Derya
kenarında kalma nihayet Atı alan
Üsküdar`ı geçermiş Bir insanın
doğru özü olursa Hakkı ispat
eder sözü olursa Kendini
görecek gözü olursa Pirincin
taşını görüp seçermiş Hazreti
peygamber bak ne söylemiş Harâbî de
ona iman eylemiş Dünya
mezrea-i ahiret imiş İnsan
ektiğini mutlak biçermiş -13- Ey ehl-i
teberrâ kapanmaz asla Bendegânı
râh-ı Hudâ'da haktır Avn-i Hakla
nâil olduk bu deme Gayetle
muğlaktır esrâr-ı Hudâ Muhammed
Mustafa cenâb-ı Hayder Zâhidin
ta'nından etmeyiz keder -14- Ey erenler erler nasıl ersiniz Söyleyin sizinle davamız vardır Bacılara niçin nakıs dersiniz Bizim de Hazret-i Havva'mız vardır Bizi de halk eden Sultan değil mi Arslanın dişisi arslan değil mi Söyleyin makbul-i Rahman değil mi Ümm-i Gülsüm, Zeyneb, Leyla'mız vardır Lütfiya fakire kemter bacıdır Muhammed Ali'ye kuldur nacidir Cümle erenlerin başı tacıdır İşte Fatıma-tüz-Zehra'mız vardır -15- Ey hace sen bizi cahil mi sandın Biz ledün ilminin ulemasıyız Bizi mezhebine dahil mi sandın Biz Beni İsrail enbiyasıyız Gerçi okuyorsun Levlake Levlak Fakat perdesini edemezsin çak Cahilsin bizi de etmedin idrak Biz o küntükenz'in muammasıyız Mecma-ül-bahreyni abad eyledik Hızr'a ab-ı hayat imdad eyledik Tur'da biz Musa'yı İrşad eyledik Biz Hacı Bektaş'ın hulefasıyız Sakın Harabi' yi divane sanma Bakup sözlerine efsane sanma Hasılı sen bizi bigane sanma Biz Allah'ın halis akrabasıyız -16- Ey sofi dünyayı boş mu sanırsın Her zamanın vardır bir peygamberi Sen kendi dinini hoş mu sanırsın Niçin farketmezsin hayr ile şerri Bul o peygamberi sen biat eyle Her bir hadisine itaat eyle Kıldığın namaza nedamet eyle Müslüman ol kalma böyle serseri Vaızlara uyan hakkı bulamaz Nur-u nübüvvetle ruhu dolamaz Hakikat bağına vasıl olamaz Bir ademin karga olsa rehberi Bu "la" dan vazgeçip "illa" der
idin Rah-ı hakikate sen gider idin Hem küfrü imanı farkeder idin Sevmiş olsa idin Al-i Haydar'ı Hangi hakkı bilmezlerden ders aldın Neden böyle bahr-i Süfyana daldın Dalalet zulmeti içinde kaldın At elinden böyle sönük feneri Şarap içme zemzem suyu iç dersin Allah‘ın mekanı yoktur hiç dersin Meryem'in oğluna zımnen piç dersin Biz biliriz vardır anın pederi Mescitte Meryem'in kefili biziz Nikah olur iken vekili biziz Cibril'in Harabi delili biziz Tehi'mi zannettin hak erenleri -17- Ey sofi nutkuma gel eyle iman Her sözüm Mevlanın sözü gibidir Tıpkı bana benzer Hazreti Süphan İşte yüzüm anan yüzü gibidir Eğri olanları sözle düzlerim Çünkü hep ayettir benim sözlerim Her gizli ahvali görür gözlerim Gözüm Hakkın kudret gözü gibidir Allahtan Harabi beri değilsin Her yerde her vakit ayn değilsin Rabbül aleminden gayri değilsin Senin özün Hakkın özü gibidir -18- Ey zahit
şaraba eyle ihtiram Müslüman ol
ter et bu kılükalı Ehline
helaldır na-ehle haram Biz içeriz
bize yoktur vebali Sevaba
girmek çün içeriz şarap İçmezsek
oluruz duçar-ı azap Senin aklın
