Âşık Remzâni

 

 

 

 

 

Destur-u Pir!

Bir niyet eyledik, geldik bu divana,

Darına Durduk, Hû dedik, cümle canlara!

Canlar! Hoş geldiniz safalar getirdiniz.

Hû! Eyvallah!

 

Canlıyı cansızı, evveli ezeli olmadan, âlemler içinde Yolumuzu bir eyledi.

Yol’a hizmet için, cümle mahlûkat içinde insanı var eyledi.

İyiyle kötüyü, gerçek ile yalanı, ruh ile teni, can ile nefsi var eyledi.

Hakk’ı hakikati, Yol’u erkânı, bilsin diye beşere akıl ihsan eyledi.

**

Hakk karar eyledi hakkımızda, bilmeden geldik Dünya’ya, tenimizi var eyledik.

Ölmeden öldük, doğmadan doğduk, Hakk’a kavuşmayı niyet eyledik,

Rızalık verdik, irade kıldık, bilerek geldik bu Yol’a ikrarımızla karar eyledik.

Rehberimiz yol gösterdi, Mürşidimizi bulduk Hakk için Yol’a hizmet eyledik.

**

Şeriat demişler; dış kapının mandalı, görünen âlemi işaret eyler,

Tarikat demişler; yaşarsan bilirsin, görünmeyen âlemi işaret eyler

Marifet demişler; mürşidi ilimdir, görüneni de görünmeyeni de işaret eyler.

Sırrı Hakikat demişler; O’nda geldik O’na döneriz, Ol Hakk’ı işaret eyler.

**

Girdik bu Yol’a, Hakk nasip eyler, Hünkâr kabul ederse, hizmet eyleriz.

İnsan-ı Kamil’i bulmaktır amacımız, muhabbet ile aşk eyleriz.

İnsanız hatamız vardır, ham geldik, Hakk yolunda pişmek isteriz

Hizmet ederek pişer, hem okur, hem inanır, hem de akıl eyleriz.

Hizmetimiz Hakk’adır kula kulluk etmez, biliriz de söyleriz.

**

İnsanlık var oldu, nefis için ilk kan döküldüğünden beri,

Aklı, imanı var eyledi, nefsini bil diye, Dünya’ya geldiğinden beri,

Nefis, hükmeyledi, tüm nebilerin sözünden dönüldüğünden beri,

Hüseyin Kerbela’ da Yol’u işaret eyleyip, şehit olduğundan beri,

Yol’a hizmet eyleriz, kula kulluk etmez biliriz de söyleriz.

**

Hünkâr geldi, nefsine tamah edenlerle, zaman içinde Yol’a, yön verdiğinden beri,

Nurhak dağlarında Şah Kalender İmam Hüseyin’in izinden gittiğinden beri,

Ardını Hünkâr’a dönmeyip, Amasya’da Serçeşme’ye hasret kaldığından beri,

Yedi düvele başkaldırıp, Hacıbektaş’ta sırtını Ahmet Cemalettin’e dayadığından beri,

Bin dokuz yüz yirmi beşte, Dergâha dur denince, Hürrem-i Veli’nin üzüldüğünü biliriz.

**

Destur ya Pir ya Hakk! Dedik el aldık Pirimizden.

Yol gösterdi niyet ettik, başımızdaki mürşidimizden,

İki gibi göründüler hep, bir bildik, eyvallah dedik gönlümüzden

Ahmet Cemalettin - Hürrem-i Veli gibi bir görünür gözümüzden

Yol ehliyiz, birden şaşmayız, ikilik yoktur bizde, çıkmaz dilimizden.

**

Biz bu dem de yola çıktık, gezdik, Anadolu’yu ve Dünya’yı,

Kırk yerde hal eyledik, öğrendik talibin ahvalini, isteğini,

On eylülde arz eyledik yedi düvele bilsin diye niyetimizi,

Karar kıldık, bizimle niyet eylediler, gönül birliğimizi,

Dergâh’ ta birlik dedik, hep birlikte paylaştık sevgimizi,

**

HUSEYN dedi, Yolumuz, için her şey, durmak yok herkes çalıştı.

Hep birlikte hizmet eyledik, mürşidi, talibi, dedesi, babası,

Yol’u yol olmaktan çıkaranlar bilsin, Yol’ un sahibi sahip çıktı,

Canlandı Serçeşme, bilsin herkes kurduk yeniden vakfımızı,

Güvercin donunda, Hünkâr Hacı Bektaş Veli Vakfı koyduk adını,

**

 

Destur-u Pir

 

Nur-u Huda, Muhammed Mustafa, İmam Aliyyel Mürteza aşkına,

Hatice-i Kübra, Fatima’ tül Zehra, Hasan Hulki Rıza, Şah Huseyn-i Kerbela aşkına,

İmam Zeynel Aba, Muhammed Bakır Baha, İmam Cafer-i Sadık Rehnüma, aşkına,

İmam Musa-i Kazım, İmam-ı Ali Rıza, İmam Muhammed Taki, İmam Ali Naki, aşkına,

İmam Hasan-ül Askeri, İmam Muhammed Mehdi Sahip Liva aşkına,

Nur-u Nebi, Kerem-i Ali, pirimiz Hünkâr Hacı Bektaş Veli aşkına

 

Allah Eyvallah!