Âşık Remzâni |
CEYHUNİ 18
Hazırlayan: Hasan OYTUN
Aşık Ceyhuni, 1847’de Zile’nin
Çıkrıkçı mahallesinde doğmuştur. Asıl adı Ömer’dir. Babası Çördükoğulları’ndan
Ahmet’tir. (Kimi yazarların Ceyhun’yi Çorumlu göstermeleri yanlıştır, belki de
bu, onun Çorum’da Kahyaoğulları’ndan Meryem’le evlenmesinden doğmuştur.)
Ceyhunibir süre Aşık Tokatlı Nuri’ye çıraklık etmiş. (Ceyhuni adını da kendisine
ustası takmış.) İyi saz çalar, geçimini bu yolla sağlarmış. Düğünlerle
derneklerde, kahvelerde çöğür denen 12 telli sazı beceriyle kullanırmış. Çevre
köyleri, kentleri dolaşır, sık sık yolculuğa çıkarmış. Çayırcı ve Veliefendi
çayırları ile semai kahvelerinde saz çalmış, karşılaşmalara katılmıştır.
CeyhuniTokatlı Nuri ile Erzurumlu Emrah’ı çok sever, ikisini de ustası sayarmış.
Kendisi de birtakım şairlere ustalık etmiştir: Niksarlı Bedri ve Cesuri, Zileli
Mevci ve Nagami, Tokatlı Cemali ve Hicri, Yozgatlı Mes’udi ve Seyhuni, Sivaslı
Pesendi vb. Bu ünlü çıraklar Ceyhuni’nin çevrede ne denli sevildiğini ve etkili
olduğunu göstermektedir.
Bektaşiliğebağlanan Ceyhuni şiirlerinde, hem inançlarını yansıtmış, hem de aşk, doğa,
ayrılık temlerini işlemiştir. Arada bir çevresinde ki olaylardan (sıtma vb.)
söz etmiştir. Ceyhuni 1912’de Çorum’un Alaca ilçesine bağlı İsa Hacılı köyün de
ölmüştür.
-1- Ciğer kebabından hoşlanır canım İçinde tuz biber soğan olmasa Şarab-ı gülfuma pek kaynar kanım İçerim kaseyle peyman olmasa
Hasret ateşiyle sarardım soldum Muhabbet bezminde nişane oldum Peymaneler gibi boşalıp doldum Gelir mi zevkimiz canan olmasa
İçip içip sarhoş oldukça baygın Ararım bağdakeş kendime uygun Sabahları kalkar ciğeri yangın Ölür bu Ceyhuni ayran olmasa
-2- Dilistan-ı aşka girmezden evvel Çok Mecnun okudum imlalar ile Soyunup bu raha girdim bi-bedel Farkettim her ilmi manalar ile
Sofra sevda bulegımdan uğradım Behçet içre ben ademe uğradım Aşk tecelli mukaddere uğradım Haylice savaştım ağmalar ile
Çarmıha çakıldım aba ile men Çok muciz seyrettim İsa ile men Hem dem olup gezdim Musa ile men Tur'a çıktım yüz bin senalar ile
Ceyhun meni cüz-i sulbi pederde Bir katre dem olup rahm-ı maderde Kar-ı car payla olmasın kaderde Paslandım bilendim edalar ile
-3- El vurup tabibe incitme beni Zira aşk derdine derman bulunmaz Ne derttir bilmezem sızlatan beni Can gider visüle canan bulunmaz
Var iken sinede hezaran dağlar Aşk oduna düştüm can evim yanar Yar ile sine saf olacak dağlar “At bulunur meydan bulunmaz”
Çok gördüm feleğin serencamını Murat üzere kimler aldı kanımı Kanda nuş ederse ecel camını Göçen Ceyhuni’ den nişan bulunmaz
-4- Erdi matem mahı nevcillar gibi sen çağla gel At müferrih cameni yüz bin
karalar bağla
gel Kasd-ı
a'da
eyleyüb şemşir-i
aşkı zağla gel Al ü evlada muhabbet eyle
kalbin sağla
gel Bu
muharrem mahının
matem
günüdür ağla
gel Şah Hüseyn'in aşkına can
ü ciğerler dağla gel Kasd kıldı Şah Hüseyn'e
ol Yezid ibn-i Yezid Defter-i uşşakdan ismi
resid oldu resid Bir içim su vermedi
hubanlara bağrı
hadid Kerbela deştinde kıldı akıbet susuz
şehid Bu
muharrem mahının
matem
günüdür ağla
gel Şah Hüseyn'in aşkına can
ü ciğerler dağla gel Bir terahhum kılmadı Mervan
Pelid-ibn-i avam Şimr-i
bidinin
Yezid'in canına
la'net
müdam Şah
Hüseyn
ibn-i Ali'ye eyledi münkir
kıyam La'net olsun sadhezaran
kavm-i Yezid'e subh u şam Bu
muharrem mahının
matem
günüdür ağla
gel Şah Hüseyn'in aşkına can