ermez bu başka hesap Meyhanede
bulduk biz bu kemali Kandil
geceleri kandil oluruz Kandilin
içinde fitil oluruz Hakkı
göstermeye delil oluruz Fakat kör
olanlar görmez bu hali Sen
münkirsin sana haramdır bade Bekle ki
içesin öbür dünyada Bah saçma
Harâbî bundan ziyade Çünkü bilmez
haram ile helali -19- Ey vaiz sen
bize va'z edemezsin Çünkü her
bir ilmin deryasıyız biz Bizim
yurdumuza hiç gidemezsin Hakikat
Kaf'inin Anka'sıyız biz Haberdar
olaydın şirri süphandan Feragat
ederdin küfr-ü imandan Anlamadın
derim sen bu Kur'an'dan Kur'an'ın
esrar-ü manasıyız biz Biz tertip
eyledik Kabe-kavseyn'i Kurbu ev
ednada kurduk ayini Fehm
eyleyemezsin sen o mabeyni Mirac'in
Leyletel esrarıyız biz Tur'da biz
Musa'yı irşad eyledik İsa'yı
çarmıhtan azad eyledik Çıkardık
göklere imdat eyledik Bunların
sebebi ihyasıyız biz Kafü-nundan
daha nişan yok iken Bu görüp
bildiğin cihan yok iken Hakka
sığınacak mekan yok iken Bizde
gizlenmişti ama'sıyız biz İbrahim'e
narı gülzar eyledik Tecri
mintahtihel enhar eyledik Yok iken
Harâbî biz var eyledik Bu kevn ü
mekanın hûdasıyız biz -20- Ey zahit sen
bizi sanma günahkar Günahımız
yoktur sevabımız var Gördüğümüz
demi hoş görür Settar Bu sırra
Kuran'la cevabımız var Fiilimizi
bais-i azap sanma İçtiğimiz
haram bir abdır sanma Sana haram
olan şaraptır sanma Cennet
ırmağından şarabımız var Elest
bezmindeki ahd ü peymandan Ayrılmayız
asla biz o imandan İsmail'e
nazil olan kurbandan Soframızda
meze kebabımız var Hakk'tan
bize her dem hidayet olur Muhammed
Ali'den inayet olur Saz çalsak
Allah'a ibadet olur Davud
peygamberden rebabımız var Bu ana değin
ta kalu beladan Haberimiz
vardır her maceradan Harâbî'ye
ihsan olmuş Hüda'dan Okuyoruz
işte kitabımız var -21- Ey zahid,
getirmez seni Cennet’e Aldığın
abdestle, bu savm ü salat Gel bihüde
yere girme zahmete Cübbeyi,
tesbihi, seccadeyi at Zemzemi
terkeyle, nûş eyle şerab Aklın ermez
senin bu başka hesab Bir pir-i
mugaana eyle intisab İhsan etsin
sana iç ab-ı hayat Cennet’i,
Huri’yi, Gılman’ı terkit Sıdk ile
gönlünü Allah’a berk it, Cami’lere
gitme puthaneye git Alla’a vasıl
ol, Allah’la kalk yat. Mermerin
üstüne ne eksen bitmez Zühd ü riya
ile yol Hakk’a gitmez Bizim
indimizde beş para etmez Meta-ı
va’zını başkasına sat İncitme
Allah’ın derdimendini Gönül kırma
asla sakın kendini Dinle
Harâbî’nin nush-u pend’ini Yorganına
göre ayağını uzat. -22- Hak kendini halka bildirmek için İnsanı kendine timsal eyledi Kur'anı natıkın tefsiri için Kur'an-ı samiti inzal eyledi "Senürihim ayatina fil'afak" Kur'anda buyurmuş ol Rabbülfelak Aç çeşmini kendi özüne bir bak Hak sende sun'un ikmal eyledi İnsan kainatta olmuş bibedel "Vettini" suresin şerbetmiş güzel Halkı ikaz için Hallak-ı ezel Bunca peygamberler irsal eyledi Zahit bu esrara değildir agah Leylei Miraçta Hazreti Allah Bir suret-i şahı emretti nagah Muhammede arz-ı Cemal