Âşık Remzâni

 

 

 

Barış Üzerine Birkaç Not

 

Veliyettin Hürrem ULUSOY

Eylül  2016

 

Üzerinde yaşamış olduğumuz coğrafyada bunaltıcı bir belirsizlik, endişe, korku, kaygı, umutsuzluk, duyarsızlaştırılmış vicdan, çaresizlik, tükenmişlik, fanatik bir karmaşıklık havasının hâkim olduğunu ifade etmek çok zor olsa da hakikatimizin mevcut zaman dilimindeki hali ne yazık ki böyledir.

 

Bizi, bu noktaya getiren ötekileştirici, dışlayıcı, kışkırtıcı, kutuplaştırıcı, yasakçı, dayatmacı, baskıcı, tekilci, yıkıcı, saltçı, katı tutum, davranış, düşünce, fikir ve pratikler bütünüdür.

 

Duygularımız, düşüncelerimiz, fikirlerimiz, anlayış, yaşam biçimlerimiz, tercihlerimiz, inancımız, siyasal tercihlerimiz, sosyal sınıfımız, gereksinimlerimiz, dünyayı algılayış biçimimiz farkı olabilir fakat bu farklılıklar hasmane bir dil ile hikâyeleştirilip, tek noktadan toplumun bütün katmanlarına aktarılmaya çalışıldığında sonuç, içinden çıkılmaz bir hal alıyor.

 

Hasmane bir dil ve tutum yerine farklılıklarımızı dostane bir dil ile içten, samimi, insanı hırpalamadan ve örselemeden, insanların onurunu ve kişiliğini zedelemeden, umutlarını söndürmeden, hayallerini yıkmadan, insanları ayrıştırmadan ve bölmeden dile getirip, bütün vahim bozulmalara rağmen, kardeşliği, dayanışmayı, eşitliği, özgürlüğü, umudu, hayali yeniden kurabiliriz. Yeter ki karşılıklı reddediş, birbirini damgalama ile iç içe geçmiş olan cehalet, gaflet, gereksiz ve yararsız kutuplaştırma dili, tutum, hal ve hareketleri bir tarafa bırakalım.

 

İnsanlık, tarihsel süreç içerisinde kendi başını birçok kez belaya sokmuş ve kendi kendisini imha etme, ortadan kaldırma, noktasına getirmiştir. Örneğin, 13. Yüzyıl Anadolu coğrafyası ve çevresinde yaşanan savaşlar, Yüzyıl Savaşları, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları, din ve mezhep savaşları, vb., bu yıkıcı ve yok edici savaşlar karşısında insanlık birlikte yaşamayı, yaşamı insanileştirmeyi, ortak iyiyi, barışı, erdemi, adaleti, aydınlığı, gereksinimlerini insanca karşılamayı, çoğulculuğu, bağdaşımcılığı, bir arada yaşamayı, toleransı, hümanizmi yeniden yeşertmeyi başarmıştır.

 

Şayet; aklı, marifeti, bilimi ve vicdanımızın sesini kendimize rehber etmeyi başarabilirsek üzerinde yaşadığımız topraklarda, insanlığın ortak geleceğine dair aydınlatıcı ve yol gösterici kültürel bir mirasın olduğunu çok rahat bir şekilde görebiliriz. Tarihsel açıdan bu toprakların kültüründe çoğulculuk, tolerans, toplumsal demokrasi, ilerleme, aydınlanmanın kökleri mevcuttur. Örneğin, Yunus Emre’nin, “Gelin bugün yanalım, yarın yanmamak için. Ölelim ölmezken, yine ölmemek içinsözünü sadece bir söz olarak dile getirmek yerine, içten ve samimi bir şekilde başta kendimize ve sonra içinde yaşadığımız toplumda uygularsak içinde boğulduğumuz buhranı dağıtma hususunda seçeneksiz ve biçare kalır mıyız?

 

Yeterli bir birikim ve kültürel miras olmasına rağmen bundan yararlanamama hali bizim sabit fikirler, kalıp öneriler, değişime ve dönüşüme kapalı olma, tutucu ve baskıcı uygulamalardan vaz geçme konusunda hala ciddi bir direnç gösterdiğimiz anlamına gelmiyor mu? Bu direnci kırmama konusunda ısrar etmeye devam edersek barbarlık, çatışma ve savaş her daim yeniden doğar ve süreklilik kazanmış hali ise kan, gözyaşı, yas ve insanlığımızın parçalanmış tükenmişliğidir.

 

Bunun panzehri bireysel de olsa toplumsal da olsa kardeşlik, “dindaş ve ırkî bir tutum takınmama; kendisi gibi olmayanın düşünce, fikir ve kanaatlerine saygı duyma; değerlendirme ve karar verme aşamasında ölçü olarak vicdan kantarını esas alma; kendi bağımlılıklarımızdan kurtulma; üzerinde yaşamış olduğumuz topraklardaki kültürel mirastan bir yaşam ve hayat çıkarmayı hedef edinme; farkılıkların ve çeşitliliğin kabulü, çoğulculuk, dayanışma ve hümanizmdir.

 

 

Nesimi Çimen

 

Barış Güvercini

 

Dostluklar kurulsun insanlar gülsün

Barış güvercini uçsun dünyada

Yok olsun kötülük düşmanlık ölsün

Barış güvercini uçsun dünyada

 

Dostluklar kurulsun insanlar gülsün

Son bulsun savaşlar insan ölmesin

 

Dünya cennet olsun yaşasın insan

Gelin barışalım dökülmesin kan

Son bulsun savaşlar kesilsin figan

Barış güvercini uçsun dünyada

 

Dostluklar kurulsun insanlar gülsün

Son bulsun savaşlar insan ölmesin

 

İnsancıl insanlar barıştan yana

Ancak zalim olan kıyar insana

Barış aşkı yayılmalı cihana

Barış güvercini uçsun dünyada

 

Dostluklar kurulsun insanlar gülsün

Son bulsun savaşlar insan ölmesin

 

Nesimi der ki ey füze yapanlar

Acımasız zalim cana kıyanlar

Bırakın yaşasın bütün insanlar

Barış güvercini uçsun dünyada

 

Dostluklar kurulsun insanlar gülsün

Son bulsun savaşlar insan ölmesin

 

 

Dertli Divani

 

Barış Türküsü

 

Bu cehalet yaktı gitti milleti

Gelin buna çare bulalım canlar

Silelim gönülden kini nefreti

Sevgi saygı ile dolalım canlar

 

Kimse boş laflarla nara atmasın

Nefsine uyup da gönül yıkmasın

Her kafadan ayrı bir ses çıkmasın

Sözde özde birlik olalım canlar

 

Onurlu bir yaşam felsefesinden

Barış huzur doğar her ilkesinden

Der Dertli Divani Şah nefesinden

Sevgi türküsünü çalalım canlar

 

 

                                                          -  Makaleler  -