Âşık Remzâni

 

 

 

DEDEMOĞLU   28

 

Hazırlayan:  Hasan OYTUN

 

            17. yüzyılda yaşadığı varsayılmasına karşın kesin bir bilgi yoktur. Şiirlerinden yola çıkılarak, Alevi-Türkmen olduğu ve Orta Anadolu’da yaşadığı söylenebilir. Bazı araştırmalarda, bir süre Halep yöresinde yaşamak durumunda kaldığı ve sonra yeniden Anadolu’ya döndüğü verileri bulunmaktadır. Şiirlerinin kökeninde Orta Anadolu kadar Horasan bağlantısı da bulunan Dedemoğlu’nun Teslim Abdal’la da bir yakınlığı olduğu anlaşılmaktadır. Bunun dışında, yine aynı yüzyılda yaşamış Çorumlu bir Dedemoğlu’nun varlığı bilinmektedir. Ancak bazı varsayımlara göre, Anadolu’ya döndükten sonra yerleşik yaşama geçmiş olan Dedemoğlu’nun giderek yeni yaşamını şiirlerine yansıttığından dolayı başka bir Dedemoğlu yanılsamasına yol açabileceği de göz önünde bulundurulmalı.

 

-1-

Akça kuğum, sen mi geldin göllere

Arife kendini bildirmeyigör

Avcının dilinde göllerin namı

Sak ol, tellerini yoldurmayı gör

 

Sinemin başını yaralı gördüm

Bir dost yaraladı, bir de sen vurdun

Eşinden mi ayrıldın, nedir bu derdin

Derdini dertliye bildirmeyigör

 

Derdin var ise de bilene bildir

Güle har düşerse bir müşkil haldir

Kızılırmak dosta bir doğru yoldur

Karış ummanlam gel, durmayıgör

 

İptida Muhammed Dede'yi boyla

İn, Koyun Baba'yı ziyaret eyle

Bildir ahvalini, sırrını söyle

Gerçeğin nefsini öldürmeyigör

 

Dedemoğlu, böyle imiş yazılar

Sinede yarası olan sızılar

Aşık olan maşukunu arzular

Terk edip adeti kaldırmayıgör

 

-2-

Anadan atadan şöyle doğanlar  

Hak edip insanı neyledin dünya

Kırk arşın kameti ince miyanı  

Ali gibi aslanı neyledin dünya

 

Fatma anamız da Ali'nin yari  

Beline bağlamış hub Zülfikarı

Eba Müslim gibi er olan eri

Fazl-ı gülistanı neyledin dünya

 

Kurdu kuşu nutku ile durduran  

Zelha'yı genceltip Yusuf'a veren

Tahtı da rüzgarla beraber duran

Sultan Süleyman'ı neyledin dünya

 

Çıkıp şu aleme kendin bildiren

Lut kavmidir birbirini öldüren

Omuz verip Kaf dağını kaldıran

Hamza pehlivanı neyledin dünya

 

Dedemoğlu kaynar aşkın tavası  

Ateşi yok sır hikmettir havası

Yaralar ilacı dertler devası

Şu hekim Lokman'ı neyledin dünya

 

-3-

Bir dereye vardım suyu ses verir

Bir öğrenci hocasına ders verir

Şah Hüseyin’dir Kerbela da yas verir

Ah senin dertlerin İmam Hüseyin

 

Geyikler geldi de erler sağmadı

Ay güneş tutuldu gün de doğmadı

Rahmet ler kesildi yağmur yağmadı

Ah senin dertlerin imam Hüseyin

 

Duyun imam Hüseyin’e n’ettiler

Kellesini top edip de attılar

Cübbeler giyip de horon teptiler

Ah senin dertlerin İmam Hüseyin

 

Elin kesti bir Allah’ın zalimi

O da bildi nic’olacak halini

Ay tutuldu gün devşirdi nurunu

Şu senin dertlerin İmam Hüseyin

 

Bir su vermediler ol adil hana

Yediler içtiler hem kana kana

Çok fıgan eyledi Şehriban ana

Şu senin dertlerin İmam Hüseyin

 

Kesik başı orta yere koydular

Sevindiler oh Hüseyin dediler

Siyah saçın al kanlarla yudular

Şu senin dertlerin İmam Hüseyin

 

Dedemoğlu bak Yezid’in kastine

Askerini çekmiş gelir üstüne

Böyle zülüm m’olur Ali nesline

Şu senin dertlerin İmam Hüseyin.

