Âşık Remzâni |
GÜZİDE ANA (Katibi) 29
Hazırlayan: Hasan OYTUN
18. yüzyılın 2. yarısında yaşadı ve asıl adı Güzide'dir. Gelenekleri ve şiiri küçük yaşlardan itibaren babası Feyzullah Çelebi'den ve Hacı Bektaş dergahındaki öteki ileri gelenlerden öğrendi.
Şiirlerindeki
genel ifadelerden yola çıkılarak iyi bir eğitim gördüğü Güzide Ana, Katibi olarak da bilinir. Hayatı hakkında
ağızdan ağıza nakledilen söylentilerin dışında ayrıntılı bilgiye sahip değiliz.
Hacı Bektaş Veli Dergahı’nda, Hazret Avlusu’nun sol taraftaki terasda mezarı bulunduğu
bilinmektedir. Şiirlerinde oldukça ileri düzeyde edebiyat ve felsefe eğitimi
gördüğü anlaşılmaktadır. Fakirane giyinişi, tüm gelirini fakirlere dağıtışı,
haksızlığa tahammül etmeyişi ile ünlüdür. Gördüğü kusuru kim olursa olsun, açık
bir şekilde ayıpladığı için kişiliğine ait
hatıralar halen özdeyiş biçiminde söylenmektedir.
(A.Celalettin ULUSOY-Pir Dergâhından Nefesler)
-1- Ab-ı hasım melek yüzlü
sultanım Bizi terk etmesin var selam
söyle Rakipler serinin o
bi-vefanın Sözünü tutmasın var selam
söyle Ol asıl-zademe sözü merdime Dualar edip de katıp virdime Sabredemez iken eski derdime Yeni dert katmasın var selam
söyle Selam verip selamını alırken Uğruna serimi feda kılarken Gevherin kadrini naçiz
bilirken Bilmiyor sanmasın var selamm
söyle Lutf u kerem edip söylesin
sana Geçtiler mi yoksa bendesin
ona Yanından geçerken hışm ile
bana Kaşların çatmasın var selam
söyle Güzide metheder uzak ve
yakın Hilaf anlamasın sözümü sakın Aramızda olan tuz ekmek
hakkın Yabana atmasın var selam
söyle
-2- Behey efendiler zamane halkı Her biri bir türlü iş
eylediler Ayete Hadise iman etmeyip Efsane sözleri Huş eylediler Sırr-ı Muhammed´den ne kaldı
eser Cihan fitne ile doldu
ser-te-ser Yetmiş ikiyinen aynı
gidenler Kılı ibrişime eş eylediler Kimi postta oturur kimi
gezer Kimi yol gösterir kimi de
bozar Kimi aklınca fetvalar düzer Evliya nın sırrın faş
eylediler Kötürüm şah oldu cıktı
zuhura Çaylak vezir oldu gitti
Mısır´a Çok karış verdiler baykuş
fakıra Serçeyi Anka´ya eş eylediler Mürüvvet tohumunu ham boza
ekip Muhabbet kadehin kenara
döküp Katırı beygiri tavlaya çekip Harı kuheylana eş eylediler Bunca mahlukatı bir yere
derip Yılda bir davarın kanına
girip Delilsiz bürhansız yol erkan
sürüp Cahiller gönlünü hoş
eylediler Yolumuz uğradı kıra bayıra İşimiz zor oldu Mevlam
kayıra Hiç ağzını açan yokdur
hayıra Bir acayip yollu iş
eylediler Güzide der ahd-i iman
zedeler İşiniz zor oldu ocak-zadeler
Helal haram demez şeyh ve
dedeler Eline geçeni nuş eylediler
-3- Beyler devir döndü bi-hoş
hal oldu Nefsi nefse uymuş haller
geliyor Şimdi insan ibadetten dur
oldu Sohbet kalktı acı diller
geliyor Surette ademdir ma´nada
hayvan Dönüşmüş sıfatı kalmamış
insan Tamahın peşinde seğirtme ey
can Ağular katılmış ballar
geliyor Mahluku azdıran iblis ıvgası Ortalığa düştü batıl kavgası Dağıtılmış her yere nefsin
havası İşte böyle böyle haller
geliyor İnsafı terk edip Hakk´tan
azdılar Menfaate meyledip Yol´u
bozdular Hayale gelmedik fitne
düzdüler Daha bundan beter kullar
geliyor Hiç haberi yoktur kendi
