Âşık Remzâni

 

 

 

DERVİŞ KEMAL   35

Hazırlayan:  Hasan OYTUN

 

            1930 yılında Dimetoka'nın (Yunanistan) Babalar köyünde doğdu. Asıl adı Kemal Özcan'dır. Doğduğu yıl ailesiyle birlikte Uzunköprü'ye göç etti. Şiir yazmaya yaklaşık 15 yaşlarında başladı. Herhangi bir ustası bulunmayan Derviş Kemal, edebiyatın yanında resim yapmakta, keman, cümbüş ve bağlama çalmaktadır.

            1950 yılında askere gidinceye dek çiftçilik yaptı. Askerlik dönüşü 2 yıl kadar noter katipliği yaptıktan sonra, 1955 yılında adliyede çalışmaya başladı. Bu görevi 1983 yılındaki emekliliğine kadar sürdü.

            Önceleri sevda ağırlıklı şiirler yazan Derviş Kemal, daha sonra Bektaşi düşünce biçiminin de etkisiyle tasavvufa yöneldi. Ancak şiirlerinde toplumsal sorunlardan insana ilişkin öteki tüm konuları da ayrıntılı olarak işlemektedir.

            Derviş Kemal'in 1960'lı yılların sonundan itibaren Feyzullah Çınar tarafından bestelenen şiirlerinin bir bölümü "Şah Damarı", (1996) adıyla yayımlandı. Ayrıca yayına hazırlanmakta olan "Dost Gülleri" adlı kitabı bulunmaktadır.

 

 

-1-

Ağustosta kar yağarmış

Yaş kemale erdiğinde

Sona kolay varılırmış

Göz menzili gördüğünde

 

Ayak geri yürür imiş

Gözler şeşbeş görür imiş

Sağlam ağaç çürür imiş

İçine kurt girdiğinde

 

Saç aklaşır diş dökülür

Takat biter bel bükülür

Yaşamın ipi sökülür

Postu yere serdiğinde

 

Can boğaza tıkılırmış

İnsan hayli sıkılırmış

Enkaz gibi yıkılırmış

Son nefesi verdiğinde

 

Derviş Kemal eser yelim

Hazan erer solar gülüm

Birden herşey biter ölüm

Defterini dürdüğünde

 

-2-

Arkadaş gerçekten bülbülsen eğer

Gülleri sevmezsen bana yaklaşma

Hep sulak yerlere verirsen değer

Çölleri sevmezsen bana yaklaşma

 

Yoksuldur sürekli yanıp ağlayan

Horlanan ezilen sine dağlayan

Kazmayı sallarken nasır bağlayan

Elleri sevmezsen bana yaklaşma

 

Kültür erdem kurulundan ruhsatlı

İnsanlığı çağdaşlığı ispatlı

Yalandan arınmış şekerden tatlı

Dilleri sevmezsen bana yaklaşma

 

Derviş Kemal der ki dünden ötürü

Asılsız temelsiz kinden ötürü

Irklardan mezhepten dinden ötürü

Kulları sevmezsen bana yaklaşma

 

-3-

Bana öyle hor bakmayın

Gidin halka sorun beni

Sakın haksızlık yapmayın

Adilane yorun beni

 

Aklım kısa kafam darsa

Sözüm gönül yaralarsa

Halka kötülüğüm varsa

Hemen çekip vurun beni

 

Dünya batmaz ben ölürken

Keza kabre gömülürken

Kefen dahi istemem ben

Hasırlara sarın beni

 

Derviş Kemal sözü kesem

Çünkü boştur ben ne desem

Şayet iyi insan isem

Ararsınız yarın beni

 

-4-

Benim ızdırabım maziden gelir

Kerbela gününden beri dertliyim

Yol ehli olanlar halimi bilir

Kerbela gününden beri dertliyim

 

Ta o günden beri yanıyor özüm

Figanım bitmedi gülmedi yüzüm

Yüreğim eziktir kurumaz gözüm

Kerbela gününden beri dertliyim

 