 

-4-

Bir selamın geldi seher yelinden

Lütfeyle halimden gel Koçu Baba

Kime imdada gidem kimin elinden

Akar çeşmim yaşın sil Koçu Baba

 

Gerçek ersin, şek getirmem özüme

Artık eksik kalmayasın sözüme

Küskün müsün, niçin bakman yüzüme

Yönün beri dön de gül Koçu Baba

 

Mecnun'um, başıma kuşlar tünedi

Ah ettikçe didelerirn kanadı

Çok er geldi, kılıcını denedi

Hamle sana düştü, çal Koçu Baba

 

Bir derde giriftar oldum, çekerim

Gözlerimden kanlı yaşlar dökerim

Medet mürvet, der de yola bakarım

Yetiş imdadıma, gel Koçu Baba

 

Dedemoğlu, bu dünyaya gelenler

Ahmak imiş dünya için yelenler

Dünya benim, diye dava kılanlar

Sabr ile selamet kıl, Koçu Baba

 

-5-

Çark devrildi dolap döndü

Ahir zamana düşüptür

Ay yerinde gün yerinde

Küfran seline düşüptür

 

Yerindedir gece gündüz

Örgülü terazi yıldız

Bir hanhara gidelim biz

Yollar dumana düşüptür

 

Yağmur yağar biter otlar

Mevç gelir türlü nimetler

Yar ile danışır yadlar

Har gülistana düşüptür

 

Bülbülün zan figanı

Doldurur iki cihanı

Şu dünyanın sonu fani

Kavli yalana düşüptür

 

Dedemoğlu der hasretten

Yandı yüreğim gayretten

Umarım ki inayetten

Şah - ı Merdan'a düşüptür.

 

-6-

Çıktık Horasan'dan eyledik sökün

Düşürdüler bizi tozlu yollara

Omuzda parlıyor kargı cıdalar

Aşırdılar bizi karlı dağlara

 

Bölük bölük oldu yüklendi göçler

Atlandı ihtiyarlar yayandır gençler

Başımıza geldi gördüğü düşler

Düşürdüler bizi gurbet ellere

 

Gahi konduk gahi göçtük yollarda

Bilip bilmediğim gurbet ellerde

Alem dağlarından şu daz çöllere

Şimden sonra destan olsun dillere

 

Oradan yükledik geldik Culab'a

Seksen dört bin erdir gelmez hesaba

Deve koyun çoktur insan kalaba

Susuz hayvan inileşir göllere

 

Dedemoğlu der ki aşkın bağından

Aşırdılar bizi Yozgat dağından

Anadolu Sivas şehri sağından

Bizden sonra bir nam kalsın illere

 

-7-

Dergâha gelen erenler

Merhaba hoş geldiniz

Doğru seyahmı yolunuz

Merhaba hoş geldiniz

 

Bu gün ben pirimi gördüm

Bahçesinde gülün derdim

Mir’ac-da Muhammed-i gördüm

Merhaba hoş geldiniz

 

Dedemoğlu illeriniz

Hoşca kokar gülleriniz

Nerden gelir yollarınız

Merhaba hoş geldiniz

 

Nakarat: Ya Ali Senden medet

İsterim senden medet

Bir kul Hak tan korkmuyor

Korkarım ondan medet

 

-8-

El ere bunalmayınca çağırmaz

Aman mürvet, pirim Ali gel yetiş

Sen melhem etmezsen yaram onulmaz

Aman mürvet, pirim Ali gel yetiş

 

On - ki İmam katarıdır bu katar

Dostun hakipayi gözümde tüter

Muradın cevr ise bu bize yeter

Aman mürvet, pirim Ali gel yetiş

 

