Âşık Remzâni |
AŞIK ESİRİ 82
Hazırlayan: Hasan OYTUN
Esiri'nin asıl adı Mehmet'tir. Babası Kasım Ağa Hekimhan'ın Hasançelebi bucağına bağlı Basak köyü halkından olup 18. yüzyılda
yörenin en ünlü aşıklarından biri olarak bilinen Baboğ Dede'nin dördüncü
oğludur. Kasım Ağa, Baboğ Dede'nin vefatından sonra kardeşlerinden ayrılarak
Basak köyü yakınlarında bulunan Güvenç köyüne yerleşmiştir.
Mehmet (Esiri) 1843'de ailenin üçüncü çocuğu olarakGüvenç köyünde dünyaya gelmiştir. Köyde okuma yazma öğrenip günlerini çobanlık
yaparak geçiren Mehmet, dedesi Aşık Baboğ gibi iyi saz çalar, usta malı
şiirlerin yanında kendi deyişlerini de söylemeye başlayarak yakın çevresinde
Aşık Mehmet olarak adını duyurur.
Aşık Mehmet 20 yaşına geldiği zaman artık kabuğuna sığmaz olur ve bir gün kardeşlerine "Benim özümde
muhabbet coş eyledi. Ben Hacı Bektaş'ta Feyzullah Çelebi'yi ziyarete gideceğim" diyerek köyünü terk edip Hacı Bektaş'a gider. Feyzullah Çelebi'den
manevi himmet alarak aşıklığını beyan eder. Aşığın sazını ve sözünü dinleyen
Feyzullah Çelebi "Söyle Esiri'm sakla sırrımı" deyince artık şiirlerinde Esiri mahlasını kullanmaya
başlar.
Güvenç köyünde evlenen Esiri, ileri yaşına rağmen köyünü terk ederek çocuklarıyla yine Hekimhan 'ın merkez
köylerinden Çulhalı köyüne yerleşir. 1913 yılında 70 yaşındayken Çulhalı
köyünde vefat eden Esiri, bu köyde defnedilmiştir.
-1- Afitap hüsnünde nedir bu
nikap? Sensiz nice olur seyranını dostum Mübarek dilinden söyle bir
cevap Bir çift kelamına hayranım dostum Sensiz bana bu dünyanın varlığı Serim ere gördü ihtiyarlığı Bu kahbe feleğin sitemkarlığı Kan ağladı çeşmi giryanım dostum Şerh
edem
ahvalim duyun gaziler Serime yazılmış muhanet
yazılar Aşık
maşuku, bülbül gülün arzular Kavuşturdu
kadir
sultanım dostum Kelpi rakip şaz oluben gülmeye Yek yek yele her giz murat
olmaya Sultan gerek kul kıymetin bilmeye Yazdı
dergahına kurbanım dostum Esiri saz elinde hoşu zar eden Aşık
olmaz
dost cevrine ar eden İnsi,
cins-alemi
yoktan var eden Sana verdim ahdim peymanım dostum
-2- Ağlasana Sefil Mecnun -3- Anasır
gömleğin giydim serime Uyudum
gafletle bu yana geldim Meğer
üçler ağah imiş sırrıma Kün
dedi erenler uyana geldim Karnında
akladı Yunus'u balık Balık
bahane oldu emretti Halik Dört
kapı erkanın verdiler salık Gizli
sır içinde ayana geldim Halas
buldu hidayete erenler Aşk
olsun dediler gerçek erenler Eleste
demine ikrar verenler Alım
satım edip dükkana geldim Batıl
dava kılmam birdir pazarım Anın
içün böyle sermest gezerim Üç
huruftan dört kitabı yazarım Okudum
defteri divana geldim Gel
Esiri oku deccal bu dersi İsmi
azam budur ayetel kürsi Ne
Suryani ne Arabi ne Farsi Aşka
düşüp Türki lisana geldim
-4- Arifler yoklamış halli
halince Yine talip bilir pir kıymetini Suçlu suçsuz ulu divan
olunca Pervaneler bilir nar kıymetini İhlası
yoldaş et olasın
talip Düşüp
marifetten
gezdirme kalıp Aşık
olup
candan maşuku
bulup Derler aşık bilir yar kıymetini Şaraban
tahurdan
lezzet kapanlar Dört kapıya kırk makama
tapanlar Konup gül dalına yuva
yapanlar Bülbül bilir gülizar kıymetini Sımn
deme
iki yiizlü kallaşa Yarın
zebaniler
başına üşe Mihenkte bir m'olur cevahir taşa Ancak sarraf bilir zer kıymetini Gel Esiri meyil verme her
dile Sadık
dost
gerek ki halinden bile Damgasız
metai
alma bir pula Bezirganlar bilir şar kıymetini
-5- Artırıp
feryadım ey gülü gonca Beni
bülbül gibi nalan edersin Bulamadım
aşkın gibi eğlence Ne
sebep katlima cevlan edersin Yürekte
yaram var can sızlar yine Aşkın
deryasına saldım sefine Bir
gün beş gün olsa çekmesine ne Dostum
bu cefayı elan edersin Ferhat
Şirin için dinle zarını Yere
çaldım namus ile arımı Yusuf
gibi Zelha için yerimi Efendim
cahile zindan edersin Koylanır
yürekte yaralar taze Bu
derdin dermanı dedim ustaza Şazlık
