Âşık Remzâni

 

 

 

Ali’nin Bilim ve Siyaset Felsefesini Açıklayan Sözleri

 

İsmail KAYGUSUZ (Derviş Baba)

Ocak  2016

 

Derviş Baba, İstanbul’da 1990 yılında yayınlanan ve Vedat Atila’nın Arapçadan çevirdiği “Hazreti Emir Ali İbn-i Ubu Talib, Hazreti Ali Divanı” adlı kitapta farklı yerlerde bulunan aşağıdaki özlü sözlerini yedi kıtalık bir şiirle yorumlamıştır.

 

“Kişi insanlar arasında aklıyla yaşar, bilim ve tecrübeleri aklıyla edindiği gibi.

 

Bilim elde etmek için istekli ve araştırıcı ol. Ben devranın bilginiyim, öyle ki (onun) anası-babası gibiyim.

 

Dünya her zaman iki karşıt halde bulunur; biri yokluk ve yoksulluk, diğeri bolluk ve rahatlık.

 

Malı yalnızca kendin için kazanılmış olarak düşünme, Allah’ın senden kuvvetli olduğunu unutma ondan kork ve malını paylaş.

 

Utançtır insana, evinde serilip yatarken komşusunun üstsüz başsız bükülerek açlıktan (kıvrılıp) yatması.

 

Nasıl bir hastalıktır, sen evinde tok yatarsın etrafında deriyi kemirmeğe hasret yürekler varken.

 

Benim evim gelen herkesin kendi ortamıdır, kilerimiz yiyecek alana açıktır.

 

Bütün varımızı sunarız, sadece ekmek ve sirke olsa da.

 

Geçim sağlama isteği, beklemekle elde edilmez. Ama sen de susuzluğunun giderilmesi için kovanı kuyuya göndermelisin.

 

Gün be gün kova sana suyla gelecektir. Çamuru çok suyu az da olsa su getirecektir.

 

İnsanlar bana diyor ki, çalışıp kazanmak utançtır. Dedim ki utanç, çalışmayıp hazır yemektir.

 

Çok kimse çalışıp çabaladığı halde zenginliğe ulaşamazken, bir diğeri hiç çaba harcamadan zengin olmuştur.

 

Ve hiç durmadan mal üstüne mal topladılar.

 

Kişiyi ev barındırır, hırkası üstünü ayıbını örter; ölmeyecek (gereksinimi) kadar yemek yetmez mi insana?

 

Geçimini doğruluk kapılarından iste, kat kat artarak gelecektir.

 

Geçimini şerefsizlikle elde etmeyi isteme. Nefsini yükselt düşük isteklerden.

 

Mal noksanlığı -kişinin zengin olmaması- aklın yetersizliğine yorumlanır, zekâ fışkırsa da ahmak kabul edilir.

 

(Oysa) malı çok olmasa da saygın kılabilir kendini kişi, nice zengin insan vardır ki zenginliğiyle zelildir (kişilik yoksunudur).”

 

Utançtır yoksulu ezmek, ona zulmetmek.”

 

Shihabaddin Shah Hoseyni’den W. İvanow’un İngilizceye çevirdiği “True Meaning of Religion or Risala dar Haqiqat-e Din” de (Bombay 1947, s. 72) göre Ali, “Görmediğim bir Tanrıya asla tapmazdım!” demiştir.1

 

Hacı Bektaş Velayetname’sine göre ise;

 

“Bir gün Tanrı Arslan’ı Ali Keremullahı veçheye (iki yüzü Hakk’a dönük) sordular: Tanrıyı görür müsün ki taparsın?’ Ali eder: ‘Görmesem tapmayıdım (tapmaz idim).2

 

Ve Kolayni de “Usul-u Kafi” de İmam Cafer Sâdık’ın şöyle buyurduğunu nakleder:

 

“Birisi, Müminlerin Emiri Hz. Ali’nin (a.s) yanına gelerek dedi ki: ‘Ey Müminlerin Emiri, kulluk ederken hiç Rabb’ini gördün mü?’ Ali (a.s) cevaben şöyle buyurdu: ‘Yazıklar olsun sana! Ben görmediğim Rabb’e kulluk etmem.’ Sonra da şöyle devam ettiler: ‘O baştaki gözle görülmez; ancak O’nu kalpler iman hakikatleriyle görür’.”

 

Ali’m Sen Âlimsin

 

Ali’m sen âlimsin biz bilmiyoruz

Gizemine akıl erdirmiyoruz

Dinsel dünyada görüşün nesnel

Sen maddeciymişsin biz görmüyoruz

 

“Ben devranın bilginiyim” diyorsun

Hem anası-babası oluyorsun

“Bilim elde et” diye öğütlüyorsun

Bilim adamısın biz bilmiyoruz

 

“Dünyada karşıtlık var” ne demektir

Açıkça diyalektik düşünmektir

Dilindeki “akıl, bilim, emektir”

Sosyalistmişsin de biz görmüyoruz

 

Sözün açık yorumlamak gerekmez

“Tok olan varlıklı açları görmez”

Emek sömürücü seni hiç sevmez

“Paylaş” demeni hiç düşünmüyoruz

 

“Kişinin barınacak evi olsun”

“Giyecek hırkası devliği olsun”

Yani ihtiyacı kadar pay alsın

Demek komünistsin de görmüyoruz3

 

Emek sermay’ çelişkisin görmüşsün

“Varlık şerefle sağlanmaz” demişsin

Aklı öne alıp bilg’üretmişsin

Sen bir öğretmensin biz görmüyoruz

 

Ali’m sen Tanrıyı insanda gördün

Onu “görmeseydim ben tapmam” derdin

İnsana Tanrısal değeri verdin

Evvel ahir sensin biz görmüyoruz

 

Peygamber “Bilimin kapısı” dedi

Övdü seni kızı Fatma’yı verdi

Derviş Baba ‘Ya Ali, meded!’ dedi

Sen aramızdasın biz görmüyoruz

 

 

Notlar:

 

1. Aktaran Henry Corbin, “Temps Cyclique et Gnose Ismaélienne”, Paris 1982, s. 14.

2. Hacı Bektaş Veli, Makalat, Haz. Sefer Aytekin, Emek Basım Yayımevi, İstanbul, 1954, s. 73.

3. Ya Şah-ı Merdan Ali! Türkiye Cumhuriyet devleti savcısı bu dizeleri ihbar kabul edip, hakkında soruşturma açar ve seni tutuklamaya kalkışırsa, benden yardım bekleme, başının çaresine bak. D.B.

 

                                                          -  Makaleler  -