Muhammed, Ali'dir erkanım, yolum

Hasan, Hüseyin'dir bahçemde gülüm

Zeynel' abidin'den al arzuhalim

Aman mürvet, pirim Ali gel yetiş

 

Bakır'dan bakalım Cafer soyuna

Yüzümü süreyim hakipayine

Musa Kazım, Riza yüzü suyuna

Aman mürvet, pirim Ali gel yetiş

 

Taki, Naki, Hasan Ali, Askeri

Dertteyledik, bundayık, yetiş gel beri

Nice bir ağlattın bu günahkarı

Aman mürvet, pirim Ali gel yetiş

 

Dedemoğlu, yardım eyle düşküne

Sen mürşitsin seçilmeyen müşküle

Mehd - i Sahip - Zaman Allah aşkına

Aman mürvet, pirim Ali gel yetiş

 

-9-

Erenlerin, evliyanın yoluna

Derviş oldum, erdim kudret sırrına

Hüseyn'den aldılar senin yerine

 

      Güzelsin Serez'in şahı güzelsin

      Güzelsin pirimin nuru güzelsin

 

Cisminden alınan yerin nuru var

Gelen dervişlerde kudret sırrı var

On iki imam gerçek erin aslı var

 

      Güzelsin Serez'in şahı güzelsin

      Güzelsin pirimin nuru güzelsin

 

Şahlar içinde Serez'in şahısın

İsmin Şah Bedreddin ilim varısın

Müminler kabesi dostun nurusun

 

      Güzelsin Serez'in şahı güzelsin

      Güzelsin pirimin nuru güzelsin

 

Şahlarımız var imamlar ağası

Müşkilin ehli mollanın illası

Şefaatçımızdır velayet şahı

 

      Güzelsin Serez'in şahı güzelsin

      Güzelsin pirimin nuru güzelsin

 

Çığrışa çığırışa aştık balkanı

Altıncıda gördük Serez halkıma

Yedincide yüzler sürdük sultana

 

      Güzelsin Serez'in şahı güzelsin

      İndim seyreyledim dostun durağı

 

Güzelsin pirimin nuru güzelsin

Sekiz melek tutar arşın direği

Pirimin hesapsız yanar çırağı

 

      Güzelsin Serez'in şahı güzelsin

      Güzelsin pirimin nuru güzelsin

 

Dedemoğlu uyarır çırağı yakar

Kara nine eşiğine yüz sürer

Derviş Cemal Baba'm murada erer

 

      Güzelsin Serez'in şahı güzelsin

      Güzelsin pirimin nuru güzelsin

 

-10-

Erler evliyalar kırklar yediler

On iki imamların kurbanıyım ben

Şakalak koç ile bile yayıldım

On iki imamların kurbanıyım ben

 

Cebrail çalındı bendim sayıldı

Yerle gökün arasında duyuldu

Tekbir oldu derilerim soyuldu

On iki imamların kurbanıyım ben

 

Anam kısır koyun atam Cebrail

Nefesten hükm oldu emrine kail

Bilendi bıçaklar kalk imdi soyut

On iki imamların kurbanıyım ben

 

Koçların alnında yazılı Kur'an

Mahrum kalmaz bu sitemleri gören

Yarın ahirette şefaat uman

On iki imamların kurbanıyım ben

 

Yedi kere yünceğimiz kırktılar

Etimi de pare pare ettiler

On iki imam sürüsüne kattılar

On iki imamların kurbanıyım ben

 

Dedemoğlu görmüş idi düşünü

Eğildi secdeye koydu başını

Ali'ye pay çıkardılar döşünü

On iki imamların kurbanıyım ben

 

-11-

Gel gönül okuyu virdi Hak Muhammed ya Ali

La feta illa Ali la Seyfe illa Zülfikar

Hüsn-ı Hulkı Rıza ya sıtgıylen digil beli

La feta illa Ali la seyfe illa Zülfikar

 