gösterip iptida bize Sonra
gam şehrine mehman edersin Esiri
der, yara senin, em senin Vahdet
senin devran senin dem senin Esiri
adüsü olma kimsenin Kul
iken özünü sultan edersin
-6- Arş
yüzünde çarhı semah tutarsın Telli
turnam uğrar mısın sılaya? Eski
derdime yenisin katarsın Telli
turnam uğrar mısın sılaya Olasınız
Ul(u) Allah'a emanet Turnam
ak kuğ için olma hiyanet Bir
emanetim var Hünkar'a ilet Telli
turnam uğrar mısın sılaya Yaz gelince civgaların düzgündür Şu
senin
sesinden bağrım
ezgindir Bozok'un şahini, bazı azgındır Telli turnam uğrar mısın sılaya Harmandalı
güzelinden geçersin Rum
iline doğru kanat açarsın Yarın
Seyfe göllerinden içersin Telli
turnam uğrar mısın sılaya İsmini
zikreder dilde de bari Günahlar
içinde kulda de bari Garip
Esiri'yi yolda de bari Telli
turnam uğrar mısın sılaya
-7- Âşık
değil miyim mahım -8- Aşık
maşukuna geldi işaret Afitap
hüsnünü gördü bu gözler Sevdayı
zülfünden koptu kıyamet Şükür
kabul oldu niyazlar nazlar Yara
yar olanlar dert ehli bütün Haktan
ilham ere alınmaz sütun Aşıklar
ediyor Sultanlar metin Efendime
malum diye bu sözler Cemalin
görünce ey burcu ala Çok
şükür maksudum veriptir mevla Senin
hasretinden dedim vareyle Geçti
şita erdi baharı yazlar Nice
şerh edeyim sensiz günümü Ayrılık
ateşi yakar canımı Hak
bilir görmesem mehribanımı Gam
fırakın odu sinemi közler Esiri'yi
bu sevdaya saldın sen Günah
ettim şükür ihsan ettin sen Müjde
oldun gönül arzum buldun sen Kadim yapmış bu binayı ustazlar
-9- Aşık
oldum yarin hub cemaline Maşuk
olup türlü derde salansın Yolum
düştü muhabbetin iline Ne
haddim var eden sensin kılansın Ahi
fırakından yarem tutuşur Can
bülbülü kafesinde ötüşür Yar
gelirse yaralarım bitişir Merhem
sensin, yara sensin, çalansın Yusuf
gibi Mıs(ı)r elinde bir zaman Cah
içinde halim oldu pek yaman Çok
hikmet geçirdi bu çarhı devran Cümlenin
üstüne sultan olansın İki
Elif, Lam He'demi bulayım Okuyup
manadan hisse alayım Senden
gayrı kim var kimden bileyim Denmedik
işleri cümle bilensin Esiri
olunca nefsine galip Ol
vakit olursun Mevla'ya talip Aşkın
gemisini deryaya salıp Derya
sensin umman sensin, dalansın
-10- Aziz başın için
gel doğru söyle Bu süt bal dudaklar nereden
sana Aşığa
cevretmek
nedir bu böyle Bu ahmer yanaklar nereden
sana Ey sevdiğim aşıkların hocası Aklını
zay'etmiş sana nicesi Gördüm ki donanmış bayram
gecesi Kınalı
parmaklar
nereden sana Sevdiğimdir
Esiri'nin
meşkından Seyreyledim bahar ayı coşkundan Gördüm ki oturmuş cennet
köşkünden Firdevsi otağ'lar nereden
sana
-11- Bekledim
divar peykesin
-12- Beri
gel hubların şahı
-13- Bihamdülillah
demanımız
-14- Bir garip bülbülüm arzum
güllere Gece gündüz, ahü
zar benim için Aşık
olup
meyil verdim bir cane Herdem kahrı lütfu
kar benim için Neylesin derdile bilmem ben
geda İşimi
zar
etti ol bahri Huda Aziz başın için
ey bari seba Söyle o canana var benim
için Görmedim visalin geçti çok
zaman Bana yara açtı ol kaşı keman Cevrini çektiğim gül
yüzlü canan Ne sitemler kılar gör
benim için Mecnun gibi düştüm sahra
çöllere Ol yar destan etti beni
dillere Karışıp
gittiğim coşkun sellere Açtı
hicran
yara yar benim için Esiri geçmiyor bir günüm gamsız Olur mu aşığın didesi
nemsiz Yar melhem etmezse biter mi
emsiz Tatlı
merhem
eyle ver benim için
-15- Bir
güzel Allah'a tapıp
-16- Bir
sadık yar gördüm dalgam taşırdı
Sevdaya düşürdüm sevdasız seri
Sensin var eyleyip veren nasibim
Nazar eyle şu bülbülün ötüşün
Gel Esiri bi-bakayı yaptırma
-17- Canım yaraladı Azrail
-18- Cemalin görmektir muradım kastim Şöyle
bir
adalet yardan ayrılmam Yürekte yare var gül yüzlü
dostum Sen gibi Lokman-ı vardan
ayrılmam Yusuf gibi bekle dersin zindanı Yolunda vereyim bu şirin canı İsterse
boynuma