ü ciğerler dağla gel Geldi geçti bu cihandan çün
Aliy-yel-Mürteza Ağladı
bu
demde çün ins ü melek arş
u
sema Titredi havfından ol
taht-es-sera fevk-al-ula Eyledi gel ta haşre dek
va veyleta va hasreta Bu
muharrem mahının
matem
günüdür ağla
gel Şah Hüseyn'in aşkına can
ü ciğerler dağla gel Öl de gel gayret keş-i Al-i
aba meydanıdır Can ü başı terk kıl ehl-i vefa meydanıdır Ağla
Ceyhun
Şah Hasen Hulk-ı Rıza meydanıdır Sen niçün gafil durursun
Kerbela meydanıdır Bu
muharrem mahının
matem
günüdür ağla
gel Şah Hüseyn'in aşkına can
ü ciğerler dağla gel
-5- Evvel ateş püskürürken ağzımdan Şimdi bir pamuğu yakamaz oldum Tab ü fer kesildi iki gözümden İpliği iğneye takamaz oldum
İçip içip asla bakmaz idim ben Kimsenin hatırın yıkmaz idim ben Evvel meyhaneden çıkmaz idim ben Nedendir bugünler çakamaz oldum
Diyar-ı gurbette çürüyüp kaldım Ömrüm telef edip Sürüyüp kaldım Kupkuru kaskatı kuruyup kaldım Ceyhuni’yim lakin akamaz oldum
-6- Ey şahı velayet Hayderi Kerrar Kerrar oldu ismin keramet
ile Keramet sendedir gün gibi
izhar Esrarın
söylenir
rivayet ile Rivayettir senden bürcü şeriat Şeriattan
bais
olmaz tarikat Tarikattan ifşa olur hakikat Hakikatin dilde şecaat ile Şecaatin
duydu
Ceyhuni geda Gedayı
babından eyleme cüda Cüda etmek değil layık şanına Mürtaza okunur tilavet ile
-7- Ey şuhu müstesna çeşmi sehharın Pençe salıp bu çeşmimden mü
çeker Ey kameti dilcu zülfü tatarın Kan ağladıp dü çeşmimden cü
çeker Ruzü şeb rakseder girdabı çeşmim Artırır
mevcini
hizabı çeşmim Devreder daima dolabı çeşmim Dilmülkünde Asümana su çeker Gönül bendolmuştur aşkın bağında Müekkiller bekler sol ve sağında Hab görmez gözlerim, gönül bağında Bir bülbül var gül dalında hü
çeker Ceyhuni dil verdim Hayder vaktında Okudum ismini ezber vaktında Bir kere ah etsem seher vaktında Badi saba hub zülfünden bu
çeker
-8- Göz açıp cihana geldiğim saat Bu dilime geldi zikri ya Allah Aşk imandır bana gönül cemaat Dost eşiği oldu her dem secdegah
İnayet eyleyip etmesin azar Keremler kanidir ol gani perver Dünya kadar cürmün olsa affeder Neye kadir değil hazreti Allah
Bana fasık diyen kendidir fasık Cehennem oduna kendidir layık Ben hakkın indinde olmuşum sadık Benim ol aşığı arifi billah
Ceyhun fasık ise ya sana ne var Kulu kuldan sual etmez o settar Hak beni senin'çin oda mı yakar Ey ervahı çürük münkiri ikrah
-9- İdgaha
gidek dolap seyrine Bakalım
ne yana ne civan döner Hardan
habersizce gelmiş gülşene Bülbül
huzurunda gülistan döner İd-i
adha idi gönlüm arzusu Her
çobanın var bir emlik kuzusu Kınalıdır
ol kuzunun kuzusu Meletir
yanında nice can döner Ceyhuni
der bikes elleri bağlı Kan
döker didesi sinesi dağlı Kırmızı
yeşilli karalı allı Şehrimizde
böyle çok civan döner
-10- Isıtma tutunca hiç tutmaz elim Yakar bu tenimi kurutur dilim Otuz dokuz yorgan kırk sekiz kilim Örtünsem ısınmam yine ısıtma
Sen beni tutarsın olurum mestan Verirler yiyemem bir dilim bostan Her günün başına tek sana destan Söyleyim de vazgel benden ısıtma
Yakalarsın beni kalırım dona Cevr ü cefa etme yazık bendene Temessüklü borcum var ise sana Göster senedini verem ısıtma
Birdenbire gelme ansız gelirsin Ağu gibi azılarım sökersin Altın mı istersin sen ne sezersin Söyle de vereyim vazgel ısıtma
Nişan ettin sabah gölgeleyince Afitab semayı ortalayınca Saat dört buçukta orta olunca Tuttun Ceyhuni’yi yine ısıtma
