Âşık Remzâni

 

 

 

BİZİ SATIN ALAMAYACAKSINIZ

 

Murtaza DEMİR

 

 

Biz, "kayıp kuşağız," gericiliğe karşı kaybettik… Tamam da, duruşumuz ve tutumumuzla, çocuklarımızın geleceğinin kaybolmasına da neden oluyoruz... Çevremizde pis, iğrenç “alış-verişler” oluyor. Bir bakıma çocuklarımızın dönemini pazarlıyor, satıyorlar!

 

Önceki akşam izlediğim "Alevilik" konulu CNN programından sonra son umut kırıntıları da yok oldu... Yavuz Bingöl’ün kendine benzeyen insan suretlilerle beraber olmasından daha vahim “gelişmeler” izledim. Üzüldüm, uykularım kaçtı...

 

Yavuz Bingöl, bir adam-birey... Duruşu bozuktur, tutumu, söyledikleri, benzetmeleri iğrençtir, belli ki kendisi de iğrençtir ama bu adam yaksa yaksa ancak kendi oylumunca yer yakar, daha ötesi olmaz. Ama örgütlü yapıların, ya da değer verdiğimiz "büyüklerimizin" AKP tarafından teslim alınmaları ya da teslim olmaları vahim bir gelişmedir. AKP; demokrasi, insan hakları, hak, hukuk, inanç değildir. Devlet-hükümet de değildir. Sadece paradır dostlarım, para… “Vatan-millet, işçi-köylü” söylemi boş bir hikâyeden ibarettir. Para önünde diz çökmeyen, idealleri için direnen adam sayısının az olduğunu biliyor. Biliyor ve satın alıyor…

 

İBRATLE İZLEDİM

 

Önceki akşam (3 Aralık) insanlığın para-menfaat önündeki aczini, geldiği noktayı ibretle izledim…

 

CNN programı, AKP'nin içimizden çok sayıda "saygın" bildiğimiz adama da kanca attığını, ileri derecede nüfuz ettiğini biliyor ancak “yel kayadan ne koparır” diyerek teselli oluyordum. Oysa akşam söylenenleri duyduğumda irkildim! Gördüklerime-duyduklarıma inanamadım, inancım-direncim, hayallerim büyük yara aldı.

 

Sn. Mustafa TİMİSİ "ağabeyimiz", Birlik Partisi Başkanıyken, ihanetin her türlüsüne şahit olan, çok tecrübeli, bilgili, âlim bir şahsiyet idi. Ben böyle tanır, böyle bilirdim. Alevi kimliğine ilk sahip çıkan üniversite öğrencilerinden biriydi. Bildiri yayınlanmasına öncülük etmiş, sözcülük yapmıştı. Parti Genel Başkanlığı döneminde, partili milletvekillerinin Süleyman Demirel hükümeti lehine parmak kaldırdıklarını gördüğünde üzüntüden ağzından-burnundan kan gelmiş, hastaneye kaldırılmıştı. Dimağımızda kalan Mustafa TİMİSİ bir efsaneydi gerçekten.

 

Böyle bildiğimiz için sahip çıkıyor, saygı gösteriyorduk; "büyüğü olmayanın küçüğü olmaz" diyorduk… SHP Genel Sekreteri olduğunda Alevi kimliği nedeniyle horlanmıştı da, gidip parti genel merkezinin merdivenlerini işgal etmiş, bize hor bakanları protesto etmiştik. O eylemi de ben örgütlemiştim.

 

Sonra bu bireysel arzuları örgütlemek gerek diyerek Pir Sultan Abdal Kültür Derneğini kurmuştuk. Sene 1988… O gün, bugün eşit, adil, özgür bir dünya hayaliyle özlemlerimizin arkasından koşmaya devam ediyoruz. Boşuna mı koştuk, yandık, yakıldık? Her şey bir yalan mıydı?  

 

“TİMİSİ” zihnimde kalan hoş bir seda mı olmalıydı?

 

“NEREDEEEEN NEREYE” DİYORUM

 

Sn. Mustafa TİMİSİ, dün akşamki programda "Davutoğlu'na güvendiğini, iyi insan olduğunu, sorunu çözeceğine dair iyimser" olduğunu söyleyerek, AKP'nin çizgisini, zulümlerini, Alevi politikalarını, Tiran’ı, bin odalı sarayı, AOÇ’nin yağmalanmasını kendisini sevenlerin nezdinde meşrulaştırdı… Alevilerin kafası karıştı, gelişmelere itiraz etmeye- protestoya hazırlananları uyuşturdu…

 

Türkiye siyasi tarihinin en ağır ve kötü siciline sahip olan, iktidardan gider-gitmez ihanet ve zimmetten yargılanacağına kesin gözüyle bakılan, çağdaş dünyada her gün alay konusu olan bir iktidar! Alevilere etmediğini bırakmayan, zulmün ve dışlanmışlığın en ağır örneklerini yaşatan, inkârcı bir iktidara, bir Alevi büyüğünün övgüler dizmesi, kamu önünde meşrulaştırmaya çalışması nasıl ve neyle izah edilebilir?

 

Anaokuluna dahi zorunlu din dersi koyan bir siyasi önderlikten Alevilerin sorununa çözüm geleceğine inanmak, bunu kamuoyu önünde iddia etmek, hangi aklın ürünü olabilir?

 

Kaldı ki dostlarım; bu bahtsız ülke, bizim-hep birlikte, bütün değerlerimizle güle oynaya yaşayacağımız bir ülke olmaktan çıkarıldıktan sonra, Davut’un Oğlu cemevine “ibadethane” dese noolur, demese noolur!

 

Tuz kokmuştur dostlarım… Seçimler yakındır, insan borsası açılmıştır. Gidenler fiyatını bulup gidecek, kalanlar kalacaktır… Bunu herkes biyere yazsın.

 

Bize gelince; Pir Sultan’a, Madımak’a, Berkin’e, Ali İsmail’e, Uludere’ye, Soma’ya ihanet etmeyeceğiz!

 

Tanrım beni bunlara benzetme; bunlardan biri olacaksam al canımı gitsin!!!

 

                                                            - Makaleler -