Âşık Remzâni

 

 

 

Hizmet

 

İnsanlar, yaşamlarını hep bir çaba, bir uğraş içerisinde ve hep bir şeylere ulaşmak için geçirirler. Öğrencinin ders çalışması, öğretmenin ders anlatması, işçinin tarlada, fabrikada ter dökmesi, annenin yemek yapması, bilim adamının deney yapması, doktorun hastasına bakması ve benzeri her iş bir amaç için yapılır. Bu amaç çoğu zaman kişinin kendi menfaatleridir. Kişilerin sadece daha çok kazanmak istekleri değil, başarılı olmak, mesleğinde yükselmek, çevresinde sevilen ve sayılan birisi olmak, daha yüksek makamlara ulaşmak istekleri de yine kişisel menfaatleri içindir. Ancak çoğu zaman olumsuz anlamda değerlendirilen menfaat amaçlı bu çabalar, yolumuzda, izlenen yöntemlere ve varılan sonuca göre hizmet hatta ibadet olarak da kabul edilebilir. Onun için toplumumuz, yöntemini ve amacını bile sorgulamadan sadece çalışmayı yeterli gören “çalışmak ibadettir” anlayışını çok benimsemiştir.

 

Alevi Bektaşi inancında ise hizmet, yola ve canda var olan hakka hizmet olarak anlaşılır. Yolun kâmil insan olarak hakka ulaşmak olarak tanımladığı amaca da ancak hizmetle ulaşılacağına inanılır. İnancımızda can için, canında hak olduğunu bilen için yapılan hizmetler de ibadet kabul edilir. Yani hizmet, hakkı kendi benliğinde bilen insana, onun yaşamına, yaşadığı doğaya, çevreye katkıda bulunmak amacıyla yapılırsa ve bulunduğu toplumun rıza lığını alırsa ancak o zaman ibadettir.

 

Alevi Bektaşi yolu ibadetini de zaten hizmet olarak görür ve öyle tanımlar. Cemlerimizde görevli canlar yaptıkları hizmetlerle tanımlanır. Örnek olarak, Mürşit (dede), cemi yürütendir, yol göstericidir, Rehber yardımcıdır, cemdekilere yapacaklarını gösterir onlara yardımcı olur. Farraş, ortam temizleyicisidir, kiri pisliği sır eder. İbriktar-tezekâr gönül, ten temizleyicileridir. Hem kendi tenlerini hem cemdekilerin tenlerini temizler gönül abdesti aldırır. Çerağcı (delilci) meydan aydınlatıcısıdır. Hizmetlerin aydınlık içinde yapılmasını sağlar.

 

Tanımlanan bu görevler bilinerek, anlanarak ve anlatılarak yerine getirilirse cemdeki hizmet tamamlanmış olur ve ibadet olarak kabul edilir. Ancak Alevi Bektaşi’nin esas ibadeti o eşikten çıktıktan sonra başlar. Yolumuzda esas olan canın, gördüğü, öğrendiği, amacını anladığı yol hizmetlerini yaşamında uygulamaya çalışması, o amaçla çaba göstermesidir. Bu çabalar başarılı olursa kâmil insan olunur. Cemlerimizin, muhabbet toplantılarımızın okul eğitiminden farkı yoktur. Okulda öğrenilen bilgiler yaşama, işe yansıtılamıyorsa, ne kadar doğru ve önemli olursa olsun kişiye bir faydası olmaz. Yolumuzda da yaşanmayan Aleviliğin topluma ve insana hiçbir katkısı olmaz. Çünkü yol, hizmetin, ibadetin öbür dünyada ödül almak için yapılmasını kabul etmez.

 

Yolumuzda, cemlerde yaptığımız hizmetler de gülbenklerimizde dile getirdiğimiz istekler de hep yaşam içindir. Biz cemlerimizi bir ödül almak için değil yaşamımızı nasıl sürdürmemiz gerektiğini anlamak için yaparız. Yürüttüğümüz 12 hizmeti de ancak yaşamımıza yansıtabildiğimiz zaman ibadet kabul ederiz.

 

Biz Alevi Bektaşiler insanları inançları ile değil davranışları ile değerlendiririz. İbadetin önce insan tarafından kabul görmesi ile anlam kazanacağına, insanın, canın kabul etmediğini hak’ kın kabul etmeyeceğine inanırız. Bu nedenle bizler yaşamımızın her anında 12 hizmeti yaşamalıyız. Yani, baba oğluna, öğretmen öğrencisine mürşitlik yapmalı, anne kızına, oğluna yaşamlarında rehberlik etmeli, toplum hayatımızda, evliliklerimizde verdiğimiz sözleri yola verilen ikrar gibi kabul etmelidir. Ancak o zaman yola, cana hizmet etmiş sayılırız.

 

Aşk ve sağlıkla kalın

 

Haluk G. Ulusoy

12.07.2014

 

Not: Alevi tanımı, Alevi, Bektaşi, Kızılbaş, Tahtacı vb. tamamını kapsamaktadır.