özünden Duyusu yok kişi ile yazından Ab-ı rahmet gelmez arşın
yüzünden Fiilimize göre yıllar
geliyor Muhammed´in buyruğuna
uymadık Nasihatın kulağımıza
koymadık Çok alamet zahir oldu
bilmedik Başımıza mithiş haller
geliyor Ey Güzide, yaz yerine geldi
kışlar Halimize göre bize bu işler Gafil durup cahil gezmen
kardaşlar Silip süpürücü seller
geliyor
-4- Bir dem kararın yok dağlar başında Nice bir Mecnun’a dönersin gönül Cümle halk-ı alem kendi işinde Sen aşkın narına yanarsın gönül
Gevherini her sarrafa satamaz Gece gündüz gamda yanıp yatamaz Belli bir mekanda karar tutamaz Her dem daldan dala konarsın gönül
Bülbüle işaret olsa gülünden Ne güzel maniler söyler dilinden Hercai bivefa yarin elinden Zehri nuş eyleyip kanarsın gönül
Katibi bilmedim çeşm-i siyahı Kendine yar etme zar ile ahı Yükseklere çıkıp gahı begahı Gün olup alçağa inersin gönül
-5- Bir kulun Hak içün yoksa
vuslatı Mevlam ol kuluna inayet
etmez Değildir ol Muhammed´in
ümmeti Yarın mahşer günü şefaat
etmez Hakk´ın bulmak ister ala da
kör de Hayırdan el çekmiş hem gözü
serde Muhammed Ali´ye tapayım
derde Terk edip bed huyun feragat
etmez Hod-perest edinmiş kaftan
zıbayı Bir pula almaz taç hırka
abayı Nefs askerin çekmiş yıkar
Ka´be yi Asla bir taş koyup imaret
etmez Kendi aklen Muhammed´in
ümmeti Beğenmez tamuyu ister
cenneti Terk etmiş bilmez farzı
sünneti Hakkın buyruğuna itaat etmez Katibi´m der elin çıkarmaz
kandan Ümit tutmuş nasib ister
yüzünden Nefs-i emmareden kibirden
kinden Vücudu şehrine adalet etmez
-6- Bizim amelimiz bizim
fiilimiz Böyle bir acayip zamana düştük Gitti bir nevcivan soldu
gülümüz Böyle bir acayip zamana
düştük Kaderimiz kara yok
behnanımız Ah edip ağlıyor kaşı karamız Gittikçe artıyor derdi
belamız Böyle bir acayip zamana
düştük Birbirin incitir tutarlar
kini Sahih değil onların imanı
dini Mücevhere denk ettiler
dikeni Böyle bir acayip zamana
düştük Nasıl oldu şu dünyanın
kaderi Adet edindiler hainlikleri At yerine bağladılar merkebi Böyle bir acayip zamana
düştük Çakal tilki şimdi kurt
oluyorlar Necaset kargasiyla av
avlıyorlar Arslanı tilkiye
boğduruyorlar Böyle bir acayip zamana
düştük Kutnu kumaş ipek bütün hiç
oldu Altın gümüş para etmez tunç
oldu Devir döndü bir çoklan piç
oldu Böyle bir acayip zamana
düştük Güzide der sırlar şimdi faş
oldu Geçti gönül baharımız kış
oldu Şimdiki gönüller kara taş
oldu Böyle bir acayip zamana
düştük
-7- Bulandı aşkımın seli Acep bir gün durulmaz mı Hüsnün gördüm oldum deli Akıl başa derilmez mi
Yüzün benzer dolunaya Sensin ömrüme sermaye Yüzüm sürdüm hak-i pa’ye Hatırcığım sorulmaz mı
Ferhattır dağları delen Şirin’in yolunda ölen Der Güzide Mecnun olan Leyla’sına sarılmaz mı
-8- Bülbül-ü şuara hep zârı
bizden öğrenir Dûdû-yu sûr-nâ gûftarı
bizden öğrenir Âşık-ı sâdık olanlar bilir
kavl-u kararın Hem ehl-i harabâd etvârı
bizden öğrenir Biz hakikat kenzinin
bevvabının derbanıyız Hem muciz ma‘rifet ehli'nin
hayranıyız Bizi hor görmeyin kim dil
mülkinin sultanıyız Bunca ârifler gelir esrarı
bizden öğrenir Dilber-i Şirin için âlemde
Ferhat olmuşuz Gerçi Mecnûnuz ama Leylâ'dan