eyledi Ebsem ol uzatma sözü Harabi Güzel sev sıdk ile çoktur sevabı Sofi şükür Allah nuş-i şarabı Sana haram bize helal eyledi -23- Hak Musa'ya Tur'da etti hitabı Bana gelen bende birleşmiş olur Fakat bir kulum var ismi Harabi Ana eren bana erişmiş olur Kahhar olduğuma iman edenler Harabi'yi sevsin beni sevenler Edip Harabi'ye karşı gelenler Benimle kavgaya girişmiş olur Kulum Harabi'ye hürmet eyleyen İzzet bulur ana izzet eyleyen Anınla riyasız sohbet eyliyen Bizzat benim ile sözleşmiş olur Her kim ister ise olmağa baki Abıhayat üzre ediptir saki Edip Harabi'ye olan mülaki Tahkik benim ile birleşmiş olur -24- Hakkı bilirdi vaiz İsyanı olmasaydı Fıkhi feraizinde Noksanı olmasaydı Doğru yolu bulurdu Allah'a kul olurdu İmanına musallat Şeytanı olmasaydı Cisri sıratı geçmek Mümkün değildi asla Eğer küpün içinde Kurbanı olmasaydı Savmı salata guslü Abdesti terk ederdi Cennette Huri Gılman Seyrani olmasaydı Vaizlerin dilinden Herkes çıkardı dinden Erenlerin Harabi Erkanı olmasaydı -25- Hayder-i Kerrar'a canım fedadır Çünki kendileri Şah-ı veladır Bazı müfsidlerin sözü hebadır Söylüyorlar haşa Allah Ali'dir Sırr-ı Hakk'a bunlar agah değildir Hakk'a gidenlere hemrah değildir Ali Hak'dır fakat Allah değildir Böyle zannedenler mutlak delidir Ali'nin pek büyük kerameti var Kerametten büyük velayeti var Halik deyen erin delaleti var Zira hak Muhammed Ali celidir Dinle bu söz vaiz pendi değildir Benden Hak söylüyor indi değildir İman-ı Harabi şimdi değildir Ta bezm-i Elest ü kalu beli'dir
-26- Herkesin
mâtlûbu bir gül olurdun Bu gülşenden
gonca dermiş olaydın Aynelyakiyn
görüp Hakk’ı bulurdun Bezm-i
erenlere ermiş olaydın. Kendini
bileydin Hakk’ı bilirdin Eğri yoldan
doğru yola gelirdin Bir sofraya
konsan belki yenirdin Böyle çiğ
kalmayıp pişmiş olaydın. Harâbî
seninle düştü davaya Daha âla idi
öbür dünyaya Ey Şâni
postunu sermiş olaydın Giriftâr
olmazdın derd-ü belâya. -27- Kaf u nûn
hitabı izhâr olmadan Biz bu
kâinatın ibtidasıyız Kimseler
vasıl-ı didar olmadan Ol “kabe
kavseyn”in “ev edna”sıyız Yoğ iken
Adem’le Havva alemde Hak ile Hak
idik sırr-ı mübhemde Bir gececik
mihman kaldık Meryem’de Hayret-i
İsa’nın öz babasıyız Bize peder
dedi tıfl-ı Mesiha “Rabbi
erini” diye çağırdı Musa “Len terani”
deyen biz idik ana Biz Tûr-ı
Sina’nın tecellasıyız. “Künt-ü
kenz” remzinin olduk ağahı Hakka’l-yakin
gördük cemalullahı Ey hoca
bizdedir sırr-ı ilahi Biz Hacı
Bektaş’ın fukarasıyız. Zahida
şanımız “İnna fetahna” Harâbî
kemteri serseri sanma Bir kılkırk
yarar kamiliz amma Pir Balım
Sultan’ın budalasıyız. -28- Kardeş
muhabbeti niçün bozarsın Hakk erenler
buna ka’il olur mu? Âdâb u
erkândan yoldan azarsın Bu hal ile
âdem kâmil olur mu? Meyvesiz
gölgesiz sen bir şecersin Haddinden
ziyade dolu içersin Her sözün
önüne durmaz geçersin İnsan
muhabbete ha’il olur mu? Bu yolda hak
ile yeksan olanlar Kadeh tek
