Âşık Remzâni |
Köse
Süleyman Ocağı Hüseyin ELMAS
Köse Süleyman Ocağının kurucusu olan Köse Süleyman, Yunus Mukri’nin oğludur.
Yunus Mukri, Horasan’da Nişabur
şehrinde doğmuştur. Dört oğlu olmuştur, bunlar
İbrahim, Süleyman, Saru ve İdris’tir. Yunus Mukri Oğuzların Üçok koluna bağlı
Çepni boyunun ulularından ve önderlerindendir. Yunus Mukri, Horasan’dan
Anadolu’ya göçtüğünde ilk önce Konya’ya gitti ve Anadolu Selçuklu Sultanı
Alaattin Keykubat ile görüştü, Keykubat’ın yardımı ile Sulucakarahöyük’e beş
kilometre mesafede bulunan Mikail köyüne yerleşti. Bir süre sonra burada Hakk’a
yürüdü. Hacı Bektaş Veli’nin müritlerinden ve
çok yakın erenlerindendir. Soyu İmam Rıza’ya dayanmaktadır. Kendi soyundan
yürüyen ocak, oğlu Süleyman’ın adını alarak Süleyman ile yürümüştür. Köse Süleyman
Ocağı Hacı Bektaş Dergâhına bağlıdır. Köse Süleyman’ın doğum tarihi net olarak
bilinmemekle beraber 1200’lü yılların ilk çeyreğinde olması kuvvetle
muhtemeldir. Zira 1243 yılında Moğollarla Anadolu Selçukluları arasında yapılan
Kösedağ Savaşına Selçuklu komutanı olarak katılmıştır ve bu savaşta şehit
olmuştur. Zara-İmranlı-Suşehri üçgeninde yer alan
Kösedağ’da şehit düştüğü için daha sonraları Köse Süleyman olarak anılmaya
başlanmıştır. Türbesi Sivas ili, Suşehri ilçesi,
Çataoluk (Sis) köyünün Anuhlu yaylasındadır. Anuhlu Yaylası, Kösedağ’ın Suşehri
ve Zara’ya bakan yamaçlarında, zirveye yakın bir yayladır. Birçok Anadolu ereni
gibi Köse Süleyman’ın türbesi de bir dağın doruklarındadır. Çataloluk (eski adı
ile Sis) köyünden Murat Kaya bana şunları anlattı: “Her yıl 15 Temmuz günü Zara, Suşehri
ve Şerefiye’ye bağlı Alevi ve Sünni köylerinden canlar Anuhlu yaylasındaki
Türbeye giderek Köse Süleyman’ı anma etkinlikleri düzenler. Törenlerden bir gün
önce gök gürültüsüne benzer bir ses duyulduğuna ve ertesi gün anma
etkinliklerine hazır olunması gerektiğine inanılır. Etkinliklerde taşlar yan
yana dizilerek temsili askerler yapılır. Kendisinin bir komutan olduğuna atıf
olsa gerektir. Türbeyi ziyarete gelenlerin içersinde
art niyetli, kötü düşünceli insanlar olduğunda Kösedağı’nın başını kara
dumanların aldığını, bu insanlar türbeden uzaklaştığında Kösedağı’nın yeniden
açılıp güneşle kucaklaştığına inanılır. Eski zamanlarda ziyarete atlarla,
katırlarla ve yürüyerek gidilirken, günümüzde Alevi ve Sünni köylüler Anuhlu
Yaylasına yürüyerek ve arabalarla çıkmakta ve Köse Süleyman’ı Anma
Etkinliklerine katılmaktadırlar. Türbede dileklerde bulunulur; dilekler kabul
olduğunda ertesi yıl ziyarete kurbanlarla gidilir.” Murat Kaya bir de aşağıdaki menkıbeyi
aktardı: “Bir köyden uzak bir köye kız verilir.
Bu kız gideceği köyü de tanımaz, verildiği adamı da tanımaz, büyükleri karar
vermişlerdir. Düğün kurulur, kızın köyünden varacağı köye doğru gelin atı başta
olmak üzere düğüncüler yola çıkarlar. Gelin duvağın altında, alyazmasının
altında sürekli ağlar. Gittikleri yol Köse Süleyman’ın türbesinin bulunduğu
dağın eteklerinden geçmektedir. Tam türbenin hizasına geldiklerinde gelin
alyazmasının altından yalvarır, ‘Ey bu
dağlarda yatan ulu
eren,
beni istemediğim yerlere gönderme, beni buralarda, kendi yurdumda
taş et’ der. Ulu
eren Köse Süleyman, gelinin feryadını duyar ve onu atı ile birlikte olduğu
yerde taş ediverir. Anuhlu Yaylasından Kösedağı’nın bu
yolgeçen bölümüne uzaktan bakıldığında bir kayanın at ve at üstünde gelin
siluetine benzediği söylenir. Kayadaki kızıl yosunların da gelinin alyazması ve
ellerindeki kına olduğuna inanılır.” Sivas-Akıncılar ilçesinde bir köyde
Bağdışık adıyla bir türbe olduğu ve bu türbede yatan zatın Köse Süleyman’ın
kardeşi olduğu da rivayet edilir. Köse Süleyman Türbesi, Suşehri Çataloluk
Beldesi tarafından yaptırılmıştır. Etkinliklerde türbenin yanına dikilmiş
bayrak direklerine birçok çevre ülkenin bayrakları asılır. Köse Süleyman Ocağının bugünkü merkezi
Balıkesir’e bağlı Kavakbaşı köyündedir. Balıkesir, Manisa, Çanakkale, İzmir ve
Aydın’daki Çepniler bu ocağa bağlıdır. Ocak dedeleri Hacı Bektaş Dergâhından
aldıkları icazetnamelerle ocak taliplerinin yol ve erkân hizmetlerini
sürdürmektedirler. Alevi-Bektaşi yol ve erkân süreğinde bulunan, Görgü Cemi,
Birlik Cemi, Hızır Cemi, Abdal Musa Cemi ve inançla ilgili diğer tüm yol ve
erkân hizmetleri günümüzde de sürdürülmektedir. Cemlerinde Pir Sultan Abdal,
Şah Hatayi, Teslim Abdal, Kul Himmet, Karacaoğlan, Genç Abdal’ın deyişleri
oldukça yaygındır. Nefeslerde Allah, Muhammet, Ali, Hasan ve Hüseyin övgüleri
yoğunluktadır. 1200’lü yıllarda Anadolu’ya göçen
Çepniler Kars, Trabzon, Ordu, Samsun, Sinop, Zonguldak, Amasya, Çorum,
Gümüşhane, Sivas, Tokat ve Akçakoca’ya kadar uzanan coğrafyaya yerleşmişlerdir.