azad olmuşuz Sûrette kemterleriz mânâda
üstâz olmuşuz Cümle aşıklar gelir dildârı
bizden öğrenir Ey Güzide bezm-gâmda gezme
hod serseri Oluben meydânı aşkta
merd'olan gelsin beri Bizdedir velhasıl mihr-i
muhabbet defteri Onca şairler gelir eş'arı
bizden öğrenir
-9- Ehl-i irfan derilince bir
yere Hakikattan haber alanlar
gelsin Hünkar Hacı Bektaş Kutbü-l
Arifin Hünkar´a biat edenler gelsin Sakın yalancıya biat etmeyin
Münkirin gittiği yola
gitmeyin Kalbinizde zerre kara
tutmayın Pak edip özünü silenler
gelsin Asla güvenilmez dünya malına Muhib gerek ikrarında buluna Hakk´dan ihsan olur mümin
kuluna ikrarında kadim duranlar
gelsin Yalan söze uyup azan
gelmesin Delilsiz sohbeti düzen
gelmesin Dünyada serseri gezen
gelmesin Ehl-i beyt yolunu bilenler
gelsin Güzide der Hak Cem´ine
gelenler Dört kapıyı kırk makamı
bilenler Arıdıp da kalp evini
silenler Yüce Pir´e niyaz edenler
gelsin
-10- Evliya cemine azmeden sofu Düz yolu koyup da sarpa kaçarsın Muhammed Ali’nin yüce yolunu Gelmiş saf talibe pinhan edersin
Yol budur deyip de sürek sürersin Cahili kinliyi başa derersin Yılda bir hayvanın kanına girersin Aklın boynunun borcunu ödersin
Gel benlik eyleme nefsini öldür Hak yoluna canın armağan getir Kin ile kibiri aradan kaldır Bunca vebal dolu yükü nidersin
Senin elindedir şer ile hayır Nefsi emareden özünü ayır Güzide söyler ki kendini kayır Neyleyip de halkın zemmin edersin
-11- Gaziler cihanın müddeti doldu Dünya bir acayip zamana kaldı insanda itimat itikat n'oldu Hemen bir zan ile güman'a kaldı
Tat kalmadı sirke oldu şıralar Ben tabibim diyen yüzün karalar Yanlış merhem ile azdı yaralar Bir hazik hekim-i lokmana kaldı
Düşerler ardına kil ile kâlin Varmazlar yanına ehl-i kemalin Mahlukün ettiği ceng-ü cidalin Cümlesi bir ulu divan'a kaldı
Gerçek erenlerin emsali yokdur Bilirim dört kapı kırk makam haktır Ehl-i hak olana hiç hörmet yoktur Rağbet yalan ile şeytana kaldı
Güzide der güçtür nefsin öldürmek Erlik midir koymadığın kaldırmak Zamane halkına Hak'kı bildirmek Mehdi gibi sahip zamana kaldı
-12- Gel ey talip benden sana
nasihat Evvela Hak ile yeksan olasın Özün teslim eyle kamil
mürşide Pak eyle gönlünü insan
olasın Kin kibir ile özünü yaralama Hoş görüyle bak kimseyi
karalama Sırrın sakla her yerde
pazarlama Karış katrelere umman
bulasın Gel talip gözünden kaldır
nikabı Yarın mahşer günü didar
göresin Bundadır farkeyle ümm-ül
kitabı Gördüğün davaya derman
olasın Hakkında buyunnuş allame-l
esma Senden zuhur etti bil cümle
eşya Kendini bil sensin nüsha-i
kübra Farkeyle özünü rindan olasın Karışma bulanık akan sulara Bed haline zebun olan
kullara Ömrünce hizmet et ehl-i
dillere Gönül hanesine mihman olasın Talip benlik ile gelme
meydane Hak emrine uygun fiili
rindane Sakın uymuyasın aklı noksane
Yolunu takip et necat
bulasın Ne Yol´a talibsin ne Hakk´a
kulsun Sen Yol´u bilmezsen Yol seni
bulsun Sırr-ı men arefden haberin
olsun Davana hüccet-ül bürhan
olasın Otuz iki harfin hesabın
görde Dördü baki kalsın yedisi
sırda On yedi harfin aslına er de Farkeyle gerçeği insan
olasın Yirmi sekiz kelime üçü de
