Âşık Remzâni |
HIZIR ve ALEVİLER
Abbas TAN
Alevi inanç ve öğretisi
içerisinde Hızır’ın ayrı bir yeri vardır. O darda,yolda kalanlara yardım edendir. Bereket dağıtandır.
Sıkışanlara yardıma koşandır. Hastaya derman dağıtandır. Hızır Alevi öğretisinde
manevi bir güçtür.
Alevilikteki Hızır ile diğer
inançlardaki Hıdırellez, Hıdır İlyas anlayışı oldukça farklıdır. Aleviler belli zamanlarda
Hızırın gelmesini beklerler. Hızır için oruçlar tutulur, cemler yapılır,
lokmalar dağıtılır ve kutlamalar yaparlar. Alevilerin tek bayramı
Hızır Bayramıdır. 13 Şubat Hızır günüdür. Birçok bölgede onüç şubat günü başlar üç günlük
oruç tutulur. Bazı bölgelerde onüç Şubat gününün içerisinde olduğu hafta Salı, Çarşamba
ve Perşembe günleri üç gün oruç tutar ve Cuma günü bayram yaparlar. Kimi bölgelerde üç gün tutulan orucun mutlaka 13 Şubatı içerisinde alan
güne denk gelmesini sağlarlar ve oruç sonunda Kutlamalar yapılır. Bazı
bölgelerde ise yedi gün oruç tutarlar.
Son akşam Perşembeyi Cumaya bağlayan gece Hızır Cemi yaparlar Cuma günü Bayram
kutlarlar. Üç gün oruç tutan gençler son oruç açımından sonra o gece sabaha
kadar su içmezler ve dileklerde bulunurlar. Hızır’ın dileklerini yerine
getireceğine, kısmetlerinin açılacağına inanırlar. Bazı
bölgelerde onüç Ocakta Hızır ayı başlar
ve bir ay sürer. Bu süre içerisinde her aşiret farklı haftalarda oruç
tutarlar. Dersim, Erzincan, Sivas, Kayseri, Maraş, Adana … gibi bölgelerde Hızır
haftasında kavrulmuş buğday, eldeğirmeni denilen değirmenlerde öğütülüp un
yapılır. Bir tepsi içerisine konularak pencere önlerine bırakılır. Hızır’ın gece gelip
el süreceğine ve bereket getireceğine inanırlar. Bu undan yapılan yiyeceğe KAVUT denir. Özellikle Hızır lokması olarak
hazırlanır. Ak sakallı
Hızır Ali dir, Hızıra Galık (İhtiyar Hızır), Boz Atlı Hızır. Bazı
Alevilere göre Karada kurtarıcı Hızır, Sularda kurtarıcı ise İlyas’tır. Hızır
ile İlyas’ın yılda iki kez bir araya geldiğine inanırlar ve bu iki manevi gücün
de ölümsüzlüğüne inanırlar. Hızır ve İlyas ölümsüzdürler. Abı Hayat içtiklerine
inanılır. Hızır tanrının bir
yansımasıdır. Özellikle Nusayri
Alevilerde ve Dersimde Ali Hızır’dır, hazırdır, Hakktır anlayışı
hakimdir. Daha açık bir anlayışla Hızır Hakkın manevi güç olarak insana
yardımcı olduğu anlayışıdır. Hızır
ve İlyas anlayışı benzerleri bir çok inançlarda ve kavimlerde de vardır. Bu anlatılanlardan ve
yazılanlardan sonra Alevi öğretinin temeline bakıldığında Hızır anlayışı
oldukça fazla şekil değiştirmiştir. Alevilerde
Hızır,
kendi içlerinde doğurdukları, büyüttükleri,
şekil verdikleri, sıkıştıklarında ve ihtiyaç duyduklarında kurtarıcı olarak
çağırdıkları ve kullandıkları manevi bir
güçtür. Kimi zaman onu Sakallı bir pir
olarak görürler, kimi zaman Boz Atı ile darda kalanları kurtarmış olarak
görürler. Yeri gelir dileklerini kabul
eden ve yerine getiren bir deha olarak görürler. Özellikle kış aylarında,
Afette, tipide, selde, darda kaldıklarında çağırmaktadırlar. Alevi inancındaki TANRI –DOĞA-
İNSAN anlayışı gereği Hızır Haktır. Hakkı kendinde görmeleri,
yakınında hissetmeleri Aleviler için sevinç vesilesidir. Görmek istedikleri şekilde
görmek adına kutlama yaparlar. İşte bu görme, Hızırla birlikte yaşama tarihi ve
günü olarak Yılın en sert ve tehlikeli iki ayı olan Ocak ve Şubat aylarını
içerisine alan bir tarihi belirlemişler.