taksan urganı Enel Hak söylerim dardan ayrılmam Bi haserler üç huruftan ayrılmaz Bu deme ermeyen naci sayılmaz Kör sofu ikrar et inkar sayılmaz Mürebbi musahip birden ayrılmam İptida
nefsine sitem sürmeyen Talip olur tecellaya ermeyen Bu sırrı manada
etmezem beyan Bülbül oldum gülizardan ayrılmam Esiri mürşitten aldım sebakım Demirim Horasan cevherdir zarım Gülnakım
gülşenim bostanım bağım Gerçek meydanında kardan
ayrılmam
-19- Cenabi bariden almışam destur Fırat
suyu
Kerbela'ya varınca Benim için o sultana yüzün
sür Fırat
suyu
Kerbela'ya varınca Yazam da gönderem pire bir
name Vasfını
yazmaya
acizdir emme Ziyaret eyleyim ibni imame Fırat
suyu
Kerbela'ya varınca Gitmiyor gönlümden gam ile
gussa Götür selamımı ol hassı hasa Bildir ahvalimi Celal Abbasa Fırat
suyu Kerbela'ya varınca Susuz kalmış Kerbela'nın çölü
de Gece gündüz ağlamaktır yolu
de Esir olmuş Kerbela'nın çölü
de Fırat
suyu
Kerbela'ya varınca Götür niyazımı Şah-ı cihane Razı
mıyım tekkesinde kemane Samura çölünde sahip Zamane Fırat
suyu
Kerbela'ya varınca Anneler ayrılmaz emlik
kuzudan Haber almış yürekteki
sızıdan Destur aldım Abdülvahab
Gaziden Fırat
suyu Kerbela'ya varınca Nazar
kıldım Esiri'nin meşkine Yüz
sürürüm otağına köşküne Hünkar
Hacı Bektaş Veli aşkına Fırat
suyu Kerbela'ya varınca
-20- Çalıya
çırpıya hara bağlanma Eğer
bülbül isen güle doğru gel Bi
vefanın ikrarına bağlanma Mansur'un
gittiği yola doğru gel Sakın
ol çıkarma sırrını faşa Yol
eri ol hain olma yoldaşa Derler
çoktur iki sevda bir başa Birlik
makamında hala doğru gel Çıkarırlar
yoldan ahdin bozanı Arif
hiçe yazdı küfür yazanı Gel
sofu tan etme sarhoş gezeni Hak
nazar ettiği kula doğru gel Gel
Esiri birle settar ismini Gaziler
meydanda çalar hasmini Kavli
sadık nara yakmaz cismini Güvenme
bu genci mala doğru gel
-21- Derdimend olduğum kime
şerh edem Sinem kalkan ettim adu taşına Bu fırkat elinden
bilmezem nedem Dost merhamet etmez gözüm yaşına Geçti demi devran ezelki çağlar Bülbülün feryadı gül
ilen bağlar Gurbet elde benim gönlüm kim
eğler Türlü dert eyledin sinem başına Yavru şahin gibi
tutuldum tora Hikmetler sahibi terahhüm kıla Mahi gözlüm tezkin urmam göz
göre Sen sakla uğratma gönül
kışına Geçmiyor ikdamım kesildi
çarem Başlar
hicran
vermiş onulmaz
yarem Sen dururken varıp kime
yalvaram Salma her tabibe beni boşuna Esiri yaram göz göz olmuştur Bir saçı Leylada arzum kalmıştır Vahdet gülü gazel olup solmuştur Yarap ihsan eyle dedim başına
-22- Dilber ben seni severim
-23- Doğrusun söyleyen talip
-24- Doğruyu
söylemez Kırım tilkisi Önüne
geleni kapar savuşur Üstüne
gelince sözün doğrusu Yan
verir önünden sapar savuşur Havai
boşuna gezer serseri Ne
Hakk'ı tanıyor ne peygamberi Başına
derilmiş Mervan askeri Nefsi
için çalar çarpar savuşur Nefsi
için duva yağar yüzünden Asil
zat mı doğar mülcem kızından Haberi
yok serçeşmenin gözünden Kör
gibi tuttuğun yapar savuşur Başına
derilmiş bir takım torlak Kimi
haram zade kimisi zırlak Muhabbet
edişi bir kuru lak lak Meydandan
gözünü kırpar savuşur Esiri
bus eyle deinana eğil Yalancıyı
yende gerçeğe yenil Yüz
bin emek çeksen küheylan değil Ardına varanı teper savuşur
-25- Dokunup incittin yaramı tabip Ateşi
hicrana
takatim mi var? Yar elinden gayrı olmasın nasip Bu çarhı devrana
minnetim mi var? Garip bülbül gülistana zar
eder Kadir mevlam yok işleri var
eder Aşk
ateşi bu sineme kar eder Bu çarhı gerdünde
rahatım mı var? Bu gülşen ömrün
hazan olursa Düşüp
burcu
beden viran olursa Azrail canıma mihman
olursa Gözüm kan, yaş dilde fırkatım mı var? Ciğer
büryan
olmuş dilde
gam benim Gönlüm gürhan gözlerimde nem
benim Garip ahvalimden bilir kim
benim Bir saçı leylaya hasretim mi var? Esiri der, garip gönlüm fıraktır Kaldım
gurbet
elde sılam ıraktır Gönlüm sana bir eğlence gerektir Benim ağyar ile
sohbetim mi var?