hece On dördü gündüzdür on dördü
gece Lam elifdir cümle burçlardan
yüce Yerde gökte arş-ı Rahman
olasın Harfin manasında Hallak-ı
alem Rıza yı Hakkı gözet olagör
ebsem Habibidir Adem Aleyhisselam Zebur, Tevrat, İncil, Kur'an
olasın Güzide der Hakk'a olmuşum
bende Farkeyle noktayı ba ile nun
da Bu kevn-i mekanın temeli
sende Böylece gözde-i Süphan
olasın
-13- Gel ey sofu Hak ararsan Yönün dönder bize doğru Ne buldun beyhude laftan Yaşın vardır yüze doğru Her suya karışıp akma Sen seni odlara yakma Er isen kem gözle bakma Gelip giden kıza doğru Düşme nefsin tuzağına Cehdeyle yolun uzağına Bir gün de ömrün bağına Gazel iner güze doğru Haberdar ol şeriattan Yol bulasın tarikattan Marifetten hakikattan Eriş gerçek söze doğru Güzide bildi suçunu Seyretti Çin´i maçini Gam değil çekti göçünü Hakk´a giden ize doğru
-14- Gel gönül bak şu insanların
işine Şimdi el kadehde şarap
istiyor Remz-i dili fehmetmeyen
cahile Arifin ağzından cevap
istiyor Ne bilsin şekeri şap sanan
dürzü Göremez Hakk´ı kör olmuş
gözü Kulluk makamına ermeden özü Cenab-ı Allah'tan kitap
istiyor Güya sofu olup meydana çıkar Yanaşma yanına nefesi kokar Tilkidir her ine burnunu
sokar Cavidan ilminden kitap
istiyor Ma'rifetin gömleğini giyemez Canı başı Hak yoluna koyamaz
Elifi fark edip be te
diyemez Hocaya varmadan küttab
istiyor Güzide derdi çok söyletir
yadı Gördüm bu dünyayı kalmamış
tadı Kanaraya dolmuş kelp ile
kedi Tepsi donatmaya kebap
istiyor
-15- Gel gönül dolanıp gezme
cihanı Sen cihan ararsan cihan
sendedir Sana nakledeyim kevn ü
mekanı Bil muhakkak kevn ü mekan
sendedir Birgün olur ecel yeter
ardından Hakkı devredersin fena
yurdundan Derde düşüp derman ara
derdinden Derde derman olan Lokman
sendedir Her köyde şehirde sultan
eğlenmez Her hanede aziz mihman eğlenmez Her kırda bayırda insan
eğlenmez Arıt kalb evini mihman
sendedir Mürşid haktır niçin hakkı
bilmedin Men aref sırrına agah
olmadın Kondun göçtün bir murada
ermedin Bilir misin kardeş noksan
sendedir Varır bir gerçeğe aşna
çıkarsın Yok edip bu yükün yıkar
bakarsın Sular gibi her dem engin
akarsın Karışın katire umman
sendedir Özünü bilirsen gevher
kanisin Özünü bilmezsen bil ki
fanisin Şimdi bu mülkün sen
Süleymanısın Bunca hüküm bunca ferman
sendedir Güzide´m der birgün dünya
fan´olur Burda can verenler cenanı
bulur Kul olanlar sultan olur han
olur Baş indir kulluğa sultan
sendedir
-16- Gönül derdi kelam getirir
dile Aşkın deryasına daldığı
zaman Akar gözyaşlarım döndürür
sele Yar bizi sevdaya saldığı zaman
Kaçma cenan n’olur dosttan fedadan Böyle haber aldık dar ü
gedadan Bize cevredenler bulur
hüdadan Alem ettiğini bulduğu zaman
Katibi gör erkanını yolunu Olura olmaza açma sırrını Sevdiğim bu edna fakir
kulunu Unutma derdinden öldüğü
zaman
-17- Her dem şükür olsun Gani
Sübhan´a Kula Hak´tan olur ihsan
dediler Derdimin dermanın sordum bir
cana Derdinden bulursun derman
dediler Kulak verme yalancının
virdine Er olanlar çıkmaz çaşıt
yurduna Olurun olmazın düşme ardına Seni siga çeker şeytan
dediler Kamile mürşide yetir özünü Çiğ lokma yemezler pişir