Yazan kara yazmış alın yazımı

Bir an dindirmedi yürek sızımı

Kopardı telimi kırdı sazımı

Kerbela gününden beri dertliyim

 

Kahpe felek hazan etti gönlümü

Bülbül idim lal eyledi dilimi

Ağarttı saçımı büktü belimi

Kerbela gününden beri dertliyim

 

Derviş Kemal der ki yasımız haktır

Yürek yarasının acısı çoktur

Bizim derdimizin dermanı yoktur

Kerbela gününden beri dertliyim

 

-5-

Bir acayip yere vardım

Baktım o yer meyhaneymiş

Kimler vardır diye sordum

Mensupları rindaneymiş

 

Güzel sözler duyup kandım

Özden alev alıp yandım

Ben onları sarhoş sandım

Meğer hepsi mestaneymiş

 

Kamillerin nefesinde

Anlam vardı saz sesinde

Bu arifler meclisinde

Meğer içki bahaneymiş

 

Orda vardı güler yüzler

Bilimseldi bütün sözler

Görüp anladım ki o yer

Bir mekteb-i irfaneymiş

 

Derviş Kemal denemeyi

Uygun görüp içtim meyi

Böyle güzel fakülteyi

Kınayanlar divaneymiş

 

-6-

Bir bağda bir salkım üzüm olsam da

Zamanı gelince kesseler beni

Fabrikada dibeklere dolsam da

Preste sıkarak ezseler beni

 

Pres beni iyicene sıktı mı

Çekirdeğim kabuğumdan çıktı mı

Şıra tavasına suyum aktı mı

İnce eleklerden süzseler beni

 

Vaktiyle üzümken döndüm mü suya

İçime çalarlar tahurdan maya

Badehu doldurup ağaç fıçıya

Aylarca hapsedip üzseler beni

 

Şaraba dönmüşsem takdire uyup

İnsanlar bana da ihtiyaç duyup

Fıçıdan çıkarıp camlara koyup

Mecliste sofraya dizseler beni

 

Derviş Kemal der ki budur efkarım

Gerçek insanlara yoktur zararım

Dergah-ı Ali’de güzel dostlarım

Kevser niyetine içseler beni

 

-7-

Bir ömür boyunca horlandım ancak

Buna rağmen seviyorum Ali’yi

Çile çekip hayli zorlandım ancak

Buna rağmen seviyorum Ali’yi

 

Şah’ı sevdim diye hakir gördüler

Ak alnıma kara leke sürdüler

Kimi zındık kimi dinsiz dediler

Buna rağmen seviyorum Ali’yi

 

Nice iftiraya maruz kalmışım

Yüreğimden derin yara almışım

Çaresizlik girdabına dalmışım

Buna rağmen seviyorum Ali’yi

 

Ali’yi seveni suçlu saydılar

Bu nedenle nice cana kıydılar

Bizim başımıza cennet koydular

Buna rağmen seviyorum Ali’yi

 

Derviş Kemal bu aşk beni bezdirdi

Yaşam boyu dert gönlümü yüzdürdü

Yıllar yılı yobazlara ezdirdi

Buna rağmen seviyorum Ali’yi

 

-8-

Bizim cemimize kolay girilmez

Nefsine uyarak azmışsan gelme

Bu cemde kimseye ödün verilmez

İnsanlık yolundan yozmuşsan gelme

 

Ummanlar dururken dalma göllere

Yolundan yozup da düşme dillere

Çıkarın uğruna şayet ellere

İftira kuyusu kazmışsan gelme

 

İnsanlık yolunda bir ünvan kazan

Mutluluk bulur mu şuurun bozan

İster bir aşık ol istersen ozan

Gerçeğe aykırı yazmışsan gelme

 

Derviş Kemal der ki kulak ver bana

Ben tavır koymuşum gerçekten yana

Doğruyu güzeli söylerim sana

Bu gerçek sözlere kızmışsan gelme

 

-9-

Boşlukta sallanan kürre-i arzın

Dayanak noktası üç olsa gerek

Lakin hakikatı münkir yobazın

Kafasına sokmak güç olsa gerek

 