-26- Efendim minnet bağını
-27- Eğer
dertli isen dile çareyi Muhabbeti
bilen dermanı sende Açup
orçum gösterme şu yareyi Gafil
gezme gözle lokmanı sende Açarsan
ehline aç ki bağlaya Tatlı
merhem ile seni eğleye Sağ
yere ser ver ki yaren sağlaya Rıza
mülkünün sultanı sende Hakka
teslim olur korkmaz ölümden Şah
adildir, münezzihtir zulümden İblise
uyupta olma zalimden Aynel
yakın seyret rahmanı sende Tanı
bir mürşitten ikrarın tanı Terk
etmeden sıla eyle vatanı Muhabbet
şehrinin şahı sultanı Sıtkıyle
görürsen mehmanı sende Er
isen namerdi şanna koma Kesret
verirsin kurulmuş deme Gel
Esiri hakikata la deme Küfriken
bulasın imanı sende
-28- Eğer
yolcu isen bul pazar başın Şah
dururken şara minnet çekilmez Merdane
pazar et hazin kumaşın Rızasız
kara minnet çekilmez Sermayesiz
varma şardan kovarlar Kıymeti
bilmezsen baştan savarlar Hakikatli
canı özden severler Yar
olmadan yara minnet çekilmez Korusuz
bahçede nebatat bitmez Ham
olur meyvası arifler tatmaz Bin
nasihat etsen cahiller tutmaz Gül
dururken hara minnet çekilmez Kamil
mürşit demanını boşlama Hoyrat
gibi her gördüğün taşlama Mervan
gibi na hak işi işleme Fırsat
gider kara minnet çekilmez Esiri
pek yapış ihlas demana Salmayın
hiç gönül kuşun dumana Olur
olmaz diye düşme gümana Yok olursun vara minnet çekilmez
-29- Ehli beyti bir bilmeyen
-30- Erenler boyuma bir kaftan
biçti İsmimi
deftere
naci yazdılar Kiraman katibi bir defter açtı Önün tatlı sonun
acı dediler Kul sultana düştü taksim
ettiler Her zehrini bal eyleyip
yuttular Muhabbet şehrine doğru gittiler Fehmedüp altunu tucu yazdılar Cemalin görmeye överim gayet Her hazretinden dilerim
himmet Murtaza'dan doğru bu
ilm-i hikmet Muhammed başında tacı yazdılar Nazargahı
nuru
alnında gördü Aşık
Sadık anda hikmete vardı Muhammed bu sırrı kırklara sordu Hatice, Fatıma bacı yazdılar İçirdiler
kevser
suyun lezzetle Aşık
bulur
maşukunu elbette Esiri der, gerek dünya
ahrette Cemalin göreni hacı yazdılar
-31- Erenler yaktı çıramız
-32- Ey benim sevdalı başım
-33- Ey gaziler bugün seyran
içinde Güvercin donunda geleni
gördüm Elif taç başında nikab
yüzünde Darı
çeçde
namaz kılanı
gördüm Arıyorlar
yol
oğlunun ipini Bir zat gördüm gerçeklerin
hepini Medine'de biten hurma çöpünü Ak devin bendini çözeni
gördüm Nasip vermek bize gerçekler şanı Şükür
bize
nasip verdi bu nanı Cennet meyvasının kudreti
honu Önümüze sofra sunanı gördüm Arafat dağında hacılar hacda Bezirgan yük bağlar harami
hacda İresule
refik
olan miracda Doksan bin kelamı bileni
gördüm Kulak verin Esiri'nin ahına Yüz sürmeğe geldim
pir dergahına Fazlı
bile
bile kişmir şahına Özünü pazara salanı gördüm
-34- Ey gaziler neler geldi
-35- Fırgatlı fırgatlı ne inilersin
Sazım sana yad düzen mi düzdüler
Sana kelam söyler davudi diller
Beş perdeden çalınıyor bağlama
Niçin yas tutarsın giydin karalar
-36- Gafil bu damı duzaktan
-37- Gâhı sarhoş gâhı bengi
-38- Gam ü hasretden usandım
-39- Gel ey gönül mülk edinme bu
dehri Eli göçmüş ıssız hana
dönersin Bal diye sunarlar akıbet zehri Tacı
tahtı bimekana dönersin Verme iradeyi nefsin eline Salmaz seni hakkın doğru yoluna Ecel yeli değer ömrün
bağına Pençe vurmuş aşiyane dönersin Duydun duymadın mı Bermeki
şahı Emrine muntazır bunca
sipahi İnsin
cinnin
padişahı penahı Davut oğlu Süleymana dönersin Zale Rüstem gibi hükmün