Şah Hüseyn-i Kerbela sın İmam Zeynel Abidin

Muhammed Bakır-ı Cafer ilmin okur Ehl-i din

Evela bildim cümlesinden evel İmam erkanın

La feta illa Ali la seyfe illa Zülfikar

 

Musa Kazim Rıza’ya razı kıl kendi özün

Virdin olsun bu isimler arın peseng-i pastan özün

Her daim Dergâha eyle yöndemin kıl niyazın

La feta illa Ali la seyfe illa Zülfikar

 

Şah Taki’yi hem Naki’yi sev muhabbet nameden

Onları sevmez olursa serün defterhaneden

Aşıkın nişanı budur Hak Muhammed Ali ‘den

La feta illa Ali la Seyfe illa Zülfikar

 

Dedemoğlu yaradandan aşk eri olmak dile

Çağır candan inşallah ol sahib-zaman gele

On İki İmam ı sevenler Dergâha secde kıla

La feta illa Ali la Seyfe illa Zülfikar

 

-12-

Geldim gider oldum dar-ı fenadan

Edna gönlüm dört nesneden geçmedi

Biri didar biri cennet mahbubdan meyden

Gayrı kimselere sırrın açmadı

 

Didarsız cenneti mahbubsuz meyi

Virseler neylerim sen edna diyi

Budur aşıkların erkanı hamdi

Aşık badesin yad elinden içmedi

 

Yar bade doldurup karşımdan gelse

Kaldırıp nikabın şaz olup gülse

Küşat meşrep ile hub nazar kılsa

Arifler bu lütfe baha biçmedi

 

Ali Muhammed’dir Muhammed Ali

Hasan Hüseyin’dir bir dalın gülü

İmam Zeynel İmam Bakır’ın seli

Arkım bendim gayrı göle geçmedi

 

İmam Cafer göründü ya gözüme

Kazım’ın pâyını sürsem yüzüme

Rıza’dan bir nur doğdu özüme

Gayrı sevda gönlüm evin açmadı

 

Taki Naki İmam Hasan Askeri

Mehdi müminlerin virdi ezberi

Dedemoğlu cümlesinin kemteri

Anın içün eri erden seçmedi

 

-13-

Gine bad yelleri esti

Zülfin teline dokunu

Naşi gülistana bastı

Atalım batın okunu

 

Her kim ki yolundan azdı

Evliya da ondan bezdi

Amennası yol nedir sızdı

Çevirin sofuya yakını

 

Alem suret uğrusı oldu

Ötesinden haber aldı

Hemen yola hayf oldu

Gider kalmadı çekini

 

Dilindedir hali yoktur

Hiç birinde eli yoktur

İkrarına beli yoktur

Süküt dutmaz dilini

 

Dedemoğlu buna ne etsin

Çekilip hançere gitsin

Doksan bin er yardım etsin

Şöyle zulmetten sakını

 

-14-

Gönül sana bir nasihat eyleyim

Hasan Hüseyin’dir imamlar merdi

Sakın mürvet kapısından ayırma

Şehitler ulusu gaziler virdi

 

Hak Muhammet Ali virdin söyleyim

Zeynel Abidin’le Bakır da gördü

Birde bağlan ikilikte yorulma

Anların gördüğü yoldan ayrılma

 

Cafer’in ilminde Musa-i Kazım

Dün gün Askeri’ye eyle virdini

Rıza yolunda bağlıdır özüm

Bağlayıban kadim bekle yurdunu

 

Taki’ye Naki’ye ersin niyazım

Hak’tan gayrı kimse bilmez derdini

Pirin nazarında dardan ayrılma

Sakın o hak bilmez diye darılma

 

Sahib zaman gelsin yarem bağlasın

Gülşen etsin gamlı gönlüm eğlesin

Dedemoğlu’n divana kayıt eylesin

Bunda sorul yarın anda sorulma

 

-15-

Gülü seyran bağlarında gezerken

Gözlerime mah-ı taban göründü

Tahmin ettim aşığını öldürmüş

Eller yalın kılıç kandan göründü

 