-11- İklimi can soldu gülleri Bağı vuslat gülizarsız olur mu Hal ehli halleder bu müşkülleri Gonca harsız bülbül z olur mu
Reftara çıktıkça karşı kemanım Sulasın yolları çeşmi girvanım İr gör endamını hüsnü tabanım Çin güzeli müşkibarsız olur mu
Vefa resmin hublar etseler resid Can verip Ceyhuni eyler yine iyd Harabat ehline ta’neder zahid Aşık olan şivekarsız olur mu
-12- Küre-i sevdaya uğradı yolum Bir ateş verdiler ocaklarından Dedim ki çekemem ben zayıf kulum Dedi ki aşkın sebaklarından
İkrar verip aldım onun behini Çaldım o meydanın def ü neyini Erenler kurmuşlar vahdet meyini Bana da verdiler çanaklarından
Ledün ilmi derler mahremi oldum Katreyi vücudun külzemi oldum Şu tıflı şi'rimin meryemi oldum Geçtim ki tenhaca sokaklarından
Sırrı enel-hakk'ı diyecek kimdir Kanaat lokması yiyecek kimdir Melamet hırkası giyecek kimdir Ceyhunî var Nuri çıraklarından
-13- Nezaket vaktinde hobluk çağında Efsun olmaz mar imişsin sevdiğim Deryaları döksem teskin eylemez Sen bir sönmez nar imişsin sevdiğim
Cevherlerde sen kanmışsın bir zaman Cesedinde sen canmışsın bir zaman Güzellere sen banmışsın bir zaman Vaktin geçmiş farımışsın sevdiğim
Ceyhunî'nin pendin gûş eylemedin Muhabbet meyinden nuş eylemedin Bir kere hatırın hoş eylemedin Ne vefasız yâr imişsin sevdiğim
-14- Rahı
hakikate dil oldu bende Biz
sırrı (İlla)nın tevellasıyız Merd
olan namerde olmaz şermende Biz
anların evvel teberrasıyız Sirişki
çeşmimden döner asiyab Yaş
yerine gözden dökerim hunab Teşnediller
bizden oldular sirab Biz
kuru çeşmenin baş sakasıyız Ceyhuni
çok vakit gurbette kaldım Ömür
telef edip kuruyup kaldım Ta
temelden çürüyüp şöylece kaldım Ceyhuniyiz
lakin kum deryasıyız
-15- Sahbayı ne müşkül sundun a melek Ben ecel camını içtikten geri Mıkras-ı hicr ile o zalim felek Bana gam hırkasın biçtikten geri
Ey gönül alemde gezme serseri Kimsenin kimseden yoktur haberi Erbabından sual eyle cevheri Anı çayı taşından seçtikten geri
Aldanma devrine böyle devranın Gözetmem gülünü ben o bağbanın Çekemem kahrını yalın çobanın Kuzuyu koyundan seçtikten geri
Tahammül ederken adu taşına Kan karıştı gözlerimin yaşına Felek himmetini çalsın başına Ceyhuni dünyadan göçtükten geri
-16- Sevdana tutuldum ben bile bile Ey nar-ı muhabbet yan içerimde Firak-ı mihnetle derd-i hasretle Uyuştu bağrımda kan içerimde
Dilber zülfü gibi aklım perişan Gezerim alemi mest ü sergerdan Yarı ağyar ile gördüğüm zaman Boğazıma gelir can içerimde
Ceyhun elde teber başta bir külah Gezerim alemi dergah-be-dergah Zeminden semaya çıktı suz u Bir külhan-ı aşk var san içerimde
-17- Tıfl-ı nazım yine geldin hatıra Gurbet elde ağlayayım bir zaman Muhabbet namemi kimler götüre Kime halim anlatayım bir zaman
Yine mevce geldi derun kaynaşır Hasret ateşiyle gönül tutuşur Eller bayram eder gülüp oynaşır Ben karalar bağlayayım bir zaman
Kan karıştı Ceyhun yine seline Gönül arzu çeker can iline Körpe kuzum bakar kimin eline Kan ağlayıp çağlayayım bir zaman
-18- Yar ile gönlümün
meyhanesinde Bir kuru merhaba, bir niyaz kaldı Vefa yok alemin karhanesinde Vefakeş
alemde
azdan az kaldı Visal-i didara ettikçe
tedbir Müyesser etmedi hazreti
taktir Binde bir pareye etmedi tesir Ne nutk-u hakikat ne mecaz kaldı Koy, cevirler etsin yarim Ceyhuni İşvebazım,
şivekarım, Ceyhuni Dünyada hasılı varım Ceyhuni Elimde bir çubuk bir de saz kaldı
- Ozanlarımız - |