yürüse Ne haletki dünya benim
derise Zerrece başında aklın varise Yurdu ıssız kahribana
dönersin Bu felek oncasın eyledi
berbat Hiç gelip geçenden almadın m'irşat Ne idi cihana gelmekte
maksat Esiri der la mekana dönersin
-40- Gel
ey taharetsiz faki
-41- Gel
olma tabi vesvese
-42- Gel sofu birinci başta
İkinci benliği bırak
Üçüncü budur bil haktır
Dördüncü akıllar ermez
Beşinci etme gaybeti
Altıncı budur şeş cihat
Yedinci yediler işi
Sekizinci bir hak kelam
-43- Gel talip dört kapı kırk makam
sende Irak gezme yakın gözle
cananı Arayıp
maksudun
bulasın tende Vücudun şehrinde gözet
mihmanı Her özün bilmezi mihenge
vurma Hazer kıl cahilin yanında durma Manadan bilmeze mesele sorma Arif vardır ıssız sanma
cihanı Hizmet et gerçeğe ademi
zata Sıtk
ile eresin
sırra hikmete Huriler gılmanlar destinden
tuta Ebet görmeyesin narı mizanı İkrar
ver
özün meydana getir Varını
Muhammed
Ali'ye yetir Cafer erkanına özünü
götür Okuyasın
ol
defteri imranı Gel Esiri şaşma doğru ırahtan Dile maksudunu kadir ilahtan Özün ayma Beytullah'tan
dergahtan Sakın
hali
görme kevni mekanı
-44- Gerçek
erler cömert olur
-45- Geldi kavim kardeş döküyor
kan yaş Bilmedim derdini yareli kardaş Kendi civan, kara sakal çatık kaş Bulmadı
derdime
dermanı felek Kesti bacıların zülfü
telini Kime ısmarladın taze
gelini Bahçede gülünün kırdın dalını Akıttın
didemden
alkanı felek Kalkmıyor
kollarım kırıldı dalım Kimselere beyan edemem halim Hiç mi acımadın ey kanlı zalim Söylettin dillere destanı felek Geri çıkmış kahbe
felek öğünür Bu hengame düşmanların sevinir Kardeşlerin
sinelerin
döğünür Dar etti başıma cihanı felek Buna çare olmaz yetmiş vadeler Felek göz yaşından sundu
badeler Geldi talip muhib
emmizadeler Yükletti göç etti kervanı felek Gelmedi Şehriban söyledi
sözün Hasretim var deyi yanmadı gözüm Bize görüşmeğe vermedi
izin Dinlemedi mürüvet amanı felek
-46- Gelin hey erenler yola
gidelim Yola yoldaş gerek
müsahip ola Erkan oldur yedileni yedelim Tabipsiz yaraya kim melhem
ola Talip odur pir katında saf
olur Cahil odur ki meydanda laf
olur Aşık
sadık gevheri israf olur Almaz bu cihanın varın bir
pula Hakikat lokmasın verme
talana Gerçekler yuh çeker kavlu
yalana Arif isen gevheri sat bilene Manadan bilmeyen sığar mı yola Tekbirsiz tercüman hakka
geçer mi Er olan yoksulu bayı seçer mi Metasız
bezirgan
dükkan açar mı Manadan bilmeyen sığar mı yola Gel Esiri özün ayırma Hak'tan Şüphesiz
cümleyi
var etti yoktan Gel kardeş hazer
et damı tuzaktan Ecel yetti feryadını kim
duya
-47- Gönül aşık olmuş terkini
uçmaz İsterse
bin
bela çeker ise de Kimse bu dünyanın sefasın
sürmez Didesinden kan yaş döker ise de Yek nazar kıldın mı merdi
pelenge Arifler aşığı sürer
mihenge Gaziler meydanda durdular
cenge Er olan cidarın diker
ise de Meyil verme kılar aklını zail Ehali huplarına gel olma
nail Haktan ne gelürse olalım kail Neyleyim lehleri şeker ise
de Gurap bülbül olup konmaz gülşana Bağlama
gönlünü
leyli yamana Her uçup gezenler olmaz
pervane Sinesin odlara yakar ise de Esiri üstaddan bağla başını Beyan etme her batıla işini Efsane sözlere tutma küşünü Feryadı cihanı yakar ise de
-48- Gönül
bu sarın içinde
-49- Gönül mecnun musun çöller
içinde? Saçı
Leyla
sana böyle rast gelir Söylenip gezerken diller içinde Bir ahdine bütün sadık dost
olur Yar mi olur sandın sana