özünü İrfan eşiğinde hak et yüzünü İrfanda bilinir arifan
dediler Mezhebim Ca´fer´dir güruhum
naci Ta ezelden ervahtan olmuşum
hacı Ademde tükenir alemin ucu Bu ilmi anlamaz her can
dediler Benim pirim Hacı Bektaş Veli Şükür dergahına yetirdim eli Ta ezelden ervahtan kurdu bu
yolu Dört kapı on iki erkan
dediler Güzide´m der seçtim aktan
karayı Her hekime açmam derman
yarayı Lokman olan eder derde
çareyi Şimdi Sertabib´e Lokman
dediler
-18- Hey yarenler bu dünyanın Ne tuzu ne tadı kaldı Tükendi balı kaymağı Ne yoğurdu südü kaldı Şer tohumları ekildi Şeriat göğe çekildi Dava ya akçe döküldü Ne müfti ne kadı kaldı Yandı gitti asıl ocak Ne kıyı kaldı ne bucak Varıp müşkil danışacak Fitne fücur adu kaldı Hey Allahım yareden Kurtar bizi Vareden Doğru söz kalktı aradan Hemen dedi kodu kaldı Ey Güzide mahluk şaşdı İblis araya dolaşdı Karışdı cihan karışdı Evvelkinin adı kaldı
-19- İbret ile baktım fani
dünyaya Kimselerde ahd-i vefa
kalmadı Herkesin hizmeti kendi
nefsine Kimseden kimseye fayda
kalmadı Herkes öz başına rahat aradı Dört kapının ancak kalmıştır
adı Bitmiş bu dünyanın lezzeti
tadı Gönüllerde muhabbet safa
kalmadı Artık bilinmiyor gerçeğin
işi Kin kibirle doldu dışıyla
içi Yularlandı şeytana insanın
başı Nasihat tutacak kafa kalmadı Şimdi rağbet düştü yalana
düşe Herkes meyil verdi altın
gümüşe Tarikat yoluna Hünkar yetişe Muhibde müridde vefa kalmadı Güzide der unutma ikrarı
andı Çoğaldı dünyanın tuzağı
fendi Nice Süleymanlar tahtından
indi Yalandır bu dünya Nuh'a
kalmadı
-20- Medet Allah ya Muhammed ya
Ali Dertliyim derdime dermana
geldim Bûnlardan kurtaran Bektaş
Veli Dertliyim derdime dermana
geldim Hasan Hüseyin'le arttı
firkatim Zeynel Bakır Cafer melce-i
zatım Kazım Musa Rıza kabul eyle
hacetim Dertliyim derdime dermana
geldim Taki'den Naki'den ola
hidayet Hasan Askeri yareme el kat Muhammed Mehdi dardayım
gayet Dertliyim derdime dermana
geldim Dervişlerin girer şala abaya Sehven hata ettim geldim
tövbeye Niyazım var Hacı Bektaş
Veliye Dertliyim derdime dermana
geldim Güzide der Mevla'm sen bak
halime Medet mürüvvet fırsat verme
zalime On iki imam yardım eyle
kuluna Dertliyim derdime dermana
geldim
-21- Medet Allah Ya Muhammed Ya
Ali Kalma kusuruma aman efendim Pirim Hünkar Hacı Bektaşi
Veli Kalma kusuruma aman efendim Hatice Fatıma Düldül ü
Kamber Ya Hasan Hüseyin Şibbir ü
Şebber Bi-hakkın Abidin Bakır u
Ca´fer Kalma kusuruma aman efendim Kerem kıl İmam Musa-i Kazım İmam Rıza budur senden
niyazım İşimiz şehve ile hatadır
bizim Kalma kusuruma aman efendim Şah Taki ba Naki şaşırma
yolum Askeri Mehdi´ye ayandır
halim Gayret sana düştü Pir Sultan
Balım Kalma kusuruma aman efendim Katibi´m erenler kerem
kanidir Gönül görmek çün onların
şanıdır Dediler sizleri cömert
ganidir Kalma kusuruma aman efendim
-22- Medet mürüvvet şu alemi
yaradan İnsanın önünden geçilmez
oldu Dört Kapı Kırk Makam kalktı
aradan Hallolup müşkiller seçilmez
oldu Döndükçe bu devran tersine
döndü Nice Süleymanlar tahtından
indi Şimdi tir endazlar hımara
bindi Merkebin tavrından geçilmez
oldu Eşek ile küheylanlar yarıştı Bülbülün gül ile hali
