Âşık Remzâni

 

 

 

Deyişlerin Dili 5

 

Dertli Divani

 

Çocukluğumda kış aylarının uzun gecelerinde cemde okunan Fuzuli’nin “Hadikatüs’süeda”(Saadete Ermişlerin Bahçesi) Hüsniye, Kumru, gibi belli başlı kitaplardan birisi de Yemini’nin 7300 beyitten oluşan “Faziletname” adlı eseridir. Babam ve üstadım Büryani  (Hamdullah Aykut) okunan kitabın konularına ve şiirlerin içeriğine ilişkin ayrıca detaylı bilgiler verip yorumlar yaparken; Halil Çelik, Mustafa Düzi, Bakır Doğan, Bakır Kondu ve Âşık Doksandaon gibi diğer canlar da katkıda bulunur, sorular sorarlardı. Böylece muhabbet daha da derinleşir gecenin 01’i, 02’si olurdu… Ne güzeldi o muhabbetler… O kadar çok özlemişim ki… O güzel insanları… O kuşaktan cemlerde bulunan Bakır Polat ve Mustafa Düzi’nin dışında hepsi bu dünyadan göçtü… Hakk’a yürüdü. Cümlesinin ruhu şad, devr-i daim olsun.

 

Muhabbetlerde; Zakirlerin-Âşıkların üç deyiş bir düvaz okumasından sonra canlardan birisi “Âşık saçar, Arif seçer” deyince hemen ariflerden biri bir muhabbet kapısı açar, okunan deyişlerin içeriğini anlatırdı. “Mekteb-i İrfan” İrfan okulu işte bu idi. 7 yaşındaki de 70 yaşındaki de bu okulun öğrencisidir. “Bildiğimizin âlimi bilmediğimizin talibiyiz” felsefesiyle Ariflerin-Âşıkların sözleri bizi bu irfan mektebinde pişiriyor, olgunlaştırıyor.

 

Sözün sırası gelmişken dergimizin bu sayısında ikisi de 16. Yüzyılda yaşamış Ulu Ozanlarımızdan Yemini’ye ait olan bir “methiye” ile Kahramanmaraş-Nurhak cemlerinde icra edilen, Pir Sultan Abdal’a ait bir “Tevhid” deyişlerini anlamaya çalışalım.

 

Haydar, İmam Ali’nin isimlerinden biridir. Yemini bu eserde Ali’nin vasıflarını anlatıyor.

 

Dediler zî-keramet kânı Haydar
Dayanılmaz derdin dermanı Haydar

 

Hakk’ınkudretleri sende ayandır
Velayet mülkünün sultanı Haydar

 

Cemad’adil verirsin emr-i Yezdan
Verir nutkun ölüye canı Haydar

 

Kamumümünlerin kalbinde mihrin
Oluptur dini hem imanı Haydar

 

İmamü’lmüttekinsin bellü bayık
Erenler merdinin merdanı Haydar

 

Behiştehline sâki-i ezelsin
Hakk’ın sende erer ihsanı Haydar

 

Yeminî derdmende eyle inayet
Dalalette komagıl anı Haydar

 

Dedilerki kerametlerin kaynağı Haydar
Dayanılmaz dertlere derman olan Haydar

 

Tanrıdavar olan güçler sende belirgindir
Ermişlik dünyasının sultanısın Haydar

 

Tanrınınemriyle cansızlara dil veren
Nefesiyle ölüleri canlandıransın Haydar

 

Güneşgibi bütün müminlerin kalbini aydınlatıp ısıttın
Onların dini ve imanısın Haydar

 

Apaçıken iyiyi bilen imamsın
Erenler içinde mertlerin merdisin Haydar

 

Ezeldenberi cennet ehline Kevser sunan Saki sensin
Tanrının bağışı senin elinle olur Haydar

 

Dertsahibi Yeminî’ye öyle bir lütufta bulun ki
Senin yolundan ayrılmasın Haydar

 

Tevhid

 

Hak bizi mahrum eyleme
Kurulsun ulu divanlar
Canımızı serimizi
Vermeye gelmişiz canlar

 

İkrar-Görgü-Musahip cemlerinde; Elimiz erde, yüzümüz yerde, özümüz darda, Hak-Muhammet-Ali divanında, Hünkâr Hacı Bektaş Veli meydanındayız deyip cem erenlerine ve yola teslim-i rıza oluruz.

 

İkrar veren ya da görgüden geçen canlar cem erenlerinden sorulup ve rızalık alınınca yunmuş ve arınmış olurlar.

 

Pir Sultan Abdal bu” tevhid” deyişinde; Ya Hak bizi mahrum eyleme, ulu divan kurulsun er meydanında özümüzü dara çekelim yunup arınalım. Bu yola canımızı serimizi vermeye gelmişiz canlar, diyor. Zira yola ikrar veren canından başından geçmiş yola teslim olmuştur.

 

Hak la ilahe illallah
İllallah Şah illallah
Ali mürşit güzel Şah
Şah’ım eyvallah eyvallah
Cemalullah Feyzullah
La ilahe illallah

 

Hak/Allah’tanbaşka ilah yoktur
Allah Şah Allah
Ali mürşit Ali Güzel şah
Şahım eyvallah (o’dur )eyvallah
Hakk’ın/Allah’ın cemali, feyzi
Hak/Allahtan başka ilah yoktur.

 

Estimuhabbet yelleri
Kokusu sarmış illeri
Cennet bağının gülleri
Dermeye gelmişiz canlar

 

Cemde muhabbetin coşkusu bütün canları sarmaladı “cennet bağının gülleri” (cem didardır, didar cennettir ve her can birer güldür). O gülleri dermek, gönülleri birlemek, bir olmak için gelmişiz canlar.

 

Nakarat

 

Muhammed-Ali Pirimiz
Kimseye çıkmaz sırrımız
Gönüllerdir yerimiz
Kalmaya gelmişiz canlar

 

Bu yolda PirimizMuhammet Ali’dir. Ser verir ama sır vermeyiz. Kimseler sırrımızı bilemez. Biz gönüllerdeyiz hep gönüllerde kalmak için bu meydana gelmişiz canlar.

 

Nakarat

 

Pir Sultan’ım el’aman
Şah’tan gele bize ferman
Güzel Pirden derde derman
Almaya gelmişiz canlar

 

Pir Sultan’ım el’aman, imdadımıza yetişen Şah’tan bize ferman gelsin Güzel pirden derdimize derman almaya gelmişiz canlar.

 

Sözlük:

 

Zî-Keramet: Keramet sahibi

Kân: Bir şeyin menbaı-kaynağı

Velayet: Velilik, ermişlik

Cemad: Taş gibi cansız olan şey

Yezdan: Tanrı

Kamu: Bütün

Mihr: Güneş

Müttekin: İyice bilen

Merdan: Mertler

Behişt: Cennet

Dalalet: Sapkınlık, doğru yoldan ayrılma

İnayet: Lütuf, ihsan, iyilik

 

                                                      - Makaleler -