kallaşı Bünyadın
cemisi bir üstad kişi Kimine giydirmiş atlas
kumaşı Kimin abdal etmiş hırka post
gelir Aşık
gevher madeninden dil olmuş Arif
dürrü meknun manasın bilmiş Hublar
mesti mudam badeler dolmuş Kemal
artır kamil demde üst olur Bir kişi özünü bilmez ne zattır Haşa
lillah memat değil hayattır Lakin benlik bir beyhude sıfattır Doğru
desen eğri değer kast gelir Hamdülillah
murat aldım deminde Yarı
gördüm yakaların eminde Derdimend
Esiri hublar ceminde Şükür
pir elinden içip mest gelir
-50- Gülü seyran bahçesini
gezerken Yolum yara düştü eğledi meni Hayalini kalp evine yazarken Zinciri zülfüne bağladı meni Her zaman salınur bir
selvi huban Hak bilir ki serde aklım perişan Çok yalvardım dedim
mürvet elaman Arzettim halimi dinledi meni Yaktı
bu
sinemi fırakın
odu Dertliler dermanı Allahül
hadi Dedim ezel kurmuş kuran
bünyadı ………………………………. Şükür
rast
geldi didar didara Sucut ettim gani Balım Sultana Tuttum kiribanım yara
yalvara Deli misin deyi tanladı meni Nice şerh edeyim men bu destanı Velhasıl
buldum
çeşmi mestanı Esiri ömrümün bağı bostanı Yaktı
aşk oduna
dağladı men
-51- Hak(ı)
kata uyan talibin
-52- Hamdülillah bir ikrara başkodum Can bir, cihan iki canan
elverir Dostu sevdi deyi çok oldu
adüm Bizi zemmetmeye züban
elverir Muhabbet namesin tahrir
eyledim Yara her halimi takrir
eyledim Sen sakla sen belde diye
söyledim Cefa ise şahi cihan elverir Aşıka
adettir
sevmesi hubu Sadık
sarraf
olur seçer mahbubu İrakıplar
feyli
şeytana tabi Düşmana
bu
kadar meydan elverir Aşık
olmayınca bade içilmez Okuyup yazmazsan mana
seçilmez Har biten yerlerde gülşen açılmaz Bülbüle bu nafe efgan
elverir Gel Esiri hazar eyle batıldan Bilmez misin kemal doğmaz cahilden Er olur mu özün gören
gafilden Er isen körlüğe nişan elverir
-53- Hattı
üstüva yedi kat
-54- İblis inkâr etti Hakkı
-55- İki
nesne harap etti şehrimi Bir
gelmesi yarin, bir gelmemesi Sarf
eyledim elde olan malımı Bir
gelmesi yarin, bir gelmemesi Hubap
olup derya yüzün dolandım Hamdülillah
bir katara ilendim Dert
içinde dürlü derde belendim Bir
gelmesi yarin, bir gelmemesi Sinem
döndü hicranının dağına Bülbül
arzu çeker gülşen bağına Gözlerim
yar gele hubluk çağına Bir
gelmesi yarin, bir gelmemesi Yar
gelince bülbüllerim ötüşür Arılınca
her yaralar katışır Bu
sinem dert ile yanar tutuşur Bir
gelmesi yarin, bir gelmemesi Esiri
der aşıklara yol böyle Naz
ederse Sultanına kul böyle Sevişmenin
ayrılması fal böyle Bir
gelmesi yarin, bir gelmemesi
-56- İki tekmil sene üçtür
-57- İş bu noksan bin kelâmın
-58- İşte
geldi geçti ömür kervanı Yalan
dünya ne gününü gördüm ben? Bunca
safa sürdüm akibet fani Yalan
dünya ne gününü gördüm ben? Azrail
mihmanım olur bu tende Yetmedi
takatim tuttuğu demde Taktın
meni bir görünmez kemende Yalan
dünya ne gününü gördüm ben? Samur
kalpak geyip sancak mı çektim? Çevre
yanı surlu boçamı diktim? Bezirganlar
olup şerit mi söktüm? Yalan
dünya ne gününü gördüm ben? Satranç mı oynadım elmas
taşınan Şikar
mı avladım ispir kuşunan Devran mı sürdürdün yaren eşinen Yalan dünya ne gününü gördüm
ben? Libaslar mı geydim türlü kat inan? Saray mı yaptırdım imaratınan Udamı salladım arap
atınan Yalan dünya ne gününü gördüm
ben? Bunca kahramanı Halil'i
nettin? Zali Rüstem gibi hanı terk ettin Ahir Esiri'yi hakisar ettin Yalan dünya ne gününü gördüm
ben?