boşalub yine dolanlar Hep kendi
özünde Hakk’ı bulanlar Senin gibi
Hakk’dan gafil olur mu? Tabib-i
hâzik bul gel, kalma sersem Savuştur
yaranı var iken merhem Kelam-ı
Hakk’ı fehm eden âdem Hiç kendi
sözüne ma’il olur mu? -29- Kimsenin
hatasın göremez idin Kendi
noksanını bilmiş olaydın Herbir söze
cevap veremez idin Benlik
davasından geçmiş olaydın Kulağın
olaydı sözüm duyardın İrfanın
olaydı bana uyardın Ayağın
ısırıp kana boyardın Bir kelbin
ağzında on diş olaydın Ben nereye
kaçsam görecek idin Defter-i
amalim dürecek idin Bilirim
Şani`yi sürecek idin Dervişan üstüne
teftiş olaydın Gazeller
yaparsın lafların çoktur Lakin o
sözlere karnımız toktur Gerçi
hiddetine sözümüz yoktur Ey
Harâbî biraz geniş olaydın -30- Kün dedi var
etti kevn ü mekâni Bu kudret
Hazret-i kibriyânındır Levlâke
levlâke emr-i Sübhânî Ki âlem
Muhammed Mustafa'nındır Akla fikre
sigmaz hikmet-i settâr Yâri agyâr
eder nâri da gülzâr Süre-i Hel
etâ seyf-i Zülfikar Cenâb-i
Aliy-yel - Mürtezâ'nindir Her gemisî
olan kaptan değildir Her zengin
olanlar sultan değildir Bu nutku söyleyen
irfan değildir Edib-i
Harâbî budalânındır -31- Mecma'-ül-bahrayne
vardığım zaman Hayat âbın
câna gıdâ eyledim Vâdi-i
Eymen'de duâ eyledim Can kulağı
ile sözüm dinleyin Her bir
tarîkatten isti'fâ ettim Ey Harâbî Hakka
iktida ettım Şükür
Bektaşî-yül Melâmî oldum -32- Mezhebinden
sual olunsa zahit Dersin ki
mezhebim Ebu Hanife Zerre kadar
senin imanın olsa İmam demez
idin böyle herife Haşa sümme
haşa imam değildir Vallahi
imam-ı azam değildir Imamlık
bertaraf İslam değildir Kulak asma
böyle bir er caife Hazreti
cenab-ı nebi-i ihsan Evladına
oldu bu herif düşman Harâbî sen
İmam Cafer'e bağlan Baska
mezhepleri etme vazife -33- Musa Haktan
sordu Turu Sinada Yarabbi yok
iken bu kevni mekan Seninle bir
kimse yoktu arada Ne suretle
nasıl oldun nümayan Görüyorum
laşek kudretle oldun Seni kim
yarattı nasıl var oldun Sen bu
Allahlığı nereden buldun Beyan et
kalbimde kalmasın güman Bizim
üstümüze Haklanıyorsun Gah varlanıp
gahi yoklanıyorsun Niçin bizden
böyle saklanıyorsun Göster
cemalini gel işte meydan Hak dedi ben
yarattım seni insan Kendimi
kendimde eyledim pinhan Sırrımı
cahile etmedim ayan Arifibillaha
eyledim ihsan Hak Musa’ya
böyle etti hitabı Beni
görmekliğin budur sevabı Tıpkı bana
benzer kulum Harâbî Git anı
ziyaret eyle her zaman -34- Ne çare
zahida Kızılbaş olduk Da'ima
bade-yi gülfam süzeriz Bezmimize
mahbub bir saki bulduk Anın içün
böyle sarhoş gezeriz Bektaşiyiz
yahu etmeyüz inkâr Ne mahz
söylenir dillerde her bar Bizlere bir
mahbub olursa şikâr Kırk kişi
ile anı heman düzeriz Harâbî nedir
bu melâmet hali Efsane
söyleyüb uzatma kali Zahid ağzı
bizce torba misali Çekince
yuların ağzın büzeriz. -35- Nur-u
nübüvvetten olunca âgâh Nübüvvetsiz
aslâ velâyet olmaz Lûtf-ü
Hak'la Ahmed bir peygamberdir Gerçi her
şey hak'dır bil muhakkakdır Nebî velî
