Âşık Remzâni

 

 

 

Deyişlerin Dili 30

 

Âşık Hüdai - Öz Yalan Değil

 

Dertli  DİVANİ

Haziran  2016

 

Merhaba dostlar, dergimizin 13. sayısında yüzyılımızın önemli ozanlarından Hüdaî Baba’nın “Makbuldür” adlı deyişini yorumlamış ve özgeçmişini yazmıştım. Dergimizin bu sayısında da Hüdaî Baba’nın “Öz Yalan Değil” adlı eserini paylaşıp yorumlamaya çalışacağım.

 

Öz Yalan Değil

 

Gönül duyguların diliyle konuş

Aşkınan çalınan saz yalan değil

Tanışayım dersen özünle tanış

Sen senden haber al öz yalan değil

 

Deyişler, sevinci, özlemi, acıyı, doğruyu, yanlışı, yaşanmışlığın dışında olabilecekleri de hissederek duygu yoğunluğu ile âşıkların, sadıkların, ozanların yazdığı ve bazen de doğaçlama olarak söylediği ölümsüz kültürel değerlerimizdir.

 

İnsani duyguların en yoğun yaşanıp, süzülmüş hâli olan “aşk”, aşığı Hakk’a ulaştıran araçtır. Yunus Emre’nin “Bende bir ben vardır, benden içeri” dediği; Hüdaî’nin, tanışayım dersen özünle tanış” dizesinde öz”, yani benden içeri olan ben, Hak’tan gayrısı olmasa gerek. Yine Hünkâr’ın “Her ne arar isen kendinde ara” ve “Ara bul” sözlerinden yola çıkarak Hüdaî, “Sen senden haber al, öz yalan değil” diyerek bize aynı gerçeği ifade ediyor.

 

Hâsılı Hüdaî Baba bu dörtlükte, gönül duyguların dili olan deyişlerle her şeyi dile getir, konuş ve bu deyişlere tınısıyla eşlik eden, aşk ile çalınan saz da gerçeği ifade eder. Tanışayım dersen önce özünle tanış. Vicdanınla barışık ol. Kendini ve kendi özündeki gerçeği bul. Hakk’ı bil. Sen senden haber al. “Öz”, sana senden yakın olan Hak, işte gerçek olan budur.

 

Akıl fikir en kıymetli varındır

Güzel ahlak ile ruhu arındır

Kaderini çizen karakterindir

Hakk’ın söylettiği söz yalan değil

 

Akıl fikir paha biçilmez en değerli varlığımızdır. Bizi diğer canlılardan ayıran en belirgin özelliğimiz de budur. İnsanlıktan yozlaşmamak için güzel ahlakla ruhu arındırmak gerekir.

 

İnsan ne ekerse onu biçer; Kişi kaderini kendi belirler.” Bu gibi sözler, Hakk’ın âriflere, âşık-ı sadıklara, insan-ı kâmillere söylettiği sözdür. Haktır ve gerçektir.

 

Kişi belli sohbetiyle sözüyle

Gerçekler uğraşır kendi özüyle

Candaki cananı gönül gözüyle

Görebiliyorsa göz yalan değil

 

Kişi sohbetiyle sözüyle ne olduğunu belli eder, Arif olan bunu anlar. Gerçek insanlar kendi nefsi ile uğraşır. Kendini sorgular, hatasını kusurunu görür, giderir.

 

Öz benliğini, ruhunu olumsuzluklardan arındıran kâmil insanlar, gönlümüzde olan Hakk’ı, gönül gözüyle, yani “Hakk-el yâkin” görebiliyorsa, o göz Hakk’ı görendir.

 

Hüdaî divane cezbesi derin

Yorum kabul etmez o anki durum

Âşığa bakmayın aşkını görün

Yürek yakıyorsa köz yalan değil

 

Hüdaî, derin duygu, coşku ve aşk haliyle söylenen delice sözler o anki duruma aittir yoruma gerek yoktur. “Söyleyene değil, söyletene bak” sözündeki gibi aşığa bakmayın onu söyleten aşkını görmek, anlamak lazım. Eğer sizi derinden etkiliyor, yüreğinizi yanan köz gibi yakıyorsa gerçek olan budur.

 

Öz Yalan Değil

 

Gönül duyguların diliyle konuş

Aşkınan çalınan saz yalan değil

Tanışayım dersen özünle tanış

Sen senden haber al, öz yalan değil

 

Akıl fikir en kıymetli varındır

Güzel ahlak ile ruhu arındır

Kaderini çizen karakterindir

Hakk’ın söylettiği söz yalan değil

 

Kişi belli sohbetiyle sözüyle

Gerçekler uğraşır kendi özüyle

Candaki cananı gönül gözüyle

Görebiliyorsa göz yalan değil

 

Hüdaî divane cezbesi derin

Yorum kabul etmez o anki durum

Âşığa bakmayın aşkını görün

Yürek yakıyorsa köz yalan değil

 

Âşık Hüdai

 

Dostlarım Hep Bende Kusur Aradı

 

Dostlarım hep bende kusur aradı

Gerçek yanlarımı göremediler

Yar dediğim yad ellere yaradı

Sevdiklerim bana eremediler

 

Saflar kandı fitnelerin sözüne

Körler düştü kalleşlerin izine

Dinamitler kondu suyun gözüne

Yine de farkına varamadılar

 

Kalmadı sevdiğim lezzetim tadım

Devrildi seneler bak adım adım

Yıllarımı insanlara adadım

Bir günümü geri veremediler

 

Göz koydular varlığıma malıma

Kurtlar çoban oldu kuzularıma

Zalimi koydular mazlum yerine

Haklının hakkını aramadılar

 

Hüdai’nin yaraları döşünde

Duman eksik olmaz garip başında

Yar yari pişirir aşk ateşinde

Yarsızlar yarasın saramadılar

 

Ey Erenler

 

Ey erenler yine bozuldu bendim

Manalar dilimden ayrı duruyor

Aşkın ateşine yandıkça yandım

Dumanım külümden ayrı duruyor

 

Bağbancı hasiret sümbül çiğdeme

Bir od düştü yanar dertli sineme

Seher vakti bülbül gelmez bu deme

Bülbülüm gülümden ayrı duruyor

 

Bu benim derdimin yok mu ilacı

Bitip tükenmiyor çektiğim acı

Gazel döktü şu ömrümün ağacı

Yaprağım dalımdan ayrı duruyor

 

Katlanayım dedim derde mihnete

Gayrı gönül dayanmıyor hasrete

Kader kısmet aldı attı gurbete

Hüdai ilimden ayrı duruyor

 

                                                          -  Makaleler  -