Karşımda kaşların çattığı zaman

Pervaz kurup samah tuttuğu zaman

İlkbahar ayları bittiği zaman

Lalesi sümbülü reyhan göründü

 

Dil lebin çeşmesinden kanmak ister  

Çık salın sevdiğim cemalin göster  

Herkes sevdiğinden mah-ı tab ister  

Hüsnün aşıklara seyran gördündü

 

Dedemoğlu erkan nizamdan aşma

Özünü bilenin yayından şaşma

Varıp bir kötünün suyuna düşme  

Akıl başta mihman göründü

 

-16-

Hasretin ciğerim büryan eyledi

Gözlerim yolları gel efendim gel

Kalktı gönül kuşu cevlan eyledi

Gözlerim yolların gel efendim gel

 

Evel sen ahır sen geçmezem senden

Bunca muhabbetin çıkarmı candan

Kalktı göç eyledi kevnü mekandan

Gözlerim yolların gel efendim gel

 

Urum sufileri bildiğin şaştı

Rakip ler çok oldu pek hadden aştı

Şimdi gayret Şahı Merdan a düştü

Gözlerim yolların gel efendim gel

 

Horasan dan kalktı Hint’i yararak

Kafirleri top top etti yararak

Cümlesine usul nizam vererek

Gözlerim yolların gel efendim gel

 

Dedemoğlu Allah Allah diyelim

Gel nefsaniyeti elden kovalım

Emir buyruk Hak tan biz neyliyelim

Gözlerim yolların gel efendim gel

 

-17-

İmam Hüseyin'e olan zulmata

Gökte melek yerde insan ağladı

Gidi kesti ellerini doğradı

Gökte melek yerde insan ağladı

 

Elin kesti bir Allah'ın zalimi

O bilmedi ne olacak halini

Ay tutuldu gün düşürdü nurunu

Gökte melek yerde insan ağladı

 

Kesik başı ortalığa koydular

Ah Hüseyin vah Hüseyin dediler

Siyah saçın al kanlarla yudular

Gökte melek yerde insan ağladı

 

Bir su vemıediler ol adil hana

İçtiler Yezitler hem kana kana

Çok figan eyledi hem Fatma Ana

Gökte melek, yerde insan ağladı

 

Dedemoğlu bak Yezit'in kasdına

Askerini çekti gelir üstüne

Böyle zulm mü olur Ali dostuna

Gökte melek yerde insan ağladı

 

-18-

İntizarım ol gözleri mestime

Nice bir ağlar gözlerim nice bir

Durmaz münafıklar düşer kastime

Nice bir yollarım bağlar nice bir

 

Muhammed Ali’ye bağlıdır bendim

Hasan Hüseyni sevdim inandım

Beşe seli gibi taştım bulandım

Nice bir sellerim çağlar nice bir

 

Zeynelin aşkına girmişim yola

Muhammed Bakır’ın sevgisi ile

Almış imam Cafer damgasın ile

Nice bir sinemi dağlar nice bir

 

Kazim Rıza‘ya olmuşum bende

Taki’yi Naki’yi severim canda

Giden geri gelmez fani dünyada

Yad murat almadı sağlar nice bir

 

Hasan Askeriden tuttum demanı

Bu kadarınca gönlümde şekki gümanı

Dedemoğlu Mehdi sahib zamanı

Nice bir efendim bekler nice bir

 

-19-

Kerbela çölünden sakin mi geldin

Ne yaman firgatli ötersin turnam

İmam Ali katarına.....yuban

Kırklar´ın semahın tutasın turnam

 

Kırklar senin ile biledir bile

Yediler hizmetin ol mail ola

Ol Hızır Nebi de yardımcın ola

Güruhu Naci´ye yetesin turnam

 

Evel bahar yaz ayları doğanda

Semah tutup gök yüzüne ağanda

Yavru şahin tellerine değende

Ali´m dost dost diye ötesin turnam

 

Ali´nin avazı sende bulundu

Ne yaman ötersin bağrım delindi

Ol Pirden bir haber al da gel şimdi

Gönlümün gamını atasın turnam

 

Dedemoğlu durmus katlini yazar

Oturmuş ağdevin bendini çözer

Mecnun Leyla için çölleri gezer

Can verki canana yetesin turnam.