Hak'ka hayrân olmuştur Cümlesi
vasıl-ı Subhan olmuştur Hak sende
Harâbî pinhân olmuştur -36- Peder ve
valdem oldu bahane Merecel
bahriyanı yeltekiyane Bin ikiyüz
altmış dokuzda kane Eriştim
zahiren geldim cihane Berzahtan
kurtuldum çıktım aradan Onyedi
yaşında doğdum anadan Muhammed ali
hilmi dede babadan Çok şükür
hamdolsun geldim imkane Namım Edip
idi Harâbî oldum Erenlerin
ayak turabı oldum Hakk'ın bir
mukaddes kitabı oldum Aşk olsun
okuyan ehli irfane -37- Şer-i şerif
inkar olunmaz amma Şeriat var
şeriattan içeri Tarikatsız
Allah bulunmaz amma Tarikat var
Tarikattan içeri Gördüğün
şeriat şeriat değil Gittiğin
Tarikat Tarikat değil Hakikat
sandığın Hakikat değil Hakikat var
hakikatten içeri Vechi
Harâbî ye gel eyle dikkat Hakkın
cemalini eylersin rüyet Sade Hak var
demek değil Marifet Marifet var
Marifetten içeri -38- Sofi nefret
mi verir meclis-i rindane sana Yoksa siklet
mi verir sohbet-i mestane sana. Mese-i
hamr-i Hudadan haberin yok zira Saki-i
bezm-i ezel sunmadı peymane sana. Cura-i cam-i
ilahiden eger içse idin Bir olurdu o
zaman mescid ü meyhane sana. Sana
göstermeyecek sahid-i maksud-u cemal Çünkü ta
kalû belide dedi bigane sana. Eyleme gebr
ü müsülmani Harâbî tefrik Çünkü birdir
bilürüz kabe vü puthane sana. -39- Varlık
deryasına dalma ey kardeş Kardaşlıkta
birlik dirlik isterler Benlik
davasından geç yavaş yavaş Muhiplikte
birlik dirlik isterler Er ol
Hakkıyla geçir bu demi Berzaha
düşürür benlik ademi Resulullah
dedi “Lahmike lahmi’ Dervişlikte
birlik dirlik isterler Harâbî
kemteri söyleten Haktır Senlik
benlik lafzı burda yasaktır Kendini
beğenmek çıkmaz sokaktır Hak erenler
birlik dirlik isterler. -40- Ya Hü Burda
Olan Muhibbana bak Öyle Sarga
Burga Kardaş Değildir Edebinle
Otur Yahut Burdan Kalk Herkes Senin
Gibi Kalleş Değildir Hak Yüzüdür
Burda Gördüğün Yüzler Velakin
Göremez Kör Olan Gözler Bezm-İ
Erenlerde Söylenen Sözler Hakkın
Esrarıdır Haşhaş Değildir Muhibim
dervişim demesi güçtür Demirden
leblebi yemesi güçtür Tarikat
libasın giymesi güçtür Çünkü o
ipekli kumaş değildir Putperest
Yahudi Hıristiyan olan Ayrı gayrı
değil nümayan olan Hakka iman
edip Müslüman olan Yeşilbaş
Kızılbaş akbaş değildir Söylenen
Sözlerin Cümlesi Hoştur Dolulara
Dolu Boşlara Boştur Harâbî
Kemteri Sanma Sarhoştur Yer İçer
Zevk Eder Ayyaş Değildir -41- Ya Muhammed
bize nâkıs diyorlar Çünkü doğru
değil iddiâları Vâlidemiz
Havvâ Bacı değil mi Ezvâc-ı
tâhirât nâkıs olur mu Kim doğurdu
bunca enbiyâları Abes bir şey
halk etmemiştir Hudâ Bu dünyâya
gelen evliyâları Sanmayın ki
ersiz olmaz dünyâyı Bacıların
yoktur müdârâları Ey erler biz
sizden ziyâde eriz Etmeyiniz
böyle boş dâvâları Gerçi
kıyafetçe size uymayız Bize nâkıs
deyen budalaları Nâkıstan mı
geldi Ahmed-i Muhtâr Te'sir eder
size bedduâları Zehrâ'nın
nutkunu güzel dinleyin Sizi irşâd
eden bu babaları -42- Ya rab senin