-59- Kançeride bülbül ötse
-60- Kasırda koyma nüshayı
-61- Kar yağdı tutuldu yollar
-62- Kemha çıkar bizim
dezgahımızdan Kıl
harar
dokuyan kücü değiliz Biz beli demişiz ervahımızdan Tatlı
teveğimiz acı değiliz Mürşidi
kamilden
payımız aldık Üç sünneti, yedi farzı tam kıldık Tavafı
Kabeyi
ademde bulduk Mekkeyi dolaşan hacı değiliz Men ledün ilminin
tefsirleriyiz Rahi tarikatın mukbirleriyiz Dergahı
Hünkarın
kıtmirleriyiz Her kapıda üren
bocu değiliz İşaret
eyledi
bizlere bir zat Atalar belinden görmüşken memat Mürşide
erişip olduk berhayat Biz fenanın namuzacı değiliz El fakrü fahirin libasın giydik Kamil Mürşit meydanında soyunduk Honu kudretinden yeyip
doyunduk Namert sofrasının acı değiliz Muhabbet kişvarın kılmışız seyran Bizi bu ahvalde bilir mi
nadan Aşkın
kürresinde
olmuşuz büryan Kanarada ham paçacı değiliz Esiri fakr için giydi bir
libas Onun için bizi tan eder
vesvas Yüküm tel ibrişim satarım atlas Kendir terbiyesi keçi değiliz
-63- Kenzi madenidir bendeki kalıp Kimse bilmez aslım sır ile
geldim Cihan derya iken ben oldum
talip Ta ezel kandilde nur ile
geldim Cibril ile vurdum deryaya
kanat Çok kayalar kestim dediler
Ferhat Bir vakitte oldum seyirde
üstat Belur sermayede kar ile
geldim Okuttular bana imam dersini Hocam verdi hecesini farsini Taktılar
boynuma
Selman kürsünü Kırklar
meydanına darınan geldim Hocam ile bir mektepte ders aldım Menaref sırrını okudum
bildim Arafat dağında kelimat
buldum Musa'nın
gönlünde
Tur ile geldim Ben şah-ı Merdan'ı acemde
gördüm Okudum Kuran'ı hecemde
gördüm Doksan bin kelamı hocamda
gördüm Horasan'dan bile er ile
geldim Cem oldu bir yere kalb-i sadıklar İhtikatlı
talip
bu sözü haklar İnanmadı
bize
kalb-i fasıklar Kırksekiz
bendedir
can ile geldim Halil gibi beni nara attılar Türlü türlü cefalara kattılar Deri pazarında beni
sattılar Yanardı
bu
cismim nar ile geldim Yapıştım
bir
kadem etekler tuttum Eski bildiğimi hepten
unuttum İrfan
sofrasında
birliğe yettim Eyup gibi işim zar ile geldim Selmanın
verdiği engürden içtim Mansur olup darda serimden
geçtim Destur Hak'tan kanat bağlayıp uçtum Hallac-ı
Mansur'u
dar ile geldim Esiri der şebi şeker bir
olmaz İkilikten
geçmeyenler
er olmaz Talib nihayete sohbet bir
olmaz Hemen anda gökten pir ile
geldim
-64- Kerbela çölünün felaketinden Gökte melek ağlar Hüseyin
deyi Nice gönüllerin hareketinden Ulu sular çağlar Hüseyin
deyi Muhammed Mustafa giydi karayı Kimler fark eyledi işbu sırayı Ezelden bildirdi yevmül cezayı Kara donlar bağlar Hüseyin
deyi Ne cevabın vardır aduya
bidin Meğer
ki
gönlünde var
imiş bir
gün İmam
ibni
imam değil mi
Hüseyin Matem ilen ağlar Hüseyin
deyi Yezid bayram etti olsun
teberra Arayışı
düştü batılı para Utandı
imamdan
hüsn-ü Kerbela Ahu feryad eder Hüseyin deyi La'net eyle Yezid'e Esiri
her dem Sene başı eyler tezdidi matem Didarım
fırgatlı gönlümüz büryan Var yürekte dağlar Hüseyin
deyi
-65- Lale, sümbül, gül, ireyhan kokuşlum Şöyle
bir
civana yandırdım
bu
gün Yavru şahin tor
balaban bakışlım Şöyle
bir
civana yandırdım
bu
gün Hayli zaman oldu sevdası serde İntizarını
kaldı sevgili yarda Ben şu halde serbest gezdiğim yerde Şöyle
bir
civana yandırdım
bu
gün Dilin taze yağdır, şekerdir sözün Hilaldir kaşların mestane
gözün Adın
hep
dilimde işvesi
nazlım Şöyle
bir
civana yandırdım
bu
gün Seni hup yaratmış nurundan
Mevla Beni mecnun etmiş seni
de Leyla Sevdası
serime
er gördü Mevla Şöyle
bir
civana yandırdım
bu
gün Hüsnü metaını eyledim
pazar Mahitap cemalin kılalı nazar Bu Esiri niçin sevdana gezer Şöyle
bir
civana yandırdım
bu
gün
-66- Muhabbet edersen hublar şahına
-67- Muhabbetten yüz dönderen kişinin Lain İblis gibi
ığvasına bak Nefse uymuş haramzade