 

-20-

Kimi bulur Mevlasını

Tutar elde deman eyler

Kimi bilmez acep neyler

Ola dini güman eyler

 

Kimi doğmuş anasından

Kimi göçmüş hanesinden

Kimi almış danesinden

Kimi sürüp saman eyler

 

Kimi nakıs kimi cahil

Kimi akıl kimi kamil

Kimi cömert kimi bahil

Kendi özün yaman eyler

 

Kimi arif kimi aşık

Kimi maşuka ulaşık

Kimi candan bekler ışık

Güder ahdı aman eyler

 

Dedemoğlu bekle yurdun

Zikreyle dilinde virdin

El tutuben ikrar verdin

Sana ikrar iman eyler

 

-21-

Medet hey Allah ım medet

Gel derdime derman eyle

Yetiş ya Ali Muhammed

Gel derdime derman eyle

 

Hasan Hüseyin aşkına

Sen yardım eyle düşküne

İmam Zeynelin aşkına

Gel derdime derman eyle

 

Şah Taki ve Şah Naki

İmam Hasanül Askari

Af eyle günahkarları

Gel derdime derman eyle

 

İmam Bakır ın katına

Cafer in ilme zatına

Musa Kazim hürmetine

Gel derdime derman eyle

 

Gel Haktan dileğin dile

Mehdi sahib zaman gele

Dedemoğlu secde kıla

Gel derdime derman eyle

 

-22-

Mehdi'yi eğer candan seversen

Varınca bir tel ver pirime turnam

Hasan Hüseyin'den imdad umarsan

Varınca bir tel ver pirime turnam

 

Zeynelabidin'in gonca gülleri,

Bakır kılavuzdur sürer yolları,

Gül yüzlü yarimin zülüf telleri

Varınca bir tel ver pirime turnam

 

Caferi Sadık'la Musa - yi Kazım,

İmam - ı Rıza'ya bağlıdır özüm,

Bir de benim için eyle niyazım,

Varınca bir tel ver pirime turnam.

 

Muhammed Taki'dir Aliy - yül Naki

Hasan - ı Askeri zülfünün bağı,

Yerin, göğün, arşın, kürsün durağı,

Vannca bir tel ver pirime turnam

 

Dedemoğlu, Hak'tan tuttum dameni

Küfür deryasında buldum imanı,

Seversen Mehdi - i Sahip Zamanı

Varınca bir tel ver pirime turnam

 

-23-

Muhammed Ali yi candan seversen

Varınca bir tel ver Pirime turnam

Hasan Hüseyin den imdat umarsan

Varınca bir tel ver Pirime turnam

 

Ol imam Zeynelin gonca gülleri

Bakır kılavuzdur sürer yolları

Severim dostumun zülfün telleri

Varınca bir tel ver pirime turnam

 

Cafer-i Sadık ta Musa-i Kazim

İmam Rıza ya bağlıdır özüm

Emaneti sana ey ulu Azim

Varınca bir tel ver pirime turnam

 

İmam Taki de şah Ali Nağı (=Naki)

Hasan Ali Askeri çeşmim çırağı

Yerin gögün arşın kürsün direği

Varınca bir tel ver pirime turnam

 

Eğer turnam Kerbela ya varırsan

Necef teki türbeyede uğrarsan

Şu Anadolu dan suval sorarsan

Healimi haber ver Ali ye turnam

 

Dedemoğlu Hak tan tuttuk demanı

Küfür deryasında bulduk imanı

Seversen Mehdi ye sahib zamanı

Varınca bir tel ver pirime turnam

 

-24-

Ne güzel yaratmış Hak teala

Hüsnün münevverdir gülden ziyade

Cemalin şavkına doyulmaz ey can

Paresince zülfün telden ziyade

 

Allah Şad olup gülünce güller açıldı

Zebanından lal ü gevher saçıldı

Hüsnün kitabından müşkül seçildi

Dişlerin dür lebin baldan ziyade

 