Münkirin farz deyip gittiği Mekke

Kazanmak içindir bir gümüş sikke

Gururla giydiği bere ve takke

Başssız gövdelere taç olsa gerek

 

Erenler yoluna gönül verenin

Korkusu tükenir Hakka erenin

Gönül kapısında kalbe girenin

Yaptığı en makbul haç olsa gerek

 

Göz ile görmeden yalan söylemek

Ademi Ademden tefrik eylemek

Oruçla Namazla cennet peylemek

Tanrı'nın indinde suç olsa gerek

 

Derviş Kemal derki yemişiz taşı

Gözümüzden döktük kan ile yaşı

Kerbela da İmam Hüseyine karşı

Çihat açan Yezit piç olsa gerek

 

-10-

Bu dünyada yalnız kalmış

Kulların kardaşı olsam

Her kim haksız yara almış

Gözlerinin yaşı olsam

 

Aşılmaz dağları delip

Halkın imdadına gelip

Dertlerini derdim bilip

Hepsinin sırdaşı olsam

 

Ömür boyu naçar kalan

Yoksullara gıda olan

Lezzetini terden alan

Emekçinin aşı olsam

 

Gönlüm ister kara günde

Karar versem doğru yönde

Keşke bu dünyada ben de

Dertlilerin başı olsam

 

Derviş Kemal söz müsait

Herkes olsun buna şahit

Adsız gariplere ait

Mezarların taşı olsam

 

-11-

Dinin ilkesinden hisse kapmazsan

Müslüman ve İslam olmak beyhude

Tasavvuf yönünden yorum yapmazsan

Sadece kulaktan dolmak beyhude

 

Hocanın fikriyle beraber isen

Arapça okumak yeter der isen

Kuranı Kerim’den bihaber isen

Körce dine bağlı olmak beyhude

 

Gayri meşru işler Hakk’tan saklanmaz

Kötü kişi Hakk indinde aklanmaz

Vicdan pası akar suyla paklanmaz

Kalp kirliyse abdest almak beyhude

 

İnsanlara tuzak kuranlar için

Haksızlıkla vurgun vuranlar için

Bu dünyada gönül kıranlar için

Oruç tutup namaz kılmak beyhude

 

Derviş Kemal ne söylesen az olur

Hak yolundan çıkan kişi yoz olur

Ariflere sivrisinek saz olur

Cahillere davul çalmak beyhude

 

-12-

Doğurgan üretken insan yaşlanır

Kişiyi kocaltan döldür bilesin

Erdemli insanlar her dem taşlanır

Yiğidi kocaltan dildir bilesin

 

Ozanlar onurlu hali peylerler

Halkı uyarmayı sanat eylerler

Bir ömür boyunca çalıp söylerler

Ozanı kocaltan teldir bilesin

 

Bir an özgürlüğü hayal sansa da

Serbest kalıp daldan dala konsa da

Tatlı nağmeleri halka sunsa da

Bülbülü kocaltan güldür bilesin

 

Bir başka açıdan hakkı severdi

Her türlü çileye göğüs gererdi

Sevdiği uğruna canını verdi

Mecnun'u kocaltan çöldür bilesin

 

Derviş Kemal der ki Bektaşi kolu

Gerçeğe hu deyip içerler dolu

Yorulup bıkmadan sürerler yolu

Dervişi kocaltan yoldur bilesin

 

-13-

Dost dostunun cemalini

Gördüğü an bayram olur

Yüzünü dostun yüzüne

Sürdüğü an bayram olur

 

Tutup dostun ellerini

Duyup tatlı dillerini

Dost dostunun güllerini

Derdiği an bayram olur

 

İnan dostluk gereğine

Gir insanlık süreğine

Dost dostunun yüreğine

Girdiği an bayram olur

 

Yüzler gülmüyorsa eğer

Bayram olmaz imiş meğer

İnsanlar insana değer

Verdiği an bayram olur

 

Derviş Kemal halktan yana

Dostlarımız tanık buna

İnsanların derdi sona

Erdiği an bayram olur

 