başının Ulu divan günü belasına bak Satar sıfatını mugallit
kallaş İçi
gubar
adın komuşlar ferraş Mücevher mi olur aslı kara taş Sikkesi bakırdır turasına bak Arifler meydanda urur bin
hata Okumuş
karasın manadan öte İnanmaz
gerçeğe sıfata zata Kasti hanedandır fetvasına bak Yavru şahin diye
avlar çıplağı Aşıklar
fehmeder
karayı ağı Hüvel epter okur dersi sebağı Yürü var defterde imzasına bak Gel Esiri urma nadana aşlak Arif isen hal ehline gönül
tak Gülşene
gel
diye çağırır zambak İnanmazsan
yürü
nidasına bak
-68- Mür(ü)vet ey gevherler kânı
-69- Nasıl gelir yazı kışı
-70- Ne satarsın sarraf oğlu
-71- Peşinden tuttuk bir merdin
-72- Seçmez yediyi sekizi -73- Seni
reftarına intizar iken
Beni çektin gami hicran dağına
Kul edip özünü pazarda sattın
Kan ederim kalbi rakip bakarsa
Esiri'yi çaker etsen kapında
-74- Sıfat uğrusu kallaşı
-75- Sırat mizan kurulunca
-76- Tutup bir ahımı bine
yetirdi Dile destan etti kaşı yay beni Bülbül gibi feryadımı artırdı Yıktı
viran
etti kaşı yay beni Sormadı
ahvalim
bilmem ne hikmet Düştü
gurbet
ile dane-i kısmet Bu sırrın aslına ermedim
mürvet Bak perişan etti
kaşı yay beni Ömrüm bahçesinde yad yelmi
esti Hercai sözlerin canımın kasti Sanırdım
bimarım gözleri mesti Haki yeksan etti
kaşı yay beni Maşukun
aşıka cevri cefası Mürüvvet diyene mekri kazası Dokunma gönlümen çeksin cezası Gözden nihan etti kaşı yay beni Gel Esiri her hikmette bir
hal var Kusuru günahı özünde
bul var Seni bünyad eden üstada
yalvar Yaptı insan etti kaşı yay beni
-77- Uyan gafletinden ey sahip ikrar
-78- Velbağsü bağdel-mevt günler gelince
-79- Yalvardım Mevla'ya geçmedi dilek
Yalvardım Mevla'ya olmadı çare
Kerbela'ya yolladım bir yavru emlik Dedi kurban içinister hah beni
Esiri gel dinle emri hüdayı
-80- Yaradan Allah'tan imdad olmazsa Beyhude sevdaya yelsem çare
ne? Alemler serveri şefkat kılmazsa Ararat günleri kalsam çare
ne? Kimse gelmez feryadıma ünüme Hayıf
yahşi yaman geçen günüme Bir zalim er urup kıysa canıma Hem ağlasam, hemi
gülsem çare ne? Kiraman katibi defter açınca Azm eyleyüp kervan
konup göçünce Bu can kuşu kafesten birgün uçunca Gül gibi sararıp solsam
çare ne? Can titrer cananına yetmeye Bülbül gibi dost bağında ötmeye Bir kamil mürşitten deman
tutmaya Hak nasip etmemiş yelsem
çare ne? Esiri der, haktır kuran
icadı Arifler dilinde muhabbet adı Bir kişiye destur
vermiş üstadı Varsam ana haset kılsam çare
ne?
-81- Yardan ayrılalı işim zar fırak Bildir ahvalimi seher
yelleri Asla kılmaz gönül
bir yerde durak Geçer hayalimden şirin dilleri Aşık
olup
sevdim hakikatli yar Aşkın
zincirine
oldum giriftar Badı
saba
böyle söyle bir bir var Mecnun, Leyla gibi gezdim
çölleri Men seni sevdim ey melek
suret Ayrılmaz
serimden
dert ile firgat Yusuf ile Zelha gibi akıbet Tutuşa
zarımdan Kenan elleri Hey kara gün senin ömrün az
olur Dolanır
neşesi, bahar, yaz olur Herkes huplu hubbun bulur
saz olur Garip bülbül arzu çeker
gülleri Yine senden olur bu derde
derman Şahım
kereminden
bir eyle ihsan İki
eli
koynunda zayıf
natuvan Sana malum Esiri' nin
halleri
-82- Yek nazara baktı arifi
dana Zümrei aşıkan demkeş dediler Ah eyledi dilden bu çeşmi şeyda Nedir bu ahvalin gamkeş dediler Yüzüme baktıkça çeşmi fettanım Aşk
ile
cesette dem çeker canım Dedim feda olsun bu hanımanım Zay ettin aklımı serkeş dediler Yaktıkça
bakıttı mahitabına Vasfına
takat
yok dil cevabına Destigir ol geldim mürvet babına Vah yazıklar buna
her keş dediler Ne sevdadır iki kaşın arası Sana
hattır bana yürek yarası Alemler sultanı nedir
çaresi Derdine düşeni dem keş dediler Salınırken
bende
koymadın takat Boyu tuba dostum cemali
cennet Esiri der doğru bir
mahi kudret Görenler hüsnünü lem keş dediler
- Ozanlarımız - |