Kipriğin ok kaşın benzer kemane

Çeşmin cellat olmuş hamleder cane

Ulusun misalin yoktur bir tane

Beylerin zer-i fil filden ziyade

 

Kemalin bir nihayettir sorulmaz

Bir lahza yüzün görmesem durulmaz

Her dem gelir yoklar gönül yorulmaz

Uçan kuştan esen yelden ziyade

 

Dedemoğlu aydur böyle bir asıl

Saçın sümbül kaddin selviden usul

Açup ak kolların Lahmike Lahmi ol

Dolansın boynuma şaldan ziyade

 

-25-

Sabahın seherde durdum

Ustazım Muhammed Ali

Sığındım Şah-ı Merdan’a

Sensin müminlerin eli

 

Allah dedim yola girdim

Ta Ezelden dedim beli

Sığındım Şah-ı Merdan’a

Sığındım Şah-ı Merdan’a

 

Hasan Hüseyin’dir virdim

İmam Cafer ‘dendir aşıkım

Şah imam Zeynel’e erdim

Hayali anber-i müşküm

 

İmam Bakır’a yüz sürdüm

Musa’yı Rıza’ya düştüm

Sığındım Şah-ı Merdan’a

Sığındım Şah-ı Merdan’a

 

Taki Naki Askeri’den

Dedemoğlu mürvet aman

Ta elest’den beriden

Yoktur özümüzde güman

 

Batın kılıcın yürüden

Şah Mehdi-i sahib-zaman

Sığındım Şah-ı Merdan’a

Sığındım Şah-ı Merdan’a

 

-26-

Sabahın seherinde uyandım

Dostum gelir güle güle

Çıkmış gelir otağından

Ak kolların sala sala

 

Yar güle güle gelince

Güller açılur gülünce

Muhabbet gülün bulunca

Görür oynar d’ola d’ola

 

Aşıkın bendi boşanır

İner türaba döşenir

Rahmet kuşağın kuşanır

Erden himmet ala ala

 

Er himmeti almayanın

Aşk gölüne dalmayanın

Müşterisin bulmayanın

Bu gümandır kala kala

 

Hak müşterisin bulmalı

Özge pazarlık kılmalı

Muratlar hasıl olmalı

Hak cemine gele gele

 

Hak ceminin niyazını

Ne hub ekmişler düzünü

Bir dahi görsem yüzinü

Çeşmim yaşın sile sile

 

Dedemoğlu gam üstüne

Yarem gelir em üstüne

Dem ederler dem üstüne

Nur kadehler dola dola

 

-27-

Yeşil kamçılı boz ata

Binen kimdir ? Bilin imdi.

Dört kitabı dört satıra

Yazan kimdir? bilin imdi.

 

Gaiptendir anın üçü,

Bilmediler nedir suçu,

İsmail'e inen koçu

Yüzen kimdir? Bilin imdi.

 

Hem okurum, hem yazarım,

Kimseler bilmez nazarım,

Peygamberlerin mezarın,

Kazan kimdir? Bilin imdi.

 

Gelir dayanırdı denge,

Biner gider idi cenge,

Ak deveyi, ol peşenge,

Dizen kimdir? Bilin imdi

 

Dedemoğlu, cennet şarı,

Mümin olan anda varı,

Pcydan edip zülfiktlrı

Düzen kimdir? Bilin imdi.

 

-28-

YÜZNAMEDEN

 

Dedemoğlu az oku  

Aç kitabı düz oku  

Alana bir harf yeter  

Almayana yüz oku

 

Dedemoğlu Yasin’den

Elif de çıkar Yasin’den

Bülbül ü kafese korlar

Dilinin belasından

 

Dedemoğlu azda var

Elli de var yüzde var

Öpülecek elde var

Tükürecek yüz de var

 

Dedemoğlu çimenden

Su çıkar şu çimenden

Pirim günahım geçse

Kim sorar suçu benden

 