-14-

Erenler yoluna girdim

Haydar-ı Kerrar aşkıyla

Ben bu yola emek verdim

Haydar-ı Kerrar aşkıyla

 

İlden ile yolcu oldum

Çok yerlerde mihman kaldım

Nice güzel dostlar buldum

Haydar-ı Kerrar aşkıyla

 

Gözümdeki pası sildim

Dostluk neymiş iyi bildim

Sizi sevdim size geldim

Haydar-ı Kerrar aşkıyla

 

Fakir aciz yol oğluyum

Erenlerin sağ koluyum

Bilseniz nasıl doluyum

Haydar-ı Kerrar aşkıyla

 

İrfan mektebini seçtim

Sınav verip sınıf geçtim

Dost elinden dolu içtim

Haydar-ı Kerrar aşkıyla

 

Böyle bizim hallerimiz

Keman tutar ellerimiz

Nefes söyler dillerimiz

Haydar-ı Kerrar aşkıyla

 

Derviş Kemal dilim dilim

Rıza lokması yiyelim

Hep birlikte Hüü diyelim

Haydar-ı Kerrar aşkıyla

 

-15-

Engelleri bir hamlede

Yıkar gider dost gülleri

Arkasına nice dostu

Takar gider dost gülleri

 

Bakınmadan sağa sola

Durmaz yürür vermez mola

İnsanları dürüst yola

Sokar gider dost gülleri

 

Söker atar tasaları

Aydınlatır kafaları

Aşktan yoksun insanları

Sıkar gider dost gülleri

 

Açar zemheride kışta

İzi vardır her nakışta

Hamı hası bir bakışta

Çakar gider dost gülleri

 

Kulak ver Derviş Kemal'e

Düşmeyesin kötü hale

Her kafada bir meşale

Yakar gider dost gülleri

 

-16-

Engin düşünceye daldığım anda

Bedrettin’i hatırlayıp ağlarım

Ben benle baş başa kaldığım anda

Bedrettin’i hatırlayıp ağlarım

 

Bir deyiş dinlesem sazın telinden

Dem vursa Serez’den Aydın ilinden

Bir gül görsem koparılmış dalından

Bedrettin’i hatırlayıp ağlarım

 

Dağlar görkemliyse denizler mağrur

Bulutlar nemliyse topraklar çamur

Hele çiselese bir ince yağmur

Bedrettin’i hatırlayıp ağlarım

 

Bir kişi çarmıha diri çakılsa

Bir fidan kesilip yere yıkılsa

Bir eğri ağaca urgan takılsa

Bedrettin’i hatırlayıp ağlarım

 

Zalimler düşüme geldiği zaman

Bir kabus uykumu böldüğü zaman

Bir ilim adamı öldüğü zaman

Bedrettin’i hatırlayıp ağlarım

 

Ne zaman yüzümü garba döndürsem

Gruba bakarak hayale girsem

Güneşi batarken sararmış görsem

Bedrettin’i hatırlayıp ağlarım

 

Kemal der dünyaya geldim geleli

Gözümün pasını sildim sileli

Hasılı kendimi bildim bileli

Bedrettin’i hatırlayıp ağlarım

 

-17-

Ezildim yoruldum ama sonunda

Nefis denen düşmanımı yendim ben

Yerimi alınca halkın yanında

Nefis denen düşmanımı yendim ben

 

Erenler cemine layık olunca

İkrar verip ben kendimi bulunca

Benlikten riyadan uzak kalınca

Nefis denen düşmanımı yendim ben

 

Erenler ceminde Hakk’kı haklayıp

Özümü yüzümü manen paklayıp

Kendime yeterli gücü toplayıp

Nefis denen düşmanımı yendim ben

 

Bağlı bulunduğum yerel törece

İnsana verilmiş yüksek derece

İkrarımı bozmadığım sürece

Nefis denen düşmanımı yendim ben

 

Derviş Kemal der ki zayıftı dünkü

Benim gerçek gücüm işte bugünkü

Artık beni kimse yenemez çünkü

Nefis denen düşmanımı yendim ben

 

-18-

Görünmeyen sır perdesi ardında,

Tanrı beni, ben Tanrı’yı yarattım.