Bu bölgede bir devlet kurmuşlardı. Bu coğrafyadaki Çepnilerin bağlı olduğu Ocak
Güvenç Abdal Ocağıdır, ancak batıya doğru Balıkesir, Manisa, İzmir, Çanakkale,
Aydın, Bergama ve yörelerine göç etmiş olan Çepnilerin bağlı olduğu ocak Köse Süleyman
ocağıdır. Yine Gaziantep bölgesinde bazı Çepni yerleşim alanları vardır. Bunlar
Nizip ilçesi Balıkesir, Manisa, Çanakkale, İzmir,
Aydın, Bergama yörelerindeki Çepniler yedi obadır, tamamı Köse Süleyman ocağı
talibidirler. Bunlar Karalar, Eyne Hocalı, Nusratlı, İlyaslı (Ellezli) Yalınayaklı,
Anaklı ve Zeynili obalarıdır. Bu obalara bağlı olarak; Eyne Hocalı (İnce Hocalı)
yedi köy, Karalara ait dokuz köy, Yalınayak obasına ait altı köy, Ellezli
obasına ait üç köy, Avarlar’a ait bir köy, Nusratlı’ya ait dört köy, Garili’ye
ait iki köy bulunmaktadır. Manisa’da yedi Çepni köyü, Aydın’da dört Çepni köyü,
Balıkesir’de yirmi üç Çepni köyü vardır. Köse Süleyman Ocağı Talip köyleri ise
aşağıdaki gibidir. Balıkesir merkez ilçe Çiğner, Çukur
Hüseyin, Ayanoğlu, Kavakbaşı, Deliklitaş, Düpecik, Gökçeören, Kabakdere,
Karamanlar, Köteyli, Kuşkaya, Macarlar, Ortamandıra, Yeşildere, Yaylacık köyleri; Bigadiç’te Akyas, Çiftlik,
Elyapan, Güvem, İnkaya, Kozpınar, Yumruklu köyleri; Balya’da Değirmendere,
Kocabük köyleri. Kepsut’a bağlı Armutlu köyü. Susurluk’a bağlı Danayeli köyü. Sındırgı’ya
bağlı Cehennemdere (Kocasinan) köyü. Manyas’a bağlı Kapaklı ve Kalebayırı köyleri.
İvrindi’ye bağlı Soğanbükü köyü; İzmir Bergama’ya bağlı Deliktaş, Karalar, Narlıca,
Pınarköyü, Yalnızevler, Tepeköy ve Sarıdere köyleri. İzmir Mustafa Kemal Paşa
ilçesine bağlı Hamzababa ve Zeamet köyleri Köse Süleyman Ocağı talipleridir. Ocak mensubu dedeler ise Balıkesir’in
merkez ilçesine bağlı Kavakbaşı köyü, İzmir Bergama’ya bağlı Pınarköy ve Narlıca’nın
köylerindedir. Oğuz soyadlı dedeler günümüzde Köse Süleyman Ocağı dedeleri
olarak Çepnilerin yol ve erkân hizmetlerini sürdürmektedirler. Aşağıda Bedri
Noyan’ın tercüme ettiği bir şiir yer almaktadır. Aşk ile... Çepni boyu çün Oğuzdan ayrulur Doğruluben Rum mülküne gelür Çepni Boyundan meğer kim bir aziz Ehl-i takva-i vara’ ehl-i temyiz Yunus-u Marki’ydi anın adı Çepninin olaydı şehhi mürşidi Karahöyük kurbundaki Kayı nam yere Gelüben anda karar itti göre Dört oğlu vardı kim her biri Kande varsa bellolmuştur yeri Ulu oğlunun adı İdris idi Kârı ilme iştigal tedris idi Saru, İbrahim, Süleyman üçü de Anun oğluyidi bunlar ay dede Şan Sultan Alaeddinün ol Yund bendiydi ey sahip kabul Karayük’te evvel kıldı karar Padişah yurdunu günderdi ey yar Çepni boyunda üç ev daha getür Yund bendiyle Karayük’te kalur Ol üç evin bir ulusu var idi Hem Gevherdiş’di ol kişinin adı Çünkü iki komşu anda geldiler Karayük’te mesken edip kaldılar.
|