Dedemoğlu nesi var

Nesi var neresi var

Biri magrip bir maşrıkta

Su sızmaz arası var

 

Dedemoğlu nesi var

Nesi var neresi var

Allah’la diz dize otursa

Bin yıllık arası var

 

Dedemoğlu incidir

Lal ve gevher incidir

Cahiller bir iş yapar

Nihayet can incidir

 

Dedemoğlu kar yağar

Kar yağar karga yalar

Allah’ım bu nasıl iş

Şekeri karga yalar

 

Dedemoğlu incidir

Lal gevher incidir

Arif ler bir iş yapar

Ne incir ne incidir

 

Dedemoğlu yoluna

Yol içinde yoluna

Yol içinde olmayan

Bir gün ola yoluna

 

Dedemoğlu yol vardır

Yol içinde yol vardır

Düşkün olan kişide

Elbette bir hal vardır

 

Dedemoğlu meydanda

Dem sürarler meydanda

Bu meydana gelenin

Küllü varı meydanda

 

Dedemoğlu meydana

Mey getürün meydana

Meydana mey getürmeyen

Layık mudur meydana

 

Dedemoğlu hana var

Mey getür meydana var

İçüpte esrürmeyen

Ne bilür mey de nevar

 

Dedemoğlu az söyle

Bişir sözün öz söyle

Şu meydanda yol Hakka

Elverecek söz söyle

 

Dedemoğlu yarinden

Er dönermi darından

Yar ile yar olanlar

Geçmek gerek varından

 

Dedemoğlu yar bilür

Yar kıymetin yar bilür

Hakka yakın olanın

Kıymetini er bilür

 

Dedemoğlu er gerek

Bir vefalı yar gerek

Er kıymetin bilmeğe

Yine kamil er gerek

 

Dedemoğlu dem gelür

Dem içinde dem gelür

Dem olmayan meydanın

Encamında gam gelür

 

Dedemoğlu yaz gelür

Kakıldaşır kaz gelülr

Erenler dem irince

Al baharlı yaz gelür

 

Dedemoğlu yar gelse

Alem dolu yar gelse

Canı teslim kılarken

Üzerime yar gelse

 

Dedemoğlu yar gelse

Hüda-m müesser kılsa

Canım tenden göçünce

Namazımı yar kılsa

 

Dedemoğlu ceme var

Cem içinde ceme var

Günahlar yargılanır

Düştün ise cem-e var

 

Dedemoğlu bu hane

Kalmadı Süleyman-a

Mürvet ile varınca

Anda bakılmaz kana

 

Dedemoğlu kemali

İsterim Hak cemali

Kemal kesbetmeyenler

Görürmü Hak cemali

 

Dedemoğlu gelenin

Hakka secde kılanın

Abdesti muhkem gerek

Hak cemine gelenin

 

Dedemoğlu gönüle

Sakın değme gönüle

O gönül Hak makamı

Sakın değme gönüle

 

Dedemoğlu su akar

Daim didara bakar

Hatır yıkanlar Hakkın

Evin miracın yıkar

 

Dedemoğlu derdim var

Yüreğimde urdum var

Bin dermana vermezem

Bir kıymetli derdim var

 

Dedemoğlu Dost olmaz

İçiyibte mest olmaz

Dost gaybetine dosttur

Yüze gülen dost olmaz

 

Dedemoğlu kamil ol

Kemal ehli kamil ol

Ülemayım der isen

İlminle kamil ol

 

Dedemoğlu Ali den

Gerçek dönmez Veli den

Üç isim bir manadır

Ayrılmayız Ali den

 

Dedemoğlu der Ali

Evel ahır bir Ali

Benim gibi varmola

Hem günahkar hem deli

 

Dedemoğlu gelenler

Hakka secde gılanlar

Edep erkan gözlesin

Hak cemine gelenler

 

 

Kaynak:

Alevi-Bektasi Siirleri Antolojisi Cilt 3 İsmail Özmen

(Bazi deyişler Hasan Dede Dergâhı Ziyaretçi Defterinden alınmıştır)

 

                                                      -  Ozanlarımız  -