Akıl rahiminde, mantık yurdunda,

Tanrı beni, ben Tanrı’yı yarattım.

 

Bir ağızdan “Kün” emrini buyurduk,

Sonra arzdan toprak alıp yoğurduk,

Kıvam bulup karşılıklı doğurduk,

Tanrı beni, ben Tanrı’yı yarattım.

 

Erenler cemine girdiğim zaman,

Pir önünde ikrar verdiğim zaman,

Enel-Hak sırrına erdiğim zaman,

Tanrı beni, ben Tanrı’yı yarattım.

 

Kemeri kuşanıp hırka giyince,

Adem’in önünde başım eğince,

Dudağıma ab-ı kevser deyince,

Tanrı beni, ben Tanrı’yı yarattım.

 

Derviş Kemal der ki bu yol yorucu,

Ve lakin gerçeğe erişir ucu,

İrfan okulunda tahsil sonucu,

Tanrı beni, ben Tanrı’yı yarattım.

 

-19-

Gurur bilmem benlik bilmem

Ünle aram açık benim

Kavga bilmem kemlik bilmem

Kinle aram açık benim

 

Soyluların al kanıyım

Yoksuların kalkanıyım

Ben bugünün insanıyım

Dünle aram açık benim

 

Aldımsa da pek çok yara

Hiç demedim aka kara

Bana yeter bir tek lira

Binle aram açık benim

 

Menfaatin tadı ile

Hoca ile kadı ile

Peri ile cadı ile

Cinle aram açık benim

 

Derviş Kemal çekemedim

Taşa tohum ekemedim

Arapçayı sökemedim

Dinle aram açık benim

 

-20-

Hazzı gönüllere giren

Dostluk gülü derler bize

Dosttan dosta haber veren

Seher yeli derler bize

 

Yalan görsek savuşuruz

Gerçeklere kavuşuruz

Doğruları konuşuruz

Hakk’ın dili derler bize

 

Kah asıldık kah yüzüldük

Can verirken dahi güldük

Bir zamanlar deniz böldük

Ondan deli derler bize

 

Erdem yollarını bulduk

Halk yanlısı insan olduk

Nice gönüllere dolduk

Çağdaş veli derler bize

 

Derviş Kemal arza geldik

Önce kendimizi bildik

Kırklar meydanında öldük

Canlı ölü derler bize

 

-21-

Her yönüyle yoksul olan

İnsanların ozanıyım

Ömür boyu darda kalan

İnsanların ozanıyım

 

Emek verip öğüt almış

Kazancını eller çalmış

Okumaktan yoksul kalmış

İnsanların ozanıyım

 

Ensesinden teri akan

İnsan kılığından çıkan

Ocağında tezek yakan

İnsanların ozanıyım

 

Halkı için derde giren

Her çileye göğüs geren

İnsanlığa hizmet veren

İnsanların ozanıyım

 

Bombalara düçar olan

Evden barktan yoksun kalan

Savaşlardan yara alan

İnsanların ozanıyım

 

Hiç kalmamış yüzü gülen

Yok mu buna çare bilen

Dünyada açlıktan ölen

İnsanların ozanıyım

 

Kemal yaşamaya küsmüş

Başlarına dertler üşmüş

Yoksulluğa yenik düşmüş

İnsanların ozanıyım

 

-22-

İnsana ne gerekliyse

Vardır bizim yolumuzda

Kişi Hakk’a hevesliyse

Vardır bizim yolumuzda

 

Yolu aramaktır koşul

Sen de ara bu yolu bul

Erdem için gerçek okul

Vardır bizim yolumuzda

 

Muhammed’le Şahı Merdan

Zebur Tevrat İncil Kuran

Akıl mantık ilim irfan

Vardır bizim yolumuzda

 

Biz bilmeyiz yalan hile

Gerçeği getirdik dile

Derviş Kemal Tanrı bile

Vardı bizim yolumuzda

 