mekanın yok Yatağın yok
yorganın yok Hem dinin
hem imanın yok Her bir
şeyden münezzehsin Sesin çıkmaz
avazın yok Abdestin yok
namazın yok Hiçbir yere
niyazın yok “Kul
hüvallahu ahad”sın Kapın büyük
açan yoktur Seni kapıp
kaçan yoktur Anan yoktur
baban yoktur Ya Rab
“Allahüssamed”sin Elmasın yok
boncuğun yok Aban keben
gocuğun yok Karın kızın
çocuğun yok “Lem yelid
ve lem yüled”sin Her bir şeye
kudretin var Akla sığmaz
hikmet”in var Yetmiş iki
milletin var Sen hallak-ı
“kün fekan”sın Sağın da var
solun da var Eğri doğru
yolun da var Bir
Harâbî kulun da var Sen hallak-ı
“kün fekan”sın -43- "Yedullah" ayetin bilemez ise Hak nasip etmemiş zahit neylesin Allahın emrini dinlemez ise Cankulağı yoktur nasıl dinlesin Bu remzi fehmeder insan olanlar Ne bilsin cahil ü nadan olanlar Vakıf-ı esrar-ı Kur'an olanlar Hakikatı gelsin bize söylesin Ey vaiz efendi Harabi der ki Dinle bu nutkumu bilmezsin çünkü Ben öyle mukaddes bir Kabe'yim ki Kabe gelsin beni tavaf eylesin -44- Zahid senin
kitabın Mızraklı
ilm-i haldir Vaz geç sen
o kitabından Zira o kil u
kaldir Cenetde
hurilerle Zevk(u)
safayı ta'lim Etmek sana
ayıp hem Abesle
iştigaldir Bal şerbeti
ile süt Irmaklarından
içmek Me'mül
edersin amma Yok aslı hiç
hayaldir Beyhude etme
zahmet Savmı,
salatı terk et Firdevs içün
ibadet Etmek büyük
vebaldir Cehd eyle
gir bu günkü Cennet-i
arifane Hakk'ı
bulursun anda Lahuti bir
visaldir Gel eyle
terk-i mescid Divare olma
sacid Allah'a
secde eyle Hakk kıblesi
cemaldir Zemzem suyu
ne hacet Nuş et
şarab-ı vahdet Hak neşesi
var anda Baki vü
layezaldir Bu söz değil
muhalif Kur'an-ı izz
u şane Laşşek kelam
hakdır Ayet-i
zülcelale Esrar-ı
küntü kenzi Faş eyleme
Harâbî Bu bahre yok
nihayet Diller bu
sırada lal'dir -45- Zahida kes meylini bu çerh-i kec devvardan Kendini dur etme asla hazret-i Settar'dan Olma hahişger cinanın huri vü gılmanına Bilmiş ol bunlar seni mecbur eder didardan Gayret et nur-u nübüvvetle münevver olmağa Eyle istimdad her dem Ahmed-i Muhtar'dan Kalma cahil nokta-i ba remzinin agahı ol Münharif olma cenab-ı Haydir-i Kerrar'dan Mahrem-i esrar-ı Hak olmak içtin bir kamili Bul haber al leyi e- i Esra'daki esrardan Hak ile Hak ol Enelhak sırrına ol aşina Canını canane ver havf eyleme berdardan Böyle sen bezm-i ezelden ahd ü peyman eyledin Ey Harabi dönme zinhar verdiğin ikrardan -46- Zühd ü riya
ile olan ibadet Hatadır
hazret-i settar`a karşı Böyle namaz
ile olamaz ümmet Hiç kimse
Ahmed`i muhtar`a karşı Tarikatsız
mümin olamaz kimse Nuru nübüvvetle
dolamaz kimse Hak'kı
Peygamber'i bulamaz kimse Yatıp kamak
ile divare karşı Allah
gözlerine çekmiş bir perde Yok dersin
Allah`ı gökte ve yerde Gösterelim
gel de gör Hak`kı nerde Secde
eyleyesin didara karşı Ebsem ol
Harâbî sen nasıl ersin Halli müşkül
böyle sözler söylersin İçtinab et
belki hata edersin Haydar`ı
kerrar`e hünkara karşı
- Ozanlarımız - |