Âşık Remzâni

 

 

 

Postnişin Veliyettin Hürrem Ulusoy’un 8 Ağustos, Cumartesi Günü, Ankara’da, Alevi - Bektaşi - Kızılbaş Örgütlerinin HBVAK Vakfında Yapılan “Aleviler Barış İstiyor” Toplantısına Gönderdiği Konuşma Metni

 

Bu Can Kayıplarını Kabul Etmiyoruz

 

Veliyettin Hürrem ULUSOY

Temmuz - Ağustos  2015

 

Merhaba sevgili dostlar...

 

Öncelikle bu toplantının yapılması için çağrıda bulunan, toplantıyı düzenleyen ve toplantıya katılıp katkı sunan tüm canlara aşk-ı muhabbetlerimi sunuyorum.

 

Bugün Alevilerin en temel hak ve özgürlüğü istemi, can güvenliğimizin sağlanması ve korunmasıdır. Can güvenliği ve yaşam hakkı istemi, Pir, Talip, Mürşit, Rehber, Muhip, Ana; dernek, vakıf, federasyon veya konfederasyon fark etmeksizin tüm Alevi-Bektaşi-Kızılbaş toplumunun ortak istemidir.

 

Alevi-Bektaşi-Kızılbaş toplumunun canına, varlığına ve dirliğine yönelik çok ciddi tehditlerin kendini gösterdiği bu dönemde birliğimize, dirliğimize ve direnme gücümüze her zamankinden daha fazla sahip çıkmamız gerekmektedir.

 

Sevgili dostlar, evet, atalarımızın bir sözü“Bir gider, bin geliriz” der, ama binlerce can kaybı toplumumuz için çok ağır sonuçlar yaratır. Bölgemizden ve ülkemizden neredeyse her gün katliam haberleri geliyor. Sadece ülkemizde değil, bölgemizde oluk oluk kan akıyor.

 

Birçok ülkede katliamlar ve toplu ölümler, artık modern dünya tarafından kanıksandı, normal gibi algılanmaya başlandı. Gelişmiş toplumların, az gelişmiş dünyadaki katliam ve ölümlere karşı duyarlılığını yitirmesi, çok tehlikeli bir döneme girdiğimizin kanıtıdır.

 

Kaygım, katliamların bizim toplumumuzda da kanıksanması ve sıradan bir durum gibi algılanmaya başlamasıdır. Ülkemizde bu kanıksama, kısa erimli ve dar siyasi çıkarlar için yükselen savaş çığırtkanlığı ve nefret söylemi ile el ele yürüyor.

 

Sevgili dostlar, Alevi-Bektaşi-Kızılbaş toplumu en keskin silah olarak aklımızı, yaniusa vurma, eleştiri ve irade gücümüzü görürüz. Bu silahımızı, başta kendi nefsimize karşı olmak üzere, tüm toplumumuzun nefsine hâkim olması için; kine, nefrete, kibre, hırsa, tamaha, açgözlülüğe, dedikoduya, kötü söze, yalana karşı kullanırız. Bizim cihatların en ulusu saydığımız budur ve bunun insanlık yolunda büyük bir adım atılacağına inanırız.

 

Bizim inancımız, insanı başa alan bir inançtır, en ağır suç saydığımız eylem ise cana kastetmektir. Bu nedenle Alevi-Bektaşi-Kızılbaş toplumu hem kendimize yönelen tehditlere karşı, hem de ülkemizde ve komşularımızda yaşanan kanlı gidişe, bu kanlı gidişi normalmiş gibi görmeye ve göstermeye çalışanlara karşı ayak diremeliyiz.

  • Hayır, bu çatışmaları, bu can kayıplarını kabul etmiyoruz!
  • Bir an önce çatışmaların durmasını ve daha fazla kan akmamasını istiyoruz!
  • İnsanların inançları ya da etnik kökenleri nedeniyle katledilmesine hayır diyoruz.
  • İnanç özgürlüğü ve can güvenliğimizin sağlanmasını istiyoruz.

Türkiye toplumunun çoğunluğu, bizim inanç özgürlüğü ve can güvenliği istemimize sahip çıkmalıdır. Tüm azınlıkların can güvenliğine ve farklı inançların tümünün özgürlüğüne sahip çıkılması için tüm sivil toplum kuruluşlarını ve tüm siyasi kurumları sorumluluğa ve göreve davet ediyoruz.

 

Toplumlar arası görüşmeler yoluyla çözülmeyecek sorun yoktur. Yeter ki taraflar arasında bu konuda irade olsun. Bölgemizdeki halkların dostu ülkelerin ve Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm uluslararası kurum ve kuruluşların, toplumlar arası sorunların barışçı yoldan çözülmesine yönelik bir girişim başlatmasını, en azından çatışan taraflara bu konuda uyarı ve telkinlerde bulunmasını arzularız.

 

Değerli canlar, sözlerime son vermeden önce bir kez daha bu muhabbetin kurulmasında emeği geçen tüm canlara teşekkür ederim. Buradan çıkacak olan ortak görüş ve kararların barışa ve kardeşliğe yardımcı olmasını dilerim.

 

Aşk-ı muhabbetlerimle.

 

                                                          -  Makaleler  -