-23-

Kardeş aklın eriyorsa

Çağın Yezid’ini tanı

Gözün bakıp görüyorsa

Çağın Yezidi’ni tanı

 

Geçmişi çekip gündeme

Rastgele kul hakkı yeme

Her Sünni’ye Yezit deme

Çağın Yezidi’ni tanı

 

Görgü bilgi alimliktir

Kamil olmak salimliktir

Yezit demek zalimliktir

Çağın Yezidi’ni tanı

 

Gör ve izle sağı solu

Gel incitme dürüst kulu

Bak her taraf zalim dolu

Çağın Yezidi’ni tanı

 

Kim ki bundan ilham almaz

Attığı taş hedef bulmaz

İyi insan Yezit olmaz

Çağın Yezidi’ni tanı

 

Var ya sahte riyakar it

Katil hırsız münkir müfrit

Kötü insanlardır Yezit

Çağın Yezidi’ni tanı

 

Derviş Kemal duymak için

Kurallara uymak için

Gerçek tavır koymak için

Çağın Yezidi’ni tanı

 

-24-

Manevi açıdan gayet zenginiz

Can gözü açılıp bakanlar bizde

İlimden irfandan yana enginiz

Erdemli bilinçli dekanlar bizde

 

Oniki dekanın rektörü Merdan

O’dur üstad O’dur konuşan Kuran

Kabe’yi ziyaret misali her an

Gönülden gönüle akanlar bizde

 

İkrar abdestini alanlar biziz

Halka namazını kılanlar biziz

Ömrünce oruçlu olanlar biziz

Nefsini zindana tıkanlar bizde

 

Güvercin donuna girip uçarız

Şu koca dünyaya ışık saçarız

Zemheri ayında çiçek açarız

Gülleri ambere kokanlar bizde

 

Derviş Kemal der ki takatım yetmez

Bizdeki varlıklar saymakla bitmez

Erenler menzile at ile gitmez

Burak’sız Miraca çıkanlar bizde

 

-25-

Ne yazık ki senelerdir

Anlamadı bu halk bizi

Bilemedim sebep nedir

Anlamadı bu halk bizi

 

Bilmem kördür bilmem sağır

Uykusu da gayet ağır

İstediğin kadar bağır

Anlamadı bu halk bizi

 

Ezildikçe daim sindi

Ne güldü ne yaşı dindi

Sola dedik sağa döndü

Anlamadı bu halk bizi

 

Yıllardır çok şey önerdik

Her konuda örnek verdik

Onlar için hapse girdik

Anlamadı bu halk bizi

 

Gel dedikçe geri kaçtı

Başımıza dertler açtı

Yediği çanağa sıçtı

Anlamadı bu halk bizi

 

Koyan sağlam aşı koymuş

Sonra dönmüş onu soymuş

Cehaletin sonu buymuş

Anlamadı bu halk bizi

 

Derviş Kemal neyse dünkü

Tıpatıp aynı bugünkü

Halkı sevmez oldum çünkü

Anlamadı bu halk bizi

 

-26-

Öyle sivri diken değil

Keşke gonca gül olsaydın

Küfre etmeyerek meyil

Keşke ehli dil olsaydın

 

Dostlara hor bakıyorsun

Gönülleri yıkıyorsun

Ateş gibi yakıyorsun

Keşke korsuz kül olsaydın

 

Eli hakir görüyorsun

Çıkmaz yola yürüyorsun

Acı yemiş veriyorsun

Keşke kuru dal olsaydın

 

Çıkma benlik seferine

Şer düşürme değerine

Bet öten bülbül yerine

Keşke suskun çil olsaydın

 

Sazlar varken köse değil

Yosmadaki süse değil

Baş düşmanın nefse değil

Keşke dosta kul olsaydın

 

Buhar olup göğe ağdın

Yağmur olup yere yağdın

Umman olup bizi boğdun

Keşke küçük göl olsaydın

 

Derviş Kemal taş yemişim

Gelen taşa baş eğmişim

Nidem size dost demişim

Keşke sen bir el olsaydın

 