değişti Tatlı suya acı sular karıştı Bozuldu lezzeti içilmez oldu Kargaya şahin derler kuzgun
baz oldu Bu mahluka davul zurna saz
oldu Kısalar uzayıp serv-i naz
oldu Danalara kaftan biçilmez
oldu Ut hicab kalmadı gelinde
kızda Şimdi sofular gönülde sözde Biganeler hisse almaz bu
sözde Gayri Hak'dan yana gidilmez
oldu Esti şu cihana gaflet
yelleri Yıktı harap etti bütün
illeri Hain hırsız kesdi doğru
yolları Bak gör doğru yanlış
seçilmez oldu Güzide'yim aktı didemin yaşı Elden çıktı elden ademin
başı Sineme uğradı hasretin kışı Dolu badelerim süzülmez oldu
-23- Men aref sırrına vakıf
olmayan Ma´nada bir huyu hayvan
sayılır Dört Kapı´yı, Kırk Makam´ı
almayan Her işi kem, eksik, noksan
sayılır Dünya arkasınca eyleme telaş Bir ehl-i kamilin önüne
dolaş Umman olayım dersen katreye
ulaş Katreyi bulanlar umman
sayılır A´madır her suya karışıp
akan Varıp bir çöplüğe yükünü
yıkan Soyunup meydanda irfana
çıkan Hakikatte o kişi merdan
sayılır Güzide´m yüz sürüp geldim
meydana Medet senden şahım kalman
noksana Edeb sahibi yoldaş olsa bu
cana Hak onun katında mihman
sayılır
-24- Muhammed Ali´nin güzel
yolları Düşmüş ayaklara sürünür
gider Cihanı kaplamış küfür
dalalet Mahlukun önünden görünür
gider Dede derviş inkar etmiş
pirini Sormazlar talibin kisb ü
karını Önüne getirsen kanı irini Helal haram demez barınır
gider Talibim demiş sapmış rah-ı
haktan Ona talip demek bir kuru
bühtan Giyinmiş eynine envarı
kaftan Başına taç etmiş vurunur
gider Katibi´m der gaflet meyinden
içer Sabra kararı yok göğ ekin
biçer Yılda bir kör bulur önüne
geçer Sanki günahından arınır
gider
-25- Sana bir nasihatim var Gel yanıma hele kardaş Uzakta arayıp gezme Gitme ilden ile kardaş
Yarar isen Hakk'a yara Bulasın derdine çare Her suyun geçidin ara Gitmeyesin sele kardaş
Dünya bir acayip haldır Kimi elif kimi daldır Bu bir başka derin göldür Düşmeyesin göle kardaş
İman eyle kıyamete Girmeyesin siyasete Karga olma necasete Arı ol gel bala kardaş
Dinle okunan fermanı Bulasın derde dermanı Terse savurma harmanı Tane gider yele kardaş
Harama sunma elini Her dem hıfzeyle dilini Haramla kirletme elini Halden gelir bela kardeş
Dünyaya satma varını Gelip yüzerler derdini Cahile deme sırrını Destan eder dile kardaş
Bu sözlerin Bektaş-i'ye Yanılıp gitme Nakş-i'ye Uyma hal bilmez kişiye Taş getirir yola kardaş
Güzide geldi cihana Çok şükür olsun Süphan'a Halin arz eyle sultana Minnet etme kula kardaş
-26- Sen seni yitirip gezme ırağı Sen seni gör cümle eşya
sendedir Sen sende bulursun sende
gereği Sen seni gör cümle eşya
sendedir
Adem değil midir. Allame-iesma Adem değil midir nev-i
musliha Adem değil midir Müsha-i
kübra Sen seni gör cümle eşya
sendedir
Adem değil midir bab-ıeyvallah Adem değil midir ol Resul
Allah Adem değil midir sırr-ı
Seyfullah Sen seni gör cümle eşya
sendedir
Adem değil midir nur-uarşullah Adem değil midir kenz-i
sırrullah Adem değil midir Kabe
beytullah Sen seni gör cümle eşya
sendedir
Yedi iklim yedi deryasendedir Yedi ayet yedi esme sendedir Yedi kitap yedi bina
sendedir Sen seni gör cümle eşya
sendedir