Bu tarihte üç gün oruç tutmuşlar. Tutulan bu oruç günümüzdeki
ifadeyle Şükran orucudur. Alevilerin geçmişte
kullandıkları takvimle Miladi takvim arasında onüç gün fark vardır. Günümüzde
tutulan Hızır orucu, Ocak ayının son günü olarak 13 Şubat ile Şubat ayının başlangıcı kabul
edilen 14 ve 15 Şubat günlerinde üç gün oruç tutarlar. Tutulan üç gün oruç sonrası
Hızır kutlaması yaparlar. Çocukları ve yaşlıları memnun etmenin mutluluğunu
yaşarlar. Her Alevi kendisine göre Hızırı
çağırır. Hızır inanandadır, inananladır. HIZIR Muhammed Ali’nin ilmi aşkına Yetiş carımıza Hızır ya Hızır Yardım
eyle düşkün ile şaşkına Yetiş carımıza Hızır ya Hızır Muhammed’den içtin hayat abını Musa’ya öğrettin
ilmin babını Ali’den nur ettin aşk şarabını (ilmi ladünü) Yetiş carımıza Hızır ya Hızır Fatıma’yı
bilen Naci’dir Naci Hasan’ Eşe dosta verme kederle acı Yetiş carımıza Hızır ya Hızır Meçhul kaldı
aşık ile dubara Masumlar arada sefil avare Zeynel, Bakır
bizi dardan kurtara Yetiş carımıza Hızır ya Hızır Ricamız
Cafer’le Kazım, Rıza’dan Sakla bekle bizi bela, kazadan Hak cemalin göster ruz-i azadan (Cezadan) Yetiş carımıza Hızır ya Hızır Taki işsiz koyma yurdu yuvamız Naki kabul ede dua ricamız Hayır(lı)
gele gündüz ile gecemiz Yetiş carımıza Hızır ya Hızır Hasan Askeri’nin yücedir şanı Yurdumuza bastırmaya
düşmanı Çağıralım
Mehdi sahip zamanı Yetiş carımıza Hızır ya Hızır Gayet günahkarız
yüzümüz kara Şaşırdık yolumuz kaldık bi çare Çağırınca
hemen gelirsin cara Yetiş carımıza Hızır ya Hızır Gafil yolcu düşer uzak yollara Yardım
eyle darda kalan kullara Derbederiz düştük müşkül hallere Yetiş carımıza Hızır ya Hızır Yardımcımız
sensin tipiden yelden Sakla, bekle bizi gedikten, belden Cümlemizi koru tufandan selden Yetiş carımıza Hızır ya Hızır Sakla bekle ordumuzu, erleri Yurdumuz bekçisi hep askerleri Batın,
zahir, gayıp hazır pirleri Yetiş carımıza Hızır ya Hızır Tipi duman sardı
ovayı dağı Afetlerden kurtar oğul
uşağı Bugün çok dar gündür yalvarmak çağı Yetiş carımıza Hızır ya Hızır Divanında
karadır Cafer (Tan) in yüzü Tutyadır
gözüne ayağın tozu Katarında
kabul olsun nazı,niyazı Yetiş carımıza Hızır ya Hızır.
Hızır hepimizin yardımcısı olsun. 12.02.2014
|