-27-

Sakın demi hor görmeyin

Bu dem bizi insan etti

Deme kötü not vermeyin

Bu dem bizi insan etti

 

Engür diye seçtiğimiz

Manen değer biçtiğimiz

Dost elinden içtiğimiz

Bu dem bizi insan etti

 

Biz demleri derman bildik

Özümüzü demle sildik

Gördüğünüz hale geldik

Bu dem bizi insan etti

 

Derviş Kemal temel cemdir

Cemde içmek bir erdemdir

Seveceksek sebep demdir

Bu dem bizi insan etti

 

-28-

Sen ademi hakir görme

Adem sulbü nurdur hocam

Bu dünyaya gelen herkes

Hak indinde birdir hocam

 

Kimde ne var kimse bilmez

Evvel ölen ahir ölmez

Aşikar etmeye gelmez

Bu konumuz sırdır hocam

 

Şu alemde neler saklı

Cahillerin ermez aklı

Sen mi haklı ben mi haklı

Elbet bilen vardır hocam

 

Ele muska yazanların

Büyü yapıp bozanların

Hak yolundan yozanların

Akıbeti nardır hocam

 

Hergün aptes almaz isem

Camilere gelmez isem

Beş vaktimi kılmaz isem

Bir sebebi vardır hocam

 

Senin buna aklın ermez

Gözün bakar lakin görmez

Sözüm kulağına girmez

Çünkü kafan dardır hocam

 

Derviş Kemal der inanma

Adem denmez her adama

Müslümanlık kolay amma

İnsan olmak zordur hocam

 

-29-

Senelerdir arıyorum

Ey insanlık sen nerdesin

Dinle sana soruyorum

Ey insanlık sen nerdesin

 

Evin varsa numaran kaç

Ara sıra telefon aç

Tüm hainler sana muhtaç

Ey insanlık sen nerdesin

 

Bizleri hiç takmıyorsun

Yüzümüze bakmıyorsun

Meydanlara çıkmıyorsun

Ey insanlık sen nerdesin

 

Pis havadan boğuldun mu

Halk içinden kovuldun mu

Gizlendin mi kayboldun mu

Ey insanlık sen nerdesin

 

Aydına hor bakıyorlar

Bazen kurşun sıkıyorlar

Diri diri yakıyorlar

Ey insanlık sen nerdesin

 

Halkın imdadına ersen

Zalim vicdanlara girsen

Barış olur sen gelirsen

Ey insanlık sen nerdesin

 

Derviş Kemal geldiniz mi

Halimizi gördünüz mü

Yoksa siz de öldünüz mü

Ey insanlık sen nerdesin

 

-30-

Sermaye-i aşkı sorarsan zahit

Aşığın çektiği yar cefasıdır

Bade nuş ettiğim sorarsan zahit

Harabet ehlinin dem gıdasıdır

 

Ne çare çekmeli derd-i seren can

Dosttan gelen sitem ikramdır ikram

Coşkun sada ile çalıp çağırmam

Meyl-i dünya değil aşk dalgasıdır

 

Muhabbet şemine yangun Kemali

Hakikat bahrine dalgun Kemali

Uslanır sanmayın Derviş Kemali

Beş nokta üç harfin budalasıdır

 

-31-

Silahların en iyisi

Oy silahı oy silahı

Kuşkusuz en geçerlisi

Oy silahı oy silahı

 

O silahın yüzü aktır

Kullanması yasal haktır

Ondan güçlü silah yoktur

Oy silahı oy silahı

 

Ne tetik var ne iğnesi

Patlar ama çıkmaz sesi

Silahların şahanesi

Oy silahı oy silahı

 

Aklı olan yoldan sapmaz

Başka silahlara tapmaz

Kişileri katil yapmaz

Oy silahı oy silahı

 

Söylesinler varsa bilen

Bu silahtan var mı ölen

Silahlarda önde gelen

Oy silahı oy silahı

 

Derviş Kemal ilham kapar

O nedenle oya tapar

Kan dökmeden devrim yapar

Oy silahı oy silahı

 