Özün bilmeyene echel dediler Yola gitmeyene efsel dediler Benliğin farkedene ekmel
dediler Sen seni gör cümle eşya
sendedir
Sen seni görürsen sensindelalet Sen seni görmezsen sensin
delalet Sen seni islah et ki gele
inayet Sen seni gör cümle eşya
sendedir
Sen seni bilirsen yeksanolursun Sen kendi derdine derman
olursun Sen seni bilmezsen pişman
olursun Sen seni gör cümle eşya
sendedir
Katibi der ki suret-i Rahman Ademdir cümleye delil-i
bürhan Habersiz dolaşma ey gafil
insan Sen seni gör cümle eşya
sendedir
-27- Sırr-ı men arefden haberi
olmayan Gelip meclislerde
babalanmasın Kurba Ayeti'ne vakıf olmayan
Orada burada hocalanmasın Yük üstüne yüksek binalar
çatıp Bal içine soğan sarımsak
katıp Talib köşesinde safsata
satıp Kendini bilmeyenler
böbürlenmesin Atsın içindeki çirkin
huyları Çekip kopaıtmasın çürük
yuları Zemzem diye her gördüğü
suları İçip sarhoşlukla
badelenmesin Asıl-zade asıl evlad kanı
olan Şem'a olan taban olan gün
olan Ölmeden evvel ölüp Hakk'ı
bulan Yanıp kül olsa da
zedelenmesin Güzide der pir postunda
oturan İçip gaflet meyin kendin
yitiren Gahi benlik gahi gurur
getiren Hünkar himmetinden nasib
almasın
-28- Sofu bizi niçin ta'an
edersin? Hakk´ı bilmek midir suçumuz
bizim? Leheb gibi puta baş eğmedik
biz Yoktur Menatımız haçımız
bizim Haramdan zinadan kavdan
kaçarız Hakk´a doğru menzil menzil
göçeriz Can baş meydanında serden
geçeriz Kurban-ı ilahidir koçumuz
bizim Kırkımızı bir tel ile
yederler Azmeyleyip Hak'dan yana
giderler Gönül ka´besini tavaf
ederler Günde yüz bin kere haccımız
bizim Sırr-ı Bektaşiyiz ayrı
değiliz Hemen sağ gezeriz sayrı
değiliz Birlikdeyiz ayrı gayrı
değiliz Bir kişi sayılır üçümüz
bizim Sırr-ı men arefden nefsimiz
bildik Mürşid kapısına tevbeye
geldik Gönül aynasını pak edip
sildik Taşradan görünür içimiz
bizim Kimimiz bir yerde irfan
açarız Gevherler saçıp müşkiller
seçeriz Hakikati iman ile geçeriz Can çıkmadan yunur ölümüz
bizim Cümlemiz bir yerde mest
oluruz Mest oluben serden baştan
geçeriz "Şaraben tahura"
kevser içeriz Aliyye`l Murtaza suçumuz
bizim Kimimiz bir yerde cem oluruz Dizilmiş bir tesbih muhib
oluruz "Lahmike" kavlinde
bir can oluruz Kimi kardeş kimi bacımız
bizim "Ente mut"un
sırrına vakıf olmuşuz Sağ iken ölmezden evvel
ölmüşüz Ayne´l yakın Hakk´ı burada
bulmuşuz Divanda sorulmaz suçumuz
bizim Güzide seyretti arşda
zeminde Hakkı isbat eder birlik
ceminde Akıl meclisinde irfan
bezminde Bulunur bir iki kaçımız bizim
-29- Yer oynayıp gizli sular akınca Ezan tebdil olup kanun çıkınca Hükm-ü şeriatın kavli kalkınca Softaların azdığı yıllar gelecek Dünya sütlü meme herkes emiyor Fitne fücurluğu elden komuyor Hiçbir kimse malım yeter demiyor Alıp götürmeye yeller gelecek Kudretli kalleşe beli-bes diyor İşleri bitince ketm-i dost diyor Evlat babasından hizmet istiyor Ektiğimiz biçmedik yıllar gelecek Her düvel ayakta bu nasıl hikmet Dünya benim diye kılıyor gayret Ne Allah´tan korkar ne sayar ahret Şehirler batıran harbler geliyor Güzide okur akdan karadan Hünkarım ayırma cemden sıradan Bizi o günlere koyma Yaradan Hayrı şerri belirsiz kullar geliyor
- Ozanlarımız - |