-32-

Tarlada çalışan kadınlar var ya

Yılın anaları onlardır işte

Çileleri bitmez dertleri derya

Yılın anaları onlardır işte

 

Tarlada ırgattır evinde köle

Dürüst çalışırlar bilmezler hile

Kurumuş haliyle benzerler çöle

Yılın anaları onlardır işte

 

Tarla çapalarlar orak biçerler

Bulanık göllerden sular içerler

Hepsi felek çemberinden geçerler

Yılın anaları onlardır işte

 

Çalışmaktan nasır tutar elleri

İki kat olmuştur zayıf belleri

Ömür boyu perişandır halleri

Yılın anaları onlardır işte

 

Asla etli yemek yiyemez onlar

İpekli kumaşlar giyemez onlar

Derdini kimseye diyemez onlar

Yılın anaları onlardır işte

 

Ekmek hamurunu onlar yoğurur

Her biri beş altı çocuk doğurur

Saçları vaktinden önce ağarır

Yılın anaları onlardır işte

 

Günlük işi yarınlara bölmezler

Hastalanır ama doktor bilmezler

Gözleri yaşlıdır bir gün gülmezler

Yılın anaları onlardır işte

 

Derviş Kemal gökten bir ferman inse

Yoksulların kaderine değinse

Bir kez olsun seçilmezler nedense

Yılın anaları onlardır işte

 

-33-

Yalandan riyadan hep kaçtık ama

İnsanlıktan bir an uzak kalmadık

Her zaman gerçeğe yaklaştık ama

Tutar diye göle maya çalmadık

 

Acaba felek mi yaptı bir hile

Hep bizlere reva görüldü çile

Nefs atını tahrik ettik dem ile

Buna rağmen dizginleri salmadık

 

Biz insanlık kisvesine büründük

Özümüz ne ise öyle göründük

Yoksulluktan naçar kalıp süründük

Çıkar için kula köle olmadık

 

Derviş Kemal bize pençe taktılar

Asıp kesip seyrimize baktılar

Kimimizi diri diri yaktılar

Ezildik üzüldük fakat yılmadık

 

-34-

Yirminci yüzyılın sonuna geldik

Artık cemler çağa uygun olmalı

Eskilerden ne öğrendik ne bildik

Artık cemler çağa uygun olmalı

 

Bilinçsiz mürşitler taviz vermiştir

Mantıksız kurallar ceme girmiştir

Şah-ı Merdan “çağa uyun” demiştir

Artık cemler çağa uygun olmalı

 

Aydın insan çağdan geride kalmaz

Giysiler kişiyi bilgili kılmaz

Cübbede tekkede keramet olmaz

Artık cemler çağa uygun olmalı

 

Elektrik varsa kalkmalı mumlar

Rahata huzura ermeli Can’lar

Arapça sözlerden kaç kişi anlar

Artık cemler çağa uygun olmalı

 

Derviş Kemal herkes gözünü silsin

Aydın mürşit bulup gerçeği bilsin

Ayin-i cemlere yenilik gelsin

Artık cemler çağa uygun olmalı

 

-35-

Yüce Tanrım hiç saklanma

Vallah billah gördüm seni

Sen kendini gizli sanma

Vallah billah gördüm seni

 

Akıl kibritini çaktım

Mantık şamdanını yaktım

Can gözümü açıp baktım

Vallah billah gördüm seni

 

Kamu eşya ins ü cinde

Gerek mescit gerek cemde

Irksız farksız her ademde

Vallah billah gördüm seni

 

Ben sendeyim sen bendesin

Yüreğimin içindesin

Varsın zahir yalan desin

Vallah billah gördüm seni

 

Derviş Kemal der ki yarsın

Nere baksam orda varsın

Gören göze aşikarsın

Vallah billah gördüm seni

 

 

Bazı şiirler ( Günümüz Alevi Ozanları, Ayhan Aydın, Sayfa: 368-385,

CEM Vakfı Yayınları, İstanbul 2004) alıntıdır.

 

                                                    -